Search

GİRİŞ ve AMAÇ: Human paraoksonaz-1 (PON1), oksidatif strese karşı çalışan endojen antioksidan moleküllerden biridir. Bu çalışmada akut bronşiolitli çocuklarda serum PON1 aktivitesini araştırmayı amaçladık.YÖNTEM ve GEREÇLER: Akut bronşiyolitli 3-21 aylık 29 çocuk ile yaş uyumlu 35 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edildi. Bronşiolit hastaları hafif (% 65) ve orta (% 35) olarak sınıflandırıldı. Akut bronşiolitli hastalar ile kontrol grubu arasında PON1'in paraoksonaz ve arilesteraz aktiviteleri karşılaştırıldı.BULGULAR: Akut bronşiyolitli çocukların paraoksonaz aktivitesi sağlıklı kontrollere göre daha düşüktü, ancak fark anlamlı değildi (127.53 ± 64.17 U / L'ye karşı 153.95 ± 74.40 U / L) (p = 0.13). Hafif ve orta derecede bronşiyolitli çocuklarda arilesteraz aktivitesi kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha azdı (142.43 ± 56.60 kU / L ve 103.05 ± 26.03 kU / L'ye karşılık 201.09 ± 57.26 kU / L) (p, INTRODUCTION: Human paraoxonase-1 (PON1) is one of the endogenous antioxidant molecules working against oxidative stress. We aimed to investigate serum PON1 activity in children with acute bronchiolitis.MATERIALS and METHODS: A total of 29 children aged between 3-21 months with acute bronchiolitis and 35 age-matched healthy controls were included in the study. Bronchiolitis patients were further classified as mild (65%) and moderate (35%). Paraoxonase and arylesterase activities of PON1 were compared between patients with acute bronchiolitis and the control group.RESULTS: Paraoxonase activity of children with acute bronchiolitis was lower than healthy controls but the difference was not significant (127.53 ± 64.17 U/L versus 153.95 ± 74.40 U/L) (p=0.13). Arylesterase activity was significantly decreased in children with mild and moderate bronchiolitis in comparison to the control group (142.43± 56.60 kU/L and 103.70± 26.03 kU/L versus 201.09± 57.26 kU/L) (p

Kawasaki hastalığı KH , özellikle 5 yaş altı çocuklarda ortaya çıkan bir multistem vaskülitidir. KH’nın klinik karakteristiği 5 günü geçen açıklanamayan ve uzamış ateşe ek olarak yaygın mukoza inflamasyonu, iki taraflı pürülan olmayan konjuktivit, eritematöz deri döküntüleri, el ve ayaklar üzerinde anjiyoödem ve boyunda lenfadenopatidir. Kawasaki şok sendromu KŞS , KH’nın nadir ve ciddi bir formudur. Komplikasyonları önlemek için çoçuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları ve yoğun bakım uzmanlarının KH’nın bu az görülen başvuru şekli ile ilgili farkındalığı olmalıdır. Biz burada Kawasaki şok sendromlu 2 yaşında bir erkek hasta sunduk, Kawasaki disease KD is an acute multisystem vasculitis that occurs principally in children younger than 5 years of age. The clinical characteristics of KD include diffuse mucosal inflammation, bilateral nonpurulent conjunctivi- tis, erythematous skin rashes, angioedema over the hands and feet, and cervical lymphadenopathy in addition to pro- longed and unexplained fever lasting for >5 days.Kawasaki disease shock syndrome KDSS is rare and severe form of KD. Pediatricians and intensive care unit professionals should be aware of this uncommon presentation of KD to prevent complications. Here in we presented a 2-years old male patient with Kawasaki shock syndrome KSS

Sütçocukluğunun vitamin B12 eksikliği, nörogelişimsel gecikme ve hastalıkların tedavi edilebilir nedenlerinden biridir. Çoğunlukla vitamin B12 eksikliği olan annelerden doğup, yalnızca ve uzun süre anne sütü ile beslenen bebek- leri etkiler. Bu vitamin eksikliği ülkemizde yaygındır. Gecikmiş tanı ve tedavi kalıcı nörolojik sonuçlara yol aça- bilir. Burada, kliniğimize kusma, yutma güçlüğü, hipotoni ve tremor ile gelen 12 aylık ilginç bir hasta sunduk, Infantile vitamin B12 deficiency is one of the treatable causes of neurodevelopmental delay and disorders. It mostly affects exclusively prolonged breastfed infants born to vitamin B12 deficient mothers. This vitamin defiency is common in our country. Delayed diagnosis and treatment may lead to permanent neurological outcomes. Herein, we reported an interesting case of a 12-month-old patient who was admitted to our clinic with vomiting, dysphagia, hypo- tonia and tremor

Hiperimmunglobulin E sendromu HİES , artmış serum IgE düzeyleri, yineleyen cilt abseleri akciğer enfeksiyonla- rı, egzamatöz dermatit, iskelet ve diş anormallikleri ile karakterize primer immun yetersizlik ve multisistem hasta- lığı olarak tanımlanır. Ayrıca hastaların bazılarında muko- kütanöz kandida enfeksiyonu, molloskum kontagiozum, herpes zoster, herpes simpleks gibi ağır, yineleyici mantar ve virüs enfeksiyonları gösterilmiştir, Hyperimmunoglobulin E syndrome HIES has been descri- bed as a primary immunodeficiency and multisystem disor- der characterized by elevated serum IgE levels, recurrent skin abscesses, pulmonary infections, eczematous dermatitis, skeletal and dental abnormalities. In addition, severe recur- rent fungal and viral infections including mucocutaneous candidiasis, molluscum contagiosum, herpes zoster and herpes simplex were noted in some patients

