122 results on '"ŞENER, Ahmet"'
Search Results
2. Influence of aluminum waste, hydrogen peroxide, and silica fume ratios on the mechanical and thermal characteristics of alkali-activated sustainable raw perlite based geopolymer paste
- Author
-
Çelik, Ali İhsan, Tunç, Ufuk, Kayabaşı, Ramazan, Acar, Mehmet Cemal, Şener, Ahmet, and Özkiliç, Yasin Onuralp
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. Production of perlite-based-aerated geopolymer using hydrogen peroxide as eco-friendly material for energy-efficient buildings
- Author
-
Acar, Mehmet Cemal, Çelik, Ali Ihsan, Kayabaşi, Ramazan, Şener, Ahmet, Özdöner, Nebi, and Özkiliç, Yasin Onuralp
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. The impact of livestock activities and geochemical processes on groundwater quality of fractured volcanic rock aquifer: Lake Çıldır watershed (NE Turkey)
- Author
-
Govarchin, Simozar Mohammadi, Yolcubal, İrfan, Şener, Ahmet, Sanğu, Ercan, Güneş, Kemal, and Beşiktaş, Mehmet
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. Experimental investigation of the effect of longitudinal tensile reinforcement ratio on ductility behaviour in GPC beams
- Author
-
Özbayrak, Ahmet, primary, Çelik, Ali İhsan, additional, Acar, Mehmet Cemal, additional, and Şener, Ahmet, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
6. Application of square array configuration and electrical resistivity tomography for characterization of the recharge area of a karst aquifer: A case study from Menekşe karst plateau (Kocaeli, Turkey)
- Author
-
Şener, Ahmet, Pekşen, Ertan, and Yolcubal, İrfan
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
7. Determination of recharge, storage and flow characteristics of a karst aquifer using multi-method approaches (Kocaeli, Turkey)
- Author
-
Şener, Ahmet, Yolcubal, İrfan, and Sanğu, Ercan
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
8. Effect of activators in different ratios on compressive strength of geopolymer concrete
- Author
-
Çelik, Ali İhsan, primary, Özbayrak, Ahmet, additional, Şener, Ahmet, additional, and Acar, Mehmet Cemal, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
9. A LITERATURE REVIEW ABOUT EFFECTS of PHASE CHANGING MATERIALS on COMPRESSIVE STRENGTH and THERMAL CONDUCTIVITY of BUILDING COMPONENTS
- Author
-
ÇELİK, Ali İhsan, primary, KAYABAŞI, Ramazan, additional, and ŞENER, Ahmet, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
10. Numerical analysis of flexural and shear behaviors of geopolymer concrete beams
- Author
-
ÇELİK, Ali İhsan, primary, ÖZBAYRAK, Ahmet, additional, ŞENER, Ahmet, additional, and ACAR, Mehmet Cemal, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
11. The predictive role of need for cognitive closure and personal traits on levels of high school students' fear of missing out
- Author
-
Şener, Ahmet Taner, Morsünbül, Ümit, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Personality Traits ,Need for Cognitive Closure ,Fear of Missing Out ,Tamamlanma İhtiyacı ,Kişilik Özellikleri ,Gelişmeleri Kaçırma Korkusu ,Social Media ,Sosyal Medya - Abstract
Teknolojinin ve internetin gelişmesiyle birlikte sosyal medya uygulamaları hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Gelişmeleri kaçırma korkusu kişilerin başkalarının yaşadığı farklı ve cazip deneyimlerden eksik kalma kaygısı olarak tanımlanmaktadır. Araştırmanın amacı da bilişsel tamamlanma ihtiyacı ve kişilik özelliklerinin gelişmeleri kaçırma korkusu üzerindeki yordayıcı rolünü incelemektir. Çalışmanın araştırma grubunu 2020-2021 eğitim öğretim yılında Aksaray ilindeki çeşitli liselerde eğitimlerine devam eden 117 erkek 179 kız olmak üzere 296 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanması için kişisel bilgi formu, gelişmeleri kaçırma korkusu ölçeği, tamamlanma ihtiyacı ölçeği-kısa formu, hızlı büyük beşli kişilik ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25 paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. Veriler, ilişkisel tarama modeline göre, çoklu doğrusal regresyon analizi, bağımsız örneklem t testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, gelişmeleri kaçırma korkusu ile cinsiyet değişkenine arasında anlamlı bir farklılık bulunamazken, ailenin gelir durumu, interneti kullanım amacı ve sosyal medyayı kullanım süreleri değişkenleri arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca gelişmeleri kaçırma korkusu ile bilişsel tamamlanma ihtiyacı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki varken, beş faktörlü kişilik özelliklerinin alt boyutlarından sadece duygusal denge ile negatif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılarak önerilerde bulunulmuştur., Social media applications have become an integral part of our lives with the development of technology and internet. The fear of missing out is defined as the anxiety of falling short of different and tempting experiences of others. The aim of the