6 results on '"Demirdağ, Ahmet"'
Search Results
2. Threat Perception and Perspective Taking as Mediators Between Competitive Victimhood and Evaluations of Collective Action: The Gezi Park Protests
- Author
-
Demirdağ, Ahmet and Hasta, Derya
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
3. İnsanlıktan Uzaklaştırmanın Barış Sürecini Destekleme Niyeti Üzerindeki Etkisi
- Author
-
Demirdağ, Ahmet, primary and Hasta, Derya, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
4. Siyasal Görüş ve Tehdit Algısı Arasındaki İlişkide Sistemi Meşrulaştırmanın Aracı Rolü
- Author
-
Demirdağ, Ahmet, Hasta, Derya, and Çavdar, Aybike
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
5. Barış sürecinin desteklenmesinde insanlıktan uzaklaştırmanın etkisi
- Author
-
Demirdağ, Ahmet, Hasta, Derya, and Psikoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Psikoloji ,Peace process ,Turks ,Kurdish question ,Essentialism ,Psychology ,Kurdish ,Scales ,Infrahumanization ,Social psychology - Abstract
Türkiye'de, 2013 yılı başlarında, Kürt sorununa çözüm bulmak amacıyla `barış süreci` olarak adlandırılan bir süreç başlatılmıştır. Toplumun önemli bir bölümü hükümet tarafından başlatılan bu sürece destek verirken bir bölümü ise sürece karşı çıkmaktadır. Bu tez kapsamında yapılan iki çalışmada, barış sürecini destekleme düzeyi insanlıktan uzaklaştırma kuramı (Leyens ve ark., 2000) çerçevesinde ele alınmıştır. Kurama göre, insanlar üyesi oldukları grupların üyesi olmadıkları gruplardan daha fazla insani öz taşıdığına inanmaktadır. Örneğin, hem insandaki hem de diğer canlılardaki özü yansıtan birincil duyguları iç grup ve dış gruba yakıştırmada herhangi bir yanlılık gösterilmezken; yalnızca insani özü yansıtan ikincil duygular iç gruba daha çok yakıştırılmaktadır. Duygusal düzeyde iç grup lehine gerçekleşen bu yanlılık, insanlıktan uzaklaştırma eğilimi olarak adlandırılmaktadır. İnsanlıktan uzaklaştırma eğilimi dış gruplara yönelik tutum ve davranışlarımıza olumsuz olarak yansımaktadır. Başka bir ifadeyle, dış gruplara daha az insani öz atfetme eğilimimiz onlara yönelik daha olumsuz tutum ve davranışlar sergilememiz ile sonuçlanmaktadır. Benzer şekilde, dış grup üyeleri kendilerini insana özgü duygularla ifade ettiklerinde bu duyguları onlara yakıştırmadığımız için onlara görece nahoş ve olumsuz tepkiler veririz. Bu kavramsal çerçeveden hareketle iki çalışma tasarlanmıştır. Bu iki çalışmada kullanılan ölçekler ile ikinci çalışmanın manipülasyonunda kullanılan duyguların geliştirilmesi için bir ön çalışma yapılmıştır. İlk çalışmada, bir iç grup ya da dış grup üyesi tarafından yapılan barış sürecini desteklenmeye yönelik çağrının, çağrıyı yapana birincil ve ikincil duygu atfetme düzeyi ile çağrının desteklenme düzeyi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bunun için 2(katılımcının grubu: Kürt ve Türk) X 2(barış çağrısını yapanın grubu: Kürt ve Türk) faktöriyel desenine uygun deneysel bir çalışma yapılmıştır. Bulgular, barış sürecini destekleme çağrısı bir iç grup üyesi tarafından yapıldığında, Türk katılımcıların çağrıyı yapana daha fazla ikincil duygu atfettiğini ve barış sürecini daha fazla desteklediğini ortaya koymuştur. Kürt katılımcılar da aynı çağrı bir iç grup üyesi tarafından yapıldığında, çağrıyı yapana daha fazla ikincil duygu atfetmiştir, ancak Kürt katılımcıların barış sürecini destekleme düzeyleri çağrıyı yapanın grup üyeliğine göre değişiklik göstermemiştir. İkinci çalışmada, bir iç grup ya da dış grup üyesi tarafından barış sürecini desteklemeye yönelik yapılan çağrıya birincil duygu (pozitif ve negatif) ya da ikincil duygu (pozitif ve negatif) eklenmiştir. Böylece, bir iç grup ya da bir dış grup üyesi tarafından yapılan barış sürecinin desteklenmesi çağrısının birincil duygu ya da ikincil duygu kullanılarak yapılmasının çağrıyı yapana yönelik birincil ve ikincil duygu atfetme düzeyi ile çağrının desteklenme düzeyi üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, Türk ve Kürt katılımcılardan 2(barış süreceni destekleme çağrısı yapanın etnik kimliği: Türk-Kürt) X 2(Duygu türü: birincil duygu-ikincil duygu) X 2(duygu değeri: pozitif duygu-negatif duygu) faktöriyel deseninde veri toplanmıştır. İkinci çalışmadan