Search

Phaseolus vulgaris ve Rumex scutatus tohumlarında imbibisyon, su alınımı ve çimlenmeye farklı metal tuzlarınınetkisi laboratuar koşullarında incelenmiştir. Tohumlar, değişen onsantrasyonlarda; 0, 100, 1000, 10000 mg L-1Pb, 0, 50, 100, 1000 mg L-1 Ni ve 0, 80, 160, 320 mg L-1 Cd metal solusyonları ile muamele edilmiştir. Kurşunve kadmiyum P.vulgaris’de çimlenmeyi geciktirmiştir. Çimlenme yüksek Ni ve Pb +2 konsantrasyonunda inhibeolmuştur. Bununla birlikte, çimlenme oranının diğer metallerin düşük konsantrasyonlarından ziyade, 100 mg L-1Pb’de belirgin şekilde daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, tohumlardaki imbibisyonun da metaltuzlarından etkilendiği gözlenmiştir., The effect of different metal salts on the imbibition, water uptake and germination of Phaseolus vulgaris and umex scutatus was studied under laboratory conditions. Seeds were treated with solutions of the following concentrations; 0, 100, 1000, 10000 mg L-1 Pb, 0, 50, 100, 1000 mg L-1 Ni and 0, 80, 160, 320 mg L-1 Cd. Lead and cadmium was delayed germination in P.vulgaris.Germination was strongley inhibited by higher Ni and Pb+2 concentrations. However, germination rate was significantly greater at 100 mg L-1 Pb than lower concentrations of other metal salts. It was also shown that imbibiton of seeds was affected by metal salts.

Çiçek şekilli hibrit nanoyapılar (ÇŞHN) yüksek stabilite ve verimliliği artırması yönüyle nanoteknoloji alanında son yıllarda ilgi odağı haline gelmiştir. ÇŞHN'lar organik, inorganik, organik-inorganik maddelerin kombinasyonları ile sentezlenerek verimliliği arttırmaktadır. Bu çalışmada, amigdalin bitki biyomolekülü ve Cu+2 ile koordine edilerek, ilk kez bu molekülleri içeren Cu-ÇŞHN üretilmiştir. Bu amaçla, amigdalinin iki ayrı formu (doğal ekstraksiyon ve endüstriyel ekstraksiyon) kullanılmış ve doğal ekstraksiyon amigdalinin (DEA) etkenliği araştırılmıştır. Her iki amigdalin biyomolekülü ile Cu iyonu farklı pH koşullarında sentezlenmiş ve sonuçta Cu-ÇŞHN üzerine pH'ın önemli bir etkisi olduğu gözlenmiştir. Etkin amigdalin sentezinin pH 7,4, ve 9 ortamında olduğu belirlenmiştir. SEM görüntüleri ile Cu-ÇŞHN'ların morfolojik yapısı, EDX analizi ile elemental kompozisyonu belirlenmiştir. Sentezlenen Cu-ÇSHN'ların H2O2 varlığında gualicole karşı katalitik aktivite gösterdiği saptanmıştır. Bu çalışmada, ilk kez amigdalin ile Cu-ÇŞHN sentezlenmiş ve katalitik aktivitesi test edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Amigdalin, Çiçek şekilli hibrit nano yapılar, katalitik aktivite Flower-shaped hybrid nanostructures (FSHN) have been the focus of interest in nanotechnology in recent years due to high stability and efficiency. They are synthesized with organic, inorganic, organic and inorganic compounds and this increases their efficiency. In this study, it was co-ordinated with amigdaline plant biomolecule and Cu+2 and for the first time, Cu-FSHN was composed of this molecules. For this purpose, two form of amigdaline (naturally extracted and industrial extracted amigdaline) was used in the study and effectivity of naturally extracted amigdaline (NEA) was investigated. Each biomolecules were synthesized with Cu ion under different pH conditions, and pH was observed to have a significant effect on synthesis. The best results for nano flower synthesis obtained from pH 7,4 and 9. The morphological structure of Cu-FSHN was determined by using SEM images and elemental composition was determined by EDX analysis. It is determined that synthesized Cu-FSHN show catalytic activity against gualicol in the presence of H2O2. In this study, synthesis and catalytic activity of both amigdaline materials were tested for the first time.Keywords: Hybride nanoflower, catalytic activity 64

