Search

Tez (doktora) -- Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2019 Libra Kayıt No: 128514 …

Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının matematik öğretimine yönelik öz-yeterlilik algılarının, tutumlarının ve kaygı düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir.Araştırma genel tarama modelinin bir alt türü olan betimsel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini 2018-2019 eğitim öğretim yılında Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesinin sınıf öğretmenliği bölümünde 3. ve 4. sınıfta öğrenim gören 160 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada öğretmen adaylarının matematik öğretimine yönelik öz-yeterlilik algılarının belirlemesi amacıyla `Matematik Öğretimine Yönelik Öz-yeterlik İnanç Ölçeği`, matematik öğretimine yönelik tutumlarının belirlemesi amacıyla `Matematik Öğretimi Tutum Ölçeği` ve matematik öğretimine yönelik kaygı düzeylerinin belirlemesi amacıyla `Matematik Öğretimi Kaygı Ölçeği` kullanılmıştır. Verilerin analizinde bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 22.00 paket programında yapılmıştır.Araştırmanın sonuçlarına göre; sınıf öğretmeni adaylarının matematik öğretimine yönelik öz-yeterliliklerinin, tutumlarının ve kaygı düzeylerinin genel olarak yeterli düzeyde olduğu ve aralarında orta düzeyde ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmaya katılan sınıf öğretmeni adaylarının matematik öğretimine yönelik öz-yeterliliğin kişisel yeterlilik faktörüne katılıyorum düzeyinde; matematik öğretimine değer vermeye yönelik tutum faktörüne katılıyorum düzeyinde ve matematiği öğretmeye tutumdan kaynaklanan kaygı faktörüne katılıyorum düzeyinde olduğu gözlemlenmiştir. Diğer taraftan araştırmada cinsiyet, sınıf düzeyi, matematik başarı notu ve genel başarı notu değişkenlerine göre matematik öğretimine yönelik öz-yeterlilik, tutum ve kaygı arasında anlamlı farklılığın olmadığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Matematik öğretimi, öz-yeterlilik algısı, tutum, kaygı The aim of this study is to examine the pre-service teachers' perceptions of self-efficacy, attitudes and anxiety levels in mathematics teaching in terms of various variables. The research was carried out in accordance with the descriptive scanning model which is a sub-type of the general screening model. The sample of the study consists of 160 students studying in the 3rd and 4th grade in the classroom teaching department of Çukurova University Faculty of Education in 2018-2019 academic year. In the study, for the purpose of determining self-efficacy perceptions of pre-service teachers about mathematics teaching `Self-efficacy Belief Scale for Mathematics Teaching`, to determine the attitude for the mathematics teaching `Attitude Scale for Mathematics Teaching` and to determine anxiety scale for mathematics teaching `Anxiety Scale for Mathematics Teaching` were used. Independent groups t-test and one-way variance were used for data analysis. Statistical analysis of the data was performed by SPSS 22.00 package program. According to the results of the research; It was concluded that the pre-service teachers' self-efficacy, attitudes and anxiety levels in mathematics teaching were generally sufficient and there was a moderate relationship between them. I agree with the level of personal competence of self-efficacy towards mathematics teaching of prospective classroom teachers; It was observed that I agree with the attitude factor to value mathematics teaching and I agree with the anxiety factor arising from the attitude to teaching mathematics. On the other hand, it was found that there was no significant difference between self-efficacy, attitude and anxiety towards mathematics teaching according to the variables of gender, grade level, mathematics achievement grade and general achievement grade.Key words: Mathematics instruction, self-efficacy perception, attitude, anxiety 124

