34 results on '"EĞİLMEZ, Özüm"'
Search Results
2. An Interdisciplinary View of Current Issues in Management: A Bibliometric Analysis
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
3. GİYİM SEKTÖRÜNDE DÖNGÜSEL EKONOMİNİN YÜRÜTÜCÜLERİNİN VE ENGELLERİNİN SWARA VE BWM METOTLARI İLE ANALİZİ
- Author
-
KOCA, Gözde, primary, EĞİLMEZ, Özüm, additional, DEMİR, Ezgi, additional, KARAMAŞA, Çağlar, additional, and GÖKCAN, Halil, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. An Interdisciplinary View of Current Issues in Management: A Bibliometric Analysis
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm
- Subjects
Social ,Current Issues in Management,Bibliometric Analysis,Thematic Evolution,R,Current Issues in Management,Bibliometric Analysis,Thematic Evolution,R ,Yönetimde Güncel Konular,Bibliyometrik Analiz,Tematik Evrim ,Sosyal - Abstract
Bu çalışmanın amacı akademisyenlere ve işletmecilik dünyasındaki uygulamacılara yönetim konularının interdisipliner evrimi hakkında, akademi ve iş dünyasındaki hızlı değişimi yansıtan literatürden yola çıkılarak öngörüler sunmaktır. Mevcut durumun yansımasını, geçmişten bu yana akademiye ve uygulama dünyasına şekil veren akademik yayınlar ve konu kategorilerini inceleyerek Web of Science veritabanı üzerinden bibliyometrik analiz gerçekleştirilmiştir. Analiz temelinde yönetim literatüründeki konularının güncel ve disiplinlerarası evrimi; (i) yıllık yayımlanan yayın sayısı, (ii) yön veren dergi ve en çok atıf alan yayınlar, (iii) yıllara göre çalışılan konular, (iv) anahtar kelimelerin geçmişten günümüze evrimi ve etkileşimi bağlamında araştırılmıştır. Analiz 1975-2022 yılları arasını kapsamakta olup, literatürdeki değişimin belirli periyotlarda nasıl değiştiği 748 araştırma ile gösterilmiştir. Analiz bulguları yönetim konularının interdisipliner bir görünüm aldığı ve özellikle yönetim kökenli dergilerde ise farklı yöntemlerin kullanılarak interdisipliner özelliği yansıttığı söylenebilir., The aim of this study is to present insights to academics and practitioners in the business world on the interdisciplinary evolution of management issues, based on the literature reflecting the rapid change in academia and business. A bibliometric analysis was carried out on the Web of Science database by examining the reflection of the current situation, the academic publications and subject categories that have shaped the academy and the world of practice since the past. The current and interdisciplinary evolution of issues in the management literature is examined through the context of; (i) the number of publications published annually, (ii) the most leading journals and cited publications, (iii) the topics studied by years, (iv) the evolution and interaction of keywords from past to present. The analysis covers the years 1975-2022 via 748 research. Findings of the analysis reveal the interdisciplinary view of management issues and reflect the interdisciplinary feature by using different methods, especially in management-based journals.
- Published
- 2022
5. Duygusal Zekâ ile Örgütsel Özdeşleşme: Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Çalışanları Üzerine Bir Araştırma
- Author
-
HAŞİT, Gürkan, primary, EĞİLMEZ, Özüm, additional, and AYHAN, Seçil, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
6. Sosyal Medyada Kurumsal İtibar Yönetimi: Türkiye’deki Telekomünikasyon Şirketlerinin Twitter Veri Analizi
- Author
-
ÇAVUŞ, Tamer and EĞİLMEZ, Özüm
- Subjects
Corporate Reputation,Social Media,Twitter,Telecommunication ,İşletme ,General Medicine ,Kurumsal İtibar,Sosyal Medya,Twitter,Telekomünikasyon ,Management - Abstract
Çift yönlü ve hızlı bir iletişim sürecinin hâkim olduğu sosyal medyanın artan önemi kurum ve işletmelerin bu alandaki varlığını tercih olmanın ötesinde bir zorunluluk haline dönüştürmüştür. Ancak bu var olma durumunun, sosyal medya hesaplarının yönetilmesindeki başarıya bağlı olarak kurumsal itibar bağlamında bir takım fırsatları ve tehditleri beraberinde getirdiği bilinmektedir. Bu çalışmada sosyal medya kullanımı ve kurumsal itibar arasındaki ilişkiye dayanılarak, Türkiye’deki telekomünikasyon şirketleri Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone TR’nin sosyal medya aracı Twitter paylaşımları üzerinden kurumsal itibar yönetimindeki eğilimlerinin analizi amaçlanmıştır. Fombrun tarafından geliştirilen kurumsal itibar ölçeğinin referans alındığı araştırmada ilgili şirketlerin 01 Mart 2020 ile 31 Temmuz 2020 tarih aralığında yapmış oldukları toplam 303 paylaşım (tweet/re-tweet) incelenmiştir. İçerik analizi yöntemiyle, referans alınan kurumsal itibar ölçeğinin altı ana başlığı altında sayısallaştırılan sonuçlara göre; üç şirketin de paylaşımlarının itibar aktarımına ilişkin dengeli bir dağılıma sahip olmadığı görülmüştür. Buna göre kurumsal itibar aktarımına ait bileşenlerin ayrı birer kazanım unsuru olarak bütün halinde ele alınması gerektiği tavsiye edilmiş ve gelecekteki çalışmalar için öneriler paylaşılmıştır., The increasing importance of social media, dominated by a two-way and fast communication process, has transformed the presence of institutions and enterprises in this field into a necessity beyond preference. However, it is known that this existence brings with it a number of opportunities and threats in the context of corporate reputation, depending on the success in managing social media accounts. In this study, based on the relationship between social media use and corporate reputation, it is aimed to analyze the trends of telecommunication companies Turkcell, Turk Telekom and Vodafone TR in corporate reputation management through social media tool Twitter posts. In the research, which is based on the corporate reputation scale developed by Fombrun, a total of 303 posts (tweet/re-tweet) made by the relevant companies between 01 March 2020 and 31 July 2020 were examined. According to the results digitized under the six main headings of the referenced corporate reputation scale by content analysis method; it has been observed that all three companies do not have a balanced distribution of the reputational transfer of their shares. Accordingly, it was recommended that the components of corporate reputation transfer should be considered as a separate acquisition element as a whole, and suggestions for future studies were shared.
- Published
- 2021
7. EVALUATION OF ENTERPRISES' USE OF WEBSITES: THE CASE OF TURKEY
- Author
-
KOCA, Gözde, EĞİLMEZ, Özüm, URMAK AKÇAKAYA, Ezgi Dilan, and HATİPOĞLU, Cemalettin
- Subjects
Multi-Criteria Decision Making,Website Usage,Strategic Management,WASPAS,TOPSIS ,Economics ,Çok Kriterli Karar Verme,Web sitesi kullanımı,Stratejik Yönetim,WASPAS,TOPSIS ,İktisat - Abstract
Web siteleri, rekabet ve bilgi alışverişi açısından önemli bir başarı faktörü olarak işletmelerin yansımalarıdır. Bu araştırma, Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) toplanan 7 kriter üzerinden 11 işletmenin web sitesi kullanımlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle işletmelerin performanslarını değerlendirmek amacıyla Çok Kriterli Karar Verme Yöntemlerinden WASPAS ve TOPSIS kullanılmıştır. Analiz sonucunda, son 4 yılın en etkin işletmeleri “konaklama ve yemek hizmeti faaliyetleri” olurken, “Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetleri” 2020 sıralamasında son sırada yer almaktadır. Bu analiz sonuçları, Türkiye'deki web sitesi kullanımının daha kapsamlı bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bulgularda, akademisyenler ve uygulayıcılar için dikkate değer çıkarımlar ele almaktadır., Websites are the reflections of the enterprises as being a key success factor in terms of competition and exchanging information. This research aims to evaluate the website usage of 11 enterprises based on 7 criteria collected from the Turkish Statistical Institute (TUIK). For this reason, WASPAS and TOPSIS, which are among the Multi-Criteria Decision Making Methods, were used to evaluate the performance of the enterprises. As a result of the analysis, the most effective enterprise for the last 4 years is the "accommodation and food service activities", while the "professional, scientific and support activities" enterprise is the last in 2020 ranking. These analysis results help to provide a more comprehensive understanding of website use in Turkey. The findings and conclusion address notable implications for academics and practitioners.
