101 results on '"Doğan, Zehra"'
Search Results
2. Ehrenmorde im türkischen Strafrecht
- Author
-
Başer-Doğan, Zehra, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
3. The Right to Be Forgotten as a Part of Personal Data Privacy
- Author
-
Yenerer Çakmut, Özlem, primary and Başer Doğan, Zehra, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
4. Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-IX
- Author
-
Yazıt, Hasibe; Sinop Üniversitesi, Köktürk, Neşe; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Aid, Rita R. Y.; Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Gürkan, Senem; Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Kılıç Akıncı, Sevcan; Erzurum Teknik Üniversitesi, Sümbül, Sinan; İstanbul Üniversitesi, Algaç, Şeyda; Afyon Kocatepe Üniversitesi, Maral, Taylan; İstanbul Gelişim Üniversitesi, Özdemir, Mehmet; Ankara Üniversitesi, Yılmaz, Tuncer; Karadeniz Teknik Üniversitesi, Kahya, Yalçın; Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Kaçmaz, Yaşar Yiğit, Doğan, Zehra; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kışlal, Sezen; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Üzülmez, Mehmet; Gümüşhane Üniversitesi, Yazıt, Hasibe; Sinop Üniversitesi, Köktürk, Neşe; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Aid, Rita R. Y.; Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Gürkan, Senem; Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Kılıç Akıncı, Sevcan; Erzurum Teknik Üniversitesi, Sümbül, Sinan; İstanbul Üniversitesi, Algaç, Şeyda; Afyon Kocatepe Üniversitesi, Maral, Taylan; İstanbul Gelişim Üniversitesi, Özdemir, Mehmet; Ankara Üniversitesi, Yılmaz, Tuncer; Karadeniz Teknik Üniversitesi, Kahya, Yalçın; Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Kaçmaz, Yaşar Yiğit, Doğan, Zehra; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kışlal, Sezen; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, and Üzülmez, Mehmet; Gümüşhane Üniversitesi
- Abstract
Değişim ve gelişimin her alanda çok hızlı bir şekilde yaşandığı görülmektedir. Bu hızlı değişim ve gelişim sosyal bilimler alanında da olmaktadır. Bu kitap, sosyal bilimler alanında önemli görülen pek çok konuyu okuyuculara bilimsel anlamda farklı bakış açılarıyla sunmayı amaçlamaktadır. Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-IX’da yer alan bilimsel çalışmaların sosyal bilimler alanındaki araştırmacılar, öğrenciler ve akademisyenler için faydalı bir kaynak olmasını, onlara değişik açılardan da bakmayı sağlamasını temenni ederiz., It is seen that change and development are experienced very rapidly in every field. This rapid change and development also occurs in the field of social sciences. This book aims to present readers with many important issues in the field of social sciences from different scientific perspectives. We hope that the scientific studies in Research on Social Sciences- IX will be a useful resource for researchers, students and academics in the field of social sciences and will enable them to look at them from different perspectives.
- Published
- 2023
5. Afro-Avrasya Araştırmaları Üzerine Seçme Yazılar
- Author
-
Tansü, Yunus Emre; Gaziantep Üniversitesi, Kara, Füsun; Fırat Üniversitesi, Aksoy, Hasan; Selçuk Üniversitesi, Ekici, Yunus; Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Çalışkan, Emre, Aras, İlhan; Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, İnaç, Hüsamettin; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Sadıgov, Rashıd; Sakarya Üniversitesi, Keskin, İshak; İstanbul Üniversitesi, Güler, Ceyhan; İstanbul Üniversitesi, Tolan, Öner; Ardahan Üniversitesi, Bayracı, Feyzanur; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Doğan, Zehra; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Bedirhan, Yaşar; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Çoruh, Haydar; Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Tansü, Yunus Emre; Gaziantep Üniversitesi, Kara, Füsun; Fırat Üniversitesi, Aksoy, Hasan; Selçuk Üniversitesi, Ekici, Yunus; Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Çalışkan, Emre, Aras, İlhan; Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, İnaç, Hüsamettin; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Sadıgov, Rashıd; Sakarya Üniversitesi, Keskin, İshak; İstanbul Üniversitesi, Güler, Ceyhan; İstanbul Üniversitesi, Tolan, Öner; Ardahan Üniversitesi, Bayracı, Feyzanur; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Doğan, Zehra; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Bedirhan, Yaşar; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, and Çoruh, Haydar; Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Abstract
Afroavrasya, Afrika ve Avrasya'yı tek bir kıta olarak tanımlayan terimdir. Jeopolitikada, Afrika-Avrasya'nın anakarası olarak tanımlanan terim, aslında eski dünya olarak adlandırdığımız kıtadır. Afroavrasya’nın Coğrafî yapısına baktığımızda, Afrika ve Avrasya, Süveyş Kanalı ile bölünmüş ve Avrasya, bu bölünme sonucunda Avrupa ve Asya olmak üzere iki kola ayrılmıştır. Bu ayrılma jeolojik bölünmeden ziyadesiyle kültürel bölünme ile olmuştur ayrıca Afroavrasya ülkeleri arasında gelişen diplomatik ilişkiler nihayetinde ekonomik, sosyal, siyasal etkileşime de sebebiyet vermiştir. Avrupa, afrika ve avrasya ülkelerini, halklarını tarih sahnesinde yer alan önemsiz bir dekor ya da figürasyon olarak görmüştür. Avrupa da yetişmiş önemli düşünürler, bilim insanları kendisinden önce yaşayanlar gibi, insanlığın varoluş serüvenini keşfetmek istiyorlardı. Fakat bu istekte sadece Avrupa medeniyetleri yer almıştır ne Afrika ne Uzak doğu yer almamıştır. Avrupa merkezli ve tüm ulusların insanlığın Avrupa’nın yükselişine katkı sağlayıcı olarak yorumlamışlardır. Hegel, Afrika kıtası hakkında şu sözleri dile getirmiştir: “…Afrika dünyanın tarihsel bir parçası değil, olamazda… Afrika dünya tarihi içerisinde olsa olsa başlangıcında yer alacak önemsiz bir konumdadır...” Çünkü Hegel’e göre Tarih, tinin içinde gerçekleştiği süreçtir ve tinle aynı şeydir. Zira tinin faaliyetleri özünü yansıtır,çünkü kendisinin içinde olan şeyi yapar düşüncesini savunmuştur bu savunusuna göre afrika ve avrasya halklarının tinin de medeniyet kavramı yer almamaktadır. Avrupa’ya baktığımızda sınırları hakkında net olmayan, çeşitli görüşlerin yer aldığı bir çizgi ile doğuda Ural Dağları'ndan başlayarak, batıda Atlas Okyanusu'na kadar uzanmaktadır. Zira coğrafi olarak Asya’nın bir uzantısı olduğu çok net bir şekilde görülmektedir. Asya’nın, batıya doğru uzanan küçük, küçücük bir bölgesinin adıdır Avrupa. Dünya haritasına baktığımızda dahi göze çarpan biçimi yoktur öyle ki dünya haritasında Avrupa’yı çizmeyi unut, Afroeurasia is the term describing Africa and Eurasia as a single continent. In geopolitics, the term defined as the mainland of Africa-Eurasia is actually the continent we call the old world. When we look at the geographical structure of Afroeurasia, Africa and Eurasia were divided by the Suez Canal, and as a result of this division, Eurasia was divided into two branches: Europe and Asia. This separation was due to cultural division rather than geological division, and the diplomatic relations that developed between Afro-Eurasian countries eventually led to economic, social and political interaction. He saw the countries and peoples of Europe, Africa and Eurasia as an insignificant decoration or figuration on the stage of history. Important thinkers and scientists who grew up in Europe wanted to explore the existence adventure of humanity, like those who lived before them. However, only European civilizations took part in this request, neither Africa nor the Far East took part. They interpreted Europe as centered and humanity of all nations contributing to the rise of Europe. Hegel said the following about the African continent: "...Africa is not and cannot be a historical part of the world... Africa is in an insignificant position in world history, at best at the beginning..." Because, according to Hegel, History is the process in which the spirit takes place, and it is related to the spirit. it's the same thing. Because he defended the idea that the activities of the spirit reflect its essence, because it does what is in itself, according to this defense, the concept of civilization does not exist in the spirit of African and Eurasian peoples. When we look at Europe, it extends from the Ural Mountains in the east to the Atlantic Ocean in the west, with a line that is unclear about its borders and includes various views. Because it is clearly seen that it is an extension of Asia geographically. Europe is the name of a small, tiny region of Asia that extends toward
- Published
- 2023
6. An Case of the Securitization of Politics: The Military Coup of May 27, 1960
- Author
-
DOĞAN, Zehra, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
7. Practices of Mothers’ About Infants with Infantile Colic
- Author
-
Özgüven Öztornacı, Beste, primary, Doğan, Pınar, additional, Karakul, Atiye, additional, Ardahan Akgül, Esra, additional, Doğan, Zehra, additional, Yıldırım Sarı, Hatice, additional, Baran, Masallah, additional, and Dündar, Bumin Nuri, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
8. Impairment of patient‐reported outcomes among patients with non‐alcoholic fatty liver disease: a registry‐based study
- Author
-
Yilmaz, Yusuf, primary, Toraman, Ahmet Eren, additional, Alp, Ceyda, additional, Doğan, Zehra, additional, Keklikkiran, Caglayan, additional, Stepanova, Maria, additional, and Younossi, Zobair, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. Cover Art Concept
- Author
-
Doğan, Zehra, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
10. Küresel, Bölgesel ve Ulusal Gelişmeler Bağlamında 2014 Sonrası (Erdoğan Dönemi) Türk Dış Politikası
- Author
-
DOĞAN, Zehra
- Subjects
Turkish Foreign Policy ,Strategic Autonomy ,National Security ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Türk Dış Politikası ,Stratejik Özerklik ,Ulusal Güvenlik - Abstract
In the second decade of the 2000s, Turkey struggles for an interest-oriented and versatile foreign policy. Security problems in the regional and national context lead to more use of hard power in Turkish foreign policy. Turkey's increasing material capacity and soft power also affect foreign policy. Recently, discourses about Turkey such as "game-breaker", "playmaker", "strong and leader Turkey in the regional-global arena" have been frequently voiced by foreign policy decision makers. Nationalist tendencies have strengthened after 2014 under the Justice and Development Party (AK Party) government. After the transition to the Presidential Government System in 2017, notions such as "domestic" and "national", "Ankara-centered politics", "autonomy and independence" are expressed in foreign policy. Based on these assumptions, this article aims to examine Turkish foreign policy after 2014. In this context, Turkish foreign policy after 2014 is analyzed with reference to the international system, regional and national context. The article consists of introduction, conclusion and two main parts. In the first part, the general features characteristics of Turkey's traditional foreign policy culture are discussed. In the second part, first of all, the changes and transformations in the international system in the 2000s are examined and the effects of the international context on Turkish foreign policy are revealed. Then, the effects of the regional and national context on Turkish foreign policy are questioned. Descriptive method is used in the research., 2014 sonrası Türk dış politikasını konu alan bu çalışmada, söz konusu dönemde Türk dış politikasında ne gibi değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği uluslararası sistem, bölgesel düzeyde yaşanan gelişmeler ve ulusal bağlama atıfla analiz edilmiştir. Giriş ve sonuç dışında iki ana başlıktan oluşan çalışmanın ilk ana başlığında, Türkiye’nin dış politika kültüründe öne çıkan hususlara yer verilmiştir. İkinci ana başlıkta, öncelikle 2000’li yıllar içerisinde uluslararası sistemde meydana gelen değişim ve dönüşümler ana hatlarıyla incelenmiş ve uluslararası bağlamın Türk dış politikasına yansımaları ortaya konmuştur. Sonrasında bölgesel ve ulusal bağlamda meydana gelen gelişmeler kısaca açıklanarak bu bağlamın Türk dış politikası üzerindeki etkisi sorgulanmıştır. Betimsel bir analizle kaleme alınan çalışmanın sonucunda küresel sistemdeki değişimlerin 2014 sonrası Türk dış politikasına “stratejik özerklik” arayışı olarak etki ettiği ve bu arayışın Türkiye’nin çıkar odaklı ve çok yönlü bir dış politika sergileme çabası olarak kendini gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bölgesel ve ulusal bağlamda yaşanan güvenlikle ilgili birtakım olumsuz gelişmelerin ise dış politikada sert güce daha çok yer verilmesine yol açtığı sonucuna varılmıştır. Türkiye’nin son dönemde yaşadığı maddi kapasite ve yumuşak güç artışının Türkiye’ye dair “oyun bozucu”, “oyun kurucu”, “bölgesel-küresel alanda güçlü ve lider Türkiye” gibi söylemleri gündeme getirdiği gözlemlenmiştir. Ayrıca çalışmada, 2002’den beri devam eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidarında 2014 sonrası milliyetçi eğilimlerin güçlenmesi ve 2017 sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişe paralel “yerli” ve “milli” olma kavramları ile bağlantılı bir şekilde “Ankara merkezli siyaset üretme çabası”, “özerklik ve bağımsızlık” gibi kavramlara daha çok yer verildiği ortaya konmuştur.
