Search

Amaç: Coronavirus 2019 (COVID-19)’a bağlı olarak yaşanan kapanma süreçleri Alzheimer Hastalarının nöropsikiyatrik durumu üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Bu çalışmada, Alzeimer Hastalarının tam ve kısmi karantina dönemlerindeki nöropikiyatrik durumları değerlendirilerek geleceğe yönelik çıkarımların bulunması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız prospektif, kesitsel ve çok merkezli bir çalışma olup; Türkiye'nin farklı bölgelerindeki polikliniklerce en az bir yıldır takip edilen Alzheimer Hastalarıyla yapılmıştır. Sosyo-demografik bilgiler, komorbidite, mobilite ile tam kapanma ve kısmi kapanma sürecindeki sosyal etkileşim düzeyi, Klinik Demans Değerlendirme (CDR) Ölçeği ve Nöropsikiyatrik Envanter’e (NPI) ilişkin bilgiler bakımverenler ile dolduruldu. Bulgular: Çalışmaya toplam 302 Alzheimer Hastası (ortalama yaş: 78±8 yıl, ortalama eğitim süresi: 5,8±9 yıl) dahil edildi. En sık eşlik eden hastalığın hipertansiyon olmak üzere, toplam komorbidite oranı %84 olarak bulundu. NPI skorlarının ortalaması tam kapanmada 22,9±21 ve kısmi kapanmada 17,7±15 olup gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu. Kapanma süreleri ve cinsiyete göre NPI puanlarının toplam puanları ile karşılaştırıldığında, tam kapanmada sosyal etkileşimlerin varlığı, mobilite ve komorbiditelerin etkisi kısmi kapanmaya göre daha yüksek bulundu. Tam kapanmadan kısmi sokağa çıkma yasağına geçildiğinde, komorbiditeler, mobilite ve CDR'ın NPI puanları üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu bulundu. Regresyon analizinde, her iki kapanma süresi için de Alzheimer Hastalarının nöropsikiyatrik durumu üzerinde en etkili parametrenin CDR puanı olduğu bulundu. Sonuç: Kapanma ile ilgili kısıtlamalar azaltıldığında, Alzheimer Hastalarının nöropsikolojik durumları önemli ölçüde iyileşti. Kapanma kuralları bu veriler göz önünde bulundurularak düşünülmelidir. (SETB-2021-12-375), Objectives: Coronavirus disease 2019 (COVID-19)-related lockdown may have a negative effect on the neuropsychiatric status of Alzheimer’s disease (AD) cases. In this study, it was aimed to find future implications by evaluating the neuropsychiatric conditions of AD cases during total and partial lockdown periods. Methods: It is a prospective, cross-sectional, and multicenter study that includes AD cases which have been followed for at least 1 year by outpatient clinics from different regions of Turkey. Sociodemographic data, comorbidities, mobility, existence of social interactions, clinical dementia rating (CDR) scale, and neuropsychiatric inventory (NPI) for total and partial lockdown were questioned by the caregivers with the help of case files of the patients. Results: A total of 302 AD cases were enrolled to the study (mean age: 78±8 years, mean duration of education: 5.8±9 years). The total comorbidity ratio was found to be 84%, with the most frequent comorbidity being hypertension. The mean NPI score was 22.9±21 in total lockdown and 17.7±15 in partial lockdown, which is statistically significantly different. When lockdown periods were compared with the total scores of NPI scores according to gender, existence of social interactions, mobility, and comorbidities were found higher in the total lockdown than the partial lockdown. When switching from total lockdown to partial lockdown, the presence of comorbidities, mobility, and CDR were found to be factors that had a significant effect on NPI scores. In regression analysis, CDR score was found as the most effective parameter on the neuropsychiatric status of AD cases for both lockdown periods. Conclusion: When lockdown-related restrictions were reduced, the neuropsychological conditions of AD cases were significantly improved. Lockdown rules should be considered with these data in mind.

ÖZETMERSİN İLİ MUT İLÇESİ'NDEKİ DEĞİŞİK YAŞ GRUPLARINDA LEISHMANIAANTİKOR DÜZEYLERİLeishmaniasis, Leishmania cinsi parazitik kamçılı protozoonların neden olduğuhastalığa verilen genel bir isim olup, klinik olarak Visseral Leishmaniasis, KutanözLeishmaniasis ve Mukokutanöz Leishmaniasis olmak üzere üç grup altındaincelenmektedir.Bu çalışmada Mersin İli Mut ilçesinde yaşayan 2 yaşın üzerinde, değişik yaşgruplarında Leishmaniasis lezyonu bulunmayan, 212 erkek ve 196 kadın olmaküzere toplam 408 kişiden alınan serum örneklerinde IFA yöntemi ile Leishmania IgGantikor varlığı araştırılmıştır. Rastlantısal olarak toplanan Mut ilçesi ve köylerindeikamet eden bu kişilerden alınan örneklerin incelenmesi sonucunda, çalışmaörneklerinin 5'inde (% 1.2) Leishmania IgG tipi antikor varlığı tespit edilmiştir.Örneklerin 4 ünde (% 0.98) 1/32 titre düzeyinde, 1'inde (% 0.24) ise 1/64 titredepozitiflik saptanmıştır.Endemik bölgelerde parazitle mücadelede hastaların tespiti ve tedavi edilmesi,bölgede yaşayan insanların eğitimi ve bu kişilere koruyucu önlemlerin aktarılması,bölgemizde düşük endemi gösteren hastalığın yok edilebilmesi için gerekligörülmektedir.Anahtar sözcükler: Leishmaniasis, IFA, IgG antikor ABSTRACTANTI-LEISHMANIAL ANTIBODY LEVELS IN MUT TOWN OF MERSİN CITYThe cause of Leishmaniasis is a flagelled protozoon known as Leishmania. Thereare three clinical subtypes of Leishmaniasis; Visceral Leishmaniasis, CutaneousLeishmaniasis, and Mucocutaneous Leishmaniasis.In this study, we evaluated the serum Ig G antibody levels of Leishmania of thehealthy indivudials by IFA. The study group was composed of 408 people ( 212 male,196 female). The samples were collected from the region of Mut randomly. We detectedIgG antibody of Leishmania in 5 of the collected samples (1.2 %). We also detected 1/32titer of Ig G antibody in 4 of the samples (0.98 %) and 1/64 titer of IgG antibody level in1 of the samples ( 0.24 %).Detection and treatment of the patients, education and protective applications tothe people living in endemic regions, seems to be needed, in order to eradication of thislow endemic disease.Key words: Leishmaniasis, IFA, IgG antibody 43

