Search

Bu çalışmada, yapılan araştırmalar sonucunda spor alanında toplam kalite yönetimi anlayışı konusunda bir boşluk olduğu görülmüş ve konu ile ilgili ülkemizde yayımlanmış olan lisansüstü tezlerin belirli parametreler çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçtan hareketle, 2000-2020 yılları arasında Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi (YÖKTEZ) veri tabanında yayımlanmış, erişime açık lisansüstü tezler incelenmiştir. Lisansüstü tez çalışmalarının genel bir profilini ortaya koymak için araştırma yöntemi olarak bibliyometrik analiz tekniği kullanılmıştır. Konu ile ilgili veri tabanında erişime açık olan 737 tez incelenmiş, bunların 16’sının sporda toplam kalite yönetimi üzerine olduğu sonucu elde edilmiştir. Araştırmada, veri tabanında yer alan lisansüstü tezlerin künyelerine ilişkin parametreler SPSS 23 programında analiz edilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda, en fazla tezin 2007 yılında yayınlandığı ve bu alana en fazla katkının Marmara Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından sağlandığı belirlenmiştir. Sporda toplam kalite yönetimi alanında yazılan tezlerin tamamının yüksek lisans düzeyinde olduğu, konu ile ilgili yazılan doktora tezinin olmadığı bulgusu dikkat çekmiştir. Konu ile ilgili çalışmalarının büyük çoğunluğunun ise nicel araştırmalar olduğu görülmüştür., In this study, as a result of the researches, it has been observed that there is a gap in the field of total quality management in the field of sports and it is aimed to examine the postgraduate theses published in our country on the subject within the framework of certain parameters. Based on this aim, postgraduate theses that have been published in the database of of Council of Higher Education between 2000-2020 have been examined. Bibliometric analysis technique was used as a research method to reveal a general profile of postgraduate thesis studies. 737 theses, which are accessible to the database on the subject, were examined and it was concluded that 16 of them were on total quality management in sports. In the study, the parameters related to the imprint of postgraduate theses in the database were analyzed in SPSS 23 program. As a result of the investigations, it was determined that the most theses were published in 2007 and that the most contributions to this field were provided by Marmara University, Selçuk University, Kahramanmaraş Sütçü Imam University and Bahçeşehir University. It was remarkable that all theses in the field of total quality management in sports are at the master's level and there is no doctoral thesis on the subject. It has been observed that the vast majority of studies on the subject are quantitative research.

The purpose of this study is to reveal the view of Turkish police officer on violence in football and hooliganism with the case of Mugla province. A universe of the study consists of police officers working in the Riot Police Unit who are tasked with providing the security for football events and other sport events. 70 police officers working for Mugla Provincial Riot Police Branch Office constitute of a sample of the study. In this research, “The Questionnaire of A View on Hooliganism” comprising 35 questions and developed by Celik in 2007 with the purpose of finding out the riot police officers’ demographic information, participants’ opinion concerning current laws and regulations, a prevention of spectator’s aggression, a coordination with other security units and institutions, practices in the stadium, educational subjects and solution recommendations is conducted as a data collection tool. A validity of the questionnaire has been tested and Cronbach’s alpha coefficient has been calculated as 0,83. The collected data has been analyzed using SPSS 14 package program. Frequency, percentage and avarage is used for analyzing socio-demographic profile of subjects. According to the analysis, the violence in the stadium originating from irresponsible spectators is accounted for 84%, and the role of media has 48%. From the views concerning current law and regulations, 55% of the subjects reply “partially sufficient”. 68% of them states that a security of the event should be transferred into private security services. 84% of the subjects indicates that it should be extra payment as long as police officers are tasked. To conclusion, participants indicate that the current “A Violence in Sports Law” is not literally address the needs, it should be pursued different policies concerning the prevention of spectators’ aggressions, a coordination with other institutions and especially with judicial authorities is not ensured, a security in the stadium should be provided by private security services, police officers are indifferent towards improvements and alterations in the safety of sports, and they are not educated enough in this field.

