14 results on '"Coşgun, Melih"'
Search Results
2. ANALYSIS OF POSTGRADUATE THESES ON THE CONCEPT OF INTERSECTIONALITY (2011-2022)
- Author
-
COŞGUN, Melih, primary and TÜRKÖZ, Şükrü, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. KATOLİK EVRENSELCİLİK VE MARKSİST ENTERNASYONALİZM'DE SİYASETİN NİTELİĞİ ÜZERİNE BİR KARŞILAŞTIRMA.
- Author
-
ZARPLI, Çağdaş and COŞGUN, Melih
- Subjects
- *
CATHOLICS , *PRACTICAL politics , *INTERNATIONALISM - Abstract
The aim of this study is to make a critical but primarily comparative analysis of the Catholic faith and Marxist thought in the context of the political manifestations of the individual, society and the state. The first focus of the study is the Catholic Christianity belief and the fundamental teachings of clergy/ philosopher such as Saint Augustine, Saint Paulus, Salisbury’s John and Thomas Aquinas, who produced their theories within this belief system. Another crucial point is Marxist internationalism, without overlooking the importance of the integrity of Marxist thought, but in order not to detach from the context of the study. The similarities between these two seemingly unrelated phenomena will constitute the main route of the study. On the other hand, the differences will also be addressed at the conceptual level. As a result of the study, with the claim that Catholic Christianity is open to everyone regardless of nationality in its divine discourse, the similarities such as Marxism's rebuttal of nationalism, the ideal of a universal divine empire (state of god) and internationalist communism based on faith, the ideal of equality of all people, reaching a final conclusion of a linear and progressive understanding of history, being the main basis of justice for the legitimacy of the rebellion, similarities such as the approach transforming individualism emerged in the form of free will into socialism with the call for unity have been reached. On the other hand, it is inevitable that there are differences in comparing a belief system and a worldview due to ontological reasons. In this context, besides the aforementioned similarities, it has also been observed that there are divergences regarding the human nature, the divine law/humanmade law dichotomy, regime and the origin of the state. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
4. Turkey between Secularism and Césaropapism
- Author
-
COŞGUN, Melih and ZARPLI, Çağdaş
- Subjects
Social ,Sezaropapizm,Laiklik,Diyanet İşleri Başkanlığı,Devletin İdeolojik Aygıtları,Türkiye ,Sosyal ,Césaropapism,Secularism,Presidency of Religious Affairs,Ideological State Apparatuses,Turkey - Abstract
Bu çalışma iki ana temadan oluşmaktadır. Çalışma ilk olarak; din ile arasına mesafe koyma gibi bir hedefi varmış görünen Cumhuriyetin kurucu kadrolarının aslen, dini kontrol altında tutma güdüsüne odaklanmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Laik” örüntülerden ziyade “Sezaropapist” bir düşünceye sahip olduğu iddia edilmektedir. Toplumsal hayata ilişkin bir takım pratik kopuşlar (alfabe değişikliği, kıyafet kanunları, Ezan’ın Türkçeleştirilmesi gibi) sağlansa da asıl olarak yönetim kadroları ve kurumsal yapılar Osmanlı’nın devamı niteliğindeydi. Çalışmada odaklanılan diğer kısım bu bağlamda ortaya çıkmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığı, bir yandan devletin kontrolü altında dinin düzenlemesini sağlamak için kullanılırken; diğer yandan bu kurum, dini inançların toplumsal hayatı biçimlendirme potansiyeline sahipliği nedeniyle “devletin ideolojik aygıtı” olarak siyasal elitler tarafından manipüle edilmektedir. Çalışmada varılan sonuç, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik değil aksine Sezaropapist nitelikte olduğu ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın; tarihsel, politik ve sosyolojik birtakım örneklerle desteklenerek “devletin ideolojik aygıtı” halini almasıdır., This study consists of two main themes. The study primarily focuses on the founding cadres of the Republic, who seemed to have a goal of keeping distance from religion, had the motive of keeping religion under control. In this context, the main claim of the study is that the Republic of Turkey has a "Césaropapist" thought rather than "Secularist" patterns. Even though some practical disengagements regarding to the social life, such as the change of alphabet, regulations for dress, reciting the call to prayer in Turkish, were implemented, administrative staff and institutional structures continued to carry the characteristics of Ottoman Empire. While the existence of the Presidency of Religious Affairs is used to ensure the regulation of religion under the control of the state; On the other hand, this institution is manipulated by the political elites as the "ideological state apparatus" since religious beliefs have the potential to shape social life. The result of the study is that the Republic of Turkey is not secular, on the contrary, Césaropapist, and the Presidency of Religious Affairs has become the "ideological state apparatus", supported by some historical, political and sociological examples.
