37 results on '"Altun, Işıl"'
Search Results
2. Editörden...
- Author
-
ALTUN, Işıl
- Published
- 2023
3. Geleneksel Mardin Halk Dansı ve Müziği Reyhani Üzerine Bir İnceleme.
- Author
-
Öztokmak, Çiğdem Akyüz and Altun, Işıl
- Abstract
Copyright of Turkish Studies - Language & Literature is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Reyhanî: An Authentic Combination of Music and Dance in Mardin*
- Author
-
ALTUN, İşıl and AKYÜZ ÖZTOKMAK, Çiğdem
- Subjects
lcsh:Folklore ,lcsh:G ,Reyhanî,Mardin,bodylore,body music ,mardin ,lcsh:Geography. Anthropology. Recreation ,bodylore ,Folklor ,lcsh:GR1-950 ,reyhanî ,Folklore ,body music - Abstract
Reyhanî is one of the cultural values that has been kept alive for thousands of years in Mardin, Turkey. As a form of a dance and a piece of music, it has a ritualistic origin, a traditional folklore of the region that is adapted to current conditions and reinterpreted. The dance can be practiced by men and women and it is expressive of the demonstration of gratitude to God, following the harvest time, of praying for goodness and beauty, and of the oath of loyalty to the beloved. Reyhanî, which is said to get its name from basil plant, is associated with the soothing smell of it, relaxing the audience. That the word reyhan is related to the word ruh (soul), being seen in the narrative of Jesus Christ’s crucifixion and that it is mentioned in the description of heaven in the Holy Quran result in the attribution of holiness to reyhan plant and of theological meaning to the danse and music. In this study, reyhanî, performed as a dance and music in Mardin city center, has been handled with its traditional aspects and current nature, through contemporary approaches such as bodylore and body music. Information on the subject has been compiled, analyzed and thereafter conceptualized thorugh observation and interview methods in Mardin province. The probable contributions of Reyhanî dance and music to the publicity of Mardin were emphasized and suggestions were made for these contributions.
- Published
- 2019
5. Intercultural sсholarly discussion as an object of methodological modelling in FLT
- Author
-
Altun, Işıl, primary and Khalel, A., additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
6. 'Tarihin Sonu' Olgusu ve Eskatologya Mitleri
- Author
-
ALTUN, Işıl and ÇINAROĞLU, Menderes
- Subjects
Mİtoloji,Mit,Eskatoloji,Tufan,Tarihin Sonu ,Folklor ,Folklore - Abstract
Her ulusun mitolojik bir dünyası vardır ve birbirlerinden çok farklı coğrafyalarda yaşamış olsalar da insan topluluklarının mitolojik dünyaları, mitologları şaşırtacak kadar birbirleriyle olağanüstü benzerlikler taşımaktadır. Farklı toplumlarda, farklı dönemlerde farklı farklı şekiller alsalar da aslında mitler insanlığın ortak kül-türünün ürünüdürler. Mitosları diğer anlatılardan ayıran en önemli özellik, onun kutsal tarafıdır. Mitler, hiç kuşkusuz, kutsal anlatılar olarak ortaya çıkmıştır ve bu anlatılar, onlara inanan kitlelerce kutsal metinler olarak kabul edilmektedir. Mitlerin, “kutsal”ın bir parçası ve kutsal anlatılar olması nedeniyle eskatoloji ile de yolu kesişmektedir. “Eskatoloji”, son şeylerin ya da daha doğru bir biçimde, bilinen dünyamızın kendileriyle sona ulaştığı olayların öğretisidir. Bu dünyanın sonunun ve onun yıkılışının öğretisidir. Bu yönüyle teoloji ile mitoloji arasında orta bir noktada durmaktadır. Tarihin sonu kavramı hem bir teolojik olgu hem de mitolojik bir beklentidir. Eskatoloji bize, evrenin özelde de uygarlığımızın bir sona doğru yaklaşmakta olduğunu; çünkü zamanın ileriye doğru bir akış içerisinde olması nedeniyle sona ermesi gerektiğini vazeder. Bu, sadece mitolojik ya da teolojik bir varsayım değildir. Ekonomiden coğrafyaya, jeopolitikten astrofiziğe kadar birçok bilimsel disiplin de eskatolojinin bu savlarına destek olmakta ve öngörülerini güçlendirmektedir. Zamanın nasıl son bulacağı ile ilgili geliştirilen inanç biçimleri tarih boyunca, dinlerde ve mitolojilerde önemli bir yer tutmuştur. Yeryüzünün hemen hemen gelmiş geçmiş bütün uygarlıklarında eskatolojik inanç ve inanışlar, diğer inançlar içerisinde hiç de azımsanmayacak öneme ve etkiye sahiptir. Bu inançların özünde, insanların hangi toplumdan olursa olsun veya hangi zaman diliminde yaşarsa yaşasın, yaşanılan dünyadan daha adil ve daha mutlu bir dünyayı tasarlıyor ve bekliyor oluşu, inanış ve ülküsü yatmaktadır. Eskatoloji ve eskatolojik beklentiler içerisinde olanlar, zamanın Tanrı lehine dönüşünü ve Tanrı’nın zamanı kendi kontrolü altına alışı beklentisini taşımaktadırlar. Eskatolojik inanışlar, bir felaketi ve felaketler zincirini vaat ederken, aynı zamanda, “iyi olan”ı da vaat etmektedirler. Kir-lenen bu dünyadan daha arınmış bir dünya, giderek kötüleşen zamanlardan daha adil, mutlu ve müreffeh bir altın çağ çıkacaktır. Bu, kötünün içinde mutlak iyinin var olmasıdır ve mutlak iyinin tesis edilmesiyle, kötülük-ler yenilgiye uğratılmış, yok edilmiş olacaktır. “Son” fikrinin gerçekleşebilmesi için, iyiye ihtiyaç duyulacak gayri meşru zamanların var olması gerekir. Zaman iyice kötüleştikten ve iyiye, ahlaka, müreffeh yaşamlara kuvvetle ihtiyaç duyulduktan sonra da artık, ahlaksal dönüşümün zamanı gelmiş demektir. Böylece, kötülükler kesin bir mağlubiyete uğratılacak ve eskatolojik vaat yerini bulmuş olacaktır. Bu çalışmada eskatolojinin ne olduğu, mitolojiyle olan ilişkisi ve belli başlı eskatolojik mitler üzerinde durulmuştur. Türk mitolojisi içerisinde yer alan eskatologya mitlerinden biri olan tufan anlatısından hareketle Türk mitolojisindeki eskatolojik bir olgu da irdelenmeye çalışılmıştır.
