26 results on '"Afacan, Kamil Bekir"'
Search Results
2. Innovative Research in Geotechnical Engineering
- Author
-
Onur, Mehmet İnanç; Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gürel, Emre, Seyrek, Evren; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Umu, Seyfettin Umut; Eskişehir Teknik Üniversitesi, Topçu, Sadettin; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Tosun, Hasan; Mudanya Üniversitesi, Tuncel, Onur; Süleyman Demirel Üniversitesi, Özçelik, Mehmet; Süleyman Demirel Üniversitesi, Güler, Ersin; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Afacan, Kamil Bekir; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Şengül, Tayfun; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Vitoşoğlu, Yaşar; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Tün, Muammer; Eskişehir Teknik Üniversitesi, Onur, Mehmet İnanç; Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gürel, Emre, Seyrek, Evren; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Umu, Seyfettin Umut; Eskişehir Teknik Üniversitesi, Topçu, Sadettin; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Tosun, Hasan; Mudanya Üniversitesi, Tuncel, Onur; Süleyman Demirel Üniversitesi, Özçelik, Mehmet; Süleyman Demirel Üniversitesi, Güler, Ersin; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Afacan, Kamil Bekir; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Şengül, Tayfun; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Vitoşoğlu, Yaşar; Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, and Tün, Muammer; Eskişehir Teknik Üniversitesi
- Abstract
Geotechnical engineering is a sub-discipline of civil engineering. It involves the use of soil mechanics and rock mechanics principles in the design and field applications of foundations, retaining structures and other soil structures. It is known that today's understanding of geotechnical engineering began in the 18th century. It is known that today's geotechnical engineering approach began in the 18th century. Throughout the process, important developments in the field have been revealed. In contemporary geotechnical engineering, solutions can be produced to many problems. This section involves ground motion prediction equations, soil amplification factors at different period values in site-specific analyzes, determination of dynamic parameters of soils, geotechnical study of urban transformation area, development process of internal erosion testing equipment in fine grained soils, equations used for prediction of earthquake-induced crest settlement of embankment dams, resonant column testing system, chemical stabilization applications, soil improvement with using natural and synthetic fibers and microzonation and microtremor measurement., Geoteknik mühendisliği inşaat mühendisliğinin alt disiplinidir. Zemin mekaniği ve kaya mekaniği prensiplerinin temeller, istinat yapıları ve diğer zemin yapılarının tasarım ve saha uygulamalarında kullanımını içerir. Günümüz benzeri geoteknik mühendisliği anlayışının 18. yüzyılda başladığı bilinmektedir. Süreç boyunca alan ile ilgili önemli gelişmeler ortaya konmuştur. Çağdaş geoteknik mühendisliğinde ise birçok probleme çözüm üretilebilmektedir. Bu bölüm; yer hareketi tahmin denklemleri, sahaya özel analizlerde farklı periyot değerlerindeki zemin büyütme faktörleri, zeminlerin dinamik parametrelerinin belirlenmesi, kentsel dönüşüm alanının jeoteknik incelenmesi, ince daneli zeminlerde içsel erozyon test ekipmanlarının gelişim süreci, dolgu barajların deprem kaynaklı kret oturma tahmini için kullanılan denklemler, rezonant kolon deney sistemi, zeminlerde kimyasal stabilizasyon uygulamaları, doğal ve sentetik lifler kullanılarak zeminlerin iyileştirmesi ve mikrobölgeleme ve mikrotremor ölçümü üzerine çalışmalar içermektedir.
- Published
- 2023
3. Comparison of the Nonlinear Site Response Analysis of Clayey Soils with Turkish Earthquake Building Code (2018)
- Author
-
GÜLER, Ersin and AFACAN, Kamil Bekir
- Subjects
Technology ,zemin davranışı ,site specific analysis ,TBEC 2018,Site specific analysis,Non-linear analysis,Soil behavior ,İnşaat Mühendisliği ,Engineering (General). Civil engineering (General) ,Civil Engineering ,lineer olmayan analiz ,non-linear analysis ,soil behavior ,tbdy 2018 ,sahaya özel analiz ,tbec 2018 ,TA1-2040 ,TBDY 2018,Sahaya Özel Analiz,Lineer Olmayan Analiz,Zemin Davranışı - Abstract
The behavior of soils under dynamic loads is of great importance. Waves moving from the bedrock towards the surface during an earthquake change by the ground conditions in which they are located. For this reason, variations in the frequency and amplitude of earthquake waves occur, sometimes they are subjected to damping and sometimes they encounter to an amplification effect. By determining the accelerations that the structures will be exposed to during an earthquake, it is ensured that safe structures are built in earthquake zones. For the design of structures under dynamic loads, it is of great importance to know the characteristics of the earthquake on the ground surface along with the dynamic behavior of the soil. The faulting structure of the region should be investigated in the field-specific soil amplification analysis. This study was carried out in Afyonkarahisar province, which is located in an active earthquake zone. After the drilling work carried out in the region, eleven earthquake acceleration records were selected considering the seismicity of the region and one-dimensional non-linear soil amplification analyses were performed by scaling site-specific according to the Turkish Building Earthquake Code (TEC 2018). In the analyses, the surface response was calculated using the DeepSoil program, and its performance was examined by obtaining the response spectra proposed by TBDY 2018 for the region. According to the results of the analysis, it was determined that local soil conditions affected the surface behavior. Although the plateau region of the design regulation was generally matched by the non-linear analyses, it remained on the unsafe side for the long periods., Deprem bölgelerinde yer alan zeminlerin dinamik yükler altında göstereceği davranış büyük önem taşımaktadır. Deprem anında ana kayadan yüzeye doğru hareket eden dalgalar bulundukları zemin koşullarından etkilenerek değişim göstermektedir. Bu nedenle deprem dalgalarının frekansı ve genliğinde değişimler meydana gelmekte, bazen sönümlemeye uğramakta bazen de büyütme etkisi ile karşılaşmaktadır. Yapıların deprem anında karşılaşacağı ivmelerin önceden belirlenmesi ile deprem bölgelerinde güvenli yapıların yapılması sağlanmaktadır. Yapıların dinamik yükler altında tasarımı için depremin zemin yüzeyindeki özelliklerinin ve buna karşılık zeminin dinamik davranışlarının bilinmesi büyük önem arz etmektedir. Sahaya özel yapılan zemin büyütme analizlerinde bölgenin faylanma yapısının araştırılması gerekmektedir. Bu çalışma, aktif bir deprem bölgesi olan Afyonkarahisar ilinde yapılmıştır. Bölgede yapılan sondaj çalışması sonrasında bölgenin depremselliği göz önüne alınarak on bir adet deprem ivme kayıtları seçilmiş ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018)’e göre sahaya özel ölçeklendirilerek tek boyutlu doğrusal olmayan zemin büyütme analizleri yapılmıştır. Analizlerde DeepSoil programı kullanılarak yüzey tepkisi hesaplanmış ve TBDY 2018’in bölgeye ait önerdiği tepki spektrumları elde edilerek performansı incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre yerel zemin koşullarının yüzey davranışını etkilediği, doğrusal olmayan analizlerde tasarım yönetmeliğinin plato bölgesinin genel olarak belirlenmiş olsa da yüksek periyotlarda sahaya özel analizlerle örtüşmediği görülmüştür.
