26 results on '"Küçükbezirci, Yağmur"'
Search Results
2. Jane Austen'ın Gurur Ve Önyargı isimli eserinin Türkçeye iki farklı çevirisinin betimleyici ve karşılaştırmalı analizi
- Author
-
Parlak, Neslihan and Küçükbezirci, Yağmur
- Subjects
Comparative Analysis ,Translation Norms ,Descriptive Translation ,Pride and Prejudice ,Jane Austen - Abstract
Translation norms have an important place in descriptive translation theory and these norms concern not only the translated texts but also the society and culture to which the texts belong. Norms are related to the behaviour and choices of translators in the translation process and therefore determine translation decisions. The decisions taken in translation process as lexical choices and preferred translation strategies determine which of the translators will be closer to the source or target languages and cultures. Thus, it becomes clear which of the poles of adequacy or acceptability is closer to translated text. The concepts of 'adequacy and acceptability' have recently been associated with the concepts of ‘overt translation' and 'covert translation'. In overt translation, the translator’s choices are in accordance with the values of the source text and its culture and therefore the translation text is conveyed without changing the foreign-the cultural elements- given in the source text. In this context it can be claimed that the reader can obtain information about the source text culture. On the other hand, in covert translation, the cultural elements given in the source text are domesticated and presented to the reader with expressions familiar to the reader. In this context, the translator’s choices prioritize the reader and the values of target culture. This study aims to provide a descriptive analysis of the two translation versions of Jane Austen’s "Pride and Prejudice", in the light of Gideon Toury’s descriptive approach to the translation studies. Through making a comparative analysis between the source text and the two translation versions (target texts) via selecting sentences randomly from the source text and comparing them with the target texts in terms of lexical choice, revealing a comparative and objective analysis in terms of their equivalences is the main focus of this study without searching for translation errors in comparison to the source text. In order to present a descriptive analysis, Gideon Toury’s norms will be used as a guide and on a macro level, Toury’s equivalence theory; “adequacy or acceptability” and the terms overt and covert translation will be used for the comparison of the target texts in terms of word level.
- Published
- 2022
3. VİDEO AKIŞ PLATFORMLARI, ŞİDDET VE COVID-19 DÖNEMİNDE SOSYO-KÜLTÜREL YOZLAŞMA: SAYGI DİZİSİ ÖRNEĞİ
- Author
-
KÜÇÜKBEZİRCİ, Yağmur, primary and URHAN, Bahar, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
4. Video Akış Platformları, Şiddet ve Covid-19 Öneminde Sosyo-Kültürel Yozlaşma: Saygı Dizisi Örneği.
- Author
-
KÜÇÜKBEZİRCİ, Yağmur and URHAN, Bahar
- Subjects
- *
STREAMING video & television , *DIGITAL video , *MEDIA consumption , *COVID-19 pandemic , *CULTURAL identity , *ATTITUDE (Psychology) , *SOCIAL responsibility - Abstract
Culture requires protection as the most important wealth in terms of being the system of values, norms, attitudes, and behaviors that form the core of societies. The sensitivity shown to protect the culture enabled the Turkish society to preserve similar cultural codes for thousands of years. Culture is transmitted by the family, environment, and educational institutions and is consolidated in the minds of people in the natural How of life. However, during Covid-19 pandemic period, it has become almost impossible to transfer culture healthily and build cultural identity. The increase in digital video streaming platform use has created a social communication gap. This new lifestyle has made the transfer of culture uncertain. The resulting gap is filled with serial video watching behavior called binge-watching on video streaming platforms. This study aims to deal with the current dynamics of media consumption. As the subject and sample of the study, the Turkish-made series named Saygı was chosen, and the socio-cultural codes presented in the series and the situation of creating a kind of corruption of the phenomenon of violence were discussed by applying deconstruction with the text analysis. According to the results, the series include situations and expressions that may lead to socio-cultural corruption and conflict with the traditional Turkish socio-cultural structure. In conclusion, such new media contents can create negative attitudes and perceptions in the minds of new generations in the process of culture construction and the providers should display social responsibility about such threats that they may cause involuntarily. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
5. Satranç
- Author
-
Stefan Zweig, Küçükbezirci, Yağmur, Hiperlink (Firm), Gökgöl, Teslime, Aydoğan, Yusuf Ziya, Stefan Zweig, Küçükbezirci, Yağmur, Hiperlink (Firm), Gökgöl, Teslime, and Aydoğan, Yusuf Ziya
- Subjects
- German fiction, Alman romani
- Published
- 2018
6. Theories and Practice of Translation
- Author
-
Küçükbezirci, Yağmur and Küçükbezirci, Yağmur
- Subjects
- Ingiliz dili--Çeviri, English language--Translating, English language--Grammar, Ingiliz dil--Gramer
- Published
- 2018
7. Ütopya
- Author
-
More, Thomas, Küçükbezirci, Yağmur, Hiperlink (Firm), Gökgöl, Teslime, More, Thomas, Küçükbezirci, Yağmur, Hiperlink (Firm), and Gökgöl, Teslime
- Subjects
- Ütopyalar, Utopias, Utopia (More, Thomas, Saint)
- Published
- 2018
8. Günümüzün gizli silahı : bilinçaltı mesajlar
- Author
-
Küçükbezirci, Yağmur and Küçükbezirci, Yağmur
- Published
- 2017
9. The Importance Of Pragmatics In Interpersonal Communication
- Author
-
KÜÇÜKBEZİRCİ, Yağmur, Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, and Küçükbezirci, Yağmur
- Subjects
Edimbilim ,Pragmatics ,Communication ,Culture ,Kişilerarası İletişim ,Healthy Communication ,Communication,Pragmatics,Culture,Interpersonal Communication,Healthy Communication ,Interpersonal Communication ,Kültür ,Iletişim ,Sağlıklı İletişim ,Iletişim,Edimbilim,Kültür,Kişilerarası İletişim,Sağlıklı İletişim - Abstract
Hayatımızın vazgeçilmezi olan iletişim doğumdan ölüme kadar devam eder. Her halükarda iletişim vardır. İletişimin tanımıfarklıalanlara göre farklıolarak yapılmıştır. İnsanlar arasıiletişimde en yaygın iletişim türü söz ile yani dil ile gerçekleştirilen iletişimdir. İletişimin en önemli olgularından birisi olan dil ise insanlık var olduğundan beri süregelmiştir. Kişinin, grubun ya da toplumun ihtiyaçlarına göre gelişen, kelimeler eklenen ya da çıkartılan dil aynızamanda ait olunan kültürün de bir yansımasıdır. Her toplumun bir kültürü vardır, buradaki kültür olgusu toplumu oluşturan bireylerin genel olarak kültürlerinin toplamıya da yansımasıdır. Ancak sağlıklıiletişim kurabilmek demek yalnızca dildeki kelimelerin bir araya getirilip cümleler kurulmasıdeğildir. Bu noktada konuşmacının karşısındaki hedef kişi, bu kişinin kültürü, kimliği, algılama yetisi, konuşmanın yer aldığıortam, ses tonu, konunun bağlamıgibi unsurlar çok önemli rol oynar. Edimbilim, dilbilimin alt alanıdır, kelime ve cümlelerin içeriğe göre anlam kazanmasıdır. Bir başka deyişle, edimbilim kelimelerin ötesindeki anlamlarıanlamamıza yardımcıolur ve bu konu üzerinde çalışır. Edimbilim görünmeyen anlamıortaya çıkartır. Bu tanımdan yola çıkarak, kullanılan her bir kelime ya da her bir cümle karşılıklıgörüşmeye olumlu ya da olumsuz anlamlar yükleyebilir. Kelime ya da cümlelerin anlamlarımetine, konuşmadaki geçtiği yere, kültüre, kişinin kimliğine, konuşmanın geçtiği yere, ses tonuna ve konuşmanın bütünlüğüne göre farklılıklar gösterebilir. Sağlıklıiletişim kurabilmenin temel taşlarından birisi de edimbilimin kavranmasıdır. İletişimde bulunan her iki tarafın da amacıkarşıtarafa mesajlarınıbaşarılıbir şekilde aktarmak ise, o zaman kullandıklarıifadelerin karşıtarafta nasıl bir etki yaratabileceğini dikkate almalıdırlar. Tarafların arasındaki samimiyet kelime ve cümle seçiminde belirleyici olacaktır. Tarafların samimiyet derecesi kullandıklarıifadelerden çıkartılabilir. Aynıkültürden ya da farklıkültürden olan insanların bir olayıaçıklamalarıya da tanımlamalarında kendilerine özgü yollarıvardır fakat burada en önemli olan husus karşıtarafla olan ortak noktayıen üst seviyede yakalamaktır. İletişimde yer alan insanların dilsel, dini, ırksal ve etnik kökenleri kelime seçiminde önemli rol oynar. Kaynak, zihninden geçen mesajlarıaktarırken karşıtarafın anlama kapasitesini ve mesajıbu şartlar altında çözdüğünü göz önünde