Bu çalışmada, Lemna minor (su mercimeği) bitki ekstraktı kullanılarak, demir nanopartikül sentezi ve ağır metal içeren atık suyun iyileştirilmesinde kullanım potansiyelini araştırmak amaçlanmıştır. Bu amaçla, bitki ekstraktı kullanılarak demir nanopartikülü sentezlenmiştir. Elde edilen demir nanopartiküllerinin karakterizasyonu UV-Visible spektrofotometre, Taramalı Elektron Mikroskobu, X-ışını enerji dağılım spektroskopisi ve FTIR kullanılarak yapılmıştır. SEM görüntüleri elde edilen demir nanopartiküllerin ortalama 50 nm boyutunda olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada, sucul ortamdan ağır metal giderim (Cd, Ni, Fe ve Cr) kapasitesi incelenmiş, FEONP varlığında giderimin teşvik edildiği belirlenmiştir. Ancak, artan ortam tuzluluğunun giderimi yavaşlattığı gözlenmiştir. Sonuç olarak, sucul ortamdan ağır metal gideriminde, orta dereceli tuzlulukda FeONP varlığının etkili olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlar, kirleticilerin ortamdan uzaklaştırılmasında çevre dostu ve etkili bir yöntem olarak biyolojik demir nanopartiküllerinin kullanılabileceğini ortaya koymaktadır.Anahtar Kelimeler: Biyosentez, Nanopartikül, Ağır metal, Su mercimeği The aim of this study was to investigate the potential for use of Lemna minor plant extract, synthesis of iron nanoparticles and utilization of nanoparticles in the treatment of heavy metal waste water. For this purpose, iron nanoparticle was synthesized using plant extract from Lemna minor. The characterization of synthesized iron nanoparticles was performed using UV-Visible spectrophotometer, Scanning Electron Microscope, X-ray energy distribution spectroscopy and FTIR. Characterization results revealed the formation, presence and biological synthesis of iron nanoparticles. SEM images showed an average of 50 nm of iron nanoparticles obtained. In this study, removal efficiency of avarage heavy metal concentrations (Cd, Ni, Fe and Cr) was investigated. The removal ratios of studied metals were increased with FeONP additions. Hovewer, higher salinity was inhibited reomoval capacity. As a results, FeONP with slight salinity was effective in removing heavy metal from the aquatic environment.The results suggest that biological iron nanoparticles can be used as an environmentally friendly and effective method of removing pollutants.Keywords: Biosynthesis, Nanoparticle, Heavy metal, Duckweed 61

Bu çalışmada, Hürmetçi Sazlığı'ndaki (Kayseri) sediment ve sudaki ağır metal konsantrasyonları (Fe, Cr, Cu, Zn, Pb ve Ni) ölçülmüştür. Hürmetçi Sazlığı, tatlı su ekosistemlerini barındıran ve kuş türlerine barınak sağlayan, Türkiye'deki ulusal öneme sahip sulak alanlardan biridir. Sazlığın farklı bölgelerindeki su ve sediment kalitesi ve altı ağır metal (Fe, Cr, Cu, Zn, Pb ve Ni) açısından Kirlilik Faktörü ve Derecesi kullanılarak değerlendirildi. Hesaplamalara göre, Cu için kirlilik faktörü Cf idi: 5,3 ve bu oran diğer metallere oranla çok daha fazladır. Su ve sediment analizleri, Hürmetçi Sazlığı'nın Pb, Ni, Zn ve kısmen Cu ve ile kirlendiğini gösterdi. Çalışma alanı havzasındaki tüm örnekleme sahaları, kontrol değerleri ile karşılaştırıldığında genellikle daha fazla ya da daha az kirlendiği gözlenmiştir. Çalışma alanı, foseptik çukurları, gübre kullanımı ve endüstriyel faaliyetler nedeniyle oldukça zarar görmüştür. İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde bazı ağır metallerin konsantrasyonları arasında güçlü pozitif yönde korelasyon tespit edildi. Hürmetçi Sazlığını korumak için, hem yerel hem de ulusal hükümetlerin su ve sediment kalitesini artırmak adına acil görev dağılımı ve yönetim politikaları uygulamalıdırlar.Anahtar Kelimeler: Ağır Metal Kirliliği, Hürmetçi