- Published
- 2021
8. Kişisel ve Kurumsal İtibar Bağlamında Tepe Yöneticisi (CEO) İtibarının Önemi Üzerine Bir Değerlendirme
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm, primary and ZEYTİNOĞLU, Güneş N., additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Duygusal Zeka, İş Tatmini ve Tükenmişliğin Demografik Değişkenlere Göre İncelenmesi: Bilecik İli Belediyelerinde Bir Uygulama
- Author
-
Başaran, Meltem, Eğilmez, Özüm, and Haşit, Gürkan
- Subjects
Duygusal Zeka ,İş Tatmini ,Belediye ,Tükenmişlik ,Duygu - Abstract
Belediye çalışanlarının hizmet sunmaları ve bu sebeple bireylerle sürekli iletişimde olmaları çalışanların duygusal zeka, iş tatmini ve tükenmişliklerinin demografik değişkenler açısından taranarak incelenmesinin gerekli olduğu düşünülmüştür. Bu doğrultuda belediye çalışanlarının cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, kurumdaki çalışma süreleri ve statü değişkenleri açısından duygusal zeka, iş tatmini ve tükenmişliklerinin karşılaştırılarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Bilecik il, ilçe ve beldelerindeki belediyelerde çalışan 220 personel oluşturmaktadır. Uç değerlere sahip olduğu tespit edilen 34 anket formunun çıkarılması nedeniyle kalan 186 anket formu değerlendirilmiştir. Çalışanların araştırmaya katılması noktasında gönüllü katılım ilkesi esas alınmıştır. Nicel yöntem ilişkisel tarama deseninin kullanıldığı araştırmada veri toplama tekniği olarak anket kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde IBM SPSS 24.0 paket programı kullanılmıştır. Çalışmada T-testi ve Anova testleri uygulanmıştır. Yapılan analizler neticesinde medeni durum değişkenine göre tükenmişlik boyutunda, yaş değişkenine göre iş tatmini boyutunda, medeni durum değişkenine göre kendi duygularını değerlendirebilme boyutunda anlamlı bir farklılığın olduğu tespit edilmiştir. Medeni durum değişkenine göre tükenmişlik boyutu incelendiğinde evli çalışanların bekâr çalışanlara göre tükenmişlik ortalamalarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yaş değişkenine göre iş tatmini boyutunda 25 ve altı yaş grubunun 56 ve üstü yaş grubuna göre; 46-55 yaş grubunun 56 ve üstü yaş grubuna göre ve 46-55 yaş grubunun 36-45 yaş grubuna göre ortalamaları daha yüksek bulunmuştur. Medeni durum değişkenine göre kendi duygularını değerlendirebilme boyutunda evli çalışanların bekâr çalışanlara göre kendi duygularını değerlendirebilme ortalamalarının daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Diğer değişkenlere (cinsiyet, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, statü, çalışma süresi) göre duygusal zeka, iş tatmini ve tükenmişlikte anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
- Published
- 2021
10. İş Etiği Dinamiklerinin Dematel Yöntemi ile İncelenmesi
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm, primary and SAVAŞ, Beyza Nur, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
11. Drivers, Challenges, and Integration of Health 4.0 Societal Engagement: Evidence from Turkey
- Author
-
Eğilmez, Özüm, primary and Koca, Gözde, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
12. Kayıt Dışı İstihdama Neden Olan Faktörlerin DEMATEL Tabanlı Analitik Ağ Süreci Yöntemi ile Değerlendirilmesi
- Author
-
KOCA, Gözde, primary, EĞİLMEZ, Özüm, additional, and GÜLER, Suna, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
13. ANALYSIS OF DRIVERS AND CHALLENGES IN CIRCULAR ECONOMY WITH SWARA AND BWM METHODS IN CLOTHING SECTOR
- Author
-
KOCA, Gözde, EĞİLMEZ, Özüm, DEMİR, Ezgi, KARAMAŞA, Çağlar, and GÖKCAN, Halil
- Subjects
Circular Economy,Multi Criteria Decision Making,Strategic Management,Clothing Sector,SWARA,BWM ,Social ,Döngüsel Ekonomi,Çok Kriterli Karar Verme,Stratejik Yönetim,Giyim Sektörü,SWARA,BWM ,Sosyal - Abstract
Döngüsel ekonomi, çevresel etkileri azaltan ve ürünlerin etkin bir şekilde geri dönüştürülmesini sağlayan bir sürdürülebilirlik modelidir. Bu bakımdan giyim sektörü, döngüsel ekonomi sisteminde en yüksek çevresel etkiyi bünyesinde barındıran sektörlerden biridir. Bu çalışmada, SWARA ve BWM yöntemleriyle giyim sektöründe döngüsel ekonominin yürütücüleri ve güçlükleri analiz edilmiştir. Sonuçlar, SWARA ve BWM metotlarının oldukça benzer olduğunu ve karar vericiler tarafından kullanılabileceğini göstermektedir. Her iki yöntemde de döngüsel ekonominin en önemli yürütücüsü olarak "kaynakların korunmasından elde edilen maliyet tasarrufu", güçlüğü olarak ise "eğitim ve bilgi eksikliği" yer almıştır. Türkiye'de giyim sektöründe döngüsel ekonomi yaklaşımının kurumsallaşması açısından farkındalık ve meşruiyet eksikliğini gösteren bu çalışma, diğer gelişmekte olan ve geçiş ekonomilerinin vizyonlarını ve işleyişlerini iyileştirmelerinde faydalı olacağı düşünülmektedir., The circular economy is a sustainability model that reduces environmental impacts and enables products to be recycled effectively. In this respect, the clothing sector is one of the sectors that has the highest environmental impact in the circular economy system. In this study, drivers and challenges of circular economy in clothing sector were analyzed with SWARA and BWM methods. The results show that the SWARA and BWM methods are quite similar and can be used by decision makers. In both methods, " Cost savings from conservation in resources" as the driver of the circular economy and "lack of training and knowledge" as a challenge took the first row. This study shows the lack of awareness and legitimacy for the institutionalization of the circular economy approach in the clothing industry in Turkey, will be useful in other developing and transition economies and improve the functioning of vision is considered.
- Published
- 2020
14. Investigating Business Ethics Drivers Via The Dematel Approach
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm and SAVAŞ, Beyza Nur
- Subjects
Stratejik Yönetim,Örgütsel Davranış,İş Etiği,Bankacılık Sektörü,DEMATEL ,İşletme ,Strategic Management,Organizational Behaviour,Business Ethics,Banking Sector,DEMATEL ,Management - Abstract
İş Etiği literatürde sayısız araştırmaya konu olmasına rağmen, ele alınan değişken çeşitliliği ve her değişkenin farklı çalışmada ele alınması bir yana; hangi değişkenin İş Etiği kavramını daha çok yordadığı ve diğer olası değişkenler ile ilişkileri bağlamında araştırma eksiği bulunmaktadır. Bu nedenle bu çalışma, İş Etiği sorunsalını bankacılık sektörü çalışanlarının katılımı ve DEMATEL yöntemi yardımıyla çözümlemeyi amaçlamaktadır. İlgili literatür gözden geçirilerek 13 değişken, 3 ana kriter altında sınıflanmıştır. Bu çalışmada DEMATEL yaklaşımı, birbirini etkileyen ve birbirlerinden etkilenen boyutlar/alt boyutlar arasındaki içsel ilişkiyi ortaya çıkarmak adına iş etiği faktörlerinin ağırlıklarını belirlemek için kullanılmıştır. Bu bilinmeyenleri belirlemek, her bir ana boyutun alt boyutlarının göreceli öneminin vurgulanarak iş etiği konusunda mevcut bilgi ve anlayışına Çok Kriterli Karar Verme Yöntemi ile farklı bir bakış açısı getirerek uygulamacıların ve yöneticilerin iş etiği bağlamında politika belirlemelerinde öncülük edecektir. Bu sorunları anlamak için çalışma kapsamında Türk bankacılık sisteminde, sektörü yakından tanıyan yöneticilerin etik uygulamaları ve etiğe bakış açılarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu kapsamda bankacılık sektöründe iş etiğini etkileyen dinamiklerin, sosyal, sektörel ve organizasyonel faktörler bakımından incelenmesi ve hangi ana ve alt kriterlerin ön plana çıktığı ve kendi aralarındaki ilişkilerini ortaya koymak bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmada organizasyonel ana kriterinin İş Etiği’nin oluşabilmesi için gerekli ve en önemli faktör olarak bulunmuştur. Sektörel faktörler ikinci sırada yer almış ve sosyal faktörler üçüncü sırada yer almıştır. DEMATEL sonuçları bağlamında her ana kriter için değerlendirildiğinde: örgütsel faktörler arasında örgüt kültürü; sektörel faktörler arasında sektörel rekabet ve sosyal faktörler arasından kişisel etik en önemli yordayıcılar olarak bulunmuş ve sonuçlar tartışılmıştır. Alt boyutlar arasındaki ilişkilerden elde edilen bulgulara dayanarak birtakım uygulamaya dönük öneriler geliştirilebileceği, bu pratik katkılar sadece bankacılık sektörü değil, iş etiği bağlamında aynı ilişkisel yapının olduğu çeşitli sektörlerdeki işletmelerce de uygulanabilir olduğu belirtilmiştir., Although Business Ethics is the subject of numerous researches in the literature, the diversity of variables discussed and the consideration of each variable in different studies; There is a lack of research in terms of which variable predicts Business Ethics more and its relations with other possible variables. For this reason, this study aims to solve the Business Ethics problem with the participation of banking sector employees and the DEMATEL method. The related literature is reviewed and 13 variables are classified under 3 main criteria. In this study, the DEMATEL approach was used to determine the weights of work ethic factors in order to reveal the internal relationship between dimensions / sub-dimensions that affect each other. Identifying these unknowns will lead practitioners and managers in policy determination in the context of business ethics by bringing a different perspective to the existing knowledge and understanding of business ethics with the Multi-Criteria Decision Making Method by emphasizing the relative importance of the sub-dimensions of each main dimension. In order to understand these problems, it is aimed to reveal the ethical practices and point of view of the managers who know the sector closely in Turkish banking system. In the research, the main organizational criterion was found to be the necessary and most important factor for the formation of Business Ethics. Sectoral factors ranked second and social factors ranked third. When evaluated for each main criterion in the context of DEMATEL results: organizational culture; the sectoral competition and personal ethics were found as the most important predictors and the results were discussed accordingly. It is stated as some practical suggestions such as these practical contributions are applicable not only to the banking sector but also to businesses in various sectors with the same relational structure in the context of business ethics.
