Search

The best radiotherapeutic approach for brain metastasis (BM) is highly controversial. Compared to Whole-brain radiotherapy, the stereotactic radiotherapy (SRT) technique allows for focused ablative doses to target lesions. We aim to present our clinical experience with SRT as a treatment option for radioresistant BM in melanoma and renal cell carcinoma (RCC). METHODS We identified 46 BM from radioresistant histologies (26 melanoma and 20 RCC) treated with SRT in our clinic between 2010 and 2020 in 29 patients (18 melanoma and 11 RCC). The robotic linear acceleratorbased CyberKnife system was used to administer SRT. RESULTS SRT was performed in a median of 2 fractions, and the median dose was 20 Gy. The median follow-up was 8 months. Median overall survival after SRT was 8 months, and 1- and 2-year survival rates were 37.9 and 14.2%, respectively. Median local progression-free survival (LPFS) was not reached, and 1- and 2-year LPFS were both 83.4%. Median distant brain progression-free survival (DBPFS) was 14 months, and 1- and 2-year DBPFS rates were 54.2 and 23.2%, respectively. Radionecrosis occurred in 2 metastases (4.3%). CONCLUSION SRT is a valuable treatment option for RCC and melanoma brain metastases with reasonable local and distant brain control and limited toxicity. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

Amaç: Düşük risk prostat kanseri nedeniyle primer veya post-operatif radyoterapi (RT) almış hastaların uzun dönem takiplerinde lokal nüks gelişimi ile ilgili tümörle ve tedavi ile ilgili parametrelerin irdelenmesini amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde düşük risk prostat kanseri nedeniyle 2013-2017 yılları arası RT almış 74 hasta çalışmaya dahil edildi. Patoloji raporundaki tümör boyutu, yüzdesi, başlangıç PSA düzeyi, RT dozu, hormon kullanımı gibi parametreler lokal nüks ve biyokimyasal nüks gelişimindeki rolleri irdelendi. Bulgular: Çalışmamızın genel sağ kalım süresi 96 ay ve hastalıksız sağ kalım süresi ise 95 ay olarak tespit edildi. Medyan yaş 69 (53-82) idi. Düşük risk nedeniyle 61 hastaya primer RT (70-76 Gy),13 hastaya post-operatif RT uygulandı. Hastaların patoloji raporu irdelendiğinde tümör boyutu, tutulu kor sayısı ve total tümör boyutu ile lokal nüks arası ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p=0.826, p=0.358, p=0.897). Başlangıç PSA değerleri, PSA nadire ulaşma süreleri lokal nüks ile ilişkisi bulunmazken, RT doz artırımının lokal nüks ile ilişkili olduğu gözlendi (p=0.021). Sonuç: Düşük risk prostat kanseri tanılı hastalarda uzun dönem takiplerinde lokal ve biyokimyasal nüks gelişimi ile RT dozu arası ilişki olduğu gözlenmiştir. Tümör boyutu, yüzdesi, kor sayısı gibi parametrelerle ilişkiyi irdeleyebilmek için daha fazla hasta sayılı çalışmalara ihtiyaç vardır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

Amaç: L-arginin diare sıklığını azaltıp rektit oluşumunu önlemesi ve yara iyileşmesi-tedavi cevabını artırıcı etkisi deneysel olarak gösterilmiştir. Diyet fiber kullanımının pelvik radyoterapide yan etki oluşumunu önlediği de bilinmektedir. Bu çalışmada immun nütrisyon (L-arginin) ve diyet fiber kullanımının prostat radyoterapisinde (RT) tedavi cevabı ve yan etki oluşumu üzerine etkisi irdelendi. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde Eylül 2020-Eylül 2022 yılları arası prostat kanseri nedeniyle radyoterapi almış 142 hasta dahil edildi. Nutrisyon destek ürünü kullanmak isteyen hastalara tedavi başlangıcında immün nütrisyon ve diyet fiber ürünleri (2*1) reçete edildi. Tüm hastalar RT süresince her hafta, RT sonrası üç aylık kontrollerde RTOG yan etki skalasına göre değerlendirildi. Tedavi cevabı değerlendirilmesi açısından PSA değerlerindeki düşüşler, PSA nadire ulaşma ve ne kadar sürede ulaştıkları açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Nütrisyon ürünü kullanan (%60) ve kullanmayanlar (%40) değerlendirildiğinde, nütrisyon ürünü kullananlarda akut GİS, akut GÜS, kronik GÜS yan etkileri (p=0.011, p=0.000, p=0.000), gradları (p=0.042, p=0.000, p=0.001), ve tedavi gereksinimlerinin (p=0.026, p=0.000, p=0.000) anlamlı ölçüde azaldığı gözlendi. PSA nadir değerleri nütrisyon verilen grupta anlamlı ölçüde azaldığı görüldü (p=0.025). Her iki grup için yan etki oluşumu ile ilgili RT doz, alan ve dozimetrik mesane, rektum değerleri irdelendiğinde; nütrisyon desteği alan pelvik radyoterapi almış hastalarda yan etki oluşumu açısından fark gözlenmemişken, primer radyoterapi alan hastalarda nütrisyon desteği ile başlangıç PSA ve PSA nadire ulaşma süreleri arasında anlamlı ilişki gözlendi (p=0.025). Nütrisyon ürünü almayan hastalarda akut GİS ve kronik GÜS yan etkileri anlamlı oranda fazla gözlendi (p=0.045, p=0.022). Sonuç: İmmun nutrisyon ürünü ve diyet fiber kullanımı RT'ye bağlı yan etki oluşumu ve gradını anlamlı ölçüde azaltmaktayken, PSA nadir ve PSA nadire ulaşma süresini anlamlı ölçüde azaltmaktaydı. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

Copyright of Turkish Journal of Oncology / Türk Onkoloji Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)

Copyright of Journal of Kartal Training & Research Hospital / Kartal Egitim ve Arastirma Hastanesi Tip Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)

Pulmonary adenoid cystic carcinoma is a rare salivary glandtype malignant neoplasm of respiratory tract that usually locates at the central airways such as trachea and main bronchus. The incidence is relatively rare and the optimal treatment strategy is still unclear. Surgery has been considered as the primary treatment, but radiotherapy is generally applied as an adjuvant or palliative treatment. As it is a rare seen tumor, we presented a case of inoperable adenoid cystic carcinoma that was admitted to our clinic. [ABSTRACT FROM AUTHOR]