- Published
- 2019
7. TOPLUMSAL CİNSİYETİN GELENEKSEL TÜRK MUTFAĞINA YANSIMASI
- Author
-
KARACA, Evrim and ALTUN, İşıl
- Subjects
Anne mutfağı,toplumsal cinsiyet,toplumsal kültür,Türk mutfak kültürü ,Moms kitchen,Social gender,Social culture,Turkish cuisine culture - Abstract
Food and cuisine culture are inseperable from social history. The diet forms of societies are formed according to societie’s cultural, historical, geographic-ecologic and economic structure. Each nation has its own cuisine. Turkish cuisine is composed of foods and beverages consumed by Turkish people; preperation, cooking, conservation of them, appliances needed, table manners and all practical experiences , applications and beliefs occured around cuisine. Preparing style of traditional Turkish food, the story and presentation of it and transferring it to the next generations belonging to Turkish food culture with the help of women is important. The leaders and main subjects of this transferring process are the women as well as they are the most important transferrors of the food culture. Food culture starts at home and the real possessors of Turkish cuisine are women. Even though the women’s integration of business life keeps them away from the kitchen, it has been supported by the proverbs and idioms that socio-cultural dominance in the kitchen belongs to the women. Cuisine functions like a language to translate the structure of society. This study deals that who the main representer of the cuisine is, food is more than preventing from hunger in Turkish culture, what the role of woman in her kitchen and in professional kitchen in terms of social gender. During the changing process of societies that mom’s kitchen is more beneficial than packed foods will be explained via the cases based on observations and dialogues. What is going to be evaluated in this study is changing the statue of the women as part of putting the sovereignty limit at home in traditional Turkish cuisine culture and social role of the women in respect of bringing back traditional mom’s cuisine. , Yemek ve mutfak kültürü toplumsal tarihle iç içedir. Toplumların beslenme biçimleri o toplumun kültürel ve tarihsel; coğrafi-ekolojik ve ekonomik yapısına göre şekillenmektedir. Her milletin mutfağı kendisine hastır ve Türk Mutfağı denildiğinde Türk insanının beslenmesini sağlayan yiyecek ve içecekler; bu yiyecek ve içeceklerin hazırlanması, pişirilmesi, saklanması; bunlar için gerekli araç gereçler, sofra adabı, mutfak ve çevresinde gelişen her tür pratikler, uygulamalar ve inanışlar akla gelmektedir. Türk yemek kültürüne özgü mutfaktaki kadın gücüyle geleneksel yemeğin hazırlanış biçimi ve sonunda ortaya çıkan yemeğin hikayesi, sunumu ve diğer kuşaklara aktarımı önemlidir. Bu aktarımın öncüsü ve öznesi olan kadın aynı zamanda mutfak/yemek kültürünün en önemli taşıyıcısıdır da. Yemek kültürü evde başlamaktadır ve Türk mutfağının gerçek sahipleri kadınlardır. Kadının çalışma hayatına karışmasıyla birlikte kadın ile mutfak arasına ciddi bir mesafe girse de, mutfaktaki sosyo-kültürel gücün kadına ait olduğu atasözleri, deyimler ile de desteklenmiştir. Mutfak, toplumun yapısını farkında olmaksızın tercüme eden bir dildir. Bu çalışmada mutfağın asıl sahibinin kim olduğu, Türk kültüründe yemeğin açlığı giderici bir sembol olmadığı, evinin mutfağında ve profesyonel mutfakta kadının rolünün ne olduğu toplumsal cinsiyet açısından ele alınacaktır. Toplumların gelişim sürecinde ve değişen yeme içme kültürlerindeki hazır yiyecekler yerine “anne mutfağı”nın daha faydalı olduğu gözlem ve görüşmeye dayalı örnek olaylarla açıklanacaktır. Geleneksel Türk mutfak kültüründe yemeği yapan kadının evdeki hakimiyet sınırlarının çizilmesi bağlamında statüsündeki değişiklik ve geleneksel “anne mutfağı” na dönüş ile kadının toplumsal rolü değerlendirilecektir 
- Published
- 2017
8. Reflection of Social Gender to Traditional Turkish Cuisine
- Author
-
Karaca, Evrim and Altun, Işıl
- Subjects
Edebiyat ,Folklor ,Sosyoloji ,Kültürel Çalışmalar - Abstract
Yemek ve mutfak kültürü toplumsal tarihle iç içedir. Toplumların beslenme biçimleri o toplumun kültürel ve tarihsel; coğrafiekolojik ve ekonomik yapısına göre şekillenmektedir. Her milletin mutfağı kendisine hastır ve Türk Mutfağı denildiğinde Türk insanının beslenmesini sağlayan yiyecek ve içecekler; bu yiyecek ve içeceklerin hazırlanması, pişirilmesi, saklanması; bunlar için gerekli araç gereçler, sofra adabı, mutfak ve çevresinde gelişen her tür pratikler, uygulamalar ve inanışlar akla gelmektedir. Türk yemek kültürüne özgü mutfaktaki kadın gücüyle geleneksel yemeğin hazırlanış biçimi ve sonunda ortaya çıkan yemeğin hikayesi, sunumu ve diğer kuşaklara aktarımı önemlidir. Bu aktarımın öncüsü ve öznesi olan kadın aynı zamanda mutfak/yemek kültürünün en önemli taşıyıcısıdır da. Yemek kültürü evde başlamaktadır ve Türk mutfağının gerçek sahipleri kadınlardır. Kadının çalışma hayatına karışmasıyla birlikte kadın ile mutfak arasına ciddi bir mesafe girse de, mutfaktaki sosyo-kültürel gücün kadına ait olduğu atasözleri, deyimler ile de desteklenmiştir. Mutfak, toplumun yapısını farkında olmaksızın tercüme eden bir dildir. Bu çalışmada mutfağın asıl sahibinin kim olduğu, Türk kültüründe yemeğin açlığı giderici bir sembol olmadığı, evinin mutfağında ve profesyonel mutfakta kadının rolünün ne olduğu toplumsal cinsiyet açısından ele alınacaktır. Toplumların gelişim sürecinde ve değişen yeme içme kültürlerindeki hazır yiyecekler yerine "anne mutfağı"nın daha faydalı olduğu gözlem ve görüşmeye dayalı örnek olaylarla açıklanacaktır.Geleneksel Türk mutfak kültüründe yemeği yapan kadının evdeki hakimiyet sınırlarının çizilmesi bağlamında statüsündeki değişiklik ve geleneksel "anne mutfağı" na dönüş ile kadının toplumsal rolü değerlendirilecektir Food and cuisine culture are inseperable from social history. The diet forms of societies are formed according to societie’s cultural, historical, geographic-ecologic and economic structure. Each nation has its own cuisine. Turkish cuisine is composed of foods and beverages consumed by Turkish people; preperation, cooking, conservation of them, appliances needed, table manners and all practical experiences , applications and beliefs occured around cuisine. Preparing style of traditional Turkish food, the story and presentation of it and transferring it to the next generations belonging to Turkish food culture with the help of women is important. The leaders and main subjects of this transferring process are the women as well as they are the most important transferrors of the food culture. Food culture starts at home and the real possessors of Turkish cuisine are women. Even though the women’s integration of business life keeps them away from the kitchen, it has been supported by the proverbs and idioms that socio-cultural dominance in the kitchen belongs to the women. Cuisine functions like a language to translate the structure of society. This study deals that who the main representer of the cuisine is, food is more than preventing from hunger in Turkish culture, what the role of woman in her kitchen and in professional kitchen in terms of social gender. During the changing process of societies that mom’s kitchen is more beneficial than packed foods will be explained via the cases based on observations and dialogues. What is going to be evaluated in this study is changing the statue of the women as part of putting the sovereignty limit at home in traditional Turkish cuisine culture and social role of the women in respect of bringing back traditional mom’s cuisine
- Published
- 2017
9. "TARİHİN SONU" OLGUSU VE ESKATOLOGYA MİTLERİ.
