Search

The aim of this study was to determine the quality of potato pulp silage (PPS) prepared with wheat bran and barley straw and the effects of the substituting corn silage with potato pulp silage at differing levels in dairy cows on milk yield, composition and rumen volatile fatty acid (VFA). The study consisted of two experiments. Nutrient con-tents, fermentation parameters, in situ organic matter (OM) and starch degradabilities, in vitro digestibility (IVD) and metabolic energy (ME) content of PPS were determined in the first experiment. The effects of substituting corn silage with potato pulp silage at 0%, 15%, 30% and 45% in the diet of lactating 12 dairy cows on feed intake, milk yield, milk components, rumen fermentation parameters were evaluated in the second experiment. While dry matter (DM), OM and crude protein (CP) contents, pH of silages were statistically similar, starch content, in vitro organic matter digesti-bility (IVOMD), ME, net energy lactation (NEL), and lactic acid values were significantly higher in PPS compared with corn silage (P0.05). It was concluded that; PPS prepared with wheat bran and straw had a very good silage quality and were even better than corn silage (control). Substitution of corn silage with PPS up to 45% did not cause any negative effects on rumen fermentation parameters and can be safely substituted with corn silage up to 45% in dairy cow diets., Bu çalışmanın amacı buğday kepeği ve saman ilave edilerek hazırlanan patates posası silajının (PPS) kalite özellikleri ile süt sığırlarında mısır silajı yerine değişik oranlarda patates posası silajı kullanımının süt verimi, sütün bile-şimi ve rumen uçucu yağ asitleri (UYA) üzerine olan etkilerini saptamaktır. Bu çalışma iki aşamada yürütülmüştür. İlk aşamada PPS’nin besin madde içerikleri, fermentasyon parametreleri, in situ organik madde (OM) ve nişasta sindirile-bilirlikleri, in vitro organik madde sindirilebilirlik (OMS) ile enerji düzeyleri saptanmıştır. İkinci aşamada ise PPS, mısır silajı yerine %0, 15, 30 ve 45 oranlarda ikame edilmiş ve 12 baş süt ineğinde yem tüketimi, süt verimi, süt bileşimi ile rumen fermentasyon parametreleri üzerine olan etkileri incelenmiştir. Silajların kuru madde (KM), organik madde (OM), hamprotein (HP) ve pH içerikleri istatistiki olarak benzer, nişasta, in vitro OM sindirilebilirlikleri, metabolik enerji (ME), net enerji laktasyon (NEL), ile laktik asit düzeyleri PPS’de mısır silajına göre daha yüksek bulunmuştur (P0.05). Sonuç olarak buğday kepeği ve saman ile hazırlanan PPS’nin silaj kalitesinin çok iyi ve hatta mısır silajından daha iyi olduğu belirlenmiştir. Süt ineği rasyonlarına mısır silajı yerine %45 oranında PPS katılması ineklerin rumen fermentasyon parametrelerinde olumsuz etkiye neden olmayacağı ve %45 oranında güvenle kullanılabileceği söylenebilir.

