Search

Bu çalışmada Türkiye, İtalya, Birleşik Krallık, Almanya, Güney Kore, ABD ve İzlanda’nın SARS-CoV-2 test sayılarının ve stratejilerinin incelenmesi, bunun yanı sıra test sayısı ve stratejilerinin salgının seyrine etkisinin değerlendirilmesi ve bu yolla da test uygulamalarının salgın mücadelesindeki olası katkılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yedi ülkenin gelişmişlik, eşitsizlik, gelir düzeyi, nüfus, sağlık harcaması, sağlık personeli sayısı, sağlık hizmetlerine erişime ilişkin verileri çeşitli veri tabanlarından elde edilmiştir. COVID-19 ile ilgili 15 günlük aralıklarla hesaplanan salgın istatistikleri, 1 Haziran 2020 itibariyle test sayısı, vaka ve ölüm sayılarını yansıtan değişkenler ve test stratejileri kullanılmıştır. Salgının 15., 30., 45. ve 60. günlerinde en fazla toplam vakaya sahip olan ülke Türkiye’dir. Milyon kişiye düşen test sayısı İzlanda’da 15, 30, 45 ve 60. günlerde diğer ülkelerden daha fazladır. Toplam test sayısı içindeki pozitiflik yüzdeleri bakımından Türkiye 15. ve 30. günlerde, İtalya ise 45. ve 60. günlerde birinci sıradadır. Vaka başına test sayısı 15. ve 30. günde Birleşik Krallık’ta, 45.günde Almanya’da, 60. günde ise Güney Kore’de en yüksektir. Güney Kore 1 vaka başına 80 test yapmıştır. Almanya’nın test kapsayıcılığı tüm bölgeler için geçerli olmasa da diğer ülkelerden daha geniştir. Milyon kişiye düşen toplam test sayısı açısından İzlanda, Birleşik Krallık ve İtalya; vaka başına test sayısı açısından ise Güney Kore, İzlanda ve Almanya daha olumlu bir tablo çizmektedir. Almanya, Birleşik Krallık ve Güney Kore risk gruplarını daha büyük oranda kapsayan test stratejilerini uygulamaktadır. COVID-19’la mücadelede testlerin erken dönemde ve geniş kapsamlı kullanımı başarıyı getiren en önemli faktörlerdendir. Tanı koyma kapasitesi salgın kontrolünün anahtarıdır.

The aim of this study was to examine the characterization of tumors and tumor-like lesions located in the clavicle and to present their clinical results.Between January 2006 and December 2018, a total of 44 patients (25 males, 19 females; mean age: 36.2±21.8 years; range, 2 to 87 years) who were operated in our clinic for a clavicular lesion were included. Among 4,856 extremity tumors operated in our clinic between these years, 44 cases (0.9%) located in the clavicle were eligible. Demographic data, tumor types, location, surgical method, metastasis, survival analyzes and clinical results of these patients were reviewed retrospectively. According to the clavicle location, the patients were divided into groups according to their involvement in proximal, middle, lateral and more than one region.The most frequently involved site was the lateral edge of the clavicle, and the most common tumor was aneurysmal bone cyst. The most common malignant tumor was Ewing sarcoma and plasmacytoma (13.6%) and the most common surgical method in the clavicle was wide resection with 34.1%. Of the 38 primary clavicle tumors remaining after the metastatic lesions were removed, 21 (55%) were benign, while 17 (45%) were malignant. Aneurysmal bone cyst was most common in the group under 30 years of age, osteochondroma was most common in the 30-50 age group, and plasmacytoma was most common in those over 50 years of age. The mean musculoskeletal tumor society (MSTS) score of 15 patients (34.1%) who underwent clavicle resection was 79.4±6.We believe that a wide spectrum should be considered in the differential diagnosis of tumors located in the clavicle. Age is an important predictive factor for malignancy. We believe that resection should be applied without fear considering its effects on function and recurrence.