Although the fans are one of the main sources that keep the clubs alive, it is extremely wrong to ignore this audience and not to conduct research based on scientific methods about them. It will be important for the clubs to understand this community that is attached blindly and does not stop supporting their team. In this study, the aim was to understand the psychological commitment of the Faculty of Sport Sciences students to the team they support and examine this commitment in terms of different variables. The study group of this research consisted of 446 students, 162 of whom were females and 284 were males, who continue their education at Mugla Sitki Kocman University the Faculty of Sport Sciences. As data collection tools; the Psychological Commitment to Team (PCT) Scale developed by Mahony et al. (2000) and adapted to Turkish by Eskiler et al. (2011) and the "Personal Information Form" prepared by the researchers to determine the demographic characteristics of the students were used. In the analysis of the obtained data; to determine the socio-demographic characteristics of the participants, frequency and percentage analysis, and to evaluate the psychological commitment of students to their teams according to different variables t-test and one-way analysis of variance (ANOVA) were applied. After one-way analysis of variance(ANOVA), Tukey HSD multiple comparison test was applied to determine from which groups the statistical difference occurred. In statistical analysis and interpretation of the data, p

Çalışmanın amacı; spor hizmeti alan bireylerde sosyal görünüş kayısı ile öznel mutluluk ilişkisini açıklamaktır. Çalışma grubunu; İstanbul ilinde yer alan spor merkezlerine gelen ve tesadüfi yöntemle çalışmaya dâhil edilen 238 (146 kadın, 92 erkek) birey oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak; Hart ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilen, Doğan (2010) tarafından Türkçe’ye uyarlanan ve geçerlik-güvenirlik çalışması yapılan “Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği” ile Lyubomirsky ve Lepper (1999) tarafından geliştirilen ve Akın ve Satıcı (2011) tarafından Türkçe’ye uyarlanan "Öznel Mutluluk Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde istatistiksel yöntem olarak; betimsel istatistik, bağımsız gruplar için t-testi, tek yönlü varyans analizi (Anova), Tukey çoklu karşılaştırma testi ve bağımlı değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek için Pearson Correlation testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; katılımcıların mutluluk düzeyleri gelir durumu değişkenine göre anlamlı farklılık gösterirken, gelir durumlarının sosyal görünüş kaygısında etkili olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, mutluluk ile sosyal görünüş kaygısı arasında negatif yönde düşük düzeyde ilişki olduğu tespit edilmiştir.

The aim of this research was to investigate of the correlationbetween qualıty of living and participation in recreative activities ofuniversity students. A total of 498subjects, of which 276 male and 222 female, with a mean age of 21.54 ± 2.02,who are students of Faculty of Sports Sciences of both Muğla Sıtkı KoçmanUniversity and Gazi University, voluntarily participated to our survey. TheWorld Health Organization Quality of Life Scale-Short Form (WHOQOL-27) andpersonal information form were used to determine the quality of life foruniversity students participating in the study. Crosstab, Chi-square,independent t-test and correlation analysis were used in the analysis of thedata. As a result, it was found that there is a significant correlation betweenthe physical field and the income level, which is the quality of life subscale,between the psychological field and the academic achievement, the income leveland the place of life, between the social field and the age and income level. Apositive correlation was found in the positive direction for universitystudents participating in the survey between the quality of life subscalestotal score of the physical and psychological field and the answers aboutdifficulties in assessing your free time. In order to improve the quality oflife of university students, it is suggested to create recreation areas wherethey can spend free time efficiently and actively on and off campus., Bu araştırmanınamacı, üniversite öğrencilerinde, rekreasyon faaliyetlerine katılım ile yaşamkalitesi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışmaya, Gazi Üniversitesi veMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Spor bilimleri Fakültesi’nde öğrenim gören, yaşortalaması 21,54±2,02 olan, 276 erkek ve 222 kadından oluşan toplam 498 denekgönüllü katılmıştır. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerine kişisel bilgiformu, yaşam kalitesini belirlemek Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi ÖlçeğiKısa Formu (WHOQOL-27) kullanılmıştır. Verilerin analizinde crosstab, Ki-kare,independent t test ve korelasyon analizi kullanılmıştır. Sonuç olarak, yaşamkalitesi alt boyutu olan fiziksel alan ile gelir düzeyi arasında, psikolojik alan ile akademik başarı, gelirdüzeyi ve yaşamını geçirdiği yer arasında, sosyal alan ile yaş ve gelir düzeyi arasında, çevresel alan ile gelirdüzeyi ve haftalık serbest zaman süresi arasında anlamlı ilişki tespitedilmiştir. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinde, yaşam kalitesi alt boyutları fiziksel alan vepsikolojik alan toplam puanı ile serbest zamanlarınızı değerlendirmede yaşanangüçlüklere ilişkin verilen cevaplar arasında pozitif yönde anlamlı ilişkibulunmuştur. Üniversite öğrencilerinin yaşam kalitesini artırmak amacıyla, kampüs içi ve dışında serbest zamanı verimlive aktif geçirebileceği rekreasyon alanlarının oluşturulması önerilmektedir.

