Search

Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET SOYAL Yer Bilgisi: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı / Hareket ve Antrenman Bilim Dalı Konu: Spor = Sports Dizin: Antropometri = Anthropometry ; Fiziksel uygunluk = Physical fitness ; Fiziksel özellikler = Physical properties ; Motorik özellikler = Motoric features ; Çocuklar = Children, Bu araştırmanın amacı 7-10 yaş arasındaki çocukların bazı fiziksel, motorik ve antropometrik özelliklerini incelemektir. Araştırmanın amacı doğrultusunda Aksaray ilinde spor okullarında eğitim alan yaş ortalamaları 7,60 ±1,10 yıl, boy uzunluğu ortalamaları 125,39±8,74 cm, vücut ağırlık ortalamaları 28,00 ±7,74 kg olan 112 kadın ve yaş ortalamaları 7,28±1,04 yıl, boy uzunluk ortalamaları 124,70±8,93 cm, vücut ağırlık ortalamaları 27,95±8,34 kg olan 127 erkek çocuk katılmıştır. Araştırma modeli olarak tarama modeli nedensel karşılaştırma yönteminden yararlanılmıştır. Araştırma grubuna araştırmanın amacı doğrultusunda vücut ağırlığı ve boy, flamingo denge testi, el kavrama kuvveti, otur-eriş esneklik testi, Nelson el reaksiyon testi, sağlık topu atma testi, çevre ölçümü testi ve deri altı kıvrım ölçümleri yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25.0 paket programı ile istatistiksel analiz edilmiştir. Kadın ve erkek grupların karşılaştırılması için bağımsız gruplarda t testi analizinden faydalanılmıştır. Katılımcıların bulguları karşılaştırıldığında deri altı kıvrım ölçümü, sağlık topu atma, reaksiyon testi, el kavrama kuvveti testi ve 10m sürat testi sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanmazken (p>0,05), dikey sıçrama ve denge ve esneklik test bulgularında lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p, The aim of this research is to examine the physical, motoric and anthropometric characteristics of children aged 7-10. In line with the purpose of the study, 112 female with an average age of 7.60 ± 1.10 years, average height of 125.39±8.74 cm, average body weight of 28.00 ± 7.74 kg, who received sports training in sports schools in Aksaray province, and their average age 127 male with 7.28±1.04 years, average height of 124.70±8.93 cm, and average body weight of 27.95±8.34 kg participated in the study. As the research model, the causal comparison method of the scanning model was used. Body weight and height, flamingo balance test, hand grip strength, sit-reach flexibility test, Nelson hand reaction test, medicine ball throwing test, circumference measurement test and subcutaneous fold measurements were made to the research group in line with the purpose of the research. The obtained data were statistically analyzed with Spss 25.0 package program. In order to compare the male and female groups, t-test analysis was used in independent groups. When the findings of the participants were compared, no statistically significant difference was found between the results of subcutaneous fold measurement, medicine ball throwing, reaction test, hand grip strength test and 10m sprint test (p>0.05), while there was a statistically significant difference in favor of vertical jump and balance and flexibility test results. difference was found (p

Ozbasli, Esra/0000-0003-0558-7296; Bulut, Huri/0000-0003-2706-9625; Takmaz, Ozguc/0000-0002-3397-7980; Bastu, Ercan/0000-0003-0810-6195 WOS:000473503000011 PubMed ID: 31065945 PurposeTo evaluate the relationship of clinical pregnancy rates with bone morphogenetic proteins 2-4-7 (BMP 2, 4, 7), growth differentiation factor 9 (GDF 9), and Emmprin levels in follicular fluid of intracytoplasmic sperm injection patients.MethodsFollicular fluid of 77 patients who underwent ICSI procedure was collected during the oocyte retrieval procedure. And follicular fluid levels of BMP 2, BMP 4, BMP 7, GDF 9, and Emmprin (Basigin) were measured and compared for clinical pregnancy rates.ResultsFollicular levels of BMP 4 was significantly higher whereas Emmprin levels were lower in patients who had achieved clinically diagnosed pregnancy compared with those who did not achieve clinical pregnancy after ICSI procedure (P=0.007 and P=0.035, respectively). BMP 2, BMP 7, and GDF 9 levels were comparable for both groups.ConclusionClinical pregnancy rates after ICSI may be associated with follicular fluid levels of Emmprin and BMP 4. Follicular levels of Emmprin and BMP 4 can be used as a marker (as markers for predicting ICSI outcomes) for a better ICSI outcome.

