25 results on '"Şindak, Nihat"'
Search Results
2. Bir Kedide Rastlanılan Tek Taraflı Kalıcı Pupillar Membran Olgusu
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, BAŞER, Erhan, GÜLAYDIN, Ali, and ŞINDAK, Nihat
- Subjects
Kedi,Göz,Kalıcı pupillar membran ,Cat,Eye,Persiste pupillary membrane - Abstract
Pupilwith the anterior surface of the iris during the development of the fetalmembrane is completely covered, even though it is a simple solid mesodermaltissue. Mesodermal tissue and vascular structures of the mesenchymal tissueremains fully available on the iris as a result of being resorbed calledpersistent pupillary membrane. This study; persistent pupillary membrane diagnosedeight months, male, mixed breed cat. Inspection in the left eye, the iris of theoriginating thread-like, pink-white structure was detected. Direct ophthalmoscopy inthe opposite ventral lens 'Y' shaped structure which is attached onto the iris,the junction continue towards the dorsal and some on the lens continues as asingle structure, again in case two parts when the iris line in the ventralpart was seen stuck on the iris. Side lighting while maintenance was determined inpart of the lens or cornea which resembles the yarn adhesion is free from anypoint and in humor aquosus slightly taut. As a result, the pathology of the patient wasassessed as permanent pupillary membrane., Pupillarmembran, fötal gelişim sırasında irisin anterior yüzeyini tamamen kaplamışhalde bulunan basit bir mezodermal doku katıdır. Mezodermal dokuların vemezenşimal vasküler yapının tam olarak rezorbe olmaması sonucu iris üzerindedoku kalıntıları bulunması kalıcı pupillar membran olarak adlandırılır. Buolguyu; kalıcı pupillar membran teşhisi konulan sekiz aylık, erkek, melez ırkbir kedi oluşturmaktadır. Yapılan muayenelerde; inspeksiyonda sol gözde irisdenköken alan iplik benzeri, pembe-beyaz renkli bir yapı saptandı. Direktoftalmoskopide lens’in ventralinde ters ‘Y’ şeklinde bir yapının iris üzerineyapışık olduğu, dorsale doğru devam ederken birleştiği ve lens üzerinde birmiktar tek bir yapı halinde devam ettiği, ventral kısımdaki iris hattınageldiğinde tekrar çatallanarak iki parça halinde iris üzerine yapıştığıgörüldü. Yandan aydınlatma yandan bakıda bu ipliği andıran doku parçasının lensya da korneaya herhangi bir noktadan yapışmadığı ve humor aquosus içinde hafifgergin şekilde serbest olduğu belirlendi. Sonuç olarak hastadaki patolojikalıcı pupillar membran olarak değerlendirildi.
- Published
- 2018
3. Japon Bıldırcınlarında (Coturnix Coturnix Japonica) Kan Glukozu Üzerine Cinsiyet ve Yaşın Etkisi
- Author
-
AKGÜL, Gülşah, AKGÜL, M. Barış, ÇELİK, Ö. Yaşar, IRAK, Kıvanç, UZABACI, Ender, GÜLAYDIN, Ali, SULU, Kadir, ŞINDAK, Nihat, and ŞAHİN, Tekin
- Subjects
Age,Glucose,Japanese quail ,Glukoz,Japon bıldırcını,Yaş - Abstract
The aim of this study wasto investigate the fasting blood glucose values, which are measured atspecified time intervals, of Japanese quails (coturnix coturnix japonica) atdifferent ages and genders. In the study, 20 Japanese quail chicks constitutedthe animal material. The chicks reaching the age of one week were divided intotwo groups as male (G1, n:10) and female (G2, n:10) according to gender bytaking into account the color difference in their chest area. The groups weretaken in separate cages and housed under the same care and feeding conditions.Blood glucose values were measured by blood glucose meter, probes and bloodsamples taken from the vena subcutenea ulnaris. Glucose measurements wereperformed on all animals in G1 and G2 at minutes 0, 15, 30, 45, 60, 90, 120 and150 for 7 weeks with an interval of 7 days from week 1. The data obtained inthe study were statistically analyzed. The difference in glucose measurementtimes was found to be statistically significant in all weeks except weeks 6 and7 (p, Bu çalışmanın amacı; Japon bıldırcınlarında (coturnix coturnix japonica)Farklı dönemlerde belirlenen zaman aralıklarında ölçülen açlık kan şekerideğerlerinin, cinsiyet ve yaş üzerinde etkilerini araştırmaktır. Çalışmadahayvan materyalini 20 adet Japon bıldırcını civcivi oluşturdu. Bir haftalıkyaşa erişen civcivler göğüs bölgesindeki renk farklılığı dikkate alınarakcinsiyetlerine göre, erkek (G1, n:10) ve dişi (G2, n:10) olarak iki grubaayrıldı. Gruplar ayrı kafeslere alınarak aynı bakım ve besleme koşullarındabarındırıldı. Kan glukozu değerleri; kan şekeri ölçüm cihazı ve test çubuklarıile bıldırcınların kanat altı venalarından alınan kan örnekleri ilegerçekleştirildi. G1 ve G2’de bulunan tüm hayvanlardan 1. haftadan itibaren 7gün ara ile 7 hafta boyunca 0., 15., 30., 45., 60., 90., 120., ve 150.dk’lardaglukoz ölçümleri gerçekleştirildi. Araştırmada elde edilen verileristatistiksel olarak analiz edildi. 6. ve 7. hafta dışındaki tüm haftalardaglukoz ölçüm zamanları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlıbulundu (p0.05). Sonuç olarak farklı yaş vecinsiyetteki Japon bıldırcınlarında gıda kısıtlamasını takiben gelişen açlıkkan glukoz değerleri ölçülen zaman aralıklarında normal sınırların altınainmediği saptanmıştır. Bu çalışma ile klinisyen hekimlere ve Japonbıldırcınları ile çalışan araştırmacılara sonuçların katkı sağlayacağıkanaatindeyiz. 
