90 results on '"Gül, Kadri"'
Search Results
2. Preliminary analysis of Plasmodium vivax genotypes isolated in southeastern Turkey
- Author
-
Döşkaya, Aysu Değirmenci, Döşkaya, Mert, Caner, Ayşe, Gül, Kadri, Nergiz, Şebnem, Can, Hüseyin, and Gürüz, Yüksel
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
3. Action plan to regain unnecessary deferred blood donors due to malaria risk in Turkey
- Author
-
Değirmenci, Aysu, Döşkaya, Mert, Caner, Ayşe, Nergis, Şebnem, Gül, Kadri, Aydınok, Yeşim, Ertop, Tufan, Aksoy, Nurten, Korkmaz, Metin, Alkan, Mehmet Ziya, Üner, Ahmet, and Gürüz, Yüksel
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
4. Molecular investigation of carbapenem and colistin resistance mechanisms in klebsiella pneumoniae bloodstream isolates
- Author
-
Genişel, Neslihan, Özcan, Nida, Gül, Kadri, Akpolat, Nezahat, Atmaca, Selahattin, Kenar, Levent, Altanlar, Nurten, Dal, Tuba, Dicle Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Meslek Bililmleri Bölümü, Genişel, Neslihan, Özcan, Nida, Gül, Kadri, Akpolat, Nezahat, and Atmaca, Selahattin
- Subjects
Carbapenemase ,Klebsiella pneumoniae ,Sıvı mikrodilüsyon ,Multipleks PZR ,Bla OXA-48 ,Karbapenemaz ,Multiplex PCR ,Mcr-1 ,Broth microdilution - Abstract
Carbapenem-Resistant Klebsiella pneumoniae (CRKp) infections are worrying health problems due to decreasing treatment options. This study investigates the carbapenemase (OXA-23,24, 48, 51, 55, 58, KPC, NDM-1, VIM, IMP) and mcr-1 genes of the CRKps isolates A total of 33 CRKp isolates isolated from patient blood samples from the Dicle University Medical Faculty Hospital, intensive care units (ICUs) between February 2020 and June 2020, were included in the study. The presence of carbapenemase encoding genes -including all CRKp isolates, bla OXA-23, 24, 48, 58, bla KPC, blaNDM-1, bla VIM, bla IMP- were investigated by multiplex Polymerase Chain Reaction (PCR). CRKp isolates were tested for mcr-1 gene and bla OXA-51, bla OXA-55 genes by monoplex PCR. All CRKp isolates studied with Kirby Bauer Disc Diffusion Method (DDM) (100%) were resistant to ertapenem, 9 (27.27%) resistant to imipenem, and 23 (69.70%) were resistant to meropenem. 20 (60.61%) of the isolates were found resistant to colistin. bla OXA-48, bla NDM-1 and bla OXA-24 genes were found in 75.76% (n = 25), 6.06% (n = 2) and 3.03% (n = 1) isolates, respectively. Both bla OXA-48 and bla NDM-1 genes were detected in two (6.06%) isolates and mcr-1 gene in 16 (48.48%) isolates. While the mean hospitalization was 20.3 days in 13 patients with a colistin minimum inhibitory concentration (MIC) of 2 μg/ml, it was 33.9 days in 20 patients with a colistin MIC of > 2 μg/ml. The average length of stay in the hospital was 21.8 days in mcr-1 negative patients and 35.7 days in mcr-1 positive patients. Carbapenemase and mcr-1 positivities were found at dramatically high rates in Diyarbakır, Turkey. It was indicated that plasmid-mediated antimicrobial resistance in Kp isolates was problematic. Each hospital should monitor the colistin and carbapenem resistance mechanisms by molecular methods. Colistin resistance should be confirmed by the broth microdilution method (BMD). Karbapenem Dirençli Klebsiella pneumoniae (KDKp) enfeksiyonları azalan tedavi seçenekleri nedeniyle endişe verici sağlık sorunları oluşturmaktadır. Bu çalışmada, KDKp izolatlarının karbapenemaz (OXA-23,24, 48, 51, 55, 58, KPC, NDM-1, VIM, IMP) ve mcr-1 genleri araştırılmaktadır. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yoğun bakım ünitelerinden (YBÜ) Şubat 2020 ile Haziran 2020 tarihleri arasında alınan hasta kan örneklerinden izole edilen toplam 33 KDKp izolatı çalışmaya dahil edildi. Tüm KDKp izolatları, bla OXA-23, 24, 48, 58, bla KPC, blaNDM-1, bla VIM, bla IMP dahil olmak üzere karbapenemaz kodlayan genlerin varlığı multipleks Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) ile araştırıldı. KDKp izolatları monoplex PZR ile mcr- 1 geni ve bla OXA-51, bla OXA-55 genleri için test edildi. Kirby Bauer Disk Difüzyon Test (DDT) (%100) ile çalışılan tüm KDKp izolatları ertapenem’e dirençliydi; 9’u (%2.27) imipeneme, 23’ü (%69.70) meropeneme dirençliydi. İzolatların 20’si (%60,61) kolistine dirençli bulundu. bla OXA-48, bla NDM-1 ve bla OXA-24 genleri sırasıyla %75.76 (n=25), %6.06 (n=2) ve %3.03 (n=1) izolatında bulundu. İki (%6.06) izolatta hem bla OXA-48 hem de bla NDM-1 genleri, 16 (%48,48) izolatta mcr-1 geni saptandı. Kolistin minimum inhibitör konsantrasyonu (MİK) değeri 2 μg/ml olan 13 hastada ortalama yatış süresi 20.3 gün iken, kolistin MİK değeri > 2 μg/ml olan 20 hastada 33.9 gündü. Hastanede ortalama kalış süresi mcr-1 negatif hastalarda 21.8 gün, mcr-1 pozitif hastalarda 35.7 gündü. Karbapenemaz ve mcr- 1 pozitiflikleri Diyarbakır, Türkiye’de çarpıcı biçimde yüksek oranlarda bulundu. Kp izolatlarında plazmit aracılı antimikrobiyal direncin sorunlu olduğu belirtildi. Her hastane moleküler yöntemlerle kolistin ve karbapenem direnç mekanizmalarını izlemelidir. Kolistin direnci sıvı mikrodilüsyon yöntemi ile doğrulanmalıdır.
- Published
- 2021
5. Dissemination of bla OXA-48 like, bla NDM, bla KPC , bla IMP-1, bla VIM genes among carbapenem-resistant Escherichia coli and Klebsiella pneumoniae strains in Southeastern Turkey: first report of Klebsiella pneumoniae co-producing bla OXA-48-like, bla VIM and bla IMP-1 genes
- Author
-
Alkan Bilik, Özge, primary, Bayraktar, Mehmet, additional, Özcan, Nida, additional, Gül, Kadri, additional, and Akpolat, Nezahat, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
6. The distribution of the intestinal parasitic diseases in the Southeast Anatolian (GAP=SEAP) region of Turkey
- Author
-
Ak, Mucide, Keleş, Elif, Karacasu, Ferit, Pektaş, Bayram, Akkafa, Feridun, Özgür, Servet, Şahinöz, Saime, Özçırpıcı, Birgül, Bozkurt, Ali İhsan, Şahinöz, Turgut, Saka, E. Günay, Ceylan, Ali, İlçin, Ersen, Acemioğlu, Hamit, Palancı, Yılmaz, Gül, Kadri, Akpınar, Nezahat, Jones, Trevor R., and Ozcel, Mehmet A.
- Published
- 2006
- Full Text
- View/download PDF
7. Üç farklı zaman aralığında (2001, 2011, 2017) hastanemizde izole edilen Staphylococcus aureus suşlarının fusudik aside karşı direnç durumları
- Author
-
Atmaca, Selahattin, Özekinci, Tuncer, Yakut, Salim, Akpolat, Nezahat, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Atmaca, Selahattin, Özekinci, Tuncer, Yakut, Salim, Akpolat, Nezahat, and Gül, Kadri
- Subjects
Fusidik asit ,Staphylococcus aureus ,Fusidic asit - Abstract
Fusidik asit eski bir antibiyotik olmasına rağmen, özellikle metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) dahil tüm stafilokokal deri, yumuşak doku ve kemik enfeksiyonlarında halen kullanılan etkili bir antibiyotiktir. Bu çalışmada 2017 yılında poliklinik hastaları ve yatan hastalardan izole edilen MRSA ve metisiline duyarlı Staphylococcus aureus (MSSA) suşlarının fusidik asit duyarlılıkları otomatize sistemle belirlenmiş ve 2001 ve 2011 yıllarında disk difüzyon testi ile elde edilen sonuçlarla kıyaslanmıştır. İzole edilen toplam 374 Staphylococcus aureus suşu için fusidik asit direnci % 8,173 MRSA suşu için % 13.2, 201 MSSA suşu için bu oranı % 3.4 olarak belirlenmiştir. Fusidik asitin MRSA ve MSSA tüm stafilokokal enfeksiyonlarda uzun süreli kullanıma rağmen halen etkinliğinin yüksek olduğu tespit edilmişse de özellikle fusidik asidin kullanım alanı olan deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında toplum kökenli metisiline dirençli Staphylococcus aureus (TK-MRSA) suşlarının, sıklığı ve fusidik asit direnç oranının tespitinin epidemiyolojik olarak önemini vurgulamak çalışmamızın bir diğer amacı olmuştur. İzole edilen 173 MRSA suşundan 21’ini toplum kökenli suşlar olarak belirlerken bu suşlardan beşinin (% 23.8) fusidik aside dirençli olduğu çalışmada saptanmıştır. Fusidik asit, metisiline dirençli ve duyarlı stafilokokların etken olduğu enfeksiyonlarda iyi bir tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma sonucunda fusidik asidin stafilokokal enfeksiyonların tedavisinde halen gözardı edilmemesi gereken bir antibiyotik olduğu görülmektedir. Although fusidic acid is an older antibiotic, it is an effective antibiotic that is stil used in all staphylococcal skin, soft tissue and bone infections, especially including methicillin resistant Staphylococcus aureus (MRSA). In this study, fusidic acid susceptibilities of MRSA and methicillin-sensitive Staphylococcus aureus (MSSA) strains isolated from polyclinic patients and inpatients in 2017 were determined by automated system and compared with results obtained by disk diffusion test in 2001 and 2011. We determined the fusidic acid resistance for 374 S.aureus strains as 8 %, 13.2 % for 173 MRSA strains and 3.4 % for 201 MSSA strains. Although the activity of fusidic acid against MRSA and MSSA in all staphylococcal infections is stil high, the frequency of community acquired MRSA strains and the incidence of fusidic acid resistance in infections which fusidic acid use is indicated such as the skin and soft tissue infections, have been an other aim of our study to emphasize the importance of the detection of fucidic acid resistance in epidemics. Of the 173 MRSA strains isolated, 21 were identified as community-acquired strains and five (23.8 %) of these strains were found to be resistant to fusidic acid. Fusidic acid is a good treatment option for infections caused by methicillin resistant and sensitive staphylococci. As a result of the study, fusidic acid is an antibiotic that should not be ignored in the treatment of staphylococcal infections.