Sazlığı, Kirlilik Derecesi In this study, concentrations of heavy metals (Fe, Cr, Cu, Zn, Pb and Ni) were measured in bottom sediments and water in Hürmetçi Marsh (Kayseri). Hürmetçi Marsh is one of the nationally important wetlands in Turkey, embodying fresh water ecosystems and providing a shelter for bird species. The water and sediment quality and of six heavy metals (Fe, Cr, Cu, Zn, Pb and Ni) in the different locations of Marshland were assessed using the Pollution Factor and Degree.According to calculations, the pollution factor for Cu was Cf: 5,3 and this rate was much more than other metals.Analyses of water and bottom sediments indicated that the Hürmetçi Marsh was polluted with Pb, Ni,Zn and partly with Cu. All sampling sites in the study area basin are generally more or less polluted when compared with the control values.Study area is highly damaged due to pollution from fosseptic wastes, using of fertilizers and industrial activities. Strong positive correlation was found between concentrations of some heavy metals in spring and in fall seasons. To protect the Hürmetçi Marsh, management policies must be implemented to improve water and sediment quality, which is an urgent task for both local and national governments.Keywords:Heavy Metal Pollution, Hürmetci Marsh, Pollution Degree 93

Yapılandırılmış sulak alanlar, atık suların arıtılmasında yaygın olarak kullanılan ekonomik ve biyoteknolojik işlemlerdir. Bu tarz arıtma sistemlerinin en önemli bileşeni bitkilerdir. Bu çalışmada, Myriophyllum spicatum L.(Haloragaceae) kullanılarak, Kayseri Katı Atık Depolama sahasından alınan çöp sızıntı suyundan ağır metal ve bazı kirletici parametrelerin giderimi araştırılmıştır. Katı atık depolama sahasına ait sızıntı suyunun çevreye olan olumsuz etkisini azaltmak amaçlanmıştır. Bu çalışmada, BOİ, KOİ, amonyum, nitrat, fosfat ve ağır metal (Pb, Cu, Ni, Mn) giderim oranları incelenmiştir. Ağır metaller için, giderim yüzdeleri sırası ile %94, %99, %99 ve %99,4 olarak bulunmuştur. Ayrıca, M.spicatum'un ağır metal akümülasyonu mg/kg kuru ağırlık cinsinden hesaplanmıştır. Bu çalışmada, değişen konsantrasyonlarda sızıntı suyuna maruz bırakılan bitkilerde spesifik büyüme oranı ve fotosentetik pigment içeriği belirlenmiştir. Atık depolama sahası sızıntı suyunun, bitki büyüme oranında ve klorofil içeriğinde düşüşe yol açtığı gözlenmiştir. Sonuçlar, batık bir sucul bitki olan M.spicatum'un çöp sızıntı suyundan bazı kirletici parametrelerin ve ağır metallerin gideriminde kullanılabileceğini göstermiştir. Wastewater treatment in constructed wetlands is a biotechnological and economical process. It is generally agreed that plants are important part of the treatment system. In this study, the treatment of some polluter parameters and heavy metals in the leakage water collected from Kayseri Waste Dumping Site was investigated by the phytoremediation with using Myriophyllum spicatum L.(Haloragaceae). It was aimed that the negative effects of leakage water from Waste Dumping Sites to the environment were minimized and treated by aquatic plant in the system. In this study, removal efficiency of the average BOD, COD, ammonium, nitrate and phosphate and, heavy metal (Pb, Cu, Ni, Mn) concentrations was investigated. The removal ratios for heavy metals obtained were found as 94%, 99%, 99%, and 99,4 % respectively. Additionally, heavy metal accumulation in M.spicatum was calculated in terms of mg/kg dry weight. In this study, the growth and ratio of photosynthetic pigments were determined to evaluate the phytoxicity of the leakage water in the different exposure concentrations. A significant decrease was observed in the growth rate and chlorophyll contents as a result of exposure to leakage water from Waste Dumping Sites. The results showed that this submerged aquatic plant M. spicatum can be successfully used for heavy metals and some water polluters removal from leakage sample water. 62

