1. Depremin Hikmet Cihetiyle Kur’ân Bağlamında Değerlendirilmesi
- Author
-
Hasan Bulut
- Subjects
Islam ,BP1-253 - Abstract
Yeryüzü canlılar için yaşama elverişli bir biçimde tanzim edilmiştir. Dünyanın imtihan yurdu olması hasebiyle de insanlar zaman zaman farklı türden musibet veya doğal afetler ile sınanmaktadır. Bu hadiselerden birisi Kur’ân’da başta zelzele olmak üzere çeşitli kavramlarla ifade edilen depremlerdir. Yeryüzünün canlı bir organizma olduğu dikkate alındığında onun sarsıntılarla değişime maruz kalması gayet tabiidir. Ancak bu depremlerin tek müsebbibi ne dünyanın olağan hareketleri ne de diğer canlı varlıklardır. Yeryüzünde cereyan eden bu olayların gerçekleşmesinde Yüce Allah’ın irade, kudret ve hikmeti tecelli etmekle birlikte kusur ve ihmalkârlıktan dolayı oluşan zararda da insanoğlunun payına düşmektedir. İslâm âlimleri Kur’ân ve sünnetten ilgili nasları göz önünde bulundurarak depremlerin oluş hikmetleri konusunda farklı görüşler beyan etmişlerdir. Kimisi bu olayların ceza, kimisi ikaz, kimisi ibret ve kimisi de imtihan maksatlı olduğunu söylese de depremin ceza amaçlı olduğu düşüncesi hariç diğer hususlarda çoğunlukla aynı veya benzer meyanda kanaatler ileri sürülmüştür. Depremin işlenen suçların bir cezası olup-olmadığına dair ihtilaf olmakla birlikte bu olayın, Allah’ın takdir ettiği yasalar çerçevesinde gerçekleştiği, bunda mutlak etkin ve yetkin gücün Allah (c.c.) olduğu konusunda ittifak sağlanmıştır. Ancak bu farklı görüşlerin Kur’ân, sünnet ve aklî delillerle uzlaştırılması mümkündür. Bu minvalde toptancı bir bakış açısıyla meseleye yaklaşmak yanlış inanç ve anlayışların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Zira Kur’ân ve sünnette yer alan hakikatler, akla ve mantığa tezat teşkil etmez. Bu itibarla Kur’ân, depremi doğal bir afet olarak adlandırmakla birlikte kendisinden ders ve ibretler çıkarılması gereken bir ikaz aracı, çarpıcı mesajlar ihtiva eden bir imtihan olarak da söz etmiştir. Yüce Allah, hikmetinin bir gereği olarak zahiri sebepleri yaptıklarına birer perde kıldığı için Onun (c.c.) hikmetine tam olarak vakıf olmak neredeyse imkânsızdır. Çünkü dünya hikmet ve imtihan yurdudur, ceza ve mükâfat yeri değildir. Aksi bir durum söz konusu olmuş olsaydı yeryüzünde günah işleyen, zulmeden her bir insan derhal cezalandırılır ya da helak olurdu. Bu sebeple insan, sınırlı kapasitesiyle ilgili naslar çerçevesinde ancak bazı hikmetleri kısmen kavrayabilir ki bu durum onun dârü’l-hikmette yaşam sürmesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada; deprem manasında geçen kelimelerin Kur’ân’daki kullanımlarına yer verilmekte, deprem ve benzeri hadiselere maruz kalan önceki ümmetlerin hangi sebepler yüzünden helak oldukları, depremlerin hangi dini kavramlarla ilişkilendirildiği İslâm âlimlerinin yorumları ile izah edilmektedir. Ayrıca konu hakkında yapılan anket çalışmaları de dikkate alınarak aklî ve naklî delillerden hareketle en sahih değerlendirmeler yapılmaktadır. Dolayısıyla çalışmanın amacı depremlerin doğal birer afet mi, ilahî birer ceza mı, ibret alınması gereken bir hadise mi veya varsa başka nedenler mi olduklarına cevap bulmaya çalışmak ve ulaşılan sonuçları doküman analizi yöntemiyle uzlaştırmaya çaba sarf etmektir.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF