Search

The aim of our research is to test for manipulation in the bond market, and to establish whether the practice of benchmarking investment funds encourages such interference. We analyse end-of-day and intraday trading data from the Borsa Istanbul Bond Securities Market between 2014 and 2018 along with specific data from investment fund sector over the same period. Our results indicate that treasury bonds have most likely been manipulated at the months' end by trading activities of investment funds. Price and volume rose significantly in the run up to the end of the month before falling off in the days following.

1980’li yıllardan itibaren en iyi uygulama veya yasal düzenleme olarak yürürlüğe giren kurumsal yönetim ilkelerinin şirket faaliyetlerinin sürdürebilirliğinin uzun dönemde devam ettirilmesi, tüm paydaşların menfaatlerinin korunması, sahiplik ve kontrol ayrışmasının getirdiği yönetimsel sorunların çözülmesi ve temsil maliyetlerinin azaltılmasının hangi mekanizmalar aracılığıyla sağlanabileceğine ilişkin teorik ve ampirik çalışmalar açıklanmıştır. Bu bağlamda kurumsal yönetim mekanizmaları dâhili ve harici olmak üzere iki ana koldan gelişmiş olup, dâhili kurumsal yönetim mekanizmalarını şirketin kendisi belirleyebilirken veya etkileyebilirken, harici mekanizmalar ise şirketi etkilemekte veya şirketlere bir çerçeve oluşturmaktadır. Yönetim kurulu üye sayısı, yönetim kurulu üyelerinin dışardan veya bağımsız olarak atanmaları, yönetim kurulunda kadın üye bulunması veya kadın üye sayısının artırılması, genel müdür ile yönetim kurulu başkanının ayrı olması, pay sahiplerinin yönetim kurulu üyesi olması veya yöneticilerin pay edinmesi, ikili yönetim kurulları ve yönetim kurulu üyelerinin ücret paketleri ile performansa göre ücretlendirilmesi konularında kuralların oluşturulması dâhili mekanizmaları oluştururken, şirketin dışında şirketi çevreleyen hukuk düzeni, şirketin satın alınma veya ele geçirilmesi ve bu yöndeki tehditler, piyasa tepkisi, ekonomik yapılar ve rekabet ortamı harici kurumsal yönetim mekanizmalarını oluşturmaktadır., Kadıoğlu, E. (2021). Kurumsal Yönetim Mekanizmaları. E. Kadıoğlu (Ed.), Kurumsal Yönetim: Gelişimi, Teorileri ve Uygulamaları içinde (137-182 s.s.). Ankara: Gazi Kitabevi. Doi: 10.5281/zenodo.4672394

Dünyada son otuz yılda uygulamalarını gördüğümüz kurumsal yönetim, ülkemizde de son 20 yıldır finans piyasalarında her geçen gün önemini daha da artırarak karşımıza çıkmaktadır. Finans ve hukuk sisteminin içinde derin kökler salmaya başlayan kurumsal yönetimi pek çok yönleriyle ele alan hem uygulamacılara hem de akademik araştırmalara temel kaynak teşkil edilebilecek bir çalışmaya ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu ihtiyaca yönelik sermaye piyasası, kurumsal yönetim ve finans alanlarında hem mesleki hem de akademik birikimleri olan altı araştırmacı yazar tarafından kurumsal yönetimin gelişimi, teorileri, temel prensiplerinin yansımaları, mekanizmaları ile dünya ve ülkemiz uygulamaları kitabımızda açıklanmıştır., Kadioglu, E. (Ed.) (2021). Kurumsal Yönetim: Gelişimi, Teorileri ve Uygulamaları. Ankara: Gazi Kitabevi. Doi: 10.5281/zenodo.4672394

