33 results on '"GÖKALP, Yusuf"'
Search Results
2. DİNİ BİR EPİK OLARAK MESİH: İNANÇ SİSTEMLERİNİN SİNEMATOGRAFİK ANLATIMI.
- Author
-
GÖKALP, Yusuf and AYHAN, Niyazi
- Abstract
Copyright of Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (CUIFD) is the property of Cukurova Universitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi (CUIFD) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Zaydiyya as a Political Actor in Ottoman-Yemen Relations -An Evaluation of Mehmed Memduh and His Miftah Yemen-
- Author
-
GÖKALP, Yusuf, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. Osmanlı-Yemen İlişkilerinde Siyasi Bir Aktör Olarak Zeydiyye -Mehmed Memduh ve Miftah-ı Yemen Üzerinden Bir Okuma
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Yemen,Ottoman Empire,Miftah Yemen,History of Islamic Sects,Zaydiyya ,Yemen,Osmanlı Devleti,Zeydiyye,Miftah-ı Yemen,İslam Mezhepleri Tarihi ,İlahiyat ,Theology - Abstract
It is seen that a sect-based religious-social structure has formed among Muslims since the early periods of Islamic history and sects have become a defining part of Muslim identity. The sects, which were shaped around religious problems at the beginning, have become controversial since they have gained different social dimensions over time. Since the 3./9. century, sects have sought to establish a state by turning into a political movement rather than being an individual or social choice in understanding and living religion. The subject discussed in this article is the determination and evaluation of the place of Zaydiyya as a sect in the shaping of Ottoman-Yemen relations. The subject will be limited to Mehmed Memduh’s work Miftah Yemen. The reason for limiting the subject in this way is that Mehmed Memduh looks at the issue from political, sociological and economic perspectives in his work and his knowledge of the historical and religious background of the subject. It is understood from his works that he had detailed information about the geography of Yemen, the history of Islam, Shia and Zaydis. When we look at his two existing works on Yemen, it is seen that Memduh, who gives information about the geography of Yemen, the religious situation of the pre-Islamic region and the process of Islamization, draws attention to the religious and social structure of the region, and especially focuses on the sect factor as well as geographical and economic reasons. Zaydiyya has been constantly claiming and striving for power in this region. Zaydiyya, which emerged as a political movement to seize power in 122/740, has continued, as a requirement of their theory of imamate, its existence in its own state structure since Yahya b. Hussein’s departure to Yemen in 280/893. Zaydis declared their dominance at every opportunity after the Ottoman state took Yemen under its administration. On the other hand, the Ottoman state has been in an effort to establish dominance in Yemen for many centuries. However, it is not possible to say that Yemen, especially North Yemen, came under Ottoman rule. It is seen that the sectarian element has an important place among the factors determining the process in Ottoman-Yemen relations. The aim of this study is to clarify the position of Zaydiyya as a sect in Ottoman-Yemen relations. This study will contribute to the understanding of whether sects take place as a political element in international relations and social life or how they play a political role. Most of the studies carried out in the field of Islamic sects so far are on the determination of the historical background and teachings of the sects. Considering the globalization process, we think that it is appropriate and necessary to focus on the political, cultural and folkloric dimensions of sects today. The final result aimed in such studies is to establish the theoretical framework of the place of sects as a political actor in social life and international relations, with the support of the data to be obtained from other studies. Studies on Ottoman-Yemen relations show that the subject is mostly discussed in terms of economics and political science. In terms of our subject, it does not seem possible to say that there are enough studies on both Zaydiyya and other sects. We are of the opinion that sects should be considered as a political, sociological and historical phenomenon as well as being a creed differentiation. Our claim here is that sects take place as a political actor in international or social relations as well as their religious positions. In this study, the subject will be tried to be handled with a descriptive method, away from a sectarian (exclusionary) approach. Based on Miftah Yemen, this study shows us that three factors were effective in shaping Ottoman-Yemen relations. The first is geographical reasons. The second is the inaccurate policies of the Ottoman state and the wrong practices of the officials working in the region. The third is the sect factor. In line with our foresight, the Zeydiyya, a political sect, did not want to be under the rule of the Ottoman State, both as a requirement of their faith and in order not to lose their opportunity to be in power in the region. It can be said that the attitude of Zaydiyya was decisive in shaping the Ottoman-Yemen relations., İslam tarihinin erken dönemlerinden itibaren Müslümanlar arasında mezhep temelli bir dinî-toplumsal yapının teşekkül ettiği ve mezheplerin Müslüman kimliğinin belirleyici bir parçası haline geldiği görülmektedir. Bu süreçte mezhepler, toplumsal hayatta dinî alanda etkili olmanın yanı sıra, siyasi, kültürel ve ekonomik alanlarda da etkili bir faktör olarak işlev görmeye başlamıştır. Başlangıçta dinî kaynaklı problemler etrafında şekillenen mezheplerin zamanla farklı toplumsal boyut içerisine girmeleri beraberinde mezhepleri tartışılır hale getirmiştir. 3/9. yüzyıldan itibaren mezhepler dini anlama ve yaşama noktasında bireysel veya toplumsal bir tercih olmanın ötesinde sıklıkla siyasal bir harekete dönüşerek devletleşme arayışı içerisinde olmuşlardır. Bu makalenin konusu bir mezhep olarak Zeydiyye’nin Osmanlı-Yemen ilişkilerinin şekillenmesindeki yerinin tespiti ve siyasî bir aktör olarak ilişkiler üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir. Konu, Mehmed Memduh’un Miftah-ı Yemen isimli eseri ile sınırlı tutulacaktır. Konunun bu şekilde sınırlandırılmasının sebebi, Mehmed Memduh’un eserinde meseleye siyasî, sosyolojik ve ekonomik açılardan bakıyor olması ve konunun tarihi ve dinî arka planına olan hâkimiyetidir. Eserlerinden onun Yemen coğrafyası, İslam tarihi, Şia ve Zeydîler hakkında detaylı bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Yemen hakkında mevcut iki eserine baktığımızda Yemen coğrafyası, İslam öncesi bölgenin dinî durumu ve İslamlaşma süreci hakkında bilgi veren Memduh’un bölgenin dinî ve toplumsal yapısına dikkat çektiği, coğrafî ve ekonomik sebeplerin yanı sıra özellikle mezhep faktörü üzerinde durduğu görülmektedir. Zeydiyye bu bölgede sürekli olarak iktidar iddiası ve çabası içerisinde olmuştur. 