elde edilen bulgular, hem Türk hem de Kürt katılımcıların barış sürecinin desteklenmesi çağrısını ikincil duygular kullanarak yapan iç grup üyesine oranla dış grup üyesine daha az ikincil duygu atfettiklerini (insanlıktan uzaklaştırdığını) ve dış grup üyesinin çağrısını daha az desteklediklerini ortaya koymuştur. Barış sürecini destekleme çağrısı birincil duygular kullanılarak yapıldığında, iç grup lehine herhangi bir yanlılık gözlenmemiştir. Çalışmalardan elde edilen bulgular inanlıktan uzaklaştırma kuramı çerçevesinde tartışılmıştır. In the beginning of 2013, a process called `peace process` was initiated by Turkish Government in order to find a solution to the Kurdish Question. According to public opinion polls, approximately two third of the society supports this process while the remaining objects. In this thesis, through two studies the level of support on the peace process is examined in the conceptual framework of infrahumanization theory (Leyens et al., 2000). According to the theory, people are inclined to associate in group members with human essence more than out group members. For example, whereas people do not show any bias in attributing non-uniquely human emotions (primary emotions) to ingroup and outgroup, they tend to attribute more uniquely human emotions (secondary emotions) to ingroup than to outgroup. This emotional bias is defined as infrahumanization tendency. Infrahumanization tendency results in negative attitudes and behaviors toward outgroups. In other words, our tendency of ascribing less human essence to outgroups leads to more negative attitudes and behaviors toward them. Similarly, when outgroup members express themselves with uniquely human emotions, they are reacted negatively and unpleasantly since they are not believed to possess these emotions. Two studies were designed based on this conceptual framework. Prior to main studies, a pilot study was carried out to develop the scales used in the main studies and to develop the emotion words used in the manipulation of the second study. The first study investigates level of ascribing primary and secondary emotions to the ingroup and outgroup and the level of support on the peace process when a call in support of the peace process is made by an ingroup or outgroup member. To this end, an experimental study with 2(participant group: Turkish-Kurdish) X 2(group of the person who made the peace call: Turkish-Kurdish) factorial design was conducted. The findings showed that Turkish participants attributed more secondary emotions to the person who made the call in support of the peace process and supported the peace process more when the peace call was made by an ingroup member. Kurdish participants attributed more secondary emotions to the person who made the call in support of the peace process as well when the peace call was made by an ingroup member. However, Kurdish participants did not show any bias in the level of support on the peace process in favor of the ingroup member. In the second study, primary emotions (positive and negative) or secondary emotions (positive and negative) were added to the call in support of the peace process which is made either by an ingroup or outgroup member. Through this manipulation, it was aimed to examine the level of attribution of primary and secondary emotions to the ingroup and outgroup members as well as the level of support in peace process when ingroup and outgroup members use primary or secondary emotions in tehir peace call. To this end, an experimental study with a 2(participant group: Turkish-Kurdish) X 2(the ethnic identity of the person who made the call in support of peace process: Turkish-Kurdish) X 2(emotion type: Primary emotion-secondary emotion) X 2(emotion valence: Positive emotion-negative emotion) factorial design was conducted. The findings showed that both Turkish and Kurdish participants associated the outgroup member with secondary emotions less than the ingroup member when the peace call was made with secondary emotions (uniquley human emotions); and accordingly, they supported the peace process less when the peace call was made with secondary emotions by the outgroup member. No such bias was observed in favor of the ingroup member when the peace call was made with primary emotions. The results were discussed within the framework of infrahumanization theory. 148