Bu çalışmada; reel sektöre ait faktörlerin Türk bankacılık sektöründeki kredi kalitesi veya takipteki kredilere olan etkisi araştırılmıştır. Bu amaca yönelik olarak 2010-2019 yılları arasında reel sektörün konsolide mali tabloları üzerinden hesaplanmış oranlar veya reel sektöre ait bazı konsolide veriler ile takipteki kredilerin toplam kredilere olan oranı analizlere dahil edilmiştir. Analizlerimiz için en küçük kareler Prais-Winsten dönüşümü ve küçük örnekler için Theil-Nagar dönüşümü yöntemi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, reel sektör firmalarının kapasite kullanım oranı, stok devir hızı ve aktif karlılığı ile takipteki krediler arasında negatif, reel sektör firmalarının cari oranı, kısa vadeli yabancı para cinsinden varlıkları ve konut satışları ile takipteki krediler arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir., In this study, the factors from real sector affecting the loan quality or non-performing loans of banks has been investigated for the Turkish banking sector. For this purpose, the ratios calculated over the consolidated financial statements of the real sector or a consolidated data of the real sector and the ratio of non-performing loans (non-performing loans to total loans) between 2010 and 2019 are utilised in the analysis. We used the least squares Prais-Winsten transformation and the Theil-Nagar transformation for small samples in our analysis. As a result, a negative relationship was found between the capacity utilization rate, stock turnover rate and return on asset of real sector firms and non-performing loans, and a positive relationship between real sector firms' current ratio, short-term foreign currency assets, housing sales and non-performing loans.

To reduce extraordinary price movement and to ensure more effective price formation at closing time, Borsa Istanbul implemented closing call auction sessions on March 2, 2012. This study tests the effect of closing call auction sessions on closing price manipulation in Borsa Istanbul using 102 shares in various indexes. The analysis focuses on 624 days from November 1, 2006 to May 31, 2012. The results reveal an upward-oriented closing price manipulation prior to the implementation of closing call auction sessions. The data show a significant elimination in closing price manipulation following the implementation of closing call auction sessions.

In this study, intraday return and volatility structures are researched in Borsa Istanbul using 102 shares in different indexes while focusing on the period between November 1, 2006 ��� May 31, 2012 by using 15-minute returns. Additionally, the effect of opening and closing call sessions, implemented on February 2nd, 2007 and March 3rd, 2012 respectively to reduce extraordinary price movement and ensure more effective price formation, on these structures are analyzed. For this purpose, the difference in the average and standard deviation of the 15-minute returns in the period before and after the implementation of call sessions are tested. Due to two separate trading sessions, the intraday return structure fits the double ���U��� form, the volatility structure fits the ���L��� form and both are consistent with the literature. Implementation of opening and closing call sessions significantly affected the structure of return and volatility at the opening time of the first session and closing time of the second session. Implementation of opening call session significantly decreased average return meanwhile increased volatility during the opening time of the first session. Implementation of closing call session significantly decreased the average return in the closing time of the second session and the volatility in the opening time of the first session.

In this study, intraday return and volatility structures are researched in Borsa Istanbul using 102 shares in different indexes while focusing on the period between November 1, 2006 – May 31, 2012 by using 15-minute returns. Additionally, the effect of opening and closing call sessions, implemented on February 2nd, 2007 and March 3rd, 2012 respectively to reduce extraordinary price movement and ensure more effective price formation, on these structures are analyzed. For this purpose, the difference in the average and standard deviation of the 15-minute returns in the period before and after the implementation of call sessions are tested. Due to two separate trading sessions, the intraday return structure fits the double “U” form, the volatility structure fits the “L” form and both are consistent with the literature. Implementation of opening and closing call sessions significantly affected the structure of return and volatility at the opening time of the first session and closing time of the second session. Implementation of opening call session significantly decreased average return meanwhile increased volatility during the opening time of the first session. Implementation of closing call session significantly decreased the average return in the closing time of the second session and the volatility in the opening time of the first session.

In this study, intraday return and volatility structures are researched in Borsa Istanbul using 102 shares in different indexes while focusing on the period between November 1, 2006 – May 31, 2012 by using 15-minute returns. Additionally, the effect of opening and closing call sessions, implemented on February 2nd, 2007 and March 3rd, 2012 respectively to reduce extraordinary price movement and ensure more effective price formation, on these structures are analyzed. For this purpose, the difference in the average and standard deviation of the 15-minute returns in the period before and after the implementation of call sessions are tested. Due to two separate trading sessions, the intraday return structure fits the double “U” form, the volatility structure fits the “L” form and both are consistent with the literature. Implementation of opening and closing call sessions significantly affected the structure of return and volatility at the opening time of the first session and closing time of the second session. Implementation of opening call session significantly decreased average return meanwhile increased volatility during the opening time of the first session. Implementation of closing call session significantly decreased the average return in the closing time of the second session and the volatility in the opening time of the first session.