122/740 yılında iktidarı ele geçirmek amaçlı siyasî bir hareket olarak ortaya çıkan Zeydiyye imamet inancının da gereği olarak, 280/893 yılında Yahya b. Hüseyin’in Yemen’e gitmesinden itibaren kendi devlet yapılanması içerisinde varlığını günümüze kadar taşımıştır. Osmanlı Devleti öncesinde olduğu gibi Osmanlı Devleti’nin Yemen’i idaresine almasından sonra da Zeydîler buldukları her fırsatta kendi hâkimiyetlerini ilan etmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin bütün çabalarına rağmen özellikle Kuzey Yemen’in Osmanlı idaresi altına girdiğini söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Osmanlı-Yemen ilişkilerinde süreci belirleyen faktörler arasında mezhep unsurunun önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, mezhep olarak Zeydiyye’nin, Osmanlı-Yemen ilişkilerindeki konumunu açıklığa kavuşturmaktır. Bu çalışma mezheplerin uluslararası ilişkilerde ve toplumsal hayatta siyasî bir unsur olarak yer alıp almadığının veya siyasî açıdan nasıl rol oynadıklarının anlaşılmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. İslam mezhepleri alanında şimdiye kadar yapılan çalışmaların büyük bir kısmı mezheplerin tarihsel arka planı ve öğretilerinin tespiti üzerinedir. Küreselleşme süreci, İslam dünyasının güncel durumu vs. sebepleri dikkate aldığımızda artık günümüzde mezheplerin siyasî, kültürel ve folklorik boyutu üzerinde durmanın yerinde ve gerekli olduğunu düşünmekteyiz. Bu tür çalışmalarda ulaşılmak istenen nihai sonuç, yapılacak diğer çalışmalardan elde edilecek verilerin de desteğiyle toplumsal hayatta ve uluslararası ilişkilerde mezheplerin siyasi bir aktör olarak yerinin teorik çerçevesinin oluşturulabilmesidir. Osmanlı-Yemen ilişkileri üzerine yapılan çalışmalar konunun daha ziyade ekonomi ve siyaset bilimi açısından ele alındığını göstermektedir. Öte yandan Zeydiyye üzerine yapılan çalışmaların da mezhebin ortaya çıkışı, tarihçesi, görüşleri ve Şia içerisindeki yeri üzerine olduğu görülmektedir. Konumuz açısından gerek Zeydiyye gerekse diğer mezhepler üzerine yeterli çalışma olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Biz mezheplerin itikadi bir farklılaşma olmalarının yanı sıra siyasî, sosyolojik ve tarihsel bir olgu olarak da ele alınması gerektiği kanaatindeyiz. Buradaki iddiamız mezheplerin dinî konumlarının yanı sıra uluslararası veya toplumsal ilişkilerde siyasî bir aktör olarak da yer aldığıdır. Bu çalışmada, konu dışlayıcı yaklaşımdan uzak ve betimleyici bir yöntemle ele alınmaya çalışılacaktır. Miftah-ı Yemen üzerinden yürüttüğümüz bu çalışma Osmanlı-Yemen ilişkilerinin şekillenmesinde temelde üç faktörün etkili olduğunu bize göstermektedir. İlki coğrafi sebeplerdir. Zeydîlerin yaşadığı Kuzey Yemen bölgesi Osmanlı için zorluk oluşturmasına karşılık Zeydîler için bir sığınak olmuştur. İkincisi Osmanlı devletinin isabetsiz politikaları ve bölgede görev yapan memurların kötü uygulamalarıdır. Üçüncüsü ise mezhep faktörüdür. Öngörümüz doğrultusunda siyasi nitelikli bir mezhep olan Zeydiyye din anlayışının gereği olarak bölgedeki iktidar olma fırsatını kaybetmemek için Osmanlı Devleti’nin idaresi altına girme eğiliminde olmamıştır. Osmanlı-Yemen arasındaki siyasî ilişkilerin şekillenmesinde Zeydiyye’nin tavrının belirleyici olduğu söylenebilir.
- Published
- 2022
5. Ebû Cafer et-Tahâvî’nin Allah’ın Sıfatları ile İlgili Görüşleri - El-Akîdetü’t-Tahaviyye Çerçevesinde -
- Author
-
GÖKALP, Yusuf, primary and TAŞMATOV, Sultanbek, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
6. Anadolu’da Bahai Faaliyetlerinin Tarihsel Bir Yansıması: Emin Ali’nin 'Bahâî Hareketi Hakkında İlmî Bir Tetebbu' Adlı Makalesi
- Author
-
ALBAYRAK, Ali, TEBER, Ömer Faruk, and GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Religion ,Din Bilimi ,Bahailik,Din,Abdullah Cevdet,Şia,Bahaullah ,Bahaism,Religion,Abdullah Cevdet,Shia,Bahaullah - Abstract
Bahaism is a new religious movement that emerged in Iran in the 19th century within the Shia tradition. It was named after the founding person Mirza Hüseyin Ali (d. 1309/1892), known as "Bahaullah", which means "praise of God". Bahaism accepts Bahá'u'lláh as the prophet, the honor of God, the founder of a religious orientation that brings all religions to perfection. Bâbîlik-Bahâîlik developed in the center of Shia Islam understanding in Iran. It is also known that in the background of this movement, there is the Sheikh sect, which is a mystical interpretation of the Imami Shia. Ictihad Magazine occupies an important place in Turkish cultural history together with the magazines in the last period of Ottoman publication. These magazines contain a great treasure for the social, political and cultural life of the transition from the Tanzimat to the Republic. In this study, we will examine Bahaism and the activities of this religious movement in Anatolia through an article written by Emin Ali in the 40th issue of the Ictihad Mecm'asi of 31 Kanunevvel 1921. Periodicals are products that provide very important data to understand the culture, sociology, social events and phenomena of a period. It can be said that with the proclamation of the Second Constitutional Era, intellectuals and politicians who hoped that all social problems would be solved, their astonishment, exuberance, excitement and polemics significantly stood out in the periodicals of the constitutionalism., Bahailik, Şii gelenek içerisinde 19. asırda İran’da ortaya çıkan yeni bir dini harekettir. Adını “Tanrı övgüsü” anlamına gelen ve “Bahaullah” olarak bilinen kurucu şahsiyet Mirza Hüseyin Ali (ö. 1309/1892)’den almıştır. Bahailik, Bahaullah’ı peygamber, Allah’ın mazharı, bütün dinleri kemale ulaştıran bir dini yönelişin kurucusu olarak kabul ederler. Bâbîlik-Bahâîlik İran’da daha çok Şiî İslâm anlayışı merkezinde gelişmiştir. Bu hareketin arkaplanında İmâmiyye Şîası’nın tasavvufi bir yorumu niteliğindeki Şeyhîlik tarikatının yer aldığı da bilinmektedir. İçtihad Mecmûası Osmanlının son dönem matbuat aleminde yer alan dergilerle birlikte Türk kültür tarihinin önemli bir yerini işkal etmektedir. Bu dergiler, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e geçiş sürecinin sosyal, siyasal ve kültürel hayatına yönelik büyük bir hazine barındırmaktadır. Biz bu çalışmamızda İctihad Mecmû’ası’nın 31 Kanunuevvel 1921 tarihli 40. Sayısında Emin Ali tarafından yazılmış bir makale üzerinden Bahailiği ve bu dini hareketin Anadolu’daki faaliyetlerini değerlendireceğiz. Süreli yayınlar bir dönemin kültürünü, sosyolojisini ve toplumsal olay ve olgularını anlayabilmek için oldukça önemli veriler sağlanan ürünlerdir. II. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte bütün toplumsal sorunların çözümleneceğini ümit eden aydınlar ve siyasetçilerin şaşkınlıkları, taşkınlıkları, heyecanları ve polemikleri önemli ölçüde II. Meşrutiyetin süreli yayınlarında temayüz ettiği söylenebilir.