- Published
- 2022
11. Siyasetin Güvenlikleştirilmesine Bir Örnek: 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi
- Author
-
DOĞAN, Zehra
- Subjects
securitisation theory ,27 May 1960 Coup ,Democratic Party ,Political Science ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Siyasi Bilimler ,güvenlikleştirme teorisi ,27 Mayıs 1960 Darbesi ,Demokrat Parti - Abstract
In this study, the military coup of 27 May 1960 is examined within the framework of the securitization approach of the Copenhagen School. The May 27 coup is an event that disrupted the democratic functioning of Turkish political life and triggered the perception of politics itself as an "internal threat" in Turkey. The securitizing actor of the May 27, 1960 coup is the army. The army claimed that the threatened reference object was “the security of the republic and the regime” and perceived the Democratic Party and politics as a threat. In the final analysis, it was concluded that the 27 May 1960 coup is a successful securitization. In this direction, first of all, the theory of securitization is briefly discussed. It has been questioned how the army in Turkey has come to a more privileged position than the elected governments in matters related to politics and security. Then, the establishment of the Democrat Party and Turkey's transition to a multi-party system have examined and the process leading to May 27 and the results of the coup have revealed., Bu çalışmada Türk siyasasal hayatının demokratik işleyişini sekteye uğratan ve Türkiye’de siyasetin bizatihi kendisinin bir “iç tehdit” olarak görülmesini tetikleyen Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi olarak bilinen 27 Mayıs 1960 askeri darbesi uluslararası güvenlik çalışmaları alanının önemli ekollerden biri olan Kopenhag Okulu’nun güvenlikleştirme (securitisation) yaklaşımı çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışmada 27 Mayıs 1960 darbesiyle gerçekleştirilen güvenlikleştirmenin güvenlikleştirici aktörünün ordu olduğu, ordunun tehdit edilen referans nesnesi olarak “cumhuriyetin ve rejimin güvenliğini” gösterdiği ve tehdit olarak da Demokrat Parti özelinde siyasetin bizatihi kendisini sunduğu ve son tahlilde 27 Mayıs 1960 darbesinin başarılı bir güvenlikleştirme olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda öncelikle güvenlikleştirme teorisi kısaca ele alınmıştır. Türkiye’de ordunun siyaset ve güvenlikle ilgili hususlarda seçilmiş iktidarlardan daha ayrıcalıklı bir konuma nasıl geldiği sorgulanmıştır. Ardından Demokrat Parti’nin kuruluşu ve Türkiye’nin çok partili hayata geçiş süreci incelenerek 27 Mayıs’a giden süreç ve darbenin sonuçları ortaya konmuştur.
- Published
- 2022
12. The Effect of the Simulation Training on the Care of the Febrile Child: A Randomized Control Trial.
- Author
-
ARDAHAN AKGÜL, Esra, KARAKUL, Atiye, DOĞAN, Pınar, DOĞAN, Zehra, and ÖZGÜVEN ÖZTORNACI, Beste
- Subjects
PEDIATRIC nursing ,PEDIATRIC nurses ,DATA analysis ,CRONBACH'S alpha ,HEALTH occupations students ,EDUCATIONAL outcomes ,STATISTICAL sampling ,QUESTIONNAIRES ,FEVER ,RANDOMIZED controlled trials ,DESCRIPTIVE statistics ,MANN Whitney U Test ,NURSING ,SIMULATION methods in education ,PEDIATRICS ,CONTROL groups ,PRE-tests & post-tests ,EXPERIMENTAL design ,STATISTICS ,COLLEGE students ,BACCALAUREATE nursing education ,SOCIODEMOGRAPHIC factors ,COMPARATIVE studies ,DATA analysis software ,FEBRILE seizures ,STUDENT attitudes ,NURSING students ,CHILDREN - Abstract
Copyright of Journal of Nursology is the property of Ataturk University Coordinatorship of Scientific Journals and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
13. Türkiye’de Çocuk Kliniklerinde Çalışan Hemşirelerin Profilleri
- Author
-
SÖNMEZ DÜZKAYA, Duygu, primary, KOÇ ÖZKAN, Tuba, additional, ÇAĞLAR, Seda, additional, UYSAL, Gülzade, additional, DOĞAN, Zehra, additional, YILDIZ, Suzan, additional, ÇİĞDEM, Zerrin, additional, GÖZEN, Duygu, additional, BALCI, Serap, additional, and TORUN, Nazan, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
14. Impairment of patient‐reported outcomes among patients with non‐alcoholic fatty liver disease: a registry‐based study.
- Author
-
Yilmaz, Yusuf, Toraman, Ahmet Eren, Alp, Ceyda, Doğan, Zehra, Keklikkiran, Caglayan, Stepanova, Maria, and Younossi, Zobair
- Subjects
NON-alcoholic fatty liver disease ,PATIENT reported outcome measures ,CHRONIC hepatitis B - Abstract
Summary: Background: Patients with non‐alcoholic fatty liver disease (NAFLD) and more advanced fibrosis tend to have more impairment in their health‐related quality of life and other patient‐reported outcomes (PROs). Aim: To assess the association of PROs with select non‐invasive tests (NITs) for fibrosis including FAST, Agile 3+ and Agile 4 scores Methods: We enrolled patients with an established diagnosis of NAFLD who were seen in a tertiary care clinic into the NAFLD/NASH Registry. The FAST, Agile 3+ and Agile 4 scores were calculated using liver stiffness measurements by transient elastography and laboratory parameters. PROs were assessed using FACIT‐F, CLDQ‐NASH and WPAI instruments (total of 17 domain and summary scores). Results: There were 1509 patients with NAFLD (mean age: 49 ± 11 years, 50% men, 41% employed, 30% advanced fibrosis and 20% cirrhosis). The mean FAST, Agile 3+ and Agile 4 scores were 0.39 ± 0.26, 0.35 ± 0.31 and 0.12 ± 0.23, respectively. Subjects with lower FAST, Agile 3+ and Agile 4 scores had the highest scores in select domains of FACIT‐F, CLDQ‐NASH and WPAI (p < 0.05 in comparison to subjects with elevated or high‐risk NIT scores). Correlations with continuous NITs were significantly negative for Emotional and Functional well‐being (FACIT‐F), Activity/energy, Systemic symptoms, Worry and total scores (CLDQ‐NASH), and Activity of WPAI (p < 0.05); the strongest was for Worry (CLDQ‐NASH) with FAST (R = −0.17, p < 0.0001). The PRO scores of patients with NAFLD were lower than those of matched patients with chronic hepatitis B (p < 0.05 for 9/17 domain and summary scores). Conclusion: Patients with NAFLD and high FAST, Agile 3+ or Agile 4 scores experience impairment of health‐related quality of life. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
15. Annelerin Bebeklerinin İnfantil Koliği ile İlgili Deneyimleri.
- Author
-
Öztornacı, Beste Özgüven, Doğan, Pınar, Karakul, Atiye, Akgül, Esra Ardahan, Doğan, Zehra, Sarı, Hatice Yıldırım, Baran, Maşallah, and Dündar, Bumin Nuri
- Abstract
Copyright of Journal of Tepecik Education & Research Hospital / İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dergisi is the property of Logos Medical Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
16. 3-6 Yaş Grubu Çocuğa Sahip Annelerin Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp Uygulamaları
- Author
-
ÖZAKAR AKÇA, Selen, primary, DOĞAN, Zehra, additional, AYDIN, Zehra, additional, and SÖNGÜT, Semra, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
17. Fever Management in Pediatric Patients Diagnosed with COVID-19
- Author
-
KEKLİK, Sevde, KARAKUL, Atiye, ÖZGÜVEN ÖZTORNACI, Beste, ARDAHAN, Esra, DOĞAN, Pınar, DOĞAN, Zehra, and YILDIRIM SARI, Hatice
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,COVID-19,Pediatri,Ateş,Hemşirelik yönetimi ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
Özet 2019 yılının Aralık ayında Dünya Sağlık Örgütü, yeni bir koronovirüs çeşidinin Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıktığını bildirmiş, bu virüs tüm dünya genelinde bir toplum sağlığı sorunu olarak yayılmış ve pandemi boyutuna ulaşmıştır. İnsanlarda ilk defa görülen yeni bir koronavirüs olduğundan Novel Coronavirüs 2019 (nCoV2019) olarak tanımlanmış ve hastalığın adı COVID-19 olarak kabul edilmiştir. COVID-19’un en yaygın belirti ve semptomları ateş, öksürük ve dispne gibi diğer viral solunum yolu enfeksiyonlarına benzer bulgulardır. Çocuklarda hastalık hafif seyreder. Çoğu vaka ateş, öksürük, burun tıkanıklığı, rinore ve boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileriyle kendini göstermektedir. Bu bağlamda bu çalışma ile COVID-19 enfeksiyonunun önemli tanımlayıcı özelliklerinden ve hemşirelerin tanılaması ve değerlendirmesi gereken yaşam bulgularından biri olan ateşin yönetimi konusunda bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: COVID-19, pediatri, ateş, hemşirelik. Abstract In December 2019, the World Health Organization announced that a new type of coronovirus emerged in Wuhan, China, and this virus has spread worldwide as a public health problem and has reached the pandemic size. Since it is a new coronavirus that has not previously been detected in humans, novel Coronavirus was identified as 2019 (nCoV2019) and its disease is considered COVID-19. The most common signs and symptoms of COVID-19 are findings similar to other viral respiratory infections such as fever, cough, and dyspnea. The disease progress mild in children. Most cases are manifested by symptoms of upper respiratory infection, such as fever, cough, nasal congestion, rhinorrhea and sore throat. In this context, with this study, it is aimed to give information about the management of fever, which is one of the important diagnostic features of COVID-19 infection, and one of the life signs that nurses should diagnose and evaluate. Keywords: COVID-19, pediatrics, fever, nursing.