Bu çalışma Menderes Masifi Gediz kıtasal rift zonunda bulunan Yenice (Buldan, Denizli) jeotermal sularının hidrojeolojik, hidrojepkimyasal ve izotop jeokimyasal yöntemlerle incelenmesini amaçlamaktadır. Menderes Masifi içerisinde yeralan Yenice ve yakın çevresi Paleozik yaşlı metomorfikler, Neojen yaşlı Kızılburun Formasyonu, Sazak Formasyonu, Kolonkaya Formasyonu ve Tosunlar Formasyonu gibi sedimanter kayaçlardan oluşur. Bunları alüvyon ve travertenler örtmektedir. İnceleme alanı jeotermal suları meteorik kökenlidir ve yoğun kayaç-su etkileşimi göstermektedir. Bu jeotermal sular Ca-Na-(SO4)-HCO3 su tipi olarak belirlenmiştir. Bunun yanında jeotermal sularda Na+K>Ca>Mg şeklinde katyon dizilimi ve HCO3>SO4>Cl şeklinde anyon dizilimi görülmektedir. Jeotermal sular 36 ile 70 oC arasında yüzey sıcaklıkları, 6 ile 6.85 arasında pH değerleri ve 1950 ile 5000 μS/cm arasında değişen elektriksel iletkenlik değerleri göstermektedir. Gerçekleştirilen jeokimyasal jeotermometre hesaplamalarına göre yenice ve çevresindeki jeotermal suların rezervuar sıcaklıkları 173 ile 232 oC arasında değişmektedir ve bu jeotermal sular Na1/1000-K1/100-Mg diyagramına göre ham sular sınıfına girmektedir. This work is dealing with hydrogeological modelling of geothermal waters of Yenice (Buldan, Denizli) located in the southern shoulder of the continental rift zone of the Gediz within the Menderes Massif by hydrogeological, hydrogeochemical and isotope geochemical methods. In Yenice and environs, Paleozoic metamorphic rocks forms the basement overlain by Neogene sedimentary rocks such as Kızılburun Formation, Sazak Formation, Kolonkaya Formation and Tosunlar Formation. These rocks are overlain by Quaternary alluvium and travertine deposits. Geothermal waters in the area of Yenice are of meteoric origin and show intense water-rock interaction. These geothermal waters can be considered as Ca-Na-(SO4) HCO3 type. Moreover, geothermal waters have an order of cations of Na+K>Ca>Mg and anions of HCO3>SO4>Cl. Geothermal waters of the study area are distinguished by surface temperatures from 36 to 70 oC, pH values between 6 and 6.85 and electrical conductivity values ranging from 1950 to 5000 µS/cm. According to calculations of geochemical thermometers, geothermal waters of Yenice show reservoir temperatures between 173 and 232 oC and can be classified as immature waters. 71

Araştırmanın amacı, meme kanseri tedavisi gören kadınların eşlerinin hastalık ve tedavi sürecine ilişkin deneyimlerinin ortaya çıkartılması ve bu deneyimler ışığında meme kanseri tedavisi gören kadınların eşlerine yönelik sosyal hizmet müdahalesi önerisi geliştirilmesidir.Bu araştırma nitel araştırma yöntemi ile tasarlanmıştır. Araştırma, hazırlanan yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla; 01.01.2015 ile 03.03.2016 tarihleri arasında Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi genel cerrahi kliniğinde 12'si mastektomi ve 12'si meme koruyucu ameliyat ile meme kanseri tedavisi gören 20-45 yaş arası, Kocaeli'nde yaşayan toplam 24 evli kadının eşleriyle yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirilmiştir.Araştırmanın temel bulguları şu şekildedir;Katılımcıların ifadelerine göre; meme kanseri tedavisi gören kadınların çoğunluğu meme kanseri şüphesi olmadan ağrı, şişlik, düzenli kontroller veya başka bir hastalığın tedavisi sırasında meme kanseri olduklarını öğrenmişlerdir. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınların meme kanseri olabilecekleri yönünde şüpheleri olduğu anlaşılmıştır.Teşhisin ve hastalığın, katılımcılar ve eşleri üzerinde; üzüntü, korku, kaygı, mutsuzluk, belirsizlik, ölüm korkusu, beden imajı, cinsellik vb. konulardaki etkileri düşünüldüğünde meme kanseri tedavisinin çok disiplinli bir tedavi ekibi tarafından yürütülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.Katılımcıların tamamına yakını tedavi sürecinde eşlerinin yanlarında olup onlara destek olmaya gayret ettiklerini ifade etmişlerdir. Çalışmak zorunda olmak katılımcıların tedavi sürecine aktif katılımını engellemiştir.Katılımcıların en büyük ihtiyaçlarının tedavi süreci ile ilgili bilgi edinmek konusunda olduğu görülmüştür. Bununla birlikte katılımcılar; psiko-sosyal desteğe ihtiyaç duyduklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların özellikle bilgi ihtiyaçlarını karşılayamadıkları bunun da kendileri ve eşleri üzerinde endişe, korku, üzüntü gibi hislere neden olduğu görülmüştür. Katılımcılar psiko-sosyal destek ihtiyaçlarını çoğunlukla akraba ve yakın arkadaşlarından karşıladıklarını ifade etmişlerdir.Katılımcılar, ameliyat ve ek tedavilerin eşleri üzerinde meydana getirdiği meme kaybı ve saç dökülmesi gibi fiziksel değişikliklerin onları üzdüğünü, mutsuz ettiğini ve yıprattığını ifade etmektedirler. Ancak katılımcılar, bu değişimlerin ve meme kanserinin kendileri ve eşleriyle olan ilişkilerine olumsuz etkisi olmadığını tersine daha da yakınlaştıklarını ve bağlandıklarını dile getirmektedirler.Tedavinin, annelik, kadınlık, cinsellik, beden imajı gibi konularda eşleri hakkında düşüncelerine etkisi sorulduğunda; katılımcılar çok konuşmamayı, kısa cevaplarla etkisi olmadığını ifade etmeyi tercih etmişlerdir. Katılımcılar, meme kanserinin bahsedilen bu alanlarda kendilerini etkilememesini; kendilerine göre ileri yaşları, zaten çocuk sahibi olmaları ve eşlerine olan sevgileriyle açıklamaktadırlar. Ancak katılımcıların yaş ortalamalarının 42,63 olduğu göz önünde bulundurulduğunda yaşlarının cinsel yaşamlarını olumsuz etkileyecek kadar ileri olmadığı görülmektedir. Son olarak var olan tedavi sürecinin katılımcılar ve eşlerinin ihtiyaç ve özelliklerine duyarlı olmadığı düşünülmektedir. Bu nedenle araştırma kapsamında katılımcıların gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak tedavi süreci irdelenmeye, yeniden tasarlanmaya ve sosyal hizmet uzmanlarının tedavi sürecinde kullanmalarına yönelik sosyal hizmet müdahalesi önerisi geliştirilmeye çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Meme kanseri, tedavi süreci, beden imajı, eş ilişkisi, eş desteği The aim of the research is to reveal the experiences of the husbands of women who have breast cancer treatment in relation to the disease and treatment process and to develop a social work intervention proposal for the spouses of women who have breast cancer treatment in the light of these experiences.The research is designed with qualitative research method. The research has been conducted face to face through the semi-structured interview form with the husbands of women; between 01.01.2015 and 03.03.2016, a total of 24 married women aged 20-45 years, who had breast cancer treatment with 12 mastectomy and 12 breast conserving surgery in Kocaeli University Research and Practice Hospital general surgery clinic.The main findings of the research are as follows;According to the statements of the participants; the majority of women who have no doubts related to the breast cancer have learned that they have breast cancer during pain, swelling, regular checks, or treatment of another disease. It is understood that women with breast cancer history in their family are suspected of having breast cancer.It is understood that breast cancer treatment should be carried out by a multidisciplinary treatment team when considering the effects on the subjects when we think about the effects of the diagnosis and illness such