The aim of this study is to determine whether the relationship between organizational trust and organizational commitment. In order words, is intended to determine whether an effective factor on organizational commitment of the trusth levels to management of athletes. As research data collection tool is used the short form of Organizational trust Inventory developed by Bromiley and Cummings (1996). Tüzün (2006) has turned the Turkish and has tested of scale reliability and validity using the varimax rotated factor analysis. According to Alpha (Cronbach's alpha) is designated as the reliability coefficient of 0.84. The obtained data are calculated frequency and percent values. In the analysis of data was used independent sample t tes t and One - way analysis of variance (ANOVA). In addition, is used "Personal Information Form" prepared by the researcher to achieve to some personal information of participants. The universe of this study, is creating licensed athletes in sports clubs, samp le; who voluntarily agree to participate in research constitutes 240 licensed athletes from sports club in Muğla. When examined by gender and organizational commitment status, although a have higher women than men organizational commitment scores, there is no commitment levels significant difference at the 0.05 level. Organizational commitment status was higher married participants than single participants also p

This study aimed to examine fair play behaviors of futsal players in high school regarding some variables. Totally 187 high school students including 76 males and 111 females participated in the study in 2017-2018 education period. The Fair Play Scale in Physical Education and Sport, developed by Hassandra et al. [7] and adapted to Turkish by Mirzaoglu [12] was used to collect data. The scale has four subscales including 16 items. The scale consists of the factors of respect towards teammates, cheating, respect conventions, and gamesmanship. The descriptive analysis of demographic variables and exploratory factor analysis for validity were used; Cronbach’s alpha coefficient was calculated for reliability. The relationships were determined by using correlation analysis, and independent t-test was used for comparison between groups. Factor loadings ranged between 0,563 and 0,913. Moreover, Cronbach’s alpha coefficient was found to be as 0,838 indicating that the scale had high reliability. In correlation results, the gender variable was only found to be significant (p

