Search

[No Abstract Available]

Ayrık omurilik malformasyonu, orta hat boyunca spinal kordu simetrik veya simetrik olmayan iki kısma ayıran bir yapıyla karakterize,nadir görülen bir konjenital anomalidir. İki tipi mevcuttur. Tip1 ayrık omurilik malformasyonunda her iki hemikord kemik veya kartilajseptumla ayrılmakta ve iki ayrı dural kılıf bulunmaktayken Tip2 ayrık omurilik malformasyonunda her iki hemikord fibröz bir septumlaayrılmıştır ve tek bir dural kılıf mevcuttur. Ayrık omurilik belirti ve bulguları nonspesifiktir ve genellikle eşlik eden diğer anomalilerleilişkilidir. Büyüme ve boy uzamasıyla birlikte ortaya çıkabilecek gergin omurilik sendromundan hastayı korumak için her iki tipindede cerrahi tedavi gereklidir. Özellikle Tip1 ayrık omurilik malformasyonu tedavi edilmezse nörolojik tabloda progresif kötüleşmegörülebilir.

Havacılığın başladığı tarihten günümüze ulaşıncaya dek insanların yaşam şartları, teknoloji, inovasyon gibi pek çok değişim ve gelişim ile birlikte istek ve ihtiyaçlar doğrultusunda da değişimler meydana gelmiştir. Havalimanlarının gerektirdiği alan genişliği itibariyle genellikle yaşam alanlarının dışında konumlandırılması söz konusu olmuştur. Ancak günümüzde en fazla kullanılan seyahat araçlarından birisi olması ve kullanan kişilerin zamandan tasarruf etme isteklerinden dolayı yaşam alanları ile havalimanlarının iç içe konumlandığı aerotropolis kavramı ortayaçıkmıştır. 2019 yılında ortaya çıkan küresel salgın Covid-19 ile birlikte aerotropolis yapılarda bulunan birbiriyle bağlantılı ticari yapıların önemi de ön plana çıkmaktadır. Yapı içerisinde yer alan paydaşların birbiriyle olan iletişimi sayesinde salgının getirmiş olduğu zararlardan daha kolay kurtulmak mümkün olacaktır.Dünyada Schiphol, Dallas/Fort Worth, Changi veDubai gibi havalimanın örnekler arasında gösterilebileceği aerotropolisler çalışma kapsamında incelenmiştir. Literatür taraması, resmiweb sitelerinin 2018 yılı içerisinde incelenmesiyle birlikte havalimanları hakkında veriler toplanmıştır. Ardından İstanbul Havalimanı’nın Türkiye’de gerçekleştirilen ilk aerotropolis havalimanı olması durumu incelenmiştir. İstanbul Havalimanı hakkındaki bilgiler nitel araştırma yöntemlerinden görüşme metodu ve resmi web sitelerinin incelenmesi yolu ile elde edilmiştir. Sonuç olarak örnek aerotropolislerden elde edilen verilerle birlikte aerotropolislerin özellikleri belirlenmiş ve İstanbul Havalimanı’nın söz konusu özelliklerin ne kadarını taşıdığı ortaya konulmuştur., From the beginning of aviation to the present day, many changes and developments such as people's living conditions, technology and innovation have occurred along with the demands and needs. In terms of the width of thearea required by the airports, it isgenerally in question to be positioned outside the living areas. Due to the fact that aerotropolis concept has emerged, because centered located airports save time to the users. Along with the global epidemic Covid-19,which emerged in 2019, the importance of interconnected commercial structures in aerotropolis structures also comes to the fore. Thanks to the communication between the stakeholders in the structure, it will be possible to get rid of the harm caused by the epidemic more easily.Aerotropologies in which the airports such as Schiphol, Dallas / Fort Worth, Changi and Dubai can be shown among the examples have been examined within the scope of the study. With the literature review and the review of official websites in 2018, data on airports werecollected. Then the first aerotropolis airport to be held in Turkey's case has been investigated Istanbul Airport. Information about Istanbul Airport was obtained through qualitative research methods, interview method and the examination of official websites. As a result, together with the data obtained from the sample aerotropes, the properties of the aerotropes were determined and it was revealed how much of the said Istanbul Airport has these features.

