11 results on '"Karagöz, Selim"'
Search Results
2. Kutlu zaferin 950. yılı: Malazgirt
- Author
-
Karagöz, Selim and Sabire Yazıcı Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
Malazgirt Meydan Muharebesi ,Orta Çağ Avrupa ,Yakın Doğu - Abstract
Malazgirt Meydan Muharebesi, Orta Çağ Avrupa ve Yakın Doğu tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Sultan Alparslan önderliğindeki Selçuklu Türklerinin, Orta Çağ’ın en güçlü devletlerinden biri olan Bizans İmparatorluğu ordusunu mağlubiyete uğrattığı bu muharebe neticesinde Anadolu’da Türklerin hâkimiyetinin kurulma süreci hız kazandı. Türkleri Anadolu’ya akın akın getirecek süreç, bir dizi geniş iklimsel, ekonomik, sosyal ve siyasal hadise dalgasının bir parçası olarak Türkistan ve Kafkasya’da başladı. Selçuklular, İslam’ı benimsemiş, XI. yüzyılda Horasan’a geçmiş ve 1040’ta Dandanakan Savaşı’nda Gaznelilerin egemenliğine son vermiş ve akabinde Tuğrul Bey önderliğinde kısa sürede İslam’ın bayraktarı konumuna yükselerek Horasan’a, Kafkasya’ya ve Bizans’ın kırılgan doğu sınırlarından faydalanarak Anadolu’ya nüfuz etmeye başladılar. Doğu Roma İmparatorluğu, geçmişte özellikle Karadeniz’in kuzeyinde, Kafkasya’da ve Balkanlardaki konargöçer halkların birçok kez akınlarına uğramıştı.
- Published
- 2021
3. The Last Byzantine Possessions in Anatolia in 1403–1419
- Author
-
KARAGÖZ, Selim
- Subjects
Tarih ,History ,Byzantium,Battle of Ankara,Ottoman Interregnum,Idris Bitlisi ,Bizans,Ankara Savaşı,Fetret Devri,İdris-i Bitlisî - Abstract
Osmanlı Devleti Ankara Savaşından sonra Fetret Devri’ne girince Bizans, özellikle Konstantinopolis’in etrafındaki bazı bölgeleri eline geçirdi. Bizans’ın Mezofinya olarak adlandırdığı Konstantinopolis’in Anadolu yakasından İznik’e kadar olan kıyı bölgesi de Bizans’ın eline geçen topraklardandı. Bu bölgeyi özellikle önemli kılan ise Nikomedya’dan Konstantinopolis’e uzanan askeri güzergâhı içine almasıdır. Savaştan sonraki süreçte Türkler adım adım bu bölgeleri tekrar ele geçirmişlerdir. Dönem tarihçileri ve XVI. yüzyıl tarihçileri bu bölgelere düzenlenen seferler hakkında kısa malumatlar içerirler. Bu kaynaklar bazı noktalarda örtüşmekle birlikte hadisenin farklı anlatım biçimleri mevcuttur. İlginçtir ki günümüz Osmanlı ve Bizans tarihçileri bu dönemde vuku bulan hadiseler hakkında malumat içeren Osmanlı kaynaklarını sıklıkla gözden kaçırıyorlar. Mezofinya’daki Osmanlı faaliyetleri ile ilgili Osmanlı kaynaklarından en detaylı ve ilginç olanlardan biri işbu makalede ele aldığımız Farsça nüshasıdır. Çalışmada İdris-i Bitlisî’nin Farsça nüshasının iki farklı yazması olan Paris ve Petersburg nüshaları tarafımızca kullanılmıştır. Bitlisî’nin bu nadide nüshasını tercümesinin yanında hiç yayımlanmamış aslı ile birlikte aktarıyoruz., When the Ottomans entered the Period of Interregnum (Fetret Devri) after the Battle of Ankara, the Byzantium Empire conquered certain regions in the empire, especially around Constantinople. The coastal region from the Anatolian side of Constantinople to Iznik, which Byzantium called Mesothynia, was also among the lands that were conquered by the Byzantines. What makes this region particularly important is that it includes the military route from Nicomedia to Constantinople. In the period after the war, the Turks gradually captured these regions again. The historians of XVth - XVI. century narrate brief information about the expeditions to these regions. Although these sources overlap at some points, there are different expressions of the incident. Interestingly, present-day Ottoman and Byzantine historians often overlook the Ottoman sources that contain information about the events that took place during this period. One of the most detailed and interesting Ottoman sources on Ottoman activities in Mesiphonia is the Persian document, which we discuss in this article. In this study, we used two different manuscripts (Paris and St.Petersburg) of the Persian version of İdris-i Bitlisî. We are transferring this rare copy of Bitlisî together with its translation as well as its unpublished original version.
