Search

This study aimed to develop a useful test to measure university students’ spatial abilities validly and reliably. Following a sequential explanatory mixed methods research design, first, qualitative methods were used to develop the trial items for the test; next, the psychometric properties of the test were analyzed through quantitative methods using data obtained from 456 university students. As a result, a multiple-choice spatial ability test with 27 items and five options was created, divided into three subtests: spatial relations, spatial visualization, and spatial orientation. The results suggested that scores obtained from the spatial ability test and its subtests are valid and reliable.

Bu çalışmanın amacı, 8. sınıf öğrencilerinin orantısal akıl yürütme becerilerini, olasılıksal akıl yürütme becerilerini ve problem çözme sürecinde üstbilişsel öz düzenlemelerine ilişkin farkındalıklarını belirlemek ve aralarındaki ilişkileri araştırmaktır. Ayrıca öğrencilerin orantısal ve olasılıksal akıl yürütme becerileri ile üstbilişsel öz düzenlemelerine ilişkin farkındalıklarını cinsiyet ve matematiksel yeterlik algısı değişkenleri açısından incelemek amaçlanmıştır. Araştırmada betimsel tarama modeli ve ilişkisel tarama modellerinden nedensel karşılaştırma ve korelasyonel yaklaşım kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 315 sekizinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Orantısal Akıl Yürütme Beceri Testi, Olasılıksal Akıl Yürütme Beceri Testi ve Üstbilişsel Öz düzenleme Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan betimsel analizler sonucunda 8. sınıf öğrencilerinin orantısal akıl yürütme beceri puanlarının orta düzeyde, olasılıksal akıl yürütme beceri puanlarının düşük düzeyde ve üstbilişsel öz düzenleme farkındalık puanlarının yeterli düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan fark analizi sonuçlarına göre cinsiyet değişkeni açısından öğrencilerin orantısal ve olasılıksal akıl yürütme beceri puanları ile üstbilişsel öz düzenleme farkındalık puanlarında anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir. Matematiksel yeterlik değişkeni açısından ise öğrencilerin orantısal ve olasılıksal akıl yürütme beceri puanları ile üstbilişsel öz düzenleme farkındalık puanlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca öğrencilerin orantısal akıl yürütme beceri düzeyleri, olasılıksal akıl yürütme beceri düzeyleri ve üstbilişsel öz düzenlemelerine ilişkin farkındalık düzeyleri arasında anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir.

The study aims to develop the Problem-Oriented Self-Efficacy Perception Scale for Mathematical Creativity to determine the pre-service mathematics teachers’ mathematical creativity self-efficacy perception in a valid and reliable way. The exploratory sequential mixed method was preferred for the research. In the research, while qualitative procedures were followed during the item pool preparation, the scales' psychometric properties were researched using quantitative methods. The convenience sampling method was used to determine the participants. The research was conducted with primary school pre-service mathematics teachers studying in four state urban universities in three different regions (Black Sea Region, Eastern Anatolia Region, Southeastern Anatolia Region) of Turkey. The first study group constituted of three hundred eleven pre-service mathematics teachers while the second study group three hundred sixty-four pre-service mathematics teachers. As a result of the research, a 3-factor structure consisting of fluency, flexibility, and originality factors, and explaining 61.527% of the total variance was obtained. Validity and reliability calculations of the scale consisting of 21 items in 5-point Likert type resulted positively.

