Search

Bu araştırmada fen eğitiminde girişimcilik konusuyla ilgili Türkiye’de 2013-2021 yılları arasında yapılmış çalışmaların çeşitli temalar altında incelenerek genel eğilimin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışma nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasına göre yapılandırılmıştır. Durumu ortaya çıkarmak için ise meta-sentez çalışması yürütülmüştür. Çalışmanın sonuçları frekans ve yüzde şekilleri verilerek sunulmuştur. İnceleme sonucunda yayın türü olarak en fazla makale çalışmasının olduğu, çalışmaların en çok 2019 yılında yapıldığı ve yöntem olarak nicelin, araştırma deseni olarak ise daha çok taramanın tercih edildiği belirlenmiştir. Ayrıca incelenen çalışmalarının çoğunlukla fen bilimleri öğretmen adayları ve ortaokul öğrencileriyle yapıldığı belirlenmiştir. Veri toplama aracında en fazla ölçeğin, verilerin analizlerinde ise daha çok içerik analizinin kullanıldığı tespit edilmiştir. Çalışmaların araştırma konuları incelendiğinde girişimcilik ile ilgili cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkeninin etkisine odaklanan çalışmaların çokluğu göze çarpmaktadır. Bu araştırmanın araştırmacılara az çalışılan konular hakkında yol gösterebileceği söylenebilir., In this research, it is aimed to reveal the general trend by examining the studies conducted in Turkey between 2013-2021 on the subject of entrepreneurship in science education under various themes. The study was structured according to the case study, one of the qualitative research designs. A meta-synthesis study was carried out to reveal the situation. The results of the study are presented by giving frequency and percentage figures. As a result of the examination, it was determined that there were article studies most as the type of publication, the most of the studies were conducted in 2019, and the quantitative method was preferred as the method, and the scanning was preferred more as the research design. In addition, it was determined that the studies examined were mostly conducted with pre-service science teachers and secondary school students. It was determined that most of the scales were used in the data collection tool and content analysis was used more in the analysis of the data. When the research subjects of the studies are examined, the majority of studies focusing on the effect of gender and class level variable on entrepreneurship are striking. It can be said that this research can guide the researchers about the less studied subjects.

Araştırmanın amacı fen bilgisi öğretmen adaylarının fen eğitiminde sanal müze kullanımına yönelik görüşleri incelemektir. Araştırmaya 11 farklı üniversitede öğrenim görmekte olan 26 fen bilgisi öğretmen adayı katılmıştır. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması desenine göre yürütülmüştür. Çalışma gurubu seçilirken amaçlı örneklem yönteminden maksimum çeşitlilik örneklemesinden yararlanılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak sanal müzeye yönelik görüş formu kullanılmıştır. Veriler Google Form aracılığıyla ile toplanmıştır. Çalışmada veri analiz yöntemlerinden içerik analiz yöntemi kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Yapılan görüşmelerde adaylar sanal müzelerde ortamının sanal olduğunu, çevrim içi etkileşimle gezilebileceğini, mekân ve materyal gerektirmediğini, hızlı, doğru ve güvenilir bilgi verici olduğunu, gerçeğinden daha az imkanlı olduğu ve sınırlı gezinti imkanlı olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların çoğu fen eğitiminde kullanılabilecek sanal müzeleri bilmediğini ya da fikrinin olmadığı belirtmişlerdir. Katılımcılar sanal müzeleri fen eğitiminin öğretim sürecinde kullanabileceklerini belirtmişlerdir. Öğretmen adayları sanal müzelerin avantajları olarak, zaman ve mekân erişimi olmadan herkesin çevrim içi olarak katılabilmesinin fırsat eşitliği sağlayacağını düşündüklerini ifade etmişlerdir. Adaylar fen eğitiminde sanal müze kullanımında karşılaşılabilecek sorunların teknoloji ve teknoloji beceri yetersizliğinden kaynaklanabileceğini düşünmektedirler. Eğitim öğretim faaliyetlerine sanal müze uygulamalarının entegre edilmesinin sanal teknolojilerin doğru ve etkili kullanılmasını sağlayabileceği düşünüldüğünden, konu hakkında farklı çalışmaların yürütülerek olumlu ve olumsuz yanlarının daha detaylı araştırılması önerilmektedir., It has been aimed to examine the opinions of science teacher candidates' opinion on the use of virtual museums in science education in this study. 26 different science teacher candidates studying at 11 different universities participated in the research. The study was conducted as a case study model, one of the qualitative research methods. Maximum variation sampling, a purposive sampling method was used for choosing the study group. In the study, the interview technique and the interview form named opinions about the virtual museum were used as data collection methods and tools, respectively. The data was collected by the Google Forms web application. In the study, the data were analyzed using the content analysis method, one of the analysis methods. In the interviews, the candidates stated that the environment of virtual museums is virtual, can be visited with online interaction, does not require place and materials, provides fast, accurate, and reliable information, is less convenient than the real one, and has limited exploration possibilities. Candidates stated that they had no idea about most of the virtual museums that can be used in science education. They emphasized that virtual museums can be used in the teaching process of science education. Additionally, they remarked as advantages of museums that anybody can participate online independent from time and place, and it can provide equality of opportunity. Participants think that the lack of technology and technological skills may cause the possible problems of virtual museum use. It is recommended to conduct further studies for determining positive and negative aspects of it in detail since it is thought that integrating virtual museum applications into education and training activities can lead to the correct and effective use of virtual technologies.