- Published
- 2018
8. Serratia türlerinin identifikasyonu, klinik dağılımı, antibiyotik duyarlılığı
- Author
-
Atmaca, Selahattin, Özekinci, Tuncer, Yakut, Salim, Akpolat, Nezahat, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Atmaca, Selahattin, Özekinci, Tuncer, Yakut, Salim, Akpolat, Nezahat, and Gül, Kadri
- Subjects
Antibiotic resistance ,Serratia spp ,Antibiyotik direnci - Abstract
Serratia spp. özellikle yenidoğan, çocuk ve diğer yoğun bakım üniteleri başta olmak üzere hastane infeksiyonu etkenleri arasında önemli yeri olan bir bakteri grubudur. Çalışmada klinik ve polikliniklerden gönderilen farklı örneklerden izole edilen Serratia marcescens ve diğer Serratia türlerinin klinik kökenleri ve antibiyotik duyarlılık sonuçlarının tartışılması amaçlanmıştır. İki yıllık bir dönem içerisinde kliniklerden ve poliklinikten gönderilen farklı materyallerden infeksiyon etkeni olarak izole edilen Serratia suşlarının identifikasyonu MALDI-TOF-MS (Matrix-assisted laser desorption/ionization- time of flight- mass spectrometry, Bruker Daltonics, ABD), duyarlılık testleri ise Phoenix UNMIC-401/ ID Paneli ve NMIC-400/ID Paneli (Becton Dickinson Diagnostic Instrument Systems, Sparks, Md, ABD) ile yapılmıştır. İzole edilen 105 Serratia suşunun 17’si (% 16) poliklinik, 88’i (% 84) klinik ve yoğun bakım hastalarından izole edilmiş olup 89 suş (% 84.7) S.marcescens, beş suş (% 4.7) Serratia ureilytica, dört suş (% 3.8) Serratia liquefaciens, birer suş da Serratia ficaria, Serratia fonticola ve Serratia plymuthica olarak tanımlanırken dört Serratia cinsine ait izolatın sistem tarafından tür identifikasyonu yapılamamıştır. Toplam örneklerin 51’i (% 49) yoğun bakım ünitelerinden gönderilmiş olup bu sayı içerisinde yenidoğan ve çocuk yoğun bakım ünitelerindeki yoğunluk (% 56.8) dikkat çekicidir. Sonuç olarak ciddi bir hastane enfeksiyonu etkeni olarak bilinen Serratia cinsi bakterilerin antibiyotik duyarlılık sonuçlarını sunarak bu bakteri cinsine dikkat çekmek istenmiştir. Serratia cinsi bakterilerin özellikle yoğun bakım hastalarında, yoğun bakım üniteleri içinde ise önemli oranda çocuk yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyonlara yol açtıkları ve daha çok pnömoni, idrar yolu enfeksiyonları, sepsis ve yara yeri enfeksiyonlarına neden oldukları görülmektedir. Aynı zamanda çalışmamızda Serratia türlerine karşı sırayla amikasin (% 97), siprofloksasin (% 95), aztreonam (% 93) ve trimetoprim/sülfametoksazol (% 93) en etkili antibiyotikler olarak tespit edilmiştir. Serratia spp. is a group of bacteria that has an important place among nosocomial infections, especially neonates, children and other intensive care units. The aim of the study is to discuss the clinical origins and antibiotic susceptibility results of Serratia marcescens and other Serratia species isolated from different material specimens sent from inpatient and outpatient clinics. Identification of Serratia strains isolated from different materials for two years was performed by MALDI-TOF-MS (Matrix-assisted laser desorption/ionization- time of flight- mass spectrometry, Bruker Daltonics, USA) Susceptibility tests were done with Phoenix UNMIC-401 / ID Panel and NMI-400 / ID Panel (Becton Dickinson Diagnostic Instrument Systems, Sparks, Md., USA). 17 (16 %) of 105 Serratia spp. strains were isolated from outpatient clinics, 88 (84 %) were isolated from clinical and intensive care patients. Of these, 89 (84.7 %) were S.marcescens, five (4.7 %) were Serratia ureilytica, four (3.8 %) were Serratia liquefaciens, one were Serratia ficaria, Serratia fonicola and, four of them could not be identified to species level by the system. Fifty one (49 %) of the total samples were sent from intensive care units and the tendency to neonatal and pediatric intensive care units (56.8 %) was remarkable. As a result, by presenting their antibiotic susceptibility results, we want to draw attention to this bacterial genus which are known as one of the agent of serious hospital infections. It is seen that Serratia spp. cause infections especially in intensive care units mostly in pediatric intensive care units and cause pneumonia, urinary tract infections, sepsis and wound infections. We have also identified amikacin (% 97), ciprofloxacin (% 95), aztreonam (% 93) and trimethoprim/sulfamethoxazole (% 93) as the most effective antibiotics against Serratia species in our hospital.
- Published
- 2018
9. Karbapenemlerden en az birine dirençli, GSBL pozitif ve negatif Escherichia coli ve Klebsiella spp. suşlarında fosfomisin duyarlılığı
- Author
-
Atmaca, Selahattin, Yakut, Salim, Özcan, Nida, Özekinci, Tuncer, Akpolat, Nezahat, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Atmaca, Selahattin, Yakut, Salim, Özcan, Nida, Özekinci, Tuncer, Akpolat, Nezahat, and Gül, Kadri
- Subjects
Klebsiella spp ,Fosfomycin ,ESBL ,Carbapenem resistance ,Escherichia coli ,Fosfomisin ,GSBL ,Karbapenem direnci - Abstract
Enterobacterales üyelerinde genişlemiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) üretimi ve artan karbapenem direnci eski bir antibiyotik olan fosfomisine ilgiyi arttırmıştır. Çalışmada karbapenemlerden (ertapenem, imipenem, meropenem) en az birine dirençli GSBL pozitif ve GSBL negatif Escherichia coli ve Klebsiella spp. suşlarında fosfomisin duyarlılığı araştırılmıştır. Bir yıllık periyotta (Ocak-Aralık 2017) çeşitli klinik-yoğun bakım ve poliklinik hastalarından izole edilen karbapenemlerden en az birine dirençli E.coli ve Klebsiella izolatları çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan 64 E.coli suşunda GSBL negatif suşlardaki fosfomisin duyarlılığının (41/43, % 95.3), GSBL pozitif suşlardaki fosfomisin duyarlılığından (17/21, % 80.9) daha yüksek olduğu görülmüştür. Ancak GSBL varlığı ile fosfomisin duyarlılığı arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır(p>0.05) Klebsiella spp. suşlarında GSBL negatif suşlardaki fosfomisin duyarlılığı (42/53, % 79.2), GSBL pozitif suşlardaki fosfomisin duyarlılığından (16/29, % 55.1) yüksek bulunmuştur. Klebsiella spp. suşlarında GSBL varlığı ile fosfomisin direnci arasındaki ilişki istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p0.05). Karbapenem dirençli E.coli ve Klebsiella suşlarında yüksek fosfomisin duyarlılığı, ilacın idrar yolu dışındaki dirençli enfeksiyonlarda da kullanımını gündeme getirebilir. Extended spectrum beta-lactamase (ESBL) production and increased carbapenem resistance in Enterobacterales members have increased the interest in fosfomycin, an ancient antibiotic. In the study, susceptibility of fosfomycin was investigated in ESBL positive and ESBL negative Escherichia coli and Klebsiella spp. strains resistant to at least one carbapenem (ertapenem, imipenem, meropenem). Carbapenem resistant E.coli and Klebsiella spp. isolated from various clinics and intensive care units, and outpatients during a one year period (January-December 2017) were included the study. Ot the 64 E.coli isolates, fosfomycin susceptibility of ESBL-negative strains (41/43 95.3 %) were higher than ESBL positives (17/21, 80.9 %). However, there was no statistically significant correlation between the presence of ESBL and the sensitivity of fosfomycin (p>0.05). In Klebsiella spp., fosfomycin susceptibility in ESBL negative isolates was 42/53 (79.2 %) with 16/29 (55.1 %) in ESBL positives. The relationship between ESBL and fosfomycin resistance in Klebsiella spp. was statistically significant (p0.05). Fosfomycin can be used in resistant bacterial infections other than urinary tract with its high sensitivity in carbapenem-resistant E.coli and Klebsiella strains.
- Published
- 2018
10. GeneXpert vanA/vanB test and culture method in evaluation of Vancomycin Resistant Enterococcus (VRE) colonisation in a tertiary hospital
- Author
-
ÖZCAN, Nida, AKPOLAT, Nezahat, ATMACA, Selahattin, and GÜL, Kadri
- Subjects
carbohydrates (lipids) ,vancomycin-resistant enterococci,vanA / vanB ,General and Internal Medicine ,biochemical phenomena, metabolism, and nutrition ,bacterial infections and mycoses ,Genel ve Dahili Tıp - Abstract
Background: Enterococci are responsible for various nosocomial infections. The spread of vancomycin-resistant enterococci (VRE) especially in intensive care units (ICU) is a major threat in hospitals. Determination of VRE colonisers is crucial in order to prevent spreading of VRE. It was aimed to determine the colonisation of VRE among ICU patients by GeneXpert vanA/vanB test and culture method in a period of two years.Method: From April 2015 to March 2017, a total of 788 rectal swab specimens were obtained from 292 ICU patients hospitalized at Dicle University hospitals. Swab samples were evaluated for VanA and VanB genes by GeneXpert® vanA / vanB, (Cepheid, USA) real time polymerase chain reaction (Rt-PCR) commercial system. Enterococcosel agar with 8 μg/mL vancomycin was used for cultivation of the samples. Swab samples were inoculated at 37°C, in aerobic condition for 48 hours. The growing bacteria were identified by Maldi Biotyper (Bruker, Germany) and antimicrobial susceptibilities were carried by BD Phoenix (Becton Dickinson, U.S.A) authomated microbiology system.Results:Among 788 swab samples 116 (14,7%) were detected as VRE with GeneXpert vanA/vanB method. Of PCR positive samples, 107 (92,2%) were VanA, 7 (6%) were VanB and 2 (1,7%) were both VanA and VanB harbouring. Among VanA detected samples, 75 grew Enterococcus faecium, 8 grew Enterococcus faecalis isolates while 24 samples had no growth in cultivation. Among 7 VanB harbouring samples, 1 was identified as E. faecium while other 6 had no growth.Two samples with both VanA and VanB genes were isolated as E. faecium.Conclusion: Active VRE surveillance and isolation of VRE carriers is crucial in hospitals. Molecular methods have important advantages in early diagnosis and on time isolation of the patients.
- Published
- 2018
11. Antibacterial Activity of 2% Chlorhexidine Gluconate and 5.25% Sodium Hypochlorite in Infected Root Canal: In Vivo Study
- Author
-
Ercan, Ertuğrul, Özekinci, Tuncer, Atakul, Fatma, and Gül, Kadri
- Published
- 2004
- Full Text
- View/download PDF
12. Klinik örneklerde saptanan Candida türlerinin MALDI-TOF MS ile tiplendirilmesi
- Author
-
Özcan, Nida, Ezin, Özgür, Akpolat, Nezahat, Bozdağ, Hasan, Mete, Mahmut, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Hastane enfeksiyonu ,lcsh:R5-920 ,Nosocomial infection ,Candida,MALDI TOF-MS,nosocomial infection ,lcsh:R ,Kandida türleri,MALDI TOF-MS,hastaneenfeksiyonu ,lcsh:Medicine ,lcsh:Medicine (General) ,Kandida türleri ,Candida ,MALDI TOF-MS - Abstract
Amaç: Kandida türleri, hastane ve toplum kökenli enfeksiyon etkenleri arasında önemli yer tutar. Antifungal direnç durumlarının farklılık göstermesi, etkenlerin tür düzeyinde tanımlanmasını önemli kılar. MALDI TOF (matriks aracılı lazer dezorpsiyon iyonizasyon uçuş zamanı) MS (kütle spektrometresi) yöntemi, bakterilerin yanı sıra maya mantarlarını da içerdikleri protein kütlelerine göre tür düzeyinde kısa sürede ve doğru şekilde tanımlayabilmektedir. Bu yöntemle laboratuvarımızda izole ettiğimiz kandida türlerini tanımlamayı amaçladık. Yöntemler: Mart 2015-Şubat 2016 tarihleri arasındaki bir yıllık süre içinde Dicle Üniversitesi Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarına gönderilen klinik örneklerden soyutlanan kandida türleri çalışmaya dahil edildi. İzolatlar MALDI Biotyper (Bruker Daltonics, ABD) kütle spektrometresi kullanılarak tanımlandı. Bulgular: Çalışmaya, klinik örneklerden soyutlanan 297 kandida türü dahil edildi. Klinik örneklerin 195 (%65,7)’i yoğun bakımda, 61 (%20,5)’i klinikte yatmakta olan, 41 (%13,8)’i ise poliklinik hastalarına aitti. Çalışmada 161 (%54,2)’i idrar, 78 (%26,3)’i kan, 34 (%11,4)’ü vajen, 4’ü solunum yolu örneği, 10 (%3,4)’u yara, 8’i diğer (3 plevra, 2 periton, 2 dren sıvısı, 1 BOS) örneklerden toplam 297 maya mantarı saptandı. İzolatların 179 (%60,3)’u C. albicans, 46 (515.5)’sı C. tropicalis, 27 (%9,1)’si C. parapsilosis, 19 (%6,4)’u C. glabrata, 13 (%4,4)’ü C. kefyr, 7(%2,3)’si C. lusitaniae, 3 (%1,0)’ü C. krusei, 2(%0,7)’si C. utilis, 1 (%0,3)’i C. guillermondi olarak tanımlandı. Kandida üreyen tüm hastaların 173 (%58,2)’si kadın, 124 (%41,8)’ü erkek hastalardı. İnvaziv örneklerde maya mantarı üreyen toplam 84 hastanın 50 (%59,5)’si erkek, 30 (%40,5)’u kadındı. Sonuç: Candida albicans, %60,3 ile laboratuvarımızda en sık saptanan maya mantarı olmaya devam etmekte ancak diğer türler de (%39,7) önemli oranda enfeksiyona yol açmaktadır. Kültürde üreyen maya mantarlarının tür düzeyinde tanımlanması konvansiyonel yöntemlerle birkaç günde, kütle spektrometresi ile dakikalar içinde gerçekleşmektedir. Bu süre, özellikle yoğun bakım hastalarının tedavisinde hayati önem taşır, Objective: Candida species are common nosocomial infectious agents. Since they have different antifungal resistance profiles, identification up to species level becomes more crucial. Matrix-assisted laser desorption/ionization time-of-flight (MALDI-TOF) mass spectrometry (MS) enables rapid and accurate identification of bacteria and fungi up to species level. We aimed to evaluate Candida species identified by MALDI-TOF MS in our laboratory. Methods: Overall 297 strains of Candida spp. were isolated from various clinical samples sent to Dicle University Hospital Microbiology Laboratory between March 2015 and February 2016. Strains were identified up to the species level by MALDI Biotyper (BrukerDaltonics, USA) mass spectrometry. Results: A total of 195 (65.7%) yeasts were isolated from intensive care unit (ICU) patients, 61 (20.5%) yeasts from hospitalized patients other than ICU and 41 (13.8%) yeasts from outpatients. The clinical samples consisted of 161 (54.2%) urine, 78 (26.3%) blood, 34 (11.4%) vaginal samples, 10 (3.4%) wound, 6 (2.0%) respiratory and 8 of other samples (3 pleura, 2 peritoneum, 2 drain and 1 cerebrospinal fluid). Overall, 179 (60.3%) C. albicans, 46 (15.5%) C. tropicalis, 27 (9.1%) C. parapsilosis, 19 (6.4%) C. glabrata, 13 (4.4%) C. kefyr, 7 (2.3%) C. lusitaniae, 3 (1.0%) C. krusei, 2 (0.7%) C. utilis and 1 (0.3%) C. guilliermondii were isolated. Among all patients; 124 (41.8%) were male and 173 (58.2%) female. Among 84 patients with invasive samples, 50 (59.5%) were male and 34 (40.5%) female. Conclusion: Even though Candida albicans is the most frequently (60.3%) isolated yeast, other yeast species are not uncommon (39.7%) in our hospital. Identification of yeasts to the species level takes several days by conventional methods within minutes by mass spectrometry. This period is crucial in the treatment of critically ill patients.
- Published
- 2016
13. Methicillin-Resistant Staphylococcus Strains Isolated from Adult Intensive Care Units with E-test MIC Values of Different Antibiotic Research
- Author
-
Gündoğuş, Narin, primary, Gül, Kadri, additional, Dal, Tuba, additional, and Akpolat, Nezahat, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
14. Cryptococcus liquefaciens meningitis in a patient with T cell non Hodgin lymphoma
- Author
-
Özcan, Nida, primary, Dal, Tuba, additional, Akpolat, Nezahat, additional, Durmaz, Rıza, additional, Yakut, Salim, additional, Zeybek, Hasan, additional, and GÜL, Kadri, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
15. Dissemination of blaOXA-48like, blaNDM, blaKPC, blaIMP-1, blaVIMgenes among carbapenem-resistant Escherichia coli and Klebsiella pneumoniaestrains in Southeastern Turkey: first report of Klebsiella pneumoniaeco-producing blaOXA-48-like, blaVIMand blaIMP-1genes
- Author
-
Alkan Bilik, Özge, Bayraktar, Mehmet, Özcan, Nida, Gül, Kadri, and Akpolat, Nezahat
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
16. Investigation of Fusidic Acid Resistance Status of Staphylococcus aureus Strains Isolated in Our Hospital in Three Different Time Intervals (2001, 2011, 2017)
- Author
-
ATMACA, Selahattin, primary, ÖZEKİNCİ, Tuncer, additional, YAKUT, Salim, additional, AKPOLAT, Nezahat, additional, and GÜL, Kadri, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
17. Fosfomycin Susceptibility of ESBL Positive and Negative Escherichia coli and Klebsiella spp. Resistant to at Least One Carbapenem
- Author
-
Atmaca, Selahattin, primary, Yakut, Salim, additional, Özcan, Nida, additional, Özekinci, Tuncer, additional, Akpolat, Nezahat, additional, and Gül, Kadri, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
18. Identification of Serratia species, clinical distribution, antibiotic susceptibility
- Author
-
Atmaca, Selahattin, primary, Özekinci, Tuncer, additional, Yakut, Salim, additional, Akpolat, Nezahat, additional, and Gül, Kadri, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
19. Klinik Örneklerden İzole Edilen Stenotrophomonas maltophilia Suşlarının Dağılımıve Antimikrobiyal Duyarlılıkları
- Author
-
Kandemir, İdris, Özcan, Nida, Alanbayı, Ümit, Bozdağ, Hasan, Akpolat, Nezahat, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Levofloksasin ,Trimethoprim-sulfamethoxazole ,Stenotrophomonas maltophilia,trimethoprim-sulfamethoxazole,levofloxacin,resistance ,Stenotrophomonas maltophilia ,Resistance ,Direnç ,Levofloxacin ,Trimetoprim-sulfametoksazol ,Stenotrophomonas maltophilia,trimetoprim-sulfametoksazol,levofloksasin,direnç ,bacterial infections and mycoses - Abstract
Objective: Stenotrophomonas maltophilia is an opportunistic pathogen of increasing importance. Since it is intrinsically resistant to many antimicrobial agents, the treatment of S. maltophilia infections is quite difficult. The aim of this study was to investigate the distribution and antimicrobial susceptibility patterns of S. maltophilia strains isolated in four years’ time. Methods: In this study; a total of 53 S. maltophilia strains, isolated from various clinical specimens between 2011- 2015 years were investigated in terms of antibiotic resistance rates. The isolates were identified and antibiotic susceptibility tests performed by conventional methods and BD Phoenix 100 automated system (Becton Dickinson Diagnostic Systems, Sparks, USA). Results: S. maltophilia infections were mostly encountered in the intensive care units. The most effective antimicrobial agents against S. maltophilia strains were found as trimethoprim-sulfamethoxazole and levofloxacin. Conclusion: Antimicrobial susceptibility tests should be performed for nosocomial infections caused by S. maltophilia due to high antimicrobial resistance rates. If this is not possible, trimethoprim-sulfamethoxazole and levofloxacin could be good choices for empiric treatment., Amaç: Stenotrophomonas maltophilia önemi artan fırsatçı bir patojendir. Antimikrobial ajanların büyük bir çoğunluğuna karşı intrensek dirence sahip olması nedeniyle tedavisi oldukça zordur. Bu çalışmanın amacı, dört yıllık süre boyunca izole edilmiş S. maltophilia suşlarının dağılımı ve antibiyotik duyarlılıklarını incelemektir. Yöntemler: 2011-2015 yılları arasında çeşitli klinik örneklerden izole edilen toplam 53 S. maltophilia suşunun antibiyotiklere direnç oranları incelendi. Bakteri identifikasyonu ve antibiyotik duyarlılığı için BD Phoenix 100 Otomatize Sistemi (Becton Dickinson Diagnostic Systems, Sparks, ABD) kullanıldı. Bulgular: S. maltophilia enfeksiyonlarının en sık yoğun bakım ünitelerinde görüldüğü ve suşlara en etkili antimikrobiyal ilaçların trimetoprim-sulfametoksazol ve levofloksasin olduğu tespit edildi. Sonuç: Çalışmada gözlenen yüksek direnç oranları nedeniyle, S. maltophilia suşlarının etken olduğu nozokomiyal enfeksiyonların tedavisinde olabildiğince in-vitro duyarlılık testlerinden yararlanılması gerekir. Bunun mümkün olmadığı ve ampirik tedavi uygulanması gereken durumlarda ise trimetoprim-sulfametoksazol ve levofloksasin iyi birer tedavi seçeneğidir
- Published
- 2016
20. Genel cerrahi hastalarında preoperatif HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV seroprevalansı
- Author
-
Girgin, Sadullah, Temiz, Hakan, Gedik, Ercan, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Subjects
surgery ,lcsh:R5-920 ,HBsAg ,Anti-HCV ,lcsh:R ,virus diseases ,lcsh:Medicine ,Surgery ,Anti-HIV ,lcsh:Medicine (General) ,digestive system diseases ,Cerrahi - Abstract
Amaç: Kan kaynaklı patojenlerle temas; sağlık çalışanları için çok ciddi bir mesleki risk oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı elektif cerrahi öncesi hastalarda HBsAg, anti-HCV ve anti-HIV seroprevalansını belirlemektir. Gereç ve yöntem: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği’ne Ocak 2007 ve Temmuz 2007 tarihleri arasında elektif cerrahi girişim uygulamak amacıyla yatırılan ameliyat hazırlığı döneminde 486 hastanın kan örneklerinde; HbsAg, anti-HCV ve anti-HIV testleri ELISA yöntemiyle çalışıldı. Aynı dönemde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kan Bankası’na başvuran gönüllü kan vericilerinden (n=14354) kontrol grubu oluşturuldu. Bulgular: Preoperatif hastalarda HBsAg ve anti-HCV seroprevalansı sırasıyla %6.6, %1.6 olarak bulunmuştur. Kontrol grubunda ise HBsAg ve anti-HCV seroprevalansı sırasıyla %2.9, %0.7 olarak bulundu ve hasta grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşüktü. Bu sonuç; preoperatif hastalardaki HBsAg ve anti-HCV pozitiflik oranının, kan bankasından elde edilecek verilerden daha yüksek olması beklenilmesi gerektiği göstermektedir. Kontrol ve hasta gruplarının her ikisinde de anti-HIV pozitifliği saptanmamıştır. Sonuç: Kan ve vücut sıvılarıyla bulaşan hastalıklar hakkında tüm sağlık çalışanları eğitilmeli, HBV’ne karşı aşılanmalı, ameliyathanelerde infeksiyon geçişini engelleyecek evrensel önlemlerle ilgili standartlar hazırlanıp ciddiyetle uygulanmalı ve temas edilen her hastanın infekte olabileceği kabul edilmelidir. Objectives: Exposure to blood borne pathogens is the most serious occupational health risk faced by healthcare workers. The aim of this study was to evaluate the preoperative seroprevalences of HBsAg, anti-HCV and anti-HIV. Materials and methods: In this study we evaluated the seroprevalence of HBsAg, anti-HCV and anti-HIV in 486 preoperative patients who admitted to Dicle University Medical Faculty General Surgery Clinic for elective surgical procedures between January 2007 and July 2007; retrospectively. The results were compared with those of 14354 blood donations during the same period as control group. Results: The seroprevalence of HBsAg and anti-HCV were; %6.6 and %1.6 subsequently in preoperative patients. HBsAg and anti-HCV seropositivity rates were lower in the control group. Thus, the positively rates of HBsAg and anti-HCV for preoperative patients should be assessed higher than the data obtained from the blood bank. Anti-HIV seropositivity was not detected in both patient and control group. Conclusion: All healthcare workers must be trained about occupational diseases and vaccinated against hepatitis B. Establishment of universal precautions is necessary and these precautions must be strictly followed particularly in the operating room. In addition all patients should be considered as potential carriers.
- Published
- 2009
21. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Rutin Hepatit B Aşı Programının Etkisi
- Author
-
Özekinci, Tuncer, primary, Atmaca, Selahattin, additional, Akpolat, Nezahat, additional, and Gül, Kadri, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
22. Antibiotic Resistance of Citrobacter Strains Isolated Between 2015 and 2017
- Author
-
ATMACA, Selahattin, primary, ÖZEKİNCİ, Tuncer, additional, YAKUT, Salim, additional, AKPOLAT, Nezahat, additional, and GÜL, Kadri, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
23. HBsAg and anti-HCV positivity ratios of volunteer blood donors admitted to blood centers in Diyarbakır
- Author
-
DURSUN, Mehmet, GÜL, Kadri, YILMAZ, Şerif, CANORUÇ, Fikri, AYYILDIZ, Orhan, and DEĞERTEKİN, Halil
- Subjects
Kan merkezleri,HBsAg,anti-HCV ,virus diseases ,digestive system diseases ,Blood centers,HBsAg,anti-HCV - Abstract
Background and aims: It is valuable to examine new epidemiological data about viral hepatitis because of its high prevalence in our region. Material and methods: 137,934 volunteer blood donors who admitted to blood banks in Diyarbak›r between January 1997 and June 2002 were analyzed with respect to HBV and HCV markers. While 100,025 of donors were from Dicle University Hospital blood bank, 37,909 were from Red Crescent blood bank. Results: 93,995 (93.9%) of 100,025 donors admitted to Dicle University Hospital blood bank were male and 6,030 (6.1%) were female. 4,034 (4%) of donors were HBsAg-positive and 424 (0.4%) were anti-HCV-positive. In males, HBsAg and anti- HCV positivity were seen in 3,529 (3.75%) and 304 (0.3%)subjects, and in females in 505 (8%) and 120 (1.9%) subjects, respectively. 26,536 (70%) of 37,909 Red Crescent blood bank donors were male and 11,373 (30%) were female. 1,862 (4.9%) were HBsAg-positive and 236 (0.6%) were anti-HCV-positive. In males, HBsAg and anti-HCV positivity were seen in 1,486 (5.6%) and 133 (0.5%) subjects, and in females in 376 (3.3%) and 103 (0.9%) subjects, respectively. Conclusions: Data obtained were promising. Epidemiological studies in our region about HBV infection ratio have not been as low as today's data., Giriş ve amaç: Viral hepatitlerin bölgemizdeki yüksek prevalansı yeni epidemiyolojik verileri araştırmaya değer kılmaktadır. Gereç ve yöntem: Ocak 1997 ile Haziran 2002 tarihleri arasında Diyarbakır'daki kan merkezlerine başvuran 137,934 donör, Hepatit B Virusu ve Hepatit C Virusu açısından tarandı. Donörlerin 100,025'ini Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kan merkezine başvuranlar, 37.909'unu Kızılay kan merkezine başvuranlar oluşturmaktadır. Bulgular: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kan merkezine başvuran 100,025 donörün 93,995 (%93.9)'i erkek, 6030 (%6.1)'ü kadındı. Bu donörlerin 4,034 (%4)'ünde HBsAg, 424 (%0.4)'ünde anti-HCV pozitif bulundu. Erkeklerin 3,529 (%3.75)'unda HBsAg, 304 (% 0.3)'ünde de anti-HCV pozitif bulundu. kadınların 505 (%8)'inde HBsAg ve 120 (%1.9)'sinde anti-HCV pozitif bulundu. Kızı- lay Kan merkezinden elde edilen donör verilerinde 37909 donörün 26536 (%70)'sı erkek, 11373 (%30)'ü kadındı. Bu donörlerin 1862 (%4.9)'sinde HBsAg, 236 (%0.6)'sında anti-HCV pozitif bulundu. Erkeklerin 1486 (%5.6)'sında HBsAg, 133 (% 0.5)'ünde de anti-HCV pozitif bulundu. kadınların 376 (%3.3)'sında HBsAg ve 103 (%0.9)'ünde anti-HCV pozitif bulundu. Sonuç: Elde ettiğimiz bu son veriler oldukça sevindiricidir. Zira şu ana kadar bölgemizde yapılan epidemiyolojik çalı şmalarda HBV enfeksiyonu oranı bu düzeyde düşük çıkmamıştı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kan merkezine başvuran donörlerin %93.9'unu erkekler oluşturduğundan veriler büyük oranda bu cinsiyetin özelliklerini yansıtmaktadır.
- Published
- 2015
24. Preoperative Seroprevalence of HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV in general surgery patients
- Author
-
GİRGİN, Sadullah, TEMİZ, Hakan, GEDİK, Ercan, and GÜL, Kadri
- Subjects
HBsAg,Anti-HCV,Anti-HIV,surgery ,Health Care Sciences and Services ,virus diseases ,HBsAg,Anti-HCV,Anti-HIV,cerrahi ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,digestive system diseases - Abstract
Objectives: Exposure to blood borne pathogens is the most serious occupational health risk faced by healthcare workers. The aim of this study was to evaluate the preoperative seroprevalences of HBsAg, anti-HCV and anti-HIV. Materials and methods: In this study we evaluated the seroprevalence of HBsAg, anti-HCV and anti-HIV in 486 preoperative patients who admitted to Dicle University Medical Faculty General Surgery Clinic for elective surgical procedures between January 2007 and July 2007; retrospectively. The results were compared with those of 14354 blood donations during the same period as control group. Results: The seroprevalence of HBsAg and anti-HCV were; %6.6 and %1.6 subsequently in preoperative patients. HBsAg and anti-HCV seropositivity rates were lower in the control group. Thus, the positively rates of HBsAg and anti-HCV for preoperative patients should be assessed higher than the data obtained from the blood bank. Anti-HIV seropositivity was not detected in both patient and control group. Conclusion: All healthcare workers must be trained about occupational diseases and vaccinated against hepatitis B. Establishment of universal precautions is necessary and these precautions must be strictly followed particularly in the operating room. In addition all patients should be considered as potential carriers. Keywords: HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV, surgery, Amaç: Kan kaynaklı patojenlerle temas; saglık çalısanları için çok ciddi bir mesleki risk olusturmaktadır. Çalısmanın amacı elektif cerrahi öncesi hastalarda HBsAg, anti-HCV ve anti-HIV seroprevalansını belirlemektir. Gereç ve yöntem: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Klinigi\'ne Ocak 2007 ve Temmuz 2007 tarihleri arasında elektif cerrahi girisim uygulamak amacıyla yatırılan ameliyat hazırlıgı döneminde 486 hastanın kan örneklerinde; HbsAg, anti-HCV ve anti-HIV testleri ELISA yöntemiyle çalısıldı. Aynı dönemde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kan Bankası\'na basvuran gönüllü kan vericilerinden (n=14354) kontrol grubu olusturuldu. Bulgular: Preoperatif hastalarda HBsAg ve anti-HCV seroprevalansı sırasıyla %6.6, %1.6 olarak bulunmustur. Kontrol grubunda ise HBsAg ve anti-HCV seroprevalansı sırasıyla %2.9, %0.7 olarak bulundu ve hasta grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düsüktü. Bu sonuç; preoperatif hastalardaki HBsAg ve anti-HCV pozitiflik oranının, kan bankasından elde edilecek verilerden daha yüksek olması beklenilmesi gerektigi göstermektedir. Kontrol ve hasta gruplarının her ikisinde de anti-HIV pozitifligi saptanmamıstır. Sonuç: Kan ve vücut sıvılarıyla bulasan hastalıklar hakkında tüm saglık çalısanları egitilmeli, HBV\'ne karsı asılanmalı, ameliyathanelerde infeksiyon geçisini engelleyecek evrensel önlemlerle ilgili standartlar hazırlanıp ciddiyetle uygulanmalı ve temas edilen her hastanın infekte olabilecegi kabul edilmelidir.
- Published
- 2015
25. Penicillin and Eritromycin Susceptibility of Group A Beta- Haemolytic Streptococci Isolated From Throat Cultures
- Author
-
GÜLHAN, Barış, MEŞE, Sevim, BİLEK, Heval, Onur, Arzu, NERGİZ, Şebnem, and GÜL, Kadri
- Subjects
stomatognathic diseases ,Beta-Haemolytic Streptococci,Antibiotic Susceptibility ,Beta Hemolitik Streptokok,Antibiyotik Duyarlılığı - Abstract
In this study we aimed to evaluate the antibiotic susceptibility of group A beta-haemolytic streptococcus isolated from throat cultures of the patients with diagnosis of acute tonsillopharyngitis. A total of 334 throat specimens collected between February 2006-June 2006 and 75 of them identified as group A beta-haemolytic streptococcus. The susceptibility of these isolates were inspected by Kirby-Bauer disk diffusion method. All the strains were susceptible to penicillin, but 8% resistance was detected to eritromycin., Bu çalışmada amacımız akut tonsillofarenjit tanısı alan hastaların boğaz kültürlerinden izole edilen A grubu beta hemolitik streptokokların antibiyotik duyarlılığını değerlendirmektir. 2006 yılı şubat ve haziran ayları arasında akut tonsillofarenjit tanısıyla gönderilen 334 hastanın boğaz kültürlerinden izole edilen 75 adet A grubu beta hemolitik streptokok suşunun penisilin ve eritromisine duyarlılıkları Kirby-Bauer disk diffüzyon yöntemi ile araştırılmıştır. Suşların tamamı penisiline karşı duyarlı bulunmuş, ancak eritromisine karşı %8 oranında direnç tespit edilmiştir.
- Published
- 2015
26. Kolesistektomi yapılan hastaların safra örneklerinin mikrobiyolojik değerlendirilmesi
- Author
-
Nergiz, Şebnem, Akpolat, Nezahat, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Nergiz, Şebnem, Akpolat, Nezahat, and Gül, Kadri
- Subjects
Safra kültürü ,Bile culture ,Kolesistit ,Cholecystitis - Abstract
Kolesistektomi, genel cerrahi kliniklerinde uygulanan en yaygın gastrointestinal operasyonlardan biridir. Bu çalışmada akut veya kronik kolesistit nedeniyle kolesistektomi yapılan hastalardan alınan safra örneklerinde üreyen mikroorganizmaların saptanması ve antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Üreyen aerob bakterilerin identifikasyonu ve antibiyotik duyarlılıkları Phoenix (Becton Dickinson Diagnostic Instrument Systems, Spark, Md, USA) otomatize sisteminde; anaerob bakterilerin identifikasyonu ise mini API (bioMerioux-Fransa) sisteminde gerçekleştirilmiştir. İncelenen 108 safra örneğinin 36’sında (% 33) üreme saptanmıştır. Bu 36 örneğin 26’sında (% 72) Gram negatif çomaklar (12 Escherichia coli, 8 Klebsiella pneumoniae, 4 Pseudomonas aeruginosa, 2 Enterobacter cloacae); 8’inde (% 22) Gram pozitif koklar (4 koagülaz negatif stafilokok, 2 Enterococcus faecalis, 2 Staphylococcus aureus) ve 2’sinde (% 6) anaerob bakteri (Bacteroides fragilis) üremiştir. Hiçbir örnekte mantar ürememiş ve miks infeksiyon görülmemiştir. İzole edilen Gram negatif bakterilere karşı amikasin (% 100), Gram pozitif bakterilere karşı ise vankomisin (% 100) en etkili antibiyotikler olarak bulunmuştur. Kolesistektomi sırasında alınan örneklerin mikrobiyolojik incelenmesi, post-operatif gelişen infeksiyonların tanı ve tedavisini kolaylaştırmaktadır. Safra kültürünün değerlendirilmesi ve izole edilen etkene uygun antibiyotiğin başlanması tedavi süresini kısaltacaktır. Cholecystectomy is one of the most common gastrointestinal operations performed in general surgical units. The aim of this study was to determine the microorganisms and their antibiotic susceptibilities that were isolated from bile samples of patients who had cholecystectomy because of acute or chronic cholecystitis. The identification and antibiotic susceptibility of the isolated aerobic bacteria were performed by Phoenix (Becton Dickinson Diagnostic Instrument Systems, Spark, Md, USA) automated system and the identification of anaerobic bacteria was performed by mini API (bioMerioux-France) system. Of 108 bile samples examined, 36 (33 %) were culture positive. 26 (72 %) of which were Gram negative bacteria (12 Escherichia coli, 8 Klebsiella pneumoniae, 4 Pseudomonas aeruginosa, 2 Enterobacter cloacae); 8 (22 %) were Gram positive cocci (4 coagulase negative staphylococci, 2 Enterococcus faecalis, 2 Staphylococcus aureus) and 2 (6 %) were anaerobic bacteria (Bacteroides fragilis). No fungi was isolated and there was no mixed infection. The most effective antibiotics against Gram negative and Gram positive bacteria were amikacin (100 %) and vankomycin (100 %), respectively. The microbiologic examination of the samples obtained during cholecystectomy, facilitates the diagnosis and treatment of post-operative infections. The evaluation of the bile culture and starting the appropriate antibiotic according to the isolated agent will shorten the treatment duration.
- Published
- 2011
27. Evaluation of the Ehrlich-Ziehl-Neelsen (EZN) and Amplified Mycobacterium tuberculosis Direct Test According to the BACTEC Method in Respiratory and Nonrespiratory Samples
- Author
-
ÖZEKİNCİ, Tuncer, MEŞE, Sevim, ATMACA, Selahattin, AKPOLAT, Nezahat, and GÜL, Kadri
- Subjects
Tuberculosis,Amplified Mycobacterium tuberculosis Direct Test,BACTEC,Ehrlich-Ziehl-Neelsen - Abstract
Aim: Tuberculosis remains a significant and threatening disease, particularly in developing countries. Mycobacterium tuberculosis should be detected and identified as soon as possible to ensure the prevention of the spread of the disease. For this purpose, use of fast and reliable laboratory diagnostic methods with high sensitivity and specificity was initiated in recent years. Materials and Methods: In this study, 107 respiratory and 198 nonrespiratory (305 in total) samples submitted to Dicle University Faculty of Medicine Clinical Microbiology Laboratory were examined using the Ehrlich-Ziehl-Neelsen (EZN), BACTEC 460 TB (Becton and Dickinson Diagnostic Instrument System, Towson, MD), and MTD (Amplified Mycobacterium tuberculosis Direct Test, Gen-Probe, USA) methods. Results: In respiratory samples, sensitivity of EZN was found as 83.33%, specificity as 95.04%, positive predictive value as 50%, and negative predictive value as 98.96%, whereas in nonrespiratory samples these values were 18.18%, 98.39%, 40%, and 95.37%, respectively. In respiratory samples, sensitivity of MTD was found as 83.33%, specificity as 94.05%, positive predictive value as 45.45%, and negative predictive value as 98.95%, whereas in nonrespiratory samples these values were 54.54%, 88.23%, 21.42%, and 97.05%, respectively. Conclusions: In view of the above, the pre-diagnostic EZN test and the MTD method based on nucleic acid amplification should be applied together with the BACTEC 460 system, which is considered as a gold standard, and the evaluation should be made accordingly. Furthermore, MTD should not be used as a screening test due to its high cost, and should rather be preferred in smear-positive samples.
- Published
- 2014
28. Patients With Cystic Echinococcosis Suspected Applicant Laboratory between 2005-2012 Anti-Echinococcus IgG IFA Seropositivity Designated Assessment Method
- Author
-
AKPOLAT, Nezahat, ÇİÇEK, Mutalip, ÇAKIR, Fatih, CAN, Şükran, and GÜL, Kadri
- Subjects
Cystic Echinococcosis,anti-Echinococcus IgG seropositivity,rate - Abstract
Background: Cystic Echinococcosis is a significant health problem seen in our country and region, as well. Purpose: The purpose of the current study is to evaluate the anti-Echinococcus IgG seropositivity rates of the patients retrospectively who admitted to Dicle University, Department of Medical Microbiology Laboratory between January 2005 and June 2012 with the diagnosis of cystic echinococcosis. Method: The serum samples of 1612 patients 901 of whom were females and 711 males, sent to variety of clinics and polyclinics with the suspicion of cystic echinococcosis were studied. Indirect fluorescent antibody method was used in determining Echinococcus IgG antibodies (IFA). Results: The anti-Echinococcus IgG seropositivity was found to be 41.0% (662) in 1612 cases. 23.8% of seropositive patients were children and 76.1% of them were adults. Furthermore, seropositivity was detected in 43.3% of 901 females and 38.1% 711 of the males. Conclusion: The serological test can be implemented to support the radiological diagnosis of KE, to determine asymptomatic cyst carriers, the prevalence of disease in the community and, if there is to demonstrate the effectiveness of the control program. On the other hand, echinococcosis continues to be a common public health problem in our province.
- Published
- 2013
29. Metisiline dirençli stafilokoklarda linezolid, vankomisin ve bazı antibiyotiklere direnç
- Author
-
Gülhan, Barış, Bilek, Heval, Onur, Arzu, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Gülhan, Barış, Bilek, Heval, Onur, Arzu, and Gül, Kadri
- Subjects
Metisiline dirençli stafilokok ,Vankomisin ,Antibiotic resistance ,Vancomycin ,Antibiyotik direnci ,Linezolid ,Methicillin-resistant staphylococci - Abstract
De¤iflik klinik örneklerden izole edilen metisiline dirençli stafilokok sufllar›nda linezolid, vankomisin, gentamisin, levofloksasin, ko-trimoksazol ve telitromisin dirençlerinin belirlenmesi amaçlanm›flt›r. Linezolid ve vankomisine karfl› direnç saptanmam›fl, ancak di¤er antibiyotiklere karfl› yüksek direnç yüzdeleri dikkati çekmifltir. Bununla birlikte metisiline dirençli Staphylococcus aureus sufllar›na ko-trimoksazol de etkili bulunmufltur. Sonuçlara göre linezolid metisiline dirençli stafilokok sufllar›n›n neden oldu¤u infeksiyonlar›n tedavisinde iyi bir alternatif durumundad›r. It was aimed to determine the resistance of methicillin-resistant staphylococci isolated from various clinics to linezolid, vancomycin, gentamicin, levofloxacin, co-trimoxazole and telithromycin. While there were no resistance to linezolid and vancomycin, high rates of resistance to other antibiotics were remarkable. Neverthless, co-trimoxazole was also found effective to methicillin-resistant Staphylococccus aureus strains. In respect of the results, linezolid is a good alternate in treatment of infections caused by of methicillin-resistant staphylococci.
- Published
- 2007
30. Rose-bengal testi(+), serum tüp aglütinasyon testi(-) ve coombs testi(-) olan ve klinik olarak bruselloz şüpheli hastaların serumunda brucella DNA'nın real time PCR yöntemiyle aranması
- Author
-
Gül, Kadri, Gül, Kadri, and Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Mikrobiyoloji ,Microbiology - Abstract
ÖZET Brucella cinsi bakterilerin etkeni olduğu bruselloz; dünyada önemli halk sağlığı problemi oluşturmaktadır. Hastalığın ciddiyeti ve insanlar için uygun aşının yokluğundan dolayı biyoterörizm ajanı olarak kullanılabilmektedir. Brusellozda genel infeksiyon belirtilerinin yanında özgül klinik belirtilerinin olmamasından dolayı laboratuvar tam yöntemleri ön plana çıkmıştır. Bruselloz tanısında; mikroorganizmanın izolasyonundaki güçlüklerden dolayı serolojik yöntemlerden daha fazla yararlanılmaktadır. Serolojik testlerde endemik bölgelerde yaşayan sağlıklı kişilerde de pozitiflik görülebilmekte ve ayrıca 1/20 ve 1/160 arasındaki titreleri yorumlamak güç olmaktadır. Ancak son yıllarda moleküler yöntemler hastalığın tanısında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada; Dicle üniversitesi Tıp Fakültesi klinik ve polikliniklerden bruselloz ön tanısı ile Merkez Laboratuvarına gönderilen hasta serum örneklerinden, Rose Bengal testi pozitif, Standart Tüp Aglütinasyon testi titresi 1/160'tan düşük ve Coombs testi negatif olanlarda, Brucella DNA'mn real time PCR yöntemiyle aranması amaçlandı. Çalışmaya alman RBT pozitif olan toplam 90 serum örneğinin 21 tanesi (%23.3) 1/20 titrede, 41 tanesi (%45.5) 1/40 titrede ve 28 tanesi de (%31.1) 1/80 titrede pozitif bulunmuştur, real time PCR ile 90 serum örneğinde yapılan çalışmada ise 3 hastada (%3.3) Brucella DNA pozitif bulundu. Çalışmamızda saptadığımız pozitif PCR sonuçlarının; bölgemizde sık rastladığımız kronik veya tam tedavi görmemiş hastalara ait serumlar olduğunu düşünmekteyiz. 40PCR testinin; duyarlılığının yüksek olması, hızlı olması, herhangi bir vücut dokusunda uygulanabilmesi, bulaştan 10 gün sonra bile pozitif sonuç vermesi, laboratuvarda personele bulaş riskinin diğer yöntemlere göre az olmasından dolayı, yöntemin çalışmasında tam bir standardizasyon sağlandıktan sonra rutin laboratuvar tanısında kullanılması önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir. 41 SUMMARY Brucellosis is a zoonosis caused by bacteria of the genus Brucella and an important public health problem in many parts of the world. There is still no effective vaccine for humans and these bacteria can be used as bioterrorism agent. Brucellosis has a great variety of clinical manifestations, making it difficult to diagnose clinically. Therefore; isolation or detection of specific antibodies is essential for confirmation of the diagnosis. Serologic tests play a major role in cases when the disease cannot be detected by culture. However; the interpretation of these tests is often difficult; particularly in patients with chronic brucellosis and in areas of endemicity, where a high portion of the population have antibodies against brucellosis. In last decades; PCR-based assays have been applied for diagnosis of brucellosis. In this study, a total of 90 serum samples were obtained from patients with brucellosis suspicion at Dicle University Medical Faculty Hospital Central Laboratory. The serum samples were Rose Bengal test positive, Standart Tube Agglutination titer below 1/160 and Coombs test were negative. We aimed to detect Brucella DNA in these sera. The STA titer is 1/20 in 21 (%23.3) patients, 1/40 in 41 (%45.5) and 1/80 in 28 (%31.1) patients. We detected Brucella DNA in 3 (%3.3) serum samples of patients. We concluded that these positive results belongs to chronic or incomplete treated patients. In conclusion; the PCR-based assay has several advantages including speed, safety, high sensitivity and specifity; therefore it can be considered a routine diagnostic method for the diagnosis of brucellosis after standardization. 42 50
- Published
- 2006
31. A Comparison of The Resistance Ratio Obtained in The Three Different Time Intervals in Escherichia coli Strains Against Ciprofloxacin, Cefotaxime and Imipenem
- Author
-
Atmaca, Selahattin, primary, Özekinci, Tuncer, additional, Özcan, Nida, additional, and Gül, Kadri, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