- Published
- 2020
18. Seçmenin siyasal yönelimini etkileyen faktörler: İnönü Üniversitesi örneği
- Author
-
Doğan, Zehra Şeyda, Gülseven, Aslı, and Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalı
- Subjects
Siyasal Bilimler ,Political Science - Abstract
Siyaset sahnesinde rekabet eden bütün siyasal partilerin hedefleri en fazla oy oranını alıp iktidara ya da yönetime gelmektir. Bu hedefe ulaşabilmek için seçmenlerin beklentilerini, davranışlarını ve bu davranışları etkileyen faktörleri ayrıntılarıyla bilmek isterler ve seçim stratejilerini bu beklentiler doğrultusunda oluştururlar. Bu çalışmanın amacı Malatya İli İnönü Üniversitesinde seçmenlerin, seçmen davranışlarını ve bu davranışları etkileyen faktörleri belirlemektir. Araştırma nicel bir araştırma olup veriler toplam 401 seçmenin katıldığı yüz yüze anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırma bulgularına göre seçmenler seçim dönemlerinde kendilerini en çok etkileyen yerel medya organını televizyon (%34,2) ve sosyal medya (29,4) olarak belirtmişlerdir. Ayrıca seçmen davranışlarını, aile, parti lideri, etnik köken gibi faktörlerin geçmiş dönemlere oranla daha az etkilediği belirlenmiştir. Araştırma neticesinde seçmen davranışlarına etki eden en önemli faktörün yönetimdeki iktidarın sergilediği ekonomik performans olmuştur. Seçmenlerin ideolojileri de halihazırda oy verme davranışına önemli oranda etki eden bir başka faktör olarak belirlenmiştir.Anahtar Sözcükler: Demokrasi, Seçimler, Propaganda, İktidar, Siyasal Katılım, Seçmen Davranışları The goals of all political parties competing in the political scene are to get the most votes and come to power or government. In order to achieve this goal, they want to know in detail the expectations and behaviors of the voters, and the factors affecting these behaviors and they form the election strategies in line with these expectations. The aim of this study is to determine the behaviors of the voters at Inonu University in Malatya and the factors affecting these behaviors. The research was a quantitative study and the data were collected by face to face questionnaire method with a total of 401 voters. According to the findings of the research, voters stated that the most influential local media during the election period were television (34.2%) and social media (29.4). In addition, it was found that factors such as family, party leader and ethnicity affected voter behaviors less than previous periods. As a result of the research, the most important factor affecting the voter behaviors was the economic performance of the government. Voters' ideologies have also been identified as another factor that has a significant impact on voting behavior.Keyword: Democracy, Elections, Propaganda, Power, Political participation, Voter behaviours 164
- Published
- 2020
19. Ortaokul 7. sınıf öğrencilerinde evsel atıklar ve geri dönüşüm konusunda bilimsel karikatürler kullanılarak farkındalık oluşturulması
- Author
-
Doğan, Zehra, Çelikler, Dilek, and Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eğitim ve Öğretim ,Education and Training - Abstract
Bu araştırma, bilimsel karikatürler içeren çalışma yaprakları kullanılarak 7. sınıföğrencilerinde `Evsel Atıklar ve Geri Dönüşüm` konusunda farkındalık oluşturulmasıve kullanılan çalışma yapraklarının öğrencilerin konuya yönelik motivasyonlarınaetkisinin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır.Araştırma nicel ve nitel verilerin birlikte kullanıldığı karma araştırma yöntemineuygun olarak yapılmıştır. Araştırma, temel amacına uygun olarak ön test-son testkontrol gruplu yarı deneysel desenine göre tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışmagrubunu Samsun ilinin Bafra ilçesinde bir devlet ortaokulunda 7. sınıfta öğrenim gören22 deney ve 22 kontrol grubu olmak üzere toplam 44 öğrenci oluşturmaktadır. `EvselAtıklar ve Geri Dönüşüm` konusunda deney grubunda bilimsel karikatürler içerençalışma yaprakları, kontrol grubunda ise uygulamadaki yöntem kullanılarak öğretimyapılmıştır. Her iki grupta da haftada 4 ders saati olmak üzere toplam 8 ders saatindetamamlanmıştır.Araştırmada `Evsel Atıklar ve Geri Dönüşüm Bilgi Testi` uygulama öncesi ön test veuygulama sonrası son test olarak uygulanmıştır. Deney grubu öğrencilerine yapılanbilimsel karikatür içerikli uygulamanın motivasyonlarına etkisini belirlemek amacıyla`Motivasyon Değerlendirme Formu`, bilimsel karikatürler hakkındaki görüşlerini belirlemek için de `Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu` uygulama sonrasındauygulanmıştır. Araştırmada `Evsel Atıklar ve Geri Dönüşüm Bilgi Testi` ile eldeedilen nicel veriler frekans (f) olarak analiz edilmiştir. Motivasyon değerlendirmeformları, yarı yapılandırılmış görüşme formları ve çalışma yapraklarından elde edilenveriler ise içerik analizi ile analiz edilmiştir.Araştırma sonucunda deney grubuna uygulanan bilimsel karikatürlerle yapılanöğretimin, kontrol grubuna uygulanan yönteme göre öğrencilerde evsel atıklar ve geridönüşüm konularına yönelik farkındalıklarını ve akademik başarılarını artırdığıbelirlenmiştir. Deney grubuna uygulanan bilimsel karikatürlerin, bu gruptakiöğrencilerde atık çeşitlerini daha iyi tanınması, geri dönüşümün çevre kirliliğiniazalttığı ve hangi atıkların geri dönüşümünün olduğu ve olmadığı konularına yönelikfarkındalık oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra organik atıklarınkompost olabileceği ve tehlikeli atıkların kontrollü şekilde imha edildiklerikonularında da farkındalık oluştuğu görülmüştür. Ayrıca öğrenciler, bilimselkarikatürlerle yapılan öğretim sonucunda evsel atıklar ve geri dönüşüme yönelikmotivasyonlarının arttığını, işlenen dersi daha çok sevdiklerini, derslerin dahaeğlenceli geçtiğini, başka konu ve derslerde de karikatür kullanılmasını istedikleriniifade etmişlerdir. Ders boyunca yapılan tartışmalarla ise kendi düşünceleriylearkadaşlarının düşüncelerini karşılaştırdıkları ve bu doğrultuda fikirleri birleştirerekyeni bilgiler edindiklerini ve yanlış bilgilerini düzelttiklerini ifade ederek tartışmalarınfaydalı olduğunu belirtmişlerdir. This research was carried out with the aim raising awareness on the Subject ofHousehold Wastes and Recycling in 7th grade students by using worksheets containingscientific cartoons and determining the effect of the used worksheets on the studentsmotivation towards the subject.The research was conducted in accordance with the mixed research method, whereboth quantitative and qualitative data were used together. The research was designedaccording to the quasi-experimental design with pre-tes and post-test control groupsin accordance with its main purpose. The study group of the research was consisted of22 experimental and 22 control group and a total of 44 students in the seventh gradeof a public secondary school in Bafra district of Samsun. The subject of DomesticWastes and Recycling was taught to the experimental group by using worksheetscontaining scientific cartoons, and to the control group by using the method in practice.Both groups completed a total of 8 lesson hours in two weeks, 4 lesson hours per week.Domestic Wastes and Recycling Information Test was applied as pre-test beforeapplication and post-test after application. After the application, in order to determinethe effect of the application of scientific cartoon on the motivation of the experimentalgroup students, the Motivation Assessment Form and so as to determine their viewson scientific cartoons the Semi-Structured Interview Form were applied. In theresearch, quantitative data obtained fron Domestic Wastes and Recycling InformationTest were analyzed as frequency (f). The data obtained from the motivation evaluationforms, the semi-structured interview forms and the worksheets was analyzed withcontent analysis.As a result of the research, it was determined that teaching with scientific cartoonsapplied to the experimental group increased the students' awareness and academicachievement on household waste and recycling compared to the method applied to thecontrol group. It was concluded that the scientific cartoons applied to the experimentalgroup had better recognition of the types of waste among the students in this groupand that the recycling reduced environmental pollution and created awareness aboutwhich wates were recycled or not. In addition to this, it is observed that organic wastescan be composted and that hazardous wastes are disposed of in a controlled manner.Furthermore, students stated that their motivation towards domestic wastes andrecycling increased as a result of teaching with scientific cartoons, they liked the lessonmore, the lessons werw more fun and they wanted to use cartoons in other subjects andcourses. Through the discussions made during the course, the students stated that thediscussions were useful by expressing that they compared their own thoughts and theirfriends' ideas, accordingly they gained new information by combining the ideas, theycorrected their wrong knowledge. 156
- Published
- 2020
20. Kopenhag Okulu’nun Güvenlikleştirme Teorisi Bağlamında Güvenlik-Medya İlişkisi
- Author
-
DOĞAN, Zehra
- Subjects
Communication ,İletişim ,Güvenlik,Kopenhag Okulu,Güvenlikleştirme,Medya,Türk Medyası ,lcsh:P87-96 ,Security,Copenhagen School,Securitization,Media,Turkish Media ,lcsh:Communication. Mass media - Abstract
Güvenlik kavramının ne olduğu, nasıl tanımlandığı ve tanımlanan güvenliğin ne şekilde korunup geliştirileceği güvenlik ile ilgili tartışmaların özünü oluşturmayı sürdürürken ulusal güvenlik paradigmasının medya ile ilişkisi sorunlu bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Kitle iletişim araçlarından oluşan medyanın günümüzde bireysel, toplumsal ve siyasal yaşamı kuşatıcı gücü dikkate alındığında özellikle ulusal güvenlik- medya ilişkisi daha karmaşık bir boyut kazanmaktadır. Nitekim “ulusal güvenlik söz konusu olduğunda medya nasıl bir pozisyon belirlemelidir ya da güvenlikle alakalı meselelerde medyadan beklenen nedir?” biçimindeki sorular gündeme gelmektedir. Bu kapsamda kaleme alınan bu çalışmanın amacı da ulusal güvenlik ve medya ilişkisine Kopenhag Okulu’nun güvenlikleştirme (securitization) teorisi ışığında bakarak güvenlik ve medya ile ilgili çalışmalara kuramsal bir katkı sağlamaktır., While the debate continues about what the concept of security is, how it is defined, how it is protected and developed, the relationship between the national security paradigm and the media appears to be problematic. Considering the power of the mass media which covers individual, social and political life, the national security-media relationship is becoming more complex. Thus, questions such as “In case of national security, what kind of position should the media determine or what is expected on the media regarding security- related issues?” come to the fore. In this context, the purpose of this study is to discuss the relationship between national security and media in the light of the securitization theory of the Copenhagen School and thus to make a theoretical contribution to security and media studies.
- Published
- 2019
21. TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNİN TEMEL DİNAMİKLERİ VE STRATEJİK İTTİFAK BOYUTU
- Author
-
DOĞAN, Zehra
- Subjects
Türkiye,ABD,Ortadoğu,stratejik ittifak ,Social ,Sosyal - Abstract
Türkiye-Amerika Birleşik Devleri (ABD) ilişkileri Soğuk Savaşdöneminde güvenlik odaklı bir müttefiklik ilişkisi olarak gelişmiştir. SoğukSavaş sonrası dönemde ise iki ülke ilişkileri klasik müttefikliğin ötesinetaşınmaya çalışılmıştır. Ne var ki özellikle ABD’nin bir müttefik olarakTürkiye’ye bakışı başta olmak üzere Ortadoğu merkezli sorunlar ve Türkiye’ninkendi ulusal çıkarını öncelediği dış politika konuları ilişkilerin önesürüldüğü gibi “stratejik ittifak” boyutuna gelmesini ya da gelse bile buboyutun derinleşmesini engellemiştir. Bu savlar ışığında kaleme alınan bumakale iki ülke ilişkilerinin “stratejik ittifak” boyutunu sorgulamaktadır veTürk-Amerikan ilişkilerinin doğasının anlaşılmasına bir katkı sağlamayıamaçlamaktadır.
- Published
- 2019
22. Diyabette Tıbbi Bakım Standartlarında Değişiklikler
- Author
-
GÜL, Selden, ÜNSAL AVDAL, Elif, ÖNAL, Simge, DÜNDAR, Bumin Nuri, PAMUK, Barış Önder, and DOĞAN, Zehra
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,Diyabette bakım standartları,ADA kılavuzu,Bakım önerileri ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
DiyabetteTıbbi Bakım Standartlarında Değişiklikler Özet: Tümdünyada prevalansı giderek artan Diabetes Mellitus (DM); kronik hiperglisemiile birlikte karbonhidrat, yağ, protein metabolizmasında bozulmayla karakterizemetabolik bir hastalıktır. Diyabetin yönetiminde akut ve kronikkomplikasyonların önlenmesinde en etkili yöntem diyabetliye kazandırılmasıgereken öz yönetim eğitimleri olarak literatürde vurgulanmaktadır. Diyabetsonuçlarını iyileştirmek için çeşitli yöntemleri destekleyen pek çok önemlikanıt mevcuttur. Amerikan Diyabet Birliği'nin (ADA) “Diyabette Tıbbi BakımStandartları”, sağlık profesyonellerine, klinisyenlere, hastalara,araştırmacılara ve diğer kişilere diyabet bakımının bileşenlerini, genel tedavihedeflerini sunmayı amaçlamaktadır. ADA, tüm bu kişiler için 25 yıldan uzunsüredir en güncel bakım standartlarını her yıl kılavuz olarak yayınlamaktadır. ADA’nınklinik uygulama önerileri, diyabetli bireylere önem veren sağlıkprofesyonelleri için önemli kaynaklar olarak görülmektedir. Bu çalışmada amaçADA’nın 2019 kılavuzunda nelerin değiştiğini ve nelerin ne amaçla eklendiğiniortaya koymaktır.AnahtarKelimeler: Diyabettebakım standartları, ADA kılavuzu, Bakım önerileri. ChangesIn Standards of Medical Care In Diabetes Abstract: Diabetes Mellitus(DM) whose prevalenceis increasing all over the world; is a metabolic disorder characterized by chronichyperglycemia,carbohydrate,fat and protein metabolism disorders.The mosteffective method to prevent acute and chronic complications in the managementof diabetes is emphasized in the literature as self-management trainings thatshould be gained to diabetics.There is a lot of important evidence supportingvarious methods to improve diabetes outcomes. The American DiabetesAssociation's(ADA) Standards of Medical Care in Diabetes aims to provide healthprofessionals,clinicians,patients, researchers and others with the componentsof diabetes care and their overall treatment goals for more than 25 years,ADAhas published the most up-to-date care standards annually as a guide for allthese people.ADA's clinical practice recommendations are seen as importantresources for healthcare professionals who care for diabetic people. In thisstudy, aim is to reveal what has changed in ADA's 2019 guideline and what hasbeen added for what purpose.Keywords: Diabetescare standards, ADA guidelines, Care recommendations.