Bu çalışmada Türkiye, İtalya, Birleşik Krallık, Almanya, Güney Kore, ABD ve İzlanda’nın SARS-CoV-2 test sayılarının ve stratejilerinin incelenmesi, bunun yanı sıra test sayısı ve stratejilerinin salgının seyrine etkisinin değerlendirilmesi ve bu yolla da test uygulamalarının salgın mücadelesindeki olası katkılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yedi ülkenin gelişmişlik, eşitsizlik, gelir düzeyi, nüfus, sağlık harcaması, sağlık personeli sayısı, sağlık hizmetlerine erişime ilişkin verileri çeşitli veri tabanlarından elde edilmiştir. COVID-19 ile ilgili 15 günlük aralıklarla hesaplanan salgın istatistikleri, 1 Haziran 2020 itibariyle test sayısı, vaka ve ölüm sayılarını yansıtan değişkenler ve test stratejileri kullanılmıştır. Salgının 15., 30., 45. ve 60. günlerinde en fazla toplam vakaya sahip olan ülke Türkiye’dir. Milyon kişiye düşen test sayısı İzlanda’da 15, 30, 45 ve 60. günlerde diğer ülkelerden daha fazladır. Toplam test sayısı içindeki pozitiflik yüzdeleri bakımından Türkiye 15. ve 30. günlerde, İtalya ise 45. ve 60. günlerde birinci sıradadır. Vaka başına test sayısı 15. ve 30. günde Birleşik Krallık’ta, 45.günde Almanya’da, 60. günde ise Güney Kore’de en yüksektir. Güney Kore 1 vaka başına 80 test yapmıştır. Almanya’nın test kapsayıcılığı tüm bölgeler için geçerli olmasa da diğer ülkelerden daha geniştir. Milyon kişiye düşen toplam test sayısı açısından İzlanda, Birleşik Krallık ve İtalya; vaka başına test sayısı açısından ise Güney Kore, İzlanda ve Almanya daha olumlu bir tablo çizmektedir. Almanya, Birleşik Krallık ve Güney Kore risk gruplarını daha büyük oranda kapsayan test stratejilerini uygulamaktadır. COVID-19’la mücadelede testlerin erken dönemde ve geniş kapsamlı kullanımı başarıyı getiren en önemli faktörlerdendir. Tanı koyma kapasitesi salgın kontrolünün anahtarıdır., In this study, it is aimed to examine the number of SARS-CoV-2 tests and strategies of Turkey, Italy, United Kingdom, Germany, South Korea, the USA and Iceland, as well as to evaluate the impact of the number of tests and strategies on the course of the epidemic, and in this way to determine the possible contribution of test practices to the outbreak. Data of the seven countries on development, inequality, income level, population, health expenditure, number of health personnel, and access to health services were obtained from various databases. Outbreak statistics calculated at 15-day intervals regarding COVID-19, variables that reflect the number of tests, number of cases and deaths as of June 1, 2020 and test strategies were used. Turkey had the most total cases on the 15th, 30th, 45th and 60th days of the outbreak. The number of tests per million people was higher in Iceland than the other countries on the 15th, 30th, 45th and 60th days. In terms of positivity percentages in the total number of tests, Turkey was the first on the 15th and 30th days, while Italy is the first on the 45th and 60th days. The number of tests per case was highest in the UK on the 15th and 30th day, in Germany on the 45th day and in South Korea on the 60th day. South Korea conducted 80 tests per 1 case. The test coverage of Germany was wider than other countries, though not in all regions. In terms of the total number of tests per million people Iceland, the United Kingdom and Italy; in terms of the number of tests per case South Korea, Iceland and Germany seem more positive. Germany, UK and South Korea apply test strategies that cover risk groups to a greater extent. The early and wide-ranging use of tests in the fight against COVID-19 is one of the most important factors that bring success. The capacity to diagnose is the key to outbreak control.

Amaç: Bu çalışmada Ankara ilinde bazı aile sağlığı merkezlerine başvuran 18 yaş üstü kişilerin Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) hakkında bilgi tutum ve memnuniyetlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın katılımcılarını Ankara il merkezinde yer alan 6 birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuran 18 yaş ve üzeri 1218 kişi oluşturmaktadır. Katılımcılara yüz yüze görüşme yöntemiyle 37 soruluk bir anket uygulanmıştır Bulgular: Katılımcıların %56.1 kadın, %43.9 erkektir. Araştırmaya katılanların %60.5 TSM’yi daha önce duymadığını belirtmiştir. Katılımcıların %81.3’ü TSM’nin nerde olduğunu bilmediğini belirtmiştir. Katılımcıların %88.9’u herhangi bir nedenden dolayı TSM ye başvurmadığını belirtmiştir. Katılımcıların %1.9’u TSM görevlilerinin kendisiyle görüşmeye geldiğini belirtmiştir. Araştırmaya katılanların bazı tanımlayıcı özelliklerine göre toplum sağlığı merkezlerini daha önce duyma durumlarına bakıldığında öğrenim durumunun artmasıyla anlamlı ilişki saptanmıştır. Hiç okula gitmemiş kişilerin %7.1’i TSM’yi daha önce duyduğunu belirtirken öğrenim durumunun artmasıyla sıklığı artmış ve yüksekokul/üniversite mezunlarında %53 olmuştur. Sonuç: Araştırmanın sonucunda katılımcıların Toplum Sağlığı Merkezlerini ve faaliyetlerini çoğunlukla bilmedikleri görülmüştür. TSM’ler halkın kolay ulaşabileceği yerlerde olmalıdır. Halkın yaşantısının içinde olmalı, sağlığı geliştirici ve koruyucu sağlık hizmeti planları ve uygulamaları ile sosyal hayatın içine girmelidir. Öncü ve rehber görevini hissettirmelidir. Aynı zamanda sağlığa zarar verenlere karşı denetim ve izleme görevini hissettirmeli bunlarla ilgili yaptırımlar uygulayabilmeli bu konuda halka güven vermeli ve işbirliği yapmalıdır, Objective: This study aimed to determine, knowledge, attitude and satisfaction of people over the age of 18 admitted to some family health centers in Ankara about Community Health Centers. Methods: The participants of this study are 1218 people over the age of 18 admitted to some family health centers in Ankara. We conducted face to face interviews using a questionnarie with 37 questions. Results: 56.1% of the participants were female and 43.9% were male. Participants who have never heard name of CHC were 60.5%. 81.3% of participants did not know location of CHC and 88.9% did not visit CHC for any reason. 1.9% declared that CHC officials came to visit them. Statistically significant difference was found between educational status and status hearing name of CHC (p