bulundurmalıdır. Diğer taraftan alıcımesajıçözdükten sonra kaynak konumuna geçer, aynı şekilde o da geribildirimde bulunurken dikkatli olmalıdır. Bu bağlamda, aynıkültürü paylaşmak yanlışanlamalarıazaltacağıgibi, sağlıksız iletişimi engeller, böylece karşıtarafın kültürünü anlamaya çalışmak amaca ulaşmak için avantaj sağlayacaktır. Bu davranıştarzıistenilen mesajıaktarmadaki başarıyıartırır. Diğer taraftan, uzun cümleler ve tutarsız metinler sıkıntıya sebep olabilir, karşıtaraf dikkatini kaybedebilir ve amaçlanan mesajıalamayabilir. Bazen almak istediğimiz karşılık ile aldığımız karşılık arasında hiçbir tutarlılık olmaz Tubbs & Moss, 2003:22 . Mesajıiletmek için açık ve yeteri kadar ifade kullanmak yerinde olacaktır. Eğer amaç niyet edilen mesajıkarşıtarafa başarılıbir şekilde iletmek ise; konuşmacıve dinleyici üslup, cümle yapısı, sözcük ve ses tonu seçimine özen göstermelidir. İletişimde bulunan her iki taraf içinde edimbilimin önemini fark etmek ve edimbilimi kavramaya yönelik çaba sarf etmek sağlıklıiletişim yolunda faydalıolacaktır. Bu çalışmanın amacıdilbilimin alt başlıklarından olan edimbilimin iletişimde nasıl bir rol oynadığınıgöstermek ve sağlıklıiletişim kurabilmenin sadece kelimelerden, cümlelerden ibaret olmadığınıvurgulamaktır., Communication, the indispensable reality of our life, takes place from birth to death. It exists in every situation. There are several definitions of communication according to different fields; different definitions of communication are available. The most spread communication is oral communication that is performed by language. One of the most important phenomenon of the communication is language and it continues till the beginning of humanity. Language, being developed, added or omitted words into according to the necessities of individuals, groups or society is reflection of the cultural belonging at the same time. Every society has a culture; here the culture phenomenon is the gathering or the reflection of the individuals’ culture. Establishing healthy communication does not mean to create sentences only by composing words together. In this sense, the factors such as the target listener in front of the speaker, culture, identity, understanding capacity of the listener, the place where the speech takes place, the tone of the voice and the cohesion of the speech play very important role. Pragmatics is a subfield of linguistics and studies the ways in which context contributes to the meaning of the words and sentences. In other words, pragmatics studies and helps to understand the meanings beyond the words. Pragmatics reveals the invisible meaning. Based on this definition, each word or each sentence used may attribute a positive or negative meaning to negotiation. In other saying, the meaning of words and sentences show varieties according to the factors such as context, the parts take place in conversation, the culture, the identity, the place where the speech takes place, the tone of the voice and the cohesion of the speech. One of the keystones to build a healthy communication is the comprehension of pragmatics. As if the intention of the both parts that take place in communication is transmitting their messages to the other side successfully, they have to take into consideration the effects of their choices on the other part. The sincerity between the parties is the determiner for the choice of the words, sentences. The level of the familiarity might be guessed from the words and sentences they use. People from the same culture or different cultures has their own way to explain or describe the events but the most important point is trying to catch the common points at the highest level as possible as with the other side. The factors such as linguistic, religious, racial and ethnic background of the people that take part in communication play crucial role in the selection of the words of the message. While sender transmitting the messages in the mind to the receiver, s/he should consider the receiver’s capacity and encode the messages according to those conditions. On the other hand the receiver after decoding the message will be the sender, and then s/he should be careful about encoding of the feedback. At this point, sharing the same culture decreases the misunderstandings and prohibits unsuccessful communication thus showing effort to understand other side’s culture would be advantageous to reach the aim. This kind of behavior increases the success of transmitting the intended message. On the other side, long sentences and incoherent text may cause trouble as the other side may lose her/his attention and cannot get messages as aimed. Sometimes there is absolutely no correspondence between the response we want to produce and the one we receive Tubbs & Moss, 2003:22 . It would be better to use clear and sufficient expressions. The speaker and the listener should be careful about choice of genre, sentence structure, lexical items, pronunciation, and tone of voice if the aim is to transfer the intended meaning to the other side successfully. It would be useful for both parts in communication to realize the importance of pragmatics and to save effort to comprehend pragmatics in the way of successful communication. The aim of this study is to point out the role of pragmatics, one of the subfield of linguistics, in communication and to emphasize healthy communication is not only performed by words or sentences
- Published
- 2013
10. İletişim stratejilerinin öğretime uygulanması
- Author
-
Küçükbezirci, Yağmur, Aktay, Yasin, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalı, and Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı
- Subjects
Communication skill ,Public Relations ,İletişim stratejileri ,Halkla İlişkiler ,İletişim becerisi ,Communication strategies - Abstract
Bu çalışmada iletşim kavramından genel olarak bahsedilmekte, iletişim ve eğitim arasında bağ kurulmaya çalışılmakta, iletişimin eğitim üzerindeki etkisi incelenmektedir., In this study the concept of communication is generally described, the relation between communication and education is tried to be explained and also the effect of communication on education is searched.
- Published
- 2008
11. Theories and practice of translation: A study of the two translations of 'The Pearl'
- Author
-
Küçükbezirci, Yağmur, Tutaş, Nazan, and İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Translation ,English ,English Linguistics and Literature ,Translation analysis ,İngiliz Dili ve Edebiyatı - Abstract
The study attempts to present the theories and practice of translation. The process of translation is defined according to different views of scientists and the development of translation is presented from a historical perspective. The impact of culture on the translation process is investigated from several aspects through employing discrete extracts of various translators. The importance of translation and the aspects of literary translation are also emphasized. In order to view the variations between the original text and the translated text that cause defects in meaning, two translations of Steinbeck's short novel `The Pearl` are analysed and the most typical excerpts that show these variations at semantic and syntactic levels are presented in the translations of Dişbudak and Ortaç. In this framework, the rules that a translator should follow during the translation process are presented and possible solutions to make an adequate and a consistent translation are suggested. Our analysis of the two translations and literature review showed that literal language differs from daily language; a different approach needs to be applied in the translation process. In translating the literary texts such as novel, story, epic, drama and poem, attention has to be paid to their form, style, syntax and semantic properties. Words, idioms and sentences carry different and new senses in general scheme of literature. Therefore, literary translation has to reflect and imitate these senses. Our study suggests that in order to make an efficient translation, translator must fully understand the sense and meaning of the original author although he is at liberty to clarify obscurities and should have a perfect knowledge of both SL and TL. 85
- Published
- 2003
12. Bilinçaltı Mesaj Gönderme Teknikleri Ve Bilinçaltı Mesajların Topluma Etkileri
- Author
-
KÜÇÜKBEZİRCİ, Yağmur, primary
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
13. Theories and Practice of Translation
- Author
-
Küçükbezirci, Yağmur, Hiperlink (Firm), Küçükbezirci, Yağmur, and Hiperlink (Firm)
- Subjects
- Ingiliz dili--Çeviri, English language--Translating, English language--Grammar, Ingiliz dili--Gramer