- Published
- 2020
4. Dini ve siyasi hâkimiyet sembolü Ayasofya
- Author
-
Karagöz, Selim, Bayram, Mehmet, and Sabire Yazıcı Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
Ayasofya - Abstract
Ayasofya, milattan sonra altıncı yüzyıldan 1453'e kadar kilise, 1453'ten 1934'e kadar camii, 1934'ten 2020 Temmuz'una kadar müze olarak hizmet etmiş, o tarihten bu yana ise tekrar camii olarak kullanıma açılmış insanlık tarihinin en önemli mabetlerinden biridir. Yüzyıllardır doğu ve batı arasında bazen bir köprü, çoğunlukla da anlaşmazlık konusu olmuştur. Ayasofya. Dünyanın dört bir yanından camii yapılması kararına sevinen ve karşı çıkan sesler yükselirken, Ayasofya ile ilgili kararların dünyada bu kadar çok kişi ve devlet tarafından neden önemsendiğinin cevabı, bu muazzam mabedin tarihinde yatıyor. Tüm dünyanın küresel bir sağlık krizi yaşadığı bu günlerde, Ayasofya ile ilgili tartışmaların yeniden alevlenmesine tanık oluyoruz. Onu bu kadar özel kılan unsurlardan biri de, ilk inşasından itibaren siyasi ya da ruhani otorite mücadelelerinde önemli yer edinmiş olmasıdır. Ayasofya aslında, İmparator Büyük Konstantin'in bir projesiydi. 330 yılında Roma imparatoru Büyük Konstantin, imparatorluğun başkentini Konstantinopolis'e taşıdı. Kuruluşu hakkında efsaneler olan Byzas kenti artık "Yeni Roma" unvanına layık büyük bir şehirdi. Baştan ayağa yeniden inşa edilen şehrin mimari yapısı, yapılan Hıristiyan binaları, imparatorluğun yeni dini olan Hristiyanlığın yükselişini işaret ediyordu.
