Search

We describe Jurassic fossilized woods from the Gümüşhane and Erzurum regions of Turkey that represent the eastern Sakarya Zone (eSZ) terrestrial biota. We collected 27 fossil wood fragments in total. All 27 fossil wood specimens represent coniferous trees. We assigned ten specimens to Agathoxylon sp. type 1, fourteen to Agathoxylon sp. type 2, two to Protelicoxylon asiaticum and one to Xenoxylon hopeiense. Middle Jurassic woods are represented by Agathoxylon only what does not allow for any palaeobiogeographic inferences. The Late Jurassic wood flora evidences a continuity of Gondwanan eSZ terrestrial areas with the Laurasian ones. The occurrence of Xenoxylon within this Late Jurassic wood flora suggests an abundant water supply under a relatively cool/humid climate. Overall, both floras show important similarities to contemporary fossil wood flora from Iran and, to a lesser extent, to those from Georgia

Bu tez çalışması ile yörede bulunan neritik karbonatların yayılım, kalınlık, kayaç türü, çökel yapı-doku ilişkileri, mikro karakteristikleri, fosil içerikleri ile biyostratigrafik verilerini ortaya koymak amacıyla yöreden üç adet birimi yansıtacak şekilde ölçülü stratigrafik kesit alınmıştır. Kampaniyen zamanında gelişen havza koşullarındaki pelajik çökeller Tonya Formasyonu'na ait ilk çökeller olarak taban kısmında yer almaktadır. Bu birim üzerine bölgede sınırlı alanlarda yüzeyleyen neritik çökellerden oluşan ve üye mertebesinde ayrılmış olan Şahinkaya Üyesi gelmektedir. Üye tabandan başlayarak; kalın tabakalı, kumlu, litoklastlı ve biyoklastlı bileşenlerden oluşmaktadır. Üyenin mikrofasiyes tipleri; tanetaşı-moloztaşı ve istiftaşı-vaketaşı olarak belirlenmiştir. Üye içerisinde; SB kesitinde 33 cinse ait 23 tür bentonik ile 7 cinse ait 5 tür planktonik foraminifer ve SK kesitinde 31 cinse ait 25 tür bentonik ile 15 cins e ait 8 tür planktonik foraminifer tanımlanmıştır. İlk kez dasit-riyodasit çakıllı, 3 m kalınlıklı ve matriks destekli oligomikt konglomera seviyesi tanımlanmıştır. Konglomeraların oluşumu ve pelajik formların varlığı hem deniz seviyesi hem de bölgesel tektonizmanın etkisine bağlı olarak yorumlanmıştır. Fosillerin yapısındaki kırıklar ile yuvarlaklaşma; sığ kaynak alandan taşınma süreçleri geçirerek, yamaç-yamaç önü bir ortamda çökeldiğine işaret etmektedir. Üyenin yaşı, Orbitoides gruenbachensis türünün stratigrafik konumlarından dolayı geç Maastrihtiyen olarak verilmiştir. In this thesis study, measured stratigraphic section reflecting three units was taken in order to reveal the distribution, thickness, rock type, sedimentary structure-texture relations, and micro characteristics of neritic carbonates along with their biostratigraphic data including fossil contents. Pelagic sediments that developed under the basin conditions at the time of the Campanian are located at the bottom as the first sediments belonging to Tonya Formation. The Şahinkaya Member is separated on the member level of the neritic deposits which are seen in the limited areas of the region. Starting from the member base; it consists of thick-bedded, sandy, lithoclastic and bioclastic components. Microfacies types of member have been identified as grainstone-rudstone and packstone-wackestone. Within the member; 33 genera belonging to 23 benthonic species, 7 genera belonging to 5 planktonic foraminifera species in the SB section, and 31 genera belonging to 25 benthonic species, 15 genera belonging to 8 planktonic foraminifera species in the SK section have been identified. Matrix-supported oligomict type conglomerate with dacite-rhyodacites gravel and 3 m thickness have been identified for the first time. The formation of conglomerates and the presence of pelagic forms are discussed in terms of both sea level and the effect of regional tectonism. The rounding and the fractures in the structure of fossils indicate that fossils are deposited to a slope in front of the slope by passing through a shallow source area. The age of the member was given as late Maastrichtian due to the stratigraphic position of Orbitoides gruenbachensis.