- Published
- 2018
4. Macroscopic, Radiographic and Tomographic Comparison of Embryonic Development in Japanese Quail Eggs
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, ŞINDAK, Nihat, KARAKOÇ, Zelal, and GÜLAYDIN, Ali
- Subjects
Computed Tomography,Japanese Quail,Radiography ,Veterinary ,Veteriner Hekimlik ,Bilgisayarlı Tomografi,Japon Bıldırcını,Radyografi - Abstract
Bu çalışmada japon bıldırcını(Coturnix coturnix japonica) yumurtalarının embriyonik gelişiminin izlenmesinde radyolojik ve tomografik tekniklerin kullanılması ve makroskobisiyle aralarındaki farklılıklarının araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada 90 adet japon bıldırcını ırkına ait döllenmiş yumurta kullanıldı. 1. günden 15. güne kadar her gün 6 adet olmak üzere kuluçka makinesine yerleştirildi. 15. gün de yumurtalar kuluçka makinesinden alındı ve aynı gün tüm grupların makroskobik, radyografik ve tomografik tetkikleri gerçekleştirildi. 1, 3, 6, 9, 12 ve 15’inci günlere ait bulgular değerlendirmeye alındı. Radyolojik görüntülemede hava keselerini saran konturlar net olarak görülmüş ve yumurta gelişimi esnasında kese boyutlarının arttığı görülmüştür. Başlangıçta dorsal kısımda bulunan daha sonra kranial kısma doğru yaklaşıp küçülen hiperdens kontrast veren yapının vitellus kesesi olduğu saptanmıştır.Sonuç olarak BT tekniği ile yumurta içerisindeki embriyonik gelişimin radyografiye nazaran daha iyi şekilde takip edilebileceği görülmüştür. Ancak her iki tekniğinde tam anlamıyla embriyonun ve diğer organellerinin 15. güne kadar olan değişimlerini net olarak ayrımlamasında kullanılacak yeterlilikte olmadığı düşünülmektedir, In this study, it was aimed to investigate the differences between the use of radiological and tomographic techniques and the macroscopy of the embryonic development of Japanese quail eggs (Coturnix coturnix japonica). 90 Japanese quail fertilized eggs were used as research materials. Every day 6 eggs were placed on incubator by 1 day to 15 days. On the 15th day, eggs were taken from the incubator and macroscopic, radiographic and tomographic examinations were performed all groups on the same day. 1. 3. 6. 9. 12. and 15. days results were evaluated. In radiological imaging, the contours surrounding the air sacs were clearly seen and It was observed that the size of the sacs increased during egg development. At the beginning, it was determined that the yolk sac, which is located in the dorsal part then approaches to the cranial part and shrinks to hyper dense contrasting structure. As a result, it was observed that embryonic development of the egg could be followed better by radiography than the CT technique. But, In both techniques it is thought that the embryo and other organelles are not adequately qualified to clearly distinguish the changes up to the 15th day
- Published
- 2017
5. Oxidative Stress Parameters in Xylasine-Ketamine Adminestered Bozova Greyhounds
- Author
-
CAMKERTEN, Güzin, CAMKERTEN, İlker, ŞINDAK, Nihat, and BULUT, Gaye
- Subjects
Veterinary ,Bozova Greyhounds,oxidative stress,SOD,CAT,GPx,MDA,Cu,Zn ,Veteriner Hekimlik ,Bozova tazısı,oxidatif stres,SOD,CAT,GPx,MDA,Cu,Zn - Abstract
Buçalışma ksilazin-ketamin anestezisinin Bozova tazılarında bazı iz element (Cu,Zn, Mn) ve oksidatif stres parametreleri (SOD, CAT, GPx, MDA) üzerineetkilerini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Farklı yaş, vücut ağırlığı vecinsiyetteki toplam sekiz tazı kullanıldı. Farklı şikâyetlerle gelen bu hayvanlaraKetamin (10mg/kg) ve ksilazin (1 mg / k g) kas içi enjekte edildi. Anesteziöncesi ve anestezi sırasında antikoagulanlı ve antikoagulansız tüplere kanörnekleri alındı. Kan örnekleri 3000 rpm’de 10 dk santrifüje edilerek aynı gündeğerlendirildi. Eritrosit süperoksit dismutaz (SOD), Glutatyon Peroksidaz(GPx), malondialdehit (MDA) ve plazma Katalaz (CAT) değerleri standartmetotlarla, serum bakır, çinko, manganez düzeyleri ICP-OES ile belirlendi. Buçalışmada; SOD aktivitesinin anestezi sonrasında düşük (p0.05).Sonuç olarak, ketamin ve ksilazin anestezisinin Bozova tazılarında serum Cu,Zn, Mn seviyeleri ve oksidatif stres yönünden güvenli ve kullanılabilir olduğusöylenebilir., Thepresent study was conducted to evaluate the effects of xylaine-ketamineanesthezia on some micro elements and oxidative stress parameters in Bozovagreyhounds. In the study eight male greyhounds, which were in different age andbody weight were used as the material. The animals, which were, came in clinicwith different complaints injected with the ketamine (10 mg/kg) and xylazine (1mg/kg) intramuscularly. The findings were recorded before and duringanesthesia. Blood samples were collected from the vena cephalica. Serum copper,zinc, manganese levels were determined by an ICP-OES. Superoxide dismutase (SOD), glutathioneperoxidase (GPx), malondialdehyde (MDA) and catalase (CAT) were measured byvalidated standard methods. In this study, while SOD activity was lower(p0.05). In conclusion, we regard to it was seen that sera copper, zinc,manganese levels and oxidative stress parameters, ketamine-xylazine anesthesizcan be used safely in Bozova greyhounds
- Published
- 2017
6. Japon Bıldırcınlarında (Coturnix Coturnix Japonica) Topikal Olarak Uygulanan Menengiç Yağı ve Farklı Deneysel Karışımlarının Yara İyileşmesi Üzerine Etkileri