- Author
-
ALTUN, Işıl and ÇINAROĞLU, Menderes
- Subjects
- *
ECONOMIC geography , *ESCHATOLOGY , *MYTHOLOGY , *GOOD & evil , *CONCEPTUAL history , *RESEMBLANCE (Philosophy) , *FLOODS - Abstract
Every nation has a mythological world, and the mythological worlds of human societies, although they have lived in many different geographies, have a great deal of extraordinary similarities to each other, surprising even the mythologists. Though they take different forms in different societies and eras, myths are, in fact, the products of a common culture of humanity. The most important feature distinguishing a myth from other narratives is its sacred nature. Myths have undoubtedly emerged as sacred narratives, and these narratives are regarded as sacred scriptures by masses who believe in them. Since myths are part of "the sacred" and sacred narratives, their path intersects with that of eschatology. "Eschatology" is the teaching of the last things, or more accurately, the events with which our known world is expected to end. It is the teaching of the end of the world and its collapse. In this respect, it stands at a mid-point between theology and mythology. The concept of the end of history is both a theological phenomenon and a mythological expectation. Eschatology tells us that the universe and in particular our civilization is approaching an end as it preaches that time must be terminated because it is in a forward flow. This is not just a mythological or theological assumption. Many scientific disciplines, from economics to geography, from geopolitics to astrophysics, support and reinforce the predictions of eschatology. The forms of beliefs about how time will come to an end have an important place for religions and mythologies in history. Eschatological beliefs are of great importance and they have influence in other beliefs in almost all of the civilizations of the world, past and present. At the core of these beliefs, no matter what society or time period it is, lies the expectation that a world that is more fair and happier than this world is awaiting humans. People with eschatological hopes are expecting the time to return in favor of God and be under the control of God. Eschatological beliefs promise a catastrophe and a chain of disasters, while at the same time promising what is "good" for man. A world free from the polluted one, and a fairer, more prosperous golden age will emerge from the ever worsening times. This is the existence of the absolute good in the evil, and by the victory of the absolute good, the evil will be defeated and destroyed. In order for the idea of the 'End' to take place, there must be an illegitimate epoch to be spared. The time for moral transformation is the very time that is to come after the time has worsened and a need for a good, moral and prosperous life is arisen. Thus, evil will definitely be defeated, and eschatological promise will be achieved. In this study, what is eschatology, its relationship with mythology and major eschatological myths are emphasized. An eschatological phenomenon in Turkish mythology has been tried to be examined from the narrative of the flood which is one of the eschatological phenomenon in Turkish mythology. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
10. Kadın ?şıkların "Kadın" Algısı Üzerine Emik Bir Yaklaşım
- Author
-
ALTUN, Işıl, primary
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
11. KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN UNUTULAN BARIŞ ELÇİLERİ; MARUNÎLER, YAPILANLAR VE YAPILAMAYANLAR ÜZERİNE KESİTSEL BİR BAKIŞ
- Author
-
ALTUN, Işıl and KESER, Ulvi
- Subjects
Maronites,Cyprus,Belief,Cyprus Peace Operation ,Marunîler,Kıbrıs,İnanç,Kıbrıs Barış Harekâtı - Abstract
A good many societies, communities and the people have lived, dominated and had the sovereignty so far on the island of Cyprus known as the island of the immigrations and the problems throughout the history In addition to the Jewish and the Armenian communities, the other society of the minority to be mentioned here is the Maronites. Maronites who have lived mostly in Asomatos and in Kormakitis up to 20th July 1974 Peace Operation don’t leave their villages and go on living in Turkish Republic of Northern Cyprus. Maronites living in Kormakitis now make an effort to keep the atmosphere of peace and friendship in spite of the provocation of communal disputes, and the discomfort. The Maronite society who follows their religious beliefs with no restriction in TRNC has almost no problem with Turkish Cypriots even if their situation is itched by EU, Greece and some Greek Cypriots. Maronites being one of the most beautiful colors of TRNC is evidently a potential power for the tolerance and the religion tourism. This article aims at focusing on Maronite community on the island, and their effect on TRNC social life, economy, belief tourism, and the recognition of TRNC., Tarih boyunca göçler ve sorunlar adası olarak bilinen Kıbrıs adasında bugüne kadar pek çok topluluk yerleşmiş, yaşamış ve egemenlik sürmüştür. Yahudiler ve Ermeniler yanında özellikle azınlıklar bağlamında adada adından söz edilmesi gereken bir azınlık topluluk ise Marunîlerdir.1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar ağırlıklı olarak Asomatos ve Kormacit köyünde yaşayan Marunîler harekâtın ardından yaşadıkları köyleri terk etmezler ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşamaya devam ederler. Halen KKTC’de ağırlıklı olarak Koruçam (Kormacit) ’da yaşayan Marunî azınlık toplumlararası çatışmalara ve huzursuzluklara inat barış ve dostluk havasını korumaya devam etmektedirler. Dini inançlarını herhangi bir kısıtlamaya uğramadan yerine getiren Marunîler başta Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan olmak üzere bazı ülkeler tarafından kaşınarak sorun haline getirilmeye çalışılsa da KKTC’de barış ve hoşgörü ortamı içinde yaşamak ve Kıbrıslı Türklerle herhangi bir sorunları bulunmamaktadır. KKTC’nin en güzel renklerinden birisi olan Marunîlerin gerek hoşgörü gerekse inanç turizmi bağlamında lokomotif görevi taşıdığı açıktır. Bu çalışma kapsamında Marunîlerin KKTC’deki sosyal hayatlarına yer verilecek, sayıları gittikçe azalan bu toplumun KKTC sosyal hayatına, inanç turizmine ve özellikle KKTC’nin meşruiyetinin tanınması çalışmalarına katkısı ortaya konulacak; çalışmanın tamamlanması aşamasında sözlü tarih kaynaklarından da istifade edilecektir.
- Published
- 2013
12. KARACAOĞLAN’DA ŞİİRSEL BİR İMGE OLARAK GİYİM, KUŞAM
- Author
-
ALTUN, İşıl
- Subjects
Karacaoğlan,Halk Şiiri,İmge,Giyim,Kuşam - Abstract
Karacaoğlan 17. yüzyıl aşık edebiyatımızın en önemli temsilcilerinden birisidir. Karacaoğlan şiir geleneği içinde onun ait olduğu çevrenin, doğanın, gezip dolaştığı Anadolu coğrafyasının, doğup büyüdüğü, geliştiği toplum yapısının; insan ilişkilerinin; kısaca maddi manevi bütün kültürel nakışların yer aldığı görülebilir. Aşk, doğa, gurbet, sıla, yaşlılık, ayrılık, özlem, ölüm gibi temaların yanında; güzellik kavramı da Karacaoğlan şiir geleneği içinde önemli bir yer tutmuş ve ustaca işlenmiştir. Karacaoğlan, bu güzellerin saç, alın, yüz, kaş, göz, bağır, göğüs, ağız, burun, dudak, dil, diş, kol, bilek, el, ve topuklarıyla ilgili tasvirler, benzetmeler yaparken; bu güzelleri giydirip kuşandırmaya ve süslemeye de büyük özen göstermiştir. Çalışmamızda, Saim Sakaoğlu’nun Karaca Oğlan adlı eserindeki şiirlerden yola çıkılarak; Karacaoğlan’ın şiirlerinde giyim kuşam ile ilgili özellikler, kavramlar ortaya koyulacak, devrin maddi kültür unsurları tespit edilmeye çalışılacaktır.
- Published
- 2010
13. KOCAELİ’DE TÜRBELERLE İLGİLİ İNANIŞ ve UYGULAMALARA ÖRNEK: 'SULTAN BABA'
- Author
-
ALTUN, İşıl
- Subjects
Türbe,Sultan Baba,İnanış ve Uygulama,Örcün köyü - Abstract
Türk kültür geleneği içinde geçmişten günümüze varlığını sürdürmekte olan yatır, ziyaret ve türbeler, kendi etraflarında kümelenen halk inançları açısından oldukça önemli ve kutsal mekânlardır. Her yörenin sosyo–ekonomik yapısına, gelenek ve göreneklerine göre değişen; ancak özü gereği aynı insanî ihtiyaca cevap veren inanışlar, pratikler insanları bir arada tutar. Araştırmada, Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı Örcün Köyü’ndeki Sultan Baba Türbesi örnek olay olarak seçilmiştir. Bir saha çalışması olan bu araştırmada, türbe etrafında gelişen inanışlar, ritüeller; türbeyle ilgili kerâmetler, uygulama ve pratikler, katılımlı mülâkat ve gözlem tekniğinden yararlanılarak tespit edilmeye çalışacaktır. Anadolu topraklarına beş yüz yıl önce geldiği rivayet olunan Sultan Baba’nın tarihî kişiliği hakkında yazılı herhangi bir kaynak yoktur. Çalışmada türbeler çevresinde gelişen inanışların ferdî bir tecrübeden, başka kültürel değerlerle birleşerek, toplumsallaşması ele alınacaktır
- Published
- 2010
14. Farklı Anlatım Ortamları Açısından Aşık Mevlüt İhsani'nin Murat Reis Hikayesi
- Author
-
ALTUN, İşıl
- Subjects
Literature ,narrator,audience,Asik Mevlut Ihsani ,Aşık Mevlüt İhsani,anlatıcı,dinleyici ,Edebiyat - Abstract
In this study the Story Of Murat Reis by Asik Mevlut lhsani is comparedin terms of difef rent narrative mediums. Asik told the story in front of the audience in aforma! medium for the fist time and for the second time he told us the story in his housewhile we are compiling the story. The emergent story texts were evaluated in terms of thenarrator, the audience, literary genres and performance. Some story texts were attached tothe end of the story., Bu çalışmada Aşık Mevlüt İhsani 'nin Murat Reis hikayesi farklı anlatımortamları açısından karşılaştırılmıştır. Aşık hikayeyi ilk olarak resmi ortamda dinleyicikarşısında, ikinci olarak da ev ortamında derleme yaptığımız sırada bize anlatmıştır. Ortayaçıkan hikaye metinleri anlatıcı, dinleyici, tür ve performans açısından değerlendirilmiştir.Çalışmanın sonuna hikaye metinleri ilave edilmiştir.
