Search

Cataloged from PDF version of article. Thesis (M.S.): Bilkent University, Department of Teaching English as a Foreign Language, İhsan Doğramacı Bilkent University, 2020. Includes bibliographical references (leaves 95-109). This quantitative study investigated the foreign language teaching anxiety and teacher self-efficacy perceptions of 53 native and 180 non-native teachers of English as a foreign language (EFL) in Turkish universities. The findings revealed low levels of anxiety and high levels of teacher self-efficacy among the participants. A weak to moderate negative correlation was found between the two constructs. Non-native teachers had significantly higher FL teaching anxiety than the natives; however, no significant difference was found in their perceived teacher self-efficacy. Female participants in both groups had significantly higher levels of anxiety and teacher self efficacy than the males. No other significant result was observed among the natives. However, significant differences in anxiety among the non-native participants were found in terms of age, major, and years of experience. Similarly, significant differences in teacher self-efficacy were observed in terms of major, years of experience, and students’ proficiency levels of the non-natives. Qualifications and last completed degree made no significant difference in anxiety or self-efficacy perceptions of native and non-native teachers. by Gamze Eren M.A.

Language teacher identity has been studied in several contexts in English LanguageTeaching (ELT) field; however, looking at language teacher identity in a United Statescontext in which teachers from other countries teach their native languages as a foreignlanguage has been a rare topic so far. Therefore, this phenomenological qualitative studyinvestigated the lived experiences of four foreign language teaching assistants who lived andtaught in the United States through Fulbright Foreign Language Teaching Assistant (FLTA)Program. The findings indicated four main emerging themes: (a) pedagogical shift, (b) crosscultural awareness, (c) challenges, and (d) goals and expectations. These dynamiccomponents shaped language teachers’ identity in this context. The results are presentedunder the framework of language teacher identity. Implications as a guide for future FLTAteachers and for teacher exchange programs are provided.

Bu araştırma ebeveyn kaybı yaşamış ergenlerin psikolojik sağlamlıklarını akademik öz yeterlik, algılanan sosyal destek ve duygu düzenleme açısından incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2015-2016 eğitim öğretim dönemi içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı İzmir ili merkez ilçelerinde bulunan resmi ilköğretim ikinci kademe ve lise öğrencilerinden 167 kişi oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin ebeveyn kaybı yaşamış olmaları şartı aranmıştır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları 'Ego Sağlamlığı Ölçeği', 'Akademik Öz Yeterlik Ölçeği', 'Algılanan Sosyal Destek Ölçeği-R', 'Ergenler İçin Duygu Düzenleme Ölçeği' ve 'Kişisel Bilgi Formu'dur. Veriler çoklu regresyon analizi ile analiz edilmiştir.Araştırmanın sonuçlarına göre, akademik öz-yeterlik, içsel işlevsel ve dışsal işlevsel duygu düzenleme statejisi ebeveyn kaybı yaşamış ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeyinin anlamlı yordayıcısı iken algılanan sosyal destek anlamlı bir yordayıcı olarak bulunmamıştır., This research aims to investigate the psychological resilience of adolescents who have experienced the loss of a parent in terms of academic self-efficacy, perceived social support and regulation of emotions.There are a total of 167 participants and all participants are students from secondary and highschools in Izmir that are administered by Ministry of Education. It was required to select students who experienced a parental loss. Data collection tools that were used in this research were Ego-Resilience Scale, Academic Self-Efficacy Scale, Perceived Social Support Scale-R, Regulation of Emotions Questionnaire for Adolescents, and Personal Information Form. The data was analyzed by multiple regression analysis.According to the results of this research, academic self-efficacy and internal-functional and external-functional emotion regulation were found to be the meaningful predictors of the psychological resilience of adolescents with a parental loss while perceived social support was not found to be as a meaningful predictor. Research results were discussed in the light of theliterature.

ÖzetBu çalışma da, fîssür örtücülerin, ağızlarında çürük ve eksik diş bulunmayan iyi ağız hijyenine sahip 7-8 yaşla­rında 20 çocukta tükürük mutans streptokokları ve lak­tobasil sayılan üzerindeki etkileri in vivo koşullarda araştırılmıştır. Fissür örtücü uygulamasından önce ve bir ay sonraki mikroorganizma sayıları karşılaşnrılmış-tır. Fissür örtücüler mutans streptokokları sayısı üze­rinde belirgin etkiye sahipken laktobasillerin sayısını etkilememiştir.Anahtar sözcükler: Fissür örtücü, Mutans Streptokok­ları,LaktobasilAbstractIn this study in 20 children aged 7-8 with no caries and mis­sing teeht and good oral hygiene, the efect offissiire sealants on salivary mutans streptococci and lactobacilli was inves­tigated in vivo. Before and after one month fissure sealant application, the number of microorganisms is compared. Fissure sealants had significant effect on the number of mu­tans streptococci, but no significant effect on the number oj lactobacilli.Key words: Fissure sealant, Mutans Streptococci, Lactoba­cilli.