- Published
- 2022
5. Laiklik ve sezaropapizm kıskacında Türkiye
- Author
-
Coşgun, Melih and Zarplı, Çağdaş
- Subjects
Türkiye ,Ideological State Apparatuses ,Secularism ,Presidency of Religious Affairs ,Turkey ,Laiklik ,Césaropapism ,Diyanet İşleri Başkanlığı ,Sezaropapizm ,Devletin İdeolojik Aygıtları - Abstract
This study consists of two main themes. The study primarily focuses on the founding cadres of the Republic, who seemed to have a goal of keeping distance from religion, had the motive of keeping religion under control. In this context, the main claim of the study is that the Republic of Turkey has a "Césaropapist" thought rather than "Secularist" patterns. Even though some practical disengagements regarding to the social life, such as the change of alphabet, regulations for dress, reciting the call to prayer in Turkish, were implemented, administrative staff and institutional structures continued to carry the characteristics of Ottoman Empire. While the existence of the Presidency of Religious Affairs is used to ensure the regulation of religion under the control of the state; On the other hand, this institution is manipulated by the political elites as the "ideological state apparatus" since religious beliefs have the potential to shape social life. The result of the study is that the Republic of Turkey is not secular, on the contrary, Césaropapist, and the Presidency of Religious Affairs has become the "ideological state apparatus", supported by some historical, political and sociological examples. Bu çalışma iki ana temadan oluşmaktadır. Çalışma ilk olarak; din ile arasına mesafe koyma gibi bir hedefi varmış görünen Cumhuriyetin kurucu kadrolarının aslen, dini kontrol altında tutma güdüsüne odaklanmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Laik” örüntülerden ziyade “Sezaropapist” bir düşünceye sahip olduğu iddia edilmektedir. Toplumsal hayata ilişkin bir takım pratik kopuşlar (alfabe değişikliği, kıyafet kanunları, Ezan’ın Türkçeleştirilmesi gibi) sağlansa da asıl olarak yönetim kadroları ve kurumsal yapılar Osmanlı’nın devamı niteliğindeydi. Çalışmada odaklanılan diğer kısım bu bağlamda ortaya çıkmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığı, bir yandan devletin kontrolü altında dinin düzenlemesini sağlamak için kullanılırken; diğer yandan bu kurum, dini inançların toplumsal hayatı biçimlendirme potansiyeline sahipliği nedeniyle “devletin ideolojik aygıtı” olarak siyasal elitler tarafından manipüle edilmektedir. Çalışmada varılan sonuç, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik değil aksine Sezaropapist nitelikte olduğu ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın; tarihsel, politik ve sosyolojik birtakım örneklerle desteklenerek “devletin ideolojik aygıtı” halini almasıdır.