study is to examine the predictive role of the need for cognitive closure and personality traits on the fear of missing out. The sample of the study consists of 296 students, 117 boys and 179 girls, who continue their education in various high schools in Aksaray in the 2020-2021 academic year. Personal information form, scale of the fear of missing out, scale-short form of the need for closure and quick big five personality scale have been used to collect data. The obtained data have been analyzed using the SPSS 25 package software. In accordance with the relational screening model, the data have been analyzed with multilinear regression analysis, independent sample t-test and one-way variance analysis (ANOVA). According to the results of the study, while there has been no significant difference between the fear of missing out and the gender variable, significant differences have been found between the variables of family income, aim of using the internet and duration of using social media. Also, there has been a positive and significant correlation between the fear of missing out and the need for cognitive closure, whereas a negative significant correlation has been found only with emotional stability, one of the sub-dimensions of the five-factor personality traits. Suggestions have been put forth by discussing the findings obtained as part of the literature.
- Published
- 2022
12. FAZ DEĞİŞTİREN MALZEMELERİN YAPI ELEMANLARININ BASINÇ DAYANIMI VE TERMAL İLETKENLİĞE OLAN ETKİLERİ HAKKINDA LİTERATÜR ARAŞTIRMASI
- Author
-
Kayabaşı, Ramazan, Şener, Ahmet, and Çelik, Ali İhsan
- Subjects
Phase Change Material ,Compression Strength ,Thermal Conductivity ,Encapsulation Size ,Cement-Based Material ,Faz Değişim Malzemesi ,Basınç Dayanımı ,Termal İletkenlik ,Kapsülleme Boyutu ,Çimento Esaslı Malzeme ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
One of the important areas of Phase Changing Materials (PCM) is to increase the heat retention capacity of building components. Researches are carried out on the heat retention capacities of PCMs to store energy in building components and to ensure building temperature control. The use of PCM in building components has become an important tool for energy saving, since ensuring building temperature control in summer and winter conditions is a situation that requires continuity. This feature provided to the building component provides an improvement in the energy identity of the building. In general researches, the use of macro, micro encapsulated PCM decreases the heat conduction coefficient as it increases the heat retention capacity of the building components, but effects compressive strength positive or negative. However, when the capsule size used in micro capsule applications is reduced to 7 microns and below, it is seen that the strength increases, while the thermal conductivity coefficient continues to decrease. When the PCM capsule particle sizes used in the building components are reduced, it provides an improvement in the granulometry of the component, so a positive effect on strength is seen in the building components. As a result of this research, differences in compressive strength were observed depending on the macro, micro and nano dimensions and mixing ratios of the pcm addition. However, due to the continuous increase in the PCM ratio of the building component, the heat holding capacity of the building component increases and its thermal conductivity decreases., Faz Değiştiren Malzemelerin (FDM) önemli alanlarından biri, bina bileşenlerinin ısı tutma kapasitesini artırmaktır. Bina bileşenlerinde enerji depolamak ve bina sıcaklık kontrolünü sağlamak için FDM'lerin ısı tutma kapasiteleri üzerinde araştırmalar yapılmaktadır. Yaz ve kış koşullarında bina sıcaklık kontrolünün sağlanması süreklilik gerektiren bir durum olduğundan, bina bileşenlerinde FDM'nin kullanılması enerji tasarrufu için önemli bir araç haline gelmiştir. Bina bileşenine sağlanan bu özellik, binanın enerji kimliğinde bir iyileşme sağlar. Genel araştırmalarda makro ve mikro kapsüllenmiş FDM kullanımı, bina bileşenlerinin ısı tutma kapasitesini artırdığı için ısı iletim katsayısını düşürür, ancak basınç dayanımını pozitif veya negatif etkiler. Ancak mikro kapsül uygulamalarında kullanılan kapsül boyutu 7 mikron ve altına düştüğünde mukavemetin arttığı, ısıl iletkenlik katsayısının düşmeye devam ettiği görülmektedir. Yapı bileşenlerinde kullanılan PCM kapsül partikül boyutları küçültüldüğünde, bileşenin granülometrisinde bir gelişme sağlar, böylece yapı bileşenlerinde mukavemet üzerinde olumlu bir etki görülür. Bu araştırma sonucunda, FDM ilavesinin makro, mikro ve nano boyutlarına ve karışım oranlarına bağlı olarak basınç dayanımında farklılıklar gözlenmiştir. Bununla birlikte, bina bileşeninin FDM oranındaki sürekli artış nedeniyle, bina bileşeninin ısı tutma kapasitesi artar ve ısıl iletkenliği azalır.