32. Three cases of Chronic Suppurative Otitis Media (CSOM) caused by Kerstersia gyiorum and a review of the literature.
- Author
-
Özcan, Nida, Saat, Neriman, Baylan, Müzeyyen Yıldırım, Akpolat, Nezahat, Atmaca, Selahattin, and Gül, Kadri
- Published
- 2018
33. Antifungal studies of some metal complexes with schiff base ligands
- Author
-
AKBOLAT, Nezahat, YILDIZ, Abdulnasır, TEMEL, Hamdi, İLHAN, Salih, and GÜL, Kadri
- Subjects
Ortak Disiplinler ,Multidisciplanary Sciences ,schiff base,transition metal complexes,antifungal activities - Published
- 2012
34. Antibacterial effect of Some New Metal Complexes with Schiff Base Ligands on Gram-positive Bacteria (Staphylococcus aureus) and Gram-negative Bacteria (Pseudomonas aeruginosa)
- Author
-
Akbolat, Nezahat, Yıldız, Abdulnasır, Temel, Hamdi, Paşa, Salih, Yeşil, Ö. Faruk, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD, TR152239, TR33214, TR165562, YEŞİL, TR2816, and 0-Belirlenecek
- Subjects
schiff bazı ,Metal Complexes ,Metal Kompleksler ,Antifungal aktiviteler ,Antifungal activities ,schiff base - Abstract
[Özet Yok]
- Published
- 2012
35. Boğaz kültürlerinden izole edilen A grubu beta hemolitik streptokokların penisilin ve eritromisine karşı duyarlılıkları
- Author
-
Gülhan, Barış, Meşe, Sevim, Bilek, Heval, Onur, Arzu, Nergiz, Şebnem, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Antibiotic susceptibility ,Beta-haemolytic streptococci ,Antibiyotik duyarlılığı ,Beta hemolitik streptokok - Abstract
Bu çalışmada amacımız akut tonsillofarenjit tanısı alan hastaların boğaz kültürlerinden izole edilen A grubu beta hemolitik streptokokların antibiyotik duyarlılığını değerlendirmektir. 2006 yılı şubat ve haziran ayları arasında akut tonsillofarenjit tanısıyla gönderilen 334 hastanın boğaz kültürlerinden izole edilen 75 adet A grubu beta hemolitik streptokok suşunun penisilin ve eritromisine duyarlılıkları Kirby-Bauer disk diffüzyon yöntemi ile araştırılmıştır. Suşların tamamı penisiline karşı duyarlı bulunmuş, ancak eritromisine karşı %8 oranında direnç tespit edilmiştir. In this study we aimed to evaluate the antibiotic susceptibility of group A beta-haemolytic streptococcus isolated from throat cultures of the patients with diagnosis of acute tonsillopharyngitis. A total of 334 throat specimens collected between February 2006-June 2006 and 75 of them identified as group A beta-haemolytic streptococcus. The susceptibility of these isolates were inspected by Kirby-Bauer disk diffusion method. All the strains were susceptible to penicillin, but 8% resistance was detected to eritromycin.
- Published
- 2008
36. Kronik periodontitisin klasik mekanik tedavisine ek olarak sistemik spiramisin uygulanımının klinik ve mikrobiyolojik etkilerinin incelenmesi
- Author
-
İpek, Fikret, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Periodontoloji Ana Bilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Mikrobiyolojik inceleme ,Spiramycin ,Microbiological investigation ,Chronic periodontitis ,Mechanic treatment ,Mekanik tedavi ,Kronik periodontitis ,Spiramisin - Abstract
Tam metin yok In this study, the cIinic and microbiologic effects of the systemic spiramycin administration as an adjunct to scaIing, root planining and curetage, on patients with chronicperiodontitis were investigated. A total of 42 chronicpatients (15 women and 25 men, their age ranging between 35 to 65 with an average of 43.4) with chronicperiodontitis were included in this study. The patients were divided into the spiramycin and control groups.The scaling, root planining and curetage treatments were appIied to alI subjects. The application was combined with the use of 2 gr spiramycin a day for 2 weeks, where as antibacterial treatment was not appIied to the controls.The periodontal status of patients included in the study before and after therapy was evaluated. Using the indices, measurements and methods such as plaque index, gingival index, gingival bleeding time index, pocket depth measurement and microbiological investigations, together with t-test and kisquare tests. The evaluation of findings in this study shows a marked improvement in two groups for all indices and measurements, while the values of spiramycin groups were statistically significant when compared to the controls. (p
- Published
- 2008
37. Laboratuarımızda idrar kültürlerinden izole edilen gram negatif bakterilerde antibiyotiklere direnç
- Author
-
Temiz, Hakan, Akkoç, Hasan, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Urinary tract infection ,Gram negatif bakteri ,Antibiotic resistance ,Antibiyotik direnci ,Üriner sistem infeksiyonu ,Gram negative bacteria - Abstract
Bu çalışmada; Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuarı’nda Ocak 2006-Aralık 2006 tarihleri arasında idrar kültürlerinden izole edilen Gram negatif bakteriler ve antibiyotik direnç durumları retrospektif olarak incelenmiştir. Poliklinik ve klinik hastalarından en sık izole edilen bakteriler Escherichia coli ve Klebsiella türleri olarak bulunmuş ve bu bakterilere en etkili antibiyotiğin karbapenemler olduğu saptanmıştır. Bu sonuçların hastanemizde üriner sistem infeksiyonlarının ampirik tedavisinde yararlı olacağını düşünmekteyiz In this study; we analyzed the antimicrobial susceptibility of Gram negative bacteria isolated from urine cultures in the Microbiology Laboratory of Dicle University Medical Faculty Hospital from January 2006 to December 2006; retrospectively. Escherichia coli and Klebsiella species were the most frequently isolated bacteria from both outpatients and hospitalized patients. The most effective antibiotics to these bacteria were carbapenems. These results were suggested to be useful for empirical treatment of urinary system infections in our hospital.
- Published
- 2008
38. Kronik periodontitisin klasik mekanik tedavisine ek olarak sistemik metronidazol uygulanımının klinik ve mikrobiyolojik etkilerinin incelenmesi
- Author
-
İpek, Fikret, Gül, Kadri, Dicle Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Periodontoloji Ana Bilim Dalı, and 0-Belirlenecek
- Abstract
Bu çalışmamızda, kronik periodontitisin tedavisinde diş taşı temizleme, kök yüzeyi düzleştirme ve küretaj işlemlerinin, sistemik metronidazol ile desteklenmesinin klinik ve mikrobiyolojik olarak etkinliği araştırılmıştır. Çalışmamıza yaşları 35 ile 65 arasında değişen ve yaş ortalaması 46.3 olan, 20'si kadın 19'u erkek olan toplam 39 hasta katıldı. Hastalar metronidazol grubu ile kontrol gruplarından birine yerleştirildi. Tüm hastalara diş taşı temizliği, kök yüzeyi düzleştirme ve subgingivalküretaj işlemleri uygulandı. Bu uygulama, bir grupta, 10 gün süreyle günde 1 gr metronidazol ile desteklenirken, kontrol gurubu bireylerine antibakteriyel tedavi uygulanmadı. Araştırmamıza katılan hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası periodontal durumları plak indeksi, gingival indeks dişeti kanama zamanı indeksi uygulanarak ve mikrobiyolojik inceleme yapılarak, istatistiksel olarak t-testi ve ki-kare önemlilik testleri kullanılarak değerlendirildi. Çalışmamızdaki bulgularımızın değerlendirilmesi sonucunda tüm indeks, ölçüm ve mikrobiyolojik incelemelerde her 2 grup ta’da beklenen iyileşme gözlenirken, metronidazol grubu değerlerinin, kontrol grubu değerlerine oranla istatistiksel olarak bir üstünlük sağladığı görüldü. In this study, the clinic and microbiologic effects of the systemic metronidazol administration as an adjunct to scaling, root planining and curetage, on patients with chronic periodontitis were investigated. A total of 39 adult patients (20 women and 19 men, their age ranging between 35 to 65 with an average of 46.3) with adult periodontitis were included in this study.The patients were divided into the metronidazol and control groups. The scaling, root planining and curetage treatments were applied to all subjects. The application was combined with the use of 1 gr metronidazol a day for 10 days. where as antibacterial treatment was not applied to the controls. The periodontal status of patients included in the study before and after therapy was evaluated, using the indices, measurements and methods such as plaque index. gingival index. gingival bleeding time index, pocket depth measurement and microbiological investigations.The evaluation of findings in this study shows a marked improvement in two groups for all indices and measurements. while the values of metronidazol groups were statistically significant when compared to the controls.
- Published
- 2007
39. HBsAg, anti-HCV, anti-HIV 1/2 and syphilis seroprevalence in healthy volunteer blood donors in southeastern Anatolia
- Author
-
Dayan, Saim, primary, Tekin, Alicem, additional, Tekin, Recep, additional, Dal, Tuba, additional, Hoşoğlu, Salih, additional, Yazgan, Umit Can, additional, Bekçibaşı, Muhammet, additional, and Gül, Kadri, additional
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
40. Real Time Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile Pozitif Sıtma Örneklerinin Tanısı ve Tür Ayrımı.
- Author
-
Şahar, Esra Atalay, Karakavuk, Muhammet, Can, Hüseyin, Nergiz, Şebnem, Gül, Kadri, Döşkaya, Aysu Değirmenci, Gürüz, Yüksel, and Döşkaya, Mert
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
41. An Investigation on Carriage of Listeria monocytgenes and Related Species in Pregnant and Non-Pregnant Women
- Author
-
ELÇİ, Saffet, primary, GÜL, Kadri, additional, AKPOLAT, Nezahat ÖZERDEM, additional, and FÖÇMEN, Ahmet, additional
- Published
- 1997
- Full Text
- View/download PDF
42. Role of \alpha-Haemolysin for Serum Resistance and the Effect on polymorphonuclear Leucocytes
- Author
-
ELÇİ, Saffet, primary, ATMACA, Selahattin, additional, GÜL, Kadri, additional, and ATMACA, Mukadder, additional
- Published
- 1997
- Full Text
- View/download PDF
43. Comparative Avtivity of Piperacillin and Piperacillin/Tazobactam Against B-Lactamase-Producing Satphylococcus spp and Pseudomonas spp.
