Müzeler geçmişte katı bir değişmezliğin sembolü iken, post modernizm ile birlikte çağın gerekliliklerini yerine getirmek üzere gittikçe daha esnek ve paylaşımcı bir yapı kazanmış ve bu değişim süreci müzelerin sergileme yaklaşımlarını da etkilemişir. Bu dönemde, ziyaretçi odaklı çalışmalar yürüten müzelerin sahip oldukları eserleri korumak ve teşhir etmekten oluşan yükümlülükleri, bu eserlerin izleyiciler ile farklı bağlamlarda etkileşimde bulunmalarını sağlamak üzere genişlemiştir. Günümüzde müzelerde sergileme yaklaşımları, koleksiyonları izleyicilere hikayesel bir şekilde aktarmak üzerinedir. Söz konusu hikaye aktarımı olunca, birçok sergileme tasarımcısı tiyatroda hikaye aktarmak üzere uzunca bir süredir kullanılan sahnografi yaklaşımınını ve prensiplerini müzecilik alanında yorumlamışlardır. Bu yaklaşıma göre müze koleksiyonundaki nesneler `yıldız` olmakta ve hikayesini aktaran sergileme elemanları ve yaratılan atmosfer ise `dekor`u oluşturmaktadır. Tasarım tarihi alanı ile müzecilik çalışmaları arasında köprü kurulan bu çalışmada tasarım tarihi alanından yeni bir yaklaşım olan `senaryo analizi` yöntemi, müzelerin hikayesel sergileme yaklaşımı bağlamında, özellikle nesne odaklı sergilerde araştırma safhası için bir araştırma yöntemi önerisi olarak sunulmaktadır. Senaryo analizi, nesnelerin tarihlerinin `üretim-tüketim ve dolayım` kümelerinde, farklı aktörler tarafından kullanılmaları da göz önünde bulundurularak sürekli bir akış halinde araştırılmaları ile senaryolarının ortaya çıkarılmaları prensibine dayanan bir araştırma metodudur. Bu araştırmada senaryo analizi irdelenmiş, şematize edilmiş, geliştirilmiş ve sergilerin araştırma safhasına uyum sağlayacak şekilde bir araştırma seti haline getirilmiştir. Araştırma setinin başlıkları oluşturulurken senaryo analizinin katmanları detaylı olarak incelenmiştir.Araştırma, böylece müzecilik ve özellikle nesne-odaklı sergileme çalışmaları ile tasarım tarihi arasında köprü kurarak katmanlı araştırma yapısı ile senaryo analizi sayesinde sergilere kapsamlı malzeme sunmayı hedeflemektedir.Araştırmada bu hedefi gerçekleştirmek üzere bir vaka çalışması gerçekleştirilmiştir. Vaka çalışmasında; bir sanat galerisinde gerçekleşen bir sergide yer alan bir grup nesnenin araştırma ve sergileme safhasında senaryo analizi yöntemi uygulanmış ve verimliliği analiz edilmiştir. Sergileme sahnografi yaklaşımı ile planlanmış ve tasarlanmıştır. Araştırma sürecine senaryo analizi minvalinde hazırlanan araştırma seti rehberlik etmiştir. Sergide yer alacak her nesne için ayrı ayrı araştırma setinin konuları araştırılmış ve verilerin sergide rehberlik edebilmesi için formüle edilebilmesi için oluşturulan araştırma seti tablolarına işlenmiştir. Araştırma seti tablosunun homojen ve akışkan yapısı, araştırma sürecinde bir veri araştırılırken bulunan diğer verilerin senkronize olarak diğer alanlara işlenebilmesine olanak sağlamıştır. Sergileme sürecine geçildiğinde öncelikle sergileme süreci birbiri ile etkileşimde olan ve bu tezin de içeriğini oluşturan üç temel bileşen olan; araştırma yöntemi olarak `senaryo analizi`, sergileme yaklaşımı olarak `sahnografi` ve izleyici odaklı olan serginin hedeflerin ortaya koyan `izleyici deneyimi değerleri` olarak belirtilmiş ve şematize edilmiştir. Ayrıca sergileme planı ve sergileme birimleri tasarımları üzerinde bu bileşenlerin ve içeriklerinin, katmanlarının yerleşimleri planlanmıştır. Sergilemede senaryo analizinin katmanlarının plan şeması üzerindeki belirlenen yerlerine hangi verilerin işleneceğine, nesnelerin araştırma seti tabloları rehberlik etmiştir. Bu aşamada sergi süreci bileşenlerinden izleyicilerin sergiden beklediği deneyimleri yansıtan `izleyici deneyimi değerleri` ile `senaryo analizi katmanlar`ı arasında ilişki kurmak ve aynı zamanda seçilecek verilerin dereceli bir şekilde elenerek sergi tasarımının esnekliğini arttırmak üzere ikinci bir tablo hazırlanmıştır. Bu tablo ile hangi verilerin izleyiciye aktarılacağına karar verildikten sonra serginin teması bağlamında verilerin sergileme birimlerine aktarılacağı tasarım sürecine geçilmiştir. Serginin temasının belirlenmesinde sergilenecek olan nesneleri temsil edebilecek ortak kavramlar belirlenmelidir. Bu ortak kavramların serginin yönteminde nesne odaklı sergiye yönelik olarak senaryo analizi araştırma seti tablosuna `kavramsallaştırma` başlığı altında eklenmiştir. Araştırma sonrasında elde edilen bu tabloların kavramsallaştırma sekmesi, serginin temasının oluşturulmasına seçenekler sunarak katkıda bulunmuştur. Senaryo analizini yönteminin katkıları ve sahnografi yaklaşımı ile planlanan sergide, sergilenen nesnelerin yeni bağlamlarının izleyici ile etkileşiminin ölçümlenebilmesi için yine sergi süreci bileşeni olarak belirlenen `izleyici deneyimi değerleri`ni odak noktasına alan anket çalışması yapılmıştır. Yaklaşık 1000 kişinin ziyaret ettiği sergide 50 kişi ile anket çalışmaları tamamlanmış ve analiz edilmiştir. Aynı zamanda sergi sırasında