I ÖZET Yüksek Lisans tezi AŞILI ASMA FİDANI ÜRETİMİNDE FARKLI PARAFİN UYGULAMASI VE DİKİM YÖNTEMLERİNİN ETKİLERİ Hamdi ERHAN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Hasan ÇELİK 1993, Sayfa: 34 Jüri: Prof.Dr. Hasan ÇELİK Prof. Dr. Y.Sabit A?AO?LU Prof.Dr. Salih ÇELİK Bu araştırmada Kalecik karası ve Gül üzümü çeşitlerinin 41 B ve 5BB anaçları ile oluşturduğu aşı kombinasyonlarına ait aşılı asma fidanı üretiminde başarı üzerine 10 farklı `Parafinleme x Dikim yöntemi` uygulamasının etkileri incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular aşağıda özet olarak verilmiştir. 1. Kalecik Karası/41 B aşı kombinasyonunda en yüksek I. boy fidan oranı (%), %30.4 ile `Dikim Öncesi Parafinleme x Kümbetsiz Hendek Dikim` (DÖP x KzHD) uygulamasından elde edilmiş, bunu % 28.1 ile `Çift Parafinleme x Kümbetsiz Tepe Dikim` (ÇP x KzTD) ve %26.3 ile `Parafinsiz Kümbetli Hendek Dikim` (Pz x KiHD) Kontrol yöntemi izlemiştir. 2. Kalecik Karası/5BB aşı kombinasyonunda ise en yüksek I. boy fidan oranı (%), %51.7 ile `Çift parafinleme x Kümbetsiz Tepe Dikim` (ÇP + KzTD) ve `Çift parafinleme x Kümbetsiz Hendek dikim` (ÇP x KzHD) uygulamalarında saptanmıştır. 3. Gül Üzümü/41 B aşı kombinasyonunda en yüksek I. boy fidan oranlan Kontrol (%28.4) ve `Aşı Sonrası Parafinleme x Kümbetsiz Tepe Dikim` (ASP x KzTD) (%27.0)_ uygulamalarından elde edilmiştir. 4. Gül Üzümü/5BB aşı kombinasyonunda ise en yüksek I. boy fidan oranı (%), `Dikim Öncesi Parafinleme x Kümbetsiz Tepe Dikim (DÖP x KzTD)(%59.8) ve `Dikim Öncesi Parafinleme x Kümbetsiz Hendek Dikim` (DÖP x KzHD)(%54.9) yöntemlerinde saptanmıştır. ANAHTAR KELİMELER: Kümbetsiz hendek dikim, kümbetsiz tepe dikim, aşılı asma fidanı üretimi, parafinleme, fidanlık, dikim yöntemleri, Kalecik karası, Gül üzümü, 41 B, 5BB II ABSTRACT Masters Thesis THE EFFECTS ON DIFFERENT PARAFFINING AND PLANTING METHODS IN NURSERY PRODUCTION OF GRAPEVINE GRAFTS Hamdı* ERHAN Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department Of Horticulture Supervisor: Prof.Dr.Hasan ÇELİK 1993, Page: 34 Jury: Prof.Dr.Hasin ÇELİK Prof.Dr.Y.Sabit A?AO?LU Prof.Dr.Salih ÇELİK This experiment was carried out to determine the effects of 10 `Paraffining x planting` methods on success of grafted vine production in four graft combinations. Findings are summarized as follows; 1. `Paraffining before planting x Open and shallow planting` (30.4 %) gave highest first grade grafts, followed by `Double paraffining x Open and shallow planting` (28.1 %), and `Buried trench planting without Paraffining` (26.3 %), in Kalecik Karası/41B graft combination. 2. `Double paraffining x Open and shallow planting` (51.7%) gave highest first grade grafts in Kalecik Karası/5BB graft combination and `Double Paraffining x Open trench` planting. 3. Highest first grade grafts were obtained from control (28.4 %) and `Paraffining after grafting x Open and shallow planting` (27.0 %) in Gül üzümü/41 B graft combination. 4. Gül Üzümü/5BB graft combination, highest frist grade grafts were taken from `Paraffining before planting x Open and shallow planting` (59.8 %) and `Paraffining before planting x Open and trench planting `(54.9 %). KEY WORDS: Open and trench planting, open and shallow planting, grafted vine production, paraffining, nursery, planting methods, Kalecik karası, Gül üzümü, 41 B, 5BB. 34