as; sadness, fear, anxiety, unhappiness, uncertainty, fear of death, body image, sexuality, etc. among the participants and their wives.Almost of the participants said that they wanted to be with their partner and trying to support them during the treatment. Having to work has prevented active participation of participants in the treatment process.It was seen that the greatest needs of the participants were to get information about the treatment process. In addition to that participants expressed that they need psychosocial support.Participants were found to be unable to fulfill their information needs, which also caused feelings such as anxiety, fear, sadness on themselves and their partners. Participants expressed that they often fulfill their psycho-social support needs through relatives and close friends.Participants state that the physical changes such as breast and hair loss and that surgery and additional treatments have brought on their wives cause them to feel sad. However, the participants expressed that these changes and breast cancer have no negative effects on their marriage, in fact those have made the bonding between husband and wife stronger.When treatment is asked about the feelings of wives about matters such as motherhood, femininity, sexuality, body image, the participants preferred not to talk about these matters and they gave short answers to change the subject. Participants explained the fact that breast cancer is not affecting them in these areas by their elder age (according to themselves), having already children and expressing their love for their wives. However, given that the average age of participants is 42,63 it appears that their age is not advanced enough to negatively affect their sexual lives.Finally, it is thought that the existing treatment process is not sensitive to the needs and characteristics of the participants and their partners. For this reason, the treatment process was examined by taking the participants' observations and experiences within the scope of the research; the treatment process has been redesigned and a proposal for social work intervention has been developed for the use of social workers in the treatment process.Keywords: Breast cancer, treatment process, body image, spouse relationship, spouse support 191

Bu kesitsel çalışmada regresyonöyküsü olan ve klasik seyir gösteren Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)olgularının,otoimmün belirteçler ve klinik özellikler açısından farkları değerlendirilerek;regresyona özgü klinik değişkenler incelenmiştir. Araştırma grubu regresif seyirgösteren, 2-6 yaş arasında 24OSB olgusundan; kontrol grubu ise aynı yaş aralığında,klasik seyir gösteren 26OSB hastasından oluşmaktadır. Tüm katılımcılar DSM 5ölçütlerine göre değerlendirilmiş, Çocukluk Otizm Derecelendirme Ölçeği (ÇODÖ)ve AGTE (Ankara Gelişim Tarama Envanteri) uygulanmıştır. Ebeveynlerden SorunDavranış Kontrol Listesi (SDKL) ve Otizm Davranış Kontrol Listesi (ODKL)doldurmaları istenmiştir. Ayrıca hasta serumlarında, hücre yüzey antijenlerine karşıgelişen otoantikorlar (Anti-NMDA, Anti-CASPR2, Anti-LG1, Anti-Glutamat TipAMPA 1-2,Anti GABA B, Anti-DPPX) ve Anti-GAD antikorundan oluşanotoimmün ensefalit paneli incelenmiştir. Çalışma sonucunda gruplar arasındasosyodemografik değişkenler, ÇODÖ, AGTE, ODKL ve SDKL puanları arasındafark bulunmamıştır. Erken dönem gelişim basamaklarının (dil gelişimi, tuvaleteğitimi, yürüme) regresyon grubunda daha erken kazanıldığı saptanmıştır. Hücreyüzey antijenlerine karşı gelişen otoantikorların çalışmaya alınan olguların hepsindenegatif olduğu gözlenmiştir. Fakat regresyon grubunda 5 (20,8%) hastada Anti-GADantikoru pozitif saptanmıştır. Kontrol