In the new world order, societies have begun to pursue a policy aimed at achieving individuals’ appreciating their leisure time, enjoying it, and succeeding in increasing business productivity. Individuals who use their leisure time effectively are regarded healthy emotionally, spiritually, mentally, socially, professionally and physically. It is aimed to examine recreation and leisure time activities in different cultures by considering the similarity or differences between the Turkish society and the leisure time activities of the societies living in different regions of the world. In this study, domestic and international recreation activities were examined and information was obtained by literature screening method. Countries where leisure time activities are studied in different cultures; Turkey, America, Germany, England, China, Australia. As a result, it is noteworthy that in Turkish, American and British society, the rate of watching television, which is regarded as passive recreation activity, is higher than other leisure time activities. In the German and Australian communities, outdoor recreational activities and sport recreational activities are more likely to participate while Chinese society has more participation in traditional sports and cultural activities. Extended English abstract is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file . Ozet Yenidunya duzeninde toplumlar, serbest zamanlarini iyi degerlendiren, haz ve keyif alan, is verimliligini artirmayi basaran bireyler elde etmeyi hedefleyen bir politika izlemeye baslamislardir. Serbest zamanlarini etkili ve verimli kullanan bireylerin duygusal, ruhsal, zihinsel, toplumsal, mesleki ve fiziksel olarak saglikli olma hali soz konusudur. Turk toplumu ve dunyanin farkli bolgelerinde yasayan toplumlarin serbest zaman aktiviteleri arasinda benzerlik veya farkliliklar olup olmadigi dusuncesinden yola cikilarak, farkli kulturlerde rekreasyon, serbest zaman aktivitelerinin incelenmesi amaclanmistir. Bu calismada, yurt ici ve yurtdisi rekreasyon calismalari incelenmis ve literatur tarama yontemi ile bilgiler elde edilmistir. Farkli kulturlerde serbest zaman aktivitelerinin incelendigi ulkeler; Turkiye, Amerika, Almanya, Ingiltere, Cin, Avustralya. Sonuc olarak, Turk, Amerikan ve Ingiliz toplumunda, pasif rekreasyon faaliyeti olan televizyon seyretme oraninin diger serbest zaman aktivitelerine gore yuksek degerlerde olmasi dikkat cekicidir. Almanya ve Avustralya toplumunda acik hava rekreasyon faaliyetleri ile sportif rekreasyon aktivitelerine katilimin fazla oldugu, Cin toplumunda geleneksel sporlara ve kulturel faaliyetlere daha fazla katilim oldugu gorulmektedir.

The current study focused on decision-making styles of basketball classification referees under Turkish Basketball Federation. In the study; “Personal Information Form” designed by the researchers and “Melbourne Decision Making Questionnaire” developed by Mann et al. (1998) and adapted into Turkish by Deniz et al. (2004) that explore decision-making styles were employed. Decision-making styles of the participant referees were compared in terms of sex, age, refereeing duration, province, average number of matches conducted during the season, whether or not being affected by spectator pressure, education, perceived economic income and marital status. The population of the study was composed of a total of 251 basketball classification referees (31 female referees and 220 male referees) under TBF (2015-2016 Season). The sample was consisted of a total of 197 basketball classification referees who volunteered to join the study (25 female referees and 172 male referees). As a result; vigilance decision-making of the basketball classification referees who worked under TBF decreased as their educational status increased. It was identified that those basketball classification referees who were married used buck-passing, procrastination and hyper-vigilance decision-making styles more than those who were single. It may be argued that as age increased, basketball classification referees preferred hyper-vigilance decision-making styles. Extended English abstract is in the end of PDF (TURKISH) file . Ozet Bu calisma, Turkiye Basketbol Federasyonu (TBF) bunyesindeki, basketbol klasman hakemlerinin karar verme stillerinin incelenmesine odaklanmistir. Arastirmada, arastirmacilarin gelistirdigi “Kisisel Bilgi Formu” ve karar verme stillerini belirlemek icin Mann ve digerleri (1998), tarafindan gelistirilmis olan ve Deniz (2004) tarafindan Turkce uyarlamasi yapilan “Melbourne Karar Verme Stilleri Olcegi” kullanilmistir. Katilimcilarin karar verme stilleri, cinsiyet, yas, hakemlik yili, il, sezonda yonettigi ortalama mac sayisi, seyirci baskisindan etkilenip-etkilenmeme, egitim, algilanan ekonomik gelir ve medeni durumlari acilarindan mukayese edilmistir. Arastirmanin evrenini TBF’na bagli olarak gorev yapan (2015-2016 Sezonu), 31’i kadin, 220’si erkek olmak uzere toplam 251 klasman hakeminden olusmaktadir. Orneklem ise, genel evren icerisinden calismamiza gonullu olarak katilmayi kabul eden 25’i kadin,172’si erkek klasman hakem olmak uzere genel toplamda 197 basketbol klasman hakeminden olusmustur. Sonuc olarak; TBF’na bagli olarak klasman statude gorev yapan hakemleri n, egitim seviyelerinin yukseldikce, dikkatli karar verme alt boyutunda azalma oldugunu, evli olan katilimcilarin, bekâr olan katilimcilara oranla daha cok kacingan, erteleyici ve panik karar verme stilini kullandiklarini, yasin ilerlemesine bagli olarak kacingan karar verme stilini tercih ettikleri soylenebilir.

