This study examines the images of nature in Algernon Blackwood’s weird tales in the context of the relationship between the human and non-human. To make this analysis, the notion of nature in accordance with the western thought and its reflection in English literature are also taken into consideration. During the analysis, the images of nature in romantic movement becomes the focal point; thus, a connection between weird fiction and Romanticism is established. While analysing the images of nature in Romanticism and gothic fiction, the development and characteristics of weird fiction are also examined. This thesis questions the existence of a distinctive boundary between the human and non-human through the scope of EcoGothic as the main critical approach, while analysing the images of nature reflected in weird fiction. The focal points of this analysis are Algernon Blackwood’s “The Man Whom the Trees Loved,” “The Touch of Pan,” “The Regeneration of Lord Ernie” and “The Valley of the Beasts.” While examining the development of the short story, leading to the weird tale, the selected tales of Blackwood are examined by means of “the gothic forest” and “the romantic quest” themes. In this regard, EcoGothic functions as the main critical approach to question the human/non-human, nature/culture dichotomies and the reflection of these dichotomies in the stories, from a non-anthropocentric point of view. The physical and spiritual transformations the main character experience become the main focus of this analysis. In this sense, this study comes to the conclusion that these transformations challenge the existence of the nature/culture dichotomy due to the unification of the human and non-human. Hence, the idea that in Blackwood’s tales, nature and culture, human and non-human are reflected as the interconnected members of a unity, is supported., Bu çalışma, Algernon Blackwood’un Tuhaf Hikayelerindeki doğa imgelerini, insanın insan-dışı ile ilişkisi bağlamında inceler. Bu amaçla, öncelikli olarak doğa kavramının batı düşüncesindeki gelişimi ve bu gelişimin İngiliz Edebiyatı’na yansımaları ele alınır. Bu inceleme esnasında, romantik akım eserlerindeki doğa yansımalarına öncelik verilerek tuhaf kurgu ve romantik edebiyat bağlantısı kurulur. Romantik ve gotik edebiyatta doğa imgelerinin incelemesi yapılırken, tuhaf kurgunun gelişimi ve özellikleri de ayrıca dikkate alınır. Bu tezde, tuhaf kurgu bağlamında yansıtılan doğa imgeleri, EkoGotik eleştirel bakış açısı yardımıyla araştırılarak insan ve insan-dışı arasındaki ayırıcı sınırların varlığı sorgulanır. Bu incelemenin ana hedefini Algernon Blackwood’un “The Man Whom the Trees Loved,” “The Touch of Pan,” “The Regeneration of Lord Ernie” ve “The Valley of the Beasts” hikayeleri oluşturur. Tuhaf Hikâye bağlamında kısa hikâyenin gelişimi incelenirken, Blackwood’un seçili hikayeleri “gotik orman” ve “romantik arayış” başlıkları altında incelenir. Hikayeler analiz edilirken EkoGotik eleştirel bakış açısından yararlanılarak, insan/insan-dışı ilişkisi, doğa/kültür ikiliği ve bu ikiliğin hikayelere yansıması insan merkezli olmayan bir yaklaşımla incelenir. Hikayelerdeki ana karakterlerin geçirdiği fiziksel ve ruhani dönüşümler, bu incelemenin hedefi haline gelir ve bu dönüşümlerin, insan ve insan-dışının bütünleşmelerine yol açarak doğa/kültür ikiliğini ortadan kaldırdığı sonucuna varılır. Bu bağlamda, Blackwood’un Tuhaf Hikayelerinde doğa ve kültürün, insan ve insan-dışının bir bütünün içi içe geçmiş parçaları olarak yansıtıldığı düşüncesi savunulur.