- Published
- 2007
14. Kişilerarasi İletişimde Edimbilimin Önemi.
- Author
-
KÜÇÜKBEZİRCİ, Yağmur
- Abstract
Copyright of Selcuk University Social Sciences Institute Journal is the property of Selcuk University Social Sciences Institute Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2013
15. Tolerance Philosophy of Mawlana and Communication
- Author
-
Küçükbezirci, Yağmur, Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, and Küçükbezirci, Yağmur
- Subjects
Mevlâna ,Mawlana ,Communication ,İletişim ,Hoşgörü ,Mevlâna,İletişim,Hoşgörü,Mevlâna’nın Felsefesi ,Mawlana,Communication,Tolerance,Philosophy of Mawlana ,Mevlâna’nın Felsefesi ,Tolerance ,Philosophy of Mawlana - Abstract
İletişim kurmak insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisidir. Genel olarak insanlar duygu, düşünce ve hislerini paylaşmak isterler. Kişilerarası iletişim kurarken mesajları gönderen konumunda olan kaynak, zihninden geçen mesajı kodlayarak alıcıya kanal vasıtası ile iletir, alıcı mesajı çözümleyip geribildirimde bulunur ve alıcı kaynak; kaynak alıcı değişim sürecinde iletişim gerçekleşir. İletişim kurmak teorik olarak basit gibi görünse de sağlıklı iletişim kurmayı engelleyen birçok unsur vardır. Bu unsurlar fiziksel, teknik, psikolojik ya da sosyal ve örgütsel olarak sınıflandırılabilir (Sabuncuoğlu ve Gümüş, 2008:175). Kaynak tarafından iletilen mesajın, alıcı tarafından tam anlamıyla çözümlenmesi ve alıcının gönderdiği geri bildirimin de aynı şekilde kodlanıp, kaynak tarafından tam manasıyla çözümlenmesi teoride kolay görünse de uygulama da bu kadar basit değildir. Gelişen teknoloji ile birlikte değişen şehir yaşamı ve bireysel hayat tarzları kültürel farklılıkların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Kültürel farklılıklar gösteren bireyler arasında iletişim kurma çabaları azalmıştır. Her birey kendi yaşam tarzının daha iyi olduğunu, karşı tarafın davranışlarının doğru olmadığını savunurken, en küçük bir farklılık bile sorun haline getirilmeye başlamıştır. Bireylerin yaşam kültürünün içerisine dini inanışları, giyim tarzları, yemek çeşitleri, ev döşemeleri, izledikleri programlar, dinledikleri müzik gibi birçok unsurlar dâhil edilebilir. Bu unsurlar bireylerin kendi tercihleridir ancak günümüzde ötekileştirme diye de tabir edebileceğimiz bir yaklaşım söz konusudur. İnsanlar kendileri gibi görünmeyen ve düşünmeyen kimselerle zorunlu olmadığı hallerde görüşmekten ya da iletişim kurmaktan kaçınmaya çalışmaktadırlar. Bu bağlamda, etkili iletişim kurmayı engelleyen unsurlar olmasına rağmen, zihnimizden geçen mesajı tam manasıyla iletememenin ya da alıcı olarak kaynağın gönderdiği mesajı çözememekten kaynaklanabilen iletişim çatışmalarını en asgari düzeye indirmenin bir yolu da Mevlâna’nın hoşgörü felsefesini anlamaya çalışmaktır. Mevlâna, dil, din, ırk, inanç, meslek ve sınıf ayrımı yapmadan, insanların farklılıklarına saygı ve sevgi ile yaklaşarak derin hoşgörü anlayışı ile her daim diyalog kurmaya çalışmıştır. Bu çalışma da sağlıklı iletişim kurmada Mevlâna’nın felsefesi ile birlikte, hoşgörünün yeri, etkisi ve önemi incelenecektir., Communication is one of the most basic needs of human beings. Generally, humans want to share their emotions, thoughts and feelings with the others around. In interpersonal communication, source codes the messages then sends the coded message by channel to the receiver, receiver decodes the message and then sends feedback, thus receiver becomes source, source becomes receiver, by this way, and communication process exists. Although communication process seems easy, there are lots of factors that prevent effective and healthy communication. These factors can be classified under the headings of physical, technical, psychological or social and organizational (Sabuncuoğlu ve Gümüş, 2008:175). Even if decoding of the message sent by the source and also decoding of the feedback sent by the receiver seem easy theoretically, communication process, practically, is not as easy as it theoretically seems. Communication devices are widely spreading and developing so fast today. When we go to the past just a little back in time, although it used to take such a long time to send news from one city to another and to communicate between them, now it is possible to communicate from one village to another country via video and voice calls. When we think of our recent times, I think, noone would ever have imagined that communication devices would develop to such extent. However, although the development of communication devices has given us the opportunity to communicate with larger groups, face-to-face communication and a healthy communication has worsened deeply. In the past, people used to visit each other in the same neighborhood, solve their problems and share their joy altogether, today people are too far from talking to each other even within the family in the same house and from sharing their troubles. As it is emphasized in Martin Luther King’s words, we learnt to fly as birds, swim as fish, but we did not learn the art of living as brothers, technology is developing day by day but effective and healthy human relations are being lost inversely. One of the basic problems of developed and developing societies is the failure of healthy communication. By the developing technology, the changing city life and individual life styles have caused cultural variations. Being in a struggle for communication between the individuals that show cultural variations is decreased. Each individual defends his/her own life style is better but the other sides’ behaviors is not good, thus the slight differences create problems. Religion, dressing styles, food styles, furnishings, TV programs, music styles and such factors can be included in the individuals’ life culture. Those factors are the own choice of them but today there is a tendency that can be named as alienation which can be described as humans avoidance to contact with the ones that do not seem and think as them except the force majeure. Humans are better to see the cultural differences as variations instead of alienating people they are communicating with according to their life styles. Even if the other side is faulty, it is better to warn him/her smoothly. Such a smooth behavior will supply the required amendment even if the other side is obstinate. In this regard, there are factors that prevent effective and healthy communication that one of the ways to minimize the communication conflicts occurring as a result of not transferring the message in our mind in the strict sense or not being able to decode the message sent by source to the receiver is trying to understand the tolerance philosophy of Mawlana. Mawlana puts up arrogance, pride and hatred in human relations and always tolerates the created because of the Creator as expressed in the words by Yunus Emre. People, who have a sincere love for Allah in their hearts, love all humans naturally and approach them with a tolerance. If we intend to deliver our messages in our mind via heatlhy communication, it is important to tolerate misunderstandings, to repeat when an explanation is needed and to express our intention in different ways as a source. And as a receiver, it is important to try to understand the message delivered by the source and to realize what the message is and why it is delivered. Here, tolerance and human love are essential. Both terms are integrated and it is not possible to separate them. If someone does not have any love for humans, then no tolerance is expected. People with no tolerance have no love for humans. In one of his sayings, Mawlana emphasizes how we should see the world, “if you know how to look, you can see a rose among the thorns, it is everyone who can see a rose without a thorn”. Making a great emphasis on love in human relations, Mawlana also offers a formula for a meaningful and satisfactory life in these words: “We do love, that’s why our life is so good to us; we do believe, that’s why our experiences are so nice to us”. Besides, these problems will soon vanish naturally if people learn to see these differences as a change instead of otherizing the people they communicate by judging on their lifestyles. When there are even faulty cases, it will lead to a desired change to warn the people about their behaviors that it damages other people and hurts them in an appropriate way of expression, no matter how stubborn they are in their behaviors. Our proverb “Soft word turneth away wrath” supports the power of using an appropriate language. On the other hand, everyone may have faults and no one is perfect, as stated also by Mawlana, “He, who seeks for a friend without a fault, remains without one”. In this view, it will enable us a better communication to approach people with tolerance instead of seeking for their faults in our view while talking to them. Another sentence expressed by Mawlana as an example to his vast tolerance, “If you seek for good, people will have no bad”, is still valid for people all around the world. Mawlana asks the people around him, “What do you see when you look at a white dress with a large black spot on it?”. The Sufis’ answer is that they see a white dress, not a black spot. Sufi people do not care about other people’s faults as they know that everybody can make a mistake (Jamal, 2007:141). Having positive ideas about people will give positive feedback, in other words, it will block us out from negative ideas when communicating if we can see the full half of the glass instead of seeing other empty half. According to Mawlana, the biggest enemy of a person is the ego, the self or the lust. A person is required to fight against the self, the ego and the lust to reach a point of maturity. Only such people can shape themselves and become a person who respects every human right, is also welcoming and putting value to all human rights within the society (Önder, 1994:48). Besides, a person must also know how to be patient even in the most difficult circumstances to get maturity at first place. As seen in the advice of Sheikh Edebali to Osman Bey, “Dear Son, learn to be patient as no flower gets blossom before its time”, the maturity of a person requires a certain accumulation of knowledge and certain amount of time. Everything has a certain time of realization. Mawlana emphasizes on the importance of patience in these words, “If you are patient, bad friends will be good. Patience makes you feel relieved and refreshed.” (Cunbur, 1978:146). Therefore, we will have a better communication if we succeed to be patient, prudent and tolerant when communicating with other people in order to prevent any conflict of communication. Mawlana has always tried to have dialogue with a deep understanding of tolerance through the respect to people’s varieties and never made discrimination considering their language, religion, race, faith, occupation and class. In this essay, philosophy of Mawlana and the effect and importance of tolerance in healthy communication will be investigated.