ÖZETBu yazıda diş sorunları bulunan diyabetli hastaların ağız-diş ve medikal kontrolü, hastalığın fizyopatolojisi ve komplİkasyonları ile birlikte ayrıntılı olarak incelenmiştir.Anahtar sözcükler: Diyabetes mellitus, ağız hijyeni.ABSTRACTThis paper will review the pathophysiology and complications associated with the disease as well as the medical and dental management of the diabetic dental patient.

ÖZETBu çalışmada, iki ayrı fissür örtücü uygulanan 40 adet çürüksüz süt azısı kenar sızıntısı kontrolü açısından invivo olarak incelenmiştir. Bir ay sonra dişler çekilmiş ve prepa-ratlar optik mikroskop altında incelenmiş ve her iki grupta da sızıntı gözlenmemiştir.Anahtar sözcükler: Kenar sızıntısı, fissür örtücü.ABTRACTIn this study, the two fissure sealants were applied on 40 caries free primary molars in vivo to examine the marginal leakage. After 30 days the teeth were extracted and examined under optic microscope and no marginal leakage was observed in the two groups.Key words: Marginal leakage, fissure sealant.

63 ÖZET Koronal-Radiküler Restorasyonlann ln-vitro Olarak Değerlendirilmesi Endodontik tedaviyi takiben aşın madde kaybına uğramış dişlerin direncini arttırmak amacıyla alternatif tutuculuk yöntemlerinin mekanik dayanıklılığının incelendiği bu çalışmada 120 adet tek köklü premolar dişlerden yararlanıldı. Dişler A ve B olmak üzere iki ana gruba ayrıldı. Bu gruplara MOD ve fonksiyonel tüberkül kaldırılarak modifiye MOD kaviteler açıldı ve gruplar aşağıdaki şekilde restore edildi. Grup A1 (Kompozit için kontrol grubu) MOD kavite açımı ve kök kanalının doldurulmasını takiben sadece pulpa odasından yararlanılarak üretici firmanın önerileri doğrultusunda ışıkla polimerize olan kompozit materyali ile dişin anatomik formuna uygun olarak restorasyon yapıldı. Grup A2 (Amalgam için kontrol grubu) Kavite açımını ve kök kanalının doldurulmasını takiben pulpa odasından yararlanılarak üretici firmanın önerileri doğrultusunda adeziv uygulamasını takiben dişin anatomik formuna uygun olarak amalgam restorasyon yapıldı. Grup A3 Bu gruptaki örneklerde vidalı kanal postu kök kanalına uygulandı. Bunu takiben Grup A1' deki restoratif işlemler aynen tekrarlandı. Grup A4 Bu gruptaki örneklerde vidalı kanal postu adapte edildi. Bunu takiben tüm örnekler Grup A2'deki gibi restore edildi. Grup A5 Bu gruptaki örneklerin kanal ağızlarından itibaren 2 mm derinliğe kadar kanal dolgu maddesi ve guta perka konileri uygun bir frez yardımı ile boşaltılmıştır. Kanal sondu ile derinlik kontrolü yapıldıktan sonra kök kanalından yararlanmak suretiyle Grup Al'deki gibi restore edildi. Grup A6 Bu gruptaki örneklerin kanal ağızlarından itibaren 2 mm derinliğe kadar kanal dolgu maddesi ve guta perka konileri uygun bir frez yardımı ile boşaltılmıştır. Kanal sondu ile derinlik kontrolleri yapıldıktan sonra adeziv uygulamasını takiben amalgam kök kanalına kondanse edilmek suretiyle örnekler grup A2'deki gibi restore edildi. Grup B1 (Kompozit için kontrol grubu) Modifiye MOD preperasyonu ile kavite açılan dişler endodontik tedaviyi takiben Grup A1' deki gibi restore edildi. Grup B2 (Amalgam için kontrol grubu) Modifiye MOD preperasyonu ile kavite açılan dişler endodontik tedaviyi takiben Grup A2' deki gibi restore edildi.64 GrupB3 Modifıye MOD preperasyonu açılan dişler endodontik tedaviyi takiben Grup A3'deki gibi restore edildi. GrupB4 Modifiye MOD preperasyonu ile kavite açılan dişler endodontik tedaviyi takiben Grup A4' deki gibi restore edildi. Grup B5 Modifiye MOD preperasyonu ile kavite açılan dişler endodontik tedaviyi takiben Grup A5 'deki gibi restore edildi. GrupB6 Modifiye MOD preperasyonu ile kavite açılan dişler endodontik tedaviyi takiben Grup A6' daki gibi restore edildi. Tüm dişlerin restorasyonları tamamlandıktan sonra örnekler kron kısımları yukarıda kalacak şekilde mine sement sının ile akrilik rezin arasında 2mm'lik kök yüzeyi açıkta bırakılarak dişler tüberkül tepelerinden yere paralel olacak şekilde akrilik rezin içine gömüldü ve dişlere kırılma dayanıklılık testi uygulandı. Elde edilen sonuçlara göre; 1- Tüm gruplarda restoratif materyal olarak amalgam ile kompozit rezin kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. 2- istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmamakla birlikte amalgamın adeziv ajanlarla birlikte kullanımı kompozit rezin kullanımına göre daha yüksek kırılma değeri göstermiştir. 