The aim of this study was to examine the relationships between sprint speeds, reaction times, strength and vertical jump properties of handball players. 23 handball players having 23.96±2.79 ages mean, 178.57±3.68 heights mean, 77.21±3.98 weights mean 8.30±1.74 sporting age participated in the study. Age, height, weight, sprint speed, reaction time, strength and vertical jump values were measured by instruments. Collected data was recorded in SPSS. Pearson Product Correlation test was used to examine relationships between properties and significant level was accepted as p

Communication and emphaty are an important dimension of tennis player and these skills should be developed in students and young tennis player. In this study, we aimed to determi ne the communication skills and emphatic tendency of student tennis players. Data were collected with 115 student tennis players who participated in university sport games championships. In this study, three instruments were used: Personal Knowledge Form, Communication Skills Assessing Scale (Korkut, 1996), and Emphatic Tendency Scale (Dökmen, 1988). In order to demonstrate the reliability of the scales to test the reliability of communication skills as a result of the scale, Cronbach's alpha value of 0.784 , the Cronbach alpha coefficient of empathic tendency scale was found to be 0.816. Accordingly, it can be said that the high reliability of the scales. The data sets analysed by independent samples t - test, one way ANOVA and correlation analyses. The result s showed that communication skills of the student tennis players were higher and the emphaty tendencies of the student tennis players were lower according to relevant literature. Communication skills and emphaty tendencies of the student tennis players wer e not statically significant according to ages, genders and departments of them. The correlation between The communication skills and emphaty tendencies of the student tennis players were positive and statically significant.

Bu araştırmada, futbol hakemlerinin müsabaka öncesindeki sürekli kaygı düzeylerinin farklı değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini 2014-2015 sezonunda Ege Bölgesindeki illerde faal hakemlik yapan 639 futbol hakemi, örneklemini ise araştırmaya gönüllü olarak katılan 106 hakem oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak, araştırmacılar tarafından hazırlanan demografik sorulardan oluşan sosyo-demografik bilgi formu ile kaygı düzeyini ölçmek için Öner ve Le Compte tarafından Türkçeye uyarlanmış ve güvenirlilik ve geçerlilik çalışması yine aynı kişiler tarafından yapılmış olan Speilberger'in sürekli kaygı envanteri kullanılmış, elde edilen bulgular SPSS 20.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde, verilerin normal dağılıma uygunluğu tek örneklem kolmogorov-smirnov testi ile belirlenmiştir. Tüm gruplar için %5 anlamlılık düzeyinde verilerin dağılımın normal dağılıma uygunluk göstermediği belirlenmiştir. Bu yüzden parametrik olmayan analiz yöntemlerinden olan Wilcoxon İşaretli Sıra Sayıları Testi ile Mann Whitney-U Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; müsabaka öncesi sürekli kaygı düzeyi bakımından cinsiyet değişkenine, hakemlik kategorilerine ve hakemlik yapma sürelerine göre katılımcılarda anlamlı bir fark tespit edilememiştir, The aim of this study was to evaluate the trait anxiety levels of football referees according to some variables. The sample of the study consisted of 106 football referees in total who served in the province of Aegean region. In this research, “State and Trait Anxiety Inventory” which was developed by C. Spielberger (1970) and adapted by Öner and Le Compte (1985) were used to collect data. The data was analyzed using SPSS 20.0 (Statistical package for social sciences) package program. Normal distribution conformity of data has been determined by using Kolmogorov-Smirnov test. For all the groups, it has been found that data did not display normal distribution. Correspondingly, nonparametric tests, Kruska-Wallis and Mann Whitney-U, have been used to analyze data. As a result of this research; there was not a significant difference in terms of trait anxiety levels before the competitions according to gender, referee categories and referee times

In this study, we will try to explain how the sport and tourism concepts perceive and which activities and organizations support those concepts in Turkey. Also what are the positive and negative ef...