- Published
- 2020
15. Yönetim Alanında Güncel Konuların Disiplinlerarası Görünümü: Bibliyometrik Bir Analiz.
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm
- Subjects
- *
SCIENCE databases , *WEB databases , *CITATION indexes , *BIBLIOMETRICS , *LITERATURE - Abstract
The aim of this study is to present insights to academics and practitioners in the business world on the interdisciplinary evolution of management issues, based on the literature reflecting the rapid change in academia and business. A bibliometric analysis was carried out on the Web of Science database by examining the reflection of the current situation, the academic publications and subject categories that have shaped the academy and the world of practice since the past. The current and interdisciplinary evolution of issues in the management literature is examined through the context of; (i) the number of publications published annually, (ii) the most leading journals and cited publications, (iii) the topics studied by years, (iv) the evolution and interaction of keywords from past to present. The analysis covers the years 1975-2022 via 748 research. Findings of the analysis reveal the interdisciplinary view of management issues and reflect the interdisciplinary feature by using different methods, especially in management-based journals. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
16. Üniversite Çalışanları Bağlamında Sanal Kaytarma Ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Üzerine Bir İnceleme
- Author
-
SADIÇ, Emine, EĞİLMEZ, Özüm, and HAŞİT, Gürkan
- Subjects
İşletme ,cyberloafing,Organizational Citizenship Behavior,University Employees,Internet Use,Strategic Management ,Sanal Kaytarma,Örgütsel Vatandaşlıl Davranışı,Üniversite Çalışanları,İnternet Kullanımı,Stratejik Yönetim ,Management - Abstract
Cyberloafing occurs with the widespread use of technology in workplaces, refers to the use of the internet with technological tools for non-business purposes aimed at providing benefits or harming employees at work. Organizational citizenship behavior means that employees go beyond formal roles and make extra efforts to benefit the organization. In this context, due to the indisputable importance of the efficiency and performance of university employees, which cyberloafing and organizational citizenship behaviors and how different behaviors of academic and administrative staff differ is examined. In the study, the sub-dimensions of cyberloafing and organizational citizenship behaviors were analyzed in the context of demographic features on the basis of university sampling, as given the reason as universities contribute to the development of a country and the training of qualified students. For this reason, the study shows the importance of universities to be more productive, the relationship between working individuals and being positive among other people and organizations that have relationships, and that they can make a possible contribution to the use of resources more effectively. In addition, the study aims to reveal the importance of academic and administrative staffs’ awareness about cyberloafing behavior and organizational citizenship behavior for universities., Teknoloji kullanımının iş yerlerinde yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan sanal kaytarma, çalışanların iş yerinde fayda sağlama ya da zarar vermeye yönelik iş dışı amaçlarla teknolojik araçlarla internet kullanımını ifade etmektedir. Örgütsel vatandaşlık davranışı ise, çalışanların biçimsel rollerinin ötesine geçerek organizasyona yarar sağlayacak şekilde fazladan çaba göstermelerini ifade etmektedir. Bu bağlamda, üniversite çalışanlarının verimliliğinin ve performansının tartışmasız önemi nedeniyle akademik ve idari personelin hangi sanal kaytarma ve örgütsel vatandaşlık davranışlarını sergilediği ve hangi davranışların nasıl farklılaştığını incelemek araştırmanın amacı dâhilindedir. Çalışmada, üniversite örneklemi üzerinde sanal kaytarma ve örgütsel vatandaşlık davranışları alt boyutları demografik özellikler bağlamında analiz edilerek, farklılaşan değişkenlerin nedenleri tartışılmıştır. Üniversitelerin ülkelerin kalkınmasına ve nitelikli öğrencilerin yetişmesine katkı sağladıkları gerçeğiyle bu çalışmada, üniversitelerin daha verimli olmasına, çalışan bireyler arası, birey ve organizasyonlar arası ilişkinin olumlu olmasına, kaynakların daha etkin kullanılmasına olası katkı sağlayabilmesinin önemi tartışılmıştır. Ayrıca akademik ve idari personellerinin sanal kaytarma davranışı hakkında bilinçlenmesine ve örgütsel vatandaşlık davranışının üniversiteler için önemine değinilmiştir.
- Published
- 2020
17. Evaluation of the Factors Causing Informal Employment by DEMATEL Based Analytical Network Process Method
- Author
-
KOCA, Gözde, EĞİLMEZ, Özüm, and GÜLER, Suna
- Subjects
Social ,Informal Employment,Policy Makers,DEMATEL,ANP,Multiple Criteria Decision Making ,Kayıt Dışı İstihdam,Politika Yapıcılar,DEMATEL,AAS,Çok Kriterli Karar Verme ,Sosyal - Abstract
Uzun yıllardır kayıt dışı istihdam Türkiye’nin önemli sorunlarından biridir. Özellikle de son yıllarda bu sorunun önlenmesi / azaltılması için çeşitli yaptırımlar ve teşvikler uygulanmaya başlanmıştır. Bu çalışmada kayıt dışı istihdama neden olan faktörler, ÇKKV (Çok Kriterli Karar Verme) yöntemleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nda kayıt dışı istihdamla mücadele eden beş sosyal güvenlik denetmeninin uzman görüşüne başvurularak incelenmiştir. Yöntem olarak faktörlerin birbirleri ile olan ilişkilerini belirleyen DEMATEL (The Decision Making Experiment and Evaluation Laboratory) ile bu ilişkileri kullanarak faktörleri ağırlıklandıran Analitik Ağ Süreci (AAS) kullanılmıştır. Kayıt dışı istihdama yol açan makro faktörlerden “ekonomik faktörler” en önemli ana faktör; “işsizlik” en önemli faktör olarak belirlenmiştir., For many years, informal employment is an important problem in Turkey. Especially in recent years, various sanctions and incentives have been applied to prevent/reduce this problem. In this study, MCDM (Multiple Criteria Decision Making) methods are utilized to determine the factors that cause informal employment using expert opinions of five Social Security Supervisors working against informal employment in the Social Security Institution of Turkey. Specifically, DEMATEL (The Decision-Making Experiment and Evaluation Laboratory) is used to determine the relations of the factors with each other, and the Analytical Network Process (ANP) is used to determine the weights associated to the factors. The findings indicate that while “economic factors” prevail to be the foremost essential factors, “unemployment” is determined to be the most critical sub-factor among the macro factors that lead to informal employment.