This study aims to determine the opinions of mathematics teachers studying at the postgraduate level about mathematical creativity and creative problem-solving skills. The case study method, one of the qualitative research methods, was used in the study. The participants of the study comprised 5 mathematics teachers who are 2 master's, 3 doctoral students. A semi-structured interview form was used as a data collection tool in the study. The data of the study were analysed by the systematic analysis method. According to the results, teachers' opinions about creativity were discussed within the scope of "innovation, originality, difference, productivity, imagination" themes. Participants mentioned the instructional (pedagogical) and personal characteristics of a creative teacher. Teachers presented opinions related to mathematical creativity such as providing more than one (different) solution to a problem, solving the problem in different ways, and having a different point of view. While two of the teachers did not think themselves as adequate in mathematical creativity, the others stated that they found themselves creative. Answers to the mathematical creativity problem showed that teachers' creative problem-solving skills were low., Bu araştırmada lisansüstü düzeyde öğrenim gören matematik öğretmenlerinin matematiksel yaratıcılık hakkındaki görüşlerinin ve yaratıcı problem çözme becerilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2’si yüksek lisans, 3’ü doktora öğrencisi 5 matematik öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmanın verileri sistematik analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin yaratıcılığa ilişkin görüşleri “yenilik, özgünlük, farklılık, üretkenlik, hayal gücü” temaları altında ele alınmıştır. Katılımcılar yaratıcı öğretmenin öğretimsel (pedagojik) ve kişisel özelliklerinden bahsetmiştir. Matematiksel yaratıcılık hakkında ise, probleme birden fazla (farklı) çözüm üretme, problemi farklı yollarla çözme, farklı bakış açısına sahip olma gibi görüşler belirtmişlerdir. Öğretmenlerin ikisi matematiksel yaratıcılık konusunda kendilerini yeterli görmezken, diğerleri kendilerini yaratıcı bulduklarını belirtmiştir. Matematiksel yaratıcılık problemine verilen cevaplar, öğretmenlerin yaratıcı problem çözme becerilerinin düşük düzeyde olduğunu göstermiştir.

Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin matematik öğrenmede mobil teknoloji kabul düzeyini belirlemektir. Araştırmanın bir diğer amacı da öğrencilerin kabul düzeyini cinsiyet, okul türü, yaş, internet erişimine sahip olma, mobil teknolojileri kullanma deneyimi, mobil teknoloji kullanma yeterliliği, matematiği öğrenmede mobil teknolojileri kullanma deneyimi, matematiği öğrenmede mobil teknolojileri kullanma sıklığı ve öz-yeterlik algı düzeyleri açısından analiz etmektir. Bu çalışmada betimsel ve ilişkisel tarama modelleri kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 1050 lise öğrencisi oluşturmuştur. Sonuç olarak öğrencilerin kabul düzeylerinin orta düzeyde olduğu görülmüştür. Öğrencilerin kabul düzeylerinin internet erişimi, mobil teknoloji kullanım deneyimi ve yeterliliği, matematik öğrenirken mobil teknolojiyi kullanma sıklığı ve deneyimi açısından farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin öz-yeterlik algı düzeylerinin % 5,7 varyans oranında mobil teknoloji kabulünü açıkladığı görülmüştür.

The main aim of this study is to develop a useful, valid, and reliable two-tier proportional reasoning skill test for middle school 7th and 8th-grade students. The research was carried out using the sequential explanatory mixed method. The study group of this research comprised of 391 (n7th-grade= 223, n8th-grade= 168) students. With validity and reliability studies, the content, face, construct, discriminant validity, and reliability coefficient of the test were examined. As a result, the two-tier proportional reasoning skill test with 12 items under 3 factors (qualitative prediction and comparison, missing value, numerical comparison) valid and reliable for adequate values specified in the literature.

The study aims to determine the effects of secondary school students' gender, grade levels, attitude toward mathematics level, and mathematical metacognition awareness level on each other and mathematics-oriented academic risk-taking behaviors. This research was carried out using a correlational research model. The sample of the study comprised 895 secondary school students (6th, 7th, and 8th-grade) who are selected by using a convenience sampling method. In this research, the Mathematical Metacognition Awareness Scale, Attitudes towards Mathematics Scale, and Mathematics-Oriented Academic Risk-taking Scale were used as data collection tools. The data collected in the study were analyzed using Structural Equation Modeling (SEM). As a result of SEM analysis, 4 of 9 hypotheses developed based on theoretical information within the scope of the research were accepted and 5 of them were rejected. According to research results, it was determined that gender, attitude towards mathematics, mathematical metacognition awareness variables explain 68% of the variance related to academic risk-taking variable. Also, it was found in the study that the variables of gender and attitude towards mathematics explained 49% of the variance related to the mathematical metacognition awareness variable.