Bu araştırmanın amacı, ilkokul 4.sınıf öğrencilerinin okuma alışkanlıkları ile yazma öz yeterlik düzeyleri çeşitli değişkenlere göre inceleyerek, arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu Iğdır il merkezinde üç farklı devlet okulda öğrenim görmekte olan 316 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin okuma alışkanlıklarını belirlemek için Gömleksiz(2004) tarafından geliştirilen okuma alışkanlığı ölçeği ve yazma öz yeterliklerini belirlemek için Güneş, Kuşdemir ve Bulut(2017) tarafından geliştirilen ilkokul öğrencileri için yazma öz yeterlik ölçeği kullanılmıştır. Ölçeklerden elde edilen veriler doğrultusunda öğrencilerin okuma alışkanlıkları ve yazma öz yeterlikleri, cinsiyete, evde internet kullanımına, Türkçe dersini sevme durumuna, eve gazete ve dergi alma sıklığına göre incelenmiş ve Türkçe dersi not ortalamasına göre farklılık gösterip göstermediği ve bunlar arasındaki ilişki saptanmıştır. Verilerin analizinde öncelikle verilerin normallik varsayımını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmiştir. Normal dağılım gösteren okuma alışkanlığı ölçeğinden elde edilen verilerde iki grubun karşılaştırılmasında bağımsız örneklem t-testi, ikiden fazla grubun karşılaştırılmasında Tek Yönlü Varyans Analizi(ANOVA) kullanılmıştır. Normal dağılım göstermeyen ilkokul öğrencileri için yazma öz yeterlik ölçeğinden elde edilen verilerde iki gurubun karşılaştırılmasında Mann Whitney-U Testi, ikiden fazla grubun karşılaştırılmasında Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. İlkokul Öğrencileri İçin Yazma Öz Yeterlik Ölçeği ile Okuma Alışkanlığı Ölçeği'nden elde edilen toplam puanlar arasındaki ilişki (SPSS yardımıyla) Spearman's Korelasyon Katsayısı kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmada okuma alışkanlığı ile ilgili olarak; öğrencilerin okuma alışkanlık düzeylerinin yüksek olduğu, kız öğrencilerin okuma alışkanlık düzeylerinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olarak farklılaştığı, evde internet bağlantısı olma durumunda anlamlı fark olmadığı fakat öğrencilerin Türkçe dersini sevme durumu, eve gazete alınma sıklığı, eve dergi alınma sıklığı ve Türkçe ders notu ortalamaları ile anlamlı fark olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin yazma öz yeterlikleri ile ilgili olarak; öğrencilerin yazma öz yeterlik düzeylerinin orta düzeyde olduğu, kız öğrencilerin yazma öz yeterlik düzeylerinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olarak farklılaştığı, Türkçe dersini sevme durumu ve Türkçe ders notu ortalamasına göre farklılaştığı fakat evde internet bağlantısı olma durumu, eve gazete alma sıklığı ve eve dergi alma sıklığı ile anlamlı fark olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin okuma alışkanlıkları ile yazma öz yeterlikleri puanları arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin okuma alışkanlık düzeyleri arttıkça yazma öz yeterlik düzeyleri de artmaktadır. The aim of the current study is to determine the students' reading habits and writing self- efficacy levels of primary school 4th grade students according to various variables. The study group consisted of 316 students from three different state schools in the city center of Iğdır. In order to determine the reading habits of students, reading habit scale developed by Gömleksiz (2004) has been used. And, the writing self-efficacy scale developed by Güneş, Kuşdemir and Bulut (2017) has been conducted to determine the writing self-efficacy of the primary school students. According to the data obtained from the scale, the relationship between the students' reading habits and writing self-efficaies, gender, the use of internet at home, the liking of Turkish lessons, the frequency of taking home newspapers and magazines and the average grade of Turkish courses were determined. In the analysis of the data, it has been aimed to find out whether the data meet the normality assumption. Independent sample t-test was administered to compare the two groups in the data obtained from the reading habit scale with normal distribution. Mann Whitney-U and Wallis tests were used for comparison of two groups. The relationship between the total scores obtained from the Writing Self-Efficacy Scale and Reading Habits Scale for Primary School Students (using SPSS) was determined by using Spearman Okumas Correlation Coefficient.In relation to the reading habit, students' reading habits have been found to be relatively high. The reading habits of the female studets have been determined to be significantly higher than the male ones. It has also been observed that having an internet connection at home does not make a difference in this regard. However, it has a significant impact on the frequency of having newspaper or magazine at home and on the liking and the grades of the Turkish course of the students. According to the findings, same results also applies to the writing self-efficacy of the students.It can be propounded that there is a positive and significant correlation between the reading habits of students and their writing self-efficacies. When the reading habit increases, writing self-efficacy inncreases as well. 83

