Search

Amaç: Bu çalışmanın amacı makro ve mikro besin ögesi alımlarının hedonik açlık, kronotip ve duygu düzenleme güçlüğü ile ilişkisinin belirlenmesidir.Yöntem: Çalışmanın örneklemini İstanbul’da beslenme ve diyet danışmanlık merkezinden danışmanlık hizmeti alan, masa başı çalışan, toplam 255 gönüllü birey oluşturdu. Katılımcılara yüz yüze görüşme yöntemiyle demografik özellikleri, beslenme alışkanlıkları, Besin Gücü Ölçeği (BGÖ), Sabahçıl-Akşamcıl Anketi (SAA) ve Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) uygulandı. Buna ek olarak bireylerin ağırlık ve boy ölçümleri ile beden kütle indeksi (BKİ) de değerlendirildi.Bulgular: Çalışmaya katılan bireylerin yaş ortalaması 36.1+8.75 yıl ve %70.2’si kadındı. BKİ ortalaması; 26.35±5.27 kg/m2’idi ve obezite oranı erkeklerde (%21.1) kadınlardan (%19.0) daha yüksekti. BKİ sınıflandırmasına göre toplam BGÖ puanı ve alt faktörleri olan Besin Bulunabilirliği, Besin Mevcudiyeti ve Besinin Tadına Bakılması puan ortalamalarının fazla kilolu olan bireylerde normal olan bireylere göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptandı. BGÖ puanlarıyla tiamin, riboflavin, B6 vitamini, potasyum, magnezyum alım ortalamaları arasında anlamlı pozitif ilişki saptandı. DDGÖ puanlarının makro ve mikro besin alım ortalamaları incelendiğinde; çoklu doymamış yağ, E vitamini, riboflavin, folat ve potasyum alımı ile negatif ilişki bulundu. SAA puanları ile enerji, toplam yağ, çoklu doymamış yağ, kolesterol, tiamin, riboflavin, B6 vitamini, folat, C vitamini, potasyum, magnezyum ve demir alımlarında pozitif ilişki bulundu. Bunun yanı sıra BGÖ puanları ile SAA puanları ve DDGÖ puanları arasında da pozitif bir ilişki olduğu saptandı.Sonuç: Hedonik açlık, duygu düzenleme güçlüğü ve kronotip ile ilişkilidir. Bireylerin mikro besin ögesi alımı arttıkça hedonik açlık artmaktadır. Çoklu doymamış yağ asitleri ve mikro besin ögesi alımları azaldıkça duygu düzenleme güçlüğü artmaktadır. Sabahçıl tipteki kronotiplerin enerji, makro ve mikro besin ögeleri alımları daha fazladır., Objective: The aim of this study is to determine the relationship between macro and micro nutrient intakes and hedonic hunger, chronotype and emotion regulation difficulties.Method: The study consisted of a total of 255 volunteers working at a desk who received consultancy services from the nutrition and diet counselling centre in Istanbul. Demographic characteristics, nutritional habits, Power of Food Scale (PFS), Morning-Evening Questionnaire (MEQ) and Difficulties in Emotion Regulation Scale (DERS) were applied to the participants by face-to-face interview method. In addition, individuals' weight and height measurements and BMI were also evaluated.Results: The average age of the individuals participating in the study was 36.11+8.75, and 70.2% of the participants were women. The average BMI of the participants is 26.35±5.27 kg/m2 and the obesity rate is higher in men (21.1%) than in women (19.0%). According to the BMI classification, the total PFS score and the mean scores of the sub-factors of food available, food present and food tasted were significantly higher in overweight individuals than in normal individuals. A significant positive correlation was found between PFS scores and mean intakes of thiamine, riboflavin, vitamin B6, potassium, and magnesium. When the macro and micronutrient intake averages of the DERS scores are examined; A negative correlation was found with polyunsaturated fat, vitamin E, riboflavin, folate and potassium intake. A positive correlation was found between SAA scores and energy, total fat, polyunsaturated fat, cholesterol, thiamine, riboflavin, vitamin B6, folate, vitamin C, potassium, magnesium and iron intake. In addition, a positive correlation was found between PFS scores and MEQ scores and DERS scores.Conclusion: Hedonic hunger is associated with emotıon regularıy dıffıculty and chronotype. Hedonic hunger increases as individuals' intake of micronutrients increases. Emotıon regularıy dıffıculty increases as intakes of polyunsaturated fatty acids and micronutrients decrease. Morning-type chronotypes have higher intakes of energy, macronutrients and micronutrients.

Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin bilinçli farkındalık düzeylerinin başa çıkma stilleri, empati ve duygusal düzenlemeye göre yordanmasıdır. Araştırmanın örneklemi, tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir ve 450 öğrenciden oluşmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak Bilinçli Farkındalık Ölçeği (BFÖ), Ergenler İçin Başa Çıkma Ölçeği (EBÇÖ), Temel Empati Ölçeği (TEÖ), Duygusal Düzenleme Ölçeği (DDÖ) ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma kapsamında kullanılan Bilinçli Farkındalık Ölçeği'nin (BFÖ) lise öğrencilerine uyarlama çalışması gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizi, Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi kullanılarak yapılmıştır. Araştırma bulguları, bilinçli farkındalığın kaçınan başa çıkma ve olumsuz başa çıkma alt boyutları ile negatif ve aktif başa çıkma ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Bilinçli farkındalığın, bilişsel empati alt boyutu ile pozitif ve duyuşsal empati alt boyutu ile negatif yönde ilişkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca bilinçli farkındalığın duygusal dışavurumu bastırma alt boyutu ile negatif ve bilişsel yeniden değerlendirme alt boyutu ile pozitif yönde ilişkili olduğu görülmüştür. Son olarak araştırma bulguları; EBÇÖ, TEÖ ve DDÖ puanlarının birlikte bilinçli farkındalığı anlamlı olarak yordadığını ve bilinçli farkındalık düzeyindeki değişimin % 50'sini açıkladığını ortaya koymuştur, ancak duyuşsal empati alt boyutunun bilinçli farkındalık puanlarını anlamlı düzeyde yordamadığı bulunmuştur. Bulgular, ilgili alanyazın ışığında tartışılmış ve bazı öneriler sunulmuştur., This study aimed to investigate the role of coping styles, empathy and emotional regulation in predicting mindfulness level of high school students. In this study, a stratified sampling method was used and the sample consisted of 450 students. The data were collected by Mindfulness Scale (MS), Coping Scale for Adolescents (CSA), Basic Empathy Scale (BES), Emotion Regulation Scale (ERS), and Personnel Information Form. Adaptation study of the Mindfulness Scale for adolescents was conducted as part of the study. Multiple Linear Regression Analyses were utilized for the data analysis. The findings of the research demonstrated that there were direct positive relationships between the active coping subscale and the mindfulness. The avoidant and adverse coping subscales showed negative correlations with the mindfulness scores. Also there were direct positive relationships between the cognitive empathy subscale and the mindfulness. The affective empathy subscale showed negative correlations with the mindfulness. The relationship between the reappraisal subscale score and the mindfulness score was positive. The suppressing emotional-expression subscale revealed a negative relationship with the mindfulness scores. Finally; CSAS scores, BES scores, and ERS scores accounted for the 50 % of the variance for the mindfulness scores. However the affective empathy subscale was not the significant predictor for the mindfulness scores. The findings were discussed in the light of related literature and some suggestions were offered.