- Published
- 2021
4. Yeraltı suyunun spektral davranışa etkisi
- Author
-
CİVELEKLER, Ebru, primary and AFACAN, Kamil Bekir, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
5. Effect of Site Specific Soil Characteristics on the Nonlinear Ground Response Analysis
- Author
-
CİVELEKLER, Ebru, primary and Afacan, Kamil Bekir, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
6. 6 Şubat 2023 Depremleri Sonrası Zemin Büyütmesi ve Sıvılaşma Gerçeği: Antakya, Gölbaşı, Türkoğlu Örnekleri.
- Author
-
GÜCEK, Süleyman, AFACAN, Kamil Bekir, and ZORLUER, İsmail
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. SİLTLERİN ÇOK GEVŞEK TEMİZ KUMLARIN STATİK SIVILAŞMASI VE DİLATİF DAVRANIŞA ETKİSİ
- Author
-
GÜRBÜZ, Sinan, primary and AFACAN, Kamil Bekir, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
8. Yeraltı suyunun spektral davranışa etkisi.
- Author
-
Civelekler, Ebru and Afacan, Kamil Bekir
- Abstract
The behavior of dry and saturated soils during cyclic loading is different. As a result of cyclic stresses that occur on soils, especially saturated soils under seismic loads, damage caused by ground problems such as liquefaction, amplification and loss of bearing capacity on the soil is expected. During stresses that generated under the effect of dynamic loads, the damping ratio levels may change due to the soil properties (dry sand or saturated sand). In this case, soil behavior analysis is performed in order to determine the amplification-liquefaction risk resulting from high strains. In this study, one-dimensional equivalent linear and non-linear analyzes were performed for two boreholes without groundwater and two boreholes consisting of saturated soil layers with near-surface groundwater levels in the same region. The soil profiles were excited by using real acceleration recording data of 11 different stations for 4 boreholes located on the alluvial ground in Eskişehir city center. For the study, boreholes with the same shear wave velocities were preferred. Analyzes were performed in Deepsoil 7.0 software, which can perform both frequency (equivalent linear) and time history (non-linear) solutions. As a result of the analyzes, larger spectral parameters were obtained in boreholes with groundwater. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
9. KİLLİ ZEMİNLERİN SAHAYA ÖZEL DOĞRUSAL OLMAYAN DAVRANIŞ ANALİZİNİN TBDY (2018) İLE KARŞILAŞTIRILMASI
- Author
-
GÜLER, Ersin, primary and AFACAN, Kamil Bekir, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. EŞDEĞER DOĞRUSAL VE DOĞRUSAL OLMAYAN YAKLAŞIMLARA GÖRE SİSMİK YÜK ETKİSİNDEKİ ZEMİNLERDE DAVRANIŞ ANALİZİ
- Author
-
CİVELEKLER, Ebru, primary, AFACAN, Kamil Bekir, additional, and OKUR, Derviş Volkan, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
11. Evaluation of Nonlinear Site Response of Soft Clay Using Centrifuge Models
- Author
-
Afacan, Kamil Bekir
- Subjects
Civil engineering - Abstract
Centrifuge models of soft clay deposits were shaken with suites of earthquake ground motions to study site response over a wide strain range. The models were constructed in an innovative hinged-plate container to effectively reproduce one dimensional ground response boundary conditions. Dense sensor arrays facilitate back-calculation of modulus reduction and damping values that show modest misfits from empirical models. Low amplitude base motions produced nearly elastic response in which ground motions were amplified through the soil column and the fundamental site period was approximately 1.0s. High intensity base motions produced shear strains higher than 10%, mobilizing shear failure in clay at stresses larger than the undrained monotonic shear strength. I attribute these high mobilized stresses to rate effects, which should be considered in strength parameter selection for nonlinear analysis. The nonlinearity in spectral amplification is parameterized in a form used for site terms in ground motion prediction equations to provide empirical constraint unavailable from ground motion databases.The nonlinear site response is covered by total stress simulations of centrifuge models involving soft clay, and effective stress simulations of centrifuge models including liquefiable sand layers. Primary conclusions from the total stress analysis are (1) unreasonable shear strength values may arise from extrapolating modulus reduction curves to large strains, and properly modeling the shear strength by adjusting the high-strain region of the modulus reduction curve is essential for accurate nonlinear site response modeling, and (2) the shear strength must be adjusted for strain rate effects to capture the measured ground motions. The primary conclusion from the effective stress simulations is that ground motions following liquefaction triggering are significantly under-predicted using a modeling procedure in which the backbone stress-strain behavior is degraded as pore pressures develop in accordance with a pore pressure generation function. These models fail to capture the dilatancy behavior of liquefied sand that manifests as a transient stiffening in undrained loading, and enables propagation of high amplitude high frequency acceleration pulses. Constitutive models capturing the dilatancy behavior are demonstrated to have the capability to replicate these acceleration pulses, but the resulting ground motions are highly sensitive to input parameters.
