Search

Objectives: The aim of this study was to conduct a “Strengths-Weaknesses-Opportunities-Threats”(SWOT) analysis in order to assess strengths and weaknesses, threats and opportunities clinical practice of women’s health nursing lesson (CPWHN) is facing. Method: Embedded single-case research design was used in this study conducted with methodology of qualitative research. Academicians and mentor nurse trainers who were teaching women’s health nursing lesson were included in this study (n=13). Case analysis method was used to assess the data. Finding: Strengths of CPWHN included the university being located in the capital of Turkey and certain application hospitals offering case variety. Its weaknesses included failure to provide individualized education due to high quotas for nursing students, lack of interest in CPWHN among male students due to gender stereotypes. Opportunities of CPWHN included national and international exchange programs for both students and academicians in addition to developments in innovative health practices; whereas the threats it was facing included opening nursing programs at universities with insufficient academicians and high quotas for nursing students due to high demand in nursing work force. Conclusions: Improving weaknesses and turning threats into opportunities for CPWHN would be beneficial in improving quality of nursing care after graduation.

Topluyaşamın getirdiği zorluklar, barınma sorunları, yasal sorunlar, göç edenbireylerin sağlığını sosyal, kültürel, psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuzetkilemektedir. Kadınlar, toplumsal statü, toplumsal cinsiyet ve düşüksosyo-ekonomik düzey gibi nedenlerle erkeklere göre daha fazla etkilenmekte vesağlık hizmetlerinden yaralanmada daha dezavantajlı konumda olmaktadır. Tüm busorunlar mülteci kadınların, üreme sağlığı sorunları açısından riskli gruplariçinde yer almasına neden olmakta ve şiddet, cinsel taciz, tecavüz, cinselyolla bulaşan enfeksiyonlar, gebelik ve doğumla ilgili üreme sağlığı sorunlarıortaya çıkmaktadır. Ayrıca mülteci kadınlar, dil problemi, sağlık kurumlarınaulaşımda yaşanan zorluklar, sağlık sigortasının olmaması, göç alan bölgelerdeyeterli sağlık kuruluşu ve nitelikli personelin ve tercümanın olmaması gibinedenlerle sağlık hizmetlerine ulaşmada sorun yaşamaktadır. Mülteci kadınların artansağlık problemleri içerisinde üreme sağlığı hizmetlerine yönelik gereksinimlerigiderek artmaktadır. Bu doğrultuda mülteci kadınların, üreme sağlığı sorunlarıve sağlık hizmetlerini kullanma durumlarının öncelikli ele alınması,değerlendirilmesi ve sorunlarına kalıcı çözüm getirilmesi için üreme sağlığınıgeliştirme programlarının düzenlenmesi oldukça önemlidir.