This experiment was carried out to determine the effects of substituting protein coming from soybean-meal at different levels with protein coming from pea and enzyme addition into diets containing from pea on performance and egg quality criteria in laying hens. The experiment was carried out with 30-week-old hens. Seven treatment groups, including control group, with 7 sub-groups that contained of 7 laying hens at each groups were established. A total of 343 laying hens were utilized in the study. Egg weight was significantly lower in hens fed diet containing 10% pea (D1) protein compared with the other groups at the end of the experiment (P, Bu çalışma, yumurtacı tavuk rasyonlarına soya küspesi yerine farklı düzeylerde bezelye ve bezelyeye ek olarak enzim ilavesinin performans ve yumurta kalite kriterleri üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Deneme 30 haftalık yaşta yumurtacı tavuklarda gerçekleştirilmiştir. Deneme, bir kontrol ve 6 muamele grubu olmak üzere 7 gruptan, her grup 7 alt gruptan ve her alt grup da 7 yumurta tavuğundan oluşturulmuştur. Toplam 343 yumurta tavuğu kullanılmıştır. Araştırma sonunda yumurta ağırlığının %10 bezelye (D1) olan grupta diğer gruplara göre önemli derecede düşük olduğu görülmüştür (P

With the constitutional amendment, it is envisaged that the procedures and prin-ciples of appointment of senior executives will be regulated by the presidential decree. However other elements of the statute required to regulate by legislative acts. The procedures and principles for the appointment of senior executives are set out in the Decree Law no:703 and the Presidential Decree no:3. Not only did the regulations determine the procedures and principles of the appointment, but also created a new status that partially differs from the civil servant status. In this study, the regulations regarding the senior executives are discussed together with the other constitutional provisions regarding public officials and the case law of the Constitutional Court., Anayasa değişikliğiyle üst kademe yöneticilerin atanma usul ve esaslarının Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmesi öngörülmüştür. Ancak atan-ma usul ve esasları statünün unsurlarından biri olup statünün diğer unsurların-da yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Üst kademe yöneticilerin atanma usul ve esasları 703 sayılı KHK ve 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde gösterilmiştir. Yapılan düzenlemeler atama usul ve esasını belirlemekle kalma-mış, görev süresi, mali hakları ve kamu hizmetine katılma biçimleri itibariyle Devlet memuru statüsünden kısmen ayrışan yeni bir statü oluşturmuştur. Ça-lışmada üst kademe yöneticilere ilişkin düzenlemeler, kamu görevlilerine ilişkin diğer Anayasa hükümleri ve AYM içtihadıyla birlikte ele alınmıştır.

Theaim of the present study was to determine the effects of soybean meal proteinsubstitution with pea at different levels in broiler diets on serum antioxidantvitamin and mineral levels. A basal (control) diet was prepared and threeexperimental diets were determined by the substitution of soybean meal proteinwith pea in basal diet; 20% (20% Pea) and 40% (40% Pea) of soybean meal crudeprotein (control) were substituted with pea protein in the basal diet to obtainthe treatment groups. Chicks were fed with the above-mentioned diets in groupsof 5 chicks in each subgroup (a total of 16 chicks for each treatment group)and the experiments lasted for 42 days. The blood samples were collected from12 chicks in each group. Serum Ca, Fe, Mg, Mn, Zn retinol, tocopherol andvitamin D levels were determined. It was determined that serum α-tocopherol,Fe, Mn and Mg levels did not change, however retinol and vitamin D levels increasedin P20 and P40groups. Ca levels significantly increased while Zn levelsdecreased in the P20 group. It can be concluded that pea levels in soy beanbased diet may affect serum mineral and vitamin levels in various ways., Buçalışma, soya proteini yerine farklı düzeylerde bezelye verilmesinin broilercivcivlerinin serum antioksidan vitamin ve mineral düzeylerine etkisininbelirlenmesi için planlandı. Bu amaçla, bir bazal (kontrol) diyeti hazırlandıve soya fasulyesi unu proteininin bazal diyetteki bezelye ile ikame edilmesiyleüç deneysel diyet belirlendi. Çalışma grupları, %20 (%20 Bezelye) ve%40 (%40Bezelye) olarak, soya küspesi ham proteini (kontrol) yerine bazal diyettekibezelye proteini ile ikame edilerek oluşturuldu. Civcivler, yukarıda belirtilendiyetlerle, her bir alt gruptaki 5 civciv grubunda (her deneme grubu içintoplam 16 civciv) beslendi ve deneyler, 42 gün sürdü. Kan örnekleri hergruptaki 12 piliçten toplandı. Serum Ca, Fe, Mg, Mn, Zn retinol, tokoferol ve Dvitamini düzeyleri belirlendi. Serum α-tokoferol, Fe, Mn ve Mg düzeylerinindeğişmediği, ancak retinol ve D vitamini düzeylerinin P20 ve P40 gruplarındaarttığı tespit edildi. P20 grubunda Zn düzeyi azalırken, Ca düzeyleri anlamlıolarak arttığı görüldü. Soya fasulyesi diyetindeki bezelye seviyelerinin serummineral ve vitamin düzeylerini çeşitli şekillerde etkileyebileceği sonucunavarılabilir.