- Published
- 2020
7. Hâricî Fırkalar ve İzmirli İsmail Hakkı’nın 'Fırak-ı Mevcûde-i İslâmiyyeden: İbâdiyye Fırkası' Başlıklı Makalesi
- Author
-
GÖKALP, Yusuf, YILMAZ, Sabri, and TEBER, Ömer Faruk
- Subjects
Religion ,İzmirli İsmail Hakkı,Yeni ilm-i Kelam,Mahfil Mecmua-i İslamiyyesi,Hâricîler,İbâdiyye ,Din Bilimi ,Izmirli Ismail Hakki,The New Ilm al-Kalam,The Journal of Mahfil,Kharijites,Ibadiyya Sect - Abstract
Ismail Hakki Izmirli is one of the scholars who left a mark during the transition from the Ottoman to the Republic of Turkey. With the competence provided by both the madrasah and the school education, he wrote works in almost every branch of religious sciences as well as philosophy. He also published scientific articles in various magazines and newspapers. His most important work is his book Yeni İlm-i Kelam/ The new ilm al-kalam. Giving information about the sects and madhhabs in his work in question, Izmirli also mentioned the Ibâdiyye in a few sentences. He published an article in three parts about the Ibadiyya sect in the thirty-seven, thirty-nine and fortieth issues of the Mahfil Mecmuası / the Journal of Mahfil. In this article, Izmirli did not make a classification based on 73 sects like the Muslim heresiographers of middle age. Before giving information about the Ibadiyya sect, which still exists today, he explained the emergence of the Kharijites with a descriptive method, and then briefly presented their understanding of religion by comparing it with other sects. Pointing out that the distinguishing qualities of the Kharijites were excommunication (takfir), Izmirli stated that they constantly disagreed with each other because of this attitude of theirs, and emphasized that Ibadiyya, which ultimately abandoned its strict and exclusionary attitude by adopting instead a more reasonable one, has survived until today., İzmirli İsmail Hakkı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde iz bırakan bilginlerden biridir. O, gördüğü hem medrese hem de mektep tedrisatının sağladığı yetkinlikle felsefenin yanısıra dinî ilimlerinin hemen hemen her dalında eser telif etmiştir. Ayrıca çeşitli dergi ve gazetelerde de makaleler yayınlamıştır. En önemli eseri ise Yeni İlm-i Kelam başlıklı kitabıdır. Adı geçen eserinde fırka ve mezheplere dair bilgiler veren İzmirli, İbâdiyye Fırkası’na da birkaç cümle ile temas etmiştir. O, Mahfil Mecmû’a-i İslâmiyyesi’nin otuz yedi, otuz dokuz ve kırkıncı sayılarında İbâdiyye Fırkası hakkında üç parça halinde bir makale yayınlamıştır. Bu makalesinde İzmirli, klasik dönem İslam Mezhepleri Tarihi yazarlarının yaptığı gibi 73 fırka rivayetine dayalı bir tasnife girişmemiştir. Günümüzde varlığını sürdüren İbâdiyye hakkında bilgi vermeden önce Hâricîlerin ortaya çıkışını tasvirî bir yöntemle açıklamış, sonra da onların din anlayışlarını diğer mezheplerle de karşılaştırarak kısaca ortaya koymuştur. Haricîlerin mümeyyiz vasıflarının tekfir olduğuna dikkat çeken İzmirli, bu tutumlarından dolayı kendi aralarında da sürekli ayrılığa düştüklerini ifade etmiş, neticede katı ve dışlayıcı tutumu terk ederek daha makul bir tavır benimseyen İbâdiyye’nin günümüze kadar yaşadığını vurgulamıştır.
- Published
- 2020
8. Tabsıratu’l-Edille’de Yer Alan Akıl Ve Akılla İlgili Kavramlar
- Author
-
GÖKALP, Yusuf, primary and ADILCAN KIZI, Tolgonay, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
9. Ehl-i Sünnetin Fıkıh Usûlü Anlayışı
- Author
-
YÜKSEK, Ali, primary and GÖKALP, Yusuf, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
10. TARİHTE ANADOLU’DA BAHAİ FAALİYETLERİNİN BİR YANSIMASI: EMİN ALİ’NİN “BAHÂÎ HAREKETÎ HAKKINDA İLMÎ BİR TETEBBU” ADLI MAKALESİ
- Author
-
ALBAYRAK, Ali, primary, TEBER, Ömer Faruk, additional, and GÖKALP, Yusuf, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
11. Hâricî Fırkalar ve İzmirli İsmail Hakkı’nın “Fırak-ı Mevcûde-i İslâmiyyeden: İbâdiyye Fırkası” Başlıklı Makalesi
- Author
-
TEBER, Ömer Faruk, primary, YILMAZ, Sabri, additional, and GÖKALP, Yusuf, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
12. Kırgızistan Lisansüstü İlahiyat Eğitimi Çalışmalarına Türkiye’nin Katkıları
- Author
-
Gökalp, Yusuf, primary and Kalmurza uulu, Ulanbek, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
13. Direnç egzersizinin genç erişkinlerde akciğer işlevleri ve yaşam kalitesine etkisi
- Author
-
Gökalp, Yusuf Emin, Özyener, Fadıl, Fizyoloji Anabilim Dalı, and Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Fizyoloji Anabilim Dalı.
- Subjects
Quality of life ,Fizyoloji ,Yaşam kalitesi ,Direnç egzersizi ,Lung functions ,Aerobic capacity ,Physiology ,Aerobik kapasite ,Akciğer işlevleri ,Resistance exercise - Abstract
Doğru şiddet ve sürelerde yapılan farklı tipte egzersizlerin başta kardiyovasküler kapasite olmak üzere bir dizi olumlu etkileri vardır. Bu çalışmada direnç egzersizinin genç erişkinlerde solunum işlevleri ve aerobik kapasite ile yaşam kalitesi üzerine etkisi araştırılmıştır.Yirmi erkek (18–25 yaş) gönüllüden 8 kişi direnç antrenman grubu (DAG), diğer 8 kişi ise kontrol grubu olarak (KOG) ikiye ayrılmıştır. DAG grubu haftada 3 gün her kas grubu için 1 maksimum tekrarın (MR) yüzde 70'i ile başlayan yüklerle 3X10 tekrarlı olarak, 2 ila 3 ay boyunca direnç egzersizi yapmıştır. Antrenman programı öncesi ve sonrası, iki kez SFT ve Kardiyo Pulmoner Egzersiz Testleri (KPET) parametreleri [Vmaks, Encore (USA)] ölçülmüş ve yaşam kaliteleri SF-36 anketi ile belirlenmiştir. Anlamlılık düzeyi p
- Published
- 2020
14. Geriatrik yaş grubunda kemik mineral dansitesinin hematolojik parametrelerle ilişkisi
- Author
-
ÖNALAN, ERHAN, primary and Gökalp, Yusuf, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
15. Frequency of depression in patients with Type 2 Diabetes Mellitus: Psychiatric support necessity for diabetic patients
- Author
-
Önalan, Erhan, primary, Gökalp, Yusuf, additional, Aslan, Mehmet, additional, Yakar, Burkay, additional, and Döner, Emir, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
16. Hafif/Orta Şiddette Alt veya Üst Ekstremite Direnç Egzersizlerinin Akciğer İşlevleri ve Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi
- Author
-
ÜNAL, Hacı Osman, primary, COŞKUN, Funda, additional, GÖREK DİLEKTAŞLI, Aslı, additional, GÖKALP, Yusuf Emin, additional, and ÖZYENER, Fadıl, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
17. Gündelik Hayatın Dini Açıdan Tahlili / Examination of Daily Life from Religious Point of View
- Author
-
Eyüpoğlu, Osman, primary and Gökalp, Yusuf, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
18. Risâle-i Su‘âl-i Hırka, Risâle Der Beyân-ı Kemer ve Risâle-i Der Beyân-ı Post İsimli Bektâşî Metinlerinde Dinî-Tasavvufî Semboller
- Author
-
GÖKALP, Yusuf and TEBER, Hatice
- Subjects
Bektaşî,sembol,hırka,kemer,post - Abstract
Hırka, kemer ve post, dinî/mistik fonksiyonlarınınyanında genelde tasavvufî cereyanlarda ve özelde de Bektâşî geleneğinde,menâkıbnâmelerinde ve merasimlerinde adından sıkça söz edilen sembolik birerunsur olarak önemli işlevler üstlenmiştir. Biz bu çalışmamızda Bektâşîgeleneğinin zengin kültür ve sembollerinin yer aldığı orijinal yazma halindebulunan bir Bektâşî âdâb kitabının muhtevâsında yer alan risalelerin özet birtahlilini yaparak sembolik yorumları üzerinde durduk. Bu sayede Bektâşîdüşüncesi ve geleneğinin dini yaklaşımları hakkında bir örnek ortaya koymayaçalıştık. Hırka giyinme, post ve kemer bağlama sembolik davranışları,Alevî-Bektaşi topluluklarında sosyal dayanışma ve bütünleşmeyi, birlikteliği veher türlü dağılmayı engelleyen cemaat ruhunu, biz şuurunu ve grup bilincinigüçlendirmeyi ve pekiştirmeyi hedefleyen ritüellerdir. Bektâşî tekkelerindepire hizmet görevlerinin her biri bir post ile simgeleştirilir ve temsiledilir. Bu anlayışı Balım Sultan’ın “On iki post” biçiminde belirleyerektarîkatın töreleri arasına koyduğu belirtilmiştir. Postlardan her biri,Bektâşîliğin en büyük simalarından birine bağlanarak anılmış ve böylece okişiler ölümsüzleştirilmiştir. Mürşidle mürid arasında manevî bağı simgeleyen;dünya nimetlerinden ve nefisten sıyrılıp kurtulmayı temsil eden Hırka, PâlhengTaşı da denilen teslim taşının üzerine bağlandığı Kemer; Bektâşî tekkelerindepire hizmet görevlerinin her birini simgeleyen post; dervişlerin gönülleriniTanrı’ya bağlamalarının bir sembolü olarak görülmüştür. Söz konusu Bektâşî âdâbve erkânı ile ilgili yazma halindeki Risâle-iSu’âl-i Hırka; Risâle DerBeyân-ı Kemer ve Risâle DerBeyân-ı Post isimli üç risalenin de transliterasyonu ve orijinalmetinlerini çalışmamızın sonunda sunduk.