Bu çalışmada Türkiye’de 2000-2018 yılları arasında yayımlanmış olan kadınlarda boşanma nedenlerinin araştırıldığı çalışmaların sistematik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmalar “Google Akademik” veri tabanında “boşanma nedenleri” ve “Türkiye” anahtar kelimeleri kullanılarak, “Google Scholar”, “Pubmed”, “ScienceDirect” veri tabanlarında ise “reason of divorce” ve “Turkey” anahtar kelimeleri kullanılarak taranmıştır. Tarama sonuçları “İngilizce sayfalardan ara” veya “Türkçe sayfalarda ara”, “2000-2018 yılları”, “Tam metin erişilebilenler”, “Türkiye’de gerçekleştirilenler”, “Nitel ve nicel araştırmalar”, “Boşanma nedenlerine yönelik bulgusu olanlar”, “Kadınlar ile gerçekleştirilenler” ve “Tekrar olan makalelerin çıkarılması” kriterleri kullanılarak sınırlandırılmıştır. Tarama sonucunda Google Scholar’da, Pubmed’te ve ScienceDirect’te dışlama kriterlerine göre uygun çalışmaya ulaşılamamıştır. Google Akademik’te yapılan taramada ise 148 makaleye ulaşılmıştır. Dışlama kriterlerine göre çalışmalar sınırlandırıldığında, 13 makale çalışmanın evrenini oluşturmuştur. Yapılan incelemede en dikkat çeken boşanma nedenlerinin “şiddet” ve “aldatılma” olduğu belirlenmiştir. “Şiddet” tüm çalışmalarda, “aldatılma” ise on iki çalışmada boşanma nedeni olarak gösterilmiştir. Çalışmaların yedisinde ise “aile üyelerinin olumsuz etkisi” ve “ekonomik sorunlar”; altısında “cinsel sorunlar” boşanma nedeni olarak belirtilmiştir. “Şiddetli geçimsizliğin” beş çalışmada ilk üç boşanma nedeni arasında yer aldığı dikkat çekmektedir. Ayrıca “kötü alışkanlıklar”, “ruhsal hastalıklar”, “sevgi eksikliği”, “aile rollerini yerine getirememe”, “kıskançlık”, “eşinden fazla gelire sahip olma” diğer boşanma nedenleri arasında yer almaktadır. In this study, it is aimed to systematically review the articles that investigate the cause of divorce among women and published between the years of 2000-2018 in Turkey. Articles were scanned using “boşanma nedenleri” and “Türkiye” key words on “Google Akademik” database, “reason of divorce” ve “Turkey” key words on "Google Scholar", "PubMed", "ScienceDirect" database. Results of research were limited by the criteria that "Search of the English page" or "Search in Turkish pages", "2000-2018 years", "Full-text accessible", "performed in Turkey", "quantitative and qualitative research", "finding for reason of divorce". As a result of the research, appropriate study could not be achieved according to the exclusion criteria in Google Scholar, Pubmed and ScienceDirect. In the search on Google Scholar, 148 articles were reached. When articles were restricted according to exclusion criteria, 13 articles constituted the universe of the study. In the research, it was found that the most important reasons of divorce were” violence” and “cheating”. “Violence” was shown as a reason of divorce in all studies, and “Cheating” in twelve studies. In seven of the studies, “negative effects of family members” and “economic problems“, in six of them “sexual problems” are stated as the reason of divorce. It is noteworthy that “severe conflict” was among the first three divorces in five studies. In addition, “bad habits”, “mental illness”, “lack of love”, “inability to fulfill family roles”, “jealousy”, “having more income” were stated as other divorce reasons.

Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasını, tekrarlanmasını etkileyen birçok faktör bulunmasının yanında, şiddetin temel kaynağını toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkek arasında ataerkil toplum yapısından kaynaklanan asimetrik güç ilişkisi oluşturmaktadır. Kadına yönelik şiddet, ataerkil düzeninin devamını sağlama ve yüzyıllardır süren güç dengesizliğini korumada en etkin araç olarak bilinmektedir. Temel bir insan hakkı ihlali olan şiddet eylemlerinin meşru olarak kabul edilmesi, bu eylemlerin artmasına neden olmakta, çözüm bulunmasının önündeki en büyük engeli oluşturmakta ve toplumda eşitlik anlayışını ve şiddet içermeyen yaklaşımı geliştirmek daha da zorlaşmaktadır. Bu çalışma zamanla ve toplumlar arası değişen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bağlı kadına yönelik şiddet konusuna ilişkin temel kavramların tanımlanması, açıklanması ve incelenmesi için bu konuda yapılan çalışmalardan elde edilen bilgileri derlemek amacıyla yapılmıştır.