grubundaki hastaların tümünde ise bu antikornegatif bulunmuştur. Regresyon öncesi dönem ve regresyon sonrası tekrar kazanılandil becerisi düzeyleri arasında doğru orantılı bir ilişki saptanmıştır. Regresyondasubakut/kronik başlangıcın, sosyal-öz bakım becerilerinde aksama ön planda olmaküzere çoğu sorun davranış örüntüsü ile ilişkili olduğu gözlenmiştir. Çalışmamızdaelde ettiğimiz bulgular, OSB'nin etyolojisinde otoimmünitenin özgül bir katkısınınolabileceğini düşündürmekle birlikte, regresyonun klinik seyrine ilişkin yeni verilersunmuştur.Anahtar sözcükler: Otizm, regresyon, otoimmünite, ensefalit. Aslan, C. Clinical Features and Autoimmune Variables Associated WithRegression in Autism Spectrum Disorders. Hacettepe University Faculty ofMedicine, Thesis in Child and Adolescent Psychiatry, Ankara, 2016. In thiscross-sectional case-control study it is aimed to investigatethe differences betweenASD(Autism Spectrum Disorders) cases with regression and without regression interms of autoimmune markers and clinical manifestations and assess the regressionspecific features. The study group is consisted of 24 patients with autistic regressionaged between 2-6 years. The control group is consisted of 26nonregressive ASDpatients with similar ages. All participants were assessed according to DSM 5criteria, CARS (Childhood Autism Rating Scale) and ADST (Ankara DevelopmentalScreening Test) were administered. All parents were asked to complete AberrantBehavior Checklist (AuBC) and Autism Behavior Checklist (ABC) for their children.Also autoimmune encephalitis panel including neuronal surface autoantibodies(Anti-NMDA, Anti-CASPR2, Anti-LG1, Anti-Glutamat type AMPA 1-2, AntiGABA B, Anti-DPPX) and Anti-GAD antibody were assayed in serum samples.Results of the study indicated that there was no significant difference in CARS,ADST, AuBC, ABC scores between study and control groups. It was observed thatearly developmental milestones (i.e language skills, potty training, walking) wereattained earlier in regressive group. There was no seropositivity of neuronal surfaceautoantibodies in any participant. However Anti-GAD antibodies were detected inthe serum of 5 (20.8%) patients of children with autistic regression and of none ofthe controls. A significant direct relationship was found between the levels oflanguage skills before the regression and regained after the regression. Gradual onsetpattern of regression was shown to be associated with disruption in most of thebehavioral domains especially social and self-help skills. According to our results, itis suggested that autoimmunity might have a specific contribution to the etiology ofASD. Also some novel findings related to the phenomenology of regression havebeen provided.Key words: Autism, regression, autoimmunity, encephalitis. 111

Aneurysmal bone cyst (ABC) is defined as an expansile and osteolytic lesion,containing cystic cavities full of blood, which although benign, has a locallydestructive course. The most preferred treatment method is surgery. Curettageand bone grafts are often used. The case is here presented of an ABC located inthe clavicle, which was successfully treated with fibula allograft.&nbsp

Bu çalışmada nümerik hataların analizi yapılarak örnekler verilmiştir. AyrıcaBairstow kök bulma, Gauss yok etme, LU-Crout çözümleme, Cubicsplineenterpolasyon, Romberg integral, Runge-Kutta yöntemlerinin programları C++ ileyazılmış, görsel nitelikli nümerik çözüm paketi haline getirilmiştir. Yazılanprogramlar normal, çift duyarlıklı ve uzun çift duyarlıklı değişken tipleri ileörneklendirilerek, sonuçlar çizelgeler ile birlikte sunulmuş, gerçek değerleri bilinenörneklerde hatalar hesaplanmıştır.