Özgürlük Antik dünyada daha metafizik bir şekilde anlamlandırılmıştır fakat modern dönemde politik ve sosyal değişimlerle birlikte pratik bir anlam kazanmıştır. Antik dönemden sonra asıl değişim Thomas Hobbes'un devleti bir toplum sözleşmesi etrafında meşrulaştırması ile gözlemlenir. Bununla birlikte birey özgürlüğünü çıkarları için kısıtlamanın ilk adımını atmıştır. Ardından Locke ile birlikte otorite de birey karşısında sınırlandırılmaya başlar. Mill ve Klasik Liberalizm ile ise bu sınırlandırma arttı. Özgürlük pozitif ve negatif yönlerden konuşulmaya başlanmıştır. Ardından, John Rawls, adalet teorisi ile hem siyaset felsefesi adına hem de otorite-birey ilişkisi adına oldukça verimli tartışmaların çıkmasına sebep olmuştur. Rawls'tan sonra ortaya çıkan tartışmalarda, Joseph Raz otoriteyi meşrulaştırmak için oluşturduğu tezlerle otoritenin meşruiyet kazanabilmek için bireye olan ihtiyacının altını çizmiştir. Ardından mükemmeliyetçilik, ahlak, özerklik ve değer çoğulculuğu anlayışlarını içinde barındıran ve toplumdan kopmadan özerk bir hayat sürebilmenin yolunu gösteren bir özgürlük ahlakı tezi ortaya koymuştur.Anahtar Kelimeler: Özgürlük, Özerklik, Ahlak, Otorite, Birey, Mükemmeliyetçilik, Freedom has been understood more metaphysically in the Ancient World, but it has gained practical meaning with social and political changes in Modern times. After the antiquity, the real change is observed with Thomas Hobbes legitimizing state with social contract. However, the individual has taken the first step in restricting his freedom for his benefits. Then, with Locke, authority is also limited by the individual this limitation has increased with Mill and Classical Liberalism. Also freedom has been spoken from positive and negative (freedom) sides. With the theory of justice, John Rawls led to fruitful discussions both in the name of political philosophy and in the name of authority-individual relations. In the discussions following Rawls, Joseph Raz underlined the need of authority to individual with for legitimizing authority with legitimizing thesis. Then, he presented a morality of freedom thesis which consists notions of perfectionism, morality, autonomy and value pluralism and shows that the path of autonomous life without being disconnected from the society and culture.Key Words: Freedom, Autonomy, Morality, Authority, Individual, Perfectionism 167

Tuz gölü, Acı göl, Tuzla gölü ve Samandağ tuzlu kıyı bataklığından izole edilmiş halofilik arke koleksiyonuna ait A138, A235, B45, D83A ve SD23 izolatları yedi farklı destek materyali kullanılarak üç değişik yöntemle immobilize edilmiştir. İmmobilize edilmiş ve serbest halofilik arke hücrelerinin 192 saat boyunca lipaz (B45 ve A138), amilaz (B45 ve D83A) ve proteaz (A235 ve SD23) aktivitesi belirlenmiştir. En yüksek enzim aktivitesinin gözlendiği immobilizasyon yöntemi optimize edilerek, her bir enzim aktivitesi üzerine pH, sıcaklık ve tuz konsantrasyonlarının etkisi belirlenmiştir.Bu çalışmada, yapılan immobilizasyon denemelerinde en verimli destek materyali, B45 ve A138 izolatları için kitosan, D83A ve A235 izolatları için Celite, ve SD23 izolatı için kalsiyum aljinat olarak belirlenmiştir. Yapılan tüm denemelerde immobilize edilen hücrelerde serbest hücrelere göre daha yüksek enzim aktivitesi olduğu saptanmıştır. Buna göre, lipaz aktivitesine sahip B45 ve A138 izolatlarında sırasıyla 10 ve 9 kat, proteaz aktivitesine sahip D83A ve B45 izolatlarında sırasıyla 8 ve 3 kat, amilaz aktivitesine sahip A235 ve SD23 izolatlarında ise 2 kat enzim aktivitesi artışı gözlenmiştir. İmmobilize edilen arke izolatlarının her üç enzim yönünden de, 3-4 M NaCl, pH 7.5-8 ve 40 ºC koşullarında en yüksek aktiviteyi gösterdikleri saptanmıştır.Bu çalışma ile immobilize edilen halofilik arke hücrelerinin yüksek tuz konsantrasyonunda yüksek lipaz, proteaz ve amilaz aktivitesine sahip oldukları ve dolayısıyla biyoteknolojik potansiyellerinin olabileceği gösterilmiştir. The