Tez (yüksek lisans) -- Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2018 Libra Kayıt No: 120135 …

Teknik gelişmeler ve ona bağlı olarak tehlikelerin artması, kusuru ispat güçlüğü ve zarar görenin kusurunun bulunmadığı durumlarda, zararın bu kişinin üzerinde bırakılmaması gibi düşünceler kusursuz sorumluluk ilkesini beraberinde getirmiştir. Buna bağlı olarak, Türk hukukunda kusursuz sorumluluk halleri, objektif özen ödevine dayalı kusursuz sorumluluklar, hakkaniyete dayalı kusursuz sorumluluk ve tehlike sorumluluğu şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Objektif özen ödevine dayalı kusursuz sorumluluklar, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu başta olmak üzere çeşitli kanunlarda düzenlenmiştir. Bu kusursuz sorumluluklar arasında; adam çalıştıranın sorumluluğu, hayvan bulunduranın sorumluluğu, yapı malikinin sorumluluğu, ev başkanının sorumluluğu ve taşınmaz malikinin sorumluluğu teori ve uygulama açısından bir hayli önem arz etmektedir. Adam çalıştıranın sorumluluğu, hayvan bulunduranın sorumluluğu ve ev başkanının sorumluluğunda, özene dayalı kurtuluş delili getirme imkânı tanınmıştır. Yapı malikinin sorumluluğu ve taşınmaz malikinin sorumluluğunda ise bu imkân tanınmamıştır. Anahtar Kelimeler: objektif özen, kusursuz sorumluluk, kurtuluş delili, adam çalıştıran. Technical developments and the increasing of dangers depending on it bring about the principle of strict liability in addition to some thoughts that the damage shouldn't prejudice this person when the loser doesn't have defect. Accordingly, in Turkish Law, conditions of strict liability consist of those based on objective duty of care, the ones based on justice and the danger responsibility. Strict liabilities based on objective care duty were issued with various laws like mainly Turkish Civil Code and Turkish Code of Obligations. In these strict liabilities, the responsibility of the employer, the responsibility of the possession of an animal, the responsibility of house owner, the responsibility of head of the house and the responsibility of real estate owner have great important in terms of theory and practice. The oppurtunity of evidence of release based on care was enabled for the responsibility of the employer, the responsibility of possession of an animal and the responsibility of head of the house. But, it wasn't enabled for the responsibility of house owner and the responsibility of real estate owner. Key words: objective care, strict liability, evidence of release, employer. 126