- Published
- 2020
18. Makine Seçimi Probleminin Entropi Ağırlıklı TOPSIS Yöntemi İle Değerlendirilmesi: Bir Doğal Taş İşletmesi Örneği
- Author
-
KOCA, Gözde, primary and EĞİLMEZ, Özüm, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
19. Bankacılık Sektöründe Performansa Dayalı Prim Sisteminin Rolü Üzerine Bir Araştırma
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm, primary, KOCA, Gözde, additional, and KOCA, Murat, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
20. Fuzzy topsis method for evaluation of outsourcing strategies
- Author
-
Taşer, Atil, primary, Eğilmez, Özüm, additional, and Gözde, Koca, additional
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
21. COVID-19 Çalışmaları Bağlamında Türk Yükseköğretim Profili
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
22. GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ İÇİN ENDÜSTRİ 4.0 GİRİŞİMLERİNE YÖNELİK GÜÇLÜKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm and KOCA, Gözde
- Subjects
Industry 4.0,Analytical Hierarchy Process,Supply Chain Sustainability,Decision Making,Strategic Management ,Endüstri 4.0,Analitik Hiyerarşi Süreci,Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi,Karar Verme,Stratejik Yönetim - Abstract
Industry 4.0 is the current topic that is widely used in business and industry. It is also relatively novel for the developing countries like Turkey in terms of supply chain sustainability in industry sector. Due to the importance of defining the business system especially designing, producing, delivering, safety and efficiency, Industry 4.0 initiatives are needed to be analyzed for an effective business practices. This paper aims to recognize key challenges of Industry 4.0 and analyze the main challenges for an effective supply chain sustainability in an emerging economy referring Turkish manufacturing industry perspective. Adaptation of such initiatives is not that easy due to the nature of the challenges. For this reason, the present research identifies 18 main challenges to Industry 4.0 initiatives and analyzes through 150 responses gathered from Turkish manufacturing sector using a questionnaire based survey. In order to classify the main challenges, Explanatory Factor Analysis is used. Further, Analytical Hierarchy Process is used to rank the identified dimensions of challenges and related challenges. The findings revealed that Organizational challenges showed the highest importance followed by Technological challenges, Legal and Ethical challenges and Strategic challenges as the least importance.It is expected that this study will be useful for practitioners, policy makers, regulators and managers to provide an indepth understanding of Industry 4.0 initiatives and to eliminate potential challenges for Industry 4.0 initiatives for the Sustainable Supply Chain., Endüstri 4.0 son zamanlarda sıkça kullanılan bir kavram olmuştur. Bu kavram, gelişmekte olan ülkelerde özellikle imalat sektöründe tedarik yönetiminin sürdürülebilmesi adına önem arz etmektedir.Endüstri 4.0 girişimlerinin, tedarik zinciri içerisindeki tüm safhaları etkilediği bilinmektedir. Bu etki geniş çapta; ekolojik, sosyal ve ekonomik alanlardadır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için nispeten yeni bir kavram olan Endüstri 4.0, sürecin doğru anlaşılması ve uygulanması için net bir tanımlamaya ihtiyaç duyulmaktadır.Bu çalışma Endüstri 4.0 girişimlerinin temel güçlüklerini tanımayı ve Türk imalat sanayi perspektifinde Sürdürülebilir Tedarik Zinciri için temel güçlüklerin önceliklerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, tedarik zinciri sürdürülebilirliğini geliştirmek için Endüstri 4.0 girişimlerine ait 18 temel güçlük tanımlanmıştır. Bu güçlükler, bir anket formu hazırlanarak LinkedIn’de yer alan, Endüstri 4.0 ile ilgili yönetici pozisyonunda farklı şirketlerde çalışan 150 uzmana uygulanmıştır. Yapılan anketler Keşfedici Faktör Analizi (KFA) ile incelenmiştir. Endüstri 4.0 güçlükleri KFA ile dört önemli güçlük boyutuna ayrılmıştır. Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) ile belirlenen güçlükler ve ilgili alt güçlükler göreceli olarak sıralanmıştır. Çalışmada, en yüksek göreceli ağırlığa sahip olan güçlük, Örgütsel Güçlükler olarak belirlenmiştir. İkinci sırada Teknolojik Güçlüklerin, üçüncü sırada Legal ve Etik Güçlüklerin ve son olarak dördüncü sırada Stratejik Güçlüklerin yer aldığı ortaya konulmuştur.Bu çalışma uygulayıcılar, politika yapıcılar, düzenleyici kurumlar ve yöneticiler için Endüstri 4.0 girişimlerinin derinlemesine anlaşılmasını sağlamak ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri için Endüstri 4.0 girişimlerinin önündeki potansiyel güçlükleri ortadan kaldırmak için yararlı olacağı beklenmektedir.
- Published
- 2018
23. INDUSTRY 4.0 INITIATIVES EVALUATION FOR SUSTAINABLE SUPPLY CHAIN IN EMERGING ECONOMIES
- Author
-
EĞİLMEZ, Özüm and KOCA, Gözde
- Subjects
Social ,Industry 4.0,Analytical Hierarchy Process,Supply Chain Sustainability,Decision Making,Strategic Management ,Endüstri 4.0,Analitik Hiyerarşi Süreci,Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi,Karar Verme,Stratejik Yönetim ,Sosyal - Abstract
Endüstri 4.0 son zamanlarda sıkça kullanılan bir kavram olmuştur. Bu kavram, gelişmekte olan ülkelerde özellikle imalat sektöründe tedarik yönetiminin sürdürülebilmesi adına önem arz etmektedir.Endüstri 4.0 girişimlerinin, tedarik zinciri içerisindeki tüm safhaları etkilediği bilinmektedir. Bu etki geniş çapta; ekolojik, sosyal ve ekonomik alanlardadır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için nispeten yeni bir kavram olan Endüstri 4.0, sürecin doğru anlaşılması ve uygulanması için net bir tanımlamaya ihtiyaç duyulmaktadır.Bu çalışma Endüstri 4.0 girişimlerinin temel güçlüklerini tanımayı ve Türk imalat sanayi perspektifinde Sürdürülebilir Tedarik Zinciri için temel güçlüklerin önceliklerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, tedarik zinciri sürdürülebilirliğini geliştirmek için Endüstri 4.0 girişimlerine ait 18 temel güçlük tanımlanmıştır. Bu güçlükler, bir anket formu hazırlanarak LinkedIn’de yer alan, Endüstri 4.0 ile ilgili yönetici pozisyonunda farklı şirketlerde çalışan 150 uzmana uygulanmıştır. Yapılan anketler Keşfedici Faktör Analizi (KFA) ile incelenmiştir. Endüstri 4.0 güçlükleri KFA ile dört önemli güçlük boyutuna ayrılmıştır. Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) ile belirlenen güçlükler ve ilgili alt güçlükler göreceli olarak sıralanmıştır. Çalışmada, en yüksek göreceli ağırlığa sahip olan güçlük, Örgütsel Güçlükler olarak belirlenmiştir. İkinci sırada Teknolojik Güçlüklerin, üçüncü sırada Legal ve Etik Güçlüklerin ve son olarak dördüncü sırada Stratejik Güçlüklerin yer aldığı ortaya konulmuştur.Bu çalışma uygulayıcılar, politika yapıcılar, düzenleyici kurumlar ve yöneticiler için Endüstri 4.0 girişimlerinin derinlemesine anlaşılmasını sağlamak ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri için Endüstri 4.0 girişimlerinin önündeki potansiyel güçlükleri ortadan kaldırmak için yararlı olacağı beklenmektedir., Industry 4.0 is the current topic that is widely used in business and industry. It is also relatively novel for the developing countries like Turkey in terms of supply chain sustainability in industry sector. Due to the importance of defining the business system especially designing, producing, delivering, safety and efficiency, Industry 4.0 initiatives are needed to be analyzed for an effective business practices. This paper aims to recognize key challenges of Industry 4.0 and analyze the main challenges for an effective supply chain sustainability in an emerging economy referring Turkish manufacturing industry perspective. Adaptation of such initiatives is not that easy due to the nature of the challenges. For this reason, the present research identifies 18 main challenges to Industry 4.0 initiatives and analyzes through 150 responses gathered from Turkish manufacturing sector using a questionnaire based survey. In order to classify the main challenges, Explanatory Factor Analysis is used. Further, Analytical Hierarchy Process is used to rank the identified dimensions of challenges and related challenges. The findings revealed that Organizational challenges showed the highest importance followed by Technological challenges, Legal and Ethical challenges and Strategic challenges as the least importance.It is expected that this study will be useful for practitioners, policy makers, regulators and managers to provide an indepth understanding of Industry 4.0 initiatives and to eliminate potential challenges for Industry 4.0 initiatives for the Sustainable Supply Chain.
- Published
- 2018
24. GLASS CEILING SYNDROME: A RESEARCH IN THE CONTEXT OF HUMAN RESOURCES MANAGERS - CAM TAVAN SENDROMU: İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİ BAĞLAMINDA BİR ARAŞTIRMA
- Author
-
İPÇİOĞLU, İsa, EĞİLMEZ, Özüm, and ŞEN, Hilal
- Subjects
Social ,Cam Tavan Sendromu,Kariyer Engelleri,Cinsiyet Ayrımcılığı,İnsan Kaynakları Yöneticisi ,Glass Ceiling Syndrome,Career Obstacles,Gender Discrimination,Human Resources Manager ,Sosyal - Abstract
Bu çalışmanın amacı; cam tavan sendromunu ortaya çıkaran faktörleri tespit etmek ve cam tavanı aşma stratejilerine ilişkin insan kaynakları yöneticilerinin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Bu çalışmada, nitel araştırma tasarımı çerçevesinde olgu bilim (fenomenoloji) yaklaşımı benimsenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre cam tavanın daha çok kişinin kendisinden kaynaklı bir engel olduğu, toplumsal faktörlerin etkisi olsa dahi en büyük etmenin bireysel faktörler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca görüşme yapılan insan kaynakları yöneticilerinin çoğunluğu cam tavanın sadece kadın çalışanlara özgü olmadığını tüm çalışanların karşılaştığı bir kariyer engeli olduğunu dile getirmiştir. Cam tavanı aşmada en önemli strateji ise bireysel anlamda kişisel gelişim, örgütsel anlamda çalışanlara eşit iş ve eğitim imkanı verilmesi olarak tespit edilmiştir., The purpose of this study is to identify the factors that lead to the glass ceiling syndrome and to reveal the views of the human resource managers regarding the strategies for overturning glass ceilings. Within the scope of qualitative research design, a phenomenological approach has been adopted. According to the results of the research, it is determined that the glass ceiling is an individual obstacle caused by people, and the social factor is the most important factor. In addition, the majority of interviewed human resources managers stated that the glass ceiling is not unique to female employees, and that all employees have a career disability. The most important strategy in glass ceiling overlay is personal development in an individual sense, giving equal work and education opportunities to employees in an organizational sense.