Son yıllardaki, hızlı endüstrileşme ve şehirleşmeden dolayı, Türkiye'nin birçok bölgesinde antropojenik kökenli ağır metal kirliliği meydana gelmiştir. Kirliliğin ana unsurlarını, endüstriyel emisyonlar, araç egzozları ve tarımsal aktiviteler oluşturmaktadır. Bu çalışma, Niğde ilinden tespit edilen noktalardan, farklı derinliklerden alınan toprakların ağır metal kirliliğinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, belirlenen 30 farklı noktadan, 10, 20, 30, 40 ve 50 cm derinliklerden alınan toprakların çevresel açıdan önemli olan Cu, Pb, Zn, Cr ve Mn içerikleri tespit edilmiştir. Sonuçlar, Niğde iline ait endüstriyel, tarım ve yerleşim bölgesi topraklarının Cu, Pb, Zn, Cr ve Mn içeriğinde artma olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte, bütün elementler için elde edilen konsantrasyonlar kabul edilebilir sınırlar dahilindedir. Anahtar Kelimeler: Niğde, Toprak, Ağır metal, Kirlilik. Due to rapid industrialization and resulted urbanization, most area of Turkey is subject to anthropogenically induced heavy metal pollution, during the last decades. The main potential pollution sources are industrial emission, vehicle exhaust and agricultural activities. This work was conducted to investigate the suspected heavy metal contamination of different soil depth from Nigde city. For this purpose, 30 cites were sampled at 10, 20, 30, 40 and 50 cm depth and investigated for their Cu, Pb, Zn, Cr and Mn contents that are environmentally sensitive. The results indicate the urban, industrial and agricultural soils from Nigde city have elevated concentrations of Cu, Pb, Zn, Cr and Mn. However, concentrations from all elements abundances are within the acceptable limit values.Key Words: Nigde, Soil, Heavy Metal, Pollution 52

Bu çalışmanın temel amacı, Atık Su Arıtma Tesisi (KASKİ) atık su numunelerinden dört ağır metalin ( Pb, Ni, Mn ve Cu) gideriminde, iki sucul makrofit olan Lemna gibba ve Lemna minor'ün etkinliğini değerlendirmektir. Sirkülasyonun ve değişen su seviyesinin, bitki gelişimi ve kirletici parametrelerin ( BOİ5, KOİ ve ağır metaller) giderim verimi üzerine etkisi araştırılmıştır. Ortalama BOİ5 ve KOİ konsantrasyonlarının giderim verimi L. minor için sırasıyla %88,2 ve %66,8 olarak bulunmuştur. Başlangıçtaki ağır metal konsantrasyonları bilinen bitkiler, çalışma sonunda hasat edilmiştir. Analiz sonuçları, bitkide farklı metallerin biriktirildiğini ve atık sudaki metallerin uyumlu bir şekilde azaldığını doğrulamıştır. Sirkülasyon uygulaması sonucunda L gibba, atık sudaki Cu, Pb, Ni ve Mn metallerinin sırasıyla %57,7, %60,2, %60,3 ve %61,6 oranında giderimini sağlamıştır. Sonuçlar, seçilen ağır metallerin gideriminde L. minor'ün en etkili olduğunu ve bunu L. gibba'nın takip ettiğini göstermektedir. Sonuç olarak; sirkülasyon, atık sudan ağır metal giderim kapasitesini artırmıştır. Ayrıca, su seviyesi değişimleri, seçilen bitkilerin biyokütle ve kirletici giderim kapasitelerini etkilemiştir. En fazla ağır metal giderimi, 10 cm su seviyesinde gerçekleşmiştir.Bu çalışma; ülkemizdeki farklı aktivitelerden kaynaklanan atık sudaki kirleticilerin giderimi için güzel bir örnek olabilir.Anahtar Kelimeler: Atık su, sirkülasyon, su seviyesi değişimi, Lemna türleri, ağır metal. The main aim of the study was to evaluate the effectiveness of two aquatic macrophytes; L. gibba and L. minor for the removal of four heavy metals (Pb, Ni, Mn, and Cu) from waste water sampled from Waste Water Treatment Plant of Kayseri (KASKI). The effects of circulation