- Published
- 2022
6. Liberalleşme Eğilimlerinin Turizm Sektörüne Etkileri: Türkiye Örneği
- Author
-
COŞGUN, Melih and ALKAN, Ali Davut
- Subjects
Hospitality Leisure Sport and Tourism ,Otelcilik, Konaklama, Spor ve Turizm ,Turizm İşletmeciliği,Turzim Sektörü,Liberalizm - Abstract
Turizm bütün dünyada özellikle 1950’li yıllardan sonra sürekli bir gelişim göstermiş ve günümüzde ülkelere en çok katma değer sağlayan, istihdam yaratan ve döviz getiren endüstrilerden bir olmuştur. Bu kapsamda turizm işletmelerinin yönetimi, elde edilen kazanca ve sağlanan istihdama doğrudan katkı sağlaması bakımından ülkeler için oldukça önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’deki turizm işletmelerinin, 1950 yılından günümüze kadar olan süreçte liberal anlayıştan ne şekilde ve ölçüde etkilendiklerinin tespitine çalışılmıştır. Bu kapsamda öncelikle devletin kalkınma planlarının arından da serbest piyasanın turizm ile ilgili attığı adımlar ve yapılan düzenlemeler ele alınmıştır. Bu süreçte, Türkiye’de özellikle 1980 yılından sonra ekonomik anlamda yaşanan değişim sonrası bir kırılma yaşandığı ve turizm endüstrisinde özel teşebbüs ve dış yatırımcıların mevcudiyetinin arttığı gözlenmiştir. Uluslararası para piyasalarında Türk Lirasının durumunun da Türkiye’nin turizm gelirlerinin değişiminde önemli bir belirleyici olduğu tespit edilmiştir. Teknoloji ve bilgi alanındaki değişimlerin turizm endüstrisine uygulanabilirliği ve turizm işletmelerinin yönetimine katkıları incelenmiştir. Son olarak turizm işletmelerinde liberal anlayışa paralel gelişen ve değişen hususlara (devlet desteği, vergi kolaylıkları vb.) değinilmiştir. Sonuç olarak Türkiye’deki turizm sektörünün liberalleşme eğilimlerinden etkilendiği ve bu paralelde değişim ve gelişim gösterdiği kanaatine varılmıştır.
- Published
- 2020
7. Engellilerin Toplumsal Entegrasyonunda Siyasal Temsil Üzerine Bir Deneme: Türkiye Özürlüsü ile Mutludur Partisi
- Author
-
ERASLAN, Ersin, primary and COŞGUN, Melih, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. POST-TRUTH: HEGEMONYA’NIN YENİ İDEOLOJİK AYGITI.
- Author
-
COŞGUN, Melih
- Abstract
Copyright of Akademik Hassasiyetler is the property of Huzeyfe Suleyman Arslan and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
9. Osmanlı Devleti’nin Duraklama Döneminde Kamu Yönetiminin Islahına Yönelik Öneriler: Koçi Bey, Katip Çelebi ve Defterdar Sarı Mehmet Paşa
- Author
-
SADOĞLU, Hüseyin and COŞGUN, Melih
- Subjects
Kamu Yönetimi,Duraklama Dönemi,Osmanlı Devleti,İdarî Düzenleme - Abstract
Osmanlı devletinin duraklama döneminde yaşanan idarî, malî ve askerîbirtakım sorunlar, kamu politikalarının gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır.Anılan yüzyılın ortalarında sistemin özüne dokunmadan, daha çok uygulamayayönelik öneriler kimi zaman re’sen, kimi zaman da talimatla gündeme gelmiştir.Avrupa’da Machiavelli’ye kadar, Doğu’da ise çok daha uzun süre siyaset vekamu yönetimi üzerine yazılan eserlerin neredeyse tamamı “nasihatname”kabilinden eserlerdir. Bu eserlerde ağır vergilerden, ehil olmayanbürokratlardan, hukuk sistemindeki yozlaşmadan kaynaklanan yönetimselsorunlara daha çok “adalet”, “liyakat” ve “otorite” kavramlarını merkezealan bir perspektiften teşhis konulmakta ve aynı çerçevede bir ıslahat programıönerilmekteydi. Bu çalışma, özellikle Kâtip Çelebi, Defterdar Sarı MehmetPaşa ve son olarak Koçi Bey’in genel olarak “nasihatnâme” olarakadlandırılan ve kamu yönetiminin “ıslâh” edilmesini öngören eserlerininkarşılaştırmalı bir analizini amaçlamaktadır.