- Published
- 2014
12. Düşük Deformasyon Seviyelerinde Kumların Dinamik Özelliklerinin Resonant Kolon Deneyi Yardımıyla Belirlenmesi
- Author
-
GÜLER, Ersin and AFACAN, Kamil Bekir
- Subjects
Engineering ,Resonant column,Dynamic properties ,Mühendislik ,Rezonat kolon,Dinamik Özellikler,Kayma Modülü,Sönüm Oranı ,Physics::Geophysics - Abstract
Zeminlerin dinamik özelliklerinin belirlenmesi geoteknik mühendisleri için önemlidir. Depremler nedeniyle zeminlerin gerilme-deformasyon ve mukavemet özellikleri değişmektedir. Bunun sonucunda, zeminlerde deformasyonlar meydana gelmekte ve yapısal hasarlar oluşmaktadır. Deprem bölgelerinde inşa edilecek yapılar için zeminlerin dinamik özelliklerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Meydana gelebilecek hasarların en aza indirilmesi için zeminlerin tekrarlı yükler altında göstereceği davranışın bilinmesi ve tasarımında dikkate alınması gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda farklı kum numunelerinin dinamik özelliklerinin belirlenmesi üzerine çalışma yapılmıştır. Rezonant kolon deney sistemi ile küçük deformasyon seviyelerinde elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Yapılan deneyler sonucunda farklı özelliklerdeki numunelere ait kayma modülü ve sönüm oranı eğrileri elde edilmiş ve farklılıklar ve benzerlikler tartışılmıştır., Determining the dynamic properties of soils is important for geotechnical engineers. Stress-deformation and strength properties of soils change due to earthquakes. As a result, deformations occur in the soil and structural damage develop. Determining the dynamic properties of soils is of great importance for the structures to be built in earthquake zones. In order to minimize the possible damages, the behavior of the soils under cyclic loads should be determined and taken into consideration in design. For this purpose, different sand samples were tested to understand the dynamic properties of soil. In the study, experiments were carried out using the resonant column test system in order to determine dynamic behavior at the small deformation levels of the clayey sand samples obtained from site with Toyoura sand widely used in the literature. As a result of the experiments, the shear modulus and damping ratio curves of the samples with different properties were obtained and differences and similarities were discussed.
- Published
- 2020
13. ÇOK GEVŞEK TEMİZ KUMLARIN STATİK SIVILAŞMASI VE DİLATİF DAVRANIŞINA SİLTLERİN ETKİSİ.
- Author
-
GÜRBÜZ, Sinan and AFACAN, Kamil Bekir
- Subjects
GEOTECHNICAL engineering ,ENGINEERING geologists ,BIOMASS liquefaction ,LIQUEFACTION of gases ,COMPRESSION loads - Abstract
Copyright of Journal of Engineering & Architectural Faculty of Eskisehir Osmangazi University / Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi is the property of Eskisehir Osmangazi University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
14. Analysis of Mechanically Stabilized Earth Wall, Reinforced Earth Structures
- Author
-
Afacan, Kamil Bekir, Doležel, Vladimír, Balaban, Eren, Afacan, Kamil Bekir, Doležel, Vladimír, and Balaban, Eren
- Abstract
Na celém světě roste zájem o životní prostředí. Stavební inženýři navrhují konstrukce, které jsou šetrné k životnímu prostředí s využitím druhotného materiálu z odpadového hospodářství. Z důvodu rychlého rozvoje technologií dochází ke zvýšení přepravy zboží a mobility lidí na celém světě. Pneumatiky, které se využívají v automobilovém průmyslu se stávají na konci své životnosti velkým problémem. Při nevhodné formě likvidace mají nepříznivý dopad na přírodu a životní prostředí. V současné době jsou dnes při recyklaci pneumatiky ve stavebnictví využity v podobě pryžového granulátu, který se přidává jako příměs do asfaltových směsí. Další využití je možné definovat v oblasti lehkých zásypů geotechnických konstrukcí při výstavbě opěrných zdí a zemních násypových těles. Ve své práci se zabývám využitím pryžového granulátu, který je v kombinaci s pískem a jílem míchán v poměrech 10%, 20% a 30%, pro vytvoření lehkého zásypu. Pro stanovení nutných parametrů smykové pevnosti vytvořeného lehkého zásypu byly provedeny a vyhodnoceny krabicové smykové zkoušky a stanoveny základní fyzikálně mechanické vlastnosti testovaného materiálu. Získané výsledky přímého měření smykové pevnosti byly porovnány s modely vytvořenými metodou konečných prvků. Pro návrh zemních konstrukcí byly využity předpisy (FHWA), které definují užití pryžového granulátu se zeminou pro oblasti vyztužených zemních těles v návaznosti na parametrech smykové pevnosti zeminy. V laboratoři Výukového a výzkumného centra v dopravě (VVCD), Dopravní fakulty Jana Pernera byly testovány fyzikální modely navržených zemních těles, kde pro zatěžování a stanovení modulu přetvárnosti byla využita metoda statické zatěžovací zkoušky. Pro rozdílné hodnoty poměru vyztužení granulátu a zeminy byly výsledky získané z fyzikálních modelů analyzovány a porovnány s výsledky modelů vytvořených pomocí metody konečných prvků. Dosažené výsledky svědčí o tom, že lze pryžový granulát mísený se zeminou využít při stavbě vyztužených zemních kon, There is an increasing interest on environmental concern all around the world. Waste management or storage of wastes takes attention of civil engineers to design environment friendly structures. Developing world increased mobility of people all around world and transportation of goods. Tires are used on vehicles which are used transportation of goods and people. When tires come to end of their life cycle, storage of them becomes huge problem. They are cut into small pieces to use in civil engineering applications such as production of asphalt concrete, concrete. Another usage area of scrap tire is a fill material in geotechnical engineering structures, such as retaining walls and embankment. In this study, tire chips are mixed with sand and clay and their mixtures at a range of 10%, 20% and 30% by weight in order to produce lightweight backfill. In order to determine strength parameters of mixed soils, direct shear tests are performed. Results of direct shear test is modelled on finite element code. Reinforced earth walls are designed using federal highway administration (FHWA) method using direct shear test results for sand, clay, sand tire crumb mixture and clay tire crumb mixture backfills. Designed walls are constructed at laboratory and tested with a loading plate. Another aspect of design of reinforced earth structures consist of effect of foundation layers, because design codes do not consider foundation layers? effect into consideration. Finite element analysis is conducted for different foundation layer properties for reinforced earth wall with different backfills. Results of this study showed that, tire crumbs can be considered as a backfill material and performance of reinforced earth wall depends on properties of foundation soils., Dopravní fakulta Jana Pernera, Dokončená práce s úspěšnou obhajobou