İlgili tez çalışmasında, polimer tabanlı fotovoltaik cihazlarda yaygın olarak kullanılan poli-3-hegziltiyofen'in (P3HT) döndürme ile kaplama yöntemiyle ince filmleri hazırlanmıştır. Hazırlanan filmler, farklı sıcaklıklarda tavlama işlemine tabi tutulduklarında ve ayrıca iyot buharına maruz bırakıldıklarında hem absorbsiyon bandında kaymalar hem de 4 nokta prop tekniğiyle ölçülen iletkenlik değerlerinde değişimler gözlenmiştir. Yapılan bu işlemler sonucunda polimerik filmlerin yüzey morfolojilerinin değişimleri atomik kuvvet mikroskobu tekniğiyle takip edilmiştir. Doplanan polimer birimine dopant olarak bağlanan iyonlar AFM tekniği ile açıkça gözlenmiştir. In this thesis, thin film of poli-3-hexylthiophene (P3HT) used in polymer-based photovoltaic devices was prepared by spin coating technique. The red shift in the UV-Vis absorption and increasing the conductivity was observed by thermal annealing and exposed to iodine vopor. Further, changes in the surface morphology of the polymeric films were investigated by atomic force microscopy (AFM) techniques. The attached dopand ions was clearly observed in the AFM images. 115

Havacılık tarihinin ilk başlangıcından günümüze kadar olan süreçte değişen ve dolayısı ile de gelişen teknoloji, insan ihtiyaçları, yaşam şartları sonucunda havaalanları da her geçen gün değişmek zorunda kalmıştır. Günümüzde de pek çok havaalanının mevcut durumu olan faaliyetlerini şehir dışındaki bir ortamda gerçekleştirmek gün geçtikçe şehir merkezine doğru geçme eğilimi göstermiştir. İnsanların zamandan tasarruf etme, gelişmiş teknolojileri kullanma gibi nedenlerle şehir içine taşıdığı havaalanı projeleri günümüzde pek çok havaalanında kullanılmaya ve yoğun ilgi görmeye devam etmektedir. Havaalanı ve çevresinde gelişen ticaret ve oluşturulan yapısal tasarım ile birlikte alan içerisinde bulunan insanların zaman kaybetmeden iş, eğlence, yeme içme vs. tüm ihtiyaçlarını karşılayabilen yapılara aerotropolis adı verilmektedir. Aerotropolis yapı örnek alınarak inşa edilmekte olan İstanbul Havalimanı bu kapsamda ulusal ve uluslararası büyük önem arz etmektedir.Araştırmanın temel amacı, uluslararası boyutta pek çok örneği bulunan aerotropolis yapılar örnek alınarak yapılmakta olan İH'nin gerçek bir aerotropolis olabilmesi için özelliklerinin ne kadarının mevcut olduğunu veya olacağını ölçmek olmuştur. Literatür taraması, resmi web sitelerinin incelenmesi sonucunda oluşturulan araştırma soruları ile birlikte İH müdürü ile yüz yüze yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler ile Schiphol Havaalanı, Dallas/Fort Worth Havaalanı, Changi Havaalanı ve Dubai Havaalanı ile İstanbul Havalimanı kıyaslama yöntemi kullanılarak sonuca ulaşılmıştır. İstanbul Havalimanı'nın sunulan özellikleri ile birlikte aerotropolis özelliklerinin birçok maddesini karşıladığı gözlemlenmiştir. Ancak yüzde yüz faaliyete geçmesinin ardından tüm özellikleri taşıyıp taşımayacağı belirlenebileceği sonucuna ulaşılmıştır. As a result of technology, human needs and living conditions, the airports had to change with each passing day. Nowadays, the current state of many airports in their activities outside the city to move to the city center has tended to move day by day. Airport projects that people carry out in the city due to reasons such as saving time and using advanced technologies continue to be used in many airports and attract attention. The airport is located in the area along with thriving trade and the structural design created around the area without wasting time, for people drinking, eating, eating etc. the structures that can meet all their needs are called aerotropolis. Istanbul New Airport, which is being constructed as an example of this building called aerotropolis, is of great importance in this context both nationally and internationally.The main objective of the study was to measure how many of the properties of the IH are available to be a real aerotropolis by taking the example of the aerotropolis structures with many internationally accepted examples. A semi-structured interview was conducted face to face with the IH Director, together with the research questions that were developed as a result of the literature review and examination of official websites. With the data obtained, Schiphol Airport, Dallas / Fort Worth Airport, Changi Airport and Dubai Airport and the Istanbul Airport comparison method were used. It has been observed that Istanbul Airport meets the many features of the aerotropolis features along with the properties offered. However, it is concluded that it will be able to determine whether it will carry all the features after it has been put into operation. 124

