Search

Hydatid cyst disease, which is caused by echinococcus granulosus still poses a serious problem in endemic areas. The disease frequently involves liver and lung. Other organ involvements are rare. In a 18-year old patient, bilateral lung, right ventricle of heart, liver and spleen involvement were detected. With albendazole treatment cyst in heart was completely disappeared, and liver cyst was found to be decreased in size. However, no decline in the number and size of cysts in lung was observed. Therefore, it was concluded that albendazole may not be effective in pulmonary hydatid disease compared to other organs., Echinococcus granulosus\'un sebep olduğu hidatik kist hastalığı endemik bölgelerde halen önemli bir sorun teşkil etmektedir. Hastalık sıklıkla karaciğer ve akciğerleri etkilemektedir. Diğer organlar nadiren tutulur. On sekiz yaşında erkek hastada bilateral akciğer, kalpte sağ ventrikül, karaciğer ve dalak tutulumu mevcuttu. Çoklu organ tutulumu olması nedeniyle inoperabl olarak kabul edilerek albendazol tedavisi ile takibine karar verildi. Albendazol tedavisi ile kalpteki kistin tamamen kaybolduğu karaciğerdeki kistin ise küçüldüğü görüldü. Akciğerdeki kistlerin sayı ve boyutunda ise gerileme olmadığı görüldü. Bu nedenle akciğer hidatik kisti için albendazol tedavisi diğer organlardaki kadar etkili olmayabileceği sonucuna varıldı.

Poland Sendromu, tek taraflı pektoralis major kasının sternokostal parçasının yokluğu, aynı tarafhemitoraksta kosta anomalileri ve üst ekstremite anomalileri ile karakterize konjenital bir sendromdur.Olgumuz, yirmi dört yaşında erkek hastaydı. Sağ kolda hafif kas güçsüzlüğü şikayeti nedeniyle yapılanmuayenesinde inspeksiyonda sağ hemitoraksta hafif çöküklük, ipsilateral alopesi görüldü. Palpasyonda sağmajor pektoral kasın olmadığı anlaşıldı. Nadir görülen hafif form poland sendromlu olguyu, litaretüruygunluğu açısından sunmayı amaçladık., Poland Syndrome is a congenital syndrome, characterized by the unilateral absence of pectoralis majormuscle's sternocostal part, costa anomalies in ipsilateral hemithorax and upper extremity anomalies. Ourcase is a male patient at the age of 24, and in his examination performed due to myasthenia at his right arm, itwas seen a slight trough at right hemithorax, ipsilateral alopecia and the absence of right pectoralis majormuscle in palpation. We aimed at presenting this case on the basis of it to have mild form of Poland syndromeand its compliance to the literature.&nbsp