16. The problems with teaching foreign languages in educational institutions in Turkey: A case of higher education institutions
- Author
-
Yapıcı, Eda, Küçükbezirci, Yağmur, İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Yöntem ,Foreign language teaching ,Motivation ,Universities ,Inconvenience ,Methodology ,English Linguistics and Literature ,Foreign language education ,Teaching problems ,Motivasyon ,İngiliz Dili ve Edebiyatı ,Uygunsuzluk ,University students - Abstract
Türkiye'deki üniversitelerin asıl hedeflerinden biri her zaman yabancı dil öğretmek olmuştur. Bu üniversitelerde eğitim almakta olan öğrencilerin yabancı dil öğrenmelerini gerektiren çeşitli sebeplerden bazıları küresel algılarını geliştirme, hedef dilin konuşulduğu bir ülkede yaşama, iş imkanları elde etme, okul müfredatı nedeniyle zorunlu olması ve hedef dilin kültürüne duyulan ilgidir. Türkiye'de üniversite düzeyinde verilen yabancı dil eğitimine ilişkin bazı problemler bulunmaktadır. Yapılan literatür taraması sonucu elde edilen verilere göre; bazı olası problemler öğretme ve öğrenme ortamının fiziksel durumu, verilen eğitimin niteliği, yabancı dil öğretim elemanlarının alanınlarındaki yetersizliği, öğretim yöntemleri, müfredat, ölçme ve değerlendirme, öğrencilerin uygun olmayan öğrenme alışkanlıkları, motivasyon eksikliği ve yabancı dil kaygısı gibi etkenlerle alakalıdır. Bu çalışmanın amacı Türkiye'deki üniversitelerde yabancı dil öğretimi ve öğrenimine ilişkin karşılaşılan problemleri incelemektir. Çalışmada, bu problemlere dair veri toplamak amacıyla anket uygulaması yapılmıştır. Mevlana Üniversitesi Yabancı Diller Hazırlık Okulu'nda yabancı dil eğitimi veren otuz öğretim elemanı ve yüz öğrenci bu anketlere katılım göstermiştir. Yabancı dil öğretimi ve öğrenimine ilişkin olası sorunlar hakkında olan iki anket veri toplamada kullanılmıştır. Bu araştırmanın sonucu; motivasyon eksikliği, dil öğretim müfredatının gereksiz detaylar içermesi, öğrencilerin bağımsız çalışma becerilerinin yetersizliği, anadilin etkisi, öğretim yöntemlerinin ve öğrencilerin dil öğrenme alışkanlıklarının uygunsuzluğu ve sınav kaygısı gibi çeşitli problemler olduğunu ortaya koymuştur. Tavsiye olarak, öğretim elemanlarına öğrencileri motive etmeleri, her öğrenme türüne uygun çeşitli öğretim yöntemleri kullanmaları ve daha öğrenci merkezli bir eğitim vermeleri, öğrencilerin bağımsız çalışma becerilerini geliştirmeleri, ve onların yabancı dilde düşünmelerine ve sınav kaygısının üstesinden gelmelerine yardım etmeleri önerilmiştir., One of the main goals of Turkish Universities has always been to teach a foreign language. Some of the various reasons why students in these universities need to learn a foreign language are increasing their global understanding, living in the target language community, job opportunities and being compulsory because of school curriculum. There are some problems with foreign language education at university level in Turkey. According to the data acquired as a result of literature review; some potential problems are with physical situation of teaching and learning atmosphere, teaching methodology, syllabus, testing, learning habits, individual differences, motivation and foreign language anxiety. The present study is set to examine the problems facing teaching and learning of foreign languages in universities in Turkey. Thirty instructors and a hundred learners of English from Mevlana University Foreign Languages Preparation School were involved in the research. Two questionnaires on teaching and learning of a foreign language were used to gather the data. The result of the research has shown that there are various problems such as lack of motivation, foreign language teaching syllabus including unnecessary details, lack of independant study skills of students, inappropriate learning habits of students and teaching methodology, and the exam anxiety. As recommendation, instructors have been advised to motivate students, to use different methodology for all types of learners and provide more learner-centered education, to improve their independent learning skills, and to help them think in the target language and deal with anxiety.
- Published
- 2016
17. Reflections of psychological changes on interpersonal communication
- Author
-
Parlak, Neslihan, Küçükbezirci, Yağmur, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Speech disorders ,Communication ,İletişim ,Unconscious mind ,English Linguistics and Literature ,Communication psychology ,Unconscious ,Conversational behaviours ,Dil sürçmeleri ,Interpersonal communication ,Psychoanalysis ,Psychology of language ,Bilinç Dışı ,Slip of tongue ,Dil psikolojisi ,Psychological status ,Speaking ,Psychology ,Psikoanaliz ,İngiliz Dili ve Edebiyatı - Abstract
İletişimde, psikolojinin konuşma diline olan etkileri yadsınamaz. Bu etkiler iletişim açısından hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Günlük yaşantımızda hemen hemen herkesin zaman zaman yaşadığı bir olgudur dil sürçmeleri. Konuşma anında pek çok kez bizleri zor durumda bırakan, yanlış anlaşılmalara ve dinleyici açısından ön yargılara neden olan dil sürçmeleri, uzun yıllardır hem dil bilim hem de psikoloji alanlarının araştırma konusu olmuştur. İletişimde konuşmacıyı zor durumda bırakan, dinleyici olumsuz algılamaya iten dil sürçmeleri psikolojik açıdan ele alındığında; istem dışı ortaya çıkan, asıl nedenlerinin geçmişe dayalı olduğu psikolojik bir olgu olarak değerlendirilecektir. Bu çalışma, psikolojinin iletişim üzerindeki olumsuz etkilerinden biri olan dil sürçmelerini ve buna bağlı olarak geçmiş yaşantıların, bilinç dışına ötelenmiş ve bastırılmış duyguların iletişim aracı olan dile nasıl yansıdığını ve iletişimi nasıl etkilediğini açıklamaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda sözü edilen alt faktörler değerlendirildiğinde, dil sürçmeleri konuşmacının kontrolünün ötesinde gerçekleşen bir olgu olduğu için, sağlıklı bir iletişim; dinleyicinin konuşmacıya karşı hoş görülü ve ön yargılardan uzak durmasına bağlıdır., The affects of the psychology on the language use can not be ignored in communication. These affects can cause both positive and negative results with regards to communication. Slips of tongue is a phenomena that almost everybody experiences in the daily life. The slips of tongue that sometimes leaves us in a difficult situation, cause misunderstandings and cause prejudice by the listeners have been among the major research subjects of linguistic and psychology fields. When it is taken into consideration psychologically, the slips of tongue, whose real reasons dates back to background experiences and that comes into being as involuntary actions and that leave the speaker in a difficult situation and drive the listener into a negative perception will be evaluated as a psychological phenomena. The aim of this study is to explain the slips of tongue as one of the negative affects of psychology on communication and accordingly, how the background experiences and repressed feelings into unconscious level of mind reflect on and affect the language and communication. In this direction, when the mentioned sub-factors are evaluated, a healthy communication depends on the tolerance and staying away from prejudices of the listener against the speaker as the slips of tongue(slip of tongue) occur far beyond the control of the speaker.
