Search

This work has been carried out to obtain and inspect of At-211 radionuclide through fusion reaction. Cross-sections for fusion reaction have been calculated with different interaction combinations and excitations for F-19 + Os-192 and O-18 + Ir-193 reactions. All calculations have been performed on NRV Knowledge Base, CCFULL code, and Wong's Formula. Firstly, we assigned reaction parameter values taking into account the compatibility with the experimental data F-19 + Os-192 reaction. Afterward, to enrich studies on At-211 radionuclide, we proposed O-18 + Ir-193 reaction which did not have experimental data in the literature with the method and parameter values we determined. We examined the effects of phonon excitations in projectile and target nuclei on fusion cross sections and barrier distributions. With our research, we showed that the coupled channel model and the calculation codes used to explain the fusion cross-section data and barrier distributions well. This research sheds light on the importance of analyzing important medical radionuclides such as At-211 by heavy-ion fusion reactions and encourages new researches. (C) 2021 Atom Indonesia. All rights reserved

Bu çalışmada ağır iyon füzyon reaksiyonları çiftlenmiş kanal metodu ile 48 adet reaksiyon için sistematik olarak incelenmiştir. Coulomb engeli yakınındaki ağır iyon füzyonu, deneysel çalışanların ve teorisyenlerin ilgisini çekmektedir. Çarpışmalar tipik olarak birçok açık reaksiyon kanalı varlığı ile karakterize edilir. Coulomb engelinin etrafındaki enerjilerde, süreç, bir veya iki çekirdeğin esnek saçılma, esnek olmayan uyarımlar ve füzyon operasyonlarıdır. Füzyon süreci, saçılma potansiyelini Coulomb ve yakınlık potansiyelinin toplamı olarak alan tek boyutlu engel penetrasyon modelinin etkisi olarak tanımlanır. Bu çalışmada, füzyon tesir kesitleri CC hesaplamaları ile CCFULL, CCDEF, CCFUS ve NRV kodları ve Wong formalizmi kullanılarak gelen parçacık ve hedef için 2^+ve3^(- )uyarılmalarını dikkate alarak detaylı olarak incelenmiştir. Hesaplanan tesir kesiti sonuçları, deneysel verilerle karşılaştırılmıştır. Çiftlenmiş kanal kodlarından CCFULL ve CCDEF' in CCFUS a göre daha güvenilir veriler ürettiği tespit edildi. Deneysel verisi varolan reaksiyonlarda kodların doğru sonuçlar verdiği, deneysel verileri bulunmayan reaksiyonlarda ise kodların birbiri arasındaki uyumu gözlendi. Tüm reaksiyonlar için engel dağılımları çiftlenim değerleri altında CCFULL ve NRV kodları ile ve Wong formalizmi ile hesaplandı. Bu hesaplamaların kendi aralarındaki uyum incelendi ve modellerin birbirleri ile uyum içerisinde olduğu tespit edildi. In this study, heavy ion fusion reactions were investigated systematically for 48 reaction by coupled channel method. Heay- ion fusion near the Coulomb barrier is of interest to experimenters and theorists. Collisions are typically characterized by the presence of many open reaction channels. In the energies around the Coulomb barrier, the process is the elastic scattering of one or two nuclei, inelastic excitations and fusion operations. The fusion process is defined as the effect of a one-dimensional barrier penetration model that takes scattering potential as the sum of Coulomb and proximity potential. In this study, fusion cross sections were examined in detail by using CC calculations, such as CCFULL, CCDEF, CCFUS and NRV codes and Wong formalism with 2^+and 3^(- ) excitation for incoming particle and target . The calculated fusion cross section results were compared with the experimental data. It was determined that CCFULL and CCDEF, produced more reliable data than CCFUS. The barrier distributions for all reactions were calculated by CCFULL and NRV codes under coupling values and by Wong formalism. The harmony between these calculations was examined and the models were found to be in harmony with each other. 115