Amaç: Torakoskopi görüntüleme ve istenildiğinde biyopsi alma imkânı sunan, tanı ve tedavi amaçlıkullanılabilen girişimsel bir işlemdir. Plevral efüzyonlu hastalarda kesin tanıyı elde etmek açısından belirginkolaylık sağlamaktadır. Bu çalışmamızda torasentez ile tanı konulamamış, torakoskopi ile malign veyabening plevral effüzyon tanısı koyduğumuz 66 hastadaki deneyimlerimizi bilimsel literatür eşliğindeirdeleyerek paylaştık.Metod: Ocak 2012 – Mayıs 2014 tarihleri arasında Harran üniversitesi tıp fakültesinde göğüs cerrahisianabilim dalında torasentez ile tanısı konulamayan veya şüpheli tanısı olan, torakoskopi uygulanan plevralefüzyonlu 40'ı erkek 26'sı bayan toplam 66 hasta çalışmaya dahil edildi. Plevral effüzyon dışı tanısı olantorakoskopik girişimler çalışmaya dahil edilmedi.Bulgular: Hastaların 34'üne bening, 32'üne malign efüzyon tanısı konuldu. Malign tanısı konan hastalardaen çok akciğer kanseri tanısı tespit edildi. Mortalite hiç görülmezken, 5 hastada aritmi ve 2 hastada akciğerödemi gibi komplikasyonlar gelişti.Sonuç: Kullanımı ve uygulaması deneyimli bir göğüs cerrahisi tarafından kolay olan bu yöntemin güvenlive yüksek oranda tanı koyma özelliği bulunmaktadır; bu nedenle göğüs cerrahları arasında torakoskopininyaygınlaşmasını temenni etmekteyiz, Backgrounds: Thoracoscopy is an interventional operation, which can be used for diagnostic and medicinalpurpose and enables thoracoscopic visualization and conducting biopsy when required. It provides a certainconvenience in obtaining definitive diagnose for patients with pleural effusion. In this study, we shared ourexperiences on 66 patients, whose diseases could not be diagnosed through thoracentesis but diagnosedmalign or benign pleural effusion through thoracoscopy.Methods: 40 male and 26 female, totally 66 patients with pleural effusion, whose diseases could not bediagnosed through thoracentesis or diagnosed indefinably in Harran University Medical FacultyDepartment of Thoracic Surgery between the dates of January 2012 and May 2014, were included in thestudy. Thoracoscopic interventions with diagnoses excepting pleural effusion were not included in the study.Results: 34 of the patients were diagnosed benign and 32 were diagnosed malign effusion. Mostlypulmonary ca was determined in patients with malign diagnosis. While there was not any mortality,arrhythmias were developed in 5 patients and complications such as pulmonary edema were developed in 2patients.Conclusions: This method, which is easy to use and implement by experienced thoracic surgeons, has afeature of making reliable diagnoses in high rates; therefore, we wish the extensive use of thoracoscopyamong thoracic surgeons.

Şilotoraks plevral boşlukta lenfatik sıvının toplanması ile gelişen, çok nadir görülen bir klinik tablodur ve butablo metabolik ve immünolojik bozukluklara yol açabilir. Şilotoraks nedenleri göğüs travması, enflamatuarhastalıklar ve malign lenfatik tıkanıklıklar ve ayrıca doğumsal olabilir. Travmatik şilotoraks nadir bir klinikdurumdur ve kolayca teşhis edilebilir. Cerrahi tedavi tüp drenaj ve medikal tedaviden cevap alınmazsa, 10-14 gün içerisinde yapılmalıdır.Biz bilimsel delillere dayanarak ateşli silah yaralanması sonrası oluşan şilotorakslı olguyu paylaşmayıamaçladık.&nbsp, Chylothorax is very rare clinical entity which develops by collection of lymphatic fluid in the pleural spaceand it may cause metabolic and immunologic disorders. The causes of chylothorax are thoracic trauma,inflammatory diseases and malign lymphatic obstruction. Also it can be congenital. Traumatic chylothorax isa rare clinical case and it can be diagnosed easily. surgery performed after waiting for more than 10-14 days.We aimed to tell this case is a case of a gunshot wound up to date information on the basis of scientificevidence.