- Published
- 2019
23. Din, mezhep ve kurtuluş teorileri bağlamında Ortadoğu'yu yeniden okumak: İsrail örneği
- Author
-
Doğan, Zehra, Yavuz, Şevket, and Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Religion ,Din - Abstract
Bütün dinlerin nihaî amacı mensuplarını feraha ve felaha; yani `kurtuluşa` erdirmektir. Tarihî süreç içinde dinler sıkıntılı, zorlu, meşakkatli bir süreçten kurtulmanın yollarının ve vâsıtaların reçetesini farklı olarak sunmuşlardır. Örneğin; Yahudiler, kurtuluşun Hz. Süleyman dönemine tekrar dönülerek gerçekleşeceğini savunmuş; bu yüzden de Hz. Dâvut soyundan bir kurtarıcının gelmesini gerekli görmüşlerdir. Kurtuluş inancı ve beklentisi, hemen her dinde önem arz eden bir konu olmuştur. Bu konuyu toplumlar gerek kutsal kitaplarından dolayı, gerek içinde bulundukları psiko-sosyal süreçler ve şartlar itibariyle önemsemişlerdir. Bu anlayışın daha belirgin olarak Yahudilikte var olması dikkat çekmektedir. Yahudi mezheplerinde bu anlayışa dair benzer ve ayırt edici yönler çalışmamıza konu olmuştur. Yahudiler, kurtuluş ve kurtarıcı inancına tarihsel olarak eziyete uğradıkları ve zorluğa düştükleri (kıtlık, köleleştirilme, çıkış, sürgün, vb.) süreçlerde ve dönemlerde daha sıkı bağlanmış ve içinde bulundukları sıkıntıdan kurtarılacaklarına dair beklentileri artmıştır.Yahudilerin `mesih` olarak adlandırdıkları bu kurtarıcı, kendilerini `eski`den olduğu gibi ihtişamlı döneme yeniden ulaştıracak kimse olarak görülmüştür. İçerisinde bulundukları sancılı süreçten kurtulmanın da kendi gayret ve çabaları ile mümkün olduğuna inanmışlar; dolayısıyla `kurtuluş` için mesihin gelişine / dönüşüne ortam hazırlamaya çabalamışlardır. `Toplumsal gerçeklik farklılıklarla beraber şekillenir` hükmüne bağlı olarak, Yahudi toplumunda tarih içinde ortaya çıkan mezheplerin bu konuya yaklaşımlarının birbirlerinden farklı olması beklenen bir durumdur. Meselâ Reformist Yahudiler mesih inancını reddederlerken, Ortodoks Yahudiliğe göre, mesih; kurtarıcı olarak mutlaka tarihe ve hayata dönecektir. The aim of all religions is ultimately to achieve salvation and prosperity. Religion spresented different recipes to how to get out of a situationor a painful process. Judaism argues that salvation would be possible by returning to the time of the prophet Solomon and they see that the savior would come from the line age of the prophet David.Faith and expectation of salvation have been a vital subject in almost every religion. This subject has been considered by societies both from the perspective of holy book sand psycho-social course they are in. It is note worthy that this conceptexistsin Judaism. Similar and distinctive aspects of Jewish sectsregarding this concept were the subject of ourstudy. The Jews were attached more tightly to the faith of salvation when they suffered and during the period of exile. Thus, their expectation to be saved from this hard ship in creased.The savior, whom they call the Messiah, was considered as the one who would bring the Jews back to the oldest and most glorious period.The Jews attempted to prepare the environment for Messiah to get rid of the painful process they are in with the irownefforts. The approaches of the Jewish sects to this subject varies from each other. There form is rejected the belief in Christ, but according to the Orthodoxsect, Christ would come to earth as a savior. 128
- Published
- 2019
24. The Relationship between Psychosocial Development and Liking of Children in Nurses Working in Pediatric Clinics
- Author
-
Çalıkuşu İncekar, Müjde, primary, Yangil, Ayşe İpek, additional, Kaya, Gizem, additional, Genç, Gamze, additional, Doğan, Zehra, additional, and Yıldız, Suzan, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
25. Remnants of war: Photographs from the 2019 Freedom of Expression Arts Award fellow Zehra Doğan’s installation at Tate Modern in London
- Author
-
Doğan, Zehra, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
26. Bölgesel Siyasi İstikrarsızlıkların Enerji Arz Güvenliğine Olası Etkileri: Arap Baharı Örneği.
- Author
-
DOĞAN, Zehra
- Abstract
Copyright of International Journal of Politics & Security (IJPS) is the property of Inono Universitesi, Malatya and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
27. Determination of drosha, dicer and export-5 protein levels in patients with crimean congo hemorrhagic fever
- Author
-
Doğan, Zehra, Bakır, Sevtap, and Biyokimya Anabilim Dalı
- Subjects
Ticks ,Biyokimya ,Hemorrhagic fever-Crimean ,Proteins ,Prognosis ,Biochemistry - Abstract
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı (KKKA), Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Virüsü (KKKAV) olarak bilinen Bunyaviridae ailesinden Nairovirüslerin neden olduğu bir hastalıktır. İnsanlarda yüksek ölüm oranına sahiptir. KKKAV, insanlara kenelerin ısırması ile veya enfekte hayvanların ya da insanların kan veya vücut sıvılarına doğrudan teması sonucu bulaşmaktadır. Aniden başlayan yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, sırt ve karın ağrıları şeklinde belirti verir. KKKA patogenezi günümüzde halen tam olarak açıklanamamaktadır.Çalışmamızda hasta grubu olarak 33 KKKA hastası, kontrol grubu olarak 35 sağlıklı birey seçilmiştir. Hasta ve kontrol grubuna ait serum Drosha, Dicer ve Exportin-5 protein seviyelerinin belirlenmesi ve aktivitelerinin karşılaştırılıp, bu parametrelerin KKKA hastalığı patogenezi, prognozu ve teşhisi açısından öneminin saptanması amaçlanmıştır.Yapılan deneysel çalışmanın sonucunda hasta ve kontrol grubundaki bireylere ilişkin değerler karşılaştırıldığında dicer (p=0,001) yönünden gruplar arası fark önemli bulunurken (p0,05).Sonuç olarak, çalışmamızda serum dicer'in KKKA hastalığının teşhisi ve prognozunda yararlı bir biyobelirteç olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz. miRNA biyogenezinde rol alan drosha, dicer, exportin-5'ten serum dicer'in, KKKA hastalığı patogenezi açısından öneminin anlaşılması için daha kapsamlı çalışmaların yapılarak hastalık patogenezinin açığa kavuşturulması gerekmektedir.Anahtar Kelimeler: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Drosha, Dicer, Exportin-5 Crimean Congo Hemorrhagic Fever (CCHF) is a disease that causes Nairoviruses from the family of Bunyaviridae known as Crimean Congo Hemorrhagic Fever Virus (CCHFV) . It has high death rate in humans. CCHFV is infected with biting of tick or direct contact of blood or body fluids of infected animals or humans. Sudden high fever, severe headache, back and abdominal pains are symptoms of this disease. Pathogenesis of CCHF can still not be explained exactly at the present time.In our study, 33 patients with CCHF as patient group, 35 healthy individual as control group are selected.It is aimed to determinate the serum Drosha,Dicer and Export-5 protein levels that belongs to control group and detection of importance in terms of pathogenesis,prognosis and diagnosis of CCHF disease of these parameters by comparing activities.As a reasult of experimental study, when the values of the individuals in the patient and control groups are compared, it is determined that in terms of dicer (p=0,001) there is a significant difference between the groups (p0,05).Consequently,we think that serum dicer can be used as a useful biomarker in the diagnosis and prognosis of CCHF disease in our study. By conducting more comprehensive studies for undertsanding the importance of Drosha, Dicer, Exportin-5, serum dicer, taking role in Mirna biogenesis, in terms of pathogenesis of CCHF, disease pathogenesis should be clarified.Key words: Crimean Congo Hemorrhagic Fever, Drosha, Dicer, Exportin-5 71
- Published
- 2018
28. Kurumlar ve Ekolojik Sürdürülebilirlik: Gelişmekte Olan Ülkeler Üzerine Bir Analiz
- Author
-
KURT, Ünzüle, DOĞAN, Zehra, and BALAN, Feyza
- Subjects
Corporate Economy,Ecological Sustainability,Environmental Economy ,Kurumsal Ekonomi,Ekolojik Sürdürülebilirlik,Çevresel Ekonomi ,Social Sciences, Interdisciplinary ,Sosyal Bilimler, Disiplinler Arası - Abstract
Concepts such as the existence of the democracy, political, economic and legal freedoms, rule of law, civil rights, the scale of malpractice, ecologic change, environmental destruction, effects of climatically change which are not economic but in a good relationship with economy are being compiled in order to explain economic concepts such as growth, poverty and injustice of income distribution. The understanding of institutional infrastructure and the process of change have been a necessity for the explanation of economic problems and providing ecological sustainability.Based on this necessity, the research was taken into account within the framework of ecological sustainability, economic, legal and political institutions explaining the usage of the productive capacity of the environment without reducing it for the future generations and the relationship between them was researched within the framework of least squares method. The years between 2000-2010 were based on in order to determine the effect of existence of institutions on the ecological sustainability via carbon dioxide emission per person and 55 developing countries including the Turkey were included in the research.According to the analysis results, a positive relationship was observed between the economic institution index and the carbon dioxide emission, a negative relationship was observed between the legal institution index and the carbon dioxide emission and no statistically significant relationship was observed between the legal institution index and the carbon dioxide emission. The analysis results demonstrate that the positive relationship between the economic institution index explained by the economic freedom in countries and the carbon dioxide emission will lead to an increase in the level of carbon dioxide emission with investigations in countries with improved economic freedom levels and the improvements in the legal institution index explained by the legal arrangements and legal framework can be related to the regulations reducing the carbon dioxide emission. The fact that no relationship was encountered between the political institution index and the carbon dioxide emission demonstrates sustainability with the expected result of the research. Within this framework, increased industrial production and carbon dioxide emissions in parallel with the rise of economic freedoms in the institutional framework in countries will be balanced by the regulation of the legal framework., 1990’lı yıllardan itibaren büyüme, yoksulluk, gelir dağılımı adaletsizliği gibi ekonomik sorunları açıklamaya yönelik demokrasinin varlığı, siyasi, ekonomik ve yasal özgürlükler, hukukun üstünlüğü, sivil haklar, yolsuzluğun ölçüsü, ekolojik değişme, çevresel tahribat, iklim değişikliğinin etkileri gibi ekonomik olmayan -ancak ekonomi ile sıkı ilişki içerisinde olan- bir takım kavramlar eklenmeye başlamıştır. Ekonomik sorunları açıklayabilme ve ekolojik sürdürülebilirliği sağlamada kurumsal altyapı ve değişim sürecinin anlaşılması bir gereklilik halini almıştır. Bu gereklilikten hareketle, çalışmada, doğanın üretken kapasitesini gelecek nesiller için azaltmadan kullanımını ifade eden ekolojik sürdürülebilirlik, ekonomik, yasal ve politik kurumlar çerçevesinde ele alınmış ve aralarındaki olası ilişki panel EKK yöntemi ile araştırılmıştır. Kurumların varlığının kişi başına düşen karbondioksit salınımı ile temsil edilen ekolojik sürdürülebilirlik üzerindeki etkisini tespit edebilmek için 2000-2010 yılları esas alınmış olup çalışmaya Türkiye dahil 55 gelişmekte olan ülke dahil edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre ekonomik kurum endeksi ile karbondioksit salınımı arasında pozitif, yasal kurum endeksi ile karbondioksit salınımı arasında negatif yönlü bir ilişki tespit edilirken, politik kurum endeksi ile karbondioksit salınımı arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Analiz sonuçları, ülkelerdeki ekonomik özgürlükler ile açıklanan ekonomik kurum endeksi ile karbondioksit salınımı arasındaki bu pozitif ilişki ekonomik özgürlük düzeyi artan ülkelerde yatırımlar aracılığı ile karbondioksit salınımlarının artacağını, hukuki düzenlemeler ve yasal çerçeve ile açıklanan yasal kurum endeksindeki iyileşmelerin de karbondioksit salınımını azaltıcı düzenlemeler ile ilişkilendirilebileceğini ortaya koymaktadır. Politik özgürlükler ile bağlantılı olan politik kurum endeksi ile karbondioksit salınımı arasında istatistiksel bir ilişkiye rastlanılmamış olması da çalışmanın teorik olarak beklenen sonuçları ile uygunluk göstermektedir. Bu çerçevede ülkelerde kurumsal çerçevede ekonomik özgürlüklerin artmasına paralel olarak artan sanayi üretimi ve karbondioksit salınımı yasal çerçevenin düzenlenmesi ile dengelenebilecektir.