isolates named as A138, A235, B45, D83A and SD23 were chosen from a collection of halophilic archaea isolates which were collected from various saline environments in Turkey (Tuz Lake, Aci Lake, Tuzla Lake and coastal saline marsh of Samandag) based on their high lipase (B45 and A138), protease (A235 and SD23) and amylase (B45 and D83A) activity. These isolates were immobilized with three different methods on seven different matrices and their related enzymatic activities were determined for 192 hours. Among the tested immobilization methods the one retaining the highest enzymatic activities was optimized and then the effects of temperatures, pH and salt concentrations on each of enzymatic activities were determined.In this study, the most effective matrices for immobilization were found to be chitosan for B45 and A138 isolates, Celite for D83A and A235 isolates, and calcium alginate for SD23 isolate. In all attempts, the immobilized cells were shown to have higher enzymatic activities comparing to free cells. For example, B45 and A138 were found to have 10 and 9 times, respectively, higher lipase activity, D83A and B45 were found to have 8 and 3 times, respectively, higher protease activity, and A235 and SD23 were found to have 2 times higher amylase activity comparing to free cells. It was found that the immobilized halophilic archaea cells maintained at conditions with 40 ºC, pH: 7.5-8 and 3-4 M NaCl have the highest amylase, lipase and protease activity.With the current study it was shown that the immobilized halophilic archaea cells maintained under high salt conditions had high lipase, amylase and protease activity comparing to free cells and this result may have some biotechnological importance for future applications. 112

25 Mayıs 1917 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Gavsi Ozansoy, Türk edebiyatın ünlü kalemlerinden Halit Fahri Ozansoy'un oğludur ve aynı zamanda kendisi de bir şair ve yazardır. İlk edebî eğitimini babasından alan Ozansoy, sanat ve şiir kokan bir evde gözlerini dünyaya açmış olmanın avantajını yaşar ve böylelikle, içindeki sanat ruhunu erken yaşlarda şiir yazmaya başlayarak inkişaf ettirmiş olur.Babasının yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Servetifünun-Uyanış dergisinde uzun süre şiirlerini ve hikâyelerini yayınlar. 1940 yılında `Tasfiye Lazım' adlı bir yazı yayınlayarak edebiyatımıza `Tasfiye Hareketi' adı ile geçen hareketin öncüsü olur. Kendisi gibi edebiyat ve sanatta yenilik iddiasında bulunan arkadaşlarıyla edebiyattan tasfiyesini istedikleri bir isim listesi yaparak asıl eski-yeni tartışmalarını edebiyat tarihinde bir kez daha başlatmış olurlar. Tasfiye hareketi birden yanıp sönen bir hareket olmuş, gençler iddia ettikleri davalarını eserleriyle ispat etmeye çalışsalar da, birkaç isim dışında eskileri geçebilecek eserler ortaya koyamamışlardır. Tasfiye hareketi sebepleri itibariyle çok ses getirecek bir güce sahip olamasa da sonuçları itibariyle edebiyatta yeni oluşumlara kapı aralamıştır. O dönemde tasfiye hareketinde yer alan bazı genç isimlerin yenilik iddialarıyla ortaya koydukları eserler onlara kendilerini ve kabiliyetlerini daha iyi tanıtma imkânı sağlamıştır. Tasfiye hareketi bu yönüyle, kendisinden sonra gelecek olan Garip akımının hazırlayıcısı olmuştur.İkinci dünya savaşı ile Avrupa'da hem maddi hem de manevi bunalımlar yaşanmıştır. Savaş insanlar üzerinde ruh ve fikir bozukluklarına sebebiyet vermiştir. Türkiye, her ne kadar savaşın içinde bizzat yer almasa da, ülke gençliği dünyada yaşanan bu bunalım ve kargaşadan paylarınadüşeni almıştır. Savaştan yeni çıkmış, yeni kurulmuş ve devrimlerle mevcudiyetini sağlamlaştırmaya çalışan bir ülkede gençlerin yeni bir edebiyat talebi ile ortaya atılmaları o dönem itibariyle, çıkışları çok sert de olsa mazur görülmüştür.Gavsi Ozansoy, edebiyatımızda şair ve yazar kimliğinden ziyade gazeteci kimliği ile gün yüzüne çıkmıştır. Ozansoy, başta Uyanış dergisinde yayınladığı şiir ve hikâyelerinin yanı sıra, esasında adını edebiyatımızda 1940 yılındaki Tasfiye Hareketi ile ve uzun yıllar sonra ünlü şair ve yazarlarla yapmış olduğu sanat konuşmaları, edebî röportajları ile öne çıkmıştır. Biz de bu çalışmamızda Tasfiye hareketini ayrıntılı bir şekilde ele almaya çalıştık ve Ozansoy'un gazete sayfalarında bulunan bu edebî röportajlarını bir çalışma çatısı altında toplayarak, edebiyatçılarımızın bilinmeyen yönleri ve sözlerini aktarmak istedik.Anahtar Kelimeler:1.Gavsi Ozansoy2.Tasfiye Hareketi3.Hikâye4.