Havayolu sektöründe sosyal medya kullanımının son yıllarda hızla arttığı görülmektedir. İnternet ve sosyal medya havayolları için birçok alanda önemli bir araç haline gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, interneti etkin bir şekilde dağıtım aracı olarak kullanan düşük maliyetli taşıyıcıların (DMT) sosyal medya paylaşımlarında kullandıkları söylemleri analiz ederek karşılaştırma yapmaktır. Çalışma, Türk havayolu sektöründeki öncü düşük maliyetli taşıyıcının sosyal medya paylaşımları ile ABD ve Avrupa'dan seçilen öncü DMT'ların paylaşımlarını derinlemesine irdeleyerek sosyal medya paylaşımlarının odak noktalarını karşılaştırmalı biçimde ortaya koymaktadır. Bu kapsamda Southwest Airlines, RyanAir ve Pegasus Havayolları'nın resmi sosyal medya hesaplarında 01 Nisan 2017 - 09 Haziran 2017 tarihleri arasında yaptıkları paylaşımlar, tümevarımcı bir yaklaşımla içerik analizine tabi tutulmuştur. Bulgular; Southwest'in beklenenin aksine düşük fiyata çok nadir vurgu yaptığını, bunun yerine takipçileriyle etkileşim kurarak onlara verilen değerin ön planda tutulduğu paylaşımlara ağırlık verdiğini ortaya koymuştur. RyanAir ve Pegasus ise paylaşımlarında daha çok destinasyon tanıtımı, özel ödüllü/indirimli kampanyalar ve düşük fiyatlı biletler üzerinde durmuşlardır. Taşıyıcıların paylaşımlarında ortak olarak değindiği konular ise destinasyon tanıtımı, düşük fiyat, yan ürün/hizmetler, özel ödüllü/indirimli kampanyalar olmuştur, The use of social media in the airline industry seems to have increased rapidly in recent years. Internet and social media are becoming an important tool in many fields for airlines. The purpose of this study is to analyse and contrast the discourse that low-cost carriers (LCC) (which are competent on using Internet as a distribution channel) adopt in their social media sharing. The study comparatively presents the focal points of the social media sharing by examining the social media sharing of the leading Turkish LCC and the leading LCC’s selected from US and Europe. In this context, Southwest, RyanAir and Pegasus Airlines’ social media sharing in their official accounts between April 1st 2017 – June 9th 2017 were subjected to content analysis through an inductive approach. Findings show that Southwest emphasizes on the “low price” less than expected. Instead of this, they concentrate on the sharing in which they interact with passengers and highlight customer value. RyanAir and Pegasus on the other hand, dwell more on destination introduction, special prize/discounted campaigns and low priced tickets. The topics that all airlines mentioned are destination introduction, low cost, ancillary products/services and special prize/discounted campaigns