- Published
- 2021
13. The investigation of using magnesium hydroxide as a flame retardant in the cable insulation material by cross-linked polyethylene
- Author
-
Sener, Ahmet Akin and Demirhan, Enver
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
14. Synthesis and antibacterial activity of 4-benzoyl-1-(4-carboxy-phenyl)-5-phenyl-1H-pyrazole-3-carboxylic acid and derivatives
- Author
-
Bildirici, İshak, Şener, Ahmet, Atalan, Ekrem, Battal, Abdulhamit, and Genç, Hasan
- Published
- 2009
- Full Text
- View/download PDF
15. Further derivatives of 4-benzoyl-1,5-diphenyl-1H-pyrazole-3-carboxylic acid and their antibacterial activities
- Author
-
Bildirici, İshak, Şener, Ahmet, and Tozlu, İsrafil
- Published
- 2007
- Full Text
- View/download PDF
16. THE EFFECT OF ZEOLITE ADDITIVE ON GEOPOLYMER MORTARS
- Author
-
ACAR, Mehmet Cemal, ŞENER, Ahmet, ÖZBAYRAK, Ahmet, and ÇELİK, Ali İhsan
- Subjects
Geopolimer Harç,Zeolit Katkısı,Alüminosilikat,Alkali Aktivatör,Eğilme Dayanımı,Basınç Dayanımı ,Geopolymer Mortar,Zeolite Contribution,Aluminosilicate,Alkaline Activator,Flexural Strength,Compressive Strength ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
The CO2 gas released from the chimneys to the atmosphere during cement production causes global warming and threatens the environment. Therefore, scientists work on fly ash-based polymers to minimize carbon emissions and reduce the need for Portland cement in the construction industry. Today, the use of geopolymer mortars as a partial alternative material to replace cementitious mortars is being investigated. In this study, the effect of zeolite admixture on the mechanical properties of fly ash based geopolymer mortars which are poured into 40x40x160 mm prism molds activated with alkali and heat (90oC) was investigated. Firstly, F type fly ash from "Isken Sugözü Power Plant", NaOH (98% purity) and Na2SiO3 (50% purity) and Rilem-Cembureau Standard Sand were mixed in various proportions and zeolite-free geopolymer mixture ratios with the highest strength were determined. Then, the zeolite additive was applied in various proportions of the fly ash in the geopolymer mortar with the highest strength. In order to increase flexural and compressive strengths with different amounts of zeolite additives, experiments were made by changing the amount of alkali activator and alumina silicate in the mixture. At the end of the research, one-day bending and compressive strengths of all samples were determined, and although adding zeolite as an additive into geopolymer mortar does not give strength-increasing strength parameters, it was found that zeolites can be used as green building mortars with lower environmental harmful effects than cement due to their heavy metal ions removal properties., Çimento üretiminde bacalardan atmosfere salınan CO2 gazı, küresel ısınmaya neden olmakta ve çevreyi tehdit etmektedir. Bu nedenle bilim insanları, karbon emisyonunu en aza indirmek ve inşaat endüstrisindeki Portland çimentosuna olan ihtiyacı azaltmak için uçucu kül bazlı polimerler üzerinde çalışmaktadırlar. Günümüzde, çimentolu harçların yerine, geopolimer harçların kısmi alternatif bir malzeme olarak kullanımı araştırılmaktadır. Bu çalışmada, 40x40x160 mm’lik prizma kalıplara dökülen alkali ve ısı (90oC) ile aktifleştirilmiş uçucu kül bazlı geopolimer harçlarda zeolit katkısının mekanik özelliklere olan etkisi araştırılmıştır. Öncelikle "İsken Su gözü Enerji Santrali"'nden