Türkiye’de vade etkisi, diğer adıyla Samuelson hipotezi, 02.01.2008-02.08.2013 döneminde İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nda ve 05.08.2013-31.07.2014 döneminde Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda işlem gören Dolar ve Avro kuru, Altın, Borsa İstanbul Endeksi’ne ve tek paya dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin günlük getirilerinin varyansları üzerinden test edilmiştir. Türkiye’de vadeli işlemler 2005 yılından itibaren İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nda ve 2013 Ağustos’tan itibaren Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda işlem görmektedir. Türkiye’de 02.01.2008-31.07.2014 döneminde vadeli işlem sözleşmelerinde Samuelson hipotezi desteklenmektedir. Türkiye’de 02.01.2008-31.07.2014 döneminde vadeye yaklaştıkça vadeli işlem sözleşmelerinin volatilitesi artmaktadır. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Volatility increases as the maturity of the futures contracts approaches to the end, which named as Samuelson hypothesis or maturity effect, has been tested in Turkish Derivatives Exchange during period of 02.01.2008-02.08.2013 and Borsa Istanbul Derivatives Market during period of 05.08.2013-31.07.2014 by using daily variance of returns. Futures, underlying assets are USD/TL, €/TL, €/USD, Borsa Istanbul stock indices, Gold/TL, Gold/USD and single stock, are used for testing Samuelson hypothesis. Futures have been treading on Turkish Derivatives Exchange since 2005 and then after 2013 August on Borsa Istanbul Derivatives Market. Empirical results show that maturity effect is valid for futures in Turkey during the period of 02.01.2008-31.07.2014. In other words, volatility of future contracts increases as the time to maturity approaches in Turkey during the period of 02.01.2008-31.07.2014.

Eski Sermaye Piyasası Kanunu 1990’lı yılların başında ve sonunda önemli değişikliklere uğramış ve 30.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla yenilenmiştir. Eski kanunda ismen belirtilmeyen manipülasyon suçu yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla birlikte “Piyasa Dolandırıcılığı” olarak başlıklandırılmıştır. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla birlikte bilgi bazlı manipülasyon maddi unsurlar açısından genişletilmiş ve manevi unsur açısından daraltılmıştır. Eski kanunda açıklanması gereken bilgilerin açıklanmaması suretiyle yapılan bilgi bazlı manipülasyon suç olmaktan çıkarılmış ve idari para cezasına konu edilmiştir. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla işlem bazlı manipülasyonda manipülatif sayılabilecek fiiller artırılmış, maddi unsurlar genişletilmiş, suçun ispatı kolaylaştırılmış ve Avrupa Birliği’nin konuya ilişkin yönergelerine istisna tutulan işlemler de düzenlemelere dahil edilerek uyum artırılmıştır. Ayrıca yeni kanunla birlikte işlem bazlı manipülasyonda pişmanlık hükümleri getirilerek hapis cezasının para cezasına dönüştürülmesine ve hapis cezasında indirim sağlanmasına imkan sağlanmıştır, The previous Capital Market Law has been modified significantly at the beginning and end of 1990’s and replaced with the new Capital Market Law on December 30th, 2012. New law has referred to manipulation as market abuse whereas the manipulation was never mentioned in the previous law, there was only definition of offence. New Capital Market Law has broaden actus reus, constricted mens rea of information based manipulation. According to the previous law “not disclose the information which should be disclosed” was prohibited and referred to as information based manipulation. With the New Law, this has been removed, this act is not considered as manipulation anymore and it is now an act punished by an administrative fine. New Capital Market Law Law has identified additional acts and actions that can constitute market abuse, broaden actus reus, eased proofing of offence and increased compliance with EU’s relevant directives including exemptions. Furthermore, the new Capital Market Law has brought remorse conditions for revoking or reducing penalty punishment in trade based manipulation

This study investigates the information content of the cash dividend in the Turkish capital markets by using regression analysis. Data used in the study consist of 321 cash dividend announcements and relevant prices of 83 companies traded in Istanbul Stock Exchange during the 2003-2007 period. The main findings of the study are as follows: First, there is a significant negative relationship between cash dividend and abnormal return after the announcement. The announcement of a higher cash dividend per share results in a significant higher negative abnormal return and the announcement of a lower cash dividend per share results in a significant lower negative abnormal return. Therefore, cash dividend has information content. Second, the adjustment of prices to new information starts on the announcement day, and it continues at least 15 days. The most significant price adjustment takes place in the first three days. Finally, there is no significant relationship between cash dividend and abnormal return prior to the announcement day which implies that there is no significant information leakage prior to the information becoming publicly available.