- Published
- 2017
19. Yemen’de İslam Siyasi Düşüncesinin Şekillenmesinde Mezhep Faktörünün Etkisi
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
al-Yaman,Islam,sect,tribalism,zeydites,shi’a,ahl al-sunna ,Yemen,İslam,mezhep,kabilecilik,zeydiyye,şia,ehl-i sünnet - Abstract
After the embracement of Islam by the tribes which continued to live separately from each other in Yaman the governors who appointed by the first caliphs, Umayyads and Abbasids ruled Yemen. It is seen that in this period during which tribal conflicts intensely kept going and the names of caliphs were read only in Friday sermons, the Kharijites, Ismailites and Zeydites run in pursuit of power as well as small states. It can be said that after the madhhabs chose Yemen as an area of their activities, leaving the center for various reasons, they began to play a part in the social life of Yemen as an element of balance and a political actor. Apart from the political instability, intersectarian clashes at times reach at severe dimensions is seen to have a deep influence on the social life of Yemen. In fact, it can be said that the three main factors directing the political life of Yemen are tribalism, madhhabs and external political interventions. It can be said that Yemen became a shelter for the sects whose existence were under treat in the central regions and all sectarian elements which took refuge in the region made attempts to establish their sovereignty by taking support of local tribes. Naturally this situation led throughout history to power struggle in Yemen. It is seen that sectarian differentiation constitutes one aspect of this power struggle, Yemen’de birbirlerinden bağımsız olarak varlığını sürdüren kabilelerin İslam’ı benimsemesiyle birlikte ilk halifeler ardından Emevî ve Abbasîler tarafından atanan valiler Yemen’de idareyi ele almışlardır. Kabile çatışmalarının yoğun olarak devam ettiği ve halifelerin adının sadece hutbelerde okutulduğu bu dönemde küçük çaplı devletlerin yanı sıra Haricîler, İsmailîler ve Zeydîlerin de iktidar olma peşinde koştukları görülmektedir. Mezheplerin, çeşitli sebeplerle merkezden uzaklaşıp Yemen’i kendilerine faaliyet alanı olarak tercih etmeye başlamalarından itibaren bir denge unsuru ve siyasi birer aktör olarak Yemen’in toplumsal hayatında yer almaya başladıkları söylenebilir. Siyasi istikrarsızlığın yanı sıra zaman zaman çok şiddetli boyutlara ulaşan mezhepler arası çatışmaların Yemen’de toplumsal hayatı derinden etkilediği görülmektedir. Yemen siyasi hayatına yön veren üç temel faktörün kabilecilik, mezhepler ve dışarıdan yapılan siyasi müdahaleler olduğu anlaşılmaktadır. Yemen’in merkezi bölgelerde varlığı tehdit altında olan mezheplerin sığınağı haline geldiğini ve bölgeye sığınan bütün mezhebi unsurların yerel kabilelerin de desteğini alarak kendi hâkimiyetlerini tesis etme gayretinde olduklarını söylenebilir. Bu durum doğal olarak tarih boyunca Yemen’de bir iktidar mücadelesine yol açmıştır. Bu iktidar mücadelesinin bir ayağını da mezhep farklılaşmasının oluşturduğu görülmektedir
- Published
- 2016
20. Zeydiyye Mezhebinin Doğuşu, Teşekkül Süreci ve Tarihçesi
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Social ,Zeydiyye,Zeyd b. Ali,Yemen,Yahya b. Hüseyin,İmamet ,Sosyal - Abstract
Bu makale İslam Tarihinin erken dönemlerinde ortaya çıkarak günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş olan Zeydiyye mezhebinin doğuşu, teşekkül süreci ve günümüze kadar gelen tarihçesini konu edinmektedir. İmamet konusundaki görüşüşleriyle, özellikle efdal ve mefdul imam anlayışı konusundaki görüşüyle diğer Şii fırkalardan farklılık arz eden Zeydilik, siyasi ve itikadi bir fırkadır. Zeyd b. Ali ile birlikte siyasi bir hareket olarak ortaya çıkan Zeydilik Kasım b. İbrahim ve Yahya b. Hüseyin ile birlikte itikadi bir yapıya kavuşarak müstakil bir fırka kimliği kazanmıştır. Uzun süre iktidar mücadelesi veren Zeydiler, Taberistan ve Yemen’de kısmen kendi hakimiyetlerini tesis etmişlerdir. Kısa süren Taberistan hakimiyetinin aksine Yemen’deki Zeydi hakimiyeti belli aralıklarla kesintiye uğrasa da günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir. Zeydiler, günümüzde özellikle Yemen’in Kuzey kesiminde yaşamlarını sürdürmektedirler. Kendilerine özgün siyasi ve itikadi görüşleriyle tanınan ve karizmatik liderci anlayışı yansıtan Zeydiyye ılımlı ve uzlaşmacı bir kimlik taşımaktadır.
- Published
- 2015
21. The Main Views of zaydiyya, It’s Culturel Heritage and Contrubitons to Islamic Thought
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Social ,Zeydiyye,İmamet,Yahya b. Hüseyin,Beş Esas ,Zaydiyya,Imamate,Yahya b. Husayn,Five Principles ,Sosyal - Abstract
Bu makalenin konusu Zeydiyye mezhebinin temel görüşleri, günümüze kadar ulaşan kültürel mirasının kısa bir değerlendirmesi ve İslam düşüncesine katkılarından ibarettir. Zeydiyye mezhebinin görüşleri Tevhid, Adalet, el-V’ad ve’l-Va’id, Emr-i bi’l-Ma’ruf ve Nehy-i Ani’l-Münker ve İmamet olmak üzere beş temel prensip etrafında şekillenmektedir. Bunlar aynı zamanda Zeydiyye mezhebinin mezhep esasları olarak kabul edilmektedir. Bu prensipler büyük oranda önde gelen Zeydi imamlardan Kasım b. İbrahim er-Ressi (246/860) ve Yahya b. Hüseyin (298/911) tarafından sistematik hale getirilmiştir. İmamet prensibinin bir gereği olarak İmamların ilim sahibi olmasına büyük bir önem atfeden Zeydiler bu çerçevede çok zengin bir kültürel birikim oluşturmuşlardır. Zeydiler, aynı zamanda gerek savundukları görüşleri ile gerekse geriye bıraktıkları eserleriyle İslam düşüncesine önemli katkılar sağlamışlardır., This article deals with the main views of Zaydiyya, a brief appreciation of their cultural heritage that has reached up to date and their contributions to Islamic Thought. The Zaydite views have evolved around the five main principles, i.e. Tawhîd, Adl, al-Wa‘d wa al-Wa‘îd, al-Amr bi al-Ma‘rûf wa al-Nahy ‘an al-Munkar and Imamate. These principlse have also been regarded as thefundamentals of the sect. They were systematized largely by the Zaydite imams Qâsim b. Ibrâhîm al-Rassî and Yahya b. Husayn. The Zaydites who due to their principle of imamate attached much attention to their Imams’ being learned have built up in this framework a much enormous cultural accumulation. Both with their views and works they composed Zaydites have also made remarkable contributions to Islamic Thought.