This study aims to develop a GeoGebra-supported learning kit for teaching polygons and to examine mathematics teachers' opinions about it. The research was designed using a descriptive research mod...

The purpose of this study is to investigate the effect of Technological Pedagogical Content Knowledge (TPACK) Game activities supported micro-teaching practices on middle school preservice mathematics teachers’ TPACK self-efficacy perception levels. A single group pretest-posttest experimental design was employed. One hundred middle-school preservice mathematics teachers, attending a mathematics instruction course, participated in the study. The Technological Pedagogical Content Knowledge Survey (Șahin, 2011) was used to determine teachers' level of TPACK-measured self-efficacy. One-way Repeated Measures ANOVA was performed to analyze possible differences between teachers' pre and post self-efficacy scores. The result of this analysis demonstrated a statistically meaningful difference for the overall survey as well as for all dimensions of it. These findings suggest that micro-teaching practices do indeed increase preservice teachers' TPACK self-efficacy perception scores.

Buaraştırmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin matematik odaklı akademik risk almadavranışlarına ilişkin algı düzeylerini belirlemek ve cinsiyet ve sınıf düzeyideğişkenleri açısından incelemektir. Ayrıca öğrencilerin matematikselmetabilişsel farkındalık ve matematik tutum düzeylerinin matematik odaklıakademik risk alma davranışlarına ilişkin algı düzeylerini ne derece yordadığıaraştırılmıştır. Bu araştırma, betimsel tarama ve ilişkisel modeller (nedenselkarşılaştırma ve korelasyonel) kullanılarak tasarlanmıştır. Araştırma grubu 380ortaokul öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgi Formu,Matematiksel Üst Biliş Farkındalık Ölçeği, Matematiğe Karşı Tutum Ölçeği ve MatematikOdaklı Akademik Risk Alma Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda cinsiyetve sınıf düzeyi değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farkbulunmuştur. Ayrıca, sonuçlar öğrencilerin matematiksel üstbilişsel farkındalıkpuanları ve matematik puanlarına yönelik tutumlarının akademik risk almadavranışına ilişkin algı puanlarının anlamlı yordayıcıları olduğunugöstermiştir., The aim of this research was to determine perception levels of secondary school students on mathematics-oriented academic risk taking behaviors and also investigate their perception levels in terms of gender and grade level variables. Morever, it was investigated the extent to which students’ mathematical metacognition awareness levels and attitude towards mathematics levels predict perception levels on mathematics-oriented academic risk taking behaviors in the research. This research was designed using descriptive survey and associational survey (casual-comparison and correlational) models. The research group comprised 380 secondary school students. The data of the research were collected with Personal Information Form, Mathematical Metacognition Awareness Scale, Attitudes towards Mathematics Scale and Mathematics-Oriented Academic Risk Taking Scale. As a result of the research it was established that there was statistically significant differences on the perception scores of the students in terms of gender and grade level variables. Moreover, the results showed these students’ mathematical metacognition awareness scores and attitude towards mathematics scores were significant predictors of perception scores on academic risk taking behavior.