- Published
- 2008
15. KADIN ȂŞIKLARIN “KADIN” ALGISI ÜZERİNE EMİK BİR YAKLAŞIM*.
- Author
-
ALTUN, Işıl
- Abstract
Copyright of Electronic Turkish Studies is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
16. Halk Hikayelerindeki Olay Ve Düşünce Aktarımlarında Digression'dan Yararlanma
- Author
-
ALTUN, Işıl, primary
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
17. Karacaoğlanın Şiirlerinde Dağ Algısı
- Author
-
ALTUN, Işıl, primary
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
18. Aşık Mevlüt İhsani'nin aşk konulu hikayeleri üzerine bir araştırma
- Author
-
Altun, Işıl and Altun, Işıl
- Subjects
- Ihsani, Mevlüt, 1928-
- Published
- 2007
19. Apple In Turkısh Folk Culture
- Author
-
ALTUN, Işıl, primary
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
20. Kocaeli'de Türbelerle İlgili İnanış ve Uygulamalara Örnek: "Sultan Baba"
- Author
-
ALTUN, Işıl, primary
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
21. Karacaoğlan'da Şiirsel Bir İmge Olarak Giyim, Kuşam
- Author
-
ALTUN, Işıl, primary
- Published
- 2007
- Full Text
- View/download PDF
22. TÜRK HALK KÜLTÜRÜNDE ELMA.
- Author
-
Altun, IŞıl
- Subjects
TURKISH literature ,TURKISH arts ,SIGNS & symbols ,SYMBOLISM of fruit ,SYMBOLISM of trees ,APPLES in folklore ,APPLES ,TURKISH riddles ,TRADITIONAL medicine ,MYTHOLOGY - Abstract
Copyright of Electronic Turkish Studies is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2008
23. Eschatology or «ends of history».
- Author
-
Altun, Işıl
- Subjects
- *
ESCHATOLOGY , *MYTH , *MYTHOLOGY , *THEOLOGY , *JUDGMENT Day - Abstract
Eschatology consists of the myths explaining things which are to happen at the end of the world and the life of man after death in a theological aspect. Even though eschatology as a concept began in the 19th century, the background of this thinking goes far back into history. As for many religions, doctrines and cults, the end of the world defines a beginning rather than an end. Eschatology is an important element in Jewish, Christian and Islamic traditions. Doomsday in Islamic tradition and in Turkish thinking constitutes eschatology mythoses defined by the last time and the doctrines related to the end of the world or the end of that age in world history. Such Turkish eschatological beliefs shall be attempted to be investigated using sample texts. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2007
24. MANAVLAR.
- Author
-
Altun, Işıl
- Published
- 2005
25. Feminist teori bağlamında kutsal metin(ler)de kadın
- Author
-
Özbay, İsmail, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Social life ,Holy books ,Din ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Gender identity ,Women ,Turkish Language and Literature ,Feminism - Abstract
Bu araştırmamızda kutsal metinler bağlamında `kadın`ın konumu feminist bakış açısıyla ele alınmıştır. Tarihi süreç incelendiğinde kadının toplum içerisindeki hak ettiği konumu elde edemediğini görmekteyiz. Bu durumun oluşmasında ataerkil yapıyı güçlü kılan toplumsal normlar da etkili olmuştur. Dini konularda yapılan ataerkil yorumlar, kadının toplumsal hayatta geri kalmasına neden olan sebeplerden biridir.Araştırmamız bir diğer kısmı olan Feminizm hareketi ise toplumda görülen ataerkil bakış açısının yol açtığı kadına dönük olumsuzluklarla mücadele etmeyi amaçlamıştır. Çalışmamızda kadınların kutsal metinlerdeki konumunu ele alırken feminist bakış açısını da dikkate almaya çalıştık.Toplumsal cinsiyet de kadının toplum içerisindeki görünümünü açıklamada tamamlayıcı bir özellik taşımaktadır. Feminist hareketin karşı çıktığı uygulamaların meydana gelmesinde süregelen cinsiyetçi, erkek egemen dünyanın rolü oldukça fazladır.Çalışmamızda kadının tarihsel süreç içerisindeki yerini de vererek Feminist hareketin ortaya sürecini de ortaya koymaya çalıştık. Bu sürecin oluşmasında fazlasıyla etkili olan toplumsal cinsiyetin din ile olan ilişkisini de temel kavramlardan hareketle inceledik. Kutsal metinlere kadın konusunda yöneltilen eleştirileri; metinden hareketle karşılaştırmalı bir metotla sunduk.Anahtar Kelimeler : Kadın, din, toplumsal cinsiyet, feminizm In this research, women's situation within the context of the holy writings is studied in a feministic point of view. Analysing the historical process, one can see that women have not attained the position they deserve in the society. Social norms, which are strongly patriarchal in the formation of this situation, are also influentialThe partriarchal comments made on the religious issues are among the reasons that is why women have remained behind in social life.The feminist movements, which is another part of our study, aim to struggle with the women-related negative situations caused by the patriarchal viewpoints which are apparent in the society. We also tried to give special attention to the feminist viewpoints while analysing the women's situation in the holy writings.Gender is also complementary in explaining the appearance of women in society. The role of the sexist, male-dominated world ongoing in the practice of opposition to the feminist movement is considerable. Moreover, we introduced the emergence process of the feminist movements by indicating the women's situation within the historical process. We also analysed the relationship between the religion and gender which is highly effective on the comprise of this process. We presented the women-related criticisms which are related to the holy writings in a comparative way and with references to the writings.Key Words: Women, Religion, Gender, Feminism 159
- Published
- 2018
26. Jinns in the Turkish folklore
- Author
-
Beyaz, Deniz, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Supernatural ,Genie ,Folk culture ,Halk Bilimi (Folklor) ,Folklore ,Public beliefs - Abstract
Doğaüstü varlıklar insanoğlu var olduğu andan itibaren onunla birlikte var olmuştur. Şekilleri, isimleri, inanış biçimleri değişse de insanlar hep bilinmeyene duydukları merak ve endişe nedeniyle inanmayı sürdürmüşlerdir. `Cinler` ise Türk Halk inançlarında varlığına inanılan, tüm doğaüstü varlıkları karşılayan varlıklar olarak tanımlanır. Şamanistik dönemden günümüze kadar inanışlarda her daim var olan `Cinler` Halk Bilimi tarafından incelenmeye değer bir konudur. Çalışmamızın ilk bölümünde kavramsal bir çerçeve çizmeye gayret gösterilmiştir. İkinci bölümde tarihsel süreçte farklı dinler ve halkların cin inançları incelenmiştir. Üçüncü bölümde literatürsel `Cin` tanımı yapılmış, cinlerin özellikleri, insanlarla olan ilişkileri, büyü ve korunma yöntemleri anlatılmıştır. Dördüncü bölümde anlatı türleri ve halk inancında cinler incelenmiştir. Pek çok yerel ad ile anılan ve farklı özelliklere sahip doğaüstü varlıkların isimleri ve kısa bilgi sözlük bölümünde yer verilmiş ve özet bilgi için tablo hazırlanmıştır. `Cinler` e olan inanç her zaman var olmuş ve var olmaya da devam etmektedir. İnsanoğlu basit açıklama yerine her zaman daha gizemli ve karmaşık bir yol ile açıklamayı tercih etmiştir. Bilim ve teknolojinin ilerlemesine rağmen gizemli olaylara ve doğaüstü varlıklara olan inanış azalmak yerine sinema ve televizyon sektörünün katkısıyla artmıştır. Anahtar Kelimeler: Cinler, Halk İnançları, Demonoloji, Doğaüstü varlıklar Supernatural creatures have been existing since the humankind existed. They have believed in them with the wonder of unknown even though their shapes, their names or their way of believes. `Jinns` have