5 results on '"Kantaş, Mehmet Ziya'
Search Results
2. Selected Papers in the Field of History- I
- Author
-
Karagözoğlu, Berna; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Bedirhan, Yaşar; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Selçuk, Hava; Erciyes üniversitesi, Köse, Metin Ziya; Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Çakır, Gül; Dokuz Eylül Üniversitesi, Kılıç, Berces; Harran Üniversitesi, Başol, Samettin; Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Doğtekin, Abdullah; Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Aydın, Nurhan; Kafkas Üniversitesi, Öztürk Derici, Kübranur; Kafkas Üniversitesi, Türkmenoğlu, Mehmet Ali; Harran Üniversitesi, Kantaş, Mehmet Ziya; Harran Üniversitesi, Oğuz, Mustafa; Erciyes Üniversitesi, Doğan, Nejla; Karabük Üniversitesi, Karaca, İbrahim; Erciyes Üniversitesi, Tansü, Yunus Emre; Gaziantep Üniversitesi, Karagözoğlu, Berna; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Bedirhan, Yaşar; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Selçuk, Hava; Erciyes üniversitesi, Köse, Metin Ziya; Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Çakır, Gül; Dokuz Eylül Üniversitesi, Kılıç, Berces; Harran Üniversitesi, Başol, Samettin; Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Doğtekin, Abdullah; Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Aydın, Nurhan; Kafkas Üniversitesi, Öztürk Derici, Kübranur; Kafkas Üniversitesi, Türkmenoğlu, Mehmet Ali; Harran Üniversitesi, Kantaş, Mehmet Ziya; Harran Üniversitesi, Oğuz, Mustafa; Erciyes Üniversitesi, Doğan, Nejla; Karabük Üniversitesi, Karaca, İbrahim; Erciyes Üniversitesi, and Tansü, Yunus Emre; Gaziantep Üniversitesi
- Abstract
Zaman insanoğlu için en önemli kavramlarından biridir. E.H. Carr’ın belirttiği gibi geçmiş ile bugün arasında kesintisiz bir iletişim mevcuttur. Dolayısıyla insan ve toplumun geçmiş ve bugün arasında maddi, manevi bağı kaçınılmazdır. Geçmişin yorumu ile günün algılanması, gelecekte olabilecekler, birbiriyle örüntü halindedir. Bu açıdan her millet kendi tarihini ve tarihi çevresini tanımak zorundadır. İlk sıralar tarih öğretimi, hükümdarların kendi idolojilerini halka benimsetme vasıtası olarak, aynı zamanda hükümdar adaylarının da eğitiminde bir disiplin aracı olarak kullanıldı. Daha sonraları klasik dillerin öğretiminde tarihten yararlanıldığı görülmektedir. 16. yüzyıldan itibaren dini metinlerin, tarihsel çerçevede daha iyi kavranabilmesi için tarih çalışmalarının kullanıldığı görülmektedir. Tarih çalışmaları, Descartes ve Bacon’un bilimde metodun altını çizmeleriyle güç buldu. Vico ve Montesquieu ile başlayan ilmi ilerleme tarih felsefesi kuramcılarının çalışmalarına yansıdı ve tarih 19. yüzyıldan itibaren bilim dalları arasında yerini aldı. Türkiye’de modern tarih çalışmalarının temeli, cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından atıldı. Osmanlı Devleti zamanında tarih çalışmaları, ağırlıklı olarak ümmetçi tarih anlayışı doğrultusunda hazırlanmaktaydı. Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla birlikte Osmanlı tarihi çalışmalarına, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra ulusçu tarih çalışmalarına ağırlık verildiği görülmektedir. Dönemin şartları gereği çalışmalar yeterince bilimsel hazırlanmamıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte dil ve tarih çalışmaları ulusal hedefler doğrultusunda hazırlanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Türk tarihinin dünya medeniyetine önemli katkısının ve çok eski çağları kapsayan zengin bir geçmişi olduğunun altını çizerek, Türk tarihi ile ilgili yanlış iddiaların ispatlanması açısından objektif ve bilimsel metod uygulanarak, belgelere dayalı ulusal tarih çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini her fırsatta belirtmiştir. Cumhuriyetin i