- Author
-
ŞINDAK, Nihat, AKGÜL, Mustafa Barış, GÜLAYDIN, Ali, and KARAKOÇ, Zelal
- Subjects
Japon bıldırcını,Menengiç yağı,Nitrofurazon,Rifamisin,Centella asiatica ,Japanese quail,Terebinth berry oil,Nitrofurazone,Rifamisin,Centella asiatica - Abstract
The aimof the presented study is to investigate the effects of terebinth oil anddifferent experimental mixtures used topically in wound healing in Japanesequails. 42 days old 30 adult Japanese quail animals were used as live animalmaterials. The animals were divided into 5 groups each of containing 6 animals.Experimental scar involving skin and subcutaneous connective tissue ofapproximately 2 cm in diameter with each grubus scalpel was created and treatedwith the prepared mixtures. The injuries were monitored daily and measurementswere made with digital calipers during dressing changes. On days 3th,7th, 10th and 13th after the wound wascreated, biopsy specimens were taken from all groups to include intact tissuefrom the wound area and histopathologically examined. The data obtained wereanalyzed statistically. The group in which the earliest healing was formed wasgroup II, followed by group I, group III, group IV and control group,respectively. Histological evaluations revealed that the epithelializationprocess was observed in group I and group II in a shorter time than the othergroups. As a result of the study, it has been concluded scientifically that themixture of menengic oil conventionally used by the public and pomade containing50% Centella asiatica extract has positive effects on wound healing in quails., Buçalışmanın amacı; Japon bıldırcınlarında yara iyileşmesinde topikal kullanılanmenengiç yağı ve farklı deneysel karışımlarının etkilerini araştırmaktır.Çalışmada hayvan materyalini 42 günlük, 30 adet ergin Japon bıldırcınoluşturdu. Her grupta 6 adet hayvan olacak şekilde 5 gruba ayrıldı. Her grubabisturi ile yaklaşık 2 cm çapında deri ve deri altı bağ dokusunu kapsayandeneysel yara oluşturuldu ve hazırlanan karışımlar ile tedavi uygulandı.Yaralar günlük olarak izlendi ve pansuman değişimleri esnasında dijital kumpasyardımı ile ölçümü yapıldı. Yara oluşturulan günden sonra 3., 7., 10. ve 13.günlerde tüm gruplardan yara bölgesinden sağlam dokuyu da içine alacak şekildebiyopsi örnekleri alındı ve histopatolojik olarak incelendi. Araştırmada elde edilenveriler istatistiki olarak analiz edildi. En erken iyileşmenin şekillendiğigrubun, grup II olduğu ve sırasıyla bunu grup I, grup III, grup IV ve kontrolgrubunun takip ettiği saptandı. Histolojik değerlendirmelerde grup I ve grup II’ dediğer gruplara göre epitelizasyon sürecinin daha kısa sürede izlendiğisaptandı. Çalışma sonucunda geleneksel olarak halk arasında kullanılan menengiçyağının ve %50 oranında Centella asiaticaekstratı içeren pomad karışımının bilimsel olarak bıldırcınlarda yara iyileşmesiüzerine olumlu etkilerinin olduğu kanaatine varıldı.
- Published
- 2017
7. Bir Atta Blanket’e Bağlı Kuyruk Yaralanması Olgusu
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, BAŞER, Erhan, GÜLAYDIN, Ali, and ŞINDAK, Nihat
- Subjects
Fen ,Horse,tail,wound ,Science ,At,kuyruk,yara - Abstract
This case report; 1 year old, female, hybrid form of a horse. As the blanket of the horse is smaller than the body structure and form of release as a result of tail from under the ring over the last three days due to the friction of the polyester rope tail base to cover the bottom, starting on both sides have observed that an injury to a depth that reaches the muscle tissue. necrotic tissue was removed by using curette and bleeding was controlled. the horizontal stitch using a fiber material Monoflament Polipropilen (USP:0) and plastic tube was applied stitc-hes and the wound edges was achieved strained approximation as possible to each other.Once daily it was wound dressing with antiseptic solutions. Until the stitches removed after ten days the stitches were removed and the wound began to be tracked line secondary healing. After 1.5 months ıt was observed that all of the line wound was healed. We aimed to share this case which has rare etiological., Bu olgu sunumu; 1 yaşlı, dişi, melez bir at oluşturmaktadır. Blanket’in atın vücut yapısından küçük olması ve üç gündür üzerinde bırakılması sonucu kuyruk altından geçen halka şeklinde kalın örgülü polyesteri andıran dokusu olan ipin sürtünmeye bağlı olarak kuyruk kaidesinin her iki yanından başlayıp alt tarafını da kapsayacak şekilde kas dokusuna ulaşacak derinlikte bir yaralanma oluşturduğu gözlendi. Küret vasıtası ile nekrotik dokular uzaklaştırıldı ve kanamalar kontrol altına alındı. Monoflament yapıda polipropilen (USP:0) bir iplik materyali ile plastik tüpler kullanılarak yatay ‘U’ dikişi bölgeye uyguladı ve gergin olan yara kenarlarının olabildiğince birbi-rine yaklaştırılması sağlandı. Dikişler uzaklaştırılana kadar her gün bir kez antiseptik sölüsyonlar ile yara pan-sumanı yapıldı. 10. günde bölgeden dikişler uzaklaştırıldı ve yara hattında sekonder iyileşme takip edilmeye başlandı. Yara hattının 1,5 ay sonra tamamının iyileştiği görüldü. Etiyolojik yönden ender görülen bu olgunun raporlanarak paylaşılması amaçlanmıştır.