- Published
- 2017
10. Johan Galtung ve Chantal Mouffe'da adalet, barış ve uzlaşı kavramları
- Author
-
Coşgun, Melih, Bezci, Bünyamin, and Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Peace ,Siyasal Bilimler ,Political Science ,Justice ,Social reconciliation ,Galtung, Johan ,Conflict resolution ,Social peace ,Conventionalism ,Sociology ,"null" ,Mouffe, Chantal ,Social justice ,Sosyoloji - Abstract
Çalışmanın ilk bölümünde, çatışma ve nedenleri, çözüme içkin yöntemler ve izlenen yolun barış ve adalet ile olan ilişkisi Galtung özelinde ele alınmıştır. Galtung'un kavram haritası belirlenip, yapısal şiddet, temel ihtiyaçlar, aşmak, dönüştürmek, barış, adalet gibi kavramlar çerçevesinde kalıcı, adil bir barışın mümkün olup olmadığı, tezin bu bölümünde cevabını aranan temel sorunsal olarak tercih edilmiştir. Diğer yandan siyasal alanda içkin olarak değinilen uzlaşı kavramının Galtung dizinindeki yeri de ele alınmaktadır. Tezin ikinci bölümünde, Mouffe özelinde, antagonizma, agonizma ve 'siyasal olan' ayrımı bu pasajın temel çizgilerini belirlemiştir. Fiziksel şiddet içermesi bağlamında antagonizma şiddetin başlangıç noktası olarak ele alınmıştır. Antagonizmanın kökenlerine dair yaptığımız tasnifte Derrida, Wittgenstein ve Kant'ın felsefe literatürüne kazandırmış olduğu 'kurucu dışarısı', 'dil oyunları' ve 'evrenselcilik' kavramları tercih edilmiştir. Modernitenin bütünlükçü tavrının antagonizmaya neden olduğunu iddia edilen pasajın ardından, şiddet içermeyen agonizmaya dönüştürülmesi bahsinde post-modernitenin parçacıklı yapıları öngören tavrına vurgu yapılmaktadır. Bu bölümün son kısmında ise siyasal olanın barışın tesis edilmesindeki rolü ve adalet ile olan bağlantıları ele alınmaktadır. Galtung ve Mouffe'un siyaseti kavramsal olarak kavrayış biçimleri, bu önkabullerin neticesinde ortaya çıkan yöntemsel farklılıklar ve nihayetinde tüm bu düşüncelerin siyasal alana yansımaları bağlamında bir karşılaştırma, tezin üçüncü bölümünün ana omurgasını oluşturmaktadır. Galtung'un yapısalcı bir barış-çatışma teorisyeni ve Mouffe'un post-yapısalcı bir siyaset felsefecesi olduğunu gözden kaçırmadan kavramsal/metinsel temelde bir karşılaştırma tercih edilmiştir. Her iki düşünürün ontolojik ve epistemolojik kabüllerinin adil bir barışın, kalıcı uzlaşıların siyasal olan'daki yerini belirleme çabası bu bölüm içerisinde etraflıca ele alınmıştır. In the first part of the thesis, the conflict and its causes, the methods of solving, and the relationship of the way followed with peace and justice are considered in the context of Galtung. Subsequent to identification of Galtung's conceptual map, possibility and impossibility of a lasting fair peace was chosen as the fundamental problematic for which we have sought to answer within such concepts as constructive violance, fundamental needs, transcension, transformation, peace, justice. On the other hand, the place of consensus concept which is discussed as relation to political sphere, in Galtung context is also discussed. In the second part of the thesis, antagonism, agonism and their political distinction determine the basic lines of this passage in the context of Mouffe. Within the context of physical violance inclusion, antagonism is considered as the starting point of violance. In our classification of antagonism's origins, 'constructive externality', 'language games' and 'universalism' that Derrida, Wittgenstein and Kant brought in literature were preferred. In the context of transforming non-violent agonism after the passage we claim that integrity attitude of modernity causes to antagonism, the emphasis is placed on the attitude of post-modernist participle structures. In the last part of this chapter, the role of political one in the establishment of peace and its links to justice are dealed. Galtung and Mouffe's conceptual comprehension of politics, methodological differences that arise as a result of these presuppositions, and finally the comparison of all these reflections to the political arena constitute the main vertebra of the third part of our thesis. A comparison on a conceptual/textual basis was preferred, noting that Galtung is a structuralist peace-conflict theorist and Mouffe is a post-structuralist political philosopher. The attempt of both philosophers' ontological and epistemological acceptances to determine the place of permanent compromises in political one has been thoroughly examined within this section. 167