- Published
- 2018
25. CAM TAVAN SENDROMU: İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİ BAĞLAMINDA BİR ARAŞTIRMA - GLASS CEILING SYNDROME: A RESEARCH IN THE CONTEXT OF HUMAN RESOURCES MANAGERS
- Author
-
İPÇİOĞLU, İsa, primary, EĞİLMEZ, Özüm, additional, and ŞEN, Hilal, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
26. 8)YERLEŞİKLİK ve İLİŞKİLERİ ANLAMADA AĞ DÜZENEĞİ KURAMI: SOSYOLOJİK BAKIŞ
- Author
-
TORUN, Tolga and EĞİLMEZ, Özüm
- Subjects
Yerleşiklik,Ağ Düzeneği Kuramı,Sosyolojik Epistemoloji ,Embeddedness,Social Network Theory,Sociological Epistemology - Abstract
Economic sociology has long argued that economy and sociology are too inter twined to be thought of as independent disciplines. In recent years, economic sociology and the related concept of embeddedness have received considerable attention from researchers. However, questions over its epistemology still remain unanswered. In this article, we employ social network theory to analyze the networks and the relational bounds of embededdness. Economic and sociological paradigms will be explored via the arguments of philosophy of social sciences and the structures of networks within the social network theory will be investigated through the lens of sociological epistemology, İktisadi faaliyetlerin sosyoloji biliminden ayrı düşünülemez olduğu gerçeğini savunan iktisadi sosyoloji ve bağlı bulunan yerleşiklik kavramı, son yıllarda araştırmacılar tarafından ilgi gösterilen bir konu olmuştur. Yerleşikliğin iktisadi ve sosyoloji boyutunun farklı bakış açılarına / farklı epistemolojilere dayandırılması tartışmalı bir durum yaratmaktadır. Bu makalede yerleşikliğin doğasında bulunan ilişkisellik, ağ düzeneği kuramı çerçevesinde incelenerek ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. İktisadi ve sosyolojik bakış açıları sosyal bilim felsefesi argümanlarınca irdelenerek, ağ düzeneği kuramının açıklamaya çalıştığı ilişkisel yapılar sosyolojik epistemoloji bağlamında temellendirilerek incelenecektir
- Published
- 2015
27. An investigation into outsourcing on resource dependence theory
- Author
-
Eğilmez, Özüm and İpçioğlu, İsa
- Subjects
Turkish Textile- Apparel Industry Firms ,Dış Kaynak Kullanımı (Outsourcing) ,Kaynak Bağımlılığı Teorisi ,Resource Dependence Theory ,Türkiye Tekstil-Konfeksiyon Sektörü Firmaları ,Outsourcing - Abstract
Günümüzde işletmeler rekabet avantajlarını sürdürebilir kılabilmek adına müşteriler beklentilerini hedef alarak uygun kalite ve fiyatta ürün veya hizmet üretebilme çabası içerisindedirler. Bu amaçla faaliyetlerini daha etkin kılabilmek adına, ana faaliyetleri dışında kalan faaliyetlerini, dış kaynak kullanımı uygulaması ile tedarik etmeye başlamışlardır. İşletmeler kendi stratejileri doğrultusunda farklı amaçlar belirleyerek dış kaynak kullanımından faydalanmaktadır. Araştırmamızın amacı, işletmelerin dış kaynak kullanımı nedenleri irdelenerek kaynak bağımlılığı teorisi çerçevesinde incelemektir. İşletmelerin dış kaynak kullanımı kararını almalarının, kaynak bağımlılığı bağlamında örgütlerin dış çevrelerine karşı aktif davranabilmeleri adına uyguladıkları bir strateji olarak ele alınıp alınmadığı sorgulanmaktadır. Kaynak bağımlılığı teorisinin örgütler arası ilişkileri barındırması, ortada kaynağa dayalı ilişkiden söz edilmesi, bu ilişkiler sonucunda bağımlılık, belirsizlik ve güç unsurlarının doğması ve örgütlerin bu stratejiyi bilinçli uygulayıp uygulamadıkları vb. iddialar araştırmamızın temel sorunsalını oluşturmaktadır. Birimci bölümde kaynak bağımlılığı teorisi’nin tanımı, alt kavramları ve yönetimi ile ilgili stratejiler incelenmiştir. İkinci bölümde; dış kaynak kullanımı tanımı, nedenleri, fayda ve sakıncaları incelenmiştir. Son bölüm olan uygulama bölümünde ise Türkiye’de faaliyet gösteren tekstil-konfeksiyon (hazır giyim) sektöründe önde gelen on iki firma incelenmiş ve dış kaynak kullanımı nedenleri kaynak bağımlılığı bağlamında irdelenmiştir. Sonuç kısmında görüleceği üzere, ilgili yazında belirtilen dış kaynak kullanımı nedenleri ile firmaların verdiği cevaplar benzerlik göstermiştir. Aynı zamanda şirketlerin teorik olarak kaynak bağımlılığı teorisi hakkında bilgi sahibi olmasalar dahi bazı uygulamaların kaynak bağımlılığı bağlamında şirketlerin çevresel belirsizliklerini yönetebilme adına aktif rol oynadıkları bilgisi saptanmıştır. Nowadays, firms tend to produce their products and services under valuable quality and cost in order to sustain their competitive advantages. In this purpose, firms effort to sight many non-core business process and functions via outsourcing. Outsourcing has become an important phenomenon, as firms of each has many different reasons in terms of using outsourcing. The aim of this study is to investigate the outsourcing reasons of the firms in Resource Dependency context. We attempt to address the outsourcing decisions of the firms by synthesising resource dependency theory which suggests that firms are in charge of managing their external environment by using some adaptation strategies. As resource dependence theory addresses interorganizational relationships referring to the resource based relations that comes with uncertainty, dependence and power subconcepts, we develop a framework in a resource dependeny context to understand whether outsourcing can be defined as an active firm strategy or not. In the first chapter, the concept of resource dependency theory, sub-concepts as uncertainty, dependence, power, and the related strategies can be use to manage firms’ external environments have been reviewed. In the second chapter; the outsourcing definitions, the reasons for using outsourcing, advantages and disadvantages of this implication have been reviewed. In the last chapter, the extent of outsourcing decisions examined in the context of resource dependency theory by the research is done among twelve high-ranking textile-apperal industry firms fuctioning in Turkey. Our results indicate that the reasons of outsourcing are a potential evidence of the mentioned reasons in the literature so far. Another finding of this study is, -although the firms do not have the theoretical knowledge of the resource dependence theory and its concepts-, we found that some of the implications are a significant evidence that firms are actively managing their external environment in terms of outsourcing implications.