Communication and emphaty are an important dimension of tennis player and these skills should be developed in students and young tennis player. In this study, we aimed to determine the communication skills and emphatic tendency of student tennis players. Data were collected with 115 student tennis players who participated in university sport games championships. In this study, three instruments were used: Personal Knowledge Form, Communication Skills Assessing Scale (Korkut, 1996), and Emphatic Tendency Scale (Dökmen, 1988). In order to demonstrate the reliability of the scales to test the reliability of communication skills as a result of the scale, Cronbach's alpha value of 0.784, the Cronbach alpha coefficient of empathic tendency scale was found to be 0.816. Accordingly, it can be said that the high reliability of the scales. The data sets analysed by independent samples t-test, one way ANOVA and correlation analyses. The results showed that communication skills of the student tennis players were higher and the emphaty tendencies of the student tennis players were lower according to relevant literature. Communication skills and emphaty tendencies of the student tennis players were not statically significant according to ages, genders and departments of them. The correlation between The communication skills and emphaty tendencies of the student tennis players were positive and statically significant., İletişim ve empati becerisi, özellikle bireysel sporlarda rakibi anlama ve strateji geliştirebilme noktasında büyük önem taşımaktadır. Tenis sporcularının da bu özellikleri taşıması ve müsabakalarda kullanabilmesi beklenir. Bu çalışmada Üniversitelerarası Süper Lig ve 1. Lig Tenis müsabakalarına katılan üniversite öğrencilerinin algıladıkları iletişim becerisi ve empatik eğilim düzeyinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır . Çalışma, toplam 115 (68 erkek, 47 kadın) öğrenci-sporcu ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği (Korkut, 1996) ve Empatik Eğilim Ölçeği (Dökmen, 1988) ile elde edilmiştir. Ölçeklerin güvenirliklerini ortaya koymak amacıyla yapılan güvenirlik testleri sonucunda iletişim becerisi ölçeğinin Cronbach alfa değeri 0,784, empatik eğilim ölçeğinin Cronbach alfa değeri ise 0,816 olarak söylenebilir. Elde edilen bulgulara, bağımsız örneklemler t-testi, tek yönlü varyans ve korelasyon analizleri yapılmıştır . Yapılan analizler sonucunda, öğrenci-sporcuların iletişim becerileri ve empatik eğilimlerinde cinsiyet , yaş ve bölümlerine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklara rastlanmamıştır . Sonuç olarak, öğrenci-sporcuların algıladıkları iletişim becerisi puan ortalamalarının yüksek, empatik eğilim puan ortalamalarının ise düşük düzeyde olduğu belirlenmiş, bu iki becerinin birbirleriyle olumlu bir ilişkide oldukları saptanmıştır

Bu calisma, hentbolcularda sprint surati, reaksiyon zamani, kuvvet ve dikey sicrama ozellikleri arasindaki iliskilerin incelenmesi amaci ile yapilmistir. Calismaya, yas ortalamalari77.21±3.98 kg olan ve 8.30±1.74 yil antrenman yasina sahip 23 hentbolcu gonullu olarak katilmistir.Arastirmada yas, boy, vucut agirligi, sprint surati, reaksiyon zamani, kuvvet ve dikey sicrama degerleri olcum aletleri ile tespit edilmistir. Elde edilen veriler SPSS programinda kaydedilmistir. Ozellikler arasindaki iliskileri incelemek icin Pearson Korelâsyon testi uygulanmis ve anlamlilik duzeyi p < 0.05 olarak kabul edilmistir.Hentbolcularin sprint surati ile reaksiyon isik sag el ve reaksiyon isik sol el degerleri arasinda; sirt kuvveti ve dikey sicrama degerleri arasinda; beden kitle indeksi ile sag ve sol el kavrama kuvveti degerleri arasinda anlamli iliskiler bulundugu saptanmistir (p < 0.05). Sonuc olarak, hentbolcularda bir cok fiziksel uygunluk parametresinin birbiriyle iliskili oldugu ve hentbolcularin ortalama degerlerinin literatur calismalarla karsilastirildiginda kuvvet, sprint surati, reaksiyon zamani ve dikey sicrama ozellikleri acisindan oldukca iyi durumda olduklari gozlenmistir