Bu çalışmada, kişilik özelliklerinin Instagram platformunda gerçekleşen tüketici marka etkileşimi ile olan ilişkisi ve bir düzenleyici değişken olarak sosyal medyaya bağlılık faktörünün bu ilişkiye olan etkisini ele alınmıştır. Bu çalışmada, bireylerin kişilik özellikleri 5 Faktör Kişilik Kuramı kapsamında dışa dönüklük, uyumluluk/yumuşak başlılık, öz denetim, nörotiklik ve gelişime açıklık faktörleri üzerinden ele alınmıştır (Goldberg, 1992; 1993; Goldberg ve Somer, 1999). Instagram üzerinde gerçekleşen tüketici marka etkileşimleri ise Tüketim, Katılım ve Üretim davranışları üzerinden ele alınmıştır (Muntinga vd., 2011; Schivinski vd., 2016).Bu araştırma kapsamında literatürde yer alan ve sosyal medya kavramının tümünü ya da Facebook gibi platformları bir bağlam olarak ele almış tüketici marka etkileşimi araştırmalardan farklı olarak yeni bir bağlam olarak Instagram platformunun ele alınmış olması akademik yazına katkıda bulunup yeni araştırmaların önünü açmakla birlikte pazarlama profesyonellerine de anlamlı çıkarımlar sağlamaktadır. 468 Instagram kullanıcısınun katıldığı Survey Monkey ile hazırlanan ve yürütücüsü tarafından dijital ortamlarda link paylaşımı ile dağıtılan anket üzerinden analizleri yapılan çalışmada kişilik özellikleri ve Instagram üzerinde gerçekleşen tüketici marka etkileşimleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bu araştırma kapsamında sosyal medyaya bağlılık faktörünün düzenleyici bir değişken olarak kişilik özellikleri ve Instagram platformunda tüketici marka etkileşimi arasındaki ilişkiyi etkilediği ve bunun yanı sıra başlı başlına bir kavram olarak da etkileşim üzerindeki kuvvetli etkisi ortaya konmuştur. In this study, the relationship between the personality traits and consumer brand engagement on Instagram platform and the effect of social media attachment as a moderating variable are discussed. In this direction, the personality traits of individuals have been taken into consideration within the scope of 5 Factor Personality Theory, namely: Extraversion, Agreeableness, Conscientiousness, Neuroticism and Openness to Experience (Goldberg, 1992; 1993; Goldberg and Somer, 1999). Consumer brand engagement on Instagram have been discussed through Consumption, Contribution and Creation behaviors (Muntinga et al., 2011; Schivinski et al., 2016).Within the scope of this study, instead of taking the social media into account as one big concept or focusing on other platforms like Facebook, the consumer brand engagement on Instagram platform have been discussed. With Instagram platform as as a new context, this study has contributed to the literature, paved the way for new researches, and also provided meaningful implications for digital marketing professionals. 468 Instagram users have participated in the survey prepared with Survey Monkey and the questionnaire was digitally distributed. The study has found that there is a significant relationship between the personality traits and consumer brand engagement on Instagram platform. In addition to that the study has also found that besides being a significant moderating variable on the relationship between the personality traits and consumer brand engagement on Instagram, social media attachment is a significant variable on its own as well. 126

Bu çalışmanın ilk bölümünde, katalaz ve horseradish peroksidazın (HRP) parafin destekte immobilizasyonu incelendi. Serbest ve immobilize enzimlerin optimum sıcaklık, optimum pH, termal kararlılık, pH kararlılık, kulanım kararlılığı, saklama kararlılığı, Km ve Vmax değerleri gibi biyokimyasal parametreleri araştırıldı. Serbest ve immobilize katalaz için optimum sıcaklık ve termal kararlılık 35 oC, optimum pH ve pH kararlılığı ise 7.0 olarak bulundu. Serbest katalaz için Km= 72,91 mM, Vmax= 137.738,00 µmol.mg enzim-1, parafin destekte immobilize katalaz için Km= 83,58 mM, Vmax= 1.500,00 µmol.mg enzim-1 olarak bulundu. Serbest ve immobilize