been defined in the Turkish folk believes as the creatures who contain all the supernaturel beings. Jinns that have been existing in believes from the Shamanism days to the present are worth to be studied by the Folklore. In the first chapter of our study, it was tried to draw a conceptual framework. In the second chapter, it was examined the jinn believes of different religions and communities throughout the history. In the third chapter it was defined the literature concept of jinn and it was mentioned about the features of jinns, their relations with humans, spell and the ways of protections from them. In the fourth chapter it was analyzed the jinns in folk believes and narrative types. The names of supernatural creatures who have lots of different local names and their features was added in the chapter of dictionary. The belief of jinns have been existing through the ages and continues to be exist in the present. Humankind always prefer to explain in the complex and mysterious way instead of the basic ways. In spite of the development in technology and science the belief in supernaturel beings and mysterious events has increased with the support of film sector instead of decrease. Keywords: jinns, folk believes, demonology , supernaturel creatures. 148
- Published
- 2018
27. Kocaeli/Gölcük Nüzhetiye (Döşeme) köyü monografisi
- Author
-
Gökçe, Enise, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Kocaeli-Gölcük ,Daily life ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Culture ,Georgians ,Turkish Language and Literature ,Monography ,Cultural characteristics - Abstract
Bu çalışmada Kocaeli'nin Gölcük ilçesine bağlı Nüzhetiye/Döşeme Köyü'nde yaşamakta olan Gürcülerin; töre, inanç, âdet, örf gibi kültürel dokularına değinilmiş, Kocaeli'nin Gölcük ilçesine bağlı Nüzhetiye/Döşeme Köyü'nün monografi çalışmasında derlenen veriler tasnif edilerek incelenmiştir. Köyün gelenek-görenekleri araştırılıp kayıt altına alınmıştır. Bu araştırmada 1877-78 yılları arasında yaşanan Osmanlı-Rus savaşı esnasında, Batum'dan Kocaeli iline, oradan da Gölcük ilçesine bağlı Nüzhetiye/Döşeme Köyü'ne yerleşmek zorunda kalan Gürcülerin kültürleri araştırılmıştır. Çalışmada köy halkının Milli Mücadele yıllarında yaşadığı tarihi olaylardan da söz edilmiştir. Alan araştırması sırasında Nüzhetiye/Döşeme Köyü'nün nüfusunun gerçekçi olmadığı, köyde ikamet etmeyen birçok köylü olduğu saptanmıştır. Araştırma; Nüzhetiye Köyü'nde yaşayan ve çoğunluğunu Gürcü kimselerin oluşturduğu kültürün günlük yaşamdaki izlerini, uygulanan pratikleri, diğer kültürlerle olan bağını ve kültürün devamlılığı üzerine bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır.Anahtar Kelimeler: Kocaeli, Gölcük, Nüzhetiye/Döşeme Köyü, Gürcü Kültürü, Köy Monografisi In this study, Georgian who lived in Nüzhetiye / Döşeme Village of Kocaeli's Gölcük district, traditions, beliefs, traditions, customs, etc. have been mentioned. The data collected in the monograph study of Nüzhetiye / Döşeme Village of Gölcük district of Kocaeli was classified and examined. In this context, traditions and customs of the village were investigated and recorded. In this research, during the Ottoman-Russian war between 1877-78, the cultures of Georgian refugees who had to settle in the Nüzhetiye / Döşeme Village of Batum to Kocaeli and Gölcük districts were investigated. In the study, it was mentioned about the historical events that village people lived during the National Struggle years. During the field survey, it was determined that Nüzhetiye / Döşeme Village had many villagers whose residence was not realistic and their residence was not in the village. This research has ensured us to have an idea about the traces of Georgian culture in everyday life, the practices, the connection with other cultures and the continuity of Georgian culture. Key words: Kocaeli, Gölcük, Nüzhetiye / Döşeme Village, Georgian Culture, Village Monograph 357
- Published
- 2018
28. İnebolu halk kültüründe halk hekimliği
- Author
-
Saygi, Elif, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Kastamonu-İnebolu ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature ,Folk culture ,Halk Bilimi (Folklor) ,Folk medicine ,Folklore - Abstract
Bu çalışmada İnebolu ilçesine ait halk hekimliği uygulamaları araştırılmıştır.İlçe halkının hastalıklara karşı aklî ve bâtıl uygulamalarını içeren çalışmamız giriş veiki ana bölümden oluşmaktadır.Çalışmanın giriş kısmında çalışma alanı ile ilgili problem, amaç, yöntem,kapsam ve sınırlılıklara yer verilmiş, ayrıca İnebolu'nun tarihî, coğrafî, fizikî, idarî,sosyo-ekonomik ve turistik yapısı hakkında bilgi verilmiştir.Birinci bölümde halk hekimliği ile ilgili genel kavramların ve halkhekimliğinin tarihçesi üzerinde durulmuştur. Bu bölümde halk hekimliği kavramı,halk hekimliğinin tarihçesi, halk hekimliğinin kaynakları ve halk hekimliği ile ilişkilidiğer kavramlar ele alınmış ve Türkiye'de halk hekimliği üzerine yapılmış çalışmalartespit edilmiştir.Tezin ikinci bölümünde, İnebolu halk hekimliği uygulamaları üzerindedurulmuştur. Hastalıklar başlığı altında ağrı-ateş, arı-böcek-yılan sokması ve köpekısırığı, beyin ve omurilik ile ilgili hastalıklar, böbrek ve idrar yolu hastalıkları, cilthastalıkları, göz hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, ortopedik hastalıklar, psikolojikhastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları, solunum sistemi ve diğer hastalıklarbaşlıkları altında bölümlere ayrılarak kapsamlı bir biçimde incelenmiştir. Bubölümde doğum ile ilgili yapılan halk hekimliği uygulamalarına da değinilmiştir.Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası olarak bölgedeki pratikler tespitedilmiştir. Çalışmanın sonunda tespit edilen uygulamalarda eski Türk kültürünün veİslâmiyet'in etkisinin olduğu görülmüştür.Tezin sonunda kaynak kişilerin listesine, kaynakçaya, sözlüğe ve İnebolu'daçektiğimiz fotoğrafların yer aldığı ekler kısmına yer verilmiştir. In this study, practices of folk medicine belong to Inebolu province have beenexamined. The study consists of the introduction and two main chapters about thosepeople's superstitious and logical practices against diseases.Introduction part contains the problem, aim, method, scope and limitationsrelated to the study field. This section introduced some data about historical,geographical, physical, governmental, socio-economical and touristic patterns aboutInebolu.Chapter one emphasised on folk medicine and general terms related to it.Moreover, it considered the concept of folk medicine with its past and the sourceswith other related thoughts. This chapter also determined the studies on folkmedicine in Turkey.Chapter two discoursed the practices of folk medicine and examined theillnesses under the subtitles of pain-fever, bee/insect/snake sting, dog bite, diseasesrelated with brain and spinal cord, kidney and urine illnesses, dermatologic disorders,eye diseases, cardiovascular diseases, orthopaedic diseases, psychological disorders,digestive system diseases, respiratory system and other diseases. This chapter alsodiscoursed the practices of folk medicine related to birth and described the exercisesabout prenatal, intranatal and postnatal periods in Inebolu region. Consequently, wedetermined the fact that Turkish culture and Islam have effects on those folkpractices.At the end of the thesis, we have added the list of source peoples, references,vocabulary and photographs we took in Inebolu. 167