Şiir5.Edebî Röportajlar Born in ?stanbul on 25 May 1917, Gavsi Ozansoy is the son of one of the most important figures of Turkish Literature, Halit Fahri Ozansoy as well as being a poet and author. Having received the initial literary training from his father, Ozansoy got the opportunity to open up his eyes to the world in a house full of art and poem; this way developing the artistic soul inside by starting to write poems at the very early age of his childhood.He published his poems and stories for a long time in the magazine of ?Servetifünun-Uyanı?? in which his father worked as the editor in chief. He became the leading figure of the movement, so called as ?Tasfiye Hareketi? (Clearance Movement) in our literature, by publishing an article titled ?Tasfiye Lazım? (Clearance is Required) in 1940. Along with his fellows who also claimed for refreshment in the literature and arts, they made a list of names to be omitted from the literature; and this way started once more time the debate of old & new in the history of literature. The ?Tasfiye Hareketi? (Clearance Movement) became very short-term-movement, despite these young authors proved their ideas with their publishings with only few of them proved to be far better than the old ones. No matter how ineffective it was in terms of its reasons, the ?Tasfiye Hareketi? (Clearance Movement) gave way to new approaches in literature with its conclusions. Some of the artworks of the young artists of the term?s Tasfiye Hareketi provided them an opportunity to better promote themselves and their ability with the claim of refreshment. In this sense, Tasfiye Hareketi prepared the grounds for the following Garip movement.Both spiritual and material turmoil was experienced in the Europe by the World War II. The war caused mental and ideological disorders onpeople. Despite not personally being in the War, the young population of Turkey has taken their shares from this global turmoil. The breakthrough of the young population with a claim of literature in a country which has just left a war behind itself, newly established and trying to fix its presence with the revolutions, was excused despite their breakthrough was rather sharp.Rather than being a poet and author, Gavsi Ozansoy was more known with his journalist characteristic. In addition to the poems and stories published in the Uyanı? (Awakening) Magazine, Ozansoy became prominent by his speeches and the literary interviews with the famous poets and authors of the Tasfiye Hareketi (Clearance Movement) of 1940 after a long time. In this study, we would like to examine the Tasfiye Hareketi (Clearance Movement) in a detailed way and by compiling these literary interviews under one umbrella giving way to reflect the mysterious aspects and statements of our men of letters.Key Words:1. Gavsi Ozansoy2. Clearance Movement3. Story4. Poets5. Liteary Intervievs 256