- Published
- 2020
5. Bilyar Arkeolojik Keşiflerinin 50. Yıl Dönümü: Büyük Şehrin Araştırma Sonuçları ve Sorunları
- Author
-
KARAGÖZ, Selim
- Subjects
Tarih ,History ,Arkeoloji,İtil (Volga) Bulgarları,Bilyar Müstahkem Yerleşimi ve Etrafı,Ana Bulgular,Araştırma Meseleleri ve Öngörüleri - Abstract
Bu makale, Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’ninAlekseyevsky İli’nde bulunan Ortaçağ Doğu Avrupa arkeolojisinin emsalsiz anıtı,müstahkem bir yerleşim olan Bilyar’da yapılan araştırmaların ana neticeleriniözetlemektedir. Bilyar hakkında Eski Rus kroniklerinden (kent, bu kroniklerde ‘Büyük Şehir’ olarak zikredilir) ve 10.- 14. yüzyıl Arapça ve Farsça kaynaklarından az miktarda bilgi günümüze gelmiştir.Kent kalıntıları, 18. yüzyıldan beri tarihçiler tarafından bilinmekle birlikte arkeolojikkazılar ancak 1967'de başlayabildi. Araştırmacılar, 20 yıl boyunca surduvarlarını ve beş kentsel mezar alanını (kentin merkezindeki soylularmezarlığı da dâhil) araştırdılar; yüzlerce müşterek yerleşim yeri, kamu binalarıve su kuyularının yanında üç adet tuğla yapının kalıntılarını, caminin anayapısından bağımsız minareye sahip bir ak taş Merkez Camiiyi ve birçok zanaatatölyesini (çömlekçilik, cam yapımı, demircilik ve metalurjik) ortayaçıkardılar. Bilyar kazıları sırasında yapılan keşifler, ülkenin arkeolojicamiasından olumlu tepkiler aldı. 1980'lerin sonlarından itibaren yeterlifinansmanın olmaması nedeniyle keşifler giderek seyrekleşti. Genellikle civarköylerde koruma amaçlı ufak çaplı kazılar gerçekleştirildi. Yerleşiminkendisinin araştırılmasına ise 2015’te devam edildi. Bilyar ve çevresindekikalıntılarda sistematik kazıların devamının gerekliliği, hem bilimsel hem depratik bakış açılarından - araştırma sonuçlarının turizm amaçlı kullanılması -açıkça görülmektedir. 
- Published
- 2018
6. Volga Bulgaria and Nomadic World
- Author
-
KARAGÖZ, Selim, primary, HUZİN, Fayaz Sharipovich, additional, and ŞAKİROV, Zufar Gumarovich, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
7. Nöronavigasyon Eşliğinde Burr-Hole ile İntraserebral Apse Aspirasyonunun Hastanede Yatış ve Antibiyoterapi Süresine Etkisi.
- Author
-
Şahinoğlu, Mert, Gündoğdu, Derya Karaoğlu, Ertaş, Murat, Karagöz, Selim, Uçar, Korhan, Yıldız, Fırat, Köktekir, Ender, and Karabağlı, Hakan
- Abstract
Copyright of Van Tip Dergisi is the property of Yuzuncu Yil University, Faculty of Medicine and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. İDİL (VOLGA) BULGARLARI VE GÖÇEBE DÜNYA.
- Author
-
HUZİN, Fayaz Şaripoviç, ŞAKİROV, Zufar Gumaroviç, and KARAGÖZ, Selim
- Abstract
Copyright of Mutefekkir, Faculty of Islamic Sciences is the property of Aksaray University, Faculty of Islamic Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
9. Vikingler
- Author
-
Karagöz, Selim and Sabire Yazıcı Fen Edebiyat Fakültesi
- Subjects
vikingler - Abstract
Vikingler, Avrupa tarihinde kalıcı etki bırakmış halklardandır. Avrupa tarihi dönemlere ayrılırken “Viking Çağı’’ diye bir başlık açılır. Viking Çağı, günümüz tarihçilerinin genel kabulüne göre MS 793 yılındaki Lindisfarne Manastırı saldırısı ile başladı. Vikingler, yaklaşık üç yüzyıl boyunca Ortaçağ Avrupa’sını kasıp kavurdular. Yine genel kabule göre Viking Çağı MS 1066’da Stamford Bridge Savaşı ile sona ermiştir. Viking etkisi, gerek yağmalarla, gerekse ticari faaliyetlerle Kuzey Atlantik’ten İspanya içlerine, Rusya’nın nehir yollarından Bizans topraklarına ve Hazar Denizi dolaylarına kadar yayıldı. Vikingler, genel