- Published
- 2016
8. Koyun Kırkımı Sırasında İnsanlara Bulaşabilecek Bakteriler ve Antibiyotik Dirençlilik Profillerinin Belirlenmesi
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, primary, AKGÜL, Gülşah, additional, YILMAZ, Özge, additional, KAHYA DEMİRBİLEK, Serpil, additional, ŞINDAK, Nihat, additional, and GÜNAYDIN, Ali, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
9. Clinical Evaluation of Xylazine-Ketamine and Medetomidine-Ketamine Anesthesia in Japanese Quails (Coturnix coturnix japonica)
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, ŞINDAK, Nihat, GÜLAYDIN, Ali, and ÖZEN, Doğukan
- Subjects
Ketamine,medetomidine,quails,xylazine ,Bıldırcın,ketamine,medetomidine,xylazine - Abstract
Bu çalışmanın amacı bıldırcınlarda xylazine-ketamine ve medetomidine-ketamine kombinasyonlarının kullanımı-nı klinik parametreleri izleyerek karşılaştırmaktır. Çalışma, klinik olarak sağlıklı ve yetişkin olan 20 adet Japon bıldırcını her grupta 10 adet olacak şekilde iki gruba ayrılmıştır. Xylazine-Ketamine grubuna (n=10) 8mg/kg Xylazine HCl ve 50mg/kg Ketamine HCl kombinasyonu intramusküler (IM) olarak verildi. Medetomidine-Ketamine grubuna (n=10) ise 0.1ml/kg Medetomidine ve 50 mg/kg Ketamine HCl kombinasyonu intramusküler (IM) yolla verildi. Her bir hayvan moni-törize edilerek kalp atım sayısı, solunum sayısı, kloakal ısı değerleri kayıt edildi. MK grubunun anesteziye girme süresi XK grubuna göre daha hızlı iken, uyanma süreleri bakımından XK grubunda daha kısa sürede oluştuğu gözlendi. Her iki grupta da kalp frekansının zaman içerisinde yükselmiş, solunum sayısı ve kloakal ısı ise zaman içerisinde azalmıştır ve bu değişim istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (p, The aim of this study was to compare the use of xylazine-ketamine and medetomidine-ketamine combina-tions in quails by monitoring clinical parameters. In the study, 20 japanese quail that were clinically healthy and adult were divided into two groups of 10 in each group. The combination of 8mg/kg Xylazine HCl and 50mg/kg Ketamine HCl in the Xylazine-Ketamine (XK) group (n=10) was given intramuscularly (IM). In the Medetomidine-ketamine (MK) group (n=10), the combination of 0.1ml/kg Medetomidine and 50mg/kg Ketamine HCl was administered intramuscularly (IM). Each animal was monitored and the heart rate, respiratory rate, cloacal temperature values were recorded. Medetomi-dine-ketamine (MK) group sedation time was faster than the xylazine-ketamine (XK) group while in terms of recovery time it was observed to occur in a shorter time than the XK group. Both groups heart rates were increase but respirato-ry rates and cloacal heat were decrease in time and it is a significant difference (P
- Published
- 2016
10. Japon Bıldırcınlarında (Coturnix Coturnix Japonica) Nitrofurazon Pomad ve %1 Hidrojen Peroksit Kremin Yara İyileşmesi Üzerine Etkileri ve Antibakteriyal Özelliklerinin Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, ŞINDAK, Nihat, GÜLAYDIN, Ali, GÜLAYDIN, Özgün, and ÖZEN, Doğukan
- Subjects
Japanese quail,Nitrofurazon,Wound,Hydrogen peroxide ,Hidrojen peroksit,Japon bıldırcını,Nitrofurazon,Yara - Abstract
In this study, 1% hydrogen peroxide cream formulation experimentally induced, without drug preparations in Turkey, according to nitrofurazon pomat in terms of wound healing time and antibacterial activity aimed to investigate the effect of superficial open wounds in Japanese quail. In the study 30 adult Japanese quails (cotunix coturnix japonica) for 42 days of age created animal material. The study was made up of three main groups, namely control group (Group I, n=10) any drug-untreated, hydrogen peroxide group (Grup II; n=10) applied 1% hidrojen peroksit cream and nitrofurazon group (Grup III; n=10) applied nitrofurazon pomade. Xylazine hydrochloride (8 mg/kg) and ketamine hydrochloride (50 mg/kg) were injected intramuscularly for anesthesia of the animals. After disinfection of wounds area as experimental wound in 1.5 cm diameter were created. All patients were followed from the established wound day until complete healing. It was observed that the avarage of recovery period of group I and III showed similarity but in group II the recovery period was longer than the other groups, istatisticaly. Staphylococcus spp and Streptococcus spp were isolated in all cases in microbiological analysis of samples from the wound line. The number of viable bacteria in samples of patients in group II was determined to be less than the other groups in 9th and 16th days. The results of this study; 1% hydrogen peroxide cream in terms of wound healing time was found to be statistically is formed later than the other groups. However, it has been concluded that antibacterial activity of 1% hydrogen peroxide cream in open wounds is better than nitrofurazona pomade, which is particularly popular., Bu çalışmada Türkiye’de ilaç preparatı bulunmayan deneysel olarak oluşturulan %1 hidrojen peroksit krem formülasyonunun, nitrofurazon pomada göre yara iyileşme süresi ve antibakteriyal aktivitesi bakımından japon bıldırcınlarında yüzeysel açık yaralanmalarda etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada hayvan materyalini 42 günlük, 30 adet ergin Japon bıldırcın (cotunix coturnix japonica) oluşturdu. Çalışma; herhangi bir ilaç uygulanmayan kontrol grubu (Grup I; n=10), %1 hidrojen peroksit içeren krem uygulananlar (Grup II; n=10) ve nitrofurazon pomad uygulanan (Grup III; n=10) olmak üzere ana üç gruptan oluşturuldu. Hayvanların anestezisi amacıyla xylazine hidroklorür (8 mg/kg) ve ketamine hidroklorür (50 mg/kg) intramusküler olarak uygulandı. Yara oluşturulacak bölgenin dezenfeksiyonu sağlandıktan sonra deneysel olarak 1.5 cm çapında yara oluşturuldu. Yara oluşturulan günden itibaren tüm olgularda iyileşme oluşana kadar takip edildi. Ortalama iyileşme süreleri grup I ve grup III için benzer iken (P> 0.05), grup II’ de yer alan bireylerin istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görülmektedir (P< 0.01). Yara hattından alınan örneklerin mikrobiyolojik analizinde tüm olgularda Staphlycocccus spp., Streptecoccus spp. bakterileri izole edildi. Grup II’de bulunan olgularda 9. ve 16. günde alınan örneklerde canlı bakteri sayısı diğer gruplara göre daha az olarak tespit edilmiştir. Bu çalışma sonucunda; deneysel olarak oluşturulan %1 hidrojen peroksit kremin yara iyileşme süresi bakımından diğer gruplara göre daha geç oluştuğu istatistiksel olarak saptanmıştır. Ancak açık yaralarda antibakteriyal etkinliğinin özellikle yaygın olarak kullanılan nitrofurazon pomada göre daha iyi olduğu kanısına varılmıştır
- Published
- 2016