- Published
- 2011
28. Kaynak bağımlılığı bağlamında dış kaynak kullanımının incelenmesine yönelik bir araştırma
- Author
-
Eğilmez, Özüm, İpçioğlu, İsa, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Resource dependence ,Ready made wear enterprises ,İşletme ,Textile enterprises ,Ready made wear industry ,Outsourcing ,Business Administration - Abstract
Günümüzde işletmeler rekabet avantajlarını sürdürebilir kılabilmek adına müşteriler beklentilerini hedef alarak uygun kalite ve fiyatta ürün ve hizmet üretebilme çabası içerisindedirler. Bu amaçla faaliyetlerini daha etkin kılabilmek adına ana faaliyetleri dışında kalan faaliyetlerini dış kaynak kullanımı uygulaması ile tedarik etmeye başlamışlardır. İşletmeler kendi stratejileri doğrultusunda farklı amaçlar doğrultusunda dış kaynak kullanımından faydalanmaktadır.Araştırmamızın amacı, işletmelerin dış kaynak kullanımı nedenleri irdelenerek kaynak bağımlılığı teorisi çerçevesinde incelemektir. İşletmelerin dış kaynak kullanımı kararını almalarının, kaynak bağımlılığı bağlamında örgütlerin dış çevrelerine karşı aktif davranabilmeleri adına uyguladıkları bir strateji olarak ele alınıp alınmadığı sorgulanmaktadır. Kaynak bağımlılığı teorisinin örgütler arası ilişkileri barındırması, ortada kaynağa dayalı ilişkiden söz edilmesi, bu ilişkiler sonucunda bağımlılık, belirsizlik ve güç unsurlarının doğması ve örgütlerin bu stratejiyi bilinçli uygulayıp uygulamadıkları vb. iddialar araştırmamızın temel sorunsalını oluşturmaktadır.Birimci bölümde kaynak bağımlılığı teorisi'nin tanımı, alt kavramları ve yönetimi ilgili stratejiler incelenmiştir. İkinci bölümde; dış kaynak kullanımı tanımı, nedenleri, fayda ve sakıncaları incelenmiştir. Son bölüm olan uygulama bölümünde ise Türkiye'de faaliyet gösteren tekstil-konfeksiyon (hazır giyim) sektöründe önde gelen on iki firma incelenmiş ve dış kaynak kullanımı nedenleri kaynak bağımlılığı bağlamında irdelenmiştir. Sonuç kısmında görüleceği üzere, ilgili yazında belirtilen dış kaynak kullanımı nedenleri ile firmaların verdiği cevaplar benzerlik göstermiştir. Aynı zamanda şirketlerin teorik olarak kaynak bağımlılığı teorisi hakkında bilgi sahibi olmasalar dahi bazı uygulamaların kaynak bağımlılığı bağlamında şirketlerin çevresel belirsizliklerini yönetebilme adına aktif rol oynadıkları bilgisi saptanmıştır.Anahtar Kelimeler: Kaynak bağımlılığı teorisi, Dış kaynak kullanımı (Outsourcing), Türkiye Tekstil-Konfeksiyon sektörü firmaları. Nowadays, firms tend to produce their products and services under valuable quality and cost in order to sustain their competitive advantages. In this purpose, firms effort to sight many non-core business process and functions via outsourcing. Outsourcing has become an important phenomenon, as firms of each has many different reasons in terms of using outsourcing.The aim of this study is to investigate the outsourcing reasons of the firms in Resource Dependency context. We attempt to address the outsourcing decisions of the firms by synthesising resource dependency theory which suggests that firms are in charge of managing their external environment by using some adaptation strategies. As resource dependence theory addresses interorganizational relationships referring to the resource based relations that comes with uncertainty, dependence and power sub-concepts, we develop a framework in a resource dependeny context to understand whether outsourcing can be defined as an active firm strategy or not.In the first chapter, the concept of resource dependency theory, sub-concepts as uncertainty, dependence, power, and the related strategies can be use to manage firms? external environments have been reviewed. In the second chapter; the outsourcing definitions, the reasons for using outsourcing, advantages and disadvantages of this implication have been reviewed. In the last chapter, the extent of outsourcing decisions examined in the context of resource dependency theory by the research is done among twelve high-ranking textile-apperal industry firms fuctioning in Turkey. Our results indicate that the reasons of outsourcing are a potential evidence of the mentioned reasons in the literature so far. Another finding of this study is, -although the firms do not have the theoretical knowledge of the resource dependence theory and its concepts-, we found that some of the implications are a significant evidence that firms are actively managing their external environment in terms of outsourcing implications.Key Words: Resource Dependence theory, Outsourcing, Turkish Textile- Apparel Industry Firms. 97
- Published
- 2011
29. YERLEŞİKLİK ve İLİŞKİLERİ ANLAMADA AĞ DÜZENEĞİ KURAMI: SOSYOLOJİK BAKIŞ.
- Author
-
TORUN, Tolga and EĞİLMEZ, Özüm
- Abstract
Economic sociology has long argued that economy and sociology are too inter twined to be thought of as independent disciplines. In recent years, economic sociology and the related concept of embeddedness have received considerable attention from researchers. However, questions over its epistemology still remain unanswered. In this article, we employ social network theory to analyze the networks and the relational bounds of embededdness. Economic and sociological paradigms will be explored via the arguments of philosophy of social sciences and the structures of networks within the social network theory will be investigated through the lens of sociological epistemology. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
30. Investigation of career development of school administrators in context of career aims and expectations
- Author
-
Yılmaz, Mehmet, Eğilmez, Özüm, and Yılmaz, Mehmet
- Subjects
Okul Yöneticileri ,School Heads ,Career Theories ,Kariyer Gelişimi ,Teachers ,Kariyer Kuramları ,Öğretmenler ,Career Development - Abstract
Bu araştırmanın amacı okul yöneticilerinin kariyer gelişiminin kariyer hedef ve beklentiler bağlamında incelenmesidir. Bu amaçla Bilecik İli devlet okullarında çalışan okul müdürü ve müdür yardımları ile nitel bir yaklaşım benimsenerek yarı yapılandırılmış mülakat ile veri toplanmıştır. Araştırmanın ilk bölümünde kariyer kavramı tanımları ve kariyer kuramlarından bahsedilmiş olup, ikinci bölümde ise meslek olarak öğretmenlik ve öğretmenlik kariyer basamakları tanımlanmıştır. Son bölümde ise çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve elde edilen bulgularına değinilerek önerilerde bulunulmuştur. Araştırma sonucunda okul yöneticilerinin, görevini en iyi şekilde yapmak ve bulunduğu ortama katkı sağlamak ile üst kademelere yükselme hedef ve beklentilerinde oldukları ancak iş yoğunluğu, zaman ve imkansızlıkların bu hedef ve beklentilerini gerçekleştirmelerine olanak bulamadıkları saptanmıştır. Bazı okul yöneticilerinin üniversite döneminde kariyer planlaması olmadan öğretmenlik mesleğinin içine girdiklerini ve şuan ki kariyerlerinden memnun olmayıp tekrar öğretmenliğe dönmek istedikleri sonuçlarına varılmıştır. Genel olarak okul yöneticilerinin kariyeri bir süreç ve geliştirilebilir bir olgu olarak anladıkları ve kariyer sürecinde hedef ve beklentilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Okul yöneticilerinin kariyer gelişimi konusunda yeterince eğitilmediği ve çalışma koşullarında kariyer gelişimi gerçekleştirebilecek imkanları bulamadıkları sonucuna da varılmıştır. The aim of this research is investigating career development of school administrators in context of career aims. For this purpose, data were collected through semi-structured interviews with the help of school principals and principals working in state schools in Bilecik province, adopting a qualitative approach. In the first part of the research, definitions of career concept and career theories were mentioned, and in the second part, teaching as a profession and teaching career steps were defined. In the last part, the subject, purpose, method and findings of the study were mentioned and suggestions were made. As a result of the research, it has been determined that school administrators have the aims and expectations of performing their duties in the best way and contributing to the environment they are in, and rising to the upper levels, but the workload, time and impossibilities do not allow them to realize these aims and expectations. It was concluded that some school administrators entered the teaching profession without career planning during the university period and that they were not satisfied with their current careers and wanted to return to teaching again. In general, it has been determined that all school administrators understand career as a process and a phenomenon that can be improved and they have aims and expectations in the career process. It was also concluded that the school administrators were not adequately trained in career development and they could not find the opportunities to realize career development in working conditions.