- Published
- 2019
15. DETERMINATION OF SHEAR STRENGTH OF COHESIVE SOILS FROM SLIPPY SLOPES USING RING SHEAR TESTS.
- Author
-
Guter, Ersin, Savas, Hasan, and Afacan, Kamil Bekir
- Abstract
In all stability problems such as the bearing strength of the foundations, the stability of the slopes, the calculation of the lateral soil pressures on the retaining walls, it is necessary to compare the forces that cause the collapse along a possible collapse surface. Then, the forces that resist collapse should be calculated in order to evaluate a safety number against collapse. Ring shear tests should be utilized in order to get the shear strength parameters at high deformation levels for the cohesive soils that are a part of big slippy surfaces. In this study, 27 ring shear tests were performed on three different samples that have face slope stability problems in Turkey. The samples were subjected to different loading rates and the peak and residual strength parameters of the soils were obtained. The results were evaluated in change of the internal friction angles with the variation of the plasticity, fines content and the loading rates. Some relationships with high R2s between the parameters and the friction angle were observed from the test results. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
16. EFFECT OF IRREGULAR TIME-HISTORY ON THE CYCLIC RESISTANCE OF SAND
- Author
-
TÜRKÖZ, Murat, primary and AFACAN, Kamil Bekir, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
17. EFFECT OF FREQUENCY CONTENT ON THE DYNAMIC PROPERTIES OF THE SAND
- Author
-
Afacan, Kamil Bekir, primary and GÜLER, Ersin, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
18. EFFECT OF FREQUENCY CONTENT ON THE DYNAMIC PROPERTIES OF THE SAND.
- Author
-
GÜLER, Ersin and AFACAN, Kamil Bekir
- Subjects
- *
STRESS-strain curves , *FRICTION velocity , *THEORY of wave motion , *CYCLIC loads , *STRENGTH of materials , *SURFACE waves (Seismic waves) , *SOIL dynamics - Abstract
Under repeated loads, stress-strain and strength properties of soils play an important role in solving the engineering problems. The resistance of a material is defined by the slope of the initial part of stress-strain curve. However, this value changes due to cyclic loading and decreases cycle by cycle. As a result, deformations occur on the ground and resulting structural damage. Engineering properties of soils (such as modulus and damping properties of soil, shear wave velocity, unit weight etc.) must be known to minimize the effects of earthquakes. Another important parameter is the frequency content of earthquakes which directly affects the wave propagation through the soil. In this study, the effects of frequencies, obtained from different earthquakes, on the dynamic characteristics of the soil have been investigated. A dynamic triaxial test set has been used to examine the dynamic properties of soils. The variation of dynamic properties of sand samples under the experimental conditions has been determined for regular and irregular loading types. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
19. Observation of the axially loaded pile walls by the method of finite elements
- Author
-
Afacan, Kamil Bekir, Özkan, M.tuğrul, Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği, Geotechnics, Özkan, M. Tuğrul, and İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Perde Kazıklar ,Taşıma Gücü ,Pile Walls ,Finite Element Method ,Bearing Capacity ,Plaxis 3D Foundation ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering ,Sonlu Elemenlar - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2007, Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2007, Bu tez çalışmasının amacı, sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak perde kazıkların modellenmesi, farklı çaplar ve farklı aralıklarda kazıkların dizaynı ve karşılaştırmalı olarak yorumlanmasından oluşmaktadır. Plaxis 3D Foundation Sonlu Elemanlar Programı kullanılarak perde kazıklar için üç boyutlu modeller ile analizler yapılmıştır. Genel olarak 3D Foundation modeller ön kısmındaki zemini kazılmış bir sıra kazıktan oluşmaktadır. Analizlerde kullanılan çeşitli kazık çapları ile kazıklar arasındaki mesafenin taşıma gücüne etkisi (grup etkisi) incelenmiştir. Ayrıca kazık modelleri iki farklı zemin (kum ve kil) için dizayn edilmiş ve kendi içlerinde farklılık gösterdiği için ayrı ayrı karşılaştırılmıştır. Nümerik analizlerin yanında kazıkların taşıma gücü ve kazık grupları hakkında literatür bilgileri yer almıştır. Sonlu elemanlar yöntemiyle yapılan modellerde kazık taşıma gücü ve grup etkisinin gerçeğe uygunluğu görülmüştür. Sonuç bölümünde ise; yapılan analizler hakkında yorumlar yapılmış ve ortaya çıkan sonuçlar hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur., The purpose of this thesis study consists of the modeling of the pile walls by using the method of finite elements, design of the piles in different diameters and in different halls and comperative observation (commentary). Analysis has been done with three dimensional models for the pile walls by using the Plaxis 3D Foundation Finite Elements Programme. Generally 3D Foundation models consist of one raw pile which its ground on the front part was excavated. The effect of the distance between the different pile diameters that are used in the analysis and the distance between the piles to the bearing capacity (group effect) was analyzed. Furthermore, the pile models are designed for two different grounds (sand and clay) and they are compared separately as they differ between themselves. Apart from the numerical analysis, the bearing capacity of the piles and literature information about the pile groups take part. The bearing capacity of the piles is explained with the finite elements method and group effect. In the conclusion part, commented on the analysis done and evaluations are done about the results that came out., Yüksek Lisans, M.Sc.