1990 ve 2000’li yıllarda ortaya çıkan şirket skandalları sonrasında dünya çapında birçok ülke, ulusal hukuki ve siyasi sistemleri ile şirketlerin pay sahipliği yapısı gibi alanlarda birbirlerinden çok farklı yapıda olmalarına rağmen, şeffaflığı, hesap verilebilirliği ve yatırımcı güvenini artırmak amacıyla kurumsal yönetim alanında reformlar gerçekleştirmişlerdir. Şirketlere ilişkin hukuki düzenlemelerin çoğunlukla kanun seviyesinde düzenlenmesi nedeniyle birçok ülkede yasal değişiklikler yapılmış, ancak bunlara ek olarak “uy ya da açıkla” prensibi çerçevesinde zorunlu olmayan düzenlemeler şeklinde kurumsal yönetim ilkeleri geliştirilmiştir. Kurumsal yönetim alanındaki reformlar açısından öne çıkan ülkelerden İngiltere kurumsal yönetime yönelik olarak öz-düzenleyici bir yaklaşım sergilerken, ABD’de ise kanun düzeyinde düzenlemeler getirilmiştir. İngiltere’de oluşturulan Cadbury Komitesi Raporu, 1992 yılında kurumsal yönetim alanında ilkeler ortaya koyarak öncülük yapmış ve birçok ülkeye örnek olmuştur. Daha sonra OECD tarafından ilk olarak 1999 yılında yayımlanan kurumsal yönetim ilkelerine müteakiben de birçok ülkede benzer kurumsal yönetim ilkeleri yayımlanmıştır. Mevcut durumda dünya çapında belli başlı tüm ülkelerde kurumsal yönetim alanında kapsamlı reformlar gerçekleştirilmiş olup, bu alanda gelişim devam etmektedir. Bu çalışmada belli başlı ülkelerde kurumsal yönetim alanında gerçekleştirilen reformlara değinilmiştir., Barbaros, Y. (2021). Dünyada Kurumsal Yönetim. E. Kadıoğlu (Ed.), Kurumsal Yönetim: Gelişimi, Teorileri ve Uygulamaları içinde (183-216 s.s.). Ankara: Gazi Kitabevi. Doi: 10.5281/zenodo.4717663

Ekonomik kazanç amacıyla güdülen faaliyetlerin, bireysel çabaların ötesine geçerek şirketleşmeye ve sonrasında kurumsallaşmaya başlamasından itibaren, bu faaliyetlerin sürdürülebilir hale getirilmesi, doğrudan ya da dolaylı olarak faaliyet sürecine etkide bulunan daha fazla kesimlerin memnun edilmesi ve bunların daha çok ve daha verimli katkı vermelerinin teşvik edilmesi için faaliyet sürecinin iyileştirilmesine yönelik çabalar da süregelmiştir. Bu çabaların sonucunda kurumsal yönetim felsefesi ortaya çıkmıştır. Kurumsal yönetim adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk olmak üzere dört temel ilke üzerine bina edilmiştir. Bu temel ilkeler soyut olduğundan pratiğe yansımalarının belirlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, kurumsal yönetim konusunda herkese uyacak kuralların belirlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, bu dört temel ilke sonrasında gerekli belirlemelerin yapılması ülkelerin kendilerine bırakılmıştır. Ancak yine de OECD tarafından rehber olmaları açısından 1999 yılında kurumsal yönetim ilkeleri adı altında bir takım ilkeler açıklanmış ve son olarak bu ilkeler 2015 yılında güncellenmiştir. Benzer şekilde Türkiye’de de kurumsal yönetim ilkeleri SPK tarafından açıklanmıştır. Bu çalışmada, Kurumsal yönetimin temel ilkelerinden adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluğun OECD ve SPK tarafından açıklanan kurumsal yönetim ilkeleri bağlamında uygulamaya yansımaları konusuna değinilmektedir., Telçeken, N. (2021). Kurumsal Yönetimin Temel İlkeleri ve Yansımaları. E. Kadıoğlu (Ed.), Kurumsal Yönetim: Gelişimi, Teorileri ve Uygulamaları içinde (83-136 s.s.). Ankara: Gazi Kitabevi. Doi: 10.5281/zenodo.4717653

