Bu doktora tezi, Bosna- Hersek gibi çatışma sonrası bir topluma gönüllü geri göç olgusunu inceler. Bu çalışma örneğinde, geri göç eden kişi, yurtdışında sürdürülebilir bir geçinme alternatifine sahiptir ve oradaki topluma da iyi entegre olmuştur, fakat kendi özgür iradesi ile geri dönmeyi seçer. Benim ilk iddiam, bu tür bir geri göçte temel motivasyonun duygusal olduğu yönündedir. Literatürde önemli bir yeri olan `vatan sevgisi` duygusu (Brown, 2014) şüphesiz geri göç edenlerin duygusal çerçevesinde önemli bir yer teşkil ederken, diğer duyguların da bir o kadar, hatta bazı durumlarda daha da önemli bir yeri vardır. İkinci olarak, duygusal nedenlerle geri dönenler, ki pek çoğu aynı zamanda çift vatandaştır, bu tez ile ilgili teorik kavramlar üzerinde eşsiz bir önem arz eden bir perkpektif sunmaktadır. Bu çalışmanın bütünleştirici kavramsal çerçevesi, `siyasi olanı yansıtan prizma`(Nyers, 2007, s.3) olarak da tanımlanan, akademisyenlerin yuva ve aidiyet aracılığı ile kavramsallaştırdığı vatandaşlıkkavramı, ve özellikle de vatandaşlığın duygusal boyutudur. Bu bakış açısıyla vatandaşlık, David Hume'dan esinlenen George Marcus tarafından belirlenen temeller üzerine kurulmuştur. Vatandaşlık ve duygular arasında bağ olduğunu öne süren tezi ile David Hume, siyaset teorisindeki geleneksel görüşün aksine, insanları demokratik eyleme teşvik ettiği için, rasyonelliği ve iyi vatandaşlığı duyguların mümkün kıldığını öne sürmüştür. Vatandaşlığın duygusal boyutu Elaine Lynn-Ee Ho ve Lucy Jackson gibi coğrafya akademisyenleri tarafından da kuramlaştırılmıştır. Her ikisi de yuva ve aidiyet kavramlarını kullanarak bunların vatandaşlık kavramını anlamamızda önem arz ettiğini savunurlar. Her ne kadar bu kavramlar feminist akademisyenler, coğrafyacılar, sosyal psikologlar ve antropologların katkılarıyla geliştirilmişse de, vatandaşlık ve duygular arasındaki kuramsal bağların esaslı bir incelemesi henüz başlangıç düzeyindedir. Ayrıca, literatürde, yuva, aidiyet ve vatandaşlığın duygusal boyutunu kapsayan asli, özgül ve farklı duyguların incelenmesi hususunda ciddi bir eksiklik vardır. Memleketlerine kendi iradeleri ile geri dönüp yerleşen Bosna-Hersek diaspora/göçmenlerinden 35 kişiyi içeren derinlemesine mülakatlara dayanan nitel çalışmama dayanarak, ben, çatışma sonrası bir toplumda, öncelikle devletin vatandaşlarına sağladığı güvenlik/korumanın eksikliğinden ve sürüdürülebilir bir yurttaşlık aidiyeti geliştirilmesine içkin zorluklar sebebiyle, vatandaşlığın duygusal boyutunun, yuva ve aidiyet olarak kavramsallaştırılmadığını savunuyorum.. This Ph.D. thesis examines the case of voluntary return migration to a post-conflict society, such as Bosnia and Herzegovina, where the returnee, given a viable alternative of livelihood and a well-integrated social presence abroad, freely chooses to go back. My first claim that the motivation for this type of return is primarily emotional and, although the much researched (Brown, 2014) emotion of `patriotic love` is certainly part of the returnees' emotional landscape, other emotions play an equal, and in some cases more important, role. Secondly, due to the emotionally motivated return, the returnees, many of whom are also dual citizens, possess a uniquely significant perspective on the theoretical concepts relevant to this thesis. The unifying conceptual framework of the study is citizenship, also seen as a `prism through which to address the political` (Nyers, 2007, p. 3), and more specifically its emotional dimension, which scholars have so far conceptualized through home and belonging. This perspective on citizenship builds on the foundations set by George Marcus, inspired by David Hume, who presents a treatise of the connection between citizenship and emotions, radically asserting that, contrary to the conventional view in political theory, emotions enable rationality and good citizenship, mainly because they foster democratic action. The emotional dimension of citizenship has been further theorized by geography scholars, such as Elaine Lynn-Ee Ho and Lucy Jackson, both of whom employ the concepts of home and belonging as instrumental to our understanding of citizenship. Although these concepts have been developed with contributions from feminist scholars, geographers, social psychologists and anthropologists, a thorough analysis of the theoretical connections between citizenship and emotions is still in its initial stages. Also, an analysis of the actual, specific and distinct emotions comprising home, belonging and the emotional dimension of citizenship, is gravely missing. Based on a qualitative study of 35 in-depth interviews conducted with members of the Bosnia and Herzegovinian diaspora/transmigrants, who have voluntarily decided to return and settle in BiH, I argue that, in the case of a post-conflict society, the emotional dimension of citizenship is not conceptualized as home and belonging, primarily due to the lack of security/safety provided by the state to its citizens and the inherent challenges of developing sustainable civic belonging. 400