Akut poststreptokoksik glomerulonefrit çocuklardaki akut hipertansiyonun en sık nedenlerinden biridir. Reverzibl posteriyor ensefalopati sendromu PRES , sıklıkla bilinen hipertansiyon veya immunsupresif ilaç kullanımı durumlarında ortaya çıkan bir klinik-radyolojik tablodur. PRES’in karakteristik semptomları baş ağrısı, kusma, görmede bozukluklar, bilinç değişiklikleri ve nöbetlerdir. Nörolojik sistem görüntülemelerinde en sık görülen anormallik, beyin hemisferlerininin arka bölgelerinde, özellikle pariyetooksipital bölgede, ak ve gri maddeyi tutan bilateral ödemdir. Burada, akut baş ağrısı, bilinç değişikliği, nöbet ile başvuran ve APSGN’ye bağlı PRES tanısı alan 11 yaşında bir erkek hastayı sunduk., Acute poststreptococcal glomerulonephritis APSGN is one of the most common causes of acute hypertension in children. Posterior reversible encephalopathy Syndrome PRES is a clinico-radiological picture which emerges commonly in the setting of known hypertension or use of immune suppressive agents. Characteristic symptoms of PRES include headache, vomiting, visual disturbances, changes in consciousness and seizures. The most common abnormality on neuroimaging is bilateral edema involving the white and grey matter in the posterior regions of cerebral hemispheres, especially in the parietooccipital regions. We reported herein a 11-year male patient who presented with acute headache, change in consciousness, seizure and was diagnosed PRES -related APSGN

INTRODUCTION: Human paraoxonase-1 (PON1) is one of the endogenous antioxidant molecules working against oxidative stress. We aimed to investigate serum PON1 activity in children with acute bronchiolitis.

We report a 13-year-old boy who (initially) had symptoms of toxic shock-like syndrome and mumps. Then, the patient was hospitalized in the pediatric intensive care unit (PICU) because of his ongoing hemodynamic instability (low blood pressure of 70/30 mm Hg and capillary refill time of > 4 seconds). During his stay in the PICU, the patient was treated with fluid resuscitation and vasoactive infusion and at the same time was diagnosed with Kawasaki disease shock syndrome (KDSS), when giant right coronary artery aneurysms were detected on echocardiographic examination. This case illustrates the risk of KDSS in patient who carries both parotitis and toxic shock-like syndrome. The clinicians should be cautious about detecting any types of coronary artery aneurysms in such patients. This is the first case of KDSS associated with parotitis reported in the literature.

Systemic lupus erythematosus (SLE) is a systemic, chronic, inflammatory, autoimmune disease characterized by multi-organ and - system involvement such as the kidneys and hematologic and central nervous systems. The clinical presentation of the disease is extremely variable. Systemic findings, nephritis, neuropsychiatric disease, and cytopenia are more common in children than in adults at presentation. Chorea typically manifests with jerky, involuntary, and purposeless movements, involving the face, four limbs, and neck. In addition, patients suffer from dysarthria, gait disturbance, and neuropsychiatric symptoms. Chorea can be the first finding of SLE during childhood. Herein we reported a 13-year female patient who presented with movement and speech disorders and who was diagnosed chorea-related SLE.

Objective: Oxidative stress in obese children may lead in adulthood serious conditions such as coronary heart diseases or type 2 diabetes mellitus. In childhood oxidative stress is associated with insulin resistance or extreme obesity. In this study, we aimed to evaluate oxidative stress status in moderately obese children without insulin resistance. Methods: A total of 38 obese children (21 male, 17 female) without insulin resistance, mean aged 9.4±3.8 years) and 51 normal weight children (25 male, 26 female) as the control group, mean aged 9.3±3.9 years) were enrolled to the study. Total oxidative status (TOS), total antioxidant capacity (TAC) were measured and oxidative stress index (OSI) was calculated. Results: The results reveal that obese children had lower TAC than normal weight children (2,27±0,28 vs. 2.76±0.35 mmol Trolox Eq./L; p, Amaç: Obez çocuklardaki oksidatif stres, erişkin dönemde koroner kalp hastalıkları veya tip 2 diyabet gibi ciddi durumlara öncülük edebilir. Çocukluktaki oksidatif stres insülin direnci veya ileri derece obezite ile ilişkilidir. Biz bu çalışmada, insulin direnci olmayan orta düzeyde obez çocuklarda oksidatif stres durumunu değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: İnsülin direnci olmayan 38 obez çocuk (21 erkek,17 kız, ortalama yaş 9,4±3,8 yıl) ve kontrol grubu olarak 51 normal ağırlıklı çocuk (25 erkek, 26 kız, ortalama yaş 9,3±3,9 yıl) çalışmaya alındı. Total oksidatif durum (TOD), total antioksidan kapasite (TAK) ölçüldü ve oksidatif stres indeksi (OSİ) hesaplandı. Bulgular: Sonuçlar obez çocukların normal ağırlıklı çocuklardan daha düşük TAK\'a sahip olduğunu ortaya koydu (2,27±0,28 ve 2,76±0,35 mmol Trolox Eq./L; p