- Published
- 2014
18. A stylistic analysis of Lorrie Moore's selected short stories: Like Life, People Like That Are The Only People Here: Canonical Babbling in Peed Onk and How to be an Other Woman
- Author
-
Sağiroğlu, Rana, Küçükbezirci, Yağmur, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Stylistic ,Moore, Lorrie ,Üslup analizi ,American literature ,Linguistics ,Lorrie Moore ,American Linguistics and Literature ,Amerikan Kültürü ve Edebiyatı ,Amerikan Dili ve Edebiyatı ,Stylistic analysis ,American Culture and Literature ,Stylistics ,Dilbilim ,Story ,Short stories - Abstract
Bu çalışma, biçembilimin edebi bir tür olan kısa öyküye nasıl uygulandığını inceler. Dilbilim ve edebiyatı birleştiren bu dilbilimsel çalışma için, çağdaş Amerikan kısa öykü yazarlarından Lorrie Moore' un 'Like Life' , 'People Like That Are The Only People Here: Canonical Babbling in Peed Onk' ve 'How To Be an Other Woman' adlı üç öyküsü incelenmek üzere seçilmiştir. Her bir öykünün biçembilimsel incelemesi, Lorrie Moore' un bağlama göre dilbilimsel parçaları ne şekilde düzenlediğini ve sanatsal ve estetik uyumu dil kullanımıyla ne şekilde yakaladığını açıklamayı hedefler. Bu çalışma gösterir ki; biçembilimsel inceleme edebi yorumlama değildir çünkü bu çalışmadaki edebi metinlerle ilgili çıkarımlar nesnel bir şekilde dilbilimsel temellere dayandırılmıştır. Nesnel olmak için, her bir öykü sözlüksel, dilbilgisel, söz sanatları ve öyküleme kategorileri bakımından incelenmiştir. Biçem bilimin, dilbilim ve edebiyatın ayrılmaz parçalar olduğunu ortaya koyma çabası bu yüksek lisans tezi sayesinde açık bir biçimde anlaşılır, This study examines how stylistics is applied to short story as a literary genre. For this linguistic study combining linguistics with literature, one of the most important contemporary American short story authors Lorrie Moore's three stories 'Like Life' , 'People Like That Are The Only People Here: Canonical Babbling in Peed Onk' and 'How To Be an Other Woman' are selected to be analyzed. Stylistic analysis of each story aims at revealing how Lorrie Moore organizes all linguistic pairs according to context and catches artistic and aesthetic unity with her usage of language. It indicates that stylistic analysis is not literary interpretation because inferences about literary texts in this study based upon linguistic foundation objectively. To be objective, each story is examined from the aspect of lexical, grammatical, figures of speech and narration categories. By the help of this M.A. thesis, it is clearly understood that stylistics's effort to set forth linguistics and literature are indivisible parts.
- Published
- 2013
19. Görsel işitsel çevirilerde kültürün yansıması: Altyazılarda çevrilebilirlik çevrilemezlik
- Author
-
Bağcı, Teslime, Küçükbezirci, Yağmur, İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Translation ,Translation and Interpretation ,Culture ,English Linguistics and Literature ,Linguistics ,Görsel-işitsel çeviri ,Dil-kültür ,Altyazılama ,Dilbilim ,Subtitle ,Mütercim-Tercümanlık ,Audiovisual translation ,İngiliz Dili ve Edebiyatı ,Language ,Language-culture - Abstract
Bu calismada ?Görsel-işitsel Çevirilerde Kültür Yansıması: Altyazılarda Çevrilebilirlik ve Çevrilemezlik? konusu islenmistir. Birinci bölümde çevirinin tanımı yapilmakta, ceviri ve dil arasindaki iliskiden, cevirinin tarihinden ve cesitlerinden bahsedilmektedir. Ceviri insanlik tarihinin ilerlemesinde, farkli kulturlere sahip insanlarin kendilerine ozgu degerlerini birbirlerine anlatmalarinda ve anlasmazliklarin giderilmesinde cok onemli bir adimdir. Elbette ki cevirinin onemini ve isleyisini cok iyi anlayabilmek icin oncelikle dil nedir ve nasil ortaya cikmistir gibi sorularin cevaplanmasi gerekmektedir. Ikinci bolumde kultur nedir sorusu cevaplanmaya calisilmistir. Kulturun dille ve ceviri ile iliskilerinden bahsedilmis, tarih, gelenek gorenek ve kultur farklarindan ortaya cikan cevrilebilirlik ve cevrilemezlik konulari islenmistir. Ozellikle cevrilemezlik konusunda kulturel farklardan dolayi cevrilemeyen kelimeler, ifadeler, deyimler, siirler ve akrabalik iliskileri uzerinde durulmustur. Ucuncu bolumde gorsel-isitsel ceviri uzerinde durulmus, gorsel-isitsel cevirinin tarihi ve cesitleri anlatilmistir. Gorsel-isitsel ceviriler dublaj, dis ses ve altyazi olmak uzere uc farkli teknik kullanilarak yapilmaktadir. Bu cesitlerden ozellikle altyazi uzerinde durulmustur. Dorduncu bolumde altyazilarda cevrilebilirlik cevrilemezlik konulari aktarilmaya calisilmistir. Cevrilebilirlik ve cevrilemezligin tanimlari yapilarak altyazilarda bunlarin sebepleri uzerinde durulmustur.Besinci bolumde reklam filmlerinin tarihi ve tanimindan bahsedilmis reklam filmi altyazilarinda cevrilebilirlik cevrilemezlik konusu kulturel farklar goz onunde bulundurularak aciklanmistir. Ayrica, ornek olarak secilen Cola Turka reklami uzerinde konuyla ilgili bir calisma yapilmistir. Altinci bolumde filmin tanimi ve film endustrisinin tarihini anlatilmis film altyazilarinda cevrilebilirlik cevrilemezlik konusu, Babam ve Oglum filmi altyazilarinda ele alinmistir. Cevirilerde dil ve kultur farkliliklari ic icedir. Bu calismanin esas amaci gecmisi eskiye dayanmadigi halde hizla ilerlemekte olan gorsel-isitsel cevirinin altyazi dalinda cevrilebilirlik ve cevrilemezlik konularinin kultur farkliliklari goz onunde bulundurularak aciklanmasidir., The subject of this study is `Reflection of Culture in Audiovisual Translation: Translatability and Untranslatability in Subtitling?.In the first part of the thesis, the definition of translation and its relation with culture is mentioned. These two terms can not be thought separately as the translation arose as a need to understand different cultures through languages. In the second part, the term culture is defined. Its relation with languageand its relation with culture are mentoned and translatability and untranslatability are explained through culture. Especially, the term untranslatability is studied under the light of untranslatable words, idioms, kinship and poems which reflect the culture. In the third part, audiovisual translation is studied. Its definition, history and types are given. As a new method, it has three types; dubbing, voiceover and subtitling. In this study, the main focus is on subtitling.In the fourth part, translatability and untranslatability in subtitling are defined and their reasons in subtitling are given. In the fifth part, commercials, their definition and history are explained. Also, tranlatability and untranslatability subjects are analyzed through one of Cola Turka advertisements.In the sixth part, the definition and history of film industry is given and the subjects, translatabile and untranslatable expressions are identified through a Turkish movie, My Father and My Son.The differences between language and culture are interrelated in translation works. The main purpose of this study is to analyze translatability and untranslatability in subtitling considering the cultural differences in order to give cultural elements.