- Published
- 2007
20. Experimental Determination of Shear Resistance of Clays
- Author
-
Karapınar, Meral, Ural, Nazile, Afacan, Kamil Bekir, and Karapınar, Meral
- Subjects
Kil ,Direct Shear Box Test ,Kayma Direnci ,Ring Shear Test ,Konsolidasyonlu-Drenajlı Üç Eksenli Basınç Deneyi ,Clay ,Direkt Kesme Kutusu Deneyi ,Consolidated-Drained Triaxial Compression Test ,Shear Strength ,Halka Kesme Deneyi - Abstract
Anadolu Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından ortak yürütülen program. Zeminlerin kayma direnci parametreleri, mühendislik tasarımlarındaki kullanımı açısından büyük önem arz etmektedir. Konsolidasyonlu-drenajlı üç eksenli basınç deneyi, direkt kesme kutusu deneyi ve halka kesme deneyi pik ve kalıcı kayma direnci parametrelerinin laboratuvarda elde edilebilmesi için en iyi bilinen yöntemlerdendir. Bu çalışmada kayma direnci parametrelerini belirlemek için; direkt kesme kutusu deneyi, halka kesme deneyi ve konsolidasyonlu-drenajlı üç eksenli basınç deneyi yapılmıştır. Kayma direnci açısını plastisite indisi, likit limit, kil yüzdesi, plastik limit ve aktivite değerine bağlı bir şekilde tahmin edebilmek için korelasyonlar geliştirilmiştir. Dört deney numunesinde farklı deney yöntemleriyle belirlenen kalıcı ve pik kayma direncinin artan plastik limit, likit limit, plastisite indisi, kil yüzdesi ve aktivite değeri ile birlikte azaldığı görülmüştür. Ayrıca halka kesme deneyi ve direkt kesme kutusu deneyi üç farklı kesme hızında tekrar edilerek kesme hızının pik kayma direncine etkisi incelenmiştir. Aynı gerilmeler altında aynı numuneler üzerinde direkt kesme kutusu deneyi ve halka kesme kutusu deneyi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Direkt kesme kutusu deneyiyle elde edilen pik kayma direnci açısının, halka kesme deneyiyle elde edilmiş olan pik kayma direnci açısından daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Soil shear strength parameters are very important in usage for engineering design. The consolidated-drained triaxial compression test,direct shear box test and ring shear test are the well-known methods to obtain the residuel and peak strengths parameters in the laboratory.In this study; direct shear box test, ring shear test and consolidated-drained triaxial compression test were performed to determine shear strength parameters, specifically the internal friction angle. Correlations were developed to estimate friction angle from liquid limit, plastic limit, plasticity index, liquid limit, clay fraction and activity index. It is determined that residual and peak shear strength, obtained from different test methods with increasing plasticity index, plastic limit, clay fraction and activity index. Also, direct shear test and ring shear test were contucted three different shearing rates in order to investigate the displacement rate effect on peak strength. Direct shear test and ring shear test were performed on identical samples under same vertical stresses. The obtained results were compared. It has also been observed that the peak friction angle obtained by the direct shear box test was greater than the one obtained by ring shear test.