- Published
- 2015
22. İmamet Nazariyesi Bağlamında Zeydiyye’nin İmamiyye’ye Yönelik Eleştirileri
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Social ,Şia,Zeydiyye,İmamiyye,imamet,imam,nass ve tayin,gaybet,takıyye ,Sosyal - Abstract
Bu makalenin amacı, ilk dönem Şii düşüncede ortaya çıkan fırkalaşma süreci çerçevesinde Zeydi-İmami farklılaşması ve imamet nazariyesi bağlamında Zeydiyye’nin İmamiyye’ye yönelttiği eleştirileri ortaya koymaktır. Zeydiyye’nin eleştirileri, Kasım b. İbrahim er-Ressi’nin “er-Red ale’r-Ravafız” isimli risalesi ve Mansur Billah Abdullah b. Hamza’nın el-Ikdu’s-Semin fi Ahkami’l-Eimmeti’l-Hadin isimli eserinden hareketle tespit edilmeye çalışılacaktır. Şii geleneğin iki önemli unsurunu oluşturan Zeydiyye ve İmamiyye arasındaki anlaşmazlık konularından en dikkat çekici olanı imamet konusudur. Zeydiler, özellikle, imamın açık bir nass ile tayini, imamların masumiyeti ve mucize sahibi olmaları, imamların gizli ve açık olan şeyler hakkında özel bir bilgiye sahip olmaları, takiyye, mehdi, bed’a ve ricat gibi belli başlı konularda İmamiyye’yi eleştirmektedir.
- Published
- 2015
23. Politik-Karizmatik Liderci Anlayışın Bir Tezahürü Olarak Zeydilik
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Social ,Zaydiyya,Politics,Charisma,Leadership,Sects ,Sosyal - Abstract
When considering the heresiographical works, we can see that they exhibited various approaches in relation to the classification of the sects. These works mostly categorizing the sects on the basis of the prophetic tradition of seventy three sects dealt with the sects in accordance with the chronological sequence, or the views they held, or whether they were regarded as true or not. Nevertheless, at present in the classification of the sects new approaches have been adopted in line with their different of mentalities. The aim of this article consists of a brief analysis of Zaydiyya in the frame of political-charismatic leader understanding. Zaydiyya, as an imamet-based sect that appeared on the stage of history as a political movement gained in time a theological form. Zaydiyya continued its formation via the presence of the charismatic imams, and it has come to present day for the most part through the attempts of these imams, ki Farklar, 26—53; Şehristani, el—Milel ve’n—Nihal, 1/169-235; Kummi—Nevbahti, Şii Fırkalar, adıdır. Bkz. Eş'ari, Makalatu’l—İslamıyyin, 5, 85, 102, 153, 340; Bağdadi, Mezhepler Arasında— 51, 4 üncü dipnot; Hasan Onat, Emeviler Devri Şii Hareketleri ve Günümüz Şiiliği, Ankara 1993; E. Ruhi Fığlalı, İmamiyye Şiası, İstanbul 1984
- Published
- 2015
24. 6/12. Yüzyıl Yemen Zeydî Düşüncesinin Şekillenmesinde Mu'tezile'nin Etkisi
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Social ,Yemen,Mutezile,Mutarrifiyye,İmam Mütevekkil Alellah,Kadı Cafer b. Abdisselam,Zeydiyye ,Yemen,Zaydiyya,Mutazila,Mutarrifiyya,Imam Mutawakkil Ala Allah,Qadi Jafar b. Abd al-Salam ,Sosyal - Abstract
It seems that after the Imam Mutawakkil Ala Allah Ahmad b. Sulaiman declared his imamate in 532/1138, the Zaydite rule which had been interrupted in the early of 5./11. century was reestablished in Yemen. The 6.12. century when the various Zaydite groups such as al-Husainiyya, al-Mutarrifiyya and al-Mukhtariyya continued to exist can be seen, politically and religiously, as one of the turning points of Zaydite thought. In this period during which there was intensive domestic struggle in Zaydism, particularly the transference of some Mutazilite views surviving in Hazar region through some figures and works into Yemen played a controlling influence on the development process of Zaydite thought. The Mutazilite views mainly carried Yemen with special efforts of Imam Ahmad b. Sulaiman were soon adopted by Zaydites there. In this article, transference of Mutazilite views into Yemen and their roles in the formation of the 6.12. century Zaydite thought in Yemen will be generally dealt with., İmam Mütevekkil Alellah Ahmed b. Süleyman'ın 532/1138 yılında ima-metini ilan etmesiyle birlikte Ye-men'de 5/11. Yüzyılın başında ke-sintiye uğrayan Zeydi hakimiyetinin yeniden tesis edildiği görülmektedir. Hüseyniyye, Mutarrifiyye ve Muhte-ria gibi farklı Zeydi grupların varlığını sürdürdüğü 6/12. yüzyıl, siyasi-itikadi açıdan Zeydi düşüncenin dönün noktalarından biri olarak kabul edilebilir. Mezhep içi çatışma-ların yoğun olarak yaşandığı bu dönemde özellikle Hazar bölgesinde varlığını sürdüren Mutezili fikirlerin birtakım şahıslar ve eserler vasıta-sıyla Yemen'e taşınması Zeydi dü-şüncenin gelişim seyri üzerinde yönlendirici bir etki yaratmıştır. Büyük oranda, İmam Ahmed b. Süleyman'ın özel gayretiyle Yemen'e taşınan Mutezili fikirler kısa zaman içerisinde Zeydiler tarafından kabul görmüştür. Bu makalede, ana hatla-rıyla, Mutezili fikirlerin Yemen'e geçişi ve 6/12. yüzyıl Yemen Zeydi düşüncesinin şekillenmesindeki etkisi üzerinde durulacaktır.
