Search

Avrupa Konseyi, AGT ve AB'de Azınlık Hakları ve Batı Trakya Sorunu?adlı bu tezin amacı, azınlık statüsü Lozan Antlasması ile saglanmıs bulunan BatıTrakya Türk azınlıgının maruz kaldıgı insan/azınlık hakları ihlallerininincelenmesidir. Azınlık sorunları insan özneli bir nitelik sergilemektedir. Bu dakonunun hassasiyetini arttırmakta, çözüm önerilerinin yumusak ve öncelikligeçislerle olusturulmasını zorunlu kılmaktadır. Batı Trakya sorununun seçimindekiöncelik, gerek Türkiye ve Yunanistan arasındaki iliskilerin normallesmesi ve gerekseuluslararası normların, Avrupa'nın merkezinde bulunan bu azınlık grubu için degerekli ve zorunlu oldugunun belirlenmesinde yatmaktadır.Çalısmada; Batı Trakya sorununun tarihsel süreci, sorunun temel unsurları,azınlık hakları kavramı ve ilgili kurulusların öngördügü yasal statü incelenmistir.Sorunun güncel açılımları için, azınlık kimliginin etkin sahısları, çesitliakademisyenler ve kurumsal yetkililer ile yüzyüze görüsmeler yapılmıs, Batı TrakyaTürkleri'nin olusturdugu çesitli sivil toplum örgütleri ile temasa geçilerek onlarınyapmıs oldugu çalısmalardan -toplantı metinleri, kurultay sonuç bildirileri, basınduyuruları, örgütlenme faaliyetleri, uluslarası alanda yapılan çalısma duyuruları veönerilerden- faydalanılmıstır.Çalısmadaki temel sonuç; Lozan Antlasması ile saglanan statü ve uluslararasıdüzenlemelerde vurgu yapılanın aksine Batı Trakya'da azınlık hakları ihlallerininoldugu ve insan özneli bu sorunun öncelikli ve hassas geçislerle çözülmesinin gereklioldugudur. The main purpose of the thesis called ?Minority Rights in the EuropeanCouncil, the OSCE and the EU and the Western Thrace Problem? is to examineminority rights violations having been experienced by Western Thrace TurkishMinority whose statute was guaranted by the Lausanne Treaty. Minority problemshave direct human subject. This fact increases the sensitivity of the subject andrequires mild solutions which need to be established on prioritized transitions. Thepreference of the Western Thrace problem depends both on the normalization ofTurkish Greek relations and also designating the necessity and compulsion ofapplying international norms also for this minority group living in the middle of theEurope.In the thesis; historical background, elements of the problem, minorityconcepts and current legal statutes created by related organizations have beenexamined. Some interviews were made with the active personalities of the Turkishminority and different academicians for the actual expansion of the subject. Thework such as meeting minutes, conclusions of the congresses, press releases,organizational efforts, international announcements and suggestions have been usedafter contacting several non-governmental organizations of Turkish minority.The main conclusion of the thesis has been that there are human rightsviolations in the Western Thrace on the contrary of the statute provided by theLausanne Treaty and the emphasis of international regulations and it is necessary tosolve this human subject problem with sensitive and prioritized transitions. 312

