3 results on '"Kamiş, Fatma"'
Search Results
2. Visitor behavior during hospital inpatient visitation.
- Author
-
Bayhan, Gulsum Iclal, Can, Rukiye, Elçi, Sinem, Kamiş, Fatma, Saritaş, Kaan, Yetim, Sümeyye, Ömerbeyoğlu, Zeynep, Haciibrahimoğlu, Hacer Su, Galandarova, Aysuna, Demir, Ezgi Ruken, Can, Merve, and Meletli, İlayda
- Subjects
VISITATION in hospitals ,HAND care & hygiene ,CHILD patients ,MEDICAL personnel ,HAND washing - Abstract
Introduction The common target audience of the current guidelines for the prevention of healthcare-associated infections is represented by healthcare workers. Behavioral protocols for visitors and caregivers that aim to prevent healthcare-associated infections are still not available. The aim of this study was to determine the behavior of the visitors and to determine possible behavior that would contribute to the transmission of pathogenic microorganisms, in order to provide suggestions for visitors in the post-pandemic period. Methods A survey about visitor behavior was administered to 621 visitors. The survey consisted of questions regarding the demographic features and the behavior of the patient visitors. Results Seventy-seven visitors (12.4%) had at least one infection-related symptoms. Overall, 426 (68.6%) visitors stated that they would cancel their visit if they had any infection-related symptoms. The location of the hand washbasin to wash or sanitize the hands at the patient’s unit was not known by 142 (22.9%) visitors. The number of visitors performing all hand hygiene steps was 351 (56.5%). Compliance with hand hygiene was not affected by age, gender, living in the same house as the visited patient, or visiting an adult or pediatric patient. Conclusions The visitors should be queried about symptoms of infectious disease at the entrance of the hospital. The knowledge level of the visitors about hand hygiene is not sufficient. Clear recommendations about when and how often visitors should practice hand hygiene and providing information at the entrance of the hospital will improve the hand hygiene compliance of the visitors. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Aile konutu
- Author
-
Kamiş, Fatma Türkan, Yalman, Süleyman, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Mülkiyet hakkı ,Konut ,Aile konutu ,Civil Law ,House ,Hukuk ,Medeni Hukuk ,Aile Hukuku ,Property right ,Family housing ,Dwelling house ,Law ,Family Law - Abstract
Aile, zamana, yere ve toplumdan topluma göre değişkenlik gösteren, toplumun temelini teşkil eden sosyal bir müessesedir. Ülkelerin gelişmeleri, bu kurumun her açıdan sağlıklı bir şekilde işleyip, gelişmesine bağlıdır. Sağlıklı aile esasına dayanmayan her topluluk zamanla yok olmaya mahkumdur. Bu sebeple, aile müessesi, bir devletin temelini teşkil eden kutsal bir müessese olup, kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı karşıt cinsin, sürekli bir birliktelik oluşturarak yasal yollarla birbirleriyle evlenmelerinden oluşur. Aile kurumunun sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için bu kurum içerisinde yer alan bireylerin, kişisel hak ve yükümlülükleri ile ailenin ortak menfaatlerin kanunlarla etkin bir şekilde korunması gerekir. Her devlet, kendi geleceği için, karşılıklı sevgi, saygı ve fedakarlık esaslarına göre yürütülmesi gereken bu kurumu, sosyal devlet ilkesinin bir gereği korunup, geliştirilmesini sağlayıcı tedbirler almak zorundadır. Bu doğrultuda, Türk kanun koyucusu, yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nu, 22.11.2001 tarihinde kabul edip, 1 Ocak 2002 tarihinde de yürürlüğe koymuştur. Bu kanunda, ailede kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik olmak üzere özellikle evliliğin genel hükümleri alanında köklü reformlar yapılmıştır. Yapılan reformlardan en önemlilerinden birisi de daha önce hukuk düzenlememizde bulunmayan aileyi koruyucu nitelikteki ?Aile Konutu? müessesidir. Kanun koyucu, aile konutu bakımından dar manadaki aileyi, yani sadece eşleri ve varsa çocukları dikkate aldığından, bir konutun aile konutu olarak kabul edilip korunabilmesi için eşlerden birinin üzerinde hak sahibi olduğu bir konutu aileye özgülemesi ve ortak yaşamı devam ettirmek üzere bu konutta fiilen eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşamaları gerekir. Evlilik birliği içerisinde eşler ve çocuklar için son derecede önem taşıyan aile konutunun belirlenmesinde eşlerin sübjektif iradeleri tek başına yeterli olmamalıdır. Aile konutunun belirlenmesi, üçüncü kişilerin de hukuki durumlarını etkileyebilecek bir husus olduğundan, bir konutun aile konutu olarak belirlenmesinde, konutun gerçekten aile konutu özelliklerini taşıması yanında, eşlerin söz konusu iradelerinin üçüncü kişiler tarafından bilinebilir olması (fiili kullanım) unsurunun da gerçekleşmesi gerekir. Aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin mülkiyet hakkının, üçüncü kişilerle miras şirketi ilişkisinden ya da paylı bir mülkiyet ilişkisinden