Bu araştırmanın amacı matematik öğretmen adaylarının mobil öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk düzeylerini belirlemektir. Ayrıca araştırmada matematik öğretmen adaylarının mobil öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk düzeylerinin cinsiyet, sınıf düzeyi, mobil teknoloji kullanma yeterliliği, mobil teknoloji kullanma sıklığı, mobil teknolojileri matematiği öğrenme sürecinde kullanma sıklığı, gelecekte mobil teknolojileri matematik derslerinde kullanma niyeti değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma betimsel tarama ve nedensel karşılaştırma yaklaşımının kullanıldığı ilişkisel tarama modelleri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma 256 ilköğretim matematik öğretmen adayının katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kişisel bilgi Formu ve 7’li likert tipte Mobil Öğrenmeye Yönelik Hazırbulunuşluk Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda matematik öğretmen adaylarının mobil öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluklarının “Kısmen Katılıyorum” kategorisinde olduğu belirlenmiştir. Matematik öğretmen adaylarının mobil öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk düzeylerinin cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaşmadığı görülmüştür. Diğer taraftan araştırmada matematik öğretmen adaylarının mobil öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk düzeylerinin mobil teknoloji kullanma yeterliliği, mobil teknoloji kullanma sıklığı, mobil teknolojileri matematiği öğrenme sürecinde kullanma sıklığı, gelecekte mobil teknolojileri matematik derslerinde kullanma niyeti değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır.

Purpose: In this study, it was aimed to synthesize the resultsobtained from experimental studies in which the effect of computer-aidedmathematics teaching (CAMT) on the students’ attitude towards mathematical wasinvestigated by using meta-analysis method. Design& Methodology: In theresearch, 30 experimental studies were included in the meta-analysis accordingto the criteria determined from the research found in the master's and PhDtheses in the “National Thesis Center of Higher Education” database. Findings: The general effect size value of CAMT on mathematicsattitude was calculated as Hedges's g= .539 according to random effects model. Investigatingthe effect of CAMT on mathematics attitude; it was determined that there was nosignificant difference among the publication year range, application duration,sample size, class level and publication type variables. Implications& Suggestions: Theoverall effect value calculated as a result of the study shows that CAMT hasmoderate influence on mathematics attitudes according to the classificationmade by Thalheimer and Cook (2002). Taking this result into consideration, theeffect of CAMT on students' mathematics attitude was determined by researchers;school type, learning area, gender, the region in which it is made, the personperforming the application, the computer program used can also be examined interms of moderators., Amaç: Buaraştırmada Bilgisayar Destekli Matematik Öğretiminin (BDMÖ)’nün öğrencilerinmatematik tutumuna etkisinin incelendiği deneysel çalışmalarda ulaşılansonuçların meta-analiz yöntemi kullanılarak sentezlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmada“Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi” veri tabanında yer alan yüksek lisans(YL) ve doktora (DR) tezlerinden araştırmada belirlenen kriterlere uygun 30deneysel çalışma meta-analize yöntemiyle birleştirilmiştir. Bulgular: BDMÖ’nünmatematik tutumu üzerindeki genel etki büyüklüğü değeri rastgele etkilermodeline göre Hedges's g= .539 olarak hesaplanmıştır. BDMÖ’nün matematik tutumuüzerindeki etkisinin; yayın yılı aralığı, uygulama süresi, örneklem büyüklüğü,sınıf düzeyi ve yayın türü değişkenlere göre anlamlı düzeyde farklılıkgöstermediği belirlenmiştir. Sonuçlar ve Öneriler: Araştırmanınsonucunda hesaplanan genel etki büyüklüğü değeri, Thalheimer ve Cook (2002)tarafından yapılan sınıflandırmaya göre BDMÖ’nün matematik tutumu üzerinde ortadüzeyde etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Bu sonuç dikkate alınarak, araştırmacılartarafından BDMÖ’nün öğrencilerin matematik tutumu üzerindeki etkisi; okul türü,öğrenme alanı, cinsiyet, yapıldığı bölge, uygulamayı yapan kişi, kullanılanbilgisayar programı gibi moderatörler açısından da incelenebilir.