Öz SOĞUK SAVAŞ SONRASI DÖNEMDE TÜRKİYE'NİN BALKANLAR' A YÖNELİK DIŞ POLİTİKASI Eroğlu, Zehra Yüksek Lisans, Uluslararası İlişkiler Bölümü Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Mustafa Türkeş Nisan 2005, 108 sayfa Bu tez, Soğuk Savaş sonrası dönemde Türkiye'nin Balkan politikasını bölgede değişen parametrelerin ışığında incelemektedir. Balkanlardaki her kriz ve çatışma sadece Türkiye'nin değil tüm uluslararası aktörlerin dış politikalarım da etkilemektedir. Bu nedenden ötürü, iç dinamiklerden çok dış dinamiklerin Türk dış politikasındaki değişimleri etkilediği ileri sürülmektedir. Türkiye'nin Balkanlardaki savaş ve krizler sırasında izlediği politikanın uluslararası alandaki gücü ve kapasitesiyle uyumlu olduğuna işaret edilmiştir.Bosna Savaşı ve Kosova krizi sonrasında Avrupa Birliği'nin Balkanlar' a yönelik politikası hız kazanmıştır. Türkiye Yunanistan'ı dengelemek için Balkanlardaki AB ve NATO girişimlerine katılmaya gayret etmektedir. Bunun yanı sıra, Türkiye Türk azınlığa yönelik düzenlemeleri takip etmek amacıyla Balkan ülkelerinin AB ve NATO üyelik sürecini destekleyip bu süreçte aktif rol almaya çalışmaktadır. Bu tez, AB'nin Balkanlarla bütünleşme süreci hız kazandıkça yeni Osmanlıcı görüşlerin önemini yitirdiğini ileri sürmektedir. Anahtar Kelimeler: Balkanlar, yeni Osmanlıcılık, Türkiye Balkan ilişkileri. IV ABSTRACT TURKISH FOREIGN POLICY TOWARDS THE BALKANS IN THE POST COLD WAR ERA Eroğlu, Zehra M. Sc, Department of International Relations Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Mustafa Türkeş April 2005, 108 pages This thesis examines Turkey's Balkan policy in the Post-Cold War Era with regard to changing parameters in this region. Every crisis and conflicts in the Balkans affects not only Turkey but also all international actors. For this reason, it is argued that external dynamics rather than internal ones largely affected the change in Turkish foreign policy. It is pointed out that the policy maintained by Turkey during the wars and crisis in the Balkans, was harmonious with its power and capacity in international arena. After Bosnian War and Kosovo crisis the European Union (EU) policy towards the Balkans gained impetus. Turkey attempts to participate in both North Atlantic Treaty Organization (NATO) and the EU initiatives in the Balkans for the sake of balancing Greece. Besides, Turkey encouraged and took an active role in the process of the Balkan countries to NATO and the EU for the sake of following the regulations being made for Turkish minority. Then, this thesis argues that the neo-Ottomanist ideas lost its significance as the process of EU's incorporation of the Balkans gains impetus. Keywords: Balkans, Neo-Ottomanism, Turkish Balkan relations. 122

TEKNOLOJİ YÖNETİMİ, TEKNOPARKÎAR VE TEKNOPARKLA İLGİLİ GÖRÜŞ VE BEKLENTİLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (Yüksek Lisans Tezi) Z. Tülin EROGLU GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Nisan 2002 ÖZET Bu çalışmada teknoloji, teknoloji yönetimi, araştırma ve geliştirme ve bu kavramların kaçınılmaz sonuçlarından olan teknoparklar konusu ele alınmıştır. Teknoparkların dünyadaki uygulamaları ışığında, ülkemizde başlayan teknopark çalışmaları irdelenmiştir. Teknoparklar hakkında anket çalışması yapılmıştır; anket çalışması bulguları grafiksel olarak değerlendirilmiştir. Anket çalışmasının değerlendirmesine göre ülkemiz için bir teknopark modeli önerisi getirilmiştir. Bilim Kodu Anahtar Kelimeler Sayfa Adedi Tez Yöneticisi : 605.02.00 : Teknoloji, Teknoloji Yönetimi, Araştırma ve Geliştirme, Teknopark, Bilim Parkı, Teknopolis :106 : Doç, Dr. Çevriye GENCER TECHNOLOGY MANAGEMENT, TECHNOPARKS AND A STUDY ABOUT EXPECTATIONS AND IDEAS ON TECHNOPARKS (M. Sc. Thesis) Z. Tülin EROGLU GAZİ UNIVERSITY INSTUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY April 2002 ABSTRACT Technology, technology management, research and development inevitable result of these concepts are taken into consideration. Technopark studies started in our country is examined in the effect of the world applications. A survey about technoparks is included. Result of the survey is graphically evaluated. According to the survey a technopark model for our country is proposed. Science Code Key Words Page Number Adviser : 605.02.00 :Technology, Technology Management, Research and Development, Technopark, Science Park, Technopolis : 106 : Assoc. Prof. Çevriye GENCER 106