- Published
- 2018
29. Müslüman Tatarlarda ve Kreşinlerde (Hristiyan Tatarlarda) geçiş dönemleri (Doğum, evlenme, ölüm)
- Author
-
Karimova, Rasilya, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Death ,Traditions ,Tatar language ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Muslims ,Christianies ,Family ,Turkish Language and Literature ,Marriage ,Halk Bilimi (Folklor) ,Delivery ,Folklore ,Tatars - Abstract
Geçiş dönemleri olarak bilinen doğum, evlenme ve ölüm aşamaları her toplumda olduğu gibi Müslüman Tatarlarda ve Kreşinlerde de büyük öneme sahiptir. Uzun ve köklü bir tarihî geçmişi olan Tatarların farklı dinler ve farklı kültürlerle etkileşim içinde olmaları onların geçiş dönemleri ile ilgili inanışlarını ve uygulamalarını daha zengin kılmaktadır.Müslüman Kazan Tatarları ile Kreşinlerin (Hristiyan Tatarların) geçiş dönemlerini ele alan bu çalışma giriş ve iki bölümden meydana gelmektedir. Girişte genel olarak geçiş dönemleri (doğum, evlenme, ölüm) ile ilgili bilgi verilmiş, bu kavramlar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Birinci bölümde araştırma alanı kısaca tanıtılmıştır. İkinci bölümde ise her iki toplumun geçiş dönemleri ayrıntılı şekilde ve mukayeseli olarak ele alınmıştır. Geçiş dönemlerinin ilk aşamasını doğum oluşturur. Müslüman Tatarların ve Kreşinlerin doğum ile ilgili töre, örf, âdet, görenek ve teamülleri ile inançları ve uygulamaları ele alınmıştır. Doğurganlık özelliği ile var etme gücüne sahip olan kadını merkeze alan bu bölümde hem Müslüman Tatarların hem de Kreşinlerin doğum ile ilgili eski ve yeni inanışlarına ve uygulamalarına yer verilmiştir. Her iki toplumda doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası, kısırlık, kısırlıktan kurtulma yolları, doğum, istenmeyen gebelikleri önleme, çocuğun gelişimi, konuşması, yürümesi vb. gibi hususlar ile ilgili tüm inanışlar ve uygulamalar ayrı ayrı ele alınıp incelenmiştir. Geçiş dönemlerinin ikinci aşamasını evlenme teşkil eder. Evlilik, kadına ve erkeğe yeni bir rol kazandırır ve onları bir aile yapar. Bu bölümde Müslüman Tatarlar ve Kreşinlerde aile kavramı üzerinde durulmuş, evlilik öncesi, evlilik sırası ve evlilik sonrası ile ilgili inanışlar, gelenekler ve uygulamalar ile evlilik şekilleri ele alınmıştır. Geçiş dönemlerinin üçüncü aşamasını ölüm teşkil eder. Bu bölümde hem Müslüman Tatarların hem de Kreşinlerin ölüm öncesi, ölüm sırası ve ölüm sonrası ile ilgili uygulamaları hakkında teferruatlı bilgiler verilmiştir. Çalışmanın sonunda saha araştırmalarında kullanılan anket soruları ve ankete katılan kişilerle ilgili bilgilere yer verilmiş ve bu kişiler Sözlü Kaynaklar başlığı altında gösterilmiştir. Çalışmanın sonunda ise kaynakça ve eklere yer verilmiştir.Anahtar Kelimeler: Müslüman Tatarlar, Kreşinler, geçiş dönemleri (doğum, evlenme, ölüm) Transitional periods are known as birth, marriage and death phases in each community as well as Muslim Tatars and Kryashens (Baptized-Christian Tatars) also have great importance. Tatars in a long and well-established history different religions and different cultures interact their beliefs about their transition period and practices makes it richer.Muslim Kazan Tatars and Kryashens (Christian Tatars) dealing with the transition period, this study occurs from the introduction and two sections.In the introduction, in general transition periods (birth, marriage, death) given information about these concepts are examined in detail. In the first section, research area is introduced briefly. In the second section, the transitional periods of both communities are discussed in detail and comparative way. The birth creates the first phase of the transition periods. The birth of the ceremony, traditions and customs, beliefs and practices of Muslim Tatars and Kryashens are discussed. In this section, with the feature of the fertility and the power of creating makes the woman in the centre, the old and new beliefs and practices related to the birth of both Muslims and Kryashens are discussed. In both communities before birth, during and after birth, infertility, getting rid of infertility, births, prevention of unwanted pregnancies, child development, speech, walking, etc. all beliefs and practices about such matters have been investigated separately. The second phase of the transition period is marriage. Marriage brings a new social role to woman and man and makes them a family. In this section, the concept of family of Muslim Tatars and Kryashens, pre-marriage, during marriage and after marriage about beliefs, traditions and practices of marriage are discussed. Death constitutes the third stage of the transition period. In this section, it is given detailed information about before death, during death and after death applications of both Muslim Tatars and Kryashens. At the end of the study, the information is given about the questionnaire used during research and about the people surveyed and these people are mentioned under the heading of Oral Resources. At the end of the study it was also given a bibliography and appendices.Key Words: Muslim Tatars, Kryashens (Baptized-ChristianTatars), transition periods (birth, marriage, death) 304
- Published
- 2017
30. Bir kurum mitolojisi: Türk Kızılayı Kocaeli şubesi örneği
- Author
-
Çelik, Ersin, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Kızılay ,Public institutions ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Kocaeli ,Historical development ,Turkish Language and Literature ,Associations ,Social aid ,Aids ,Hilal-i Ahmer Society ,Sociology ,Humanitarian aid ,Sosyoloji - Abstract
Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı Devleti'nden devraldığı nadir kurumlardan biridir. Çalışmanın ilk bölümünde, insanların neden Kızılhaç gibi bir kuruma ihtiyaç duyduğu, Kızılhaç'ın kuruluşu ve faaliyetleri incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde, Türkiye Kızılay Derneği'nin Osmanlı Devleti'nde yapılanma süreci ve Cumhuriyet Dönemi faaliyetleri bir araya getirilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde, Türkiye Kızılay Derneği Kocaeli Şubesi'nin kurulduğu tarihten günümüze kadar geçirdiği sosyal değişimler ve gerçekleştirdiği faaliyetler incelenmiştir. Oldukça geniş bir zaman yelpazesine sahip olan çalışmada kronolojik bir sıra izlenmiş ve şube için önemli olduğu düşünülen değişim ve faaliyetlere ağırlık verilmiştir. Milli Mücadele Dönemi'nde yaptığı faaliyetler ile adından söz ettiren kurum, bu dönemden sonra kalıcı olarak faaliyetlerine devam etme şansı yakalamıştır. Muhtaç ve korumasız insanlara yardım etme fikrini ilke olarak kabul eden kurum, savaşların dışında; deprem, yangın, salgın hastalıklar gibi felaketlerde toplumun yanında olmaya gayret göstermiştir. Bu doğrultuda Türkiye genelinde şubeleşme çalışmaları başlamış ve Ankara – İstanbul arasında önemli bir güzergâhta yer alan Kocaeli Şubesi, özellikle son yirmi yıllık süreçte diğer şubeler tarafından örnek alınan bir konuma yerleşmiştir.Anahtar Kelimeler: Hilal-i Ahmer, Kocaeli, Kurum, Kızılay. Turkish Red Crescent is one of the rare institutions that Turkish Republic took over from Ottoman Empire. In the first section of the study, the reason of the need for an institution like Red Cross, the foundation and activities of Red Cross have been investigated. In the second section of the study, the process of structuring of Turkish Red Cross in Ottoman Empire and its Republic period activities have been gathered. In the third section of the study, the social changes Turkish Red Cross Kocaeli department has undergone since it was founded and its activities have been investigated. A cronological order was followed in the study which has quite a large time scale; and the changes and the activities which were considered to be important for the department were focused on. With the activities in the National struggle period, the institution made its mark. After that period, it grabbed the chance of proceeding its activities permanently. Adopting the idea of helping indigent and unprotected people as a principle, besides wars, the institution gave its all in the disasters like earthquakes, fires and plagues. Accordingly, branching studies began throughout Turkey and Kocaeli department, which is in an important route between Ankara and İstanbul, reached an exemplary position by other departments especially in the last twenty years.Keywords: The Red Crescent, Kocaeli, institution. 226