peroksidaz için optimum sıcaklık 40 oC, termal kararlılık 35 oC, optimum pH ve pH kararlılığı ise 7.0 olarak bulundu. Serbest peroksidaz için Km= 21,28 mM, Vmax= 9.393.199,00 µmol.mg enzim-1, parafin destekte immobilize peroksidaz için Km= 25,39 mM, Vmax= 2.224.990,00 µmol.mg enzim-1 olarak bulundu. Çalışmanın ikinci bölümünde ise immobilize peroksidaz kullanılarak Asit Blue 129 (AB 129) ve Asit Blue 113 (AB 113) boyalarının renk giderimi incelendi. Sıcaklık, pH, enzim derişimi, boya derişimi ve hidrojen peroksit derişiminin boya giderimine etkisi araştırıldı. İmmobilize peroksidaz ile AB 129 boyasının renk giderimi (% 85) AB 113'ten daha yüksek (% 50) olduğu bulundu. AB 129 boyasının en yüksek boya giderimi değerleri 20 oC sıcaklıkta, pH: 5.0'te, 0,1 mg.mL-1 boya, 0,4 mM H2O2 ve 0,312 mg immobilize peroksidaz derişiminde gözlendi.Sonuç olarak, parafin destekte immobilize peroksidaz kullanılarak tekstil atık sularının çevreye zararsız türlere dönüştürülebilmesi ile renk giderimi sağlanabileceği gözlendi. In the first part of this study, the immobilization of catalase and horseradish peroxidase (HRP) in paraffin support was investigated. Biochemical parameters such as optimum temperature, optimum pH, thermal stability, pH stability, usage stability, storage stability, Km and Vmax values of free and immobilized enzymes were investigated. Optimum temperature and thermal stability were found to be 35 oC, optimum pH and pH stability were found to be 7.0 for the free and immobilized catalase. It was found that Km= 72,91 mM, Vmax= 137.738,00 µmol.mg enzyme-1 for free catalase and Km= 83,58 mM, Vmax= 1.500,00 µmol.mg enzyme-1 for immobilized catalase in parafin support. Optimum temperature and thermal stability were found to be 40 oC, 35 oC respectively, optimum pH and pH stability were found to be 7.0 for the free and immobilized HRP peroxidase. It was found that Km= 21,28 mM, Vmax= 9.393.199,00 µmol.mg enzyme-1 for free HRP peroxidase and Km= 25,39 mM, Vmax= 2.224.990,00 µmol.mg enzyme-1 for immobilized HRP peroxidase in parafin support. In the second part of the study, the effect of decolorization from Acid Blue 129 (AB 129) and Acid Blue 113 (AB 113) dyes were investigated by using immobilized HRP peroxidase enzyme. The effects of temperature, pH, enzyme concentration, dye concentration and hydrogen peroxide concentration on the decolorization were investigated. Using the immobilized peroxidase, the effect of decolorization in AB 129 dye was found to be higher (85%) than that of AB 113 (50%).The highest decolorization effect of AB 129 was achieved at 20 oC, pH 5.0, with 0,1 mg.mL-1 dye, 0,4 mM H2O2 and 0,312 mg immobilized peroxidase.As a result, it was observed that the decolorization of textile wastewater by using immobilized peroxidase in paraffin support can be converted into environmentally harmless species. 98

We have studied quasi-elastic scattering and the effective weight function for the barrier distribution in 32S+92,94,96,98,100Mo reactions, which calculated simultaneously in a wide range of bombarding energies around the Coulomb barrier. The quasi-elastic angular distribution data were analyzed using the optical model code with Woods-Saxon potentials. It was shown that the calculations taken into account so that these reactions can explain structures of the quasi-elastic cross-section and the quasi-elastic barrier distribution. These results have indicated that the coupled-channels formalism can still valid even for the various mass systems. The large-angle quasi-elastic scattering reactions have scrutinized with the identical nucleus- nucleus potential recommended for designating fusion reactions. Given the effect of a barrier distribution and nucleon transfer on the Woods-Saxon potential, it was observed that the calculated semi-elastic scattering cross-sections of a series of reactions are in good harmony each other.