and water level fluctuation on plant growth and removal efficiency of polluter parameters (BOİ5, KOİ, and heavy metals) were investigated. Removal efficiency of the average BOİ5 and KOİ concentrations for L. minor was found as 88,2% and 66,8% respectively. The plants, whose heavy metal amount in their structure had been known in the beginning, were harvested at the end of this study. Results from analysis confirmed the accumulation of different metals within the plant and a corresponding decrease of metals in the waste water. At the end of the study of circulation, L. gibba provided the metal removal for Cu, Pb, Ni, and Mn in the waste water as the ratio of 57,7%, 60,2%, 60,3% and 61,6% respectively. Results revealed L. minor as the most efficient for the removal of selected heavy metals followed by L. gibba. As a result, circulation enhanced the heavy metal removal capasity from waste water. Furthermore, water level fluctuation affected the biomass and polluter removal capasity of selected plants. The maximum removal of heavy metals obtained from 10 cm water level.This pilot study can be a good example for the removal of polluters of waste water sourced from different kind of activity in our country conditions.Keywords: Waste water, circulation, water level fluctuation, Lemna species, heavy metal. 75

Bu çalışmada Lemna gibba (L.) ve Groenlandia densa (L.) Fourr. bitkileri 0.05, 0.5, 5, 10, 20 mgL-1 konsantrasyonlarında 96 saat nikel nitrat, kadmiyum nitrat ve kurşun nitrat tuzlarına maruz bırakılmış ve konsantrasyona bağlı olarak bitkilerin ağır metal biriktirme kapasitelerindeki değişim ICP-OES cihazı kullanılarak ölçülmüştür. Aynı zamanda bu tuzların L. gibba and G. densa'da antioksidan enzim aktivitesinin yanı sıra fotosentetik pigmentler ve protein içeriğindeki değişime etkisi de araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, L. gibba ve G. densa'nın nikel, kadmiyum ve kurşun için iyi birer akümülatör olduğunu göstermiştir. Ni, Cd ve Pb'nin birikimi başlangıç konsantrasyonları (0.05, 0.5 mgL-1) ile artış göstermiştir. Her bir element için deney süresi sonunda en yüksek konsantrasyon L. gibba'da Ni için 142.824 mgL-1, Cd için 1.673 mgL-1 ve Pb için 56.263 mgL-1; G. densa'da Ni için 47.573 mgL-1, Cd için 0.425 mgL-1 ve Pb için 38.294 mgL-1olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda, protein ve fotosentetik pigmentlerin önemli derecede azalması, düşük oranda nikel, kadmiyum ve kurşun ile kirlenmiş sucul ortamın temizlenmesinde L. gibba ve G. densa'nın uygun bitkiler olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, ağır metal uygulamasından sonra, bitkilerde MDA, prolin miktarları, GST ve SOD aktivitelerinde artış olurken CAT, GR ve AP aktivitelerinde belirgin şekilde düşüş gözlenmiştir. In this study, Lemna gibba (L.) and Groenlandia densa (L.) Fourr. was exposed to nickel, cadmium and lead with 0.05, 0.5, 5, 10, 20 mgL-1 concentration in 96 hour as depending on concentration, the amount of changing accumulation heavy metal of plants was measured by used ICP-OES. Also it was investigated changes in the contents of protein and photosynthetic pigments as well as activity of antioxidant system caused by nickel, cadmium and lead, respectively in L. gibba and G. densa during concentration- dependent exposure (0.05-20 mgL-1) to metal salt. The results show that under experimental conditions, L. gibba (L.) and G. densa (L.) Fourr. proved to be a good accumulator of Ni, Cd and Pb. The accumulation of Ni, Cd and Pb increased with the initial concentration. The highest concentration of each trace element accumulated in duckweed (L. gibba) tissues were 142.824 mgL-1 for Ni, 1.673 mgL-1 for Cd and 56.263 mgL-1 for Pb and in opposite-leaved