With the establishment of the modern state concept, the civil service became a secure profession. However, it has been observed that practices were violated in different periods. The scope of civil servants’ assurance is not unlimited. Civil servants are obliged to act in accordance with the Constitution and laws. In this study, the practices that cause the dismissal of the civil servants in the Republic period were examined.During the state of emergency, exclusions were made by administrative acts and decrees having the force of laws. Those excluded by administrative acts can go directly to administrative courts. Those whose name is added to the list of decrees having the force of laws can go to the Ankara administrative courts following the mandatory administrative application. In this study, the legal nature and control ways of these transactions are examined., Modern devlet anlayışının yerleşmesiyle memurluk güvenceli bir meslek halini almıştır. Ancak farklı dönemlerde memuriyet güvencesini ihlal eden uygulamalara gidildiği görülmüştür. Memur güvencesinin kapsamı sınırsız değildir. Memurlar Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. Bu çalışmada Cumhuriyet döneminde memurların görevlerininin sona ermesine neden olan uygulamalar irdelenmiştir.OHAL süresince idari işlemlerle ve KHK eki listelere isim eklemek suretiyle ihraç işlemleri yapılmıştır. İdari işlemle ihraç edilenler doğrudan yargı yoluna gidebilmektedir. KHK eki listeye ismi eklenilenler ise zorunlu idari başvuru yolunu takiben yargı yoluna gidebilmektedir. Çalışmada bu işlemlerin hukuki niteliği ve denetim yolları incelenmiştir.

Bu çalışmada probiyotiklerin buzağıların canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yaralanma ve sağlığı üzerine etkilerini değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmada 18 adet Bu çalışmada canlı maya kültürünün buzağıların canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yaralanma ve sağlığı üzerine etkilerini değerlendirmek amaçlanmıştır. Katkısız ticari buzağı başlangıç yemi (K=Kontrol), ticari buzağı başlangıç yemine ile 5 gr/buzağı/gün (DCMK=Düşük Canlı Maya Kültürü) ve 10 gr/buzağı/gün (YCMK=Yüksek Canlı Maya Kültürü) canlı maya kültürü tüketen buzağı gruplarından oluşan 3 grup oluşturulmuştur. Çalışmanın sonunda bütün buzağılardan kan alınmıştır. Doğum ağırlıkları K, DCMK, YCMK sırasıyla; 41.58, 42.42, 41.17 kg, sütten kesme ağırlıkları ise aynı sırayla 81.50, 84.58, 85.58 kg olarak ölçülmüştür. Canlı ağırlık artışları değerlendirildiğinde DCMK, YCMK ve K için; 0.70, 0.74 ve 0.67 kg/gün, toplam canlı ağırlık artışı ise aynı sırayla 42.17, YCMK 44.42 ve kg 39.92 kg olarak belirlenmiştir. Deneme süresince DCMK 18039.17 gr, YCMK 15240.83 gr ve K 16935.83 gr yem tüketmişlerdir. Ortalama günlük tüketimleri ise DCMK 300.65 gr/gün, YCMK 254.01 gr/gün ve kg 282.26 gr/gün olarak hesaplanmıştır. Yemden yararlanma değerleri ise DCMK 419.44 gr yem/kg ağırlık artışı, YCMK 342.93 gr yem/kg canlı ağırlık artışı ve K 418.89 gr yem/kg ağırlık artışı olarak hesaplanmıştır. Deneme süreci boyunca buzağılarda isal görülme oranı DCMK de %66.67, YCMK de %33.33 ve K da ise %83.3 olarak tespit edilmiştir. Kan hücrelerinden lenfosit oranı katılan kattı oranına paralel olarak azalıkken nötrofil oranının (P=0.05) ise lineer olarak artış gösterdiği saptanmıştır. Sonuç olarak, süt buzağılarına verilen mayanın istatistiksel olarak olmasa da canlı ağırlık artışı, yemden yaralanmayı, buzağı sağlığını iyileştirdiği ve immum sistem üzerine de olumlu etkisi olabileceği kanaati oluşmuştur., The aim of this study was to evaluate the effects of live yeast culture (Saccharomyces cerevisiae) on calf live weight gain, daily live weight gain, fed intake, feed efficiency and health. Three groups