algının aksine tek bir ordu halinde hareket eden ve müşterek bir ülkede yaşayan, aynı ırkın mensubu insanlar değillerdi. Norveçliler Kuzey Atlantik’te Faroe Adaları, İzlanda, Shetland ve Kuzey İskoçya’yı, kısmen de İrlanda ve Grönland’ı yağmalayıp kolonize ettiler. Ayrıca İngiltere’de ve Fransa’nın bir kısmında da etkili oldular. İsveçliler Avrupa’nın doğusuna gittiler, bugünkü Rusya coğrafyasında nehir yollarını takip ederek Bizans ile Türklerle ve İslam dünyası ile ilişkiler kurdular. Dinyeper’in kuzey havzasına yerleşerek Kiev Knezliğinin temellerini attılar. Danlar İngiltere’de, kıta Avrupa’sında ve İrlanda’da aktif oldular
- Published
- 2015
10. Vikingler ve Viking istila çağı (M. S. 793-1066)
- Author
-
Karagöz, Selim, Kuzuoğlu, Remzi, and Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Occupation ,Guns ,War technique ,Vikings ,European ,Ships - Abstract
Avrupa'nın birçok bölgesine saldıran, yağmalarda bulunan ve genel olarak ''Viking'' olarak adlandırılan halklardan bahsedilmiştir. Viking Çağı'nın M.S. 793'te başlayıp, M.S. 1066'da Stamford Bridge Savaşı ile bittiği kabul edilmektedir. Tezimizin ana bölümünü bu tarihler arasındaki Viking icraatları oluşturmaktadır. İkinci bölümde ele aldığımız Viking Çağı olaylarından önce Vikinglerin anavatanı olan İskandinavya'nın Viking Çağı öncesi tarihine göz atmamız gerekmekteydi. Bu yüzden üç ana bölüme ayırdığımız bu çalışmanın ilk bölümünde Viking Çağı'ndan önce İskandinavya konusunu ele aldık. İkinci bölümde öncelikle Vikinglerin Batı Avrupa'daki faaliyetlerine değindik. Burada Vikinglerin saldırısına maruz kalan en önemli güç Karolenj İmparatorluğuydu. Viking saldırılarının seyri ve bu saldırıların Karolenj İmparatorluğuna etkisi detaylı olarak değerlendirilmiştir. Daha sonra Britanya ve İrlanda bölgelerindeki Viking saldırıları ele alınmıştır. Vikinglerin İngiltere ve İrlanda'daki aktivitelerine değindikten sonra Kuzey Atlantik'teki Viking keşifleri konu edinilmiş ve sırasıyla Faroe Adaları, İzlanda, Grönland ve nihayet Vikinglerin Amerika kıtasını keşfetmeleri meselesine değinilmiştir. Batıdaki Vikinglerin faaliyetleri bu şekilde vurgulandıktan sonra doğuda (Doğu Avrupa, Rusya ve Hazar Denizi civarı) etkili olan ve çoğunlukla Rus veya Vareg olarak adlandırılan Vikinglerin tarihi konusu tartışılmıştır. Vikingler tüm bu coğrafyalarda çoğunlukla eş zamanlı bulunduğu için olaylar ve bölgelere yayılma tarihleri açısından kopuklukları önlemek düşüncesiyle çalışmanın sonuna bir kronoloji eklenmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise Vikinglerin başarısında başrolü oynayan Viking gemileri ve savaş teknolojileri açıklanmış, daha sonra da İskandinav mitolojisi konusu ele alınmıştır. Çalışmanın sonunda Vikinglerin dönem Avrupa'sı üzerinde büyük etki bıraktığını ve Avrupa tarihini şekillendiren önemli etmenlerden birisi olduğunu ortaya koyduk. Diğer taraftan doğuda Volga Bulgarları, Hazarlar ve Peçenekler gibi Türk topluluklarıyla, Arap İslam halklarıyla önemli ilişkilerinin olduğunu dile getirdik. Bu çalışmada Viking araştırmalarının başlangıcından beri ortaya konulmuş kaynaklardan elden geldiğince faydalanılmıştır. Fakat ne güncel bakış açılarına teslim olunmuş ne de geçmişe çok bağlı kalınmıştır. Eski kaynaklardan oldukça değerli ve halen güncelliğini koruyan eserler olduğu kadar güncel olup son derece sığ kalmış eserler de mevcuttur. O yüzden kaynaklar titizlikle taranmış ve Vikingler ile ilgili bilgiler en güncel haliyle sunulmuştur. The Vikings have a big