Bu araştırmanın amacı, İlköğretim matematik öğretmenliği 2. Sınıf öğrencilerinin öğrenme stilleri ile fizik dersine yönelik tutumları arasındaki ilişkiyi incelemektir.Araştırmada genel tarama modeli kabul edilmiştir.Araştırma 2011-2012 öğretim yılı bahar döneminde,İzmir İli ,Buca Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği 2.sınıfta öğrenim gören 137 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir.Araştırma nicel araştırma yaklaşımı benimsemiştir. Araştırmanın veri toplama araçlarını 1985 yılında Kolb tarafından geliştirilen Kolb Öğrenme Stilleri Envanteri, Gamze Sezgin Selçuk tarafından geliştirilen (2004) Fizik Tutum Ölçeği ve öğrencilerin kişisel özellikleri belirlemek için kullanılan ?Kişisel Bilgi Formu? oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS 15.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde sayı, frekans ve yüzdelerden, sayısal karşılaştırmalar için ki-kare (X²) testinden, aritmetik ortalama ve standart puan hesaplarından, ikili küme karşılaştırmalarında, Levenne, Scheffe ve t testinden, ikiden çok küme karşılaştırmalarında ise tek yönlü varyans analizinden (ANOVA) yararlanılmıştır. Değişkenler arasında anlamlı bir fark bulunup bulunmadığının belirlenmesinde 0,05 anlamlılık düzeyi esas alınmıştır.Araştırma sonunda Buca Eğitim Fakültesinde İlköğretim matematik Öğretmenliği bölümünde okuyan öğrencilerin, 21 inin ayrıştıran, 23ünün yerleştiren, 34 ünün özümseyen,59 unun değiştiren öğrenme stiline sahip oldukları belirlenmiştir. Erkek ve kız öğrenciler çoğunlukla değiştiren ve özümseyen öğrenme stilini tercih etmişlerdir. Şube değişkenine göre, örgün ve ikinci öğretim öğrencilerinin değiştiren ve özümseyen öğrenme stilini en fazla kullandıkları görülmüştür.Anadolu Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi ve diğer liselerden mezun olan öğrencilerin çoğunlukla değiştiren öğrenme stilini tercih ettikleri görülmüştür.Fizik dersine yönelik tutum iki alt boyuta göre incelenmiştir.(ilgi duyma ve önem verme).Bu iki alt boyuta göre, erkek öğrencilerin fizik dersine yönelik tutumlarının kızlara göre daha olumlu olduğu belirlenmiştir. Erkek öğrencilerin ilgi duyma ve önem verme alt boyut tutum puanları kız öğrencilerinkinden yüksektir.Buna ek olarak örgün öğretimde okuyan öğrencilerin ilgi duyma ve önem verme alt boyut tutum puanlarının ikinci öğretimde öğrenim gören öğrencilere göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir.Farklı lise türlerinden mezun olan öğrencilerin (Anadolu lisesi,Anadolu Öğretmen Lisesi,Diğer liseler)fizik dersine karşı tutum düzeylerinin eşit olduğu tespit edilmiştir.Farklı öğrenme stilline sahip öğrencilerin fizik dersine karşı tutumlarının farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. Yerleştiren öğrenme stiline sahip öğrencilerin fizik ilgi duyma alt boyut tutum puanı ortalaması ile özümseyen ve değiştiren öğrenme stiline sahip olan öğrencilerin ilgi duyma alt boyut tutum puanı ortalaması arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Diğer taraftan özümseyen öğrenme stiline sahip öğrencilerin fizik önem verme alt boyut tutum puanı ortalaması ile yerleştiren ve değiştiren öğrenme stiline sahip olan öğrencilerin fizik dersine ilişkin önem verme alt boyut tutum puanı ortalaması arasındaki fark 0,05 düzeyinde anlamlı bir fark bulunmuştur.Anahtar Kelimeler: Öğrenme, Stil, Öğrenme Stili, Tutum, Fizik Dersine Yönelik Tutum The aim of this research is to investigate the correlation between the attitudes to physic class and learning styles of second class prospective teachers in the primary school mathematics teaching.The general screening model was accepted by the research.This research was conducted with 137 studens attending to Primary School Mathematics Teaching Department at Buca Education Faculty, in İzmir for the spring term of 2011- 2012 academic years.In the research quantitative approach was adopted.The data were collected by ?Kolb Inventory of Learning Style? developed in 1985 by Kolb and then tested its accuracy by translating in Turkish in 