- Published
- 2017
11. ORTADOĞU’DA ULUSLAŞMA SORUNU ÜZERİNE BİR DENEME: MODERNLİK
- Author
-
COŞGUN, Melih and ZARPLI, Çağdaş
- Subjects
Modernlik,Uluslaşma Süreci,Ortadoğu,Ulus-devlet,Türkmenler ,Modernity,Modernization Process,Middle East,Nation-State,Turkmens - Abstract
Modernity has emerged in Europe in the late 16th century and early 17th century. There have large scale changes occurred in life of economic, social, religious and political fields as diverse as reforms. This change of the sphere, by encapsulating, were shaped by-one affects the other; many empire which has multitude of ethnic and religious groups entered into process of change and transformation when viewed from the perspective of politics. In this process of nation-states have begun to see the first nucleus of various forms of political organization emerges. We started chanting the name of modernity along with the concept of the modern state; From Hobbes to Rousseau, Locke is considered by many thinkers to Hegel. In the West we have characterized as a process of modernization that occurred as a result of the nation-state political organizations, nonWestern societies are imported from abroad in the form of a project emerges. The study appeared in the West Middle Eastern nation-building process in the special handling of modernization and modernity, the nation-state and national identity, aims to show the impact on the construction, Modernliğin Avrupa’da, geç 16. Yüzyıl ve erken 17. Yüzyılda, ortaya çıkması ile birlikte hayatın; ekonomik, toplumsal, dini, siyasi alanları gibi çeşitli köşe başlarında büyük çaplı ve inkılâp niteliğinde değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişikliklerin sferleri/küreleri sarmalanarak; biri-diğerini etkileyerek biçimlenmiştir; siyaset penceresinden bakıldığında başta etnik ve dini gruplar olmak üzere çoklukları içerisinde barındıran imparatorluklar değişim ve dönüşüm süreci içerisine girmiştir. Bu süreçte ulus-devletlerin ilk nüvelerini görmeye başladığımız çeşitli siyasal örgütlenme biçimleri karşımıza çıkmaktadır. Modernlik ile birlikte ismini zikretmeye başladığımız modern devlet kavramı; Hobbes’tan Rousseau’ya, Locke’tan Hegel’e kadar pek çok düşünür tarafından ele alınmıştır. Batı’da modernleşme olarak nitelendiğimiz bir süreç neticesinde vuku bulan ulus-devlet siyasal örgütlenmesi, Batı-dışı toplumlarda dışarıdan ithal edilen bir proje şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Çalışma, Ortadoğu uluslaşma sürecini Batı’da ortaya çıkan modernleşme minvalinde ele almayı ve modernliğin, ulus-devlet ve milli kimlik inşası üzerinde etkilerini göstermeyi amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Modernlik, Uluslaşma Süreci, Ortadoğu, Ulus-devlet, Türkmenler.
- Published
- 2015
12. THE CRITICAL OF DEMOCRACY IN KEMALIST DEMOCRACY
- Author
-
COŞGUN, Melih and ZARPLI, Çağdaş
- Subjects
Demokrasi,Demokratikleşme Dalgası,Atatürkçü Demokrasi,Demokratikleşme ,Democracy,The Wave of Democratization,Kemalist Democracy,Democratization - Abstract
Demokrasi kavramı, R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocquivelli gibi düşünürlerin teorik çerçevesine doğrudan katkıda bulunduğu, özgür seçmen, adil seçimler, siyasetçilerin anayasal sınırlandırmalara tabiliği, sivil toplum gibi çeşitli değerleri içerisinde barındırmaktadır. Düşünürlerin bu katkılarının yanı sıra S. Huntington da demokrasi serüveninin yönünü ve zamanını kendi sınıflandırmasıyla açıkladığı önemli çalışmalarda bulunmuştur. Özellikle birinci demokrasi dalgasının akabinde ortaya çıkan ters dalga dünya üzerinde bazı otoriter uygulamaları da beraberinde getirmiştir. Atatürk dönemi de iş bu noktada birinci ters dalganın yaşandığı sürece denk gelmektedir. Uygulanan kimi politikaların demokratikliğinin sıkça tartışıldığı bu dönemde Türkiye özelinde Atatürkçü demokrasi olarak nitelendirilen bir kavramsallaştırılmaya gidilmesi tesadüf değildir. Çalışma Atatürkçü demokrasi kavramını, bulunduğu dönemde yaşanan olaylar