Şirketlerin yönetimi ile sahipliğinin ayrışmasını açıklamaya yönelik olarak teorik çalışmalar Vekâlet Teorisi ile başlamıştır. Süreç içerisinde, şirketlerin ekonomik sorumluluklarının yanı sıra sosyal ve çevresel sorumlulukları da öne çıkarılarak, hissedarlar ile diğer paydaşların menfaatlerinin de korunması gerektiği vurgulanmıştır. Böylece, ekonomi, finans, muhasebe, hukuk, psikoloji, sosyoloji, yönetim ve organizasyon gibi farklı alanlardan etkilenen yeni kurumsal yönetim teorileri geliştirilmiştir. Kurumsal yönetim teorileri, şirketlerin organizasyon yapısına, yönetim ve denetim kurulu yapısı ve oluşumuna, üst yönetimin görevlerine yönelik sorunları ortaya koyarak bu sorunlara çözüm önerileri geliştirmektedir. Bu teorilerin her biri, kurumsal yönetimin gelişmesinde ve şirketlerin en iyi şekilde yönetilebilmesinde önemli katkılar sunmaktadır. Bununla birlikte, tüm paydaşların menfaatini koruyan genel bir teori henüz geliştirilememiştir. Bu bölümde, Vekâlet Teorisi, Paydaş Teorisi, Kâhyalık Teorisi, Yönetsel Egemenlik Teorisi, Miyop Piyasa Teorisi, İşlem Maliyeti Teorisi, Kaynak Bağımlılığı Teorisi, Stratejik Liderlik Modeli, Davranışsal Vekâlet Modeli, Finans Modeli, Politik Model, Meşruiyet Teorisi, Politika Yönetim Modeli, Katılımcı Model, Güven İlişkisi Modeli ve Sosyal Sözleşme Teorisi ele alınmıştır., Özbay, E. (2021). Kurumsal Yönetime İlişkin Teoriler. E. Kadıoğlu (Ed.), Kurumsal Yönetim: Gelişimi, Teorileri ve Uygulamaları içinde (43-82 s.s.). Ankara: Gazi Kitapevi. Doi: 10.5281/zenodo.4717645

Kurumsal Yönetim (corporate governance) şirketlerin yönetimi ile sahipliği ayrıldığından beri ortaya çıkan vekâlet sorununun (agency problem) nasıl izale edileceğine ilişkin gösterilen çabaların ortak adı olup, şirketleşmenin tarihi kadar eskidir. Liberal ekonomi politikalarının dünyada yaygınlaşmasının neticesinde serbest piyasa ekonomisinin merkezine yerleşen dev şirketlerin nasıl idare olunacağı sadece ortakların veya yöneticilerin değil, ekonomik istikrarı bozma tehdidine karşı, bütün bir toplumun meselesi haline gelmiştir. 1990’lı yıllardan itibaren önce İngiltere’de hazırlanan raporlarla popülerleşen kurumsal yönetim çalışmaları OECD gibi uluslararası kurumların da desteği ile küresel olarak yaygınlaşmıştır. Başlangıçta şirketleri dizginlemek için getirilen ilkeler, şirket skandallarının sayısı ve boyutu arttıkça yumuşak kurallardan saha sert düzenlemelere doğru evrilmiştir. Her ülke kendi kurumsal yönetim iklimini oluştursa da, kurumsal yönetim çalışmalarının şirketleri daha demokratik, hesap verebilir, şeffaf ve dürüst hale getirme hedefleri ortaktır. Bu hedeflere ulaşmak için getirilecek ilkeler, kurallar kurumsal yönetim çalışmalarının konusunu oluşturmaktadır., Bostancı, F. (2021). Kurumsal Yönetimin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi. E. Kadıoğlu (Ed.), Kurumsal Yönetim: Gelişimi, Teorileri ve Uygulamaları içinde (1-42 s.s.). Ankara: Gazi Kitabevi. Doi: 10.5281/zenodo.4717632