- Published
- 2022
21. Determination of the behavior of pile walls under seismic loading by finite element method
- Author
-
Dandachli, Abada, Afacan, Kamil Bekir, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Dinamik yükler altında zemin ve yapı davranışları değişmektedir ve bu da tasarım parametrelerini etkilemektedir. Dolayısıyla güvenli ve ekonomik bir çözüme ulaşabilmek amacıyla sismik yükler altındaki davranışın çok iyi bir şekilde bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışma, arkasında kil zemin yer alan şev üzerine oturmuş kazık duvarların deprem etkisi altındaki sismik davranışını tahmin etmek için sonlu elemanlar yönteminin kullanıldığı birmodellemedir. Çalışma kapsamında, 12 metrelik istinat duvarları ile desteklenen ve her duvardan 4 metre derinlikte 60 kPa'lık bir düşey yük olan bir şev zemini, sonlu elemanlar programı yardımıyla (PLAXIS 2D) ile analiz edilmiştir. Kullanılan sonlu elemanlar yöntemiyle, duvarların arkasında oluşan toprak basınçları ve eğim oranındaki değişime farklı ivme kayıtları altında dinamik yükler sebebiyle gerilme ve deformasyonlarda oluşabilecek değişimleri modellemek için kullanılmıştır. Kazık duvarlarda oluşabilecek gerilme ve deformasyonlar, değişen eğim yüzdelerine(1.5:10 - 2:10 - 3:10 - 4.5: 10) ve drenajsız kohezyon değerlerine (C = 75, 100, 125, 150 kpa) dayanan modellerin dinamik yüklemenmeleri sonucu elde edilmişlerdir. Sismik yükler altında elde edilen deformasyon miktarlarını azaltmak amacıyla duvarlar ankrajlı olarak da modellenmiştir. Son olarak seçilen ivme kayıtlarında kullanılan en büyük ivme değerinin önemi gösteren farklı analizler de yapılmıştır. Deformasyon ve yük miktarları farklı frekansiçeriğine sahip yükler altında drenajsız kayma dayanımları ve eğim miktarlarında bağlı olarak değişiklik göstermişlerdir. Bu tez, şev stabilitesi amaçlı modellenen kazık duvarların dinamik yükler altında analizlerinin sonlu elemanlar yöntemleri yardımıyla kapsamlı bir şekilde yapılarak zemin ve yapı elemanlarındaki davranış değişikliğinin saptanmasını amaçlamıştır.Anahtar kelimeler : Sonlu elemanlar yöntemi, kazık duvarlar, dinamik analiz, drenajsız kayma mukavemeti Soil and structure behaviors change under dynamic loads and this affects the design parameters. Therefore, in order to reach a safe and economical solution, the behavior under seismic loads should be well known. This study is a modeling in which the finite element method is used to estimate the seismic behavior of pile walls under the effect of earthquakes, resting on a slope of clayey soil. Within the scope of the study, a slope supported by 12-meter retaining (pile) walls carrying a vertical load of 60 kPa at a depth of 4 meters was analyzed with the help of finite element method (PLAXIS 2D). It was used to model the changes in stress and deformations due to dynamic loads under different acceleration records at varying undrained shear strentgh and slope ratios that occur behind the walls. The stress and deformations that may occur behind the pile walls were obtained as a result of dynamic loading of models based on varying slope percentages (1.5: 10 - 2:10 - 3:10 - 4.5: 10) and undrained cohesion values (C = 75, 100, 125, 150 kpa) . The walls are also modeled with anchors in order to reduce the amount of deformation obtained under seismic loads. Finally, different analyses were made showing the importance of the peak acceleration value used in the selected acceleration records. Deformation and load levels varied depending on the undrained shear strength and slope amounts under loads with different frequency content. This thesis aims to determine the behavior changes in the soil and structural elements by making the analysis of pile walls modeled for slope stability under dynamic loads with the help of finite element methods.Keywords Finite element method, pile walls, dynamic analysis, undrained shear strength 112
- Published
- 2020
22. Barajların sismik stabilitesinin sonlu elemanlar yöntemiyle belirlenmesi
- Author
-
Uysal, Vicdani Bariş, Afacan, Kamil Bekir, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Dynamic analysis ,Nonlinear ,İnşaat Mühendisliği ,Nonlinear analysis ,Civil Engineering ,Earthquake analysis - Abstract
Su tutma yapılarına verilen önem ülkemizde giderek artmaktadır. İnşa edilecek yeni su tutma yapıları ile mevcut su tutma yapılarının dinamik yükler altında performanslarının değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Eskişehir Seyitgazi Gökbahçe Göleti'nin nonlineer analizi, sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak PLAXIS 2D ve DEEPSOIL programları yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Gökbahçe Göletinin PLAXIS 2D ve DEEPSOIL programları ile modellemesi yapılmış ve bu programlar vasıtasıyla 11 farklı dinamik yük etkisine maruz bırakılmıştır. İki programdan elde edilen ivme, deformasyon ve en büyük spektral ivme verileri karşılaştırılmıştır. Programların farklı boyutlarda modelleme yapmasından dolayı modellemedeki boyut etkisinin sonuçların değişimine etkisi araştırılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, modellemede aynı sınır koşullarına sahip zemin tabakalarında veriler birbiri ile uyumlu çıkmıştır, fakat göletin gövde kısmında verilerin uyumlu olmadığı görülmüştür. The importance given to the water retention structures in Turkey is gradually increasing. The evaluation of already existing and to be constructed water retention structures under dynamic load is highly important. In this study, nonlinear analysis of Eskişehir Seyitgazi Gökbahçe Pond is performed by the means of PLAXIS 2d and DEEPSOIL programs while using the finite element method. A model of Gökbahçe Pond is created in PLAXIS 2D and DEEPSOIL programs, and this model exposed to 11 different dynamic load effects. During the study, the acceleration, deformation, and peak spectral acceleration data obtained from the two programs are compared with each other. Due to the fact that those two programs are creating models in different sizes, the impact of the size in modelling is investigated through the results. According to the research, while having the same boundary conditions, the ground layer of the model was compatible with each other, whereas the obtained data from the two programs were not compatible in the pond embankment. 148