1993 by Aşkar and Akkoyunlu , ?Physcis Attitude Scale? developed by Gamze Sezgin Selçuk (2004), for determining the personal information of the students ?personal information form? are used. Research data have been obtained using SPSS 15.0.The data were analyzed using , numbers, frequencies, and percentages, the square test (X²), calculation of average and standard point, Levenne, Scheffe and t-test in the comparison of two sets; one-way variant analysis (Anova) in the comparison of the sets with a number of more than two, 0.05 meaningfulness level is considered to determine if there is a certain difference or not among the variants.At the end of the research, it is determined that twenty-one of students prefer converger type of laerning styles, twenty ?three of students have accomadator type of learning styles, thirty-four of students have assimilator type and fifty- nine of studets have diverger type of learning styles.Mostly male and female students prefer diverger and assimilator type of learning styles.According to class variant, diverger and assimilator type of learning styles are used by the first and second education department students mostly .Students,graduated from Anatolian high school, Anatolian teacher high school and the other high schools prefer diverger type of learning styles mostly.Attitudes towards physic lesson is examined by two sub-dimensions.(interest and importance) According to the two sub-dimensions, male students have more positive attitude than female students to the physic lesson. Male student?s interest and importance sub-dimensions attitude scores are higher than female students. Addition that,it is determined that the scores of students,who are in first education of subdimension on importance and interest, are higher than the scores of students,who are in second education.It is determined that the attitudes of the male and female students graduated from different high schools (anaotolian high school ,anatolian teacher high school and the other high schools) to the physic lesson are observed as the same. It is determined that students with different learning styles show difference in their attitudes to the physics lesson. There has been a reasonable difference between interest sub-dimension attitude of physic scores average of the students having accomadator type of learning style and interest sub-dimension attitude of physic scores average of the students having assimilator and diverger type of learning.On the other hand, There has been a reasonable difference between importance sub-dimension attitude of physic scores average of the students having assimilator type of learning style and importance sub-dimension attitude of physic scores average of the students having accomadator and diverger learning styles by considering 0.05 meaningfulness level.Keywords: Learning, Learning Styles, Attitude, Attitude Towards The Physic Lesson 210

Son yıllarda yağlayıcı katkımaddesi olarak kullanılan borlarla oluşturulan organo metalik bileşikler büyük ilgi çekmektedir. Bunun nedeni, organik boratların aşınma direnci, sürtünme azaltma kabiliyetleri, oksidasyonu önleme ve sürtünme yüzeyleri ile uygunluk gibi olumlu özelliklere sahip olmasındandır. Makine ekipmanlarında tribolojik özelikler olarak nitelendirilen sürtünme, aşınma gibi özellikleri iyileştirmek için günümüzde ileri teknolojilerle üretilmiş yağlar kullanılmaktadır. Ayrıca, bu yağlara ilave özellikler kazandırmak ve/veya mevcut özellikleri geliştirmek için de farklı kimyasal ve fiziksel özellikteki katkı maddeleri yağlara ilave edilmektedir.Bu çalışmada atık alçak yoğunluklu polietilenin atmosferik basınç , 350 , 400 ve 640 mmHg vakum basınçlarında pirolizi yapılmıştır. Elde edilen sıvı ürün distilasyona tabii tutulup 0-100 0C , 100-150 0C , 150-200 0C ve 200-250 0C `de ayrılan fraksiyonlar baz yağ olarak nitelendirilmiştir. Daha sonra katkı maddesi olarak borik asit ilave edilerek yağlama yağı olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır.Yapılan deneysel çalışmalarda