Search

Hidrosefali, beyin omurilik sıvısında artış ile seyreden, serebral ventriküllerde genişlemeye ve serebral kortekste incelmeye neden olan artmış intrakraniyal basınç ile karakterize yaygın bir nöroşirurjikal hastalıktır. Hidrosefalinin yönetiminde en sık kullanılan tedavi yöntemi ventriküloperitoneal şanttır. Şant işlemi sonrası daha çok mekanik obstrüksiyonlar ve enfeksiyonlar görülmektedir. Torasik migrasyon oldukça nadir görülür fakat görüldüğü zaman ivedilikle müdahale edilmesi gereken bir tablodur., Hydrocephalus is a common neurosurgical pathology characterized by increased production of cerebrospinal fluid, causing high intracranial pressure, which results with dilatation of cerebral ventricles and thinned cerebral cortex. The most common treatment of hydrocephalus is ventricoloperitoneal shunt. Mechanic obstruction and infection are seen frequently after shunt procedures. Thoracic migration of distal shunt catheter is rare complication, but when present it must be carried out immediately.

Glioblastoma represents extreme anaplasia in astrocytic tumors. In spite of this aggressiveness, extracranial metastasis of glioblastoma is very rare and has been documented in only a few patients in the literature. In this article, a 30-year-old woman with secondary glioblastoma associated with extracranial distant metastasis was presented. In September 2008, an intracranial lesion in the left frontal region was diagnosed by magnetic resonance imaging (MRI) after admission to the hospital by headache and seizure and subsequently resected. The histology of the lesion revealed an anaplastic astrocytoma (grade III). Upon recurrence of the tumor 7 months later, the patient underwent a second craniotomy for recurrence tumor resection. The histological diagnosis was glioblastoma. After radiotherapy and chemotherapy, cranial computerized tomography (CT) and whole body scintigraphy revealed metastatic lesions in the right cervical lymph nodes and the left ischium. A neck dissection and parathyroidectomy on the right side was performed. The cytomorphological and histological features of the tumor supported the diagnosis of metastatic glioblastoma. Glioblastom astrositik tümörler içerisinde en fazla anaplaziyi gösterenidir. Bu agresif davranışı yanında ekstrakraniyal metastazları oldukça nadirdir ve literatürde çok az hastada bildirilmiştir. Bu makalede, 30 yaşında sekonder glioblastoma bağlı ekstrakraniyal uzak metastazları bulunan bir bayan hasta sunulmuştur. Eylül 2008 tarihinde baş ağrısı ve nöbet şikayeti ile hastaneye başvuran hastanın çekilen kraniyal manyetik rezonans görüntülemesinde sol frontal bölgede intrakraniyal kitle saptanmıştı. Hasta opere edildi. Patoloji tanısı anaplastik astrositom (grade III)olarak raporlandı. 7 ay sonra rekürrens nedeniyle hasta tekrar opere edildi. Histolojik tanısı glioblastom olarak raporlandı. Radyoterapi ve kemoterapiden sonra çektirilen bilgisayarlı tomografi ve tüm vücut sintigrafisinde sağ servikal lenf nodları ve sol iskiumda metastatik lezyonlar saptandı. Sağ taraflı boyun diseksiyonu ve paratiroidektomi uygulandı. Sitomorfolojik ve histolojik çalışmalar metastatik glioblastomla uyumlu olarak bildirildi.