Search

Sosyal medyanın müşteri ile ilişki kurmada, müşteriye değer yaratmada ve tutundurma faaliyetlerini yürütmedeki rolü tüm işletmeler tarafından artık fark edilmektedir. Günümüzde sermaye, insan kaynağı, pazarlama bilgisi ve teknoloji gibi eksiklikler nedeniyle gelişemeyen KOBİ'ler için sosyal medya pazarlaması bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada KOBİ'lerin sosyal medyanın tutundurma etkisine bakış açıları uygunluk analizi ile araştırılmıştır. Araştırmada Sinop ilinde faaliyet gösteren 400 adet KOBİ'ye anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda KOBİ'lerin sosyal medyayı bir pazarlama aracı olarak gördükleri ancak tam olarak önemini kavrayamadıkları görülmüştür. Ayrıca KOBİ'lerin çeşitli tanımlayıcı özelliklerine göre sosyal medyanın tutundurma etkisine bakış açılarının farklı olduğu anlaşılmıştır Establishing relationship with customers and creating value for customers are the roles of social media which have been recognized by all businesses recently. Nowadays social media has been seen as an opportunity for SME’s which can’t develop because of the lack of capital, human resources, marketing knowledge and technology etc. This study explores SMEs’ perspective on social media promotion effect with using correspondence analysis. The survey was carried out on 400 SMEs which operate in Sinop. The findings showed that SMEs have not fully utilized the importance of the social media as a marketing tool yet. Also, according to their descriptive characteristics, they have different perspectives on social media promotion effect

Mobile learning has been reshaping the mobile applications and requesting a different pedagogy. Therefore, the applications designed for mobile learning are expected to be compatible with the desired skills in learning objectives and learning outcomes. It is recommended to determine learning objectives and learning outcomes that support appropriate pedagogy for mobile learning while designing an application. In this study, the use of the revised Bloom Taxonomy in designing mobile learning applications was evaluated in terms of cognitive processes and learning outcomes for the realization of effective learning. Besides, the benefits of revised Bloom Taxonomy are evaluated on issues such as analyzing the objectives of the syllabus or a curriculum, the classification of learning activities according to the learning objectives, the recognition of the relationship between assessment and learning/teaching activities. This study also introduces a few alternative models apart from revised Bloom’s Taxonomy and presents some discussions about these models. Then, a range of mobile applications has been suggested for open and distance learners.

Today, while governments mostly focus on indicators such as productivity, cost-effectiveness, social satisfaction, and accountability as quality indicators, higher education institutions take into account fundamental indicators such as student output, learning, and teaching processes, student and staff support, assessment, evaluation, and resources. These fundamental indicators can be varied institutional-based, program-based or course-based. In the context of higher education, quality assurance of distance education actually requires different quality indicators and different regulations from traditional higher education. On the other hand, quality assurance in distance education is more debated than traditional education. Currently, people do not trust the quality of distance education. Therefore, initiatives to increase the quality of distance education may be increased assurance in distance education. The aim of this study is to examine the studies which provide criteria to evaluate online courses for creating or improving quality standards in online environments in the context of higher education and also to make a descriptive analysis by presenting differences and similarities between the course quality measures of these studies. This study is expected to guide the online course developers, faculty, and administration of higher education institutions to improve or to redefine the quality of their proposed online courses.

Günümüzde kadınların üst yönetim seviyelerine terfi etmelerindeki güçlükler halen devam etmektedir. Cam tavan sendromu, somut hiçbir neden olmamasına rağmen kadınların liderlik veya üst yönetim pozisyonlarına yükselmelerindeki eksikliği ifade etmektedir. Bu çalışmada, görünür hiçbir engel olmamasına rağmen eğitim kurumlarının yönetimlerinde kadınların cam tavan sendromu yaşamalarında medyanın etkisi araştırılmaktadır. Bu amaçla Medyada Kadına Yönelik Tutum adı altında bir ölçek geliştirilmiştir. Bu ölçek kullanılarak, araştırmaya katılan 150 öğretmenin görüşleri doğrultusunda ilk ve orta dereceli okulların yönetimlerinde kadınların erkeklere oranla daha az yer almasında medyada kadınların temsil edilme biçimlerinin etkisinin olup olmadığı, bu etkinin katılımcıların cinsiyetine, yaşına, medeni durumuna, eğitim düzeyine, yönetici olup olmamasına veya çalışılan kurumun düzeyine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği belirlenmeye çalışılmıştır, Nowadays, women still face a lot of difficulties regarding promotion to senior management positions. Glass ceiling syndrome refers to the unseen barriers that keeps women from rising to the upper ranks of the corporate ladder, regardless of their qualifications or achievements. This study focuses on the impact of media in regards to women suffering from glass ceiling syndrome especially in education sector. For this purpose, a scale called "Attitudes towards Women in Media" has been developed. By using this scale, data has been collected from 150 teachers, with a particular focus on the limited involvement of women in the management of primary and secondary schools and whether the representation of women in the media has an impact on this. The impact has also been investigated in regards to the participants' gender, age, marital status, education, position of responsibility and work context

In times of crisis, it is a priority to get help as soon as possible and any kind of help can be accepted. Especially, all kinds of support by volunteers, is a great help in crisis resolution. Crisis locations can be developed or less developed regions. It is sometimes difficult to reach help and support in less developed regions. To create Geographic data, which is an important requirement in crisis situations, is time-consuming and costly when attempted to be produced by conventional methods. When the data is produced by volunteers, it is faster and less costly because experts try to reach and support the region. Volunteered Geographic Information (VGI) is spatial data that has been contributed for free by volunteers. In our work, that is review, the examples of Volunteered Geographic Information applications in crisis management will be shown on the poster.