- Published
- 2014
25. SOSYAL TEOLOJİ BAĞLAMINDA 'MEHDİLİK' ALGISINA BİR BAKIŞ: İZMİRLİ İSMAİL HAKKI VE CEMALEDDİN AFGÂNÎ KARŞILAŞTIRMASI
- Author
-
ŞIK, İsmail and GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Mehdi,İzmirli İsmail Hakkı,Cemaleddin Afgani,İnanç,Değer ,Mahdi,İzmirli İsmail Hakkı,Jamal al-Din al-Afghani,Belief,Value - Abstract
Mahdi is a conceptually common phenomenon in cultures and religions. It is a fact that this notion which we can also easily see in the Pre-Islamic beliefs intensifies particularly in the crisis periods. The reason why Jamal al-Din al-Afghani and İzmirli İsmail Hakkı are chosen in this paper as samples is their being contemporaneous, their having been lived in same time in the disastrous days when nearly all Muslim world was suffered from serious troubles in the late period of the Ottoman State, and their introducing in the matter of mahdiship completely contrary views. While İzmirli approaches this matter as to whether it is a religious value, Afghani deals with it as socio-political truth. In this paper, sources and admission of perception of mahdiship of a certain period is tried to introduce on the basis of these two scholars., Mehdi, kavramsal olarak kültürler ve dinler arası ortak bir olgudur. İslam öncesi inançlarda da rahatlıkla görebildiğimiz bu inanışın özellikle buhran dönemlerinde yoğunlaştığı bir hakikattir. Cemaleddin Afgânî ve İzmirli İsmail Hakkı’nın bu çalışmada örneklem seçilmesinin nedeni ise onların çağdaş olmaları, Müslüman dünyasının tamamına yakınının ciddi sıkıntılar yaşadığı Osmanlı Devletinin son dönemlerine tekabül eden sıkıntılı günlerde farklı bölgelerde aynı zamanlarda yaşamış şahıslar olmaları ve mehdilik konusunda birbirlerine tamamen zıt fikirler sunmalarıdır. İzmirli bu meseleyi dinin bir değeri olup olmaması üzerinden değerlendirirken Afagani sosyo-politik bir hakikat olması üzerinden ele alır. Çalışmamızda bir dönemin mehdilik algısının kaynaklarını ve kabullerini bu iki âlim üzerinden ortaya koymaya çalışılmıştır.*Doç. Dr., Ç.Ü.İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Kelam Anabilim Dalı, e-mail: ismailahmet@cu.edu.tr**Yrd. Doç. Dr., Ç.Ü.İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü İslam Mezhepler Tarihi Anabilim Dalı, e-mail: ygokalp@cu.edu.tr
- Published
- 2014
26. Yemen'de Zeydî-Sünnî İlişkilerinin Tarihi Arka Planı
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Subjects
Religion ,Din Bilimi ,Yaman,Zaydiyye,Zaydi,Ahl al-Sunna,Sunni ,Yemen,Zeydiyye,Zeydi,Ehl-i Sünnet,Sünni - Abstract
The study aims to explore the relationships between two of the first known sects: Zaydiyye and Ahl al-Sunna, which were active in Yaman throughout Islam history. From the beginning of the Islamic history, Yaman region has hosted both Zaydiyya and Isma'ili groups, which are connected to Shi'i tradition, and Hanbali, Shafi'i and Ashariyya groups, which are connected to Sunni tradition. Zaydiyya sect made its presence near relatively more centralized Northern Yaman whereas Sunni sects were mostly populated in Southern Yaman. It is well documented that there have been political and theoretical conflicts between Zaydiyya and Ahl al-Sunna. In fact, the relationship between these two sects can be defined as an ongoing power struggle that still exists today. However, when compared to other Shi'i groups, the relationships between Zaydi and Sunni groups can be characterized as being milder and more reconciliatory. It is suggested that Zaydiyya's approach to Imams and companions impacted the formation of Zaydiyya and Ahl al-Sunna relationships., Bu makalenin amacı; İslam tarihi boyunca, Yemen'de faaliyet gösteren Zeydiyye ile Sünni olarak bilinen mezhepler arasındaki ilişkinin tarihi boyutunu analiz etmektir. Yemen, İslam tarihinin ilk dönemlerinden itibaren Zeydiyye ve İsmailiyye gibi Şii gelenekte yer alan mezhepler ile Hanbeli, Şafii ve Eşariyye gibi Sünni gelenekte yer alan mezheplere ev sahipliği yapmıştır. Zeydiyye mezhebi Sa'da şehri merkezli Kuzey Yemen'de Sünni gelenekte yer alan mezhepler ise daha ziyade Güney Yemen'de varlığını sürdürmektedir. Zeydiyye ile Ehl-i Sünnet arasında siyasi ve itikadi alanda süren bir mücadele söz konusudur. Bu iki mezhep arasındaki ilişki, geçmişten günümüze devam eden, bir iktidar mücadelesi olarak da tanımlanabilir. Ancak diğer Şii gruplara nispetle Zeydi-Sünni ilişkileri daha ılımlı ve uzlaşmacı bir görüntü arz etmektedir. Zeydiyye mezhebinin imamet ve sahabe hakkındaki görüşlerinin Zeydiyye ile Ehl-i Sünnet arasındaki ilişkilerin şekillenmesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır.
- Published
- 2014
27. Zeydilik ve Yemen'de yayılışı
- Author
-
Gökalp, Yusuf, Onat, Hasan, and Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Religion ,History ,Din - Abstract
Zeydilik ve Yemen'de Yayılışı? isimli tezimiz Giriş ve üç bölümdenoluşmaktadır. Zeydilik, 122/740 yılında Zeyd b. Ali tarafından iktidarı ele geçirmekamacıyla Emevilere karşı yürütülen isyan hareketiyle tarih sahnesine çıkmıştır.Başlangıçta siyasi bir nitelik taşıyan bu muhalif hareket zamanla itikadi bir mezhebedönüşmüştür. Emevlerin Ali oğullarına karşı uyguladığı politikalar ve döneminsosyo-kültürel yapısı Zeydiyye'nin doğuşunda etkili olan faktörlerin başındagelmektedir.Zeyd b. Ali siyasi ve fikri açıdan Zeydiliğin öncüsü olamuştur. Onuntaraftarları arasında yer alan Ali oğullarının liderliğinde önce Emeviler ardından daAbbasilere karşı yürütülen mücadeleler neticesinde Zeydiler müstakil bir toplulukolma kimliği kazanmışlardır. Zeydilik hicri ikinci yüzyılın sonlarına doğruteşekkülünü tamamlamıştır. Kendine has din anlayışıyla Şii gelenek içerisinde yeralan diğer fırkalardan ayrılan Zeydiyye, büyük oranda imamet düşüncesi etrafındaşekillenmiştir. Zeydiler'e göre, ilk imamlar Ali, Hasan, Hüseyindir. Onlardan sonraise Ali-Fatıma soyundan gelen, belli şartları taşıyan ve imametini ilan ederekmücadele meydanına çıkan kimseler imam olarak kabul edilmektedir.Emevi ve Abbasilere karşı giriştikleri iktidar mücadelesinde başarılı olamayanZeydiler faaliyetlerini daha rahat yürütebilmek amacıyla Taberistan ve Yemen gibimerkezden uzak bölgelere gitmeyi tercih etmişlerdir. 280/893 yılında Yahya b.Hüseyin tarafından Yemen'de tesis edilen ilk Zeydi devleti 404/1013 yılına kadarvarlığını devam ettirmiştir. Zeydiyyenin temel görüşler Yahya b. Hüseyin zamanında;Tevhid, Adalet, el-Va'd ve'l-Vaid, mamet ve el-Emr bi'l-Ma'ruf ve'n-Nehy ani'-Münker olmak üzere beş esas şeklinde tezahür etmiştir.Zeydiyyenin tarihi aynı zamanda bir imamlar tarihidir ve Zeydilik imamlarıntutum ve davranışlarına göre şekillenmiştir. Güçlü imamlar zamanında nüfuz alanınıgenişleten Zeydilik aksi durumlarda da gerileme sürecine girmiştir. 