- Published
- 2023
3. Tarih Alanında Seçme Yazılar- I
- Author
-
Karagözoğlu, Berna, primary, Bedirhan, Yaşar, additional, Selçuk, Hava, additional, Köse, Metin Ziya, additional, Çakır, Gül, additional, Kılıç, Berces, additional, Başol, Samettin, additional, Doğtekin, Abdullah, additional, Aydın, Nurhan, additional, Öztürk Derici, Kübranur, additional, Türkmenoğlu, Mehmet Ali, additional, Kantaş, Mehmet Ziya, additional, Oğuz, Mustafa, additional, Doğan, Nejla, additional, and Karaca, İbrahim, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Günümüz Bankacılığının Temeli: Para Vakıfları
- Author
-
Mehmet Ali Türkmenoğlu and Mehmet Ziya Kantaş
- Abstract
İslam toplumlarında hayır müesseseleri çok hassasiyetle üzerinde durulan bir konumda yer almıştır. İslam devletlerinde de hayır işleri bir yandan devlet tarafından yapılırken diğer taraftan onun ön açmasıyla neredeyse devlet bütçesine yakın güçleriyle vakıf kurumları tarafından yapılmıştır. Geniş bir perspektiften bakıldığında vakıflar, toplumu birçok yönden etkilemiş ve geliştirmiştir. Bu kurumların işleyişinden elde edilen gelirler; gerek dini, gerek sosyal gerekse de iktisadi amaçlı olarak halkın menfaati doğrultusunda kullanılmıştır. Devlet tarafından denetlenen vakıfların idari mekanizması da iç tüzük niteliğinde olan vakfiyenâmelerde ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiştir. Vakıfların uzun ömürlü ve güvenilir olmasının temelinde devletin etkisi yer almıştır. İslam devletlerinde birçok alanda önemli görevler üstlenen vakıflar, devletlerin gelişimine paralel olarak özellikle Osmanlı İmparatorluğuyla zirveye ulaşmıştır. Buna bağlı olarak faaliyetleri ve işleyiş yöntemlerinde de değişiklikler olmuştur. Faizin hoş karşılanmadığı İslam hukukunda, insanların yararı için, para vakıflarının ticari bir araç ve hayır kurumu olarak kullanılması bahsedilen değişikliklerden biri olmuştur. Para vakıflarıyla ilgili yapılan tartışma ve eleştirilere rağmen dönemin ulemasının çoğu bu işlemin kısaca peşin alıp vadeli satma olarak tanımlanabilecek bir ticaret olduğunu belirterek İslam şeriatına uygun olduğu yönünde fetva vermişlerdir. İcazeti verilmiş olan bu yapılanma ile İslam devletlerinde bankacılığın temelleri atılmış; halk nakit ihtiyacını tefecilerden değil bu kurumlardan karşılamıştır.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. Tarih Alanında Seçme Yazılar- I
- Author
-
Berna Karagözoğlu, Yaşar Bedirhan, Hava Selçuk, Metin Ziya Köse, Gül Çakır, Berces Kılıç, Samettin Başol, Abdullah Doğtekin, Nurhan Aydın, Kübranur Öztürk Derici, Mehmet Ali Türkmenoğlu, Mehmet Ziya Kantaş, Mustafa Oğuz, Nejla Doğan, and İbrahim Karaca
- Abstract