The aim of this study was to compare life quality of people living in İstanbul, Ankara and İzmir having higher population density to those living in cities having lower population density. 2060 people from İstanbul, Ankara and İzmir, 5892 people from other cities, totally 7952 people, were participated in the study. Turkish version of WHOQOL-BREF scale consisting 27 items, developed by World Health Organization with the participation of 15 collaboration centers was used to determine life quality of participants. WHOQOL-BREF scale includes four dimensions; physical, psychological, social relations, and environment SPSS 16.0 was used to analyzed collected data. Descriptive analyze was used to determine characteristics of participants, Independent t test was used to compare cities having different populations densities, crosstab and chi square tests were used to analyze items not included in scoring. Significant differences were found between people from cities having different population density in terms of physical and environmental field (p0.05). Consequently, according to higher level of life quality scores of people living in high population density than those living low population densities in terms of physical, psychological, social and environmental field, it can be said that it is a positive reflection of life to life quality in cities having higher population density.

The aim of this research is to determine the personal variables, reasons for selecting and competing in this field and expectations of beach handball players in Turkey. According to the data of the questionnaire, the coherent reliability coefficient of the questionnaire was calculated as .7826. The relationship between the reasons for their choosing and playing this sport and their expectations were analyzed in terms of the gender, age, education department, sport age, monthly family income and hometown experience variables by considering percentage and frequency parameters by using t-test and one-way analysis of variance for p0,05). ÖzetBu araştırmanın amacı, Türkiye’deki plaj hentbolu sporcularının kişisel değişkenleri, bu spor branşına yönelme nedenleri, bu branşla uğraşma nedenleri ve bu spordan gelecek beklentilerinin belirlenmesidir. Anketten elde edilen verilere dayalı olarak anketin iç tutarlılık güvenilirlik katsayısı .7826 olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizinde, yüzde ve frekans değerleri alınarak cinsiyet, yaş, eğitim aldığı bölüme, spor yapma yılına, aylık aile geliri, yetiştiği yer ve anne-baba eğitim durumu değişkenleri ile bu spor branşına yönelme nedenleri, uğraşma nedenleri ve bu spordan gelecek beklentileri arasındaki ilişkinin belirlenmesi için t- testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmış ve p

The purpose of this study is examining the relation between the emotional intelligence and happiness of the wellness coaches. 390 wellness coaches 282 of whom were women and 108 of whom were men participated voluntarily in the study. The participants were actively working as wellness coaches. The Emotional Intelligence Scale (EIS) whose Turkish adaptation was realized by Aslan; and the Oxford Happiness Scale, which was developed by Hills and Argyle whose adaptation into Turkish was realized by Dogan and Sapmaz were used as the data collection tools. The descriptive statistical methods, the t-test, One-Way Variance Analysis (ANOVA), regression analysis and Pearson Correlation tests were used for the analysis of the data. At the end of the study it was determined that there was no statistically significant differences between the happiness and emotional intelligence points of Wellness Coaches for Oxford Happiness Scale when these points were compared according to the genders (p>0,05); and significant difference was determined in benefiting from emotions and optimism, which are the sub-dimensions of emotional intelligence scale (p0,05). It is observed that there is a positive relation at 0,383 level between the Oxford Happiness Scale and the Emotional Intelligence Scale. When the regression analysis results are examined, it is observed that the Emotional Intelligence Sub-dimensions explain the happiness at the medium level. The most explanatory one among the sub-dimensions is the optimism sub-dimension.