pondweed (G. densa) tissues were 47.573 mgL-1 for Ni , 0.425 mgL-1 for Cd and 38.294 mgL-1 for Pb during the end of the experiment. Also, the significant decrease of contents of protein and photosynthetic pigments corroborate that L. gibba and G. densa are suitable candidate for the phytoremediation of low-level nickel, cadmium and lead contaminated waterbody. Furthermore, while there were increase in activities GST, SOD and the amount of MDA, prolin in plants, the significant decrease of CAT, GR and AP enzyme activity in plants was observed after heavy metal exposure. 121

Bu çalışmada, Tuzla Gölü (Palas-Kayseri) çevresinde belirlenen 12 istasyondan alınan Salicornia freitagii (kök, gövde, yaprak) ve bitkinin yetiştiği topraktan alınan örneklerde kadmiyum, nikel, kurşun, demir ve bakır konsantrasyonları araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre Salicornia freitagii örneklerinin farklı kısımlarındaki ağır metal konsantrasyonlarının sırasıyla; Fe: (13,003 µgg-1 - 68,460) > µgg-1 Pb: (2,775 µgg-1 - 19,530 µgg-1) > Cu: (5,848 µgg-1 - 7,559 µgg-1) > Ni: (1,079 µgg-1 - 15,316 µgg-1 ) > Cd: (0,183 µgg-1 - 0,917 µgg-1 ) aralığında olduğu tespit edilmiştir.Bu sonuçlara göre, çalışma alanında değişik kaynaklardan meydana gelen bir kirlenmenin olduğu belirlenmiştir. Kontrol değerlerimize göre çalışma alanımızdaki tüm istasyonlarda kirlilik olduğu gözlenmiştir. Salicornia freitagii'nin ağır metal kirliliğini belirlemede uygun bir biyolojik indikatör olduğu tespit edilmiştir. In this research, the amount of heavy metals (cadmium, nickel, lead, iron and copper) in the Salicornia freitagii (root, shoot and leaves) and their soils obtained from 12 different stations in Tuzla Lake has been investigated. The order of the elements in the different parts of the Salicornia freitagii and their concentration ranges in ? gg-1 was Fe: (13,003 µgg-1 - 68,460) > µgg-1 Pb: (2,775 µgg-1 - 19,530 µgg-1) > Cu: (5,848 µgg-1 - 7,559 µgg-1) > Ni: (1,079 µgg-1 - 15,316 µgg-1 ) > Cd: (0,183 µgg-1 - 0,917 µgg-1 ).The results showed that, some sampling sites in the study area basin are generally more or less polluted with some of the metals investigated when compared with the control values. All sampling sites in study area basin are generally more or less polluted when compared with the control values. Salicornia freitagii was found to be a useful biological indicator while determining of the heavy metal pollution. 51

Bu çalışmanın amacı , çimlenmiş Phaseolus vulgaris ( fasulye ) tohumlarına ekimden itibaren uygulanan Cd (0, 20 , 40 , 80 , 160 mgkg?¹) , Ni (0, 20 , 40 , 80 , 160 mgkg?¹) ve Pb (0, 50 ,100, 200 , 400 mgkg?¹) ağır metallerinin bitki bünyesinde birikime uğrayan miktarlarının , bitkide taşınım şeklinin ve meydana getirdiği morfolojik ve anatomik farklılıkların belirlenmesidir.Deneyler için kullanılan toprak örnekleri tarım arazilerinden uzak bölgelerden alınmıştır. Bu toprağa dikilen çimlenmiş fasulye tohumlarına farklı konsantrasyonda uygulanan Cd , Ni ve Pb ağır metallerinin bitkide biriken miktarları ve topraktaki miktarları; kontrol bitkisi ve toprağı ile karşılaştırılmıştır. Bitkilerin gelişiminden sonra bitkinin çeşitli kısımlarındaki (kök, gövde ve yaprak) ağır metal içerikleri ICP-OES cihazı ile analiz edilmiştir.Analiz sonuçları incelendiğinde; üç farklı metal uygulamasının bitki kısımlarını (kök, gövde ve yaprak) farklı şekillerde etkilediği , her metal ugulamasında meydana gelen anatomik ve morfolojik farklılıkların birbirinden farklı olduğu anlaşılmıştır. Bitki kökleri, gövde ve yapraklar ile karşılaştırıldığında daha yüksek miktarda ağır metal içerdiği ve en fazla etkilenen organların kökler olduğu anlaşılmıştır. Bu üç farklı metal içerisinde ise bitki boyunu ve gelişimini Ni'in, Pb ve Cd'ye göre daha fazla etkilediği anlaşılmıştır. Her metalin uygulama farklılığına göre farklı şekillerde etkilediği ve farklı tepkilerin oluşmasına neden olduğu anlaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Akümülasyon, ağır metal stresi, kadmiyum, nikel, kurşun, Phaseolus vulgaris The aim of this study was to determine the accumulation, the way of transportation and anatomical and morphological alterations caused by exogenously applied Cd (0, 20 , 40 , 80 , 160 mgkg?