This research aims to examine the secondary school Science Curriculum within the framework of the objectives of environmental education. The study was structured according to the qualitative research approach. Document analysis, one of the qualitative research methods, was used in the research. The data in the research were obtained from the secondary school Science Curriculum. The achievements in the program were used as the data set. The obtained data were analyzed by content analysis. For the reliability of data analysis in the study, the percentage of agreement between researchers was determined as 0.84. As a result of the analysis of the research data, it was revealed that the science curriculum includes nine learning outcomes at the 5th grade, two at the 6th grade, seven at the 7th grade, and finally 14 at the 8th grade. As a result of the examination of the determined environmental gains, it has been determined that the students who graduated from secondary school are aimed to achieve all the aims of environmental education accepted in the literature., Bu araştırmanın amacı, ortaokul Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nı çevre eğitiminin amaçları çerçevesinde incelemektir. Çalışma nitel araştırma yaklaşımına göre yapılandırılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Araştırmada veriler, ortaokul Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı dokümanından elde edilmiştir. Programdaki kazanımlar veri seti olarak kullanılmıştır. Elde edilen veriler, içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırmada veri analizinin güvenirliği için araştırmacılar arası uyum yüzdesi 0.84 olarak belirlenmiştir. Araştırma verilerinin analizi sonucunda fen bilimleri dersi öğretim programında çevre ile ilgili, 5. sınıf seviyesinde dokuz, 6. sınıf seviyesinde iki, 7. sınıfta yedi ve son olarak 8. sınıfta 14 kazanım ifadesinin yer aldığı belirlenmiştir. Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’ndaki çevre kazanımlarının incelenmesi sonucunda, öğrencilerin alan yazında kabul gören çevre eğitiminin tüm amaçlarına ulaşmasının hedeflendiği tespit edilmiştir.