Son yıllarda yükseköğrenimde açıklık üzerine yapılan çalışmalarda daha çok uzaktan eğitimde açıklığın önemine vurgu yapılmaktadır. Araştırmalarda özellikle açık erişim, açık eğitsel kaynaklar, kitlesel açık çevrimiçi dersler gibi popüler konulara yer verilmektedir. Bu çalışmada uzaktan eğitim alanında yapılan araştırmalarda açıklık kavramı incelenmiştir. Bu amaçla uluslararası hakemli sekiz uzaktan eğitim dergisinin (AJDE, AsianJDE, DE, EURODL, IJEDE, IRRODL, OL, TOJDE) gözünden açıklık incelenmiştir. Bu kapsamda bu dergilerin arşivlerinden seçilen 372 makale üzerinde içerik analizi yapılmıştır. Yükseköğrenim düzeyinde açıklıkla ilgili konularda hangi çalışmaların yapıldığı, bu çalışmaların hangi temalarda yoğunlaştığı, yıllara göre nasıl değişim gösterdiği ve çalışmalarda hangi araştırma yöntemlerinin kullanıldığı gibi sorulara yanıt aranmıştır. Elde edilen bulgulara göre söz konusu dergilerde belirtilen yıllarda yayınlanan açıklıkla ilgili çalışmalar daha çok açık ve uzaktan öğrenme, kitlesel çevrimiçi açık dersler (MOOC), açık eğitsel kaynaklar, açık üniversitelerde eğitim ve uygulamalar, eğitimde açıklık ve erişilebilirlik, açık öğrenme gibi temalarda yoğunlaşmaktadır. Araştırma alanı olarak ise daha çok eğitim teknolojisi, yönetim ve organizasyon, öğrenenlerin belirleyici özellikleri ve öğretim tasarımı alanlarında çalışmalar yapılmıştır.

Cok kisa surede gunluk yasam ile butunlesen sosyal medya, gunumuzun artan rekabet kosullarina ayak uydurmak isteyen cesitli buyuklukteki isletmelerin de dikkatini cekmistir. Yalnizca buyuk isletmelere degil ayni zamanda ulke ekonomilerinin dinamigi konumunda olan KOBI’ler icin de sosyal medya urun ya da hizmetlerin tanitilmasi gibi bircok firsat sunmaktadir. KOBI’lerin bu firsatlari gorup gormedigi bu arastirmanin problemini olusturmaktadir. Bu calismanin amaci KOBI’lerin sosyal medya uzerinden pazarlama yapma bakislarini belirlemektir. Calismanin evrenini, Sinop ilinde faaliyet gosteren KOBI’ler olusturmaktadir. Veriler, KOBI’lerden yuz yuze anket yontemi ile toplanmistir. Bu arastirmada 26 degiskenli bir olcek olusmustur. Yapilan faktor analizinde sosyal medya pazarlamasina bakisin uc boyutu ortaya cikmistir. Faktor analizi, kismi dogrulayici faktor analizi ve hipotez testleri ile desteklenerek bulgular yorumlanmistir. Arastirma sonuclarina gore, sosyal medya kullanimina yonelik tutumlarinin olumlu yonde oldugu belirlenmistir.

Mobil cihazlara küresel erişimin mümkün olması mobil öğrenmeye olan ilgiyi arttırmaktadır. 1970’lerden günümüze gelişmekte olan mobil cihazlar dinamik bir yapıda olduğundan mobil öğrenmeye dâhil edilebilecek kişisel elektronik cihazlara her geçen gün yenileri eklenmektedir. Bu cihazların yanı sıra bu cihazların ilişkili oldukları mobil teknolojiler de mobil öğrenme açısından önemli görülmektedir. Mobil kullanıcılar kullandıkları mobil cihazlar için farklı servis hizmetleri satın almaktadır. Alınan servis hizmetinin tipine göre mobil cihazlarda kullanılan ağ teknolojileri ve buna bağlı olarak birçok özellik cihazdan cihaza değişkenlik göstermektedir. Bu çalışmada mobil teknolojilerdeki teknik sınırlılıkların mobil öğrenme deneyimlerinin geliştirilmesine olan etkisi tartışılmış, mobil öğrenmeyi desteklediği öngörülen mobil teknolojiler incelenerek sağlıklı bir mobil öğrenmenin gerçekleşebilmesi için gerekli teknolojiler ve bu teknolojilerdeki gelişmelerin mobil öğrenmeye sağlayabileceği katkılar değerlendirilmiştir.