11. Topikal Olarak Uygulanan Menengiç Yağı ve Gliserin Solüsyonun Japon Bıldırcınlarında (Coturnix Coturnix Japonica) Yara İyileşmesi Üzerine Etkileri
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, ŞINDAK, Nihat, KARAKOÇ, Zelal, and GÜLAYDIN, Ali
- Subjects
Japanese quail,Wound,Turpentine oil ,Japon bıldırcını,Menengiç yağı,Yara - Abstract
In study in quail the glycerin and turpentine oil, was conducted to compare the effects on wound healing. In study animal material as 42 days, 12 adult Japanese quail (Coturnix coturnix japonica) were used. The animals were divided into two groups, namely glycerin group (group I, n: 6) and turpentine group (group 2, n: 6). Approximately diameter of 1.5 cm experimental wound containing skin and connective tissue was created in the back of animals. Wounds on a daily basis by the group turpentine oil or glycerin were treated topically applying. Unhealed wound area was measured every day and for histopathological analysis, the third seventh, tenth and fourteenth days of biopsy samples taken. All patients in group turpentine have completed the twelfth day recovery, 2 of 6 patients in group glycerin on the sixth day, 2 of 6 patients in group glycerin on the seventeen day, 2 of 6 patients in group glycerin on the eighteen day that heal was determined. In terms of healing time compared it was detected that turpentine group was healed faster than glycerin group. In terms of wound size of the group turpentine 4th, 9th, 10th, and 11th days (P< 0.05) were smaller than in the group of glycerin. Looking at the impact on wound size was observed in both groups according to the time from the day 7 in the assessment of their statistical shrunk by more. In light of the obtained findings, it concluded that the topical application of turpentine oil have beneficial effects on wound healing has been reached., Bu çalışma bıldırcınlarda topikal olarak kullanılan gliserin solusyonu ve menengiç yağının yara iyileşmesi üzerindeki etkilerini karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada hayvan materyalini 42 günlük, 12 adet ergin Japon bıldırcın (Coturnix coturnix japonica) oluşturdu. Hayvanlar gliserin grubu (grup I, n: 6) ve menengiç grubu (grup II, n: 6) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Hayvanların sırt bölgelerinde yaklaşık 1.5 cm çapında deri ve deri altı bağ dokusunu içeren doku kısmının ensize edilerek deneysel yara oluşturuldu. Her bir yara günlük olarak grubuna göre menengiç yagı vaya gliserin topikal olarak sürülerek tedavi edildi. İyileşmemiş yara alanı her gün ölçüldü ve histopatolojik analiz için 3., 7., 10. ve 14. günlerde biyopsi örnekleri alındı. Menengiç grubunda bulunan tüm olgular 12. günde iyileşmesini tamamlamış olup gliserin grubunda 6 olgunun 2’si 16., 2’si 17. ve 2’sinin de 18. günde iyileştiği saptandı. Yara iyileşme süresi bakımından menengiç yağı uygulanan grubun gliserin solüsyonu uygulanan gruba göre daha çabuk iyileştiği saptandı. Yara büyüklüğü bakımından menengiç grubu 4., 9., 10., ve 11. günlerde (P< 0.05) gliserin grubuna göre daha fazla küçüldüğü saptandı. Zamana göre yara ebatları üzerindeki etkiye bakıldığında her iki grup 7. günden itibaren kendi içerisindeki değerlendirmede istatiksel olarak daha fazla küçülmüş olduğu saptandı. Elde edilen bulgular ışığında, menengiç yağının topikal uygulamalarının yara iyileşmesi üzerine yararlı etkileri olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- Published
- 2016
12. Comparative evaluations of tear secretion in healthy and infectious keratoconjunctivitis Romanov sheep with Schirmer tear test and phenol red thread tear test
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, primary, ŞINDAK, Nihat, additional, GÜLAYDIN, Ali, additional, ÖZEN, Doğukan, additional, KAHYA, Serpil, additional, and SULU, Kadir, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
13. Köpeklerde Karın İçi Organ Hastalıklarının Ultrasonografi ile Değerlendirilmesi
- Author
-
ŞINDAK, Nihat and BİRİCİK, Halil Selçuk
- Subjects
köpek,ultrasonografi,karın içi organlar - Abstract
Ultrasonografi, abdominal lezyonları değerlendirmek için kullanılan ağrısız ve noninvaziv bir tekniktir. Bu nedenle Veteriner Cerrahide yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu makalede, köpeklerde diyafram, mide, barsak, karaciğer, safra kesesi, dalak, pankreas, böbrek ve idrar kesesinde oluşan patolojik değişikliklerin tanısında ultrasonografinin kullanımı irdelenmiştir
- Published
- 2014
14. Şanlıurfa Bölgesindeki Atlarda Diş Bozukluk ve Hastalıklarının Değerlendirilmesi
- Author
-
KANDEMİR, Levent and ŞINDAK, Nihat
- Subjects
At diş hekimliği,Diş bozuklukları,Diş hastalıkları - Abstract
Bu çalışmanın amacı; Şanlıurfa bölgesindeki atlarda diş bozuklukları ve hastalıklarının yayılışını belirlemektir. Çalışmanın materyalini oluşturan; 2-6 (51), 6-12 (68) ve 12 (84) yaş üstü olmak üzere toplam 203 at, üç gruba ayrıldı. Yaş gruplarına göre olması muhtemel diş bozuklukları ve hastalıklarının yayılışı ırk ve cinsiyet durumu da göz önüne alınarak belirlendi. Yapılan muayeneler sonucunda diş bozuklukları oranının %67.5 olduğu tespit edildi. Özellikle öğütücü dişlerdeki diş bozukluklarından keskin kenarlı diş oluşumuna %56.2, rostral hook oluşumuna %22.2 ve merdivenvari diş oluşumuna ise %8.6 oranında rastlandı. Bu diş bozuklukları diş törpüsüyle törpülenerek tedavileri gerçekleştirildi. Çalışma sonucunda, Şanlıurfa bölgesindeki atlarda diş bozuklukları ve hastalıklarının yayılışı tespit edilerek, atlarda altı aylık periyotlarla yapılacak diş muayenesi ve bakımının oluşabilecek bozukluk ve hastalıkların minimize edilebilmesinde etkili olabileceği kanısına varıldı
- Published
- 2014
15. Color Doppler Imaging of the Internal Ophthalmic and Long Posterior Ciliary Arteries in the Dog
- Author
-
ŞINDAK, Nihat
- Subjects
genetic structures ,Doppler,ophthalmic,artery,dog - Abstract
The objective of this study was to demonstrate the specific blood velocity parameters called peak systolic velocity (PSV), end diastolic velocity (EDV) and the resistive index (RI) in the internal ophthalmic artery (IOA) and the long posterior ciliary artery (LPCA) with color Doppler imaging (CDI) in clinically normal dogs. Eight healthy dogs were used in the study. Color Doppler ultrasonography was performed on both eyes. PSV, EDV and RI measurements were obtained for both eyes. The mean RI of the IOA was 0.57 ± 0.095 cm/s and that of the LPCA was 0.58 ± 0.083 cm/s. The RI values did not differ significantly between the right and left eyes. As a result, since CDI is a reliable and easily applicable method for detecting eye vessel blood velocity parameters, such as the IOA and LPCA, it can be recommended for investigating ophthalmic vessel disorders in dogs.