- Published
- 2015
31. Kocaeli romanlarında(Akçakayran,Kozluk,Serdar,Tavşantepe)geçiş dönemleri(Doğum,evlenme,ölüm)
- Author
-
Ataman Polat, Eylem, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Türk Dili ve Edebiyatı ,Kocaeli ,Turkish Language and Literature ,Traditions ,Death ,Sociology ,Traditional values ,Marriage ,Folk culture ,Halk Bilimi (Folklor) ,Sosyoloji ,Delivery ,Folklore ,Romance - Abstract
Bu çalışma Kocaeli Romanlarından yola çıkarak onları halk kültürü açısından inceleyip yaşamlarına dair ilgiyi ve algıyı tanıtmak amacındadır. Kocaeli Romanları geçiş dönemleri olan doğum, evlenme ve ölüm açısından incelenmiştir. Kocaeli ili sınırları içinde İzmit ve Kandıra ilçelerinde yer alan Akçakayran, Kozluk, Serdar ve Tavşantepe mahalleleri alan çalışmasının yapıldığı mahallelerdir. Halk biliminin zengin malzemesini oluşturan geçiş dönemlerinin çevresindeki inanç, adet, töre ve törenleri Kocaeli'nde yaşayan Romanların kültüründeki yeri araştırılıp ve geçiş dönemi özelliklerine göre kayıt altına alındı. This Studty aims to examina the li,fe and the culture of Romans live in Kocaeli and identtify the sense OF their life.Kocaeli Romans have been exeminedin termsof birth,marriage and death which are transitional periods.The study field is made in Akçakayran,Kozluk,serdar,Tavşantepe neighbourhoods wich are withinthe border of Kocaeli City,İzmit and Kandıra districts.Belief,custom,traditions,ceremonies around the transitional periods which form the rich materials of folklore are researched in place of Kocaeli romans culture and recorded according to the featuresof transsitional periods. 184
- Published
- 2015
32. Adalet(sizlik) kavramının Aşık şiirine yansımaları
- Author
-
Çömlekci, Ayşenur, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Folk poetry ,Philosophy ,Rebellions ,Literature ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Justice ,Poem ,Turkish Language and Literature ,Halk Bilimi (Folklor) ,Turkish literature ,Love poetry ,Folklore ,Injustice - Abstract
Tez çalışmamız adalet ve felsefe, adalet ve tarih, adalet ve edebiyat olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Adalet kavramı doğrultusunda âşık şiiri içerisindeki şiirler incelenmiş, bu şiirlerin tarihi arka planları araştırılmış, felsefi adalet görüşleri üzerinde durulmuştur.Halk şiirimizin görülme sahası Osmanlı toprakları (Anadolu) üzerinde halkın adaletsizliklerle karşılaşması sonucu başlattığı ayaklanmaları inceledik. Başkaldırıların siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel sebepleri üzerinde durduk. Anadolu'daki halk hareketlerinin nedenleri ve karakterlerini işledik. Toplumsal edebiyat ürünlerinin ortaya konmasındaki arka planı göstermek istedik; bu yüzden yöneten ve yönetilen ilişkilerini inceledik. Nedeni isyanlar olan şiirler, adalet/sizlik şiirleri olarak değerlendirilmiş ve örnekler verilmiştir.Folklorun diğer sosyal bilimler ile ilişkisi incelenmiştir ve yararlandığımız diğer disiplinler ile ilişki kurulabilmesi istenmiştir. Edebiyat biliminin gerçekçilik ve toplumsallık ile ilişkisi üzerinde durulmuştur. Toplumun prototipi olan Âşık tipininin tanımı yapıldıktan sonra Âşık Şiiri'nin tarihi gelişimi verilmiş ve Âşıklardan ve adalet şiirlerinden örnekler verilerek çalışmamız sonlandırılmıştır. Anahtar kelimeler: Adalet, Başkaldırı, Sosyal İsyancı, Âşık, Halk Şiiri Our thesis consists of three main parts as a justice and philosophy, justice and history, justice and literature. Âşık poems in the poetry examined in accordance with the concept of justice, researched historical backround of this poem and focused on philosophical justiceWe analyzed the insurgency launched as a result of the encounter with the public injustice at seen our folk poetry course Ottoman territory (Anatolia). We emphasized political, economic and socio-cultural reasons of the riots. We processing the causes of people's movement and character in Anatolia. We wanted to show the expose of backround of social literary product; that's why analyzed to directed and managed relationships. The poems causes of rebels has been critises as justice/injustice poems and examples are given as poems.Folklore's relationship with other social sciences has been examined and make relationship has been wanted with the other disciplines we used. A literature science's relationship with the realism and socialite are emphasized. Society's prototype is who âşık type has been definationed. After, âşık poems's historical devolopments has been writtenand aşıks and justice poems examples has been written and our thesis was completed.Key Words: Justice, Rebel, Bandists, Âşık, Folk Poem 211
- Published
- 2015
33. Âşık Nuri Çırağı'nın hayatı, sanatı ve şiirleri üzerine bir inceleme
- Author
-
Özdemir, Orhan Utku, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Traditions ,Minstrel literature ,Literature ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Çırağı, Nuri ,Folk literature ,Turkish public literature ,Poem ,Turkish Language and Literature ,Halk Bilimi (Folklor) ,Folklore ,Minstrel tradition ,Erzurum - Abstract
Âşıklık geleneği, Türk sözlü edebiyatının kökeni olarak kabul edilen ozanlık geleneğinin devamı niteliğinde XV. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış ve âşıklar tarafından temsil edilerek günümüze kadar aktarılmıştır.Âşıklık geleneği açısından oldukça verimli bir merkez olan Erzurum'da yetişen Âşık Nuri Çırağı, elli yıla yaklaşan âşıklığı boyunca çok sayıda şiir üretmiş; son otuz yılda özellikle elektronik kültür ortamı öğelerinin etkileriyle icra ortamlarında seyreden değişim sürecinin hem tanığı, hem de icracısı olmuştur.Bu çalışmada Âşık Nuri Çırağı'nın hayatı ve sanatı değerlendirilmiş; biçim ve içerik açısından incelenen yüz seksen iki şiirine ve dâhil olduğu kırk yedi atışmaya yer verilmiştir.Anahtar Sözcükler: Nuri Çırağı, Âşık, Âşık Şiiri, İcra Ortamı, Erzurum Âşıklık Geleneği. Âşık tradition is the continuation of the ozan tradition which is accepted as the root of Turkish oral literature and was first seen towards the end of 15th century. Âşıks as the performers of this tradition have carried it to the present time.Âşık Nuri Çırağı became an aşık in Erzurum, a fruitful center for aşık tradition, and has produced/ written /said a lot of poems during his fifty years long artistic career. In the last 30 years, particularly with the effects of the electronic cultural elements, he has been both the performer and the witness of the changing process in the âşık environment.In this study, Âşık Nuri Çırağı?s life and art have been evaluated. The content and form analyses of his 182 poems have been done and his 47 oral dualing have been included.Key words: Nuri Çırağı, Âşık, Âşık poem, Performance environment, Âşık tradition 452