The development of information technologies has brought many alternative methods to traditional learning environments such as virtual laboratories. Classroom teachers who introduce students to science and scientific events have a great responsibility to teach science lessons with innovative applications. The aim of this instrumental case study is to investigate the pre-service classroom teachers’ views about virtual laboratories, and the advantages and disadvantages of virtual laboratories. The data was collected from 45 second-year pre-service classroom teachers from a university in Turkey during the fall semester of 2020-2021. In the study, pre-service teachers were made synchronous virtual laboratory applications in distance education. Afterward, open-ended questions were asked to pre-service teachers to evaluate their opinions about the virtual laboratory. Data were analyzed through content analysis method. According to the findings, most of the pre-service teachers defined virtual laboratories as laboratory simulations while some others defined as internet-based, online and computerized laboratories. Regarding the advantages, participants mostly stated that virtual laboratories are accessible anytime and anywhere, and are beneficial in schools without laboratory facilities. Regarding the disadvantages, the participants generally stated that virtual laboratory experiments are not as effective as face-to-face education, and they would provide less permanent learning since they did not turn into action., Bilişim teknolojilerinin gelişimi, sanal laboratuvarlar gibi geleneksel öğrenme ortamlarına alternatif birçok yöntemi geliştirmiştir. İlköğretim öğrencilerini fen ve bilimsel etkinliklerle tanıştıran sınıf öğretmenlerine fen derslerini yenilikçi uygulamalarla buluşturmak konusunda büyük sorumluluk düşmektedir. Bu durum çalışmasının amacı, sınıf öğretmen adaylarının sanal laboratuvarlar ve sanal laboratuvarların avantaj ve dezavantajları hakkındaki görüşlerini araştırmaktır. Veriler, 2020-2021 güz döneminde Türkiye'de bir üniversitede öğrenim gören 45 sınıf öğretmen adayından toplanmıştır. Araştırmada öğretmen adaylarına uzaktan eğitimde senkron sanal laboratuvar uygulamaları yapılmıştır. Daha sonra öğretmen adaylarına sanal laboratuvar hakkındaki görüşlerini değerlendirmeleri için açık uçlu sorular sorulmuştur. Veriler içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarının çoğu sanal laboratuvarları laboratuvar simülasyonları olarak tanımlarken, bir kısmı da internet tabanlı, çevrimiçi ve bilgisayarlı laboratuvarlar olarak tanımlamıştır. Sanal laboratuvarların avantajları konusunda, katılımcılar çoğunlukla sanal laboratuvarların her zaman ve her yerde erişilebilir olduğunu ve laboratuvar imkanı olmayan okullarda faydalı olduğunu belirtmişlerdir. Dezavantajlara gelince, katılımcılar genel olarak sanal laboratuvar deneylerinin yüz yüze eğitim kadar etkili olmadığını ve eyleme dönüşmedikleri için daha az kalıcı öğrenme sağlayacaklarını belirtmişlerdir.

Bu çalışmanın amacı fen bilgisi öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğini tercih etmelerindeki faktörlerin belirlenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 öğretim yılının bahar döneminde Kayseri’de bulunan bir devlet üniversitesinin birinci sınıfında öğrenim görmekte olan 22 fen bilgisi öğretmen adayı (16 kadın, 6 erkek) oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırmayöntemlerinden durum çalışmasına başvurulmuştur. Veri toplama aracı olarak iki açık uçlu sorudan oluşan bir yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz kullanılmıştır. Araştırmada öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğini tercih nedenleri iki tema (dışsal ve içsel faktörler) ve sekiz kategori altında toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, öğretmen adaylarının meslek tercihlerinde hem içsel hem de dışsal faktörler rol oynamakla birlikte, dışsal faktörler sayıca daha fazla olup, bu faktörlere vurgu yapan katılımcı sayısı da daha fazla bulunmuştur. Dışsal faktörler aile etkisi, yetersiz puan, kadınlar için uygunluk, ekonomik güvence ve tatil imkânı adlı beş kategori altında toplanmıştır. İçsel faktörler iseöğretmekten keyif alma, eğlenceli olma ve çocukları sevme olarak üç kategori altında toplanmıştır. Öğretmen adaylarının yaklaşık üçte biri öğretmenlik mesleğinin ilgi alanlarına ve yeteneklerine uygun olmadığını, 12 öğretmen adayı ise bu mesleğin isteklerine uygun olmadığını ifade etmiştir., The aim of this study is to determine the factors affecting pre-service science teachers’ choice of the teaching profession. The study group of the research consists of 22 first-year pre-service teachers (16 females, 6 males) studying at a university in Kayseri, Turkey in the spring semester of the 2018-2019 academic year. Case study as a qualitative research design was used in the study. A semi-structured interview form consisting of two open-ended questions was used as a data collection tool. These questions are as follows: (1) What is the main factor in choosing the teaching profession? (2) Do you think the teaching profession suits your interests, wishes and abilities? Content analysis method was used in the analysis of the data. According to the findings obtained from the first interview question, although both internal and external factors play a role in the profession preferences of pre-service teachers, external factors outnumbered internal factors, and the number of participants emphasizing external factors is also higher. External factors are grouped under four categories: Family, having not enough score, being suitable for women, economic security, and vacation opportunity. Internal factors are grouped under three categories: Enjoying teaching, being fun, and liking of children. According to the findings obtained from the second question, one third of the pre-service teachers stated that the teaching profession is not suitable for their interests and abilities, and 12 pre-service teachers stated that this profession is not suitable for their wishes.