- Published
- 2014
16. Anaesthesia of Tiletamine-Zolazepam-Xylazine and Ketamine-Xylazine in the Calf
- Author
-
ŞINDAK, Nihat, YÜREKLİ, Uğur Fahri, SERTKAYA, Hasan, and ŞAKAR, Mehmet
- Subjects
Calf,tiletamine,zolazepam,xylazine,ketamine,anaesthesia - Abstract
The aim of this study was to determine the anaesthetic effects of combinations of tiletamine-zolazepam-xylazine and ketamine-xylazine. The study was performed on 12 clinically healthy 4-10-month-old Holstein calves. The calves were separated randomly into two equal groups: group I (tiletamine-zolazepam (4 mg/kg)-xylazine (0.1 mg/kg) group) and group II (ketamine (4 mg/kg) and xylazine (0.1 mg/kg) group). The anaesthetic agents were administered intravenously. Heart and respiratory rates first increased and then decreased; body temperature decreased in both groups. The anaesthetic took effect in an average of 2 min and the average duration of anaesthesia was 55 min in group I. On the other hand, it took effect in an average of 3 min and its average duration was 33 min in group II. In this study, there were no significant pre-, peri- or post-anaesthetic differences in the biochemical and haemotological parameters except for an increase in glucose. In conclusion, a combination of tiletamine-zolazepam-xylazine was more effective and had a longer duration of anaesthesia than ketamine-xylazine.
- Published
- 2014
17. Rickets in a Gazelle: a Case Report
- Author
-
ŞINDAK, Nihat
- Subjects
Rickets,gazelle,Ca,P,ALP - Abstract
The purpose of this study was to determine some clinical, radiological, haematological and biochemical findings in a female gazelle, 9 months old, with rickets. In clinical examination, the animal was unable to stand up easily, its legs were bent and walking was difficult. The medullar cannals were wide and the cortex was thin in the long bones on the radiogram. The Ca level (6.8 mg/dl) was found to be within the minimum normal limits in the biochemical examinations of blood serum. Also, serum P level (1.6 mg/dl) was ascertained to be markedly lower than normal levels. In addition, serum ALP activity (3609 IU/L) was clearly higher than normal values. The range of Ca/P was calculated as 4.25/1. But other haematological and biochemical parameters were found to be within normal values reported in gazelles.
- Published
- 2014
18. Nizip ve Köylerindeki Buzağı, Kuzu ve Oğlaklarda Anomalilerin İnsidansı ve Bu Olgularda Bazı Biyokimyasal Değerlerin Belirlenmesi
- Author
-
DOĞAN, Hacı and ŞINDAK, Nihat
- Subjects
Anomaly,calf,lamb,goat kids,trace element ,Anomali,buzağı,kuzu,oğlak,iz element - Abstract
This study aims to reveal the incidence of anomalies in the calves, lambs and goat kids in Nizip and its villages and to research the existence of correlation between congenital anomalies and trace element levels. The sample of this is comprised of 40 young animals and their mothers comprised of 29 calves, 3 lambs and 8 goat kids. Anomaly cases which were encountered were clinically examined and necessary cure applications were done on those which could be cured. It was determined that in serum levels of young animals with anomaly, when compared with those whose clinical and other examination findings are normal, high level of iron (Fe) is statistically significant (P< 0.05), and high level of magnesium (Mg) is statistically very high (P< 0.01). The difference between the levels of calcium, zinc and copper (Ca, Zn, Cu) serum were not statistically significant (P > 0.05). There wasn’t a significant difference between the levels of calcium, iron, magnesium, zinc and copper (Ca, Fe, Mg, Zn, Cu) of the mothers of the young animals which were determined to be healthy as a result of clinical and other examination findings and anomaly puppies’ mothers (P> 0.05). As a conclusion, it has been anomaly cases could demonstrate different incidences and there could be a correlation between congenital anomaly cases and levels of trace elements., Bu çalışma Nizip ve köylerinde buzağı, kuzu ve oğlaklardaki anomalilerin insidansını ortaya koyarak, konjenital anomaliler ile iz element düzeyleri arasında bir korelasyonun varlığını araştırmak amacıyla yapıldı. Araştırma grubunu anomalili 29 buzağı, 3 kuzu ve 8 oğlak olmak üzere toplam 40 yavru ile bunların anneleri oluşturdu. Karşılaşılan anomalili olguların klinik muayeneleri yapıldı ve iyileşebileceklere gerekli sağaltım işlemleri uygulandı. Anomalili olan yavrularda klinik ve diğer muayene bulguları sonucu sağlıklı olduğuna karar verilenlere oranla demir (Fe) düzeyindeki yüksekliğin istatistiksel açıdan önemli (P< 0.05), Mg değerindeki yüksekliğin ise istatistiksel olarak çok önemli (P< 0.01) olduğu belirlendi. Yavruların serum kalsiyum, çinko ve bakır (Ca, Zn,Cu) düzeyleri arasındaki fark istatistiki olarak önemsizdi (P> 0.05). Anomalili yavruların anneleri ile klinik ve diğer muayene bulguları sonucu sağlıklı olduğuna karar verilen yavruların annelerinin serum kalsiyum, demir, magnezyum, çinko ve bakır (Ca, Fe, Mg, Zn, Cu) düzeyleri arasında istatistiksel açıdan önemli bir fark bulunmadı (P> 0.05). Çalışmanın sonucunda anomali olgularının farklı bölgelerde değişik insidans gösterebileceği, konjenital anomaliler ile iz element düzeyleri arasında bir korelasyon olabileceği kanısına varıldı.
