Objectives: The aim of this study was to analyze the etiology, surgical methods and complications of the patients who underwent cochlear implantation (CI) for bilateral sensorineural hearing loss. Materials and methods: Between October 2010 and February 2012, 36 patients who underwent CI were retrospectively analyzed in terms of age, sex, etiology of hearing loss, surgical approach and complications. Results: The age range of patients was 1-52 years [15 female (% 41.7), 21 male (% 58.3]. Thirty-three of the patients (average age 4.2±1.8) were in pediatric age group, remaining three patients (29, 45, 51 years old) were adult. All of pediatric patients were diagnosed as congenital hearing loss (31 patients idiopathic, 1 Goldenhar syndrome, 1 ectodermal dysplasia). Adult patients were operated due to hearing loss secondary to bilateral temporal bone fracture, chronic otitis media surgery, and meningitis. Thirty-four patients operated via a mastoidectomy-posterior tympanotomy and extended round window approach. One patient operated via a suprameatal approach. One patient was operated using two-stage procedure. Three patients had a perilymph gusher. No major or minor complications occurred in patients. We operated the selected patients as a beginner cochlear implant center. Conclusion: Despite limited number of our study group, it can be concluded that cochlear implantaiton is an effective treatment for adults and children with profound bilateral sensorineural deafness. It was found as a safe low morbidity technique with low complication rates in the presented patients., Amaç: Çalışmamızın amacı iki taraflı sensörinöral tip işitme kaybı sebebiyle koklear implantasyon yapılan hastaları etiyoloji, cerrahi yöntem ve komplikasyonlar açısından analiz etmektir. Gereç ve yöntem: Kasım 2010 ile Şubat 2012 arasında koklear implantasyon yapılan toplam 36 hasta yaş, cinsiyet, işitme kaybı sebebi, cerrahi yaklaşım ve komplikasyonlar açısından retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların yaşları 1 ile 52 arasında idi (15 bayan (% 41.7), 21 erkek (% 58.3). Otuz üç hasta çocuk (ortalama yaş 4.2±1.8), kalan üç hasta erişkin idi (29, 45, 51 yaşlarında). Çocuk hastaların tümü doğuştan işitme kaybı idi (31 hasta idiyopatik, 1 hasta Goldenhar sendromu, 1 hasta ektodermal displazi). Erişkin hastalar ise iki taraflı temporal kemik kırığına, kronik otitis media operasyonuna ve menenjite bağlı işitme kayıpları sebebiyle opere edildiler. Otuz dört hastaya mastoidektomi-posterior timpanotomi ve genişletilmiş yuvarlak pencere metoduyla implantasyon yapıldı. Bir hasta ise suprameatal yaklaşımla opere edildi. Açık radikal mastoidektomi kavitesi olan bir hastaya ise iki seanslı implantasyon yapıldı. Üç hastada perilenf sızıntısı gelişti. Hastalarımızın hiçbirinde minör ve major komplikasyon gelişmedi. Kliniğimizde başlangıç olarak seçilmiş hastalarda implantasyon uygulamıştır. Sonuç: Sınırlı sayıdaki hasta grubumuza rağmen koklear implantasyonun çocuk ve erişkinlerdeki ileri işitme kayıplarında etkili bir tedavi yöntemi olduğu sonucuna varıldı. Sunulan hasta serisinde düşük komplikasyon oranları ile koklear implantasyonun güvenli ve düşük morbiditeli bir yöntem olduğu görüldü.