The purpose of this study is to reveal of perceptions academicians in science education towards science course, through metaphors. The research was implemented in 2016 through the online metaphor form. 55 (28 female, 27 male) academics from 35 universities participated in the research. A metaphoric data collection tool was used in the research; it was in the form of “Science course is like …… Because it is ……”. Participants have created 37 types of metaphors about science course. It has been observed that the most frequently metaphors used by the academicians in science education were “life”, “living” and “sun”. Metaphors have been analyzed considering the reasoning behind them and they were clustered under seven categories. As a result, the metaphors and related categories created by academicians in science education revealed that participants have usually a positive perception about the science course., Bu araştırmanın amacı, fen bilgisi eğitimi alanındaki akademisyenlerin fen bilimleri dersine ilişkin algılarını metaforlar aracılığıyla ortaya çıkarmaktır. Araştırma 2016 yılında çevrimiçi metafor formu aracılığıyla uygulanmıştır. Araştırmaya 35 üniversiteden 55 (28 kadın, 27 erkek) akademisyen katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Fen bilimleri dersi …………… gibidir. Çünkü ……………” şeklinde bir metafor formu kullanılmıştır. Katılımcılar fen bilimleri dersi ile ilgili toplam 37 çeşit metafor oluşturmuştur. Araştırmada fen bilgisi eğitimi alanındaki akademisyenlerin “hayat”, “yaşam” ve “güneş” metaforlarını sıklıkla oluşturdukları gözlenmiştir. Katılımcılar tarafından oluşturulan metaforlar, metaforların gerekçeleri ile birlikte incelenmiş ve yedi kategori altında toplanmıştır. Sonuç olarak fen bilgisi eğitimi alanındaki akademisyenlerin fen bilimleri dersine karşı oluşturdukları metaforlar ve ilişkilendirildikleri kategoriler incelendiğinde genel olarak katılımcıların fen bilimleri dersi ile ilgili olumlu algıya sahip oldukları gözlenmiştir.

Amaç: Takayasu arteriti büyük arterleri etkileyen granulomatöz bir vaskülit olup, oküler kan akımında azalmaya yol açtığı gösterilmiştir. Oküler kan akımının azalmasının iskemik hipoteze göre glokom gelişimi için önemli bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı Takayasu arteritinin, glokomatöz optik sinir hasarı gelişimine katkıda bulunup bulunmadığının aydınlatılmasıdır.Gereç ve yöntemler: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Romatoloji Bilim Dalı'nda takip edilen 62 Takayasu arteriti hastası ve 51 sağlıklı gönüllü çalışmaya dâhil edildi.Çalışma kapsamında tüm katılımcılara görme keskinliği değerlendirilmesi, biyomikroskopi ve dilate fundus muayenesini içeren detaylı bir oftalmolojik muayenesi yapıldı. Tüm hastaların retina görüntüleri fundus kamera (Visucam 524, Zeiss, Jena, Almanya) ile kayıt altına alındı, lüzum halinde ayrıca fundus fluoresein anjiyografi görüntülemesi yapıldı. Tüm katılımcıların maküla kalınlıkları, retina sinir lifi kalınlıkları (RNFL), gangliyon hücre tabakası kalınlıkları veBruch membran açıklığı-minimum kenar genişliği görüntülemeleri ve analizleri spektral domain optik koherens tomografi cihazı (Spectralis, Heidelberg Engineering GmbH, Heidelberg, Almanya) ile yapıldı. Aynı cihazın EDI-OKT modu kullanılarak subfoveal koroid kalınlıkları, peripapiller koroid kalınlıkları, lamina kribroza kalınlıkları ve prelaminar doku kalınlıkları manuel olarak ölçüldü. Ayrıca tüm hastalarda tarayıcı lazer oftalmoskop (Spectralis, Heidelberg Engineering GmbH, Heidelberg, Almanya) görüntüleri üzerinden retinal damar kalibre ölçümleri manuel olarak yapıldı. Tüm hastalara standart otomatik perimetri cihazı ile (Humprey Field Analyzer3, Zeiss, Jena, Almanya) 24-2 görme alanı incelemesi yapıldı. Hastaların görüntüleme sonuçlarının istatistiksel analizi için SPSS 21.0 yazılımı kullanıldı.Bulgular: Çalışmamıza 62 Takayasu arteriti hastası (55 kadın, 7 erkek, ortalama yaş: 45.31±13.42) ve 51 (48 kadın, 3 erkek, ortalama yaş: 45.53 ±10.13) sağlıklı gönüllü katıldı. Hastalarda en sık izlenen oküler komplikasyon hipertansif retinopati (%73.4) iken; 4 hastada (%6.5) ise Takayasu retinopatisi izlendi (3 hastada evre 1, 1 hastada evre 3). Altı hastada (%9.7) amorozis fugax öyküsü, 2 hastada (%3.2) sklerit öyküsü vardı. Fuchs üveiti ve üveitik glokom tanılı 1 hasta antiglokomatöz tedavi almaktaydı. Çalışma esnasında 2 hastaya normotansif glokom tanısı konularak antiglokomatöz tedavi başlandı. Lamina kribroza kalınlığının Takayasu arteriti hastalarında kontrollere kıyasla anlamlı olarak inceldiği saptandı (p