ÖZET Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra uluslararası düzeyde ekonomik işbirliğini yaratmaya dönük çabalarda önemli bir sıçrama görülmüştür. Ülkeler bu çabalan desteklemek amacıyla çeşitli kurumsal yapılanmalar oluşturmuşlar, işbirliğinin uygulamaya dönük çerçevesini bunlar aracılığıyla geliştirmişlerdir. Günümüzde uygulamaya dönük eğilimler ağırlıklı olarak bölgeselleşme hareketleri içinde izlenmiş, GATT, Uruguay Round görüşmeleri ve oluşturulan Dünya Ticaret Örgütünün kurumsal yapısı çerçevesinde bu çabalar küresel bir ekonomik sistem yaratma kurgusuna yönelmiştir. Türkiye de sürece benzer eğilimle ve özellikle 1990 sonrası yaşanan gelişmelerin ardından, içinde bulunduğu bölgesel yapılanmalara paralel olarak Karadeniz Ekonomik İşbirliği Projesini başlatmış, ve gelişen bir diğer adım olarak Balkanlarda süregiden işbirliği sürecine dahil olmuştur. Hazırladığım çalışma temel olarak bütünleşme ve bölgesel işbirliği çabalarım incelerken, Balkanlarda gelişen işbirliği sürecini ve bu çerçevede Balkan Ülkeleri Ticareti Geliştirme Ofisleri'nin oluşturduğu Balkan Ülkeleri Ticareti Geliştirme Bölge Merkezi'nin kuruluş ve çalışma alanlarını değerlendirme içine almıştır.Daimi Sekreterya görevini Türkiye'nin üstlendiği kuruluş, 12-13 Ekim 1998 tarihlerinde Antalya'da düzenlenen Güneydoğu- Avrupa Ülkeleri Devlet Başkanları Zirvesi esnasında 15 Ekim 1998 günü, taraf ülkelerin Devlet Başkanları düzeyinde imzalanmıştır. Yedi Balkan ülkesinin Dış Ticaret Merkezlerinin oluşturduğu `Balkan Ülkeleri Ticareti Geliştirme Bölge Merkezi` ile, Balkan ülkeleri arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaca yönelik olarak Türkiye'nin muadil kuruluşu olan İGEME- İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi'nin Balkan ülkeleri nezninde bir bilgi merkezi olması ve Balkan ülkelerine ilişkin ticari bilgileri ilgili kesimlere elektronik ortamda aktarması ve bölgesel ticaretin geliştirilmesi amacıyla çeşitli organizasyonlar gerçekleştirmesi planlanmaktadır. Bu çerçevede, Balkan Ülkeleri Ticareti Geliştirme Bölge Merkezi, sorunların tespiti ve çözüm yolları için koordinasyonun sağlanması, bölge ülkelerinin ticaret potansiyellerinin geliştirilmesi, ortak ticari taleplerin ve adımların oluşturulması ve bütünsel olarak ekonomik işbirliğine dönük adımların atılmasında önemli bir yapılanma olarak kabul edilmektedir. Bölge ülkelerinin ekonomik yapılarının değerlendirilmesi, sorunların ve işbirliği alanlarının saptanması ve yapılması gerekenler konusunda çeşitli önerilerin geliştirilmesi, çalışmanın son bölümünde değerlendirilmiş ve uygun olabilecek çözüm yollan saptanmaya çalışılmıştır. SUMMARY With the end of the Second World War, there has been an increasing trend to create an environment for international economic cooperation. The efforts became fruitful and the members of international society formed some institutions and through them turned the theoretical basis into practices. At the present, although the practice turns around regional approaches for cooperation, there are efforts to form a global economic system through the Uruguay Talks of General Aggrements on Tariff and Trade (GATT) and at the end by the formation of World Trade Organization (WTO). Turkey, as being responsive such international developments, has stated some projects. The environment of international arena has been advatageous for Turkey to achieve the goals. Therefore, at the first attempt Turkey has led to form BSEC. Fallowing this development, Turkey has been a part of the continous process for cooperation in the Balkans. This thesis, while studying, in essence, the efforts of integration and regional cooperation, tries to examine the developing cooperation process in the Balkans and therefore, evaluates the foundation and functions of Balkan Regional Center For Trade Promotion (B.C.T.P) that was formed by the Trade Promotion Offices of the Balkan countries. The agreement to form BCTP was signed on October 15, 1998 by the respective presidents at the time of South East European Countries Summit organised between the dates 12-13 October 1998 in Antalya. The institution, whose permanent secrateriat office was given to Turkey, was formed by the seven Balkan nation's Foreign Trade Centers in order to fallow the objective of the development of economic and commercial cooperation among themember countries. To achieve this goal, the body of the alike institution of Turkey, IGEME-Export Promotion Center of Turkey, was decided to be the center for data bank on behalf of Balkan countries and by the way, it was planned to trasfer the commercial informations, concerning Balkan nations, into electronic envirement to the service of the users and to organise some activities for the purpose of the development of regional commercial activity. Therefore, BCTP is accepted as an important formation to determine the problems and to coordinate for solution ways, to develop the commercial potentials of the regional countries, to form common trade inquiries and steps, and to move towards the economic cooperation. In the last part of the study, the economic structures of the member countries is evaluated, the problems and areas for cooperation are determined and the suggestions for what to do are presented. As a result, the appropriate solution ways are set. 144

Bilgi ekonomisi içerisindeki en önemli alt sektörlerden biri olan yazılım sektörü, gelişmekte olan ülkeler açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Ekonominin tüm segmentlerinde kullanılabilen ve katma değeri yüksek bir endüstri olan yazılımın küresel pazarı sürekli genişlemektedir. Günümüzde gelişmekte olan pek çok ülke yazılım endüstrisindeki gelişmeleri yakından takip etmekte ve kendileri için uygun gelişim stratejilerini sorgulamaktadır.Bu çalışmada Türkiye'de yazılım sektörü dinamikleri ve bu konuda devlet tarafından sağlanan destek ve teşvikler incelenmektedir. Çalışmada öncelikli olarak bilgi ekonomisi ve yazılım sektörü hakkında genel bilgiler verilmiş ve kabul gören üretim ve başarı dinamikleri değerlendirilmiştir. Sonraki bölümlerde Türkiye'nin bilişim sektöründe mevcut durumu ve potansiyeli incelenmiş ve yazılım endüstrisinde öncü konumundaki Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Çin, Hindistan, İsrail ve İrlanda'da sektörün gelişimi ve başarı faktörleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Türkiye'de bilişim sektörü için sağlanan destekler ayrı bir bölüm altında derlenmiştir. Sonuç olarak Türkiye'de stratejik sektör olarak belirlenen bilişim sektörü için tespit ve öngörüler paylaşılmıştır. Software industry which is one of the most important sub-sector of the knowledge economy, offers significant opportunities for developing countries. The software industry which can be used in all segments of the economy and the global market with high added value, is continuously expanding. Today, many developing countries to follow closely the developments in the software industry and preparing appropriate development strategy on this field.In this study, the dynamics of the software industry in Turkey and support and incentives provided by the government in this regard will be examined. In the study firstly given general information about the knowledge economy and the software industry and the recognized production dynamics and success are evaluated. On next chapters given information about Turkey's Informatics current situation in the industry and potentials and evaluated software leaders as United States, Brazil, China, India, Israel and Ireland success factors in the industry. Besides, support for IT industry in Turkey has been compiled under a separate section. As a result, IT sector as a strategic sector in Turkey and assumptions identified and shared. 105