Amaç: Echinococcus granulosus'un sebep olduğu hidatik kist hastalığı endemik bölgelerde halen önemli bir sorun teşkil etmektedir. Endemik bölgeler; başlıca Türkiye'nin de içinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa, Güney Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Ortadoğu Güney Afrika'dır. Özellikle hayvancılıkla ve bakımıyla uğraşanlarda ve sanitasyona dikkat etmeyenlerde çok görülür.Materyal ve metod: Çalışmaya Şanlıurfa ili içerisinde hizmet veren sağlık kuruluşlarında kist hidatik nedeniyle tedavi alan 608 hasta dâhil edildi. Hasta verileri arşiv kayıtlarından retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların 384'ü kadın 224'ü erkekti. Hastaların literatüre uygun şekilde bayanlarda daha fazla görüldüğü tespit edildi. Kadın / erkek oranı 1,714 idioldu. Yaş ortalaması 35,6 en küçük yaş 3, en büyük yaş 83 idi.'tü. Organ tutulumuna göre hastalar değerlendirildiğinde 425 hastada karaciğer tutulumu, 236 hastada akciğer tutulumu görüldü. 62 hastada hem karaciğer hem akciğer tutulumu mevcuttu. Karaciğer ve akciğer tutulumu olmaksızın diğer organ tutulumu 9 hastada tespit edildi.Sonuç: Kist hidatik hastalığının eradikasyonu ve bu hastalıktan korunmak amacıyla Valilik, Belediye, Harran Üniversitesi Tıp ve Veteriner fakülteleri, İl Tarım Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü konuyla ilgili çeşitli meslek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir Hidatidoz Eradikasyon Programı Kurulu oluşturulmalı;, hastalığın eradikasyonu amacıyla projeler yapılmalıdır. Halk bilgilendirilmeli yerel görsel ve yazılı basın bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Bu programda gerekirse uluslararası kuruluşlulardan da destek alınmalıdır, Background: Hydatid cyst disease caused by Echinococcus granulosus still poses a major problem in endemic areas. Endemic regions are mainly, including Turkey, Central and Eastern Europe, South America, Australia, New Zealand, Canada, Middle East, South Africa. It is a characteristic of Animal Husbandry and Animal Care Workers and of those who do not pay attention to sanitation.Methods: Six hundred and eight patients being treated for hydatid cyst in health care facilities in the Şanlıurfa province were included in the study. Patient data were retrospectively analyzed from archive records. Results: Of all the patients, 384 were female and 224 were male. It was detected that the disease was more common in women according to the literature. Female/male ratio was 1,714. The average age was 35,6; minimum age was 3 and maximum age was 83. When the patients were evaluated according to organ involvement, 425 patients with liver involvement and 236 patients with lung involvement were found. Sixtytwo patients had both liver and lung involvement. Without involvement of the liver and lung, other organ involvement was detected in 9 patients.Conclusions: In order to avoid eradication of hydatid cyst disease and the disease itself, a Hydatidosis Eradication Programme Board composed of people from various professions and of representatives of nongovernmental organizations should be established by Governor's Office, Municipality, Harran University Medical and Veterinary Sciences, Provincial Directorate of Agriculture, Directorate of Health, Provincial Directorate of National Education. The public should be informed and local visual and print media must do its part in this regard. In this program, the support of international organizations should be taken if necessary

Amaç: Çalışmada kan gazı analizatörü kullanılarak plevral efüzyonlu hastaların plevralefüzyon laktat değeri ile venöz kandaki laktat değeri karşılaştırılarak ayırıcı tanıdaki rolü vetedaviyi yönlendirmedeki kullanılabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: 1 Ocak 2016 ile 30 Eylül 2017 tarihleri arasında Harran ÜniversitesiTıp Fakültesi'nde yatarak tedavi gören plevral efüzyonlu 110 hasta prospektif olarak incelendi.Çalışmaya drenaj endikasyonu konulan, torasentez için herhangi bir kontrendikasyonubulunmayan plevral efüzyonlu hastalar alındı. Hastaların plevral sıvı ve venöz kan örneklerinderutinde bakılabilen, pH ve laktat düzeyleri ölçüldü. Sıvıların transüda eksüda ayrımında Lightkriterleri kullanıldı. Eksüda vasfında plevral efüzyonu olan hastalar tanılarına göre parapnömonikefüzyon (tipik parapnömonik efüzyon ve komplike parapnömonik efüzyon), malign plevralefüzyon ve tüberküloz plörezi olarak sınıflandırılarak istatistiksel analizleri yapıldı.Bulgular: Tüm hastaların plevral sıvı laktat (PSL) düzeyi ile venöz kan laktat (KL)düzeyi arasında korelasyon saptanmadı. Transüda ve eksüda vasfındaki efüzyonların PSLortalamaları arasındaki fark eksüdalarda yüksek olması nedeniyle istatistiksel olarak anlamlıyken(p