were created by using calf fed starter diet without live yeast culture (Control group=C), with 5 gr/calf/day live yeast culture (Low dose live yeast culture =LDLYC) or 10 gr/calf/day live yeast culture (High dose live yeast culture =HDLYC). Blood samples were withdrawn from each calves at the end of experiment. Average birth weights of calves were 41.58, 42.42, 41.17 kg whereas average weaning live weights were 81.50, 84.58, and 85.58 kg for C, LDLYC and HDLYC, respectively. Daily live weight gains and total amount of weight gained during experiment were 0.67, 0.70, and 0.74 kg/d; and 39.92, 42.17, 44.42 kg for C, LDLYC and HDLYC, respectively. Mean daily feed intakes were 282.26, 300.65, and 254.01 gr/d for C, LDLYC and HDLYC, respectively. Mean feed efficiency values were 418.89, 419.44, and 342.93 gr feed/kg daily weight gain for C, LDLYC and HDLYC, respectively. Percentage of calves that had diarrhea during experiment was 83.33, 66.67 and 33.33 % for C, LDLYC and HDLYC, respectively. While the percentages of lymphocyte (P=0.06) linearly decreased the percentage of neutrophil (P=0.05) linearly increased with increasing levels of live yeast culture. In conclusion, it was thought that even though it was not statistically significant, addition of live yeast culture improved live weight gain, feed efficiency, and calf health and may have positive effect on immunity.

Bu çalışmada buzağı kayıplarının sebepleri ve kayıpları önlemeye yönelik tedbirler değerlendirilmiştir. Süt ineklerinde buzağı kayıplarına neden olan besleme yanlışlıları detaylı bir şekilde tartışılmıştır. Yine buzağıların hayatta kalmasında ağız sütünün önemi vurgulanmıştır. Sonuç olarak, sağlıklı bir buzağının sektöre kazandırılabilmesi için anne bakımında tutun, buzağıya verilen gıdalar ve gıdaların verildiği yemliklere kadar özen gösterilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.&nbsp

Bu çalışma, rasyona arpa yerine saman ve kepek ile hazırlanmış patates posası silajı katılmasının yağlı kuyruklu Akkaraman ve ince kuyruklu Kıvırcık x Akkaraman (G1) melezi kuzularda besi performansı üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Denemede, izonitrojenik ve izokalorik iki farklı rasyon hazırlanmıştır. Kontrol grubu (arpa bazlı), deneme grubu ise rasyondaki arpa miktarının KM bazında %10’u kadar patates posası silajı (patates posası silajı bazlı) içeren rasyondan oluşmaktadır. Çalışmada ortalama canlı ağırlıkları sırasıyla 30.20 ve 27.00 kg olan 6-7 aylık yaşta 28 Akkaraman, 52 Kıvırcık x Akkaraman (G1) erkek kuzu olmak üzere toplam 80 baş kuzu kullanılmıştır. Akkaraman ve Kıvırcık x Akkaraman (G1) melezi kuzular başlangıç canlı ağırlıkları eşit olacak şekilde rastgele iki gruba dağıtılmışlar ve farklı 2 rasyonla 55 gün boyunca beslenmişlerdir. Günlük yem tüketimleri her iki haftada bir belirlenerek kuru madde bazında eşit tutulmuştur. Kuzuların canlı ağırlık artışları, günlük canlı ağırlık artışları ve yemden yararlanma oranlarını belirlemek amacıyla her iki haftada bir canlı ağırlıkları tartılmıştır. Patates posası silajı tüketen Akkaraman ve KıvırcıkxAkkaraman (G1) kuzuların toplam canlı ağırlık artışı (15.19 kg ve 13.83 kg) ve günlük canlı ağırlık artışı (0.28 kg ve 0.25 kg) arpa ile beslenen her iki ırk kuzulara benzer (14.95 kg ve 12.80 kg, 0.27 kg ve 0.23 kg) bulunmuştur (P>0.05), ancak, Akkaraman kuzuların yemden yararlanma oranları (3.92 kg ve 3.96 kg) Kıvırcık x Akkaraman (G1) melezlerine göre daha iyi (4.30 kg ve 4.59 kg) olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma sonucunda arpanın enerji bakımından kuru madde bazında %10’u patates posası silajı ile ikame edilmesinin kuzuların besi performansı ve günlük canlı ağırlık artışını olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir.