- Published
- 2017
29. COVID-19 Tanısı Olan Çocuk Hastalarda Ateş Yönetimi.
- Author
-
KEKLİK, Sevde, KARAKUL, Atiye, ÖZGÜVEN ÖZTORNACI, Beste, ARDAHAN AKGÜL, Esra, DOĞAN, Pınar, DOĞAN, Zehra, and YILDIRIM SARI, Hatice
- Abstract
Copyright of Izmir Katip Celebi University Faculty of Health Sciences Journal / İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi is the property of Izmir Katip Celebi University, Faculty of Health Sciene Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
30. The Results of Simulation Training in Pediatric Nursing Students’ Education
- Author
-
Yıldırım Sarı, Hatice, primary, Özgüven Öztornacı, Beste, additional, Ardahan Akgül, Esra, additional, Karakul, Atiye, additional, Doğan, Zehra, additional, and Doğan, Pınar, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
31. Öğretmenlere uygulanan diyabet eğitiminin tip 1 diyabetli çocukların okulda diyabet yönetimine etkisi
- Author
-
Doğan, Zehra, Balcı, Serap, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
- Subjects
Diabetes mellitus ,Schools ,Health education ,Diabetes mellitus-type 1 ,Nurses ,Teachers ,Nursing ,Patient education ,Hemşirelik ,Children - Abstract
Araştırma, öğretmenlere verilen diyabet eğitiminin Tip 1 diyabetli çocukların okulda diyabet yönetimine etkisini belirlemek amacıyla ön test son test kontrol gruplu deneysel tipte gerçekleştirildi.Araştırmanın örneklemini, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Diyabet polikliniklerinde takip edilen ve Aralık 2014- Haziran 2016 tarihleri arasında İstanbul İli (Anadolu ve Avrupa yakası) resmi ve özel okullarda öğrenim gören 44 ilkokul öğrencisi (20 girişim; 24 kontrol) ve onların sınıf öğretmenleri oluşturdu. Araştırmada veriler araştırmacı tarafından hazırlanan Çocuk ve Aile Görüşme Formu, Öğretmen Görüşme Formu ve Diyabet Soru Formu kullanılarak toplandı. Girişim grubundaki öğrencilerin öğretmenlerine ön test sonrası literatür doğrultusunda geliştirilen `Okulda Diyabet Eğitimi` ve daha sonra son test uygulandı.Araştırma sonucunda girişim grubunda eğitim öncesine göre eğitimden üç ay sonrasında okulda hiperglisemi görülme oranlarının azaldığı (p
- Published
- 2016
32. YENİ KURUMSAL İKTİSADIN DALLARI
- Author
-
DOĞAN, Zehra and KURT, Ünzile
- Subjects
Social ,New Instutional Economics,Instutions,Cliometri,Constitutional Economics ,Sosyal ,Yeni Kurumsal İktisat,Kurumlar,Klimetri,Anayasal İktisat - Abstract
New Institutional Economics involves many disciplines such as economy, history, sociology,political science and business organizations. Considering this, New Institutional Economics is seen asa significant ecole in analyzing and explainin certain economic patterns and practices. Deriving fromthis research on the related literature, this paper aims at highlighting New Institutional Economicsfields of examination; so that it would contribute to the following works on the subject, Yeni Kurumsal İktisat ekonomi, tarih, sosyoloji, politika, iş organizasyonları gibi birçokdisiplini çalışma alanı içerisine almaktadır. Bu bağlamda Yeni Kurumsal İktisat ekonomikdavranışları ve olayları açıklamakta önemli bir ekol olarak görülmektedir. Bu çalışma Yeni Kurumsalİktisadın inceleme alanlarını açıklamaya yönelik bir literatür araştırması niteliğinde olup, sonrakiçalışmalara katkı amacını taşımaktadır.
- Published
- 2015
33. İstihdam Yaratmayan Büyüme: Türkiye Analizi
- Author
-
TİMUR, Caner and DOĞAN, Zehra
- Subjects
Economics ,Growth,Employment,Jobless Growth ,Büyüme,İstihdam,İstihdamsız Büyüme ,İktisat - Abstract
Despite the economic growth was realized if thşs growth never reflected on employment rates or reflected as a relative status of job creat, it's expressed as a jobless growth. The aim of the study is to the test relationship between employment and growth rates of Turkey for the years of 1980- 2014. For this purpose, data's of the years 1980-2014 will be applied on Granger casuality analysis and finally the direction and intensity of the relationship between growth rate and employment rate will be determined., Ekonomik olarak büyüme rakamları gerçekleşmiş olmasına rağmen, bu büyümenin istihdam oranlarına hiç yansımaması veya göreceli olarak yansıması durumu istihdam yaratmayan büyüme olarak ifade edilmektedir. Çalışmanın amacı 1980-2014 yılları için Türkiye'de meydana gelmiş büyüme rakamları ile istihdam oranları arasındaki ilişkiyi test etmektir. Bu amaçla 1980-2014 yılları için Granger nedensellik analizi uygulanacak ve büyüme oranı ile istihdam oranı arasındaki ilişkinin yönü ve şiddeti belirlenecektir.
- Published
- 2015
34. Türk ve Alman anonim şirketler hukukunda denetçinin sır saklamadan doğan sorumluluğu
- Author
-
Başer Doğan, Zehra, Omağ, Merih Kemal, and Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
- Subjects
Turkish Law ,Responsibility ,Denetim ,Türk Ticaret Hukuku ,Secrecy ,Turkish Commercial Law ,Denetçiler ,Karşılaştırmalı Hukuk ,Sorumluluk ,Company law ,Şirketler Hukuku ,Controller ,Hukuk ,Sır saklama ,Control ,German Law ,Anonim şirketler ,Comparative Law ,Law ,Joint stock companies ,Türk Hukuku ,Alman Hukuku - Abstract
Bu çalışmanın konusu 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilk kez Türk Ticaret Kanunu'nda TTK m. 404'te düzenlenmiş olan ve Alman Anonim Şirketler Hukukunda bu hükme tekabül eden Alman Ticaret Kanunu m. 323'te ele alınan `Türk ve Alman Anonim Şirketler Hukukunda Denetçinin Sır Saklamadan Doğan Sorumluluğu`dur.TTK m. 404, f. 1, c. 1 ve Alm. TK m. 323, f. 1, c. 1 gereğince denetçi ve özel denetçi, bunların yardımcıları ile denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdür. Denetçi yükümlülüklerinin kapsamı her iki hukuk sisteminde de tartışmalıdır.Cümle 3 gereğince kasten veya ihmal ile yükümlerini ihlal edenler şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı şirketlere karşı sorumludurlar. Zarar gören şirket belirli şartların varlığı halinde denetçiye karşı dava açabilmektedir. Bunun için hukuka aykırı bir davranışın, yani denetçi yükümlülüklerinin ihlali, denetçinin kusuru, denetlenenin zararı ve kusur ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı gerekmektedir. Ancak, zarar veren kişi birden fazla ise sorumluluk müteselsildir.Denetçi sorumluluğu sınırlıdır. Sorumluluğun sınırlanması AB düzeyinde de kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. TTK'nda bu sınır her bir denetim için yüzbin Türk Lirası, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirası iken Alm. TK gereğince her bir denetim için bir milyon Avro, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise dört milyon Avro olarak belirlenmiştir. Gerek Türk hukukunda gerekse Alman hukukunda denetçinin mesleki sorumluluk sigortası yapması öngörülmüştür. Bu da denetçinin sınırlı sorumluluğu ve bağımsızlığı açısından önemli bir husustur.TTK m. 404'ün Alman hukukundan alınmış olması sebebiyle iki hukuk sistemi arasında ilk bakışta bir çok benzerlik olsa da, Türk hukukunda TTK'nun İsviçre hükümlerinin de etkisi altında kalmış olması sebebiyle bir takım belirsizlikler mevcuttur ve bunların kanun koyucu tarafından giderilmesi gerekir.Anahtar Sözcükler: denetçi, sır saklama yükümülüğü, dürüst, tarafsız, bağımsız,sorumluluk, sorumluluğun sınırlanması, zamanaşımı, mesleki sorumluluk sigortası Gegenstandt dieser Arbeit ist `Die Verantwortlichkeit des Abschlussprüfers aufgrund der Verletzung seiner Geheimhaltungspflicht im türkischen und deutschen Aktiengesellschaftsrecht`. Diese wurde in das neue Türkische Handelsgesetzbuch mit der Gesetzesnummer 6102 das erste Mal in § 404 des Türkischen HGB geregelt. Die Norm entspricht der deutschen Regelung in § 323 HGB. Nach § 404 Abs. 1, Satz 1 des Türkischen HGB und § 323 Abs. 1, Satz 1des HGB der Abschlussprüfer, Sonderprüfer, seine Gehilfen und die bei der Prüfung mitwirkenden gesetzlichen Vertreter einer Prüfungsgesellschaft zur gewissenhaften und unpartaiischen Prüfung und zur Verschwiegenheit verpflichtet. Hierbei ist der Umfang der `Pflicht` ist in beiden Rechtssystemen umstritten. Wer vorsätzlich oder fahrlässig seine Pflichten verletzt, ist nach Satz 3 dieser Norm der Kapitalgesellschaft und, wenn ein verbundenes Unternehmen geschädigt worden ist, auch diesem zum Ersatz des daraus entstehenden Schadens verpflichtet. Die geschädigte Gesellschaft kann unter bestimmten Voraussetzungen einen Schadensersatzanspruch geltend machen. Dazu muss eine Pflichtverletzung, also die Verletzung der Pflichten des Abschlussprüfers, die der Absclussprüfer zu vertreten hat vorliegen. Auβerdem muss die geprüfte Gesellschaft einen Schaden erlitten haben, für den die Pflichtverletzung auch kausal war. Jedoch haften hierbei mehrere als Gesamtschuldner.Die Verantwortlichkeit des Abschlussprüfers ist begrenzt. Die Begrenzung wurde auch auf EU – Ebene umfangreich diskutiert. Während sich die Ersatzpflicht nach dem Türkischen HGB auf hunderttausend Türkische Lira und bei börsennotierten Gesellschaften auf dreihunderttausend Türkische Lira begrenzt, beträgt die Begrenzung nach dem HGB auf eine Mio Euro und bei börsennotierten Unternehmen auf vier Mio Euro. Zudem besteht eine Berufshaftpflichtversicheruungspflicht. Da die türkische Norm aus dem deutschen Recht übernommen wurde, sind die Regelungen scheinbar sehr ähnlich. Jedoch gibt es im Türk. HGB, das auch vom schweizerischen Recht beeinflusst wurde noch Unstimmigkeiten, d,e der Gesetzgeber regeln sollte.Schlüsselwörter: Abschlussprüfer, Verschwiegenheitspflicht, gewissenhaft,unparteiisch, unabhängig, Haftung, Haftungsbegrenzung,Verjährung, Berufshaftpflichtversicherung 125