- Published
- 2020
23. Dinamik Yükler Altında Tünellerde Oluşan Gerilme Şekil Değiştirme Davranışının İncelenmesi
- Author
-
Alhaddad, Shaker, Afacan, Kamil Bekir, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
daha sonra doldurulacaktır daha sonra doldurulacaktır 0
- Published
- 2020
24. Kumlarda tekrarlı yükler altında boşluk suyu basıncı gelişiminin incelenmesi
- Author
-
Ertekin, Berkay, Afacan, Kamil Bekir, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Deprem sırasında, dalga yayılımına bağlı olarak meydana gelen drenajsız kayma gerilmeleri, zemin danelerinin kayma birim deformasyonlara uğramasına ve bu sebeple boşluk suyu basıncındaki artışa sebep olmaktadır. Artan boşluk suyu basıncı, zemin efektif gerilmesine bağlı olarak zemin rijitliğini düşürmektedir ve daha yüksek kayma birim deformasyon ve boşluk suyu basınçları üretecek bir döngü başlamaktadır. En nihai durumda, boşluk suyu basıncı toplam gerilmeye ulaşarak zemin sıvılaşmasının tetiklenmesine neden olmaktadır. Bu davranışın anlaşılması ve modellenmesi geçmişten günümüze geoteknik deprem mühendisliğinin dikkat çeken konularında birisi olmuştur. Bu tez çalışmasında bu konudaki mevcut çalışmalar incelenmiş ve aralarındaki farklıklara değinilmiştir. Mevcut çalışmalar, dinamik üç eksenli deney sonuçlarına göre irdelenerek modellerin zemine uygunluk derecesi ölçülmüştür. During the earthquake, undrained shear stresses due to wave propagation lead to shear deformations of the grains and therefore increase in pore water pressure. These excess pore pressure reduces the soil stiffness due to decrease in effective stress and every cycles results in more deformation as and pore water pressures. In the final case, the pore water pressure yields to total stress causing soil liquefaction to be triggered. Understanding and modeling of this behavior has been one of the notable subjects of geotechnical earthquake engineering from past to present. In this thesis, current studies on this subject are examined and differences between them are mentioned. Existing studies were examined according to dynamic triaxial test results and the degree of applicability of the models to the soil was investigated. 139
- Published
- 2019
25. Zeminlerin permeabilite özelliklerinin konsolidasyon ve düşen seviyeli permeabilite deneyleriyle belirlenmesi
- Author
-
Özdemir, Çağri Önder, Afacan, Kamil Bekir, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
"null" ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering ,Consolidation - Abstract
Hidrolik iletkenlik veya farklı bir ifadesiyle permeabilite katsayısı ince daneli zeminler olmak üzere çoğu zeminlerin mühendislik davranışını etkileyen suyun etkilerinin görülmesi açısından önemli bir büyüklüktür. Bu sebeple suyun hareketinin zemin ve kaya özelliklerinin mühendislik davranışları üzerindeki etkileri sebebiyle bilinmesi önemlidir. Bu tez çalışması kapsamında farklı yerlerden alınmış 10 adet ince daneli numunenin permeabilite katsayıları, zemin özellikleri belirlendikten sonra düşen seviyeli permeabilite deneyleri ve konsolidasyon deneyleriyle araştırılmıştır. Elde edilen değerler birbirleriyle karşılaştırılıp aralarında bir ilişki araştırılmıştır. Karşılaştırmalar sonucunda en uygun ilişki düşen seviyeli permeabilite deneyinden bulunan permeabilite katsayıları ile 1600 kPa konsolidasyon yüklemesinden bulunan permeabilite katsayıları arasında olduğu görülmüştür. Daha sonra düşen seviyeli permeabilite ve konsolidasyon deneyleriyle elde edilen permeabilite katsayıları numunelerin plasitisite indisleri (PI) ile de karşılaştırılmış fakat iyi bir ilişki saptanamamıştır. Son olarak düşen seviyeli permeabilite deneyinden elde edilen permeabilite katsayıları D50 dane çapları ve De efektif dane çaplarıyla da karşılaştırılmış fakat bir ilişki kurulması için data sayılarının yeterli olmadığı görülmüştür. The hydraulic conductivity or permeability coefficient is an important parameter in terms of the water influences affecting the engineering behavior of most soils, including fine-grained soils. For this reason, it is important to know the water movement due to the effects on engineering behaviors of ground and rock characteristics. In this study, the permeability coefficients of 10 fine-grained soil samples taken from different places were investigated using the falling head permeability tests and consolidation tests after the soil properties were determined. The obtained values were compared with each other and a relationship between them, if possible, was searched. As a result of the comparison, the most suitable relation was found between the permeability coefficients obtained from the falling head permeability test and the permeability coefficients obtained from the consolidation load of 1600 kPa. Later, permeability coefficients obtained from falling head permeability tests and consolidation tests were also compared with plasticity index (PI) of samples but no good correlation was found. Finally, the permeability coefficients obtained from the falling level permeability test were also compared with the D50 diameters and the De effective diameters, but data numbers were not found sufficient for establishing a relationship. 78
- Published
- 2018
26. Betonarme çerçevelerde yapı-zemin etkileşiminin lineerolmayan analizler ile incelenmesi
- Author
-
Alioğlu, Günay, Aldemir, Ünal, Afacan, Kamil Bekir, and Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Deprem Mühendisliği ,Earthquake Engineering - Abstract