SUMMARY: The aim of the study was to determine various morphological characteristics from birth to the age of 150th day of Boer x Hair goat F1 crossbred (BH) kids and pure Hair goat (HG) kids raised in semi-intensive conditions and reveal factors such as the effects of genotype, dam age, dam’s live weight, year, birth type and sex on this parameter. This study was applied between the years 2011-2012 in Çatak in the Van region and between the years 2013-2014 at the Yuzuncu Yil University Research and Practice Farm. Various body measurements; wither height, back height, rump height, sacrum height, body length, chest length, chest depth, chest circumference, circumference of leg, cannon bone circumference, chest width, front-rump width, mid-rump width were determined 29.8, 28.4, 28.7, 26.2, 28.7, 17.0, 13.3, 30.4, 26.9, 5.2, 5.9, 6.0, and 8.7 cm at birth, respectively; 43.8, 43.8, 44.6, 40.6, 43.6, 22.2, 19.3, 51.7, 41.4, 6.6, 9.2, 9.3, and 11.3 cm at 60th day, respectively; 56.1, 53.4, 54.4, 47.5, 53.3, 27.3, 24.1, 61.4, 49.6, 7.3, 10.6, 11.1, and 13.2 cm at 150th day, respectively for BH kids; 27.3, 25.9, 29.3, 25.3, 27.1, 15.9, 12.3, 29.0, 21.3, 5.1, 5.0, 5.6, and 7.4 cm at birth, respectively; 40.4, 40.1, 42.9, 37.6, 40.5, 22.3, 18.4, 48.1, 36.4, 6.0, 7.9, 9.1, and 10.8 cm at 60th day, respectively; 50.3, 49.2, 51.0, 45.7, 50.4, 27.5, 22.9, 57.3, 43.4, 6.5, 9.5, 10.7, and 11.9 cm at 150th day, respectively for HG kids. When all of the data was considered, it was concluded that the BH kids are much better than the HG kids for both morphological and zoometric values. RESUMEN: El objetivo del estudio fue determinar varias características morfológicas desde el nacimiento hasta la edad de 150 días en caprinos Boer x Hair goat F1 crossbred (BH) y Cabra pura (HG) criados en condiciones semi-intensivas y revelar factores tales como los efectos del genotipo, la edad, el peso vivo de la el tipo de nacimiento y el sexo entre otros. Este estudio fue realizado entre los años 2011-2012 en Çatak, región de Van y entre los años 2013-2014 en la Granja de Investigación y Práctica de la Universidad Yuzuncu Yil. Se estudiaron diversas medidas corporales: Altura del talón, altura de la espalda, altura de la grupa, altura del sacro, longitud del cuerpo, longitud del pecho, profundidad del tórax, circunferencia del pecho, circunferencia de la pierna, circunferencia del hueso del cañón, ancho del pecho, ancho de la grupa delantera y anchura media de la grupa, así se determinaron 29.8, 28.4, 28.7, 26.2, 28.7, 17.0, 13.3, 30.4, 26.9, 5.2, 5.9, 6.0 y 8.7 cm al nacer, respectivamente; 43.8, 43.8, 44.6, 40.6, 43.6, 22.2, 19.3, 51.7, 41.4, 6.6, 9.2, 9.3 y 11.3 cm en el 60º día, respectivamente; 56.1, 53.4, 54.4, 47.5, 53.3, 27.3, 24.1, 61.4, 49.6, 7.3, 10.6, 11.1 y 13.2 cm en 150 días, respectivamente para niños BH; 27.3, 25.9, 29.3, 25.3, 27.1, 15.9, 12.3, 29.0, 21.3, 5.1, 5.0, 5.6 y 7.4 cm al nacimiento, respectivamente; 40,4, 40,1, 42,9, 37,6, 40,5, 22,3, 18,4, 48,1, 36,4, 6,0,7,9, 9,1 y 10,8 cm en el 60º día, respectivamente; 50.3, 49.2, 51.0, 45.7, 50.4, 27.5, 22.9, 57.3, 43.4, 6.5, 9.5, 10.7 y 11.9 cm a los 150 días, respectivamente, para cabritos HG. Cuando se consideraron todos los datos, se concluyó que los cabritos BH son mucho mejores que los cabritos HG para los valores morfológicos y zoométricos.