- Published
- 2014
6. Şişen zeminler ve bir kilin şişme basıncına kireç katkısının etkisi
- Author
-
Demirdağ, Ahmet, Sağlamer, Ahmet, and Diğer
- Subjects
Soil ,Swell pressure ,Clay ,Lime ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering ,Geotechnics - Abstract
ÖZET Şişebilen zeminlerin su alması veya zeminin üzerindeki basıncın herhangi bir nedenle azalması sonucunda şişme adı verilen önemli hacim değişiklikleri oluşmaktadır. Bu hacim değişikliği bir çok mühendislik yapısı için önemli derecede tehlike arz etmektedir. Zeminlerin şişme davranışının önceden belirlenmesi ve etki eden faktörlerin incelenmesi ile oluşabilecek zararlara karşı önlem alınması mümkün olacaktır. Bu çalışmada şişen zeminler üzerine yapılmış literatür çalışmaları incelendikten sonra İstanbul ili Çatalca ilçesi yöresinde bulunan bir araziden alınan örselenmiş numuneler üzerinde İ.T.Ü Zemin Mekaniği laboratuvarında bir seri deneyler yapılmıştır. Deneylerin birinci kısmında farklı başlangıç su muhtevasının ve kuru birim hacim ağırlığında kompaksiyon numuneleri üzerinde konsolidasyon deney aletinde şişme basınçları belirlenmiştir. Elde edilen deney sonuçlarına göre çizilen grafiklerden su muhtevasının artması ile şişme basıncının azaldığı görülmüştür. Bununla beraber kuru birim hacim ağırlığının artması ile şişme basıncı artmaktadır. Fakat su muhtevasının çok düşük değerlerinde elde edilen düşük kuru birim hacim ağırlıkları için çok yüksek şişme basıncı değerleri elde edilmiştir. İkinci kısımda, belirli oranlarda kireç katılarak aynı şartlarda numuneler hazırlanmış ve deneyler tekrarlanmıştır. Bu şekilde kireç içeriğinin şişme basıncını ne şekilde etkilediği incelenmiştir. Deneylerin sonuçlarına göre kireç katılması ile şişme basıncının azaltılabileceği tesbit edilmiştir. v SUMMARY EXPANSIVE SOILS AND EFFECTING OF LIME ON THE SWELLING PRESSURE OF A CLAY In this study, a summary of the state of the art knowledge of expansive sous were outlined and a number of laboratory tests were conducted on the samples which were prepared by Modify Compaction mold. The possibility of damage to structures due to swelling of clays is complicated by the problem of idendifiying, at the outset of an expansion characteristics. in many parts of the world, the possibility of demage to structures due to the swelling of clays constitutes a severe problem in design and construction. In recent years, considerable progress has been made in clarifying the mechanism of swelling in soils, in understanding the behavior of expansive soils, and in developing technigues for handling swelling soils in engineering practice. However, the problem of identifying, at the outset of an investigation, those soils likeiy to posses undesirable expansive chracteristics remains one of the most throublesome phases of the subject. Identification of expansive soils is very useful! for understanding of the swelling behavior of soils. There are three different methods of identification, of the expansive soils. These are mineralogica! identification, indirect methods and direct measurement. Expansiveness of a soil is related to the clay mineral type of soil and amount of the clay. Hence, the swelling potential of any clay can be evaluated by identification of the clay mineral type. VTindirect methods of identification of expansive sous have been approached by many investigations around the world. Such methods may include *lndex Properties *USBR Classification *Aktivity.P.V.C. Meter *Soil Suction The Plasticity index and the Liquid Limit are usefull indices for determining the swelling characteristics of most clays. The swell potential is presumed to be related to the opposite property of linear shrinkage measured in a very simple test. The grain size and the amount of clay content have a bearing on the swelling potential of expansive soils. The clay content as wel as the Atterberg Limits should be included in the routine laboratory investigation on expansive soils. USBR Classification and P.V.C. are usefull methods for