- Published
- 2013
20. Sources & levels of foreign language anxiety in Turkish university students relative to; Language proficiency, intentions for use and perceived barrier
- Author
-
Ün, Emre, Küçükbezirci, Yağmur, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Engel algısı ,Foreign language anxiety ,Yabancı dilde yeterlilik ,Perceived barrier ,Foreign language proficiency ,Yabancı dil kullanma kaygısı - Abstract
Çalışmada Türk Üniversite Öğrencilerinde; Yabancı Dilde Yeterlilik, Yabancı Dilin Kullanım Amaçları ve Yabancı Dilin Engel Olarak Algılanması SonucuYabancı Dil Kaygısına Sebep Olan Kaynaklar ve Seviye Farklılığı konusu incelenmektedir; bunula birlikte yabancı dil öğrenen bireylerin öğrenim amaçları yabancı dil kullanma kaygısında seviye farklılığına sebep olduğu görüşü savunulmaktadır. Yabancı dili, dil öğretim amacıyla öğrenen bireyler, yeterlilikleri diğer bireylere göre daha iyi olmasından dolayı yabancı dil kullanma kaygısını daha düşük seviyede taşımakta olabilirler. Ancak hazırlık sınıfı ve bölüm öğrencileri, yabancı dilde başarılı olma zorundalığını hissettiği için yabancı dil kaygısını daha yüksek seviyede tecrübe ediyor olabilirler. Hazırlık öğrencileri, hazırlık sınıfı öğretim süresince yabancı dile maruz kalmakta ve sene sonunda uygulanacak sınavda başarılı olabilmek için yabancı dil öğrenmektedirler. Bölüm öğrencileri ise yabancı dili eğitimlerinin bir parçası olarak bölümleri tarafından önceden belirlenen program dahilinde öğrenmektedirler. Bu sebeplerden dolayı hazırlık ve bölüm öğrencileri, yabancı dili geçmeleri gereken bir engel olarak algıladıkları için istemeyerek ve farkında olmadan yabancı dil kaygı seviyesini yükseltebilirler. Bunun yanında, gönüllü olarak dil eğitimi alan ve herhangi bir sınava tabi tutulmayacak olan lise öğrencilerinde ise yabancı dil kaygısı düşük olabileceği görüşü çalışmada yer almaktadır. Yabancı dil öğreniminde motivasyon en önemli araçlardan biridir. Yabancı dil kaygısı ise bu motivasyonu ciddi bir biçimde olumsuz etkilemektedir. Yabancı dil kaygısı taşıyan öğrenciler, yabancıl dile gereğince yoğunlaşamamakta ve belirli bir seviyede kaygı yaşamaktadırlar. Çalışmada İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencileri, Hukuk Fakültesi öğrencileri ve İngilice Hazırlık Bölümü öğrencilerinde yabancı dil kaygısı seviye ve kaynak farklıklarını bulunup, bunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: yabancı dil kullanma kaygısı, engel algısı, yabancı dilde yeterlilik, Foreign language anxiety is defined as disaffiliative behaviour in which the learner avoids language learning process because of various sources. Learners purpose of learning foreign language makes the difference for foreign language anxiety. Students foreign language proficiency, students intention to use the language, and students perception of language as a perceived barrier are some of the sources which is highly related to foreign language anxiety. Previous research which has been conducted in KTU Department of English Language and Literature in 2009, students revealed that their FLA levels were bound to their proficiency. This study aimed to find out the difference between DELL & ELT students and KTO Karatay University students some of whom perceives foreign language as a barrier, and some of whose intentions to use of foreign language differentiate. DELL & ELT students intend to use and teach language to earn their lives. This interaction with the foreign language enables the students of DELL & ELT to reduce their FLA levels if they have-. However prep class students are immersed into foreign language learning process which will end up with a final exam to determine their proficiency. This process might cause FLA. For academic language learners Foreign Language which is mandatory to take-, might be perceived as a barrier. A Five Point Likert Scale administered and results of the survey are compared and analyzed in accordance with the information that presented in Literature Review part. In addition to this, possible ways to overcome FLA is presented in the study. Key Words: foreign language anxiety, perceived barrier, foreign language proficiency
- Published
- 2012
21. Translation process: Transferring culture or adaptation
- Author
-
Özkul, Muhammet, Küçükbezirci, Yağmur, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, and İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Translation ,Interpreter ,Translation and Interpretation ,Science of translation ,Culture ,English Linguistics and Literature ,Tercümanlık ,Translation methods ,Çeviri yöntemleri ,Turkish culture ,Translatorship ,Adjustment ,Translation analysis ,Mütercim ,Mütercim-Tercümanlık ,İngiliz Dili ve Edebiyatı - Abstract
Bu çalışma çevirinin bir kültür transferimi yoksa bir adaptasyon mu olduğu sorusuna cevap bulmayı amaçlamaktadır. Öncelikle çeviri sürecinin tanımı yapılmak suretiyle, çeviri sürecinin nasıl işlediği, iyi bir çevirmenin nelere dikkat etmesi ve nasıl olması gerektiği ele alınmıştır. Çeviri süreci boyunca kullanılan çeviri metotları ele alınmış ve özellikle çeviri sürecinde en fazla kullanılan iki çeviri metodu olan Anlamsal Çeviri Metodu ve İletişimsel Çeviri Metodu bir kez daha kıyaslanarak aralarındaki farklar incelenmiştir. Atasözleri, deyimler, şiirler ve romanlar gibi farklı edebi türlerden orijinal metinler ve farklı çevirmenler tarafından çevrilmiş metinler incelenerek aralarındaki anlamsal ve yapısal farklılıklarla beraber orijinal metindeki kültürel unsurların nasıl ele alındıkları değerlendirilmiştir. Küreselleşen dünyada vazgeçilmez bir unsur olan medya tarafından kültürel unsurların nasıl aktarıldığı bunların özellikle Türk kültürü içerisinde nasıl yer aldığı değerlendirilmiştir. Son olarak yapılan çalışmalar özetlenmiş netice olarak nasıl bir çıkarımda bulunulduğu açıklanmıştır., This study aims to find an answer for the question asking whether the translation is a cultural transfer or adaptation. First of all by defining and understanding the translation process, how this process works, what kind of qualities must a good translator have and during the translation process which details a translator must be careful about and which facts he/she must take into consideration are explained. Translation methods which are used during the translation process are explained. And especially two important and most commonly used methods, semantic translation method and communicative translation method are explained one more time in a contrastive way and the differences between these two methods are studied. Original texts and translated texts by different translators in different literary types like proverbs, idioms, poems and novels have been studied according to semantic and syntactic differences besides the translation of the cultural differences details. As an undoubted fact of the world which is becoming more global, how the cultural details are translated and how these cultural details take part in Turkish culture are evaluated. At last the study is summed up and the details of the study are evaluated.