¹), Ni (0, 20 , 40 , 80 , 160 mgkg?¹) and Pb (0, 50 ,100, 200 , 400 mgkg?¹).The soil samples were collected from unpolluted and agriculture free areas. The amount of plant accumulated and residual heavy metals in soil (Cd, Ni and Pb) were compared with non-treated control plants and soil samples. Heavy metals content of various parts of the plants (root, stem and leaf) were analyzed by using ICP-OES.The results of analizes showed that the heavy metal treatments influenced various parts of plants differently. The most influenced parts of the plants was roots and heavy metal acumulation in the roots was more than other parts of plants. The nickel affected plant length more than other metals. The way of heavy metal treatments affected the plants differently and the plants showed different response for different heavy metals.Key words: Accumulation, heavy metal stress, cadmiyum, nickel, lead, Phaseolus vulgaris. 86

Bu çalışmanın amacı, atıksu arıtma tesisinden alınan yaş ve kuru çamurda yetişenTriticum aestivum L. ve Beta vulgaris L.' in farklı dokularında ağır metallerin (As, Cd,Co, Cr, Cu, Ni, Se, Pb, Zn ve Fe) taşınımını belirlemektir. Toprak ve çamurun farklıkarışımları (yaş çamur için %10?25?50 ve kuru çamur için %2?5?10, w/w)denenmiştir.Deneyler için kullanılan toprak numuneleri kirlenmemiş ve tarım arazilerinden uzakalanlardan alınmıştır. Bu çalışmada öncelikle toprak ve atık çamur karakteristikleri (pH,iletkenlik, katı ve organik madde, toplam kjeldahl azotu, fosfor ve potasyum)incelenmiştir. Bitkilerin farklı dokularındaki ağır metallerin konsantrasyonlarınınbelirlenmesi ICP-OES ile yapılmıştır.Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar her iki bitkinin köklerinin bunların gövde veyapraklarından daha yüksek miktarda ağır metal biriktirdiğini göstermiştir. Ayrıca,kuru çamur ortamında yetişen bitkiler yaş çamur uygulamasındaki bitkiler ilekarşılaştırıldığında daha yüksek miktarda ağır metal biriktirdiği belirlenmiştir.Anahtar Kelimeler: Atık çamur, ağır metal, Triticum aestivum, Beta vulgaris The aim of this study was to determine of heavy metal (As, Cd, Co, Cr, Cu, Ni, Se, Pb,Zn ve Fe) movement in different tissues of Triticum aestivum and Beta vulgaris weregrown in wet and dry sewage sludge collected from wastewater treatment plant.Different combinations of soil and sludge (for wet sludge 10, 25, 50 % and for drysludge 2, 5, 10 % , w/w) were tested.Soil samples that were used for experiments were taken from the areas thatuncontaminated and far from the agricultural fields. Primarily characteristics of soil andsewage sludge (pH, conductivity, solid, organic substance, total kjeldahl nitrogen,phosphorus and potassium) were investigated in this study. Determinations of the heavymetal concentrations in different tissues of plants were carried out by ICP-OES.The results obtained from this study indicated that roots of both plants wereaccumulated higher amount of heavy metals than their shoots and leaves. Furthermore,the plants grown in dry sewage media were accumulated higher heavy metalconcentrations corresponding to wet in plants in dry sewage sludge applications.Keywords: Sewage sludge, heavy metal, Triticum aestivum, Beta vulgaris 93