- Published
- 2015
35. The Relationship between Psychosocial Development and Liking of Children in Nurses Working in Pediatric Clinics.
- Author
-
İncekar, Müjde Çalıkuşu, Yangil, Ayşe İpek, Kaya, Gizem, Genç, Gamze, Doğan, Zehra, and Yıldız, Suzan
- Subjects
ATTITUDE (Psychology) ,AUTONOMY (Psychology) ,CHILD development ,CHILD behavior ,CHILDREN'S hospitals ,STATISTICAL correlation ,EGO (Psychology) ,GROUP identity ,INTIMACY (Psychology) ,RESEARCH methodology ,NURSE-patient relationships ,QUESTIONNAIRES ,REGRESSION analysis ,TRUST ,DESCRIPTIVE statistics ,HOSPITAL nursing staff ,MANN Whitney U Test ,KRUSKAL-Wallis Test - Abstract
Aim: This study was conducted to determine the relationship between psychosocial development and liking of children in nurses working in pediatric clinics. Materials and Methods: This study was conducted as a descriptive and correlational study on 110 nurses working at two hospitals. Data were collected using an information form, the Modified Erikson Psychosocial Stage Inventory, and the Barnett Liking of Children scale. Descriptive statistical tests, Mann-Whitney U test, Kruskal-Wallis test, Pearson correlation and regression analysis and Cronbach's alpha were used in the data analysis stage. Results: It was found that there was a positive, weak, and significant correlation between the liking of children and the subscales of trust, autonomy, industry, identity, and generativity (p<0.05). At the same time, there was a very weak, positive, and significant correlation between the liking of children and the subscales of initiative and ego integrity (p<0.05). No significant correlation was observed between the liking of children and the subscale of intimacy (p>0.05). It was observed that there was a weak correlation between the level of liking of children and the determinant variables of trust, autonomy, initiative, industry, identity, intimacy, generativity, and ego integrity (R2=0.133). Conclusion: It was concluded that nurses' levels of trust and autonomy increased the level of liking of children. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
36. Neo klasik ve neo kurumsal iktisat okulları bağlamında yoksulluğun ekonomi politiği
- Author
-
Doğan, Zehra, Güneş, Şahabettin, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Neo-classical school ,Economics ,Panel data models ,Neoclassical theory ,Neoclassical economics ,Ekonomi ,Corporate economy ,Economic policies ,Poverty - Abstract
Yoksulluk tüm toplumları yakından ilgilendiren; sosyal, ekonomik, siyasi sebep ve sonuçları olan bir sorundur. Araştırmanın amacı kurumlar ile yoksulluk arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu teorik ve ekonometrik olarak ortaya koymaktır. Bu bağlamda ilk olarak, tarihsel, ekonomik ve sosyal dönüşümler ile bu dönüşümlerde yoksulların ve yoksulluğun durumu incelenmiştir. Bu inceleme ile konuya zengin bir bakış açısı getirilerek, problemin çok eski köklerinin olduğu sonucuna varılmıştır. Bu ortaya çıkarış beraberinde Neo Kurumsal İktisadın, konuya bakış açısının ne olduğunu ortaya koymayı gerektirmiştir. Bu nedenle ikincil olarak, Kurumsal İktisat okulunu ortaya çıkaran fikirler ve kişiler üzerinde durulmuş, ekolün tarihsel ve felsefi arka planı araştırılmıştır. Teorik çerçevede kurumlar ile yoksulluk ilişkisi arasında sıkı bir bağ olduğu ortaya konulmasının ardından, üçüncül olarak, ekonometrik açıdan böyle bir ilişkinin var olup olmadığı, incelenmiştir. Bu bağlamda ülkeler için kurumsal üstyapı ile yoksulluk arasındaki ilişki test edilmiş, bulgular ise teoriyi destekler nitelikte bulunmuştur. The poverty is an issue involving all societies and; having social, economic, political causes and effects. The purpose of the study is to demonstrate the presence of a strong theoretical and econometrical relationship between institutions and the poverty. In this context, firstly, it was investigated what are historical, social and economical bonds of the poverty problematic. By developing a large point of view on issue with this investigation, it was concluded that the issue has very deep roots. This conclusion was required to reveal what is the perspective of the Neo institutional economics on this issue. For this reason, secondly, we urged upon views and persons which unveiled the school of Institutional Economics and investigated the historical and philosophical background of the school. After revealing the demonstrating the presence of a strong relationship between institutions and the poverty, the issue of the fact that whether there is economically such relationship was constituted as tertiary study area. In this context, the relationship was determined between institutional superstructure for countries and the poverty, the findings were found as in nature supporting the theory. 244
- Published
- 2015
37. Tekstil Sektöründe Atık Ekolojisi Uygulamaları
- Author
-
DOĞAN, Zehra
- Subjects
Tekstil Atığı,Atık Ekolojisi,Geri Dönüşüm - Abstract
Gelişen sanayileşme, nüfus artışı ve doğal kaynakların geri kazandırılamayacak miktarda tüketilmesi sebebiyle ortaya çıkan atıkların, doğaya zarar vermeyecekhale getirilmesi ve geri dönüştürülebilmesi için harcanan maddi kaynak ve enerji yıllar geçtikçe artmaktadır. Yaşadığımız doğal çevrenin geri dönmeyecek şekilde tahrip edilmeye başlanması, çok eski zamanlara dayanmaktadır. Buna karşın çevre kirliliğini azaltmaya olan girişimlerin başlangıcı yakın tarihlerdir. Çevresel kirliliğin oluşmasında önemli derecede rol oynayan insan, gelişen teknolojiler ve çevre bilinciyle geri dönüşüm sorunlarının çözümünde aktif rol oynamaktadır.Bu araştırmanın amacı, ülkemizde ve dünyada hızlı değişim döngüsüne sahip olan tekstil sektörünün son yıllarda ortaya çıkardığı katı atık miktarını, bu atıklarıngeri dönüşüme uygunluğunu, geri dönüşüm ve imha oranlarını ortaya koymaktır. Çalışmada, çevreyi ve kaynakları koruma adına çözümler üretme konusunu elealan, insan faktörü girince tehlikeye düşen doğayı korumak amacıyla gelişen ekolojinin bir alt bölümü olarak atık ekolojisi ve tekstil sektörü atıkları üzerine yapılanekolojik uygulamalar üzerinde durulmuştur. Araştırmanın verilerinin toplanmasında ulusal ve uluslararası literatürden ve ikincil kaynaklardan yararlanılmıştır. Bu araştırmanın atık ekolojisinin çalışma alanı ve tekstil sektöründe çevre duyarlılığı ile ilgili günümüze dek yapılan ekolojik uygulamaların önemine dikkat çekeceği düşünülmektedir.
- Published
- 2014
38. Ca+2, Pb+2 ve Ca+2+ Pb+2 etkisinde kalan balık (oreochromis niloticus) dokularında Na+/K+-ATPaz , Ca+2-ATPaz ve Mg+2-ATPaz aktivitelerinin belirlenmesi
- Author
-
Doğan, Zehra, Canlı, Mustafa, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Atlı, Gülizar, and Biyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Lead ,ATPaz ,Kurşun ,Oreochromis niloticus ,ATPase ,Kalsiyum ,Calcium ,Biology ,Biyoloji - Abstract
TEZ9936 Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2013. Kaynakça (s. 45-59) var. ix, 66 s. : res., tablo ; 29 cm. Tatlısu balığı (Oreochromis niloticus) farklı süreler ve farklı derişimlerde Ca+2, Pb+2 ve Ca+2+Pb+2 etkisine bırakılmıştır. Deney süreleri sonunda solungaç ve bağırsak dokusunda Na+/K+-ATPaz ve Mg+2-ATPaz ile kas dokusunda Ca+2-ATPaz aktiviteleri ölçülmüştür. Akut (48 saat, 20 ?M Pb+2) ve kronik (14gün, 10 ?M Pb+2) deneyler sonunda ATPaz aktivitelerinde Pb+2 ve Ca+2 derişimine, süreye ve doku tipine bağlı olarak önemli değişimler olmuştur. Yüksek Ca+2 derişimi etkisindeki kontrol balıkların ATPaz aktiviteleri düşük Ca+2 derişimi etkisinde kalanlara göre önemli oranlarda yüksek bulunmuştur. Sadece Ca+2 etkisindeki balıklarda genellikle ATPaz aktivitelerinde artış gözlenirken, Ca+2+Pb+2 etkisinde ise artış yanında azalışda gözlenmiştir. Solungaç Na+/K+-ATPaz aktivitesi akut ve kronik süreçte birbirine zıt tepkiler verirken, diğer ATPaz’lar genellikle benzer yönde aktivite göstermiştir. Freshwater fish (Oreochromis niloticus) was individually exposed to Ca2+, Pb2+ and Ca2++Pb2+ in different concentrations and exposure periods. At the end of exposure periods, Na+/K+-ATPase and Mg2+-ATPase activities in the gills and intestine and Ca2+-ATPase activity in the muscle were measured. There were changes in ATPase activities in relation to Ca2+ and Pb2+ concentration, exposure time and tissue type in both acute (48 hours, 20 ?M Pb2+) and chronic (14 days, 10 ?M Pb2+) exposure periods. ATPase activities were found to be higher in control group exposed to higher Ca2+ concentration comparing to the group exposed to lower Ca2+ concentration. Generally, ATPase activities increased in fish exposed to only Ca2+ concentration, while they showed both increases and decreases after exposure to Ca2++Pb2+. While gill Na+/K+-ATPase activity showed opposite reactions, the others showed similar trend in acute and chronic periods. Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: FEF2012YL1.
- Published
- 2013
39. Tuboovaryan kitle İle karışan ilginç bir apendiks kanseri: olgu sunumu
- Author
-
Güzel, Esra, Doğan, Zehra, Çakar, Ekrem, Bağbozan Ateşer, Ateşer, and Maltepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi
- Subjects
Tuboovaryan kitle ,Apendiks kanser - Abstract
Bu vaka sunumu apendiks kanserinin diğer gastrointestinal patolojilerle karışabileceği gibi genitoüriner patolojilerle de karışabildiğini göstermektedir. 42 yaşında G5P2A1C2 olan hasta kasık ağrısı ile kliniğimize başvurmuştur. Hastanın ultrasonografisinde sağ adneks lojunda 98x26 mm yoğun içerikli kitle dikkati çekmektedir. Hastanın preop genel cerrahi konsultasyonu sonrasında cerrahi patoloji düşünülmeyip hastaya eksploratif laparatomi yapıldı. Operasyonda uterus ve bilateral overlar doğal izlendi. Apendiks 15x5 cm büyüklüğünde izlendi.
- Published
- 2012
40. 0-24 Ay Arası Bebeği Olan Annelerin Pişiği Önleme ve Bakımına Yönelik Uygulamaları
- Author
-
GÖZEN, Duygu, ÇAĞLAR, Seda, and DOĞAN, Zehra
- Subjects
Bebek,bez pişiği,pişik,hemşire - Abstract
Amaç: Araştırma, 0-24 ay arası bebeği olan annelerin pişiği önleme ve pişik bakımına yönelik uygulamalarını belirlemek ve sonuca yönelik öneriler getirmek amacıyla tanımlayıcı olarak planlandı. Yöntem: Araştırmanın örneklem grubunu; 0-24 ay arası en az 1 kez pişik sorunu yaşamış bebeği olan ve araştırmaya gönüllü katılan anne- bebek çiftleri oluşturdu (S=83). Veriler İstanbul’daki bir Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezine baş- vuran annelerin bebeklerinden elde edildi. Veriler, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda geliştirilerek uzman gö- rüşü doğrultusunda düzeltilen soru formu ile toplandı. Soru formu; anne ve bebeğe ait demografik bilgileri (17 soru) ve bebeğe uygulanan pişik bakımına yönelik bilgileri (10 soru) içeren toplam 27 sorudan oluşturuldu. Bulgular: Araştırmaya alınan bebeklerin (S=83) %53’ünün kız (s=44), %47’sinin erkek (s=39) ve yaş ortalamalarının 6,37±4,47 ay olduğu, kızların % 32,5’inde, erkeklerin % 39,8’inde pişik görüldüğü, annelerin pişik bakımına yönelik uygulamalarına bakıldığında; sadece pişik sorunu olduğunda pişikten koruyucu krem kullanmanın % 47, tedavi edici krem kullanmanın % 26,5, havalandırmanın % 21,7 ve pudra kullanımının %16.9 oranında uygulandığı, annelerin yalnızca %19.3’ünün ise bebeklerinin günlük alt bakımında pişik oluşumunu önlemek için rutin olarak koruyucu krem kullandığı, % 66,3’ünün alt temizliğinde ıslak mendil tercih ettiği, karışık beslenen bebeklerde pişik gelişme durumunun istatiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunduğu (χ2 =7,65; p=0,02) belirlendi. Sonuç: Annelerin pişik bakımına yönelik çoğunlukla cilt sağlığına uygun yöntemler kullanmadıkları ve bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirlendi. Annelerin bebeklerini pişikten korumaya ve pişik olduğunda tedavisine yönelik uygulamalar konusunda eğitime gereksinimleri olduğu görüldü.