Araştırmanın amacı fen bilgisi öğretmenadaylarının farklı disiplinler arasındaki ilişkilere yönelik görüşlerinibelirlemektir. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ilegerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde kolayulaşılabilir örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya 2015-2016 eğitim öğretimyılında Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı üçüncü sınıfta öğrenim görmekteolan 10 öğretmen adayı katılmıştır. Öğretmen adaylarının görüşlerinin ortayaçıkarılması için çizme-yazma tekniği kullanılmış, katılımcılardan fenbilimleri, matematik, Türkçe ve sosyal bilgiler derslerinin birbirleriyleilişkisi hakkındaki düşüncelerini yazmaları ve bu konu hakkında bir çizimyapmaları istenmiştir. Elde edilenverilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucundaöğrencilerin fen bilimleri, matematik, Türkçe ve sosyal bilgilerdisiplinleri arasındaki ilişkiye dair yazma tekniği ile elde edilen görüşleri;“Disiplinler birbirlerini etkiler.”, “Fen bilimleri, bazı disiplinlerikapsar.”, “Bazı disiplinler birbirleriyle ilişkilidirler / bağlantılıdırlar.”ve “Bazı disiplinlerin ortak noktaları vardır.” şeklinde kategorize edilmiştir.Öğrencilerin çizimleri ise; “Fen bilimleri, bazı disiplinleri kapsar.”, “Bazıdisiplinler arasında ortak noktalar vardır.”, “Bazı disiplinler birbirleriyleilişkilidirler / bağlantılıdırlar.”, “Disiplinler birbirlerini tamamlarlar.”şeklinde dört kategori altında toplanmıştır. Bu doğrultuda mevcut uygulama vegelecek araştırmalara yönelik öneriler geliştirilmiştir.

The purpose of this research is to determine the opinionsof the pre-service science teachers about therelationship of science,technology, engineering and mathematics (STEM) fields. For this purpose, the researchwas carried out with 12 pre-service science teachers who were studying at a Science Education Teaching Department of auniversity in the academic year of 2015-2016. Research data were collected withan open-ended question. The collected data were analyzed using content analysis.As a result of the study, it was observed that the pre-service teachers expressedthe relation of the STEM fields with five different perspectives. According to theopinions of the teacher candidates; “Mathematics is used in science”, “Science,engineering, and mathematics help make technology”, “The engineering field holdsand uses science, and mathematics”, “Technology emerges as a result ofengineering activities”, “Science, technology, engineering, and mathematics complementeach other”., Bu araştırmanın amacı, fen bilgisi öğretmenadaylarının fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarınınbirbirleriyle ilişkisi hakkındaki görüşlerini belirlemektir. Bu amaçlaaraştırma, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında bir üniversitenin Fen BilgisiÖğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören 12 öğretmen adayı ileyürütülmüştür. Araştırmanın verileri, açık uçlu soru ile elde edilmiştir. Eldeedilen veriler içerik analiziyle incelenmiştir. İnceleme sonucunda, öğretmenadaylarının STEM alanlarının ilişkisini beş farklı bakış açısıyla ifadeettikleri gözlemlenmiştir. Öğretmen adaylarının görüşlerine göre; “Fen alanındamatematik kullanılır.”, “Fen, mühendislik ve matematik teknolojiyi ortayaçıkarır.”, “Mühendislik alanı fen ve matematiği barındırır, kullanır.”,“Teknoloji, mühendislik faaliyetleri sonucu ortaya çıkar.”, “Fen, teknoloji,mühendislik ve matematik birbirini tamamlar.” bakış açılarına ulaşılmıştır.