- Published
- 2011
22. Criticism and appreciation of 'Real Men Keep Their Word' by Dr. Akram Osman
- Author
-
Sakhi, Maroof, Küçükbezirci, Yağmur, İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Erkek Adam Sözünde Durur ,Literature ,Akram Osman ,English Linguistics and Literature ,Story ,Osman, Akram ,Real Men Keep Their Word ,English literature ,İngiliz edebiyatı ,İngiliz Dili ve Edebiyatı - Abstract
Bu çalışmada Dr. Akram Osman'ın Erkek Adam Sözünde Durur isimli kısa hikâye koleksiyonu eleştirilip, değerlendirilmektedir. Kısa hikâyelerde önemli olan tüm unsurlara ve fikirlere yoğunlaşılmaktadır. Ana karakterler, konular ve semboller değerlendirilmektedir. Erkek Adam Sözünde Durur eserinde yer alan kısa hikâyeler onların kültürel ve bölgesel geçmişleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir., This thesis criticizes and appreciates the collection of short stories, Real Men Keep Their Word by Dr. Akram Osman. It focuses on all elements and ideas that are important in the short stories. Mainly characters, themes and symbols are examined in this writing. The short stories in Real Men Keep Their Word are evaluated by considering their cultural and geographical backgrounds.
- Published
- 2011
23. Inflection of morphemes: Learning of English pluralization by Afghan Dari EFL learners
- Author
-
Sultanzada, Enjeelah, Küçükbezirci, Yağmur, İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Grammar ,Eğitim ve Öğretim ,Afghans ,Foreign language ,Yabancı dil öğrenimi ,Plurals ,Çekim ekleri ,Afganlar ,English ,Grammar-inflections ,Dil öğrenimi ,Education and Training ,Learning ,Study of languages ,Inflection affix ,Foreign language learning ,Morpheme - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Afganların (Farsça/Dari) EFL öğrenenlerin cümleler veya paragraflar içindeki isimleri nasıl kullandıklarını ve parantez içine gelen isimleri nasıl seçmelerini araştırmaktır. Yazar, katılımcıların sözcükleri seçerken başarılı olup olmadıklarını öğrenmek istiyor. Anadillerinin ikinci dilleri üzerine etkisi nedir ya da öğrenciler isimleri çoğul yaparken ne tür sorunları var. Bu yüzden yazar, öğrencilerin ikinci dil isimlerini kullanırken, tekil veya çoğul fark etmeksizin mükemmel olup olmadıklarını öğrenmek için 24 öğrenci üzerine bir araştırma yapıtı. Katılımcılar, Afganistan'ın Belh ilindeki Belh Üniversitesi, edebiyat fakültesi İngilizce bölümü, ikinci sınıf öğrencileri idi. Bu öğrenciler aynı sınıftan ve hemen hemen aynı yaş grubundan katılmışlardı. Yazar bir yeterlilik testi verir. Daha sonra yazar onları iki gruba böldü ve bu iki grup katılımcılara, kelimeyi doğru kullanıp kullanmadıklarını öğrenmek için başka testler uyguladı. Amaç, isimleri çoğul yapma konusunda katılımcıların başarılı olup olmadıklarını bilmektir. Sonuçlar, katılımcıların düzenli isimler ve sayılabilen isimlerin kullanımında, düzensiz isimler ve sayılamayan isimlerin kullanımına kıyasla daha başarılı olduklarını göstermektedir. Ayrıca ara katılımcılar daha acemi katılımcılara göre daha başarılı olmuştur., The purpose of this study was to investigate how Afghan Persian/Dari EFL learners use the nouns in sentences, paragraphs and how they choose the nouns from the parenthesis. The author wants to find whether the participants are successful in choosing the nouns or not. Does their first language interact to their second language or what are the problems that they have in pluralisation of the nouns. That is, the writer made a research by 24 students in order to know whether the students are perfect in use of second language nouns whether singular or plural in sentences, paragraphs or not. The participants were sophomore students of English department, literature faculty, Balkh University, Balkh, Afghanistan. They were from the same class about the same ages. The writer gives a proficiency test. Then the author divided the participants into two groups and from these two groups, she got some other tests to know whether the students are using the words correctly or not. The aim is especially about do the participants are successful in pluralizing the nouns or not. The results indicate that participants were more successful in usage of regular nouns, countable nouns than irregular nouns and uncountable nouns. Also the intermediate participants were more successful than the beginner participants.
- Published
- 2011
24. The İstanbul image in the novels of: A.S. Byatt, Vanessa Mcmahon, Roddy O'Connor, Michael Pearce and Jenny White
- Author
-
Börü Seyhan, Nazire Nilda, Küçükbezirci, Yağmur, and İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Western Linguistics and Literature ,O'Connor, Roddy ,Pearce, Michael ,Byatt, A. S ,Image ,White, Jenny ,Space ,English literature ,Istanbul ,Mcmahon, Vanessa ,Batı Dilleri ve Edebiyatı - Abstract
Bu tez İstanbul sehrini bir ?imge? olarak yabancı yazarların gözüyle incelemeyiamaçlamıstır. Asırlar boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapan İstanbul birçok edebiesere konu olmus ve yazarlar için vazgeçilmez bir imge olmuştur. İstanbul sadece geçmistedeğil günümüzde de farklı edebi eserlerde değisik yönleriyle ele alınmıstır. Bu tezde İstanbulimgesini yabancı yazarların nasıl gördükleri incelenmiştir. İstanbul imgesi A.S.Byatt`in TheDjinn in Nightingale`s Eye, Jenny White`in The Sultan`s Seal, Michael Pearce`in A DeadMan in Istanbul Roddy O`Connor`in Istanbul Gathering ve Vanessa McMahon`in Bosphoruseserlerinde tespit edilmeye çalısılmıstır.Bu çalısmada beş yazarın kisisel özelliklerine de yer verilmistir, çünkü yazarlarhakkındaki bilgiler onların İstanbul'u algılayıs biçimlerinin anlasılmasına katkı sağlamıştır.Yazarların kullanmıs olduğu biçimlerden edebi terimler kısmında söz edilmistir.Ayrıca yazarların eserlerindeki yazım türleri ve kullandıkları tekniklerden örneklerverilmistir.Sonuç olarak yazarların İstanbul imgesine bakıs açıları, onu ele alıs biçimleri seçilenbes romanda incelenmiştir. İstanbul imgesinin mekân olarak seçildiği bu romanlardayazarların bu imgeyi özellikle doğu?batı, Müslüman-Hıristiyan, güzellikleri ve mitolojidekiyeriyle ne sekilde yansıttıkları ortaya konmustur. Yazarların İstanbul imgesine olumlu muyoksa olumsuz mu yaklastığı tezin diğer bir çıkarımı olmustur. This thesis aims to analyze Istanbul as an image through the eye of foreign authors. Istanbul which has been a host for different cultures for centuries is the source of various works and an indispensable image. Istanbul is approached in several works by its different aspects not only in the past but also today. In this work the depiction of the foreign authors is analyzed. The image of Istanbul is tried to determined in the works: The Djinn in Nightingale`s Eye by A.S.Byatt, The Sultan`s Seal by Jenny White, A Dead Man in Istanbul by Michael Pearce, Istanbul Gathering by Roddy O`Connor and Bosphorus by Vanessa McMahon.The traits of the writers take place in this thesis as this knowledge make use of the intelligibility of the comprehension of Istanbul through the eye of the authors.The literary genres used by the authors are mentioned in rhetorical devices. Besides types of narration in the works and the techniques they use are exemplified.In conclusion, the writers` point of views and their perspectives are studied in five novels. The inference is that; in the novels chosen Istanbul as an image is especially mirrored as the image of East-West, Muslim-Christian, beauty and the house for minorities by their authors. Whether they look through Istanbul image positive or negative is the other interference of this thesis. 93
- Published
- 2010
25. Yabancı yazarlar A.S. Byatt, Vanessa Mcmahon, Roddy O'Connor, Michael Peacre ve Jason White'ın romanlarında İstanbul imgesi
- Author
-
Seyhan, Nezire Nilda Börü, Küçükbezirci, Yağmur, and Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Image ,Space ,İmge ,English literature ,İstanbul ,Mekan ,İngiliz edebiyatı - Abstract