doğması mümkündür. Miras şirketinde, kullanım hakkı kendisine bırakılan ve konutu aile konutu olarak özgüleyen eş, diğer maliklerin onayıyla, bu konut üzerinde ailesinin oturma hakkı ile bağdaşmayan hatta konutunun kaybı neticesini doğuran bir takım hukuki işlemlere girişebilir. Böyle bir durumda, konuta elbirliği ile malik bulunan diğer maliklerin çıkarları ile aile konutunda yaşayan diğer eş ve çocukların çıkarları birbirleriyle çatışabilir. El birliği ile malik olunan konut, diğer maliklerin ortak rızaları ile aile konutu olarak tahsis edildiğinden, yine maliklerin ortak rızaları olmadıkça mirasçı eş, konut üzerinde bir başka tasarrufta bulunamayacaktır. Buna karşılık, diğer maliklerin tümünün rızasının olduğu bir durumda, ortak malik olunan konuta ilişkin olarak diğer maliklerin, miras şirketinin ortak menfaatine olacak ve mirasçı eş tarafından gerçekleştirilecek bir tasarruf işlemi, aile konutunda yaşayan diğer eşin rızasına tabi kılınamaz. Böyle bir durumda, eşin çıkarı yerine diğer maliklerin tümünün ortak çıkarlarına üstünlük tanınmalı ve konut mirasçı eşin işlemleri karşısında Medeni Kanun'un 194. maddesi korumasından yararlanamamalıdır., Family, time, place and society to society by showing the variability of the society which constitutes the foundation is a social institution. Development of the country, from every angle of these institutions operate in a healthy manner and is connected to the development. Each community is not based on healthy family is doomed to disappear over time. For this reason, the family institution, is the basis of a state is a sacred institution, women and men in two separate anti-genus, by creating a permanent association will consist of the legally married to each other with. Institution of the family in a healthy way of functioning for the individuals within these institutions, personal and family rights and obligations of the laws of common interest to be protected effectively. Every state, for their own future, mutual love, respect and sacrifice should be conducted according to principles of this institution, a requirement of the principle of the welfare state protection, and development provider is obliged to take measures. In this regard, the Turkish legislator, the new Turkish Civil Law No. 4721, accepting on 11/22/2001, at January 1, 2002 was also enacted. In this Act, for ensuring gender equality in the family to the general provisions, particularly in the field of marriage was radically reformed. One of the most important reforms of our regulations are not before the family law, protective nature, "Family House" is the institution. Legislators, family housing in terms of the narrow sense, the family, that only spouses and any children, taking into account that a residential family dwellings considered whether to preserve one of the wives on the right to have a property to the family allocation and public life, to continue the housing actually his wife and children must live together. Within marriage to his wife and children is extremely important in determining spouses' subjective intent of the family home alone should be enough. Family residences to determine the third person the legal status could affect the issue because it is a residential family dwelling as determining the house is really family residential properties, transport as well as a spouse in question will, of third parties by the knowable is (actual use) an element that must happen. Family residences on the property of the spouse is entitled, in relation to third parties or heritage companies participating in a possible rise in property relations. Inherited the company, the right to use his left, and residential family housing as the allocation spouse, the other owners with the consent of this house on the family's right of residence incompatible with even the housing loss result led to a number of legal proceedings input can. In such a case, housing owners concur with the other owners with the interests of the other spouse and children living in family housing interests may conflict with each other. The housing associations have the right hand with the other owners with the consent of the joint family was allocated as housing, yet the common consent of the owner unless the heir husbands, unable to find housing in savings over the other. In contrast, the other owners all of the consent of that case, joint owners of the houses in relation to other owners of heritage company's common interest would be in and heir spouses be carried out by a savings process, the family home living in the other spouse consent to the subordination can not be. In such a case, instead of the other spouse out of possession superior to the common interests of all housing should be identified and action against the heirs of her husband's Civil Code 194 The article not be able to benefit from protection.
- Published
- 2010
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.