This research investigates the preservice teachers’ senses of efficacy about their technological pedagogical content knowledge (TPACK) in terms of some variables, and the association between their perceived efficacy and frequency of computer use. It was designed based on a baseline descriptive survey method, followed by associational models of casual-comparison and correlation. The research group comprised 365 senior preservice teachers. The data were collected using TPACK survey developed by Şahin (2011). Results suggested that participants had favorable perceptions of efficacy in terms of TPACK and its domains. While no statistical differences were observed for gender, significant differences were established with regard to department and computer possession variables. Low-to-medium level of positive significant correlations were found between preservice teachers’ frequency of computer use and perceived efficacy of TPACK. Finally, Pedagogical Content Knowledge, Technological Pedagogical Knowledge, Technological Content Knowledge, and Pedagogical knowledge were found to be the significant predictors of TPACK., Bu araştırmada eğitim fakültesi son sınıf öğrencilerinin teknolojik pedagojik alan bilgilerine (TPAB) ilişkin yeterlilik algılarının bazı değişkenler açısından incelenmesi ve TPAB yeterlilik algısı ile bilgisayar kullanma sıklığı değişkenleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma betimsel tarama modeline ve nedensel-karşılaştırma ile korelasyonel yöntemlerin kullanıldığı ilişkisel tarama modeline göre tasarlanmıştır. Çalışmaya eğitim fakültesi son sınıfına devam eden 365 öğrenci katılmıştır. Veriler Şahin (2011) tarafından geliştirilen TPAB ölçme aracı kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğlecilerin genel TPAB ve alt bilgi alanlarına ilişkin yeterliliklerini iyi düzeyde algıladıkları belirlenmiştir. TPAB yeterlilik düzeylerinin cinsiyet değişkenine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaşmadığı gözlenirken, bölüm ve bilgisayar sahibi olma durumu değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı bulunmuştur. Öğrencilerin bilgisayar kullanma sıklıkları ile TPAB yeterlilik düzeyleri arasında düşük ve orta düzeyde pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Son olarak, Öğrencilerin TPAB yeterlilik algılarının en güçlü yordayıcılarının Pedagojik Alan Bilgisi, Teknolojik Pedagoji Bilgisi, Teknolojik Alan Bilgisi ve Pedagoji Bilgisi yeterlilik algıları olduğu görülmüştür.

The purpose of this study is to investigate relationship of mathematics Olympiad (analysis-algebra and geometry) scores of gifted students with IQ scores (verbal, performance and general) and mathematics achievement scores of the gifted students. Study group of the study included 64 gifted students (27 girls and 37 boys) who took courses from one Science and Art Center. Data of study involved scores of the participants on mathematics Olympiad exam, WISC-R test and school mathematics achievement. For analysis of the data Pearson correlation analysis, Spearman correlation analysis, independent groups’ t-test and Mann Whitney U test were utilized. The findings showed that there was no significant relationship between the Olympiad scores on analysis-algebra and geometry and IQ scores (general, performance and verbal). But the Olympiad scores on analysis-algebra and geometry factors were significantly related to school mathematics achievement. Comparing IQ scores of highest and lowest scorer groups on the Olympiad scores showed that there were no significant differences between IQ scores (general, performance and verbal) of the groups. However school mathematics scores of the participants significantly differed in terms of groups determined based on analysis-algebra and geometry scores, Bu araştırmanın amacı, üstün yetenekli öğrencilerin matematik olimpiyat puanlarının (analiz-cebir ve geometri puanları), IQ puanları (sözel, performans ve genel puanlar) ve okul matematik başarısı değişkenleri ile ilişkisini araştırmaktır. Araştırmanın çalışma grubu bir Bilim ve Sanat Merkezi’ne kayıtlı 27’si kız, 37’si erkek olmak üzere toplam 64 üstün yetenekli öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri olarak, WISC-R puanları, okul matematik puanları ve matematik olimpiyat testi puanları kullanılmıştır. Araştırmanın verileri Pearson korelasyon analizi, Spearman korelasyon analizi, bağımsız gruplar t-testi ve Mann Whitney U testi ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular, üstün yetenekli öğrencilerin analiz-cebir ve geometri puanları ile genel IQ, sözel ve performans IQ puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını göstermiştir. Fakat analiz-cebir ve geometri puanlarının okul matematik puanlarıyla anlamlı bir ilişki gösterdiği belirlenmiştir. Analiz-cebir ve geometri puanları açısından üst ve alt grup IQ puanları ve okul matematik başarı puanlarının karşılaştırılması da benzer bir bulgu sunmuştur. Analiz-cebir ve geometri puanları açısından üst ve alt gruplar arasında genel IQ, sözel ve performans IQ puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Fakat analiz-cebir ve geometri puanları açısından üst ve alt grupların okul matematik puanları arasında üst grup lehine anlamlı bir fark gözlenmiştir.