Yapı-zemin etkileşimi sonucunda hem zeminin hem de yapının davranışının değiştiği bilinmektedir. Günümüzde uygulanan analizlerde ise sıklıkla yapı-zemin etkileşimi ihmal edilmektedir. Bugüne kadar yapı-zemin etkileşimi konusunda yapılan çalışmalar, yapı-zemin etkileşiminin ihmal edilmesinin doğru olmadığını ve bu ihmalin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir.Bu çalışmada yapı-zemin etkileşiminin hem yapının hem de zeminin sismik davranışına etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada yapı-zemin etkileşiminin bulunduğu yapı-zemin modelleri, yapı-zemin etkileşiminin ihmal edildiği yapı modelleri ve üzerinde yapı bulunmayan zemin modeli oluşturulmuştur. Tüm modeller iki boyutlu olarak ve lineer olmayan malzeme davranışı tanımlanarak OpenSees programı ile modellenmiştir.Zemin modellenirken, deneysel çalışmalar ile özellikleri belirlenen 26 tabakalı zemin modeli kullanılmıştır. Yapı-zemin etkileşimi konusunda literatürdeki çalışmalarda sıklıkla belirli zemin tipi özelliklerinin homojen olarak verilmesi ile oluşturulan zemin modelleri kullanılmaktadır. Fakat bu çalışmada kullanılan zemin modeli ise, zemin tipi özelliklerinin homojen olarak verildiği modellerden farklı olarak, gerçeğe daha yakın sonuçlar vermektedir. Çalışmadaki yapılar 1, 2 ve 3 katlı olarak ve betonarme malzeme seçilerek modellenmiştir. Yapı-zemin etkileşiminin bulunduğu yapı modelleri zeminle beraber modellenmiş ve ivmeler zemin tabanından etki ettirilerek analizler yapılmıştır. Etkileşimin bulunmadığı modeller ise ankastre mesnetli olarak modellenmiş, fakat anakaya ivmeleri doğrudan ankastre mesnetlere etki ettirilmemiştir. Bunun yerine boş zemine tabandan verilen ivmelerin zemin yüzeyinde okunan değerleri ankastre mesnetlere etki ettirilerek analiz yapılmıştır.Literatürde sıklıkla üzerinde durulan 5 farklı bilinen depremin küçük, orta ve büyük ölçekte çoğaltılması ile oluşturulan 15 farklı ivme kaydı kullanılmıştır. Daha doğru sonuçlar elde edilmesi düşünülerek tüm modeller lineer olmayan dinamik analizler ile incelenmiştir.Yapı-zemin etkileşimi araştırılırken modellerde; ivme, ivme tepki spektrumu, taban kesme kuvveti, 1. kat göreli kat ötelenmesi, maksimum çatı deplasmanı ve maksimum moment değerlerinin değişimi incelenmiştir. Çalışmada gerek zemin modelinin gerçeğe yakınlığı, gerekse yapı-zemin etkileşiminin doğrudan tek model üzerinde uygulanmasıyla literatürdeki çalışmalardaki önemli bir eksikliğin giderilmesine katkıda bulunulmuştur. Bu vesileyle, yapı-zemin etkileşiminin yapının sismik davranışına etkisi uygun bir şekilde incelenmiştir.Çalışmanın sonuçları incelendiğinde yapı-zemin etkileşiminin, hem yapı davranışını, hem de zemin davranışını değiştirdiği görülmüştür. Etkileşimin bulunduğu durumda yapı ve zemindeki ivmeler ve ivme tepki spektrumları, yapılardaki taban kesme kuvveti, 1. kat göreli kat ötelenmesi oranları, maksimum çatı deplasmanı ve maksimum moment değerleri farklı sonuçlar vermiştir. Ayrıca, yapı ve zeminde elde edilen sonuçlar, hem yapı uzunluğu hem de etki eden ivmenin büyüklüğüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Günümüzde çözümleme kolaylığı açısından yapı-zemin etkileşimi göz ardı edilmekte, fakat bu ihmal sonuçlarda sapmalara yol açabilmektedir. Bu çalışmada bu sapmaların farklı açılardan hangi boyutlara ulaşabildiği incelenmiş, hem yapı hem de zemin davranışı incelenirken yapı-zemin etkileşiminin dahil edilmesinin önemi vurgulanmıştır. It is known that the behavior of both the soil and the structure changes as a result of the soil-structure interaction. In today's analyzes, soil-structure interaction is often neglected. So far, studies on soil-structure interaction have shown that neglecting the soil-structure interaction is incorrect and can result in negative consequences.In this study, it is aimed to investigate the effect of soil-structure interaction on seismic behavior of both structure and soil. In the study, structure and soil models with soil-structure interaction, structure models without soil-structure interaction, and a soil model without building are created. All models are built using OpenSees software in two dimensions and under nonlinearity condition of material behavior.26 layered soil model whose properties are determined by experimental studies is used when modeling the soil. In the literature on the soil-structure interaction, soil models generated by homogeneous distribution of specific soil type properties are used frequently. However, the soil model used in this study gives a closer result to reality than the models in which the soil type characteristics are given homogeneously. The structures are modeled as 1, 2 and 3 story and having reinforced concrete materials. The structure models with the soil-structure interaction are modeled together with the soil and analyzed by applying the accelerations from the soil floor. Models without interaction are modeled as fixed based, but ground accelerations are not directly applied to fixed bases. Instead, the acceleration values read on the soil surface of the single soil are applied to the fixed bases and analyzed.15 different acceleration records, which are generated by reproduction in small, medium and large scales of 5 different earthquakes frequently considered in the literature, are used. For more accurate results all models were investigated using nonlinear dynamic analyses.While the soil-structure interaction is being investigated in models; acceleration, acceleration response spectrum, base shear force, relative floor displacement of 1st floor, maximum roof displacement and maximum moment values have been investigated. In the study, both the closeness of the soil model to the reality, and the application of soil-structure interaction directly in the single model lead to eliminate an important deficiency in the studies in the literature. In this way, the effect of the soil-structure interaction on the seismic behavior has been appropriately investigated.From the results of the study it was seen that the soil-structure interaction changes the behavior of the building as well as the behavior of the soil. Accelerations and acceleration response spectra of the structure and the ground, base shear force in the structures, 1st floor relative floor displacement rates, maximum roof displacement and maximum moment values gave different results in the case of interaction. In addition, the results obtained on the structure and soil vary depending on both the height of the building and the magnitude of the acceleration. Today, soil-structure interactions are ignored in terms of ease of resolution, but this ignorance may lead to bias. In this study, these bias' extent was investigated from different angles and emphasized the importance of including soil-structure interaction while both soil and structure behaviors are examined. 101
- Published
- 2017
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.