Search

Amaç: Uyku bozuklukları merkezimize başvuran yaşlı hastalardaki obstruktif uyku apne sendromu (OSAS) ile sistemik hastalık birlikteliğini ve bunlarla ilişkili parametreleri araştırmaktırHastalar ve Yöntem: Horlama, tanıklı apne, gündüz aşırı uyku hali semptomlarından en az birinden şikayeti olan ve sistemik hastalıkları araştırılan 65 yaş üstü 97 hasta çalışmaya alındı. Hastalar apne hipopne indeksi (AHİ) ve vücut kitle indeksi (VKİ) değerlerine göre 4'er gruba ayrıldı. Sistemik hastalığı olan ve olmayan hastalarda VKİ ile polisomnografi parametrelerinden AHİ, arousal indeksi, en düşük oksijen saturasyonu ve ortalama oksijen desaturasyonu arasındaki ilişki incelenmiştir.Bulgular: Hastaların 71’i (%73.2) sistemik hastalığı olanlar, 26’sı (%26.80) sistemik hastalığı olmayanlar grubunu oluşturmuştur. Sistemik hastalığı olanlarda, sistemik hastalığı olmayanlara göre AHİ değeri daha yüksek saptanmış olup istatiksel olarak anlamlı saptanmıştır(p25) arasında istatiksel olarak anlamlı birliktelik saptanmıştır(p25) (p

Nazofarenks anjiyofibromları özellikle ergenlik döne- minde erkeklerde nadiren görülen, sfenopalatin fora- menden köken alan benign, vasküler tümörlerdir. Lokal destrüktif büyüme özelliğinden dolayı ölümcül kanamalara, intrakraniyal uzanıma ve cerrahi sıra- sında kanama gibi yaşamı tehdit eden komplikas- yonlara neden olabilirler. Tedavide çok sayıda yön- teme başvurulmuş olmasına karşın, kabul edilebilir morbiditeleri nedeniyle etkili tedavi yöntemleri olarak sadece cerrahi ve eksternal radyoterapi uygulan- maktadır. Nazofarenks anjiyofibromlarının tedavisin- de erken evrede endoskopik cerrahinin kullanımıyla başarılı sonuçlar alınmakta, ileri evre ve nüks tümör- lerde ise radyoterapideki son teknolojik gelişmeler önemli avantajlar sağlamaktadır, Nasopharyngeal angiofibroma is a rare, benign vascular tumor originating from the sphenopalatine foramen. It primarily affects adolescent males. Due to its propensity to locally destructive growth, the tumor may lead to fatal epistaxis, intracranial extension, and life-threatening complications such as intraoperative hemorrhage. Many treatment modalities have been used for the management of nasopharyngeal angiofibroma, but surgery and external beam radiation therapy have proved to be the only effective treatment modalities with acceptable morbidity. While endoscopic surgery provides successful results for early stage tumors, recent technological advances in radiotherapy offer significant advantages in advance and recurrent tumors.

Koku alma en az anlaşılan duyulardan biridir. Nedeni ise olfaktör membranınincelenmesi kolay olmayan burnun derinliklerindeki yerleşimi ve koku duyusununsubjektif olması nedeni ile aşağı grup hayvanlarda deney yapılamamasıdır. Ayrıca diğerbir problem de, koku duyususun bazı aşağı sınıf hayvanlarla karşılaştırıldığında insandarudimenter kalmış olmasıdır. Bu çalışmadaki amacımız septum deviasyonu olan veseptumplasti endikasyonu konulan hastalarda cerrahi öncesi ve sonrası koku duyusununkarşılaştırılmasıdır. Çalışmamızda 15–66 yaş arası aktif enfeksiyon geçirmeyen veseptum deviasyonu tanısı alan 30 kişiye cerrahi operasyon öncesi ve operasyondan üçay sonrası koku analizi testi uyguladık. Koku testi olarak Sniffin Sticks Koku Testinikullandık. Bu test Eşik Testi (Seviye), Diskriminasyon testi (Ayrım) ve İdentifikasyontesti (Tanımlama) basamaklarından meydana gelmektedir. Eşik testi ve diskriminasyontestinde 48'er adet koku çubuğu varken, identifikasyon testinde toplam 16 koku çubuğuvardır. Hastalarımızı yaş, cinsiyet, kronik rinosinüzit, sigara kullanımı, alerjik rinit,konka hipertrofisi, nazal travma öyküsü, primer nazal cerrahi öyküsü varlığına göregruplandırdık ve her gruba operasyon öncesi ve sonrası koku testi yaptık.Koku testiuyguladığımız hastaları TDI skoruna göre klinik olarak normosmik, hiposmik veanosmik olarak ayırdık. Operasyondan önce 5 hastada koku bozukluğu gözlenmezken25 hastada koku bozukluğu tespit ettik. Operasyondan sonra klnik anlamda kötüleşenhiçbir hastamız yokken operasyon öncesi koku bozukluğu olan 25 hastanın 20'sindeanlamlı klinik düzelme gözledik. Sonuç olarak septum deviasyonu olan hastalarda nazalobstrüksiyona bağlı olarak koku duyusunda azalma gözlenmektedir. Bizim yaptığımızçalışma sonrası septum cerrahisi uygulanan hastalarda koku duyusunda belirgindüzelme gözlenmiştir. Smelling is one of the less understood senses. The reasons are the deep location ofolfactory membrane in nasal cavity and subjective nature of the sense of smelling.These cause problems to do animal research. And also an other problem is therudimenter structure of sense of smelling in human compared with animals. The aim ofthe study is to compare the levels of smelling in patients with septum deviation whoundergo septumplasty. In our study 30 patients at the age of 15 to 66 without having anyactive sinonasal infection are tested before and 3 months after the surgery. Sniffin stickstest is used as the scent analisys. This test incluedes treshold test, discrimination test andidentification test. In the treshold test and the discrimination test 48 sticks for each areused and in the identification test 16 sticks are used. Patients are divided in to groups asage, gender, chronic sinusitis, smoking, allergic rhinitis, concha hipertophia, nasaltrauma and history of nasal surgery. Each group is tested before and after the surgery.The patients who were tested with snifiin sticks are grouped by their TDI score asnormoosmic, hypoosmic and anosmic. Before the operation in 25 patients loss of smellis detected. After the operation non of the patients' sense of smell get worsened. In 20patients who had loss of smell showed significant progression in sense of smell. Thisstudy shows that septum deviation causes loss of smell by nasal obstruction. In ourstudy patients who undergo septumplasty showed significant progression in sense ofsmelling. 85

152

152

104

49

66