Bu çalışma İstanbul ilinin Arnavutköy ilçesi sınırları içinde Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde görevli bulunan öğretmenlerin sınıf içinde görülen istenmeyen öğrenci davranışlarına karşı gösterdikleri tutumlar ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla yapılmıştır. 2017-2018 Eğitim – Öğretim yılı içinde İstanbul ili Arnavutköy ilçesinde görev yapan öğretmenler araştırma evrenini oluşturmaktadır. Araştırmada evrenin tamamına ulaşılamadığı için tesadüfi örnekleme yöntemi tercih edilerek örneklem grubu oluşturulmuştur. 22 okuldan 385 öğretmen ile çalışılmıştır. Araştırmanın modeli ilişkisel tarama modelidir. Kişisel bilgi formu, tükenmişlik ölçeği, sınıf içi istenmeyen davranışlara karşı tutum ölçeği veri toplama araçları olarak kullanılmıştır.Uygulama sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde, ölçeklerde bulunan her boyutun karşılıklı olarak ilişkilerini ve bu ilişkilerin hangi yönde olduğunu belirlemek için korelasyon analizi yapılmıştır. Bu çalışmanın sonunda, sınıfta görülen istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik tutumun genel tükenmişlik seviyesi, duygusal tükenme düzeyi ile ilişkisi pozitif bulunmuştur ancak duyarsızlaşma düzeyleri arasında ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır. Yine, sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik tutumun kişisel başarı düzeyi ile pozitif yönde ilişki olduğu bulunmuştur. Araştırmada ayrıca, duyuşsal tutum ile duygusal tükenme düzeyi, duyarsızlaşma düzeyi ve kişisel başarı düzeyinin ilişkisinin pozitif korelasyon olduğu neticesine varılmıştır. Son olarak, davranışsal tutum ile duygusal tükenme düzeyi ve kişisel başarı arasında pozitif yönde korelasyon olduğu neticesine ulaşılmıştır. Bununla beraber davranışsal tutum ile duyarsızlaşma düzeyi arasında ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır. This study has been carried out among the teachers who work in primary, secondary and high schools under the Ministry of National Education in Arnavutköy, Istanbul in order to exhibit what kind of an effect has the attitudes of the teachers towards the undesired student behaviours in class on teachers' level of exhaustion. Design the research universe of the teachers working in Arnavutköy district of Istanbul province during the 2017-2018 academic year. While `The Attitudes of Teachers Towards the In-class Undesired Student Behaviours` are observed in the dimensions of `affective and behavioural`, The Exhaustion Inventory is observed in the dimensions of `emotional exhaustion, depersonalization, personal success`. 385 teachers in 22 schools participated in the research. The correlation analysis revealing the direction of the relationship among the dimensions in the inventory expressions has been included in the resolution of the datum acquired in the result of the survey. While a positive correlation has been presented between the attitudes to the in class undesired student behaviours and general exhaustion level and emotional exhaustion level, it is revealed that there is no correlation between the depersonalization levels. Moreover, a positive correlation has been found between the attitude towards the in class undesired student behaviours and the level of personal success. Also, it has been presented that there is a positive correlation among the affective attitude, emotional exhaustion level, level of depersonalization and level of personal success. Finally, It has been ensued that there is a positive correlation among the behavioural attitude and level of emotional exhaustion and personal success, however there is no correlation between the behavioural attitude and level of depersonalization. 93

144 ÖZET Günümüz şartlarında, kentlerde yaşayan nüfusun yoğunluğu ve bu insanların ihtiyaç ve beklentilerindeki çeşitlilik yerel yönetimlerdeki yöneticilere sıkıntılar yaşatmaktadır. Yerel yönetimlerde, karar verici konumundaki her yönetici temelde, sağlıklı ve doğru kararlar vererek, kentin bugününü yaşayan ve yarınını yaşayacak olan insanlara daha iyi hizmetler vermek ve bu amaçla gereken yatırımları yapmakla yükümlüdür. Bu şekilde kapsamlı ve zor bir görevi üstlenen yöneticilerin başarılı olabilmeleri, ancak teknolojik gelişmeleri takip etmek ve bu gelişmeleri kendi sorumluluk bölgelerinde hayata geçirmekle mümkündür. Kent Bilgi Sistemi; `Kent ve kentte yaşayanlara dair bilgilerin sistematik yöntemlerle toplanması, uygun yazılım ve donanımlar kullanılarak bir veri tabanına aktarılması, veriler arasındaki ilişkilerin kurulması, yönetilmesi ve doğru sorgulamalar oluşturarak analizlerin yapılması, kentin her türlü ekonomik, sosyal, kültürel, idari ve diğer hizmetlerinin en iyi şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla kurulan bir bilgi sistemidir` şeklinde tanımlanabilir. Bu çalışmanın temel amacı, Kent Bilgi Sisteminin yerel yönetimlerdeki yöneticiler (karar vericiler) açısından incelenmesi, bu bilgi sistemini kullanmak isteyebilecek yerel yöneticilere ihtiyaç duyacakları altyapının oluşturulması, sistemi oluşturan elemanların tanıtılması, sistemden sağlanabilecek faydaların ve karşılaşılabilecek sorunların ortaya konması ve bir örnek uygulama ile somutlaştırılmasıdır. 145 ABSTRACT Regarding today's conditions, the intensity of the population and the variety in the hopes and the needs of these people form difficulties to the managers in city managements. In city managements, every manager -who is in the position of desicion maker- is in charge of providing better service for those people who live today of the city and will live it's tomorrow, in addition, making the necessary investments for this purpose by making the accurate desicions. It is solely possible for the managers who take over this extensive and difficult duty to be able to have success by following the technological developments and carry out these progresses into their areas of responsibilities. CIS can be defined as `An information system which is formed for the aim of articulating the information systematically about the city and the people that live in city, transferring the information to database by using appropriate software and hardware, establishing relationships among the datum, managing database, making the analysis by true interrogation, and the realization of the city's economic, social, culturel, administrative and other services in the best way. The purpose of this study is to examine CIS for the managers (desicion makers) in city managements, to establish the necessary substructure to the city managers who will desire to use this information system, to present the components that form the system, to bring out the benefits that will be able to be gained and the troubles that will be able to be faced, and finally, to illustrate a sample study of CIS. ^S^aflW MBOtt 145