- Published
- 2013
19. A Foreign Body Penetration From Neck Through Trachea in a Cow
- Author
-
ŞINDAK, Nihat, DOĞAN, Hacı, ÇELİK, Rıdvan, and DENKTAŞ, Fethiye
- Subjects
Cervical area,needle,cow trachea,foreign body ,Boyun bölgesi,iğne,inek,trake,yabancı cisim - Abstract
Bu çalışma materyalini Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı kliniğine solunum yetmezliği şikayeti ile getirilen 3 yaşında 8.5 aylık gebe bir siyah beyaz alaca ırk inek oluşturdu. Yapılan klinik ve radyografik muayenede, mandibulanın gerisinde ventro-dorsal doğrultuda batarak trakeyi perfore eden bir yorgan iğnesinin varlığı tespit edildi. Sonuç olarak, boyunun sağ sulcus jugularis bölgesinde bulunan iğne, yapılan operasyonla uzaklaştırıldı ve detayların paylaşılmasının faydalı olacağı kanısına varıldı., The materyal of this study was to complaint with difficult breathe, 3 years old, held 8.5 monthly a pregnant holstain cow. On the clinical and radiographical examination, the presence a needle was detected behaind the mandible, the ventro-dorsal direction, perforating the trachea. As a result needle, the length of the region of the right jugular sulcus was removed and the operation is concluded that it would be useful to share the details.
- Published
- 2013
20. Bozova Tazılarında Ketamin-Ksilazin Anestezisinin Bazı Hematolojik ve Biyokimyasal Parametreler Üzerine Etkisi
- Author
-
ÇAMKERTEN, İlker, ŞINDAK, Nihat, ÖZKURT, Güzin, İPEK, Hüdai, BİRİCİK, Halil S., and ŞAHİN, Tekin
- Subjects
Anesthesia,Bozova greyhound,greyhound,ketamine,xylazine ,Anestezi,Bozova Tazısı,tazı,ketamin,ksilazin - Abstract
The combination of ketamine HCl and xylazine HCl has been used to immobilize numerous wild and domestic carnivores. The aim of this study was to determined heamotological and biochemical effects of xylazine-ketamine anesthesia on Bozova greyhounds. In this study the anesthetic effects of the ketamine and xylazine were investigated in 8 greyhounds which were in different age, body weight and sex. The animals were injected with the ketamine (10 mg/kg) and xylazine (1 mg/kg) intramuscularly. Heamotological and biochemical findings were recorded before and during anesthesia. The study show that there were no significant differences between before and during anesthesia heamotological and biochemical effects of xylazine-ketamine anesthesia on Bozova greyhounds except increase of glucose, CK and desrease of TP, TRG. In this study; results demonstrated that the combinations of ketamine and xylazine can be used in practice as anesthetics in Bozova greyhounds, Ketamin HCI ve Ksilazin HCI kombinasyonu çok sayıda yabani ve evcil karnivorları immobilize etmek için kullanılmıştır. Bu çalışmada Bozova tazılarında Ksilazin-ketamin anestezinin heamotological ve biyokimyasal etkilerinin araştırılması amaçlandı. Farklı yaş, vücut ağırlığı ve cinsiyetteki 8 tazıya Ketamin (10 mg / kg) ve ksilazin (1 mg / kg) dozunda kas içi enjekte edildi. Hematolojik ve biyokimyasal değerlendirme için anestezi öncesi ve anestezi sırasında kan örnekleri alındı. Bu çalışmada; glikoz ve CK seviyelerinde artış (p< 0.05) ile TP ve TRG seviyelerinde azalış (p< 0.05) tespit edildi. Elde edilen sonuçlar ketamin ve ksilazin kombinasyonunun Bozova tazılarında anestezik olarak kullanılabileceğini göstermiştir.
- Published
- 2013
21. KİLİS KEÇİLERİNDE PROPOFOL KULLANILMASI
- Author
-
HAYAT, Ali, ŞINDAK, Nihat, and KARAÇAL, Füsun
- Subjects
Fen ,Science ,Propofol,Anestezi,Kilis Keçisi - Abstract
Bu çalışma propofolun kilis keçilerinde anestezinin indüksiyonu veanestezinin infüzyon tarzında sürdürül-mesiyle oluşan bazı klinik vebiyokimyasal değişikliklerin ortaya konması amacıyla planlandı. Çalışmada ye-disierkek birisi dişi olmak üzere toplam sekiz keçi kullanıldı. Propofol indüksiyoniçin 4mg/kg dozda ve bo-lus tarzında iv uygulandı. Daha sonra infüzyon tarzında0.7mg/kg/dk dozunda anestezi devam ettirildi. Klinik parametrelerden solunumsayısı, nabız ve vücut ısısında anestezi öncesi değerlere göre azalma meydanageldi Biyokimyasal parametrelerinden AST, ALT değerlerinde anestezi öncesideğerlere göre düşüş, serum glikoz değerlerinde yükselme şekillendi. Ancak budeğişikliklerin fizyolojik sınırlar içersinde kaldığı, propofolun tek başınakilis keçilerinde hem güvenli bir şekilde indüksiyon hem de genel anestezisağladığı kanaatine varıldı.
- Published
- 2006
22. Japon Bıldırcınlarda (Coturnix Coturnix Japonica) Xylazine-Ketamine ve Medetomidine-Ketamine Anestezisinin Klinik Olarak Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi.