- Published
- 2023
31. Evaluation of integration of industry 4.0 in aviation defence industry
- Author
-
Gökcan, Halil İbrahim, Eğilmez, Özüm, and Gökcan, Halil İbrahim
- Subjects
Entegrasyon ,AHP ,Endüstri 4.0 ,Integration ,Savunma Sanayi ,Defense Industry ,Maturity ,Industry 4.0 ,Olgunluk - Abstract
İlk defa Almanya’da 2011 yılında dile getirilen Endüstri 4.0 ile sanayi ve üretim teknolojileri değişim ve dönüşüm sürecine girmiştir. Sanayi ve üretim teknolojilerindeki bu değişim diğer sanayi devrimlerinden farklı olarak daha hızlı gerçekleşmekte ve etkisi daha çok alanda hissedilmektedir. Endüstri 4.0 ile başta üretim teknolojilerinde olmak üzere yaşanan gelişmeler, çoğunlukla imalat sanayiyi etkilemiştir. Dijital dönüşüm ve gelişim ile savunma ürünlerine olan ihtiyaç şekli ve miktarı da artmıştır. Dolayısı ile dijital dönüşümden savunma sanayi de oldukça etkilenmektedir. İşletmelerin Endüstri 4.0’ı ne ölçüde benimsedikleri, kullandıkları, hangi alanda iyi seviyede, hangi alanda kötü seviyede olduklarını belirlemek için olgunluk modelleri kullanılır. Her sektör için Endüstri 4.0 ana boyutları ve alt boyutları farklı öneme sahiptir. Bu boyutların zaman içinde değişmesi mümkündür. Bundan dolayı hangi olgunluk boyutu kulanılacaksa sektöre uygun olan boyut ağırlıkları ile birlikte değerlendirilmelidir. Bu çalışmada, Türk Savunma Sanayisi için endüstri 4.0 olgunluk değerlendirilmesi yapılmıştır. Bunun için iki aşamalı bir yöntem uygulanmıştır. Birinci aşamada, savunma sanayi için daha önce yapılmış çalışmalar ışığında endüstri 4.0 olgunluk ana boyut ve alt boyutları belirlenmiştir. Belirlenen ana boyut ve alt boyutlar sektörel olarak farklı önem derecesine sahip olduğundan dolayı 8 farklı uzmandan ana boyut ve alt boyutların önemine göre karşılaştırılması istenmiştir. Bu karşılaştırma yapılırken Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) yöntemi kullanılmıştır. İkinci aşamada ise 9 adet savunma sanayii firmasına endüstri 4.0 olgunluğu ile ilgili sorular sorulmuştur. Verilen cevaplara göre puan hesaplaması yapılmıştır. Sonuç olarak Türk Savunma sanayiinde Endüstri 4.0 olgunlukları konusundaki durum sektörel olarak ortaya konmuştur. İşletmelere ait verilerde strateji yönetim ve organizasyon ile risk ve güvenlik ana boyutları diğer ana boyutlara göre daha olgun olduğu görülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonucunda havacılık savunma sanayiinde endüstri 4.0 entegrasyonunun başlangıç seviyesinde olduğu görülmüştür. Industry 4.0 that initially was arisen in Germany in 2011 has started to transform and change the industry and production processes. The change of the industry owing to industry 4.0 come about faster apart from other industrial revolutions, the effect of that change has been perceived in plenty of areas. Especially, the developments in production technologies caused by industry 4.0 has affected manufacturing industry. Via digital transformation and development, the form of demand and quantity for defence industry products has also increased. Due to fact that, defence industry has been affected significantly by digital transformation. To assess adoptation levels of companies, usage of industry 4.0 and strengths and weaknesses of the companies, maturity model are used. Industry 4.0 main dimensions and sub-dimensions have difference important levels for each industry sector. In addition, it is also possible that the dimensions might change over time. Because of that, whichever maturity level is used, the dimensions that are proper for the sector should be used and assessed along with weight. In that study, the maturity assessment was performed for Turkish Defence Industry. In order to assess that, two phases evaluation method has been used. In the first phase, main dimensions and sub- dimensions for defence industry were determined in the light of previous studies on that subject. In that the determined main dimensions and sub-dimensions have difference importance levels for sector specific, importance level comparison was asked to eight different experts in terms of the main dimensions and sub- dimensions. The Analytic Hierarchy Process (AHP) was used for that comparison. In the second phase of the study, questions about maturity level of Industry 4.0 in defence industry were asked to nine different defence industry companies. According the answer that were given, points calculation was performed. As a consequence of the study, Industry 4.0 maturity levels in Turkish Defence Industry were presented according to the sectors. According to data that was collected from experts and defence industry companies, it was seen that strategy management and organization along with risk and safety aspects were more mature rather than other aspects. As a final consequence of the evaluation, it was seen that Industry 4.0 integration in aviation defence industry was in beginning level.
- Published
- 2023
32. A research on the relationship between social media addiction and communication skills of 14-18 high school students in terms of various variables (Bilecik province example)
- Author
-
Akbulut, Zaim, Eğilmez, Özüm, and Akbulut, Zaim
- Subjects
Social Media Usage ,Eğitim Yönetimi ,14-18 Age High School Students ,14-18 Yaş Lise Öğrencileri ,Social Media Addiction ,Sosyal Medya Bağımlılığı ,İletişim Becerileri ,Communication Skills ,Educational Management ,Sosyal Medya Kullanımı - Abstract
Okul ortamlarında çoğunlukla pasif dinleyici konumunda olan öğrenciler, içerisinde bulundukları bu durumlardan dolayı okulları, kendilerini çok fazla ifade edemedikleri sıkıcı ortamlar olarak algılamaktadırlar. Sosyal medya bileşenlerinin okul dışında da bilgi kaynağının ve sosyalleşme ortamlarının bulunduğu yönünde öğrencileri yönlendirmesi ile öğrenciler okul dışındaki öğrenme ortamlarına yönelmeye başlamaktadırlar. Son yıllarda İnternet teknolojisindeki gelişmelerin sosyal medya bileşenlerini cep telefonlarının içerisine yerleştirerek mobil hale getirmesi, hayatı oldukça hızlı yaşayan ve hareketli yapıda olan gençler ve özelliklede orta öğretim öğrencileri tarafından büyük kabul görmüş ve öğrencilerin yaşam ve iletişim şekilleri cep telefonu içerisinde yer alan sosyal medya bileşenlerine bağlı olarak değişim göstermeye başlamıştır. Liselerde öğrenim gören öğrencilerde yaşanan sosyal medya bağımlılığına bağlı olarak gelişme gösteren iletişim becerileri ilişkisi bu çalışmada faklı değişkenler boyutuyla incelenmesi amacı güdülmüştür. Betimsel araştırma teknikleri içerisinde yer alan ilişkisel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmada, 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılında Bilecik İli'nde farklı tür liselerde eğitim gören öğrenciler arasından rastgele örneklem yoluyla belirlenen 1.060 öğrenci araştırma grubunu oluşturmaktadır. Araştırmada sosyolojik değişkenler boyutuyla yaşanılan yer, demografik değişkenlerden yaş, cinsiyet, kardeş sayısı, öğretim değişkenlerinden okul türü, sınıf seviyesi, gibi bilgilerin elde edilmesi için 'Kişisel Bilgi Formu' kullanılmıştır. Bu değişkenler ile birlikte öğrencilerin sosyal medyaya ilişkin kullanım düzeylerini belirleyebilmek için 'Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği' ve iletişim becerileri düzeylerinin tespitinin yapılabilmesi için 'İletişim Becerileri Ölçeği' kullanılmıştır. Anket çalışmasından elde edilen verilerin test edilmesi amacıyla cinsiyet, yaş, sınıf düzeyi, okul türü, kardeş sayısı, aile gelir düzeyi, yaşadıkları yerleşim yeri, anne baba eğitim düzeyi, okul başarısı, sosyal medyada bulunma süresi değişkenleri dikkate alınarak sosyal medya bağımlılığı ve iletişim becerileri ölçeği ile analizleri yapılan hipotez soruları yöneltilmiş ve değerlendirmeleri alınmıştır. Araştırma problemi çerçevesinde ön çalışma olarak "Kişisel Bilgi Formu", "Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği" ve "İletişim Becerileri Ölçeği" esas alınarak yaş grubu sınıf seviyesi ve cinsiyetleri farklı olan 40 öğrenci ile yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerden alınan notlar araştırmacının günlüğüne eklenmiştir. Bu notlar ışığında literatür daraltılabilmiştir. Bu sebeple tez metni içerisinde araştırmacı notları, ilgili görülen yerlerde paylaşılmıştır. Nicel yöntem benimsenen bu araştırmada anket yolu ile toplanan veriler SPSS programına yüklenmiş, geçerlilik, güvenilirlik ve normallik testleri yapılmıştır. Verilerin normal dağıldığı değerlendirildiği için ikili ve üçlü karşılaştırmalarda parametrik testler kullanılmıştır. Yapılan araştırmada iki değişkenli karşılaştırmalarda bağımsız "t testleri" kullanılarak analizler yapılmıştır. Üç ve daha fazla değişken boyutunda yapılan karşılaştırmalarda ise "ANOVA "testleri boyutunda parametrik analizleri, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Çalışma sonrasında elde edilen bulgulara bağlı olarak yapılan değerlendirmede, sosyal medya bağımlılığının, iletişim becerilerini negatif yönde etkilediği, öğrencilerin orta düzeyde sosyal medya bağımlısı olduğu, kız öğrencilerin iletişim becerilerinin erkek öğrencilerin iletişim becerilerinden daha yüksek olduğu, okul türünün, yaş ve sınıf düzeyinin, yerleşim yerinin, kardeş sayısının, anne baba eğitim durumunun, ailenin sosyo- ekonomik durumunun sosyal medya bağımlılığı ve iletişim becerileri düzeyinde farklılaşmadığı, okul başarısının, internet varlığının, sosyal medya kullanım süresinin, sosyal medya bağımlılığını ve iletişim becerilerini düzeyinde farklılaştığı, akıllı cep telefonu kullanımının ve kullanılan sosyal medya platformunun sosyal medya bağımlılığı üzerinde anlamlı olarak istatistiksel farklılıklar oluşturduğu ancak iletişim becerileri üzerinde istatistiksel farklılıklar oluşturmadığı değerlendirilmektedir. Araştırma sonucunda demografik değişkenlerin sosyal medya bağımlılığı ve iletişim becerileri düzeyinde kısmı olarak farklılaştığı; sosyal medya bağımlılığı ve iletişim becerileri arasında negatif yönde anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Students, who are mostly passive listeners in school environments, perceive schools as boring environments where they cannot express themselves much due to these situations. With the social media components directing the students towards the source of information and socialization environments outside the school, the students start to turn to the learning environments outside the school. In recent years, the developments in İnternet technology have made social media components mobile by placing them in mobile phones, it has been widely accepted by young people who live very fast and have an active structure, and especially by secondary school students, and students' life and communication styles have changed depending on the social media components in their mobile phones started to change. In this study, it was aimed to examine the relationship between social media addiction and communication skills, which developed depending on the social media usage experienced in high school students in terms of various socio-demographic variables. In this study, the relational survey model, which is one of the descriptive research techniques, was used. A group of 1060 students, who were randomly selected from among the students studying in different types of high schools in Bilecik during the 2021-2022 academic year, constitute the research group. In the study, a 'Personal Information Form' was used to obtain information such as place of residence in terms of socio-demographic variables, age, gender, number of siblings, school type and grade level. Along with these variables, the 'Social Media Addiction Scale' was used to determine students' levels of social media use, and the 'Communication Skills Scale' was used to determine their communication skills levels. In order to test the data obtained from the survey study, social media addiction and communication skills were taken into account by taking into account the variables of gender, age, class level, school type, number of siblings, family income level, place of residence, education level of parents, school success, time spent on social media. Hypothesis questions analyzed with the scale were asked and their evaluations were taken. Within the framework of the research problem, face-to-face interviews were conducted with 40 students of different age groups, grade levels and genders, based on the "Personal Information Form", "Social Media Addiction Scale" and "Communication Skills Scale" as a preliminary study. Notes from these interviews were added to the researcher's diary. In the light of these notes, the literature was narrowed. For this reason, the researcher's notes were shared in the text of the thesis where deemed relevant. In this research, in which the quantitative method was adopted, the data collected through the questionnaire and analyzed via SPSS program. Firstly, validity, reliability and normality tests were performed. Parametric tests were used in double and triple comparisons, since the data were considered to be normally distributed. In the study, analyzes were made using independent "t-tests" in bivariate comparisons. In comparisons made in the dimensions of three or more variables, parametric analyzes and correlation analyzes were performed in the dimension of "ANOVA" tests. In the evaluation made depending on the findings obtained after the study, social media addiction negatively affects communication skills, students are moderately addicted to social media, female students' communication skills are higher than male students' communication skills, school type, age and class level, settlement area. The number of siblings, parents' educational status, socio-economic status of the family do not differ on social media addiction and communication skills. School success, internet presence, duration of social media use, social media addiction and communication skills differed at the level. It was seen that the media platform created statistically significant differences on social media addiction, but did not create statistical differences on communication skills. As a result of the research, it was determined that the demographic variables differed partially with social media addiction and communication skills. Additionally, there is a negative significant relationship between social media addiction and communication skills.