Objective: In this study, the purposes are to investigate generic and subject-specific learning preferences of first-year medical students, and to examine whether there exists a relationship between generic and subject- specific learning preferences (math and science subjects). Method:In the study, 120 first-year medical students (Male=48, Female=57, Missing data for gender variable=15) were surveyed by using two instruments (VARK Questionnaire, Question Form on Learning Ways in Science and Math). The analyses were done for two different levels of learning preferences; generic and subject-specific. For the analyses, frequencies and percentages were calculated for descriptive analysis while Spearman rho value was calculated for the relationship analysis. Results:The findings showed that %50 of the participants were unimodal in their general learning preference. When looked at the subject-specific learning preferences, it was seen that % 31 of the participants preferred unimodal learning preferences for learning science-related subjects. For mathematics subjects, 45% of the participants preferred unimodal learning preferences. The relationship between generic and subject-specific learning preferences was not found significant while the relationship between math and science-related learning preferences was significant. Conclusion: The findings point out that majority of the medical students preferred unimodal learning preferences among four learning modes (unimodal, bimodal, trimodal, quadmodal). In addition, subject-specific and generic learning preferences of the participants differ from each other when learning preferences are considered by focusing learning task. Moreover, there is no direct association between generic and subject-specific learning preferences while learning preferences regarding science and math subjects are correlated with each other.

The purpose of this study is to investigate prospective elementary mathematics teachers’ problem-solving processes regarding locus problems. The research utilized case study method. The participants of the study were composed of 36 senior math prospective teachers. Prospective teachers completed six activities including locus problems by using dynamic geometry software and paper-pencil. In the study two of the six activities was considered. The data was collected through research diary notes, solution sheets, participant reports, and screen shots. As a result of the study it was determined that prospective teachers experienced challenging such as working on limited number points, drawing properly, , making enough mathematical statements and making generalization in paper-pencil application. Comparing these two processes, they had opportunities to make hypothesis, test their hypothesis and generalize etc. when they used software as a different from the paper-pencil, Bu araştırmanın amacı, matematik öğretmen adaylarının geometrik yer problemlerini çözüm süreçlerini incelemektir. Çalışma bir durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları 36 son sınıf matematik öğretmen adayıdır. Öğretmen adayları kâğıt-kalem ve bir dinamik geometri yazılımı kullanarak toplamda geometrik yer problemini içeren 6 etkinlik tamamlamışlardır. Bu çalışmada etkinliklerden 2 tanesi ele alınmıştır. Araştırmanın verileri, araştırmacı günlüğü notları, cevap kâğıtları, katılımcı raporları, bilgisayar ekran görüntüleri olmak üzere farklı kaynaklardan derlenmiştir. Araştırmada elde edilen nitel veriler Miles ve Huberman (1994, s.10) tarafından önerilen veri azaltma (data reduction), veri sunumu (data display) ve sonuç çıkarma/yorumlama (conclusion drawing/verification) aşamaları takip edilerek çözümlenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının problemleri kâğıt üzerinde çözerken sınırlı sayıda nokta üzerinde çalışma, yanlış genellemelerde/tahminlerde bulunma, düzgün şekil çizememe, yeterli matematiksel açıklama yapamama vb. sıkıntılar yaşadıkları belirlenmiştir. Bu iki süreç kıyaslandığında ise, adaylar yazılımla çözüm esnasında kâğıt ve kalemden farklı olarak hipotez kurma, kurdukları hipotezleri test etme, genelleme yapma gibi fırsatlar bulmuşlardır.