404/1013 yılındanitibaren siyasi hakimiyetini kaybeden Zeydilik fikri açıdan canlılığını devamettirmiştir. Nitekim bu dönemde Hüseyniye, Mutarrifiyye ve Muhteria gibi yeni Zeydioluşumlar ortaya çıkmıştır. Zeydilik özellikle Kuzey Yemen'de her zaman hakimunsur olarak varlığını devam ettirmiştir. Our thesis entitled ?Zaidism and Its Spread in Yaman? consists of anintroduction and three chapters. Zaidism emerged with the uprising led by Zaid b. Aliin 122/740 to seize power. The Zaidism which began with Zaid b. Ali and at first wasmerely a political movement in time turned into a theological sect. Among the mainreasons playin a role in the emergence of Zaidism are the anti-Alid policy conductedby the Umayyads and the then socio-cultural ground.As a result of the struggles conducted under the leadership of Alids both in thetime of Umayyad and Abbasids by the adherents of Zaid b. Ali, Zaidism turned into amovement with an independent identity. The formative period of Zaidism completedits development at the end of the second century of hegira. Zaidism took an a shapelargely around the imamate. The Zaidites held the imamate of Ali b. Abi Talib due tohis virtue in the Islamic comunity after the Prophet Muhammad. According to theZaidism who held that Hasan and Husain merit the imamate after Muhammad andAli, only those coming from the descendants of Ali-Fatima with particular qualitiesand proclaiming their imamate.The Zaidites whoo failed to success in their struggle for power againstUmayyads and Abbasids preferred to go the regions far from the centraladministration. In this context, they came to power in Tabaristan and Yaman. TheFirst Zaidite state founded by Yahia b. Husain in 280/893 continued its existence unti404/1013. Yahia b. Husain had an important part in the formation of sectarianprinciples of Zaidism and its becoming long life.The History of Zaidism is also the history of imams and thus the Zaidismdoctrinally developed around the persons regarded as imams. Zaidism, whilewidening its domain of influence in the time of powerful and capable imams, such asYahia b. Husain, al-Nasir Ahmad and al-Qasim b. Ahmad, in opposite cases, itentered the period of regression . Although Zaidism weakened politically, it seemsthat the intellectual vigor continued in Zaidism. Zaidism always maintaned itsexistence as a dominant element in Sa`da centred North Yaman, although thedifferent groups emerged such as al-Mutarrfiyya, al-Mukhtaria and al-Husainiyya. 210
- Published
- 2006
28. Zeydilik ve Taberistan'da yayılması
- Author
-
Gökalp, Yusuf, Onat, Hasan, and Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Religion ,Religious orders ,Din ,Zaydiyya ,Sects ,Taberia - Abstract
ÖZET `Zeydilik ve Taberistan'da Yayılması` isimli tezimiz Giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde takip edilen metot ve kaynaklar hakkında bilgi verildikten sonra Taberistan, Deylaman ve Gilan bölgelerinin coğrafi ve siyasi konumu üzerinde durulmuştur. Taberistan, Elbruz dağlarının kuzeyi ile Hazar denizinin güneyi arasında kalan bölgenin ismidir. İslam'ın ilk dönemlerinden itibaren bu bölgenin fethedilmesi için girişimlerde bulunulmuş, fakat bölge halkının Müslüman oluşu, büyük oranda Zeydi imamlar vasıtasıyla olmuştur. Birinci bölümde Zeydiye'nin doğuşu ve oluşum süreci üzerinde durulmuştur. Bu doğrultuda, Zeyd b. Ali ile başlayan Zeydi hareketler incelenmiş ve bu hareketler içerisindeki Zeydilik'le ilgili hususlar tespit edilmeye çalışılmıştır. 122/740 yılında Zeyd. B. Ali ile tarih sahnesine çıkan Zeydiyye Hicri 3. yüzyılın başında oluşumunu tamamlamıştır. Bu hareketlerde özellikle İmametin Ali-Fatıma soyundan gelen alim, zahid, cesur ve bizzat mücadele için meydana çıkan kişilerin hakkı olduğu düşüncesi işlenmeye çalışılmıştır. Yine aynı bölümde Zeydiler'in Abbasi yönetiminin baskısından kurtulmak ve daha rahat bir ortam bulabilmek amacıyla Taberistan bölgesine gittikleri belirlenmiştir. İkinci bölümde ise Zeydi liderlerin Taberistan bölgesinde iktidara gelmek için yaptıkları mücadeleler ve ortaya koydukları faaliyetler üzerinde durulmuştur. 122/740 yılında tarih sahnesine çıkan Zeydi hareket yaklaşık bir buçuk asır devam eden bir yolculuktan sonra Taberistan bölgesinde kendisine yer bulabilmiş ve iktidar olabilme arzusunu gerçekleştirmiştir. Zeydiler daima İmametin kendi hakları olduğunu savunmuşlardır. 250/864 yılında Hasan b. Zeyd tarafından kurulan Zeydi iktidarı 316/928 yılında Hasan b. Kasım'm ölümüne kadar yaklaşık altmış beş yıl devam etmiştir. Zeydiliğin varlığının devamı açısından, kurulan bu ilk Zeydi devletinin çok önemli olduğu kanaatindeyiz. SUMMARY Our thesis called `Zeydism and Its Influence in Taberia` consists of Introduction and two other parts In Introduction geogrophicol and political affairs of Taberia, Deyleman and Gilan have bees studied after some information about the method and resources has been given. Taberia is the name of the region between the north side of Elbruz Mountains and the south of Caspian Sea. Some attemps have been made in order to conquer the region since the first years of Islam, however, people In the region have become Moslem mostly by the help of Zeydian imams. In the first port, apperarance and formation period of Zeydism have been focused on In this respect, Zeydian movemants starting with Zeyd b. Ali have been studied and the issues related with Zeydism in these movements have been tried to examined. The idea that scholars, zahids who are from the Ali-Fatima generation of imamete as well as being brave and people who came out only for struggle have great affects have been studied. Agein in the same section, it is determined that Zeydion people went to Taberia in order to escope from the pressure of Abbasid govern ment and to find a peace atmosphere. In the second part, the struggles and activities of the Zeydian leaders to gain the power in Taberia have bees studied. The Zeydian movement which occurred in 122/740 showed its affects and the desire to be power in Taberia ofter one and a half centuries. Zeydians always claimed that they have the right of imamet, zeydian power. Which was established by Hasan b. Zeyd in 250/864 lasted about 65 years till the death of Hasan b. Kasım. We have the idea that this first Zeydian state is quite important for the continuity of the presence of Zeydism. 130
- Published
- 1999
29. YEMEN TARİHİNDE DİNİ/SİYASİ BİR AKTÖR OLARAK KAPAK DOSYASI ZEYDÎLİK.
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Published
- 2015
30. YEMEN'DE ZEYDİ-SÜNNİ İLİŞKİLERİNİN TARİHİ ARKA PLANI.
- Author
-
GÖKALP, Yusuf
- Abstract
The study aims to explore the relationships between two of the first known sects: Zaydiyye and Ahl al-Sunna, which were active in Yaman throughout Islam history. From the beginning of the Islamic history, Yaman region has hosted both Zaydiyya and Isma'ili groups, which are connected to Shi'i tradition, and Hanbali, Shafi'i and Ashariyya groups, which are connected to Sunni tradition. Zaydiyya sect made its presence near relatively more centralized Northern Yaman whereas Sunni sects were mostly populated in Southern Yaman. It is well documented that there have been political and theoretical conflicts between Zaydiyya and Ahl al-Sunna. In fact, the relationship between these two sects can be defined as an ongoing power struggle that still exists today. However, when compared to other Shi'i groups, the relationships between Zaydi and Sunni groups can be characterized as being milder and more reconciliatory. It is suggested that Zaydiyya's approach to Imams and companions impacted the formation of Zaydiyya and Ahl al-Sunna relationships. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2013
31. The effect of mild/moderate lower or upper extremity resistance exercises on pulmonary functions and quality of life
- Author
-
Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Fizyoloji Anabilim Dalı., Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı., Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı., Ünal, Hacı Osman, Coşkun, Funda, Dilektaşlı, Aslı Görek, Gökalp, Yusuf Emin, and Özyener, Fadıl
- Subjects
Quality of life ,Lower extremity exercises ,Yaşam kalitesi ,Respiratory functions ,Alt ekstremite egzersizleri ,Solunum işlevleri ,Üst ekstremite egzersizleri ,Upper extremity exercises - Abstract