- Published
- 2022
33. Analysis of Electronic Declaration System with SWOT, AHP and MARCOS methods: The example of Bilecik province
- Author
-
Akcan, Huzeyfe Zafer, Eğilmez, Özüm, and Akcan, Huzeyfe Zafer
- Subjects
E-Declaration ,AHP ,MARCOS ,E-Beyanname ,ÇKKV ,Swot ,MCDM - Abstract
Bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi ve özellikle de internet teknolojilerinde ilerleme vergi toplamaya yetkili kurumların da değişmesine yol açmıştır. Özellikle dijitalleşen ortamda devletler de geleneksel devlet anlayışından dijital devlet anlayışına doğru gelişme kaydetmişlerdir. Bu değişimler, devletin vergi toplama yöntemlerine de etki etmiştir. Vergi toplamanın ilk aşaması olan vergi beyannamelerinin vergi dairelerin ibraz edilme aşaması geleneksel yöntemler ile yapılmakta iken, gerekli yasal mevzuatlar ve teknolojik alt yapılar hazırlandıktan sonra Elektronik Beyanname Sistemi geliştirilip 31.07.2004 tarihinde 25539 sayılı Resmî Gazete' de yayımlanan 5228 sayılı kanun ile uygulanmaya başlanmıştır. Bu sayede beyannamelerin depolama ve arşivleme maliyetleri, uzun uzadıya biriken mükellef sıraları, vergi dairesindeki yoğunluk ve personel sıkıntıları gibi olumsuz durumlardan kurtarmış, elektronik beyanname sistemi ile birlikte daha verimli hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlayan ve vergi dairesine gelmeye gerek kalmadan işlemlerin halledilmesine olanak sağlayan bir sisteme geçilmiştir. Bu çalışmanın amacı da bu sistemi bir bütün olarak ele alıp daha ileriye götürülebilmesi, daha verimli hale gelebilmesi ve kullanıcılar açısından daha efektif olabilmesi açısından en iyi stratejiyi seçmektir. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak Elektronik Beyanname Sistemi SWOT analizi ile analiz edilerek güçlü ve zayıf yanları ile fırsat ve tehditleri tespit edilmiştir. Bunun için 33 sorudan oluşan bir anket hazırlanmış ve hem Bilecik Vergi Dairesi çalışanları hem de meslek mensuplarından oluşan uzman katılımcılar ile birlikte toplam 50 kişiye uygulanmıştır. Anket likert ölçek ile ölçeklendirilmiş olup SWOT analizinin her bir başlığına ait 4'er adet en yüksek puanı alan sorular SWOT kriterleri olarak belirlenmiştir. SWOT kriterleri daha sonra belirlenecek stratejilerin seçilmesinde yardımcı olabilmesi için Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden olan AHP yöntemi kullanılarak ağırlıklandırılmıştır. Belirlenen kriterler birbirleri ile de karşılaştırma yapılarak bu sayede 16 adet kriterin her birinin ağırlığı hesaplanmıştır. Bu kriterlerin ağırlıkları ışığında elektronik beyanname sistemi daha iyi hale getirebilecek 4 adet strateji belirlenmiştir. Stratejilerin sıralanması konusunda yine ÇKKV yöntemleri arasından yeni bir yöntem olan ve karar vericilere optimum karar verme konusunda yardımcı olan MARCOS yöntemi kullanılmıştır. MARCOS yöntemi ile bu stratejiler arasında sıralama yapılmış ve içlerinden en fazla ağırlığa sahip strateji seçilmiştir. The development of computer technologies and especially the advancement in internet technologies has led to a change in the institutions authorized to collect taxes. Especially in the digitalized environment, states have also evolved from the traditional state to the digital state. These changes also affected the tax collection methods of the state. In the past, the first stage of tax collection, the submission of tax returns to tax offices is done with traditional methods. Today, after the necessary legal regulations and technological infrastructures have been prepared, the Electronic Declaration System has been developed and started to be implemented with the Law No. 5228 published in the Official Gazette No. 25539 on 31.07.2004. In this way, it has been saved from negative situations such as storage and archiving costs of declarations, accumulated taxpayer queues, density in the tax office and personnel problems. With the electronic declaration system, a system that saves both time and cost and allows transactions to be settled without the need to come to the tax office has been adopted. The aim of this study is to consider this system as a whole and to choose the best strategy in terms of making it more efficient and more effective for users. For this purpose, firstly, the Electronic Declaration System was analyzed with SWOT analysis and its strengths and weaknesses, opportunities and threats were determined. For this, a questionnaire consisting of 33 questions was prepared and applied to a total of 50 people, including both Bilecik Tax Office employees and professional participants. The questionnaire was scaled with a Likert scale, and the questions with the highest score of 4 for each heading of the SWOT analysis were determined as the SWOT criteria. The SWOT criteria were weighted using the AHP method, which is one of the Multi-Criteria Decision-Making methods, to assist in the selection of strategies to be determined later. The weight of each of the 16 criteria was calculated by comparing with the determined criteria. By using the weights of these criteria, 4 strategies have been determined to improve the electronic declaration system. MARCOS, a new method among MCDM methods, was used to rank the strategies. The MARCOS method helps decision makers to make optimum decisions. With the MARCOS method, these strategies were sorted and the strategy with the highest weight was selected.
- Published
- 2022
34. Bankacılık sektöründe performansa dayalı prim sisteminin rolü üzerine bir araştırma
- Author
-
Koca, Murat, Eğilmez, Özüm, and İşletme Ana Bilim Dalı
- Subjects
Motivation ,Premium ,Non-Parametric Test ,Performance ,Bankacılık ,Prim Sistemi ,Banking ,Bank employees ,İşletme ,Performance evaluation ,Parametrik Olmayan Test ,Performans ,Banking sector ,Premium System ,Business Administration ,Performance based budgeting - Abstract
Bu tezin temel amacı bankacılık sektöründe performansa dayalı prim sisteminin çalışanlar üzerindeki rolünü incelemektir. Bu bağlamda, seçilen ölçek yardımıyla prim sisteminin genel rolünü ölçen ifadelerin, yanıtlayıcıların bağlı bulundukları bölümler düzeyinde anlamlı derecede farklılaşıp farklılaşmadığını belirlenmiş ve aralarındaki ilişki ortaya konulmaya çalışılmıştır. Tezin örneklemini özel bir bankada sekiz farklı bölümde çalışan 253 banka çalışanı oluşturmuştur. Tezin amacı doğrultusunda Kruskal Wallis H Testi sonuçlarına göre banka çalışanlarının çalıştıkları bölümler ile "Genel olarak kurumda uygulanan prim sisteminden memnunum" ifadesi ve "Prim sistemi ile bireysel çabalarım fark edilir" ifadesi arasında anlamlı bir fark bulunmaktadır (p
- Published
- 2019
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.