Bu tez İstanbul sehrini bir ?imge? olarak yabancı yazarların gözüyle incelemeyi amaçlamıstır. Asırlar boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapan İstanbul birçok edebi esere konu olmus ve yazarlar için vazgeçilmez bir imge olmuştur. İstanbul sadece geçmiste değil günümüzde de farklı edebi eserlerde değisik yönleriyle ele alınmıstır. Bu tezde İstanbul imgesini yabancı yazarların nasıl gördükleri incelenmiştir. İstanbul imgesi A.S.Byatt`in The Djinn in Nightingale`s Eye, Jenny White`in The Sultan`s Seal, Michael Pearce`in A Dead Man in Istanbul Roddy O`Connor`in Istanbul Gathering ve Vanessa McMahon`in Bosphorus eserlerinde tespit edilmeye çalısılmıstır. Bu çalısmada beş yazarın kisisel özelliklerine de yer verilmistir, çünkü yazarlar hakkındaki bilgiler onların İstanbul'u algılayıs biçimlerinin anlasılmasına katkı sağlamıştır. Yazarların kullanmıs olduğu biçimlerden edebi terimler kısmında söz edilmistir. Ayrıca yazarların eserlerindeki yazım türleri ve kullandıkları tekniklerden örnekler verilmistir. Sonuç olarak yazarların İstanbul imgesine bakıs açıları, onu ele alıs biçimleri seçilen bes romanda incelenmiştir. İstanbul imgesinin mekân olarak seçildiği bu romanlarda yazarların bu imgeyi özellikle doğu?batı, Müslüman-Hıristiyan, güzellikleri ve mitolojideki yeriyle ne sekilde yansıttıkları ortaya konmustur. Yazarların İstanbul imgesine olumlu mu yoksa olumsuz mu yaklastığı tezin diğer bir çıkarımı olmustur., This thesis aims to analyze Istanbul as an image through the eye of foreign authors. Istanbul which has been a host for different cultures for centuries is the source of various works and an indispensable image. Istanbul is approached in several works by its different aspects not only in the past but also today. In this work the depiction of the foreign authors is analyzed. The image of Istanbul is tried to determined in the works: The Djinn in Nightingale`s Eye by A.S.Byatt, The Sultan`s Seal by Jenny White, A Dead Man in Istanbul by Michael Pearce, Istanbul Gathering by Roddy O`Connor and Bosphorus by Vanessa McMahon. The traits of the writers take place in this thesis as this knowledge make use of the intelligibility of the comprehension of Istanbul through the eye of the authors. The literary genres used by the authors are mentioned in rhetorical devices. Besides types of narration in the works and the techniques they use are exemplified. In conclusion, the writers` point of views and their perspectives are studied in five novels. The inference is that; in the novels chosen Istanbul as an image is especially mirrored as the image of East-West, Muslim-Christian, beauty and the house for minorities by their authors. Whether they look through Istanbul image positive or negative is the other interference of this thesis.
- Published
- 2010
26. Bilinçaltı Mesaj Gönderme Teknikleri Ve Bilinçaltı Mesajların Topluma Etkileri
- Author
-
Yağmur Küçükbezirci, Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, and Küçükbezirci, Yağmur
- Subjects
Subliminal Messages ,Subconscious ,Subliminal Message Sending Techniques ,Psychology ,Bilinçaltı ,Bilinçaltı Mesaj Gönderme Teknikleri ,Bilinçaltı Mesajlar - Abstract
Bilinç insanoğlunun ilk uyarımları almaya başlaması ile işlerlik kazanan ve ömrünün sonuna kadar devam eden farkında olma faaliyetleridir. Bir başka deyişle çevresindeki varlıkları ve kavramları algılaması ve anlamasıdır. Bilinçaltı için ise çevremizdeki görüntü, ses, mesaj gibi uyarımların farkında olmadan insan zihnine yerleşmesidir diyebiliriz. Bilinçaltı zihni beynimizin kara kutusu'na benzetebiliriz, nitekim bilinçaltı zihin doğumdan ölüme kadar tüm yaşananları, çevremizdeki gördüğümüz, duyduğumuz bütün her şeyi kayıt eder. İnsanlar çok uzun yıllar öncesinden beri diğer insanları, grupları ya da toplumları etkilemek, kendi istekleri doğrultusunda hareket ettirmek için çok farklı teknikler kullanmışlar ve her geçen gün bu tekniklere yenilerini eklemeye çalışmaktadırlar. Bütün bu tekniklerin altında ise bilimsel çalışmalar yatmakta, insanların psikolojik, nörolojik ve sosyal yapıları göz önünde bulundurularak bilinçaltına mesajın en etkin şekilde gönderilmesi sağlanmaktadır. Kitle iletişim araçlarının artması ve gelişmesi ile birlikte kaynak tarafından alıcıya iletilmek istenen mesajlar çok uzak mesafelerden bile eşzamanlı olarak gönderilebilmektedir. Bu durum her ne kadar kolay ve hızlı olmayı beraberinde getirse de bazı olumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunlardan birisi de bilinçaltımıza gönderilen mesajlardır, her an bilinçaltı mesajlara maruz bırakılabiliyoruz. Birçok kitle iletişim araçları; internet, filmler, şarkılar, reklâmlar, kitap, gazete, televizyon, bilgisayar kısacası iletişim kurmak için kullanılan kanalların her biri belli bir amaca yönelik komutları beyine taşıyıp, istenilen şeyleri yaptırmaya ya da açlık, susuzluk, cinsellik ve bir istek gibi içsel duyguları uyandırmaya yönelik olarak bilinçaltına mesajlar göndermek için kullanılabilmektedir. Bu bağlamda bilinçaltına gönderilen mesajların araştırılmasının önemi de ortaya çıkmaktadır, nitekim günümüzde kitle iletişim araçları ile gönderilen ve insanların bilinçaltına yerleşen etik değerler ile örtüşmeyen ya da ihtiyacı olmadan tüketime sevk eden mesajlar bireyleri ve toplumu olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu çalışma da öncelikli olarak konumuzla ilgili kaynak taraması yapılmış, bilinçaltı mesajlar içeren film, çizgi film, reklâm ve bilgisayar oyunları araştırılmıştır. Bu çalışma bilinçaltına gönderilen olumsuz mesajlar ile sınırlandırılmıştır. Çalışmamızın amacı bilinçaltına gönderilen olumsuz mesajların hangi kanal ve teknikler ile gönderildiğini tespit edip, bu olumsuzlukları bireysel ve kurumsal olarak önleyebilmenin ya da en alt düzeye indirmenin yollarını aramaktır., Consciousness is the act of awareness starting with receiving the first signals and ending at the end of life. In other words, it is one's sensation and perception of the environment. Subconscious can be defined as engraving some assets such as images, sounds, and messages without being aware of the process. Subconscious can be considered as the black box of the brain as it records all the things we experience, all the sounds we hear, and all the images we see. People, as per their request, have been using many techniques to effect and direct individuals or societies, and developed techniques to achieve their goals. Scientific studies have been used to develop these techniques that they consider psychological, neurological, and social structures to send the messages directly to the subconscious. These messages are called subliminal messages. Thanks to the development of a wide variety of mass communication tools, the messages can be sent to the receiver simultaneously even from long distances. No matter how easy and fast this method is, problems can occur too. One of these problems is the messages sent to our subconscious that we are always exposed. Most mass communication tools including the internet, films, music, advertisements, books, newspapers, television, and computers, shortly, all the channels for communication, are used to carry the intended message to the subconscious and wake up some inner feelings such as hunger, thirst, sex, and desire. In this context, investigating the messages sent to the subconscious becomes an important subject because these messages may not be appropriate for a culture or make people consume more products than is necessary. The primary goal of this study is to use resources such as films, cartoons, advertisements, and computer games to investigate subliminal messages and the effect on the subconscious. This study is limited to negative messages. The aim of this study is to identify the techniques of sending subliminal message and the channels in order to prevent or to decrease the effect of these messages individually or institutionally.
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.