Zaman insanoğlu için en önemli kavramlarından biridir. E.H. Carr’ın belirttiği gibi geçmiş ile bugün arasında kesintisiz bir iletişim mevcuttur. Dolayısıyla insan ve toplumun geçmiş ve bugün arasında maddi, manevi bağı kaçınılmazdır. Geçmişin yorumu ile günün algılanması, gelecekte olabilecekler, birbiriyle örüntü halindedir. Bu açıdan her millet kendi tarihini ve tarihi çevresini tanımak zorundadır. İlk sıralar tarih öğretimi, hükümdarların kendi idolojilerini halka benimsetme vasıtası olarak, aynı zamanda hükümdar adaylarının da eğitiminde bir disiplin aracı olarak kullanıldı. Daha sonraları klasik dillerin öğretiminde tarihten yararlanıldığı görülmektedir. 16. yüzyıldan itibaren dini metinlerin, tarihsel çerçevede daha iyi kavranabilmesi için tarih çalışmalarının kullanıldığı görülmektedir. Tarih çalışmaları, Descartes ve Bacon’un bilimde metodun altını çizmeleriyle güç buldu. Vico ve Montesquieu ile başlayan ilmi ilerleme tarih felsefesi kuramcılarının çalışmalarına yansıdı ve tarih 19. yüzyıldan itibaren bilim dalları arasında yerini aldı. Türkiye’de modern tarih çalışmalarının temeli, cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından atıldı. Osmanlı Devleti zamanında tarih çalışmaları, ağırlıklı olarak ümmetçi tarih anlayışı doğrultusunda hazırlanmaktaydı. Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla birlikte Osmanlı tarihi çalışmalarına, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra ulusçu tarih çalışmalarına ağırlık verildiği görülmektedir. Dönemin şartları gereği çalışmalar yeterince bilimsel hazırlanmamıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte dil ve tarih çalışmaları ulusal hedefler doğrultusunda hazırlanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Türk tarihinin dünya medeniyetine önemli katkısının ve çok eski çağları kapsayan zengin bir geçmişi olduğunun altını çizerek, Türk tarihi ile ilgili yanlış iddiaların ispatlanması açısından objektif ve bilimsel metod uygulanarak, belgelere dayalı ulusal tarih çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini her fırsatta belirtmiştir. Cumhuriyetin ilk yılları inkılapların halka benimsetilmesine ağırlık verildiği için tarih çalışmalarına 1928 yılı itibariyle ağırlık verilmiştir. Türk Ocaklarının 6. Kurultayında “Türk Tarih Heyeti ” kurulmuştur. Atatürk’ün de içinde olduğu bu heyet toplamda sekiz toplantı gerçekleştirmiş, Türk Ocaklarının kapatılması üzerine Atatürk’ün yönergesiyle "Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti" kurulmuştur. 1935 yılında, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti adını "Türk Tarih Kurumu" olarak değiştirmiştir. Bu kurum üç ayda bir "Belleten " dergisini yayınlamaktadır. 1940’lı yıllarda Batı ve Dünya tarihi çalışmalarına da yer verildiği görülmektedir. Geçmişten çıkarılan dersler, geleceğe ışık tutarak yol gösterir. Tarih ilimi toplumların kültür seviyelerini maddi manevi yükseltirken, toplumlarda manevi kültürlerine sahip çıkma sorumluluğu da oluşturur. Günümüz devletlerinde, toplumda vatandaşlık bilincini oluşturmak adına okullarda ulusal tarih derslerine yer verilmektedir. Bir milletin tarihini öğrenmesi, varlığını devam ettirmesi açısından zorunludur. Diğer taraftan farklı ulusların tarihini okuyup, bu ulusların geçmiş diplomasilerini öğrenmek, bu ulusların günümüz politikalarını daha derinsel kavrayabilmemizi sağlar. Tarih Alanında Seçme Yazılar -I- başlıklı kitabımızın yayınlanma aşamasında, bizden emek ve desteklerini esirgemeyen Sayın yazarlarımıza ve Özgür Yayınlarına teşekkürlerimi sunarım.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.