understanding the swelling behavior of expansive soils. Another term that is being increasingly used to explain expansive soil behavior is Soil Suction. But the actual aplication of soil suction in geotechnical consulting practice is stiiriimited. Soil suction is a parameter describing the state of soil and indicates the intensity with which it will attract water. The techniques available for the perdiction of swelling potential and swelling pressure fail into three groups. These are swell oedometer test, soil suction and emprical techniques. Recently, American Society for Testing Materials (ASTM) standardized the swell oedometer test procedures under the designation. VIIThis standard describes three alternate oedometer testing procedures to evaluate the anticapeted volume changes. ASTM defines swelling pressure as the pressure which prevents the specimen from swelling or that pressure which is required to return the specimen back to its original state (Void Ratio, Height) after swelling. The main factors effecting volume change are : * Soil Type * Structure * Dry Density * Moisture Content * Permeability * Thickness of Soil Stratum * Insitu Stress Conditions * Externally Applied Loads Method of Compaction for Remolded Samples Time Required for the Tests * Degree of Saturation * * Many empirical correlations have been made between routinely determined soil properties, such as Atterberg Limits, and magnitudes of from case histories or laboratory swell tests. This approach fails distinguish between the two major components involved, and actually attempts to correlate the Atterberg Limits, which should reflect the clay mineralogy and thus intrinsic expansiveness, with the observed swell which is due to the particular moisture change used in test procedure. However, a significant degree of success has been achieved with some of these methods. vmOn the other hand, the high degree of swelling is harmful! to engineering strustures and it may be required to control. A lot of stabilization methods have been developed for reducing of swelling. One of them that has been known to engineers all over the world is the use of lime. Lime is a favourable agent to reduce the swelling of soils. It is generally recognized that the addition of lime to expansive clays reduces the plasticity of the soil and, hence, its swelling potential. The chemical reaction occuring between lime and soil is quite complex. The amount of lime required to stabilize the expansive soil ranges from two to eight percent by weight. The basic lime stabization process includes in-place mixing, plant mixing and pressure injection. In this investigation, clayey soil sample which show high swelling have been tested. The clay used in laboratory test was brought to the laboratory from a construction area in Çatalca. The properties of the sample such as the Atterberg Limits; colloid contents, dry density and optimum water content were obtained by utilizing routine laboratory tests. The sampie which were used in the consolidemeter swelling test have been prepared by Modify Compaction Mold. The swelling pressures of ail samples which were at different initial moisture content and dry density were obtained. In the second part of the laboratory studies, the effect of lime on the swelling pressure was investigated. At the above initial conditions, samples included different percent of lime were prepared and the swelling pressures were obtained in consolidemeter test. Also, for each percent of lime content, the index properties of the samples were obtained. When the reieationship between initial moisture content and swelling pressure was plotted, it was seen that when initial moisture content increases, swelling pressure decreases. However, acording to the variation of initial dry density versus swelling pressure; when dry density increases, swelling pessure increases. IXThe same graphics were plotted for test results were obtained for lime included samples. The resuls of the laboratory tests indicate that the use of lime reduces swelling pressure. When percentage of lime increases, swelling pressure decreases. x 64
- Published
- 1994
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.