yapılan gözlemler de aktarılmıştır. Senaryo analizinin üretim-tüketim-dolayım ve kavramsallaştırma katmanları bir nesnenin tüm hikayesini gözler önüne serdiğinden, her nesne için hazırlanan detaylı araştırma seti tabloları sergide faydalanmak üzere homojen ve derinlemesine bilgi sağlamıştır.Genel olarak bakıldığında bu tez çalışması, tasarım tarihi ve müzecilik çalışmaları arasında köprü kurarak, tasarım tarihindeki güncel bir araştırma yöntemi olan senaryo analizini nesne-odaklı sergiler için geliştirmiş ve sergi küratörlerine, araştırmacılara, sergi planlamacılarına yönelik bir araştıma seti oluşturmuştur. Sonuçta senaryo analizinin, serginin araştırma sürecine yön vermekle kalmayıp, sergilenecek nesnelere dair, küratörlerinin farklı yaklaşımlarına göre veri sağlayabilecek farklı içerikleri ortaya koymada başarılı olduğu görülmüştür. The research takes on the issue of exhibiting objects as static objects, far from explaining the objects themselves, their history and material culture in museums, important institutions for the transfer of the historical aspect of design. The collection objects at museums were for a long time exhibited in the dim light of limited information like the history, period and material of the object, without any means of expressing themselves fully. Currently, some attempts are made and studies run to amend the situation. While museums were a symbol of a rigid immutability in the past, together with post-modernism they have assumed an increasingly flexible and sharing structure to meet the requirements of the age. This process of change has also created new approaches in museum exhibitions. During this period, the obligations of museums carrying out visitor-oriented studies to protect and expose the works they own, were expanded to create new interactions in new dimensions with the visitors. Nowadays, the approaches in museum exhibitions are all about exhibiting collections to viewers along a storyline. When it comes to story-telling, many exhibition designers have interpreted the scenography approach and principles that have been used for a long time in theaters to convey stories. According to this approach, the objects in the museum collection are `stars` and the display elements conveying the story and the atmosphere created constitute the `decor`. Design has become a very important factor in exhibitions with sophisticated means of transfer and exhibitions that will be held with a new approach that will tell the story of the object and be watched by a wide audience. Exhibition planners use various pieces information and techniques, different storytelling methods. Both architects and museologists and different teams comprising of scenographers are in an attempt to revive museums with creative methods and refurbish them in a story-telling atmosphere. In these new exhibition approaches, it is observed that the objects are interpreted in new contexts through story-telling. There is need for information on the objects in different perspectives, depths and details; hence `object-oriented` historical research has gained importance.It is observed that there is a parallelism between the new generation research approaches in the history of design and the expectations of exhibitions; the `designed object` is at the center of research in the history of design, the task of the design historian is to study the identity of the designed object from design to production and consumption and the interrelation of the different meanings assumed by the object. This approach is able to present different content and in-depth information in relation to object oriented exhibitors in search of different contexts in object-oriented exhibitions. The present study, a bridge between design history and museology, the `script analysis` method, a relatively new approach in design history, is suggested as a research method for studying object-oriented exhibitions within the context of narrative exhibition approach as part of scenography.Script analysis is a research method that is based on the principle of writing their script through research in a continuous flow and with a focus on their usage by different actors in `production-consumption and mediation` clusters in the history of objects.In this research, script analysis has been examined, schematized, developed and turned into a set of research layer of `object conceptualization` to adapt to the research phase of the exhibitions, a has been turned into a set of research. When creating the headings for the research set, the layers of the script analysis were detailed with subtitles and planned so as to guide the research process. Recommendations are also offered on the efficient use of the research set.The research thus builds bridges between museology and especially object-oriented exhibition works. The multi-layered research structure aims at offereing comprehensive material for exhibitions through scrip analysis. In