piroliz sonucunda distilasyona tabii tutulan sıvı ürünlerin hafif ,orta ve ağır fraksiyonları GC/MS kullanılarak analizlenmiş ve analiz sonucunda karbon sayılarının C9 ? C22 arası yapılar içeren hidrokarbon ürünler elde edilmiştir. Viskozitenin distilasyon sıcaklık aralıklarına bağlı olarak artış gösterdiği ayrıca ilave edilen borik asit miktarı ile de viskozitesinin arttığı belirlenmiştir. Süreye bağlı olarak da viskozitenin az da olsa azalma gösterdiği ve yaklaşık 5 saat süre sonunda yatışkın hale geldiği gözlenmiştir. Parlama noktası ve yoğunluk verilerinin de borik asit ilavesi ile değişmediği fakat distilasyon sıcaklık aralıklarına göre artış gösterdiği görülmüştür. Yüzey gerilimi verilerinde ise 0-100 0C arasında elde edilen hafifür ünler ile 100-150 0C arasında elde edilen orta ürünlerin yüzey gerilimlerinin borik asit katkısıyla değişmediği fakat 150-200 0C arasında elde edilen ağır ürünler ile 200-250 0C arasında elde edilen en ağır ürünlerin yüzey gerilimlerinin borik asit katkısıyla azaldığı fakat ağırlıkça % 0,1 borik asit katkısından daha yüksek miktarlarda yapılan katkılarda yüzey gerilimlerinin değişmediği sabit kaldığı gözlenmiştir İn recent years organometallic compounds created with borons used as lubricant additives attracts great interest. This is because the organic borates positive features such as wear resistance, friction reduction capabilities, to prevent oxidation of surfaces and compliance with the friction surfaces. Today improving the friction, wear features described as tribological properties in machinery equipment used oils produced in advanced Technologies. Also , additives with different chemical and physical properties are added to oils to give additional properties to this oils and/or to enhance existing features.In this study , waste AYPE pyrolysis was applied at atmospheric pressure and 350 mmHg , 400 mmHg , 640 mmHg pressures.The resulting liquid products distillation was done and the fractions seperated at 0-100 0C , 100-150 0C , 150- 200 0C and 200-250 0C described as a base oil. Then, by the addition of boric acid as an additive was investigated availability as lubricating oil.In experimental studies, light , medium and heavy fractions of the liquid products applied distillation for pyrolysis after analysis was carried out using GC/MS and As a result of the analysis hydrocarbon products have been obtained, that contains structures with between C9 ? C22 carbon numbers. Viscosity increased depending on the distillation temperature ranges also viscosity increased with the amount of boric acid were added. Viscosity was decreased during the 5-hour period and was observed to become constant at the end of 5 hours. Also Flash point and density data was unchanged by the addition of boric acid but increased with distillation tempreature ranges. As is evident from surface tension data , the light products and medium products surface tension did not changed with boric acid addition as for the heavy products and most heavy products surface tension decreased with boric acid addition but in quantities greater than 0.1% by weight of boric acid addition surface tension observed in surface tension remains constant and unchanged. 135

Tez (yüksek lisans) - Anadolu Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Farmakognozi Anabilim Dalı, Kayıt no: 195500, Bu çalışmada Ciğerotları sınıfından Pelliaceae ve Porellaceae familyasından Pellia endiviifolia, Porella platyphylla ve Porella cordaeana cinslerinin dietileter ile maserasyonları yapılmıştır. Ekstrelere tepe boşluğu KFME tekniği uygulanarak uçucu bileşenler yakalanmış, GK ve GK/KS sistemleriyle analizleri gerçekleştirilmiştir. Pellia endiviifolia için izovalerik asit, fenol, benzaldehit ve naftalen, Porella platyphylla için ß-fellandren ve fenol, Porella cordaeana için ß-fellandren'in ana bileşik olduğu saptanmıştır, Aynca ciğerotu bileşikleri pinguisanin türevIeri, sandviken, (a-mikrobioten, trifara-9,17-dien, nardosina-9,11-dien ve tritomaren'in varlığı tespit edilmiştir.