Frontal plagiosefali, sinostotik veya deformasyonel olabilir. Deformasyonel tip plagiosefali sinostotik plagiosefaliye göre çok daha sık görülür ve oligohidramniosa, uterin patolojiye, ikiz varlığına, sefalopelvik uyumsuzluğa, doğum travmasına veya postnatal yatış pozisyonuna bağlı olabilir. Anterior sinostotik plagiosefali, skafosefali ve trigonosefalinin ardından üçüncü en sık görülen basit kraniosinostoz şeklidir. Cerrahi girişim olarak başlangıçta basit sütürektomi teknikleri seçilmekteyken günümüzde farklı düzeltme metodları da kullanılmaktadır. Günümüzde en sık kullanılan cerrahi yöntem bilateral frontoorbital ilerletmedir. Bilateral frontoorbital ilerletmede amaç her iki tarafta frontal ve orbital simetriyi ve simetrinin kalıcılığını sağlamaktır. İdeal operasyon zamanlaması 6-12 ay arasıdır. Cerrahi komplikasyonlar arasında peroperatif kan kaybına bağlı hipovolemi, pulmoner emboli, beyin-omurilik sıvısı fistülü, nöral yaralanma, orbital yaralanma, yara yeri ve santral sinir sistemi enfeksiyonu ve yetersiz düzelme yer alır, Frontal plagiocephaly can be synostotic or deformational. the deformational type is more common than the synostotic type and may be associated with oligohydramnios, uterine pathology, being twins, cephalopelvic disproportion, birth trauma and postnatal bedding position. Anterior synostotic plagiocephaly is the third most common type of simple craniosynostosis after scaphocephaly and trigonocephaly. Suturectomy used to be the treatment modality of choice but currently different correction methods are used. the most frequent surgical modality nowadays is bilateral frontoorbital advancement. the aim of bilateral frontoorbital advancement is achieving long-term frontal and orbital symmetry bilaterally. the ideal operation timing is between 6 and 12 months. Surgical complications are hypovolemia because of blood loss peroperatively, pulmonary embolism, cerebrospinal fluid fistula, neural injury, orbital injury, central nervous system infection and inadequate correction

Medulloblastomalar merkezi sinir sisteminin primer malign embriyonel tümörleridir. Çoğunlukla çocukluk çağında görülürler ve posterior fossaya yerleşme eğilimindedirler. Tedavinin belirlenmesi için hastalar standart ve yüksek risk grubu olarak iki ayrı grupta toplanmaktadırlar. Tedavinin temelini ise cerrahi girişim, kemoterapi ve radyoterapi kombinasyonu oluşturmaktadır. Bu yazıda hastalığın tedavisi için genel olarak kabul görmüş tedavi yöntemleri ve gelecekten beklentiler özetlenmeye çalışılmıştır., Medulloblastomas are primary malignant embryonal tumours of the central nervous system.They are the most common in childhood and mostly found in posterior fossa. Patients are currently classified as being either standard or high risk in order to stratify treatment. Treatment of medulloblastoma include combination of surgery, chemotherapy and radiotherapy. in this manuscript we focused on the generally accepted treatment methods and expectations for the future.

Özet Amaç: Bu çalışmada Denizli ilinde ilköğretim çağındaki çocuklarda nokturnal enürezis prevalansını ve bu durumla ilişkili risk faktörlerini araştırmak amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Çalışma için Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 30/03/2005 tarihli ve 8820 sayılı onayı alınmıştır. Denizli il merkezinden 8, ilçelerinden 6 ilköğretim okulu randomize olarak seçildi. Ailenin sosyodemografik özelliklerini, çocuğun tıbbi özgeçmişini içeren sorgulama formu ile beraber işeme alışkanlıklarını sorgulayan İşeme Bozuklukları Semptom Skoru Anketi yaşları 7-14 arasında olan 2353 ilköğretim öğrencisi çocuğun ebeveynleri tarafından dolduruldu. Bilinen nörolojik ya da ürolojik hastalık öyküsü olan çocuklar araştırma dışı bırakıldı. İstatistiksel yöntemler olarak tanımlayıcı, analitik ve lojistik regresyon analizi kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılım hızı %91,9du (2164 kişi). Nokturnal enürezis toplam prevalansı %19,2 olmakla birlikte bu oran ilerleyen yaşla beraber düşme eğilimindeydi. Çocuğun okul başarısı, ailenin sosyoekonomik seviyesi, ebeveynlerin eğitim düzeyi, babanın mesleği, pozitif aile öyküsü, gündüz idrar kaçırma, geçirilmiş idrar yolu enfeksiyonu öyküsü, kabızlık ve disfonksiyonel işeme semptomları nokturnal enürezis ile istatistiksel olarak anlamlı ilişki göstermekteydi (p