Bu çalışmanın amacı İç Anadolu Bölgesinde yer alan 5 il (Ankara, Çankırı, Çorum, Kırşehir ve Kırıkkale) besicilik yapan işletmelerin genel durumlarını ortaya koymaktır. Çalışma kapsamındaki illerde bulunan işletmelerdeki hayvan barınaklarının genel durumları, işletmelerin materyal temini ve pazarlama yöntemleri, işletmelerin bakım ve beslemeye ilişkin uygulamaları, bölge besi işletmelerinde kullanılan kesif ve kaba yemlere ait besin madde içerikleri, besicilerin yaptıkları işten memnuniyet durumu ve besi sektöründe üretim yapmayı zorlaştıran unsurlar anket yardımıyla değerlendirilmiştir. Bölge genelindeki işletmelerin %54.50’sinde 1-2 kişinin çalıştığı, işletme sahiplerinin yalnızca %12.10’unun üniversite mezunu olduğu belirlenmiştir. Ahırların %56.10’unun kapalı ve %66.20’sinin bağlı duraklı olduğu tespit edilmiştir. Aydınlatma ve yemlik durumlarının iyi olduğu ancak temizliğin büyük oranda (%68.30) insan gücüyle yapıldığı tespit edilmiştir. Hayvan temininde en önemli kaynağın yakın pazarlar (%42.40) olduğu, kaba yemin yaklaşık yarısı (%45.50) konsantre yemin ise önemli kısmının (%84.80) satın alındığı belirlenmiştir. Besi sonrası, hayvanların önemli bir bölümünün (%54.60) canlı olarak pazarlandığı tespit edilmiştir. Hayvanların beslenmesinde işletmelerin %57.60’ının hazır karma yem kullandığı ve %56.10’unun yem karma için gerekli ekipmanının hiç olmadığı belirlenmiştir. İşletmelerin yaklaşık yarısının su ihtiyacı için kuyu suyunu kullandığı ve yem maliyetini azaltmak için de merayı kullandığı tespit edilmiştir. Besi sonlandırmada en önemli faktörün %69.70 oranında tecrübe olduğu ve işletmelerin %63.60’sının yaptığı işten memnun olduğu ve yapmaya da devam edeceği belirlenmiştir. Araştırma kapsamındaki illerde işletme sahiplerinin işlerini yapmayı zorlaştıran birinci faktörün yem maliyetleri olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, bölgedeki besi işletmelerinin genel durumuna bakıldığında yeni kurulan işletme ölçeklerinin büyüdüğü, işletme sahiplerinin eğitim düzeylerinde bir iyileşme olduğu ve buna bağlı olarak bilgi ve teknoloji kullanım eğilimlerinin iyileştiği, hayvan barınak durumlarının genel olarak iyi durumda olduğu ve yem maliyetleri işletme sahiplerinin işlerini en fazla zorlaştıran sorunların başında yer almaktadır.