ve pratikler göz önüne alınarak, uygulamaların demokratikliği çerçevesinde tartışmayı amaçlamaktadır. Bunu yaparken konuyla, Heideggerin zaman ve mekân değerleri üzerinden yorumlamaya özen gösterilmiştir. Ezcümle, meydana gelen olayların yaşandığı dönem içerisinde değerlendirildiğinde yapılan eleştirilerin daha yerinde olacağı düşüncesinden yola çıkılarak dönemin uluslararası toplu durumu da dikkate alınmıştır., R. Dahl, G. Sartori, A. de Tocqueville as thinkers have contributed directly to the theoretical framework of democracy. This concept incorporates various values such as free voters, fair elections, politicians limitations by constitutional and civil society. S. Huntington has made significant studies the direction and time of the journey of democracy that explain its own classification in addition to the contribution of these thinkers. Especially, the first wave of democracy followed on the reverse wave has brought forth some of authoritarian practices in the world. Also Ataturk period corresponds process of the first reverse wave. Described as Kemalist Democracy conceptualization of democracy is not a coincidence some of the implemented policy which discussions often about democratizations in this period. In this article aims to discuss to the concept of Kemalist Democracy, the events and practical in the period of Ataturk the framework of the democratization of the application. While discussing, attend to use Heidegger's "time and space" conceptualization. In brief, the international conditions are taken attention because of more accurate; interpret the events that occurred at the time.
- Published
- 2015
13. THE GATEWAY TO THE OCTOBER REVOLUTION: RUSSIAN MODERNIZATION
- Author
-
COŞGUN, Melih
- Subjects
Modernleşme,Rus Modernleşmesi,Devrim,Özgürlük,Mujik ,Modernization,Russian Modernization,Revolution,Freedom,Muzhik - Abstract
Rusya, Batıda meydana gelen değişim ve dönüşüm süreci olan moderniteyi kendi dinamikleri dâhilinde değil de elitler elinden yürütülen bir proje olarak yaşamıştır. Avrupanın dışında kalmış ve bu modernleş(tir)me çabasını Avrupalılaşma veya Batılılaşma olarak kavramsallaştırmıştır. Avrupa ile olan ayrışmanın yanı sıra içeride yönetici elitler ve toplumun önemli kesimini oluşturan köylüler (mujik) arasında da büyük bir uçurum göze çarpmaktadır. Bu durum ise modernleşme projesi ile birlikte daha derinleşmektedir. Çalışmada, modernleşme projesi süresince Rus yurttaşları olan köylülerin toplumsal durumunu ortaya koyup, zaman içerisinde özgürlüğe daha yakın konumlarının serfliğe doğru kaymasıyla birlikte toplumun buna verdiği tepkilere değinilecektir. Bu inceleme esnasında modernleşme öncesi ve sonrasında Rus yurttaşlarının toplumsal konumlarına ve isyanlara değinilecektir. Sonuç olarak da; Rus modernleşme projesinin Ekim Devriminin önemli bir mihenk taşı olduğu, tek başına devrime neden olduğu söyleminde kaçınarak bunun yerine nedenlerden önemli bir tanesi olduğu vurgusu dâhilinde, devrime giden yolu açtığı kanısına varılmıştır., Russia lived modernity which was occurring in the West as change and transformation process, not only within own dynamics but also by the hands of elite as a project. Russia has stayed out of Europe and they conceptualized as Europeanization or Westernization their modernization effort. Russia's historical and sociological context felt itself outside of Europe have two major reasons are: This divergence with Europe as well as inside the ruling elite and the peasants constitute important segments of society (muzhik) are observed a large gap in between. This situation is deeper with modernization project. Russian modernization efforts were including Trimberger top-down revolution classified during Tsarist regime but later with the revolution of October 1905, this classified has shifted to Barrington Moores communism to modern society. During this examination, Russian citizens social positions and rebellion before and after modernization in Russia. As a result, October Revolution is important milestone of Russian modernization Project, avoiding discoursing of alone caused to revolution but emphasis one important reason to revolution, summary this situation has paved the way to revolution.