Araknoid dış zarındaki kap hücrelerinden köken alan menenjiomların etyolojisinde günümüze kadar birçokpredispozan faktör öne sürülmüştür. Buna rağmen hangi faktörün ne kadar etkili olduğu bilinmemektedir. Travmabu etyolojik faktörlerden biridir. Bu olgu sunumunda, fokal nöbet geçiren, 40 yıl önce sağ frontal bölgedeağır kafa travması gerçekleşen ve kafa travması sonrası sağ frontal bölgede çökme kırığı gelişen 84 yaşındasunulmaktadır Bu olgu sunumunda; kafa travması ile menenjiom arasındaki ilişki açıklanacaktır., Various predisposing factors have been suggested in the formation of meningiomas originating from cap cellsof arachnoids membrane, however head trauma is not included as an etiology. A 84 year old patient with newonset focal seizures secondary to right frontal meningioma was admitted to neurology clinic. His medical historyrevealed major head trauma with right frontal compression fracture which occured 40 years ago. In this casereport, the relationship between meningioma formation and head trauma is discussed.

Intraradiküler disk herniasyonu, intradural disk herniasyonunun özel bir alt tipidir. Intradural disklerin oluşum etyolojisine yönelik birçok teori öne sürülse de bu patolojik durumun olusum patofizyolojisi tam olarak açıklanamamıştır. Bu patolojik durum dural anatomi temelinde sınıflandırılarak tip A ve tip B olmak üzere 2 alt gruba ayrılmıştır. Intradural intraradiküler disklerin tanımlanmasında preoperatif dönemde bir spesifik yöntem veya görüntüleme bulgusu yoktur. Bu nedenle bu hastaların çoğuna intraoperatif olarak tanı konulmaktadır ve hatta başarısız bel cerrahi sonrası ikinci operasyonda tanı almaktadır. Bu vaka sunumunda 54 yasında, sol siyatalji kliniğiyle başvuran ve yapılan preoperatif görüntüleme tetkiklerinde spesifik bir bulgu saptanmayan bir bayan hastanın klinik ve radyolojisi sunularak literatür tekrar gözden geçirildi. Intraradicular disc herniation is a special subtype of intradural disc herniation. Although many theories has been suggested about the formation of intradural discs, the pathophysiology of this pathological state hasn't been explained exactly yet. This state has been classified on the basis of dural anatomy and separated into two subgroups as typeAand B. There is no spesific technique or neuroradiological picture of diagnosing intradural intraradicular disc herniation in the preoperative process. Because of this, the patients are mostly diagnosed intraoperatively and they are even diagnosed in next operations after failed back surgery. In this case report we presented the clinical and radiologic features of a 54 year old female patient with the applying symptom of left sciatalgia and with no spesific findings in her preoperative imaging studies and the literature has been reviewed.

Intraradicular disc herniation is a special subtype of intradural disc herniation. Although many theories has been suggested about the formation of intradural discs, the pathophysiology of this pathological state hasn't been explained exactly yet. This state has been classified on the basis of dural anatomy and separated into two subgroups as typeAand B. There is no spesific technique or neuroradiological picture of diagnosing intradural intraradicular disc herniation in the preoperative process. Because of this, the patients are mostly diagnosed intraoperatively and they are even diagnosed in next operations after failed back surgery. In this case report we presented the clinical and radiologic features of a 54 year old female patient with the applying symptom of left sciatalgia and with no spesific findings in her preoperative imaging studies and the literature has been reviewed., İntraradiküler disk herniasyonu, intradural disk herniasyonunun özel bir alt tipidir. İntradural disklerin oluşumetyolojisine yönelik birçok teori öne sürülse de bu patolojik durumun oluşum patofizyolojisi tam olarakaçıklanamamıştır. Bu patolojik durum dural anatomi temelinde sınıflandırılarak tip A ve tip B olmak üzere 2 altgruba ayrılmıştır. İntradural intraradiküler disklerin tanımlanmasında preoperatif dönemde bir spesifik yöntemveya görüntüleme bulgusu yoktur. Bu nedenle bu hastaların çoğuna intraoperatif olarak tanı konulmaktadır vehatta başarısız bel cerrahi sonrası ikinci operasyonda tanı almaktadır. Bu vaka sunumunda 54 yaşında, solsiyatalji kliniğiyle başvuran ve yapılan preoperatif görüntüleme tetkiklerinde spesifik bir bulgu saptanmayan birbayan hastanın klinik ve radyolojisi sunularak literatür tekrar gözden geçirildi