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, ŞINDAK, Nihat, GÜLAYDIN, Ali, and ÖZEN, Doğukan
- Abstract
The aim of this study was to compare the use of xylazine-ketamine and medetomidine-ketamine combinations in quails by monitoring clinical parameters. In the study, 20 japanese quail that were clinically healthy and adult were divided into two groups of 10 in each group. The combination of 8mg/kg Xylazine HCl and 50mg/kg Ketamine HCl in the Xylazine-Ketamine (XK) group (n=10) was given intramuscularly (IM). In the Medetomidine-ketamine (MK) group (n=10), the combination of 0.1ml/kg Medetomidine and 50mg/kg Ketamine HCl was administered intramuscularly (IM). Each animal was monitored and the heart rate, respiratory rate, cloacal temperature values were recorded. Medetomidine- ketamine (MK) group sedation time was faster than the xylazine-ketamine (XK) group while in terms of recovery time it was observed to occur in a shorter time than the XK group. Both groups heart rates were increase but respiratory rates and cloacal heat were decrease in time and it is a significant difference (P<0.001). As a result of the implementation of inhalation anesthesia in impossible conditions in quail and other avian species, both groups also concluded that anesthetic combinations protocol used in anesthesia was safe and effective. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2017
23. Köpeklerde Tiletamin-Zolazepam ve Tiletamin-Zolazepam-Xylazin anestezisi
- Author
-
Şindak, Nihat, Alkan, İsmail, and Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Xylazine ,Veteriner Hekimliği ,Muscle relaxants ,Dogs ,Anesthesia ,Anesthetics - Abstract
59 8. ÖZET Bu çalışma köpeklerde tiletamin-zolazepam ve tiletamin-zolazepam-xylazin kombinasyonlarının anestezik etkilerini araştırmak amacıyla değişik ırk, yaş, canlı ağırlık ve cinsiyette toplam 40 köpek üzerinde gerçekleştirildi. 1. grup köpeklere (n=20) tiletamin-zolazepam (10 mg/kg), 2. grup köpeklere (n=20) ise tiletamin-zolazepam (10 mg/kg) ve xylazin (1 mg/kg) kombinasyonu im uygulandı. Anestezi öncesi, sırası ve anesteziden 24 saat sonra klinik bulgular, hematolojik parametreler ve biyokimyasal kan parametreleri ile ilgili sonuçlar belirlendi. Buna göre her iki gruptaki ilaç uygulamasının hematolojik ve biyokimyasal kan parametrelerinde minimal etkiler meydana getirdiği, ayrıca mükemmel kas gevşemesi sağlayarak uygun anestezik koşullar oluşturduğu tespit edildi. Tiletamin-zolazepam uygulanan olgularda ortalama 5.9 dk'da indüksiyon ve 97 dk'lık şirurjikal anestezi süresi sağlandı. Tiletamin-zolazepam-xylazin verilen köpeklerde ise ortalama 3.7 dk'da indüksiyon ve 101 dk süren şirurjikal anestezi süresi elde edildi. İndüksiyon dönemi, anestezi sırası ve uyanma periyodunda saptanan değişiklikler kaydedildi. Ayrıca anestezi sırasında köpekler üzerinde osteosentez, otektomi, prostatektomi ve enterektomi gibi şirurjikal girişimler gerçekleştirilerek sağlanan anestezinin etkinliği ve süresi ortaya konuldu. Çalışmada köpeklerde tiletamin-zolazepam ve tiletamin-zolazepam-xylazin kombinasyonlarının pratikte uygulanabileceği, tiletamin-zolazepam-xylazinle, tiletamin- zolazepamdan daha etkili ve daha uzun süreli anestezi sağlandığı ortaya konuldu. 60 9. SUMMARY In this study the anesthetic effect of the combinations of tiletamin-zolazepam and tiletamin-zolazepam-xylazin were investigated in 40 dogs which were in different breed, age, body weight and sex. First group of dogs (n=20) injected with the combination of tiletamin-zolazepam (10 mg/kg) and second group of dogs (n=20) were injected with the combination of tiletamin- zolazepam (10 mg/kg) plus xylazin (1 mg/kg) intramuscularly. Clinical findings, heamatological and biochemical parameters were recorded before, during and 24 hour after anesthesia. The results showed that both combinations had an excellent effect of muscular relaxion and positive anesthetic conditions. On the other hand, both combinations had a little effect on the heamatological and biochemical parameters. Dogs that injected with tiletamin-zolazepam had a mean value of 5.9 minutes induction period and 97 minutes surgical anesthetic duration. However, dogs that injected with tiletamin-zolazepam-xylazin had a mean value of 3.7 minutes induction period and 101 minutes surgical anesthesia duration. The behavioral differences were recorded during induction period, anesthesia and recovery. The anesthetic impact on the dogs were also tested by some surgical operations, such as osteosynthesys, otectomy, prostatectomy and enterectomy. In this study results demonstrated that the combinations of tiletamin-zolazepam or tiletamin-zolazepam-xylazin can be used in practice as anesthetics. It was also found that the combination of tiletamin-zolazepam-xylazin is more effective anesthetic than the combination of tiletamin-zolazepam. 100
- Published
- 1998
24. BÜYÜK RUMİNANTLARDA ÇEŞİTLİ APSE OLGULARININ BAKTERİYOLOJİK İNCELENMESİ
- Author
-
ALKAN, İsmail, BOYNUKARA, Banur, SOLMAZ, Hasan, and ŞINDAK, Nihat
- Subjects
Sığır,Abse,bakteriler ,Bovine,abcess,bacteria - Published
- 1994
25. The Case of Unilateral Persiste Pupillary Membran in Cat.
- Author
-
AKGÜL, Mustafa Barış, BAŞER, Erhan, GÜLAYDIN, Ali, and ŞINDAK, Nihat
- Subjects
FETAL membranes ,CAT breeds ,IRIS (Eye) ,MESENCHYMAL stem cells ,DORSAL root ganglia ,SENSORY ganglia - Abstract
Copyright of Van Veterinary Journal is the property of University of Yuzuncu Yil, Faculty of Veterinary Medicine and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2016
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.