3- Sadece puipa odasından yararlanılan kontrol grubunda en düşük kırılma direnci bulunmuştur. 4- Vidalı kanal postu ile kök kanal boşluğundan yararlanma yöntemleri arasında MOD kavitelerde istatistiksel bir fark gözlenmemiştir. Ancak istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmasa da kök kanalından yararlanılan koronal-radiküler restorasyonlarda daha yüksek değerler elde edilmiştir. 5- Fonksiyonel tüberkülün uzaklaştırıldığı modifiye MOD kavitelerde ise koronal-radiküler restorasyonlar vidalı kanal postu uygulamasına göre istatistiksel olarak daha yüksek kırılma direnci göstermiştir. 6- Fonksiyonel tüberkülün kavite sınırlarına dahil edilmesi endodontik tedavili üst premolar dişlerde tavsiye edilebilr bir yaklaşım gibi görünmektedir. Anahtar Sözcükler. Amalgam, Amalgam bonding, Kompozit, Koronal- Radiküler restorasyonlar, Vidalı kanal postu. 65 SUMMARY ln-vitro Evaluation of Coronal-Radicular Buildup for Endodontically Treated Maxiller Premolars The primary objective is to evaluate effective techniques for restorative manegement of endodontically treated maxiller premolars. The 120 test specimens were randomly divided into two groups A and B, each grup consisting of six subgroups having 10 teeth. MOD cavities includes pulp chamber (by removing gutta-percha from pulp chamber) were prepared (group A) and same MOD cavity preparations were modified by removing palatal cusps (group B). All groups were restored as follows: Group A1 (control group for composite) A visible light cured composite (Herculite) and its adhesive system was used as a restorative material in accordance with the manufacturers' instructions.The cavity space was built up by incremental technique and restorations were completed according to the tooth anatomy. Group A2 (control group for amalgam) A Toffelmier matrix band was positioned and amalgam was condensed into cavity the space. After the adhesive application, according to the manufacturers' instructions, The amalgam was burnished and tooth anatomy was carved. Group A3 Specimens of this group were treated with screw canal posts applied to root canal and restorative methods used in Group A1 were repeated. Group A4 Specimens of this group were treated with screw canal posts applied to root and restorative methods used in Group A2 were repeated. Group A5 Gutta-percha was removed from the root canal to form a retantive area 2 mm deep. The space is enlarged mesioditally and faciolingually to to obtain a 2 mm radius. All specimens restored as in Group A1 by using the root canals. Group A6 2 mm of gutta perka of was removed from the root canals as in group A5 and all specimens restored as in Group A2 by condensing amalgam into the root canal. Group B1 (control group) Modified MOD preparations were restored as in Group A1. Group B2 (control group) Modified MOD preparations were restored as in Group A2.66 Group B3 Modified MOD preparations were restored as in Group A3. Group B4 Modified MOD preparations were restored as in Group A4. Group B5 Modified MOD preparations were restored as in Group A5. Group B6 Modified MOD preparations were restored as in Group A6. The teeth were embedded in acrylic resin to a depth 2 mm apical to the cementoenamel junction horizontally..Then, fracture resistance test was applied to every specimen. The results are summarized as below: 1. No statistical difference detected between the amalgam and composite resin as a restorative material used in all groups. 2. Amalgams used with adhesive agents show higher fracture resistance values than composite resins, although it is not statistically detected.. 3. The lowest fracture resistance is detected in control groups that only the pulp chamber is used for retansion. 4. Comparing two methods using either the screw canal post or root canal cavity, no statistical difference is found in the MOD cavities. However, higher fracture resistance values are obtained for the coronal radicular restorations using the root canal method. 5. In modified MOD cavities where functional cusps are removed, coronal radicular restorations show statistically higher fracture resistance values comparing with the screw canal post applications. 6. Removing the funcional cusps of endodonticially treated maxiller premolars for crono- radicular buildups seems to be a successful restorative tecnique. Key Words: Amalgam, Amalgam bonding, Composite, Coronal-Radicular buildup, Screw canal post. 75