impact on Medieval history. They left their homeland Scandinavia at the end of the VIIIth century and started to raid, pillage and burn down the whole Europe. They were the biggest nightmare of the rest of the Europe. This age started with the attack on Lindisfarne Monastry in today's Scotland and ended after the Stamford Bridge War in 1066. Viking Age effected both Scandinavia and the Europe. They caused so many changes in the medieval history. They explored the North Atlantic Islands such as The Faroe Island, Iceland, Greenland and they went even further to the Americas. Vikings discovered Newfoundland in North America and this made them the first Europeans to discover America. This happened around 500 years before Columbus. Vikings attacked and pillaged the monastries, towns and villages of the continental Europe, especially Carolingian Empire. They repeatedly attached Britain and Ireland as well. They left an enduring mark on Europe. The Vikings who went to Eastern Europe were often called the Rus' or the Varangians. These were mostly traders, merchants not raiders. These Vikings had a very close contact with Turkic people, Arabic world and with the Byzantium Empire. They played an inmortant role on the future of Russia. Vikings took many things along with them back to Scandinavia and this changed the face of Scandinavia dramatically. They also effected Europe in many ways. First of all, the great Viking longships had a big contribution on inproving the ship technology and build the big ocean ships which allowed the Europens to exploit the whole world. In this dissertation, we have dealt with nearly every aspect of the Vikings. We took a look at the history of Scandinavia before the Vikings and we had a wider perspective when we came to talk about the Viking Age. We also tried to have a look at their cultural aspects, mythology, warfare and literature. 263
- Published
- 2014
11. Aksaraylı Âşık Sururi Başer
- Author
-
Aygün, Necmettin and Karagöz, Selim
- Subjects
Aksaraylı Âşık Sururi Başer - Abstract
Tarih, Aksaray’ın önemli bir kültür ve medeniyet şehri olduğunu göstermektedir. Aksaray, bilhassa Selçuklu ve Osmanlı zamanlarında sayısız ilim ve tefekkür ehlinin yanında devlet adamlarını da yetiştirmiş olmasıyla dikkat çeken bir kültür havzasına karşılık gelmektedir. Aksaray’ın Cumhuriyet devrinde yetiştirdiği münevverlerden biri konumuz olan Âşık Sururi Başer’dir. Türk milleti, ürettiği destanlarla, masallarla, şiirlerle yüzyıllar boyunca kendi kültürünü şekillendirmiş ve günümüze kadar yaşatmıştır. Şiir geleneği Türk halklarında çoğunlukla atalardan torunlara aktarılarak süregelmiştir. Asırlar boyunca sazlarıyla, sözleriyle halkın derdine tercüman olan, halkla ağlayıp gülen âşıklar da çoğunlukla yetiştikleri ortamlarda özellikle ninelerinden, dedelerinden beslenirler. Bu usta-çırak ilişkisi, Manas Destanı’nı hâlâ devam ettiren sözlü geleneğin günümüze kadar aktarılmasındaki en önemli taşıyıcı unsurlardan olmuştur. Okulda okuyarak öğrenme şansı olmayan, meşhur bir âşığın yanında yetişme imkânı bulamamış olan Sururi Başer, ailesini, özellikle düğünlerde türkü söyleyen, ölümlerde ağıt yakan ninesini ve annesini örnek almış, ilk hocası ve ustası olarak annesini bellemiş ve bu sayede önemli eserler ortaya koymayı başarmıştır. Annesi sağlığında türküler söyleyen, ağıtlar yakan birisiydi. Kanaatimizce Sururi Bey, âşıklık özelliğini annesinden almıştır.
- Published
- 2019
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.