Bu arastirmanin amaci matematik ogretmen adaylarinin lise, dershane ve universitede verilen matematik egitimine iliskin goruslerini ortaya koymaktir. Arastirma tanimlayici bir calismadir. Arastirmanin katilimcilarini, Dogu Anadolu Bolgesi’nde bir devlet universitesinin Egitim Fakultesi Ilkogretim Matematik Ogretmenligi 1. sinifinda ogrenim goren 43 ogretmen adayi olusturmaktadir. Veri toplamak amaciyla, tamamina yakini acik uclu sorulardan olusan 7 soruluk bir anket uygulanmistir. Arastirmadan elde edilen veriler betimsel analiz yontemiyle cozumlenerek her bir soru yuzde ve frekans olarak ifade edilmistir. Elde edilen bulgulara gore, ogretmen adaylarinin cogu matematigin gunluk hayatin her alaninda gerekli oldugunu ve hayatimizi kolaylastirdigini belirterek matematik egitiminde sadece isleme dayali sorular icin formullerin ezberletilmemesi, neyin nerde kullanildigi ve ne anlama geldiginin aciklanmasi ve ogrencilere matematigin sevdirilmesi gerektigini belirtmislerdir. Ogretmen adaylari dershane egitiminin ezberci bir anlayisa sahip oldugunu, universite egitiminin ise daha soyut olmasi ve ispata yonelmesinden dolayi zorlandiklarindan bahsetmislerdir. Ayrica, lise ve dershanede sinava ve sinif gecmeye yonelik pratik bilgilerin verildigini, neyin ne anlama geldigini nerede kullanildigini aciklamayan bir matematik egitimi oldugunu universitede ise teorik, detayli, zorlayici ve ispata yonelik bir matematik egitimi oldugunu ifade etmislerdir. Lise matematigini ‘ezber’, ‘yetersiz’ ve ‘yuzeysel’ bulan ogretmen adaylari, lise matematiginin universite egitimine temel olusturmasi ve desteklemesi gerektigini, bu nedenle lise egitim sisteminin duzeltilmesi gerektigini savunmuslardir.

Bu calismanin amaci matematik ogretmen adaylarinin Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi (TPAB) guven duzeylerini belirlemek ve guven duzeylerinin cinsiyet, sinif duzeyi, bilgisayar sahibi olma, bilgisayar kullanma sikligi, teknoloji kullanma duzeyi degiskenlerine gore farklilasip farklilasmadigini incelemektir. Arastirma betimsel ve iliskisel tarama modelleri ile desenlenmistir. Arastirmanin calisma grubu 527 ilkogretim matematik ogretmen adayindan olusmustur (Kadin= 355, Erkek= 170 ve Kayip veri= 2). Arastirmanin verileri “Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Guven Olcegi” ile toplanmistir. Bu calismada, ogretmen adaylarinin TPAB konusunda kendilerine “oldukca” guvendikleri belirlenmistir. Bu calisma ayni zamanda ogretmen adaylarinin TPAB guvenlerinin cinsiyet ve sinif duzeyi degiskenine gore degismedigini gostermistir. Bunun yani sira, ogretmen adaylarinin TPAB guven duzeylerinin bilgisayar sahibi olma, bilgisayar kullanim sikligi ve teknoloji kullanma duzeyi degiskenleri acisindan anlamli olarak degistigi belirlenmistir.