- Published
- 2009
34. Âşık Mevlüt İhsanî'nin yayınlanmamış şiirleri üzerine bir inceleme
- Author
-
Gürsu, Yasemin, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature - Abstract
Âşık edebiyatı, sözlü geleneğimizin en önemli temsilcileri olan âşıklar tarafından XV. yüzyılın sonlarından günümüze kadar getirilmiş, Türk kültürünün ve dilinin zenginliklerini taşıyan önemli bir edebiyattır.Âşık tarzı şiir geleneğinin etkinliğini sürdürdüğü coğrafya içerisinde önemli bir yere sahip olan Erzurum'da doğup yetişen Âşık Mevlüt İhsanî ise âşık tarzı şiir söylemede günümüzün usta âşıklarındandır. Âşık Mevlüt İhsanî, altmış yılı geçen âşıklığı süresince beş yüzden fazla şiir, elliden fazla hikâye söylemiştir.Bu çalışmada, Mevlüt İhsanî'nin daha önce yayınlanmamış 320 şiiri yapısal ve içerik bakımından incelenmiştir. Bu inceleme sonunda, şiirlerin biçimsel dağılımı bir tablo ile gösterilmiştir. Aşığın şiirlerinin incelenmesinin yanında hayatı ve gelenek içerisindeki yeri de araştırılmış, değerlendirilmiştir.Anahtar sözcükler: Mevlüt İhsanî, Âşık, Âşık şiiri, Erzurum âşıklık geleneği. The Âşık literature is the important one which transported the Turkish oral folk tradition which extends from about the 16th century until today by the most significant representers of the oral folk tradition bards that it has brought along Turkish culture and richness of the language.As for Âşık Mevlüt İhsanî, who was born and trained in Erzurum where it is one of the most important places of maintaining the style of âşık poetry tradition, is the contemporary master of the bards. Âşık Mevlüt İhsanî has more than five hundreds poems and fifty stories along his about sixty years minstrel life.In this study, Mevlüt İhsanî?s unpublished 320 poems have been analysed on respect to structure and content. At the result of the study, formal dispersal of the poems was shown with the means of the chart. Besides this study also contains a research about Mevlüt İhsanî?s life and his situation in the tradition and an evaluation itself.Key words: Mevlüt İhsanî, The Bard, The Bard poetry, The local Erzurum bard tradition. 574
- Published
- 2008
35. Kocaeli çingenelerinde evlenme geleneği
- Author
-
Uçum, Özgür, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature ,Halk Bilimi (Folklor) ,Sosyoloji ,Folklore - Abstract
Doğum, evlenme ve ölüm insan hayatındaki üç önemli geçiş dönemidir. Bu geçiş dönemleri kendi içinde bazı alt bölümlere ayrılır. Bu bölümleri de her toplumun kendine özgü kuralları belirlemektedir.Kocaeli'de; Tavşantepe, Serdar, 28 Haziran Mahallesi ve Kandıra İlçesine bağlı Akçakayran ve Cezaevi Mahallelerinde yaşayan Çingenelerin evlenme esnasındaki geçiş dönemleri incelenmiştir.Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında kocaelide yaşayan çingenelerde yaşamlarında geleneklerin izlerini rahat bir şekilde görmekteyiz. Geleneklerine bağlılıkları onların özelliklerini yitirmemesine neden olmuştur. Bununla birlikte, sadece geleneklerine bağlı kalarak içinde bulundukları toplumun değerlerini aldıkları değil kendi benliklerini de yaşatmaya devam ettirdikleri görülmüştür Birth, marriage and death are three important transition terms in people?s life.This transition terms are divided into some sections in itself. Some norms of the society determine these sections.In this study, investigating the Gypsies settled in Tavşantepe, Serdar, 28 Haziran Mahallesi in İzmit and Akçakayran and Cezaevi Mahallesi in Kandıra, Kocaeli, we have mainly focused on the wedding ceremonies of the GypsiesWhen looked through the results of the study, In Kocaeli, we can easily see the traces of traditions in Gypsies? lives. This keeping old customs cause them not to loose their characterisitcs. However, it is seen that Gypsies not only keep their traditions but also they don?t cut off from the society they live in. 194
- Published
- 2008
36. Âşık tarzı şiir geleneğinde 'dedim-dedi'
- Author
-
Kaya, Taha Tuna, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature - Abstract
Dedim-dedi, bir sözlü kültür örneği olarak âşık tarzı şiir geleneği içerisinde meydana getirilen bir şiir şeklidir. Bu çalışmada bu şiir şekli üzerine genel bir inceleme yapılmıştır. Öncelikli olarak dedim-dedi şeklinde yazılmış şiirleri tanıtmak amaçlanmış, daha sonra değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışma dedim-dedi şeklindeki şiirlerin biçim ve konu açısından incelenmesi ile diğer halk edebiyatı ürünleri ve diğer Türk şiir gelenekleri içerisinde verilen örneklerle karşılaştırılmasını içermektedir.Anahtar sözcükler: Sözlü kültür, âşık edebiyatı, dedim-dedi. Dedim-dedi, as an oral culture sample, is a form of poem considering in poetry tradition of asik style. In this study, there is a general discussion on this subject. Firstly, it is aimed to introduce the poems written as a type of dedim-dedi, then some discussion and evaluation have been made. This study includes analysis of poems as a type of dedim-dedi; its verficiation on its subject; its comparative relation with other folk literature produces and the produces belonging to other Turkish poetry traditions.Keywords: Oral culture, asik literature, dedim-dedi. 433
- Published
- 2008
37. Türk kültüründe eskatoloji mitlerine dair bir inceleme
- Author
-
Çinaroğlu, Menderes, Altun, Işıl, and Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
- Subjects
Halk Bilimi (Folklor) ,Folklore - Abstract
Eskatoloji ya da eskatolojik mitoslar; evrenin ve özelde de dünyanın sonunda meydana gelecek olan olayları ( depremler, tufan, kıyamet alametleri, küresel ısınma, Mesih?) belirtir. İnsanlar tarih boyunca sadece insanların ve dünyanın nasıl yaratıldığıyla ilgilenmemiş, aynı zamanda bu dünyanın ve insanların sonunda ne olacağıyla da ilgilenmişlerdir. Eskatologya mitlerinin özünde, bu dünyanın arınması için bir özlem vardır. Bu dünya son bulmalıdır çünkü fonksiyonu son bulmuştur ve Tanrı tarafından yeni sonsuz bir hayat başlatılmalıdır. Bu hayatta hiç kötülük ve yozlaşma olmayacak, sadece iyiler ödüllendirilecektir. Fena insanlar Tanrı tarafından kısman ya da ebediyen cezalandırılacaklardır; çünkü Tanrı'nın emirlerine riayet etmemişlerdir. Bu çalışmada Türk inanç sistemindeki eskatolojik inanışlar üzerinde duracağız Eskatology or eschatologic mythes specify events that will be in the end of the world and cosmos (earthquakes, tornados, judgment auguries, global warm, Messiah?). People wasn?t interested only how people and world were created during the history, they were also interested what will be in the end of the world and people, on the same time. There is an aspiration for purifiying to the world, core of the Eschatologia mythes. The world must cease to exist because it?s function finished and a new endless life must be started by God. There isn?t any harming and degenerating in this life, only good people is going to be reward. Harmful people will be punished partly or forever because they break to God?s orders. İn this study, I will accentuate to eschatologic beliefs in Turkish belief systems. 223
- Published
- 2008
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.