Sunulan bu tezin amacı zmir' deki raylı sistemlerin kent içi trafigine etkilerininincelenmesidir. Tezin amacının anlatıldıgı giris yazısından sonra toplu tasımanın tanımıyapılıp ulasımdaki yerinden bahsedildi ve Dünya' da ve ülkemizdeki gelisimi gözdengeçirildi. Ardından kent içi toplu tasıma türleri sınıflara ayrılıp karsılastırıldı ve kentüzerindeki etkileri çesitli özellikler göz önünde bulundurularak degerlendirildi. Raylı toplutasıma sistem türleri ayrı ayrı ele alınıp, Dünya ve Türkiye' deki raylı sistemlerindurumundan, kent içi ulasımındaki yerinden ve trafige etkilerinden bahsedildi. Kent içiulasımında raylı sistemin yerinin neresi oldugu ve metronun kent içi trafigine ne gibietkiler yarattıgı sorularına cevap bulundu. zmir kenti ile ilgili genel bilgi verildikten sonrazmir kent içi ulasım yapısından mevcut olan, insası devam eden ve yapımı planlanan raylısistemler çesitli özellikleriyle ele alınmak suretiyle kent içi trafigine olan ve olabilecekolan etkilerinden söz edildi. Ayrıca kent içi toplu tasıma sistemlerinin kıyaslanabilmesi veraylı sistemlerin kent içi trafigine etkilerinin belirlenebilmesi için yolcuların tercihkriterlerinin bilinmesi gerekmekteydi. Bu nedenle zmir Metro A.S den alınan yolcuanketleri tek tek incelendi ve degerlendirildi. Yapılan anketler ve çalısmalar sonucundaraylı sistemlerin kent içinde diger toplu tasıma sistemlerine kıyasla daha büyük önemesahip oldugu kanısına varıldı. The aim of this thesis is investigating the effects of rail systems into the zmir traffic. Thepreviously, after giving an information about the aim of this thesis in first part, given themeaning of mass transit, explained `where does mass transit take place in transportaion?? andevaluated developing the mass transit in the world and our country. Intercity mass transitsystems were classified and compared. In addition, intercity mass transit systems wereevaluated according to effects of city. All rail transit systems were explained and mentionedto the effects of intercity traffic. The new technologies of urban rail systems were presentedand the questions of `Where does the urban rail systems take place in urban transportation?and `What are the effects of metro system into the city street? were answered. After givingthe general information about zmir, rail systems were been to available, continued andplanned, were examined according to peculiar to specification. The passenger`s preferencecriterion must be known for measuring the effect of rail systems to city traffic and comparingall mass transit systems. For this reason, taken poll data about the passenger`s preferencecriterion at zmir Metro A.S. All data are evaluated and brought into view the idea about theeffective of rail systems to intercity traffic in zmir.The end of surveys and studies we understood that the rail systems are more necessarythan the other transit system. 142

NÜMERİK YÖNTEMLERDE HATA ANALİZİ VE C++ BUILDER İLE YAZILAN BİR NÜMERİK ÇÖZÜM PAKETİNİN HAZIRLANMASI (Yüksek Lisans Tezi) Cihan ASLAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Şubat 2002 ÖZET Matematikte nümerik analiz yöntemlerinin kullanılması çok eskiye dayanır. Yaygınlaşması ve etkin olarak kullanılması bilgisayarlarla başlar. Bu gelişmelerle birlikte, hesaplama yöntemlerinden ve bilgisayarların bellek yapılarından kaynaklanan nümerik hatalar önem kazanmıştır. Bu çalışmada nümerik hataların analizi yapılarak örnekler verilmiştir. Ayrıca Bairstow kök bulma, Gauss yoketme, LU-Crout çözümleme, Cubicspline enterpolasyon, Romberg integral, Runge-Kutta yöntemlerinin programları C++ ile yazılmış, görsel nitelikli nümerik çözüm paketi haline getirilmiştir. Yazılan programlar float ve long double değişken tipleri ile örneklendirilerek, sonuçlar çizelgeler ile birlikte verilmiş, gerçek değerleri bilinen örneklerde hatalar hesaplanmıştır. Bilim Kodu Anahtar Kelimeler Sayfa