Bu çalışmanın amacı örgütsel güven ve örgütsel bağlılık arasında ilişki olup olmadığını ortaya koymaktır. Diğer bir ifade ile sporcuların yöneticilere duydukları güven düzeylerinin örgütsel bağlılıkları üzerinde etkili bir unsur olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Bromiley ve Cummings (1996) tarafından geliştirilen “Örgütsel Güven Envanteri”nin kısa formu kullanılmıştır. Tüzün (2006) yaptığı çalışmada ölçeği Türkçeye çevirmiş ve ölçeğin geçerlilik ve güvenilirliğini varimax rotasyonlu faktör analizi yöntemini kullanarak test etmiştir. Yapılan analiz sonucunda; Alpha (Cronbach Alpha) güvenirlik katsayısı 0,84 olarak belirlenmiştir. Elde edilen verilerin frekans ve yüzde değerleri hesaplanmıştır. Verilerin analizinde İndependent Samle T testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova) kullanılmıştır. Ayrıca katılımcıların bazı kişisel bilgilerine ulaşmak için araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Bu çalışmanın evrenini spor kulüplerindeki lisanlı sporcular oluştururken, örneklemini ise; Muğla ilinde bulunan spor kulüplerinden gönüllü olarak araştırmaya katılmayı kabul eden 240 lisanslı sporcu oluşturmaktadır. Cinsiyete göre örgütsel bağlılık durumları incelendiğinde örgütsel bağlılık puanları kadınların erkeklerden daha yüksek bulunmasına rağmen bağlılık düzeyleri arasında P>0,05 düzeyinde anlamlı bir farklılık yoktur. Bekar katılımcıların evli katılımcılara göre örgütsel bağlılık durumları daha yüksek bulunmuştur ayrıca p, Bu çalışmanın amacı örgütsel güven ve örgütsel bağlılık arasında ilişki olup olmadığını ortaya koymaktır. Diğer bir ifade ile sporcuların yöneticilere duydukları güven düzeylerinin örgütsel bağlılıkları üzerinde etkili bir unsur olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Bromiley ve Cummings (1996) tarafından geliştirilen “Örgütsel Güven Envanteri”nin kısa formu kullanılmıştır. Tüzün (2006) yaptığı çalışmada ölçeği Türkçeye çevirmiş ve ölçeğin geçerlilik ve güvenilirliğini varimax rotasyonlu faktör analizi yöntemini kullanarak test etmiştir. Yapılan analiz sonucunda; Alpha (Cronbach Alpha) güvenirlik katsayısı 0,84 olarak belirlenmiştir. Elde edilen verilerin frekans ve yüzde değerleri hesaplanmıştır. Verilerin analizinde İndependent Samle T testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova) kullanılmıştır. Ayrıca katılımcıların bazı kişisel bilgilerine ulaşmak için araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Bu çalışmanın evrenini spor kulüplerindeki lisanlı sporcular oluştururken, örneklemini ise; Muğla ilinde bulunan spor kulüplerinden gönüllü olarak araştırmaya katılmayı kabul eden 240 lisanslı sporcu oluşturmaktadır. Cinsiyete göre örgütsel bağlılık durumları incelendiğinde örgütsel bağlılık puanları kadınların erkeklerden daha yüksek bulunmasına rağmen bağlılık düzeyleri arasında P > 0,05 düzeyinde anlamlı bir farklılık yoktur. Bekar katılımcıların evli katılımcılara göre örgütsel bağlılık durumları daha yüksek bulunmuştur ayrıca p < 0,05 düzeyinde anlamlı bir farklılık mevcuttur. Eğitim durumlarına göre örgütsel bağlılık puanları arasında P < 0,05 düzeyinde anlamlı bir farklılık mevcuttur. Sonuç olarak; katılımcıların duygusal ve bilişsel örgütsel güven ile ilgili ifadelere yüksek düzeyde katılma yönünde bir eğilim sergiledikleri söyleyebiliriz. Duygusal bağlılık ile ilgili ifadelere kararsız kaldıklarını söyleyebiliriz. Normatif bağlılık ile ilgili ifadelere ise kararsız ve yüksek düzeyde katılım sergiledikleri ve devam bağlılığı boyutu yönünde katılımın yüksek olduğu görülmektedir