- Published
- 2011
41. Hemşirelik Son Sınıf Öğrencilerinin Organ Bağışına Bakışları
- Author
-
Savaşer, Sevim, Mutlu, Birsen, Çağlar, Seda, Doğan, Zehra, Canbulat Şahiner, Nejla, and Canbulat Şahiner, Nejla
- Subjects
Öğrenci ,View ,Organ Donation ,Organ Bağışı ,Organ bağışı,hemşirelik,öğrenci,bakış,hemşirelik eğitimi ,Nursing ,Hemşirelik ,Student ,Nursing Education ,Bakış ,Hemşirelik Eğitimi - Abstract
Amaç: Araştırma, hemşirelik eğitiminin öğrencilerin organ bağışına ilişkin görüşlerine etkisini belirlemek ve sonuca göre öneriler getirmek amacıyla yapıldı. Yöntem: Araştırma, hemşirelik eğitiminin öğrencilerin organ bağışına ilişkin düşünceleri üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Araştırmanın evrenini İstanbul’daki üniversite düzeyinde eğitim veren 5 hemşirelik okulunun son sınıfında öğrenim gören ve araştırmaya katılmaya gönüllü öğrenciler oluşturdu (n=330). Veriler Ocak- Mart 2007 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan ve uzman görüşüne sunulan anket formu aracılığıyla elde edildi. Anket formu toplam 43 sorudan oluşmakta (6 soru sosyo-demografik özellikler diğerleri organ bağışına bakış ile ilgili) idi. Elde edilen veriler, ki-kare ve yates testi ile değerlendirildi. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalamaları 22.29±1.18 yıldır. Çoğu öğrenci (%97) organ bağışına olumlu baktığını fakat eğitimleri sırasında yeterli bilgi verilmediğini belirtmişlerdir (%57.8). Öğrencilerin %68.5’i hemşirelik öğrencisi olarak organ bağışının arttırılmasında kendisinin sorumlu olduğunu bildirmiş ancak sadece %48’i organ bağışında bulunmak istediğini belirtmiştir. Katılımcıların %73’ü toplum tarafından organ bağışına katılımı artırmak amacı ile organ bağışında bulunanların yakınlarına alıcı tarafından maddi ödülün verilmemesi gerektiği, %81’i ise manevi ödülün (plaket, yazılı belge izni) verilebileceği görüşündedirler. Sonuç: Öğrencilerin organ bağışı konusundaki bilgileri yetersizdir. Bu araştırma sonuçları organ bağışı konusunda hemşire öğrencilere eğitimleri sırasında kapsamlı bilgi verilmesi görüşünü desteklemektedir. Aim: The study aimed to determine the views of senior nursing school students on organ donation and to provide suggestions in accordance with the results obtained Method: The study aimed to determine the views of senior nursing school students on organ donation and it was made in descriptive type. The data have been collected from 5 senior nursing school students in Istanbul between January –March 2007 who volunteer to participate in the study and fill in the questionnaire which was prepared in accordance with the literature and on which expert opinion was taken (n=330). The data, consist of 43 guestions were collected by questionnaire (6 questions about demographic properties and the other questions about wievs on organ donation). Data were evaluated by percentage, chi square and yates test. Results: The average age of participants is 22.29±1.18. Most of the students (97%) stated that they had a positive opinion on organ donation but that inadequate information on organ donation was provided during their education (57.8%). 68.5% of the students stated that as nursing school students, they consider themselves to be responsible for increasing the level of organ donation however only 48% of the students declared that they were willing to donate their organs. 73% of participants are of the opinion that relatives of those people who donate their organs should not receive financial awards from the receiver of the organs in order to increase the level of organ donation in the society whereas 81% of the participants are of the opinion that moral awards (plaquette, written document authorization) may be given. Conclusions: Knowledge of the students of organ donation is inadequate. The results of this study support the opinion that nursing school students should receive comprehensive information on organ donation during their education
- Published
- 2011
42. E-öğretim program tasarımı ve ders yapılarında öğrenci merkezli öğretim yaklaşımı üzerine bir model önerisi
- Author
-
Doğan, Zehra, Gülşen Erenler Çakar, Erenler Çakar, Gülşen, and Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Anabilim Dalı
- Subjects
e-öğretim,öğrenci merkezli öğretim yaklaşımı,model önerisi,e-learning,learner centered approach,model suggestion ,Methods centered to the student ,Eğitim ve Öğretim ,Clothing industry ,Fashion design education ,Education and Training ,Electronic learning ,Teaching curriculums - Abstract
Bu araştırmada amaç, E-öğretim programı tasarımı hazırlanırken ders yapılarında öğrenci merkezli öğretim yaklaşımı temel alınarak bir program modeli oluşturmak ve önermektir. Araştırmada program modeli hazırlanacak olan ders, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Moda Tasarımı Öğretmenliği Bölümü 2. sınıfta okutulmakta olan Tasarım İlke ve Yöntemleri Dersidir. Araştırmanın kavramsal çerçevesinin oluşturulması için gerekli bilgiler ulusal ve uluslar arası kaynaklardan, bulgularını oluşturan veriler, e-öğretim program kullanıcılarına yöneltilen soru setinden elde edilmiştir. Program modeli hazırlanacak ders için gerekli olan bilişsel, duyuşsal ve psikomotor hedef ve davranışlar ile ilgili bilgiler dersi okutan öğretim elemanlarının görüşlerinden elde edilmiştir. Araştırma betimsel bir yapıdadır. Araştırmanın evreni, e-öğretim program kullanıcıları, örneklem ise Beykent Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Önlisans, İşletme Yönetimi Önlisans ve İşletme Yüksek Lisans (MBA) programı kullanıcılarından oluşan toplam 120 e-öğretim öğrencisidir. Araştırmada örnekleme yöneltilen soru setinden elde edilen veriler, frekans ve yüzde istatistiklerinin yanı sıra, üçlü Likert aralık ölçeği hesaplanarak analiz edilmiştir. Araştırmanın verilerinden elde edilen bulgulara göre, e-öğretim öğrencilerinin çoğunluğunun; tam zamanlı bir işte çalışan, orta gelir düzeyine sahip, ülkemizdeki örgün öğretim yaşına göre yüksek lisans yapabilecek yaş grubunda olduğu görülmüştür. Örneklem grubunun almış olduğu e-öğretim programı, öğrenci merkezliliğin sağlanabilmesi için gerekli olan bazı kriterler açısından sorgulanmıştır. Araştırmanın verilerinden elde edilen bulgular doğrultusunda, örneklem kapsamında ele alınan e-öğretim programı, ders başlangıcı aşamasında katılımcıları dersin hedeflerinden, önkoşulundan ve derste kullanılacak kaynaklar veya malzemelerden haberdar etme kriterini sağlamaktadır. E-öğretim programı; ders ortamında çok yönlü iletişimin sağlanması ile aktif ve katılımcı bir sınıf ortamının sağlanması, ders sürecinde öğretmen, öğrenci rollerinin durumu, konuların güncel örnekler üzerinden incelenmesi, her katılımcının yönlendirmeler ışığında ihtiyacı olan konudan başlaması, ders sürecinde kullanılan materyaller ve verilen dönüt düzeltmelerin yapılması bakımından öğrenci merkezli bir yapıda olduğu görülmüştür. Elde edilen veriler doğrultusunda Tasarım İlke ve Yöntemleri Dersi, e- öğretim program içeriği, öğrenci merkezli öğretim yaklaşımı benimsenerek düzenlenmiş ve e-öğretim model önerisi olarak sunulmuştur. The purpose of this study is, to prepare and suggest an e-learning programme which based on learner centered education. In this study, Design Principles and Methods Lecture is defined as the suggestion of e- learning programme which is stil studying in Gazi University, Faculty of Occupational Retraining, Fashion Design Education Department in third semester. In this study, the informations which composing the conceptual framework were prepared by researching from international and national sources, findings were composed by the datum which obtained by the questionnaire. The questionnarie were inclined to the sample group of the study, which is composed of 120 e-learning students. The informations which required to prepare the context of e-learning programme, was obtained from the lecturer who is tutoring Design Principles and Methods (Tasarım İlke ve Yöntemleri) in Gazi University. This study has a descriptive structure. The population of this study is e-learning students and the sample group is composed of participants of Beykent University Computer Proggramming Associate Degree, Businness Management Bachelors Degree, and Bussiness Administration Graduate Degree E-learning Programmes. In this study, Frequance and Percentages are mainly used for the analizing of datum, In addition to these, Range Measurement was used for analize the Likert scale. According to the datums of this study, the majority of the sample group is full time working and middle-income students. In addition to it, these studenst have age level, which is similar to a Bachelor or graduate student in Turkey. In this study, the e-learning programme which is dealing, has questioned for learner centered approach. According to the findings of the study, the e-learning programme which is questioned, have learner centered approach in starting of the lecture period and e-learning programme the multi way connections are provided between both lecturer- student and student-student. In addition to it, lecture is developed with using contemporary samples about lecture, students are activated, feedback is provided and each student have directions to start lesson which he or she needed. In this context, the e-learning programme which questioned in this study, has defined as learner centered structured. Towards the findings of this study, Design Principles and Methods (Tasarım İlke ve Yöntemleri) Lecture's context is prepared and suggested as an e-learning programme which based on learning centered approach.
- Published
- 2011
43. Stratejik ortaklıktan model ortaklığa Türk-Amerikan ilişkileri ve Ortadoğu
- Author
-
Doğan, Zehra, Gürson, Poyraz, and Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı
- Subjects
Middle East ,Turkey ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Strategic alliance ,Strategy ,United States of America ,International relations ,Partnership ,Turkish-American relations ,Turkish foreign policy - Abstract
Soğuk Savaş boyunca Türkiye-ABD ilişkileri Sovyet yayılmacılığı ve komünizm tehdidi altında ortak güvenlik temelli gelişirken Soğuk Savaş sonrası dönem özellikle iki ülkeye Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu'da daha çok işbirliği olanakları sunmuş ve iki ülke ilişkileri için ?stratejik ortaklık? modeli gündeme gelmiştir. Körfez Savaşı bu yeni ilişki biçimi için ilk sınav olurken 11 Eylül Saldırıları sonrası yaşanan gelişmeler geliştirilmeye çalışılan ?stratejik ortaklık? ilişkisini derinden etkilemiştir. Nitekim Barack Hüseyin Obama, ABD Başkanı olduktan sonra ABD gibi büyük bir Hristiyan nüfusla Türkiye gibi laik bir devlet olmakla beraber nüfusunun büyük bir oranı Müslüman olan bir ülkenin ilişkisinin tüm dünyaya model olabileceğini dile getirerek ?model ortaklık? kavramını önermiştir. Ancak kavramın gündeme geldiği günden beri Ortadoğu kaynaklı yaşanan gerilimler bu kavramın içinin doldurulması noktasında sıkıntılar yaratmıştır. Özellikle Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ?stratejik derinlik? yaklaşımı ile Türkiye'nin komşuları ve Ortadoğu ile ilişkilerini geliştirmesi Türkiye'nin ABD ve Avrupa'dan uzaklaşarak Ortadoğu'ya yakınlaştığı ve dış politikanın bir ?eksen kayması? yaşadığı iddialarına neden olmuştur. Bu iddialar Türk-Amerikan ilişkilerine de doğrudan yansımıştır. Nitekim bu çalışma, tüm bu varsayımlar ışığında İkinci Dünya Savaşı'ndan Obama'nın ABD Başkanı olmasına kadar geçen sürede iki ülke ilişkilerinin seyrini Ortadoğu üzerinden aktarmayı amaçlamaktadır.Anahtar Kelimeler: Türk-Amerikan ilişkileri, Ortadoğu, Soğuk Savaş, Stratejik Ortaklık, Model Ortaklık, Stratejik Derinlik During the Cold War, Turkey- the USA relations were based on mutual security due to the Soviet expansionism and communism threat. Post-Cold War era brought two countries more possibilities of collaboration in Caucasia, Balkans and Middle East, and a ?strategic partnership? model became a current issue. While the Gulf War was a test for this new kind of relationship, September 11 attacks deeply affected the ?strategic partnership? association, which was wanted to be improved. As a matter of fact, Barack Hussein Obama, after being elected as the president of the USA, mentioned that the relations of two countries, USA and Turkey, a mostly Christian country and a secular country that has a big percentage of Muslim population, would be a model for the world and offered the ?model partnership? concept. But since this concept was brought up, Middle East originated tensions, caused distress in definition and fulfillment of this concept. Especially the ?strategic depth? approach of Minister of Foreign Affairs, Ahmet Davutoğlu, and the improvements of relations between Turkey, the neighboring countries and the Middle East, caused claims that Turkey was diverging from USA and Europe, approaching to the Middle East and that foreign policy was having an axis-shift. These claims affected Turk-American relations directly. This paper aims, in the light of these assumptions, to explain the course of these two countries relations over Middle East, starting from the World War II up to the election of Obama as the president of USA.Keywords: Turk-American relations, Middle East, Cold War, Strategic Partnership, Model Partnership, Strategic Depth 211