- Author
-
ATMACA, Selahattin, primary and GÜL, Kadri, additional
- Published
- 1997
- Full Text
- View/download PDF
44. Influence of Zinc on Imipenem Susceptibility of Pseudomonas Aeruginosa
- Author
-
ATMACA, Selahattin, primary, GÜL, Kadri, additional, ULAK, Güner, additional, ÇİÇEK, Ramazan, additional, and ATMACA, Mukadder, additional
- Published
- 1996
- Full Text
- View/download PDF
45. Evaluation of the Ehrlich-Ziehl-Neelsen (EZN) and Amplified Mycobacterium tuberculosis Direct Test According to the BACTEC Method in Respiratory and Nonrespiratory Samples.
- Author
-
Özekıncı, Tuncer, Meſe, Sevim, Atmaca, Selahattin, Akpolat, Nezahat, and Gül, Kadri
- Subjects
MYCOBACTERIA ,MYCOBACTERIUM ,LUNG diseases ,TUBERCULOSIS ,CHEST diseases - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Medical Sciences is the property of Scientific and Technical Research Council of Turkey and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2007
46. Bölgemizde leptospira insidansı ve tipleri
- Author
-
Gül, Kadri, Arıkan, Eralp, Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, and Gül, Kadri
- Subjects
Leptospira ,Public health ,Mikrobiyoloji ,Halk sağlığı ,Microbiology - Abstract
54 ÖZET Bölgemizde leptospirozun indirekt teşhis yöntemi ile insidansmın belirlenmesi amacıyla 900 serum mikroaglufcinasyon yöntemi ile incelenmiştir. Bu serumlardan 200* ü et ve et türev leri ile uğraşanlardan, 400' ü klinik olarak hiçbir şikayeti olmu- yanlardan ve 300'de hayvanlardan alınmıştır. Klinik olarak şikayeti olmuyanlardan alının serumların 25' i (% 6.2), hayvan serumlarının 48' i (%16), et ve et türevleri ile uğraşan kişilere ait serumların 25'de (%12.5) pozitif sonuç saptanmıştır. Et ve et türevleriyle uğraşanlarda belirlenen serotipler tablo I* de gösterilmiştir. Ayrıca bunların çalışma alanlarına göre hastalık insidansıda tablo II' de belirtilmiştir. Buna göre hastalık en çok kasaplarda saptanmıştır. Klinik olarak herhangi bir şikayeti olmıyanlarda sapta nan serotipler ise tablo V'te gösterilmiştir. Buna göre en çok L.icterohaemorrhagiae serotipine karşı antikor saptanmıştır. Ayrıca bu kişiler hayvanlarla teması olanlar ve olmıyanlar olmak üzere ayrılarak bu kişilerdeki hastalık insidansı tablo VT'da belirtilmiştir. Bulguların sosyo-ekonomik duruma göre dağılımıda tablo IX* da gösterilmiştir. Buna göre kırsal kesimde oturanların daha çok hastalığa yakalandığı saptanmıştır. Hayvan serumları üzerinde yaptığımız çalışmada serumların serotiplere göre dağılımıda tablo XI* de belirtilmiştir. Buna göre bölgemizde sığırlarda ve koyunlarda hastalık yapan serotipler şunlardır; L.butembo, L.bataviae, L.pomona, L.automnalis, L.ictero haemorrhagiae, L.wolf fi# L.australis, L. grippotyphosa, L.djasiman. ve L.sejroe'dir. 60
- Published
- 1985
47. Klebsiella Pneumoniae Kan İzolatlarında Karbapenem ve Kolistin Direnç Mekanizmalarının Moleküler Olarak İncelenmesi
- Author
-
GENİŞEL, Neslihan, ATMACA, Selahattin, ÖZCAN, Nida, GÜL, Kadri, AKPOLAT, Nezahat, DAL, Tuba, KENAR, Levent, and ALTANLAR, Nurten
- Subjects
Klebsiella pneumoniae,carbapenemase,bla OXA-48,mcr-1,multiplex PCR,broth microdilution ,Klebsiella pneumoniae,karbapenemaz,bla OXA-48,mcr-1,multipleks PZR,sıvı mikrodilüsyon - Abstract
Karbapenem Dirençli Klebsiella pneumoniae KDKp enfeksiyonları azalan tedavi seçenekleri nedeniyle endişe verici sağlık sorunları oluşturmaktadır. Bu çalışmada, KDKp izolatlarının karbapenemaz OXA-23,24, 48, 51, 55, 58, KPC, NDM-1, VIM, IMP ve mcr-1 genleri araştırılmaktadır. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yoğun bakım ünitelerinden YBÜ Şubat 2020 ile Haziran 2020 tarihleri arasında alınan hasta kan örneklerinden izole edilen toplam 33 KDKp izolatı çalışmaya dahil edildi. Tüm KDKp izolatları, bla OXA-23, 24, 48, 58, bla KPC, blaNDM-1, bla VIM, bla IMP dahil olmak üzere karbapenemaz kodlayan genlerin varlığı multipleks Polimeraz Zincir Reaksiyonu PZR ile araştırıldı. KDKp izolatları monoplex PZR ile mcr1 geni ve bla OXA-51, bla OXA-55 genleri için test edildi. Kirby Bauer Disk Difüzyon Test DDT %100 ile çalışılan tüm KDKp izolatları ertapenem’e dirençliydi; 9’u %2.27 imipeneme, 23’ü %69.70 meropeneme dirençliydi. İzolatların 20’si %60,61 kolistine dirençli bulundu. bla OXA-48, bla NDM-1 ve bla OXA-24 genleri sırasıyla %75.76 n=25 , %6.06 n=2 ve %3.03 n=1 izolatında bulundu. İki %6.06 izolatta hem bla OXA-48 hem de bla NDM-1 genleri, 16 %48,48 izolatta mcr-1 geni saptandı. Kolistin minimum inhibitör konsantrasyonu MİK değeri 2 µg/ml olan 13 hastada ortalama yatış süresi 20.3 gün iken, kolistin MİK değeri > 2 µg/ml olan 20 hastada 33.9 gündü. Hastanede ortalama kalış süresi mcr-1 negatif hastalarda 21.8 gün, mcr-1 pozitif hastalarda 35.7 gündü. Karbapenemaz ve mcr1 pozitiflikleri Diyarbakır, Türkiye’de çarpıcı biçimde yüksek oranlarda bulundu. Kp izolatlarında plazmit aracılı antimikrobiyal direncin sorunlu olduğu belirtildi. Her hastane moleküler yöntemlerle kolistin ve karbapenem direnç mekanizmalarını izlemelidir. Kolistin direnci sıvı mikrodilüsyon yöntemi ile doğrulanmalıdır, Carbapenem-Resistant Klebsiella pneumoniae CRKp infections are worrying health problems due to decreasing treatment options. This study investigates the carbapenemase OXA-23,24, 48, 51, 55, 58, KPC, NDM-1, VIM, IMP and mcr-1 genes of the CRKps isolates A total of 33 CRKp isolates isolated from patient blood samples from the Dicle University Medical Faculty Hospital, intensive care units ICUs between February 2020 and June 2020, were included in the study. The presence of carbapenemase encoding genes -including all CRKp isolates, bla OXA-23, 24, 48, 58, bla KPC, blaNDM-1, bla VIM, bla IMP- were investigated by multiplex Polymerase Chain Reaction PCR . CRKp isolates were tested for mcr-1 gene and bla OXA-51, bla OXA-55 genes by monoplex PCR. All CRKp isolates studied with Kirby Bauer Disc Diffusion Method DDM 100% were resistant to ertapenem, 9 27.27% resistant to imipenem, and 23 69.70% were resistant to meropenem. 20 60.61% of the isolates were found resistant to colistin. bla OXA-48, bla NDM-1 and bla OXA-24 genes were found in 75.76% n = 25 , 6.06% n = 2 and 3.03% n = 1 isolates, respectively. Both bla OXA-48 and bla NDM-1 genes were detected in two 6.06% isolates and mcr-1 gene in 16 48.48% isolates. While the mean hospitalization was 20.3 days in 13 patients with a colistin minimum inhibitory concentration MIC of 2 µg/ml, it was 33.9 days in 20 patients with a colistin MIC of > 2 µg/ml. The average length of stay in the hospital was 21.8 days in mcr-1 negative patients and 35.7 days in mcr-1 positive patients. Carbapenemase and mcr-1 positivities were found at dramatically high rates in Diyarbakır, Turkey. It was indicated that plasmid-mediated antimicrobial resistance in Kp isolates was problematic. Each hospital should monitor the colistin and carbapenem resistance mechanisms by molecular methods. Colistin resistance should be confirmed by the broth microdilution method BMD
48. Gebe Kadınlarda B Grubu Streptokok Kolonizasyonu.
- Author
-
Elçi, Saffet, Gül, Kadri, Özerdem-Akpolat, Nezahat, and Göçmen, Ahmet
- Published
- 1997
49. Diyarbakır'da Kan Donörlerinde HBsAg ve Anti-HIV Antikoru Araştırması.
- Author
-
Ayaz, Celal, Bolaman, Zahit, Gül, Kadri, and Yenice, Necati
- Published
- 1992
50. Yukarı Sindirim Sistemi Endoskopilerinde Helicobacter pylori Prevalansı.
- Author
-
Ayaz, Celal, Gül, Kadri, Helvacı, Hayati, and Yenice, Necati
- Published
- 1992
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.