Araştırma, jinekolojik onkoloji hastalarınabakım veren ebe/hemşirelerin ve hastaların bireyselleştirilmiş bakım algılarının vememnuniyetlerinin değerlendirilmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.Çalışma 01 Haziran-30 Eylül 2015 tarihleri arasında Ankara il sınırları içinde yeralan bir üniversite hastanesi ve bir eğitim araştırma hastanesinde yapılmıştır.Araştırmanın örneklemini, belirlenen hastanelerin jinekolojik onkoloji kliniklerindeyatarak tedavi alan 152 hasta ve bu kliniklerde çalışan 18 hemşire ve 11 ebeoluşturmuştur. Araştırmaya katılacak hasta sayısı One-Sample t-Test Power Analysisile belirlenmiştir. Verilerin toplanmasında; hastalar ve ebe/hemşireler için Sosyo-Demografik Özellikler Bilgi Formu, Bireyselleştirilmiş Bakım Skalası,Bireyselleştirilmiş Bakım Skalası-Hemşire Formu, Hemşirelik BakımındanMemnuniyet Ölçeği ve Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerindeğerlendirilmesinde, Bağımsız Gruplarda `t` Testi, Mann-Whitney U, Anova veKruskal-Wallis H Testleri, Spearman Korelasyon Analizi ve parametrelerin normaldağılıp dağılmadığını test etmek için Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testlerikullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; hastalar ebe/hemşirelerin bireysellikleriniorta düzeyde (3,07±0,97) desteklediğini algılarken; ebe/hemşireler tarafından verilenbakımın bireyselleştirildiğini düşük düzeyde (2,33) algılamışlardır. Hastalar,ebe/hemşirelerin bireyselliklerini destekleme algıları arttıkça; ebe/hemşirelertarafından verilen bakımın bireyselleştirildiği algısı artmaktadır (r=0,736; p=0,001).Hastaların hemşirelik bakımından memnuniyeti orta düzeyde (63,16±14,97)bulunmuştur. Ebe/hemşirelerin bakım uygulamalarında hastaların bireyselliğinidestekleme (1,65) ve hastaların bakımını bireyselleştirme (1,61) algıları düşükbulunmuştur. Ebe/hemşirelerin; bakım uygulamalarında hastaların bireyselliğinidestekledikçe; hastaların bakımını bireyselleştirerek sunduğu belirlenmiştir (r=0,828;p=0,001). Ebe/hemşireler, hastaların bireyselliğini, hastaların algıladığından dahadüşük düzeyde desteklemişlerdir ve hastaların bakımını hastaların algıladığındandaha düşük düzeyde bireyselleştirmişlerdir. Ebe/hemşirelerin iş doyumudeğerlendirilmiş olup; genel iş doyumu (3,08), içsel doyum (3,41) puan ortalamasıyüksek, dışsal doyum puan ortalaması ise düşük (2,58) olarak değerlendirilmiştirSonuç olarak; çalışmamızda; bireyselleştirilmiş bakım açısından hasta ve hemşireninbirlikte değerlendirilmesinin ve elde edilen sonuçların; bireyselleştirilmiş klinikhemşirelik bakımının geliştirilmesine, bireyselleştirilmiş bakım protokollerioluşturulmasına, bireyselleştirilmiş bakımın önemi açısından jinekolojik onkolojibakım sağlayıcıları arasında farkındalığın artırılmasına katkıda bulunacağıdüşünülmektedir.Anahtar Kelimeler: Jinekolojik onkoloji, bireyselleştirilmiş bakım, hastamemnuniyeti, iş doyumu. This descriptive study was conducted to analyzegynecologic oncology patients' and midwives'/nurses' perception of and satisfactionwith individualized care. The study was performed between June 1,2015 andSeptember 30, 2015 at a university hospital and at a training and research hospital inAnkara, Turkey. The study sample included 152 patients who received inpatienttreatment at the selected hospitals' gynecologic oncology clinics, and 18 nurses and11 midwives working at these clinics. The number of the participating patients wasdetermined using one-sample t-test power analysis. The study data were collectedusing a Socio-Demographic Characteristics Information form for midwives/nurses,the Individualized Care Scale, the Individualized Care Scale-Nurse, the Satisfactionwith Nursing Care Scale and the Minnesota Job Satisfaction Questionnaire. The datawere analyzed using Independent Samples t Test, the Mann-Whitney U test,ANOVA and the Kruskal-Wallis H tests. The Kolmogorov-Smirnov and Shapiro-Wilk tests were used to determine whether the distribution of the parameters wasnormal. The study results indicated that midwives and nurses supported the patients'individuality at a moderate level (3.07±0.97) according to patients' perceptions. Thepatients felt that individualization of the care provided by midwives/nurses was at alow level (2.33). Their perception of individualized care by midwives/nurses rises astheir perception of nurses/midwives supporting their individuality rises (r=0.736,p=0.001). The patients' satisfaction with care was at a moderate level (63,16±14,97).The patients' had a low perception of the nurses'/midwives' support for theirindividuality in care practices (1.65) and individualization of patient care (1.61). Itwas found that midwives/nurses provided patient care in a more individualized waywhen they increased their support of the patients' individuality in care practices(r=0.828, p=0.001). The midwives/nurses perception of providing support for patientindividualityand the individualization of their care was lower than perception of themidwives/nurses support for patients' individualityand the individualization of theircare. The study evaluated the midwives'/nurses' job satisfaction and found that theyobtained high scores in general satisfaction (3.08), intrinsic job satisfaction (3.41).However, their extrinsic satisfaction scores were low (2.58). The study's findingsshow that this study's collective evaluation of the patients and nurses regardingindividualized care will contribute to the improvement of individualized clinicalnursing care, the creation of individualized care protocols and increasing theawareness of gynecologic oncology care providers regarding the importance ofindividualized care.Keywords: Gynecologic oncology, individualized care, patient satisfaction, jobsatisfaction. 141