- Published
- 2014
14. Osmanlı ve Rus modernleşmesinin siyasi alanda karşılaştırılması
- Author
-
Coşgun, Melih, Demirel, İdiris, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Siyasal Bilimler ,Modern society ,Siyasi ,Comparative sociology ,Political Science ,Rusya ,Russian ,Ottoman history ,Modernity ,Modern management ,Russia ,Ottoman Revolution ,Ottoman ,Modern idea ,Osmanlı ,Ottoman management ,Modernleşme ,Modern sovereignty ,Modernization - Abstract
İçinde yaşanılan insani-toplumsal dünyanın en başat olgularından biri modernliktir. Modernlik bir hareket ve süreç olarak Avrupa'da doğmuştur. Kelime anlamı itibarıyla da yeniliği çağrıştıran modernlik ile birlikte siyaset/devlet, bilgi/bilim, sosyal yapı ve ekonomi gibi alanlarda radikal değişiklikler gerçekleşmeye başlamıştır.Hepsi de 13.-16. asırlar arasında vuku bulan: İtalyan site devletlerinin ön ayak olduğu ilk kapitalist hareketlenmeler; Rönesans; Reformasyon ve okyanus-aşırı seferlerle yeni kıtaların keşfi gibi süreçlerin devindirdiği modernleşme ile birlikte, Avrupa'da modern ulus devlet, eski spekülatif felsefeden ve epistemolojilerden kökten farklı bir modern bilim anlayışı, feodal sosyal-ekonomik yapı yerine de okyanus-aşırı (küreselleşen) bir modern kapitalist dünya sistemi ortaya çıkmıştır. Bu değişiklikler, Avrupa'yı dünya genelinde, siyasi alan da içlerinde bulunmak üzere çeşitli açılardan giderek hegemonik güç konumuna taşımaya yönelmiştir. Bu farklılaşmalardan Avrupa dışı dünya ve hâliyle Avrupa'da toprakları bulunan, Avrupa ile belirli bir etkileşimi olan Osmanlı Türkiye'si ve Rusya gibi ülkeler de etkilenmiştir. Buralarda da Avrupa modernliğini merkeze alan bir modernleşme/Avrupalılaşma/Batılılaşma süreci daha çok askeri ve siyasal itkilerle hayata geçirilmiştir.?Osmanlı ve Rus Modernleşmesinin Siyasi Alanda Karşılaştırılması? adlı bu çalışma, Osmanlı ve Rus modernleşmelerini hem kendi sferlerinde hem de birbirleriyle bakışımlı olarak, daha çok siyasal içerimleri itibarıyla anlamaya ve açıklamaya yönelen bir çalışmadır. Zaman bağlamında gerek Osmanlı, gerekse Rus modernleşmeleri açısından, öncesine de gidilmekle beraber, önemli tarihsel kırılmaları bünyesinde taşıdığı için esas olarak on sekizinci yüzyıl ve sonrası üzerinde durulmuştur. Tüketici bir gayenin güdülmediği çalışmanın sonucunda Rus modernleşmesinin Osmanlı modernleşmesine göre daha başarılı bir modernleşme olarak belirginleştiği açıklıkla söylenmelidir. Modernity is one of the most dominant phenomena of human-social world where lives in. Modernity was born in Europe as movement and process. There were starting radical changes in area of politic/state, knowledge/science, social structure and economy with modernity as evoking to innovation in literally.Modern capitalist world system which is modern nation state in Europe, modern science concept radically different of old speculative philosophy and epistemology, Transocean (globalization) instead of feudal social-economic structure with modernization is formalizing the process of the first capitalist mobilizations in leader of Italian site states, Renaissance, Reformation and discovering new continents with cruise of transoceanic and all of them occurred in 13.-16. century. These changes are tended to moving, especially Europe in the world, gradually hegemonic power various aspects of include political field. Other world without Europe and Ottoman and Russia, where have land in Europe and interaction relation with Europe, were effected to these differentiation. In these state, modernization/Europenization/Westernization process especially in military and political life taking European modernization in origin.This study is named of ?Comparison of Modernization of Ottoman and Russian in Political Field?, tends to understanding and explaining of their own dynamics as well as comparison with each other about Ottoman and Russian modernization in especially political implications. In the context of the time, mainly focus on eighteenth century and after for carries important historical breaks with dealing before. In the result of study which is not aiming to consuming, must be tell clearly Russian modernization is more successful than Ottoman modernization. 115
- Published
- 2012
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.