In this work, gamma-ray shielding features of crosslinked polystyrene-b-polyethyleneglycol block copolymers (PS-b-PEG) blended with nanostructured selenium dioxide (SeO2) and boron nitride (BN) particles were studied. This research details several radiation shielding factors i.e., mass attenuation coefficient (μm), linear attenuation coefficient (μL), radiation protection efficiency (RPE), half-value layer (HVL), tenth-value layer (TVL), and mean free path (MFP). The irradiation properties of our nanocomposites were investigated with rays from the 152Eu source (in the energy intervals from 121.780 keV to 1408.010 keV) in a high-purity germanium (HPGe) detector system, and analyzed with GammaVision software. Moreover, all radiation shielding factors were determined by theoretical calculus and compared with the experimental results. In addition, the morphological and thermal characterization of all nanocomposites was surveyed with various techniques i.e., nuclear magnetic resonance (NMR), Fourier-transform infrared spectroscopy (FTIR), thermogravimetric analysis (TGA), scanning electron microscopy (SEM), energy-dispersive X-ray spectroscopy (EDX), and transmission electron microscopy (TEM). Acceptable compatibility was revealed and observed in all nanocomposites between the experimental and theoretical results. The PS-b-PEG copolymer and nanostructured SeO2 and BN particles exerted a significant effect in enhancing the resistance of the nanocomposites, and the samples with high additive rates exhibited better resistance than the other nanocomposites. From the achieved outcomes, it can be deduced that our polymer-based nanocomposites can be utilized as a good choice in the gamma-irradiation-shielding discipline.

The fusion cross sections and barrier distributions of stable Zr isotope targets 90,92,94,96Zr with 30Si projectile nuclei are investigated theoretically via the Energy-dependent Woods-Saxon Potential (EDWSP) and Coupled Channel (CC) models. In our calculations, we have taken the bombarding energy range of the projectile-target interaction to be around the Coulomb barrier for all reactions. All theoretical accounts have been worked via the NRV Knowledge Base, the CCFULL code, and Wong's formula. We detailed interrogated the repercussions of phonon number in projectile and target nuclei on heavy-ion fusion cross sections and barrier distributions. Over this investigation, we presented that the EDWSP and CC models, and all computation bases operated to elucidate the fusion cross-section data and barrier distributions are decent. Our theoretical investigation proves the importance of inspecting heavy-ion fusion reactions with theory-based research and encourages new experimental investigations that are not yet included in the literature.