Adedi Tez Yöneticisi 6190202 Nümerik Analiz, Nümerik Hata, C++ 95 Doç. SELMA YÜNCÜ ERROR ANALYSIS IN NUMERIC METHODS AND PREPARATION OF A NUMERIC SOLUTION PACKAGE WRITTEN WITH C++ BUILDER (M.Sc. Thesis) Cihan ASLAN GAZI UNIVERSITY INSTUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY February 2002 ABSTRACT Use of numeric analysis methods in mathematics goes back a long ways. It began to be used more extensively and effectively with the introduction of computers. Numeric errors stemming from the methods of calculation and structure of computer memory, became important together with these developments. In this study, numeric error analysis was made and samples were provided. Additionally, the programs for Bairstow root finding, Gauss elimination, LU - Crout analysis, Cubicspline interpolation, Romberg integral and Runge- Kutta methods were written with C++ and made into a visual nature numeric solution package. Samples of the written programs were given in float and long double variable types and the results were provided in drawings and errors in samples whose true values we>e known were calculated. Science Code Key Words Page Number Adviser 6190202 Numerical Analysis, Numerical Error, C++ 95 Doç. SELMA YÜNCÜ 95

Bu çalışma Menderes Masifi Gediz kıtasal rift zonunda bulunan Yenice (Buldan, Denizli) jeotermal sularının hidrojeolojik, hidrojepkimyasal ve izotop jeokimyasal yöntemlerle incelenmesini amaçlamaktadır. Menderes Masifi içerisinde yeralan Yenice ve yakın çevresi Paleozik yaşlı metomorfikler, Neojen yaşlı Kızılburun Formasyonu, Sazak Formasyonu, Kolonkaya Formasyonu ve Tosunlar Formasyonu gibi sedimanter kayaçlardan oluşur. Bunları alüvyon ve travertenler örtmektedir. İnceleme alanı jeotermal suları meteorik kökenlidir ve yoğun kayaç-su etkileşimi göstermektedir. Bu jeotermal sular Ca-Na-(SO4)-HCO3 su tipi olarak belirlenmiştir. Bunun yanında jeotermal sularda Na+K>Ca>Mg şeklinde katyon dizilimi ve HCO3>SO4>Cl şeklinde anyon dizilimi görülmektedir. Jeotermal sular 36 ile 70 oC arasında yüzey sıcaklıkları, 6 ile 6.85 arasında pH değerleri ve 1950 ile 5000 μS/cm arasında değişen elektriksel iletkenlik değerleri göstermektedir. Gerçekleştirilen jeokimyasal jeotermometre hesaplamalarına göre yenice ve çevresindeki jeotermal suların rezervuar sıcaklıkları 173 ile 232 oC arasında değişmektedir ve bu jeotermal sular Na1/1000-K1/100-Mg diyagramına göre ham sular sınıfına girmektedir. Anahtar Kelimeler: Yenice, Jeotermal sular, Jeotermal, Hidrojeoloji, Hidrojeokimya, This work is dealing with hydrogeological modelling of geothermal waters of Yenice (Buldan, Denizli) located in the southern shoulder of the continental rift zone of the Gediz within the Menderes Massif by hydrogeological, hydrogeochemical and isotope geochemical methods. In Yenice and environs, Paleozoic metamorphic rocks forms the basement overlain by Neogene sedimentary rocks such as Kızılburun Formation, Sazak Formation, Kolonkaya Formation and Tosunlar Formation. These rocks are overlain by Quaternary alluvium and travertine deposits. Geothermal waters in the area of Yenice are of meteoric origin and show intense water-rock interaction. These geothermal waters can be considered as Ca-Na-(SO4) HCO3 type. Moreover, geothermal waters have an order of cations of Na+K>Ca>Mg and anions of HCO3>SO4>Cl. Geothermal waters of the study area are distinguished by surface temperatures from 36 to 70 oC, pH values between 6 and 6.85 and electrical conductivity values ranging from 1950 to 5000 µS/cm. According to calculations of geochemical thermometers, geothermal waters of Yenice show reservoir temperatures between 173 and 232 oC and can be classified as immature waters. Keywords: Yenice, Geothermal waters, Geothermal, Hydrogeology, Hydrogeochemistry, Tez (Yüksek Lisans) - Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı, 2019., Kaynakça var.