order to achieve this goal, a case study was carried out.A series of meetings were held with Artist Initiatives based in San Francisco for an exhibition. The Artist Initiatives partners with the Istanbul-based Halka Art Gallery on interdisciplinary cultural studies. The Halka Art and Artship collaboration has offered to exhibit a small collection of six pieces owned by them at Halka Art Gallery by using the research & exhibition method which the present thesis aims at building. The proposal was seen as a good opportunity for trying the methodology of this model for exhibition and the project was rolled out. During the research and exhibition phase of the objects to be exhibited the script analysis method was applied and its efficiency was analysed. The exhibition process was planned and designed with the scenography approach. The research set gudied the research process as part of the script analysis. The subjects of the research set was studied for each object to be exhibited and they were recorded on the research set charts to be formulated into guiding principles. The homogeneous and fluid structure of the research set allowed for the recording of other data found during data analysis in synchronicity with general findings. Once the exhibition process was rolled out three convergent constituents of the exhibition process were defined and schematized: the `script analysis` as the research method, `scenography` as the exhibition approach and the `viewer experience values` define the targets of the exhibition with a focus on the viewer. In addition, the layout of these constituents and their content and layers were planned on top of these designs of exhibition units. The research set charts of the objects guided the process of the placement of the script analysis layers in the exhibition. A second chart was prepared at this stage to study the relations between the `viewer experience values` reflecting the viewers' expectations of the exhibition and the `script analysis layers`. This second chart also includes the selected data for maximising the flexibility of the exhibition design. After designating the target viewers for each data on this chart, the exhibition design was rolled out for distributing the data in line with the theme of the exhibition. Common concepts that can represent the objects to be exhibited should be identified for determining the theme of the exhibition. These common concepts are listed under the title `conceptualisation` on the script analysis research chart in line with the exhibition's object-oriented approach. The conceptualisation tab of these statements obtained after the research contributed to the creation of the theme of the exhibition by offering options. At the exhibition planned with the contributions of the script analysis method and the scenography approach, the viewer experience values were used for the assessment of the interaction of the new contexts of the objects with the viewers. The `visitor experience value group`, prepared for assessing an exhibition designed with the scenography approach, comprises of six values. These values are: physical values, intellectual values, the collection value, interpersonal value and emotional values. The visitor experience values have been defined as the main contituent of the exhibition process. A survey was conducted during the exhibition focusing on the `visitor experience values. A survey with 50 people was completed and analysed during the exhibition visited by approximately 1000 people. The observations made during the exhibition were also presented. Since the production-consumption-mediation and conceptualisation layers of the script analysis uncovers the complete story of an object, the detailed research set charts prepared for each object offered homogeneous and deep information for the exhibition. The present thesis study, from a general perspective, builds bridges between history of design and museology and offers and improves script analysis methodology from history of design field and presents a research set, for exhibition curators, researchers and exhibition planners for object-oriented exhibitions. Ultimately, It concludes that script analysis is not only qualified to guide the research process of an exhibition, but also capable of producing diversified data according to the different perspectives of its curators.The scenography approach used in staging in the art of theatre has been used in exhibitions in recent years. There are many applications of the scenography approach in exhibitions in practice but their principles and tools are poorly defined in literature and no methodology has been suggested. The present study offers, applies and analyses the visitor-oriented scenography approach and the viewer experience values as a method for object-oriented exhibitions with the principles of scenography and the dynamics of script analysis finding its roots in design history. 239