ÖZET Yaklaşık yedi yüzyıl süren Divan Edebiyatı döneminde mutasavvıf şairler birçok eser vermiştir. Kabûlî de divan sahibi mutasavvıf bir şairdir. Edirneli olan şairin adı Mustafa'dır. 18. yy. ortalarında dünyaya gelmiştir. Mahkeme kâtipliği yaparken mesleğini bırakıp tasavvuf yoluna girmiştir. Rıfaî tarikatı şeyhlerindendir. Hat sanatı ile de uğraşan bir kişidir. Yazdığı birçok eseri kendisinin kurduğu kütüphaneye bağışlamıştır. 1829 yılında vefat etmiştir. Edirne'de kendi adıyla anılan bir dergâha defnedilmiştir. Kabûlî'nin `Divan`ı; `Kenzü'l-Esrâr` ve `Müsıletü'l-Hidâye` adlı iki tasavvufî risalesi ile `Müşkil-küşâ` adlı Farsça lügati vardır. `Kabûlî Divanı`nın kütüphanelerimizde yedi nüshası vardır. Bu nüshalar tenkidli metnin oluşturulmasında kullanılmıştır. Şiirler transkribe edilerek klâsik divan tertibine göre sıralanmıştır. Eserde toplam 157 şiir vardır. Divanın şekil ve muhteva özellikleri de incelenmiştir. Şekil özelliklerinde divandaki şiirler nazmı şekilleri, vezin, kafiye ve redif açısından incelenmiştir. Muhteva özelliklerinde şairin mutasavvıf olması nedeniyle `Din, Tasavvuf'; şiirlerde birçok şahıs adı geçtiği için de `Cemiyet` başlıkları altında bir inceleme yapılmıştır. Şairin hayatı ve edebî kişiliği kaynaklardaki bilgilerden ve divanından yararlanılarak ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Kabûlî, Divan, Tasavvuf, Şiir, Tenkidli Metin ABSTRACT In the Diwan literature tradation that continues about seven century sufi (who studies mysticism) poets have given a lot of arts. Kabuli is a sufi-diwan(collection of poems by one author) poets, too. Name of the poet who is from Edirne is Mustafa. He was born in the middle of 18 th century. After giving up court's clerkness he tended to way of sufism. He is one of the sheikh (head of religious order) of Rifai. He is also a person who is busy with writing art. He donated a lot of work he made a copy to library he founded. He died in 1829. He was buried a dervish convent known his own name. Kabuli has got a `Diwan`, `Kenzü'1-Esrar` and `Musiletii'l- Hidaye'`named sufist pamphlets and `Müşkil-küşa` named Persian Dictionary. It was founded seven different forms in our library. These forms was used in the form of comparative text. Poems was arranged in row by transcribing according to order of Classic Diwan Literature. There are one hundred and fifty seven poems in the art. It was mentioned peculiarities of form and contents of Diwan. In the form peculiarities of poets in the Diwan was examined in the point of versification forms, metre, rhyme and (reserve) word repeated at the end of every line of poem. It was examined closely under the names `Religion Sufism` in the contents peculiarities as poet was a sufi; `Society` as he mentioned a lot of people's name. Poet's life and understanding of literature was put forward by using the information that is in sources and his Diwan. Key Words: Kabuli, Diwan, Sufism, Poem, Comparative Text VI 347