Yaşam pratikleri ve sosyalilişkilerle üretilen, toplumsal deneyimlerin somut ürünleri olan tarihîyapılar, kültürler ve nesiller arası diyaloğun temel bileşenlerindendir.Geçmişten geleceğe uzanan bütüncül bir zaman algısıyla kentlere bakabilmemizisağlayan tarihi yapılar, zaman içinde çeşitli fiziksel, mekânsal ve anlamsaldönüşümlere sahne olurlar. Geçmişe yönelik izleri geleceğe aktarmayı amaçlayan korumadisiplini, bu değişimleri yönetmeye yönelik bir pratiktir. Koruma disiplinininbelki de en az üstünde durduğu değişimlerden birisi de, tarihi yapılarınkültürel ve doğal süreçler sonucu edindiği özgün adların çeşitli sebeplernedeniyle uğradığı değişikliklerdir. Adlandırma eylemi, tarih boyunca yapılı vedoğal çevreye bir anlam ve kimlik kazandırmak amacıyla kültürel değerler veyaideolojiler izleğinde gerçekleşmiştir. Yapıları, diğer yapılardan ayırtedebilmek için kullanılan birer sembol olan bu adlar, gündelik hayatta tekraredilerek yaşamın bir parçası haline gelir ve kolektif bellekte yer edinir. Tarihîyapıların sosyal birikimini taşıyan adları, genellikle işlevsel bir dönüşümledeğişir. Dolayısıyla tarihi yapıların fiziksel nitelikleri korunurken, özgünadlarının sürdürülmesi çoğunlukla mümkün olmaz. Yapı zihinlere, hatıralara yeniadıyla yerleşmeye başlar ve yeni adı kolektif belleğe eklemlenir. Kent belleği çalışmalarındakikanonik düşünce, kentsel mekânların imajlarının, kentteki bina ve sokakların fizikselolarak değişmediği sürece kolektif bellek sürekliliğinin söz konusu olduğuyönündedir. Bu çalışma, hatırlamaögelerinden biri olan mekân adlarının değişmesi durumunda -yapının fizikselnitelikleri korunsa da -kentsel bellekteki sürekliliğin zarar görebileceği iddiasıüzerine kuruludur. Bu iddia, Ankara tarihi kent merkezinde, söz konusu değişimiyaşayan farklı dönemlere ait anıtsal kültür varlıkları üzerinden tartışılacaktır.Tarihi kent merkezinde, korunarak günümüze kadar ulaşmayı başaran tarihiyapıların büyük kısmı zaman içinde farklı işlevlerle kullanılmış, onlarıbilinir kılan adları da değişim geçirmiştir. Bu değişimlerle yapılar kentlininzihninde yeni anlamlara işaret etmeye başlamıştır. Bu bağlamda çalışma iki anabölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde, kültürel mirasın korunmasısürecinde, yapı adlarının değişimi konusu, kolektif belleğin sürekliliğibağlamında irdelenecektir. İkinci bölümde ise, Ankara’nın tarihi çekirdeğindekianıtsal kültür varlıklarının kent belleğindeki çok katmanlı yapısı irdelenerek,yapı adlarının zaman içinde uğradığı değişimler ortaya konacaktır. Sonuçolarak, geçmiş ile gelecek arasındaki diyalog bağlamında, yapı adları ve buadlarının sürekliliğinin önemi tartışılacaktır.