This work aimed to research the efficiency of gamma irradiation and shielding characteristics on the lead oxide (PbO) doped the crosslinked polystyrene-b-polyethyleneglycol (PS-b-PEG) block copolymers and polystyrene-b-polyethyleneglycol-boron nitride (PS-b-PEG-BN) nanocomposites materials. The crosslinked PS-b-PEG block copolymers and PS-b-PEG-BN nanocomposites mixed with different percentage rates of PbO were used to research gamma-ray shielding characteristics. The synthesis of the copolymer was done by emulsion polymerization methods. The characterization and morphological analyses of irradiated samples were explored handling with the Nuclear Magnetic Resonance (NMR), Fourier Transform Infrared Spectroscopy (FTIR), Gel Permeation Chromatography (GPC), Thermogravimetric Analysis (TGA), and Scanning Electron Microscope (SEM) methods. The gamma-rays that were emitted from the E&nbsp, 152u source were observed with a High Purity Germanium (HPGe) detector system and examined with a GammaVision computer program. Our samples, including the different percentage rates of the PS-b-PEG (1000, 1500, 10,000), BN, and PbO, were irradiated in various gamma-ray photon energy regions (from 121.78 keV to 1408.01 keV). Then, Linear-Mass Attenuation Coefficients (LACs-MACs), Half-Tenth Value Layer (HVL), Mean Free Path (MFP), and Radiation Protection Efficiency (RPE) values of the samples were calculated. Via crosschecking the acquired data from samples with and without PbO and BN, it was observed that, if the different percentage rates by weight nano-powder of PbO and BN are added in the polymer mixture, it can be used as a convenient shielding material against gamma rays.

In this work, the production of I111n radionuclide has been investigated theoretically via heavy-ion fusion reactions of two stable nuclei: C37l+G74e, M26g+R85b, S30i+B81r, and C46a+C65u reactions. Fusion cross-sections, barrier distributions, and potential energies on mutual orientations in the reactions planes of all reactions have been researched in detail around the barrier region via a coupled channel (CC) model using different codes. First of all, the most suitable codes and calculation parameter sets were determined through the C37l+G74e reaction, whose experimental data were available. The compatibility of the calculations via NRV knowledge base, CCFULL, CCDEF codes, and Wong’s formula with experimental data was analyzed. Barrier distributions and cross-sections for heavy-ion fusion reactions have been investigated with miscellaneous codes and vibrational-rotational nuclei combinations for interacting nuclei. Afterward, calculations were made with the determined parameter values for new reaction suggestions (M26g+R85b, S30i+B81r, and C46a+C65u reactions) and the results were compared. This study aims to suggest the new reaction combinations for the production of 111In radionuclide, to explore the impacts of different calculation codes and nuclear parameter combinations on the heavy-ion fusion cross-sections and barrier distributions, to demonstrate that the results are reliable, and to emphasize the importance of developing these studies in the preparation of new experiments.

The fusion process is the effect of a one-dimensional barrier penetration model that incorporates scattering potential as a combination of Coulomb and proximity potentials. Heavy-ion fusion reactions were performed with coupled-channel (CC) calculations. In heavy-ion fusion reactions, CC formalism is carried through the under-barrier energy. Here, fusion cross sections were calculated and investigated for the O-16+Ge-70,Ge-72,Ge-74,Ge-76, O-16+Sm-148,Sm-150,Sm-152,Sm-154, Ne-20+Zr-90,Zr-92,Zr-94,Zr-96, Ne-20+Sn-112,Sn-114,Sn-116,Sn-118,Sn-120, Si-28+Mo-90,Mo-96, Si-28+Mg-24,Mg-26, Si-28+Ni-58,Ni-64, Si-28+Zr-90,Zr-94,Zr-96, S-32+Zr-90,Zr-96, S-36+Pb-204,Pb-206,Pb-208,Pb-210, Ar-40+Hf-176,Hf-178,Hf-180 in the framework of CC calculations (CCFULL, NRV) and Wong's formula. Fusion cross sections were analyzed in detail by CC calculations considering 2(+) and 3(-) excitation modes for the projectile and the target. The calculated cross-section results were compared with the experimental data. The calculations were found to produce reliable data compared to experimental data. Fusion barrier distributions (D-fus) for all reactions have been investigated below and above the Coulomb barrier using the coupled-channel method with CCFULL, NRV codes and second derivative of Wong's formula. The harmony among these calculations was examined and it was determined that the models were in harmony with each other.