- Published
- 2011
44. TÜRKİYE EKONOMİSİNDE REEL DÖVİZ KURU VE İTHALAT İLİŞKİSİ: TÜKETİM VE YATIRIM ETK
- Author
-
DOĞAN, Zehra, primary
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
45. YENİ KURUMSAL İKTİSADIN DALLARI
- Author
-
DOĞAN, Zehra, primary and KURT, Ünzüle, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
46. 1992 yılında kurulan devlet üniversitelerinin etkinliğinin veri zarflama analizi ile araştırılması
- Author
-
Doğan, Zehra, Kotil, Erdoğan, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
State schools ,Universities ,Economics ,Data envelopment analysis ,Eğitim ve Öğretim ,Education economy ,Education and Training ,Efficiency ,Ekonomi ,Development ,Socio-economic impact ,Education - Abstract
Hızla gelişen ve değişen dünyada rekabet gücü kazanmak giderek daha zorlaşmaktadır. Toplumsal olarak rekabet gücü kazanmak; ekonominin temel prensipleri ve maddi rekabet gücü ile ilişkili gibi görünse de, daha çok rekabet edebilecek nitelikte insan yetiştirmeye bağlıdır. İnsan sermayesi, uzun dönemde toplumun gelişmesini ve kalkınmasını sağlayacak girişken, bağımsız, sorumluluk sahibi, yenilikçi bireyler yetiştirmekle elde edilebilir. Bu edinim ise ancak ve ancak eğitim yoluyla kazanılacaktır.Üretim tekniklerinde yaşanan hızlı değişim, eğitime daha fazla önem verme, bilgiye ve gelişmeye daha fazla yatırım yapma ihtiyacını ön plana çıkarmıştır. Rekabette üstünlüğü elde etmenin ve kalkınmada başarının temeli olarak kabul edilen insan sermayesi kavramının altındaki gerçek, onun etkili ve verimli kullanılmasında yatmaktadır. Eğitimin, bireysel gelişmeyi sağladığı gibi, daha geniş anlamda toplumsal ekonomik ve sosyal kalkınmayı da beraberinde getirdiğini söylemek mümkündür.Bu çalışmada etkinlik analizlerinde sıkça kullanılan Veri Zarflama Analizi yöntemi kullanılarak 1992 yılında kurulan 22 adet devlet üniversitesinde 2004-2008 yılları için etkinlik analizi yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, aynı dönemde kurulan bu üniversitelerin göreceli etkinliklerini ölçerek öneriler geliştirmektir.Anahtar Kelimeler: Etkinlik, Eğitim, Veri Zarflama Analizi It is gradually getting harder to attain competition power in a world that is rapidly changing and developing. Although attaining competition power looks related to the basic principles of economy and the financial competition power, it is mostly dependent on training the human capital qualified to compete. Human capital can be obtained through training the individuals who are enterprising, independent, responsible and innovative that will play a role in the development and progress of the society in the long run. This acquisition is only possible through education.The swift changes experienced in the production techniques have underlined the need to focus more on education and to invest more on information and progress. The underlying fact of the human capital concept, which is accepted as the key to achieving superiority in competition and success in development, lies in its effective and efficient use. It is possible to content that education not only provides personal development but brings economic and social development with it as well.In this research, efficiency analysis for the period of 2004-2008 for 22 universities founded in 1992 was undertaken through Data Envelopment Analysis (DEA) which is an often utilized method in such analyses. The study aims to measure the relative efficiency of the universities founded in the same period and provide suggestions in the field.Key words: Effectiveness, Education, Data Envelopment Analysis 98
- Published
- 2010
47. Rejyonal anestezi uygulanan hastalarda difenhidraminin sedasyon ve postoperatif analjeziye etkisi
- Author
-
Salihoğlu Doğan, Zehra, Şen, Selda, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı, and Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anestejiyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Diphenhydramine ,Anestezi ve Reanimasyon ,Sedasyon ,Hemodynamy ,Sedation ,Spinal Anaesthesia ,Spinal Anestezi ,Difenhidramin ,Postoperative Analgesia ,Anesthesiology and Reanimation ,Postoperatif Analjezi - Abstract
Amaç: Bu çalışmada rejyonal anestezi uygulanan hastalarda difenhidraminin intraoperatif ve postoperatif dönemlerde sedasyon, hemodinami ve analjezi üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Yöntem ve Gereç: Çalışmamız ADÜTF Ameliyathanesinde, 6 Haziran ? 20 Kasım 2008 tarihleri arasında 16-70 yaş arası, ASA klinik sınıflaması I-III olan, elektif cerrahi ile spinal anestezi planlanan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 150 hastayı içermektedir.Preoperatif ve operasyon boyunca; rutin monitorizasyon uygulandı. Bromage skalası, duyu bloğu seviyesi, 5 nokta sedasyon skalası kullanıldı. Ağrı düzeyleri VAS ile değerlendirildi.Gruplar randomize olarak üçe ayrıldı. Hastalara damar yolu açıldıktan sonra GDH20'ye 20mg difenhidramin + 2ml SF (n=50), GDH40'a 40mg difenhidramin (n=50), GK'e 4ml SF (n=50) verildi. İlaçlar verildikten 15dk sonra spinal anestezi yapıldı.Duyusal bloğun T10'a ulaşma süresi, maksimum duyusal blok seviyesi, duyusal bloğun L1'e gerileme süresi, motor ve duyusal bloğun sonlanma süreleri kaydedildi.Hastalar postoperatif derlenme ünitesinde ve servislerinde altı saat boyunca takip edildi. Bu süreçte tüm hastalar; ek analjezik ihtiyacı, yan etki ve VAS açısından kaydedildi. Postoperatif VAS değeri 4 ve üzeri olan hastalara analjezik ilaç diclofenak potasyum (diclomec) intramüsküler olarak yapıldı.Bulgular: Hastaların demografik verileri, operasyon süreleri ve hemodinamik veriler açısından gruplar arasında bir fark izlenmedi. Hastalar postoperatif analjezik ihtiyaçları açısından değerlendirildiğinde gruplar arasında anlamlı farklılık izlendi (p
- Published
- 2009
48. Üniversite hastanelerinde izlenen 7-12 yaş grubu tip 1 diyabetli çocukların okul ortamında diyabet yönetimleri
- Author
-
Doğan, Zehra, Gözen, Duygu, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
- Subjects
Diabetes mellitus ,Diabetes mellitus-type 1 ,Hyperglycemia ,Nurses ,Nursing ,Hemşirelik ,Children ,Hospitals ,Hypoglycemia ,Hospitals-university - Abstract
Araştırma, üniversite hastanelerinde izlenen Tip 1 diyabetli çocukların okul ortamında diyabet yönetimlerini ve okulda yaşadıkları sorunları belirleyerek öneriler getirmek amacıyla tanımlayıcı tipte gerçekleştirildi.Araştırma evrenini, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültelerine başvuran, 7- 12 yaşlar arası çocuk ve aileleri oluşturdu. Araştırmanın örneklemi ise, araştırma kriterlerini taşıyan ve araştırmaya katılamaya gönüllü olan 100 çocuk ve ailesinden oluştu. Veriler literatür ve uzman görüşü doğrultusunda araştırmacı tarafından geliştirilen çocuk ve aile görüşme formları kullanılarak, yüz-yüze görüşme yöntemi ile elde edildi. Verilerin analizi bilgisayar ortamında; chi-kare testi, student t testi, tek yönlü varyans analizi, Kruskall-Wallis, nonparametrik tek tönlü varyans analizi testleri ile gerçekleştirildi.Araştırma sonucunda; araştırma kapsamına alınan çocukların diyabet yaş ortalamalarının 3,2±2,5 yıl ve tanı yaşı ortalamalarının ise 7,1±2,5 yıl olduğu belirlendi. Çocukların %79'unun okulunda revir ve %90'ının okulunda devamlı görev yapan sağlık görevlisi bulunmamaktaydı.Okula tam gün devam eden öğrencilerin hipoglisemiye girme oranının sabahçı olan öğrencilerden istatiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu (?2= 22,40; p=0,001) belirlendi.Çocukların HbA1c ortalamasının 8,3±1,5 olduğu, HbA1c ortalamasının okula başladıktan sonra istatiksel olarak ileri derecede anlamlı şekilde yükseldiği (t=3,211, p=0,003) ve okulda nadiren hipoglisemiye giren çocukların diyabet yaşının 2 yıldan daha az olduğu görüldü.Sonuç olarak diyabetik çocukların metabolik kontrolünün okula başlamayla birlikte olumsuz yönde etkilendiği ve çocuk, aile, okul görevlilerine düzenli diyabet yönetimine ilişkin eğitimlerin verilmesi gerektiği düşünüldü. The aims of this descriptive study are to determine the diabetes management of children with Type 1 diabetes at the school setting throughout the follow-up at university hospitals.The population of the study consisted of children aged between 7-12 and their families. The study was conducted at Istanbul University Medical Faculties. The sample consisted of 100 children and their family who volunteered to take part in the study. The data were gathered using questionnaires prepared by researchers in accordance with views of experts specialized on diabetes and care and using available literature about diabetes. The data were analyzed on a statistical program using chi-square, t test, one-way analysis of variance, Kruskal?Wallis and nonparametric one way variance analysis tests.There was a statistically significant difference in relation to hypoglycemia frequency between students who attended the morning school shift and those who attended a full-day education program (?2= 22,40; p=0,001). Students who attended the full-day education program at school had more frequent hypoglycemic episodes than those who attended only morning school shift.Mean value of HbA1c was 8,3±1,5. There was a statistically significant difference in the mean value of HbA1c in relation to beginning the school (t=3,211, p=0,003).As a result, it was found that in conjunction with beginning the school, the metabolic control of the diabetic children was affected negatively and it is suggested that education about regular diabetes management of the diabetic child, family and staff working at school will considerably improve the diabetic management in these children. 121
- Published
- 2009
49. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı arkeolojik kurtarma kazıları: Taş ve kemik buluntular
- Author
-
Doğan, Zehra Filiz, Taşkıran, Harun, and Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Arkeoloji ,Archeology - Abstract
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Arkeolojik KurtarmaKazıları: Taş ve Kemik Buluntular? adlı bu çalışmada Bakü-Tiflis-CeyhanHam Petrol Boru Hattı (BTC HPBH) Projesinin Türkiye topraklarındaki 1074km.lik kısmı üzerinde yapılmış olan kurtarma kazılarının taş ve kemikbuluntuları arkeolojik açıdan değerlendirilmiştir. Taş ve kemik buluntulardönem ayırt edilmeden bir bütün olarak ele alınmış, tanımlanıp, tasnifedilerek kataloglanmıştır.Tezimizin kapsamında yer alan ve 10 merkezden ele geçen çeşitli taş,kemik, boynuz, diş, deniz kabuğundan oluşan buluntular Erken DemirÇağı'ndan Ortaçağ sonlarına kadar geniş bir dağılım göstermektedir.Özellikle belirli bir dönemi ön plana çıkaracak bir buluntu yoğunluğu ilekarşılaşılmamaktadır. BTC HPBH arkeolojik kurtarma kazılarının borunungeçeceği ve tahrip edeceği 28 metre koridoru ile sınırlı tutulması bununnedenlerinden biri olabilir. Böyle dar bir alandan ele geçmelerine karşınsistematik olarak toplanan küçük buluntu ve mimari kalıntılar Anadoluarkeolojisi açısından önemli sonuçlar vermişlerdir. Tezimizde tanımlamaya vetasnif etmeye çalıştığımız buluntular, bu sınırlı alanda toplanan materyalinküçük bir bölümünü oluşturmaktadır.Taş ve kemik buluntular, buluntu yerinde ele geçen seramik, küçükbuluntu ve mimari kalıntılar paralelinde tarihlendirilmişlerdir. Çünkü bubuluntular tek başlarına tarih verebilecek, bir kültürün spesifik aletleri değildaha çok, küçük yerleşmelerin günlük hayata dair basit aletleridir. ?Baku-Tbilisi-Ceyhan Crude Oil Pipeline Archaeological SalvageExcavations: Stone and Bone Finds?. In this study, the stone and bone findsof the salvage excavations realized on a 1074 km.s part in the Turkishterritories of the Baku-Tbilisi-Ceyhan Crude Oil Pipeline (BTC COP) havebeen evaluated in respect of archaeology. The stone and bone finds havebeen reviewed as a whole without distinguishing different periods, they havebeen described, classified and catalogued.Various finds comprising this thesis, which consist of stone, bone,horn, teeth and see shells obtained from 10 centers show a very widedistribution, ranging from the Early Iron Age to the end of the Middle Age. Adensity of the finds has not been observed which may qualify a specificperiod. The limiting of the BTC COP archaeological salvage excavations witha 28 meters corridor which will be destroyed by the pipeline may well be oneof the reasons. The small finds and architectural ruins found systematically,although obtained in a very narrow land, have presented highly importantresults in respect of Anatolian archaeology. The finds described andclassified in this limited area.The stone and bone finds have been dated parallel to the ceramics,small finds and architectural ruins, because these finds are small daily toolsof small settlements, not specific tools of a culture which will date a specificperiod alone. 266
- Published
- 2006
50. PELVİK APSE İLE KARIŞAN LOW GRADE MÜSİNÖZ NEOPLAZİLİ APENDİKS OLGUSU
- Author
-
ATEŞER, Güler Bağbozan, primary, GÜZEL, Esra, additional, DOĞAN, Zehra, additional, and ÇAKAR, Ekrem, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.