44. Ulusal Fizyoloji Kongresi’nde sözel bildiri olarak sunulmuştur (1-4 Kasım 2018, Antalya). Çalışmamızda, hafif/orta şiddette yapılan alt veya üst ekstremite direnç egzersizlerinin kronik solunum sistemi sorunları olan kişilerde akciğer işlevleri ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin incelenmesi amaçlandı. 35-80 yaş arası 20 kronik akciğer hastası ve 15 sağlıklı birey çalışmaya gönüllü oldu. Bu 2 grup kendi içlerinde alt ve üst ekstremite direnç egzersizlerini yapmak üzere randomize olarak 2 alt gruba bölünerek toplam 4 grup oluşturuldu. Egzersiz programı günde 2-3 kere, haftada 3 gün ev programı şeklinde planlandı ve uygulamalı olarak katılımcılara gösterildi. Antrenmanın toplam süresi en az 2, en fazla 4 ay olmak üzere planlandı. Katılımcıların solunum fonksiyonları (FEV1, FVC, FEV1/FVC, PEF, MEF75, MEF50, MEF25) spirometrik ölçümlerle, yaşam kaliteleri ise St. George Solunum Anketi (SGRQ) ile antrenman öncesi ve 2-4 ay sonrası değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p0,05). Egzersiz programı sonrasında hasta grubun yaşam kalitesi anket skorları anlamlı düzeyde azaldı (p 0,05). After the exercise program, the quality of life questionnaire scores of the patient group decreased significantly (p
- Published
- 2019
32. İmâmiyye ve Nusayriyye'de dört sefir telakkisi
- Author
-
Sonay, Ahmet, Gökalp, Yusuf, and Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Din ,Imamiyya ,Nusayris religious ,Şia ,Mehdi ,Sects ,Mediums Period - Abstract
Şiî gelenekte Mehdî'nin kısa gaybeti dönemindeki (260/874-329/941) en önemli gelişmelerden biri, İmâmiyye ve onun bir kolu olan Nusayriyye'nin teşekkül etmesidir. İmâmiyye-Nusayriyye farklılaşmasında imâmet ve bâblık tasavvurları başat rol oynamıştır. Bâblık tasavvuruna bağlı olarak, kısa gaybet döneminde Mehdî ile Şiîler arasında irtibatı sağladıkları söylenen `dört sefir`, söz konusu iki ekol tarafından farklı biçimde telakki edilmiştir. İmâmiyye'ye göre kısa gaybet döneminde Mehdî ile görüşen yegane kişiler, kendilerine aynı zamanda nâib, vekil, bâb da denilen dört sefirdir. Artarda görev yapan sefirler, Mehdî'nin emir ve yasaklarını içeren mektupları Şiîlere ulaştırmış, ayrıca Şiîlerin dinî vergilerini toplayarak Mehdî'nin direktifleri doğrultusunda gerekli yerlerde kullanmışlardır. Dördüncü sefirin vefatıyla kısa gaybet dönemi kapanmış, uzun gaybet dönemi başlamıştır. Nusayriyye'ye göre ise vekillik ve bâblık iki farklı mertebedir. Bâb hiyerarşide vekilden önce gelir. Bâb, imâmın ilmini yaymakla görevlidir. Buna karşılık vekil, imâmın sadece mâlî işlerinden sorumludur. Dört sefirden ilk üçü, gizli vekillik teşkilatına riyaset eden başvekillerdir. Üçüncü vekilin vefatıyla kısa gaybet dönemi kapanmış, uzun gaybet dönemi başlamıştır. Dördüncü sefirin vekillik ya da bâblık ile ilişkisi yoktur. On iki imâmdan son üçünün bâbı Muhammed b. Nusayr'dır. In the Shiite tradition, one of the most important developments in the minor occultation of the Mahdi is the formation of Imamiyye and Nusayriyye, one of its sub-branches. The conceptions of Imamate and bâb played a primary role in the differentiation of Imamiyya and Nusayriyya. In connection with the imagination of bâb, the concept` foursafirs` who were said to have established connection between the Mahdi and Shiitesin the time of occultation has been considered a different way by the aforementioned two schools.According to the Imamiyya the only figures who met with the Mahdi in the minor occultation were the four safirs whom were also called nâib, wakîl and bâb. The safirs who performed their duties one after another reached the letters, including the messages of the Mahdi, to the Shiites, in addition, collecting the religious taxes of the Shiites, they used them properly in in the directions of Mahdi's instructions. With death of the fourth safir while the period of minor occultation closed, the period of major occultation began.According to the Nusayriyya the offices of deputy and bâb are two different positions. Bâbtakes precedence of wakîl. Bâb is in charged with the propagation of the Imam's knowledge whereas the deputy accounts only for the financial affairs of the Imam. The first three of the four safirs are the prime ministers who presided the secret organization of vicegerency. After the death of the third wakil the minor occultation closed and the major occultation began. The fourth wakil has no relationship with vicegerency or office of bâb. Muhammad b. Nusayr is the bâb of last three of twelve Imams. 141
- Published
- 2016
33. The perception of four safirs in the Imamıyya and Nusayriyya
- Author
-
Sonay, Ahmet, Gökalp, Yusuf, and Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
office of bâb ,four safirs ,Mahdi ,vekillik ,vicegerency ,Mehdî ,dört sefir ,bâblık ,Muhammed b. Nusayr ,Muhammad b. Nusayr - Abstract
TEZ10234 Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016. Kaynakça (s. 121-129) var. x, 130 s. ; 29 cm. Şiî gelenekte Mehdî’nin kısa gaybeti dönemindeki (260/874-329/941) en önemli gelişmelerden biri, İmâmiyye ve onun bir kolu olan Nusayriyye’nin teşekkül etmesidir. İmâmiyye-Nusayriyye farklılaşmasında imâmet ve bâblık tasavvurları başat rol oynamıştır. Bâblık tasavvuruna bağlı olarak, kısa gaybet döneminde Mehdî ile Şiîler arasında irtibatı sağladıkları söylenen “dört sefir”, söz konusu iki ekol tarafından farklı biçimde telakki edilmiştir. İmâmiyye’ye göre kısa gaybet döneminde Mehdî ile görüşen yegane kişiler, kendilerine aynı zamanda nâib, vekil, bâb da denilen dört sefirdir. Artarda görev yapan sefirler, Mehdî’nin emir ve yasaklarını içeren mektupları Şiîlere ulaştırmış, ayrıca Şiîlerin dinî vergilerini toplayarak Mehdî’nin direktifleri doğrultusunda gerekli yerlerde kullanmışlardır. Dördüncü sefirin vefatıyla kısa gaybet dönemi kapanmış, uzun gaybet dönemi başlamıştır. Nusayriyye’ye göre ise vekillik ve bâblık iki farklı mertebedir. Bâb hiyerarşide vekilden önce gelir. Bâb, imâmın ilmini yaymakla görevlidir. Buna karşılık vekil, imâmın sadece mâlî işlerinden sorumludur. Dört sefirden ilk üçü, gizli vekillik teşkilatına riyaset eden başvekillerdir. Üçüncü vekilin vefatıyla kısa gaybet dönemi kapanmış, uzun gaybet dönemi başlamıştır. Dördüncü sefirin vekillik ya da bâblık ile ilişkisi yoktur. On iki imâmdan son üçünün bâbı Muhammed b. Nusayr’dır. In the Shiite tradition, one of the most important developments in the minor occultation of the Mahdi is the formation of Imamiyye and Nusayriyye, one of its sub-branches. The conceptions of Imamate and bâb played a primary role in the differentiation of Imamiyya and Nusayriyya. In connection with the imagination of bâb, the concept“ foursafirs” who were said to have established connection between the Mahdi and Shiites in the time of occultation has been considered a different way by the aforementioned two schools. According to the Imamiyya the only figures who met with the Mahdi in the minor occultation were the four safirs whom were also called nâib, wakîl and bâb. The safirs who performed their duties one after another reached the letters, including the messages of the Mahdi, to the Shiites, in addition, collecting the religious taxes of the Shiites, they used them properly in the directions of Mahdi’s instructions. With death of the fourth safir while the period of minor occultation closed, the period of major occultation began. According to the Nusayriyya the offices of deputy and bâb are two different positions. Bâbtakes precedence of wakîl. Bâb is in charged with the propagation of the Imam’s knowledge whereas the deputy accounts only for the financial affairs of the Imam. The first three of the four safirs are the prime ministers who presided the secret organization of vicegerency. After the death of the third wakil the minor occultation closed and the major occultation began. The fourth wakil has no relationship with vicegerency or office of bâb. Muhammad b. Nusayr is the bâb of last three of twelve Imams.
- Published
- 2016
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.