alınan F tipi uçucu kül, aktivatör olarak NaOH (%98 saflıkta) ve Na2SiO3 (%50 saflıkta) ile Rilem-Cembureau Standart kumu çeşitli oranlarda karıştırılarak dayanımı en yüksek olan zeolitsiz geopolimer karışım oranları tespit edilmiştir. Ardından en yüksek dayanıma sahip geopolimer harç içindeki uçucu külün ağırlıkça çeşitli oranlarında zeolit katkısı yapılmıştır. Farklı miktarlardaki zeolit katkısı ile eğilme ve basınç dayanımlarını arttırabilmek için karışımdaki alkali aktivatör ve alümina silikat miktarları da değiştirilerek deneyler yapılmıştır. Araştırma sonunda tüm numunelerin bir günlük eğilme ve basınç dayanımları belirlenmiş ve geopolimer harç içine katkı olarak zeolit ilave edilmesi dayanımı arttırıcı mukavemet parametrelerini vermese de zeolitlerin, ağır metal iyonlarını yok etme özelliklerinden dolayı çimentoya göre daha düşük çevresel zararlı etki barındıran yeşil yapı harçları olarak kullanılabileceği bulunmuştur.
- Published
- 2020
17. The investigation of the university students' self-disclosure behaviors in terms of personality traits and identity procesess
- Author
-
Bedir, Yunus, Ata, Denis, Südemen, Merve, Şener, Ahmet Taner, Morsünbül, Ahmet, and Eğitim Fakültesi
- Subjects
Self Disclosure ,Kendini Açma ,Identity ,Kimlik ,Kişilik ,Personality - Abstract
Healthy interpersonal communication’s establishing and sustaining depend on using variety communication skills’ effective. Self-disclosure provides people to establish more satisfying and healthy relationships that from this one of the communication skills. The aim of this study that to determine how personality traits and identity dimensions predict university students' self-disclosure behavior. Research group consist of 282 university students (% 67.4 female, % 32.6 male). The Pearson correlation and regression model were used in the analysis of the data. According to findings, extroverted personality predicted significantly the amount of self-disclosure, self-compliance, extroversion, responsibility, emotional balance honesty predicted; It was concluded that it predicted the experience significantly. Furthermore, it has significantly predicted integrity research and obsessive research honesty from identity development dimensions; however, it was concluded that attachment, attachment identification and in-depth research did not predict., Kişiler arasında sağlıklı ilişkilerin kurulması ve sürdürülmesi, çeşitli iletişim becerilerinin etkili olarak kullanılmasına bağlıdır. Bu iletişim becerilerinden biri olan kendini açma, kişilerin daha doyurucu ve sağlıklı ilişkiler kurabilmelerini sağlar. Kendini açma, bireyin karşısındaki kişiye kendi ile ilgili sözel bilgi verme veya bireyin kendisini bilinçli olarak başkasına tanıtması olarak tanımlanabilir. Bu çalışmanın amacı, kişilik özelliklerinin ve kimlik boyutlarının üniversiteli öğrencilerinin kendini açma davranışlarını ne yönde yordadığını belirlemektir. Araştırma grubu, 282 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır (% 67.4 kadın, % 32.6’si erkek ). Verilerin analizinde Pearson Kolerasyon katsayısı ve regresyon modeli kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, dışa dönük kişilik özeliğinin kendini açma miktarını anlamlı olarak yordadığı, kişilik özelliklerinden uyumluluk, dışa dönüklük, sorumluluk duygusal denge dürüstlüğü anlamlı olarak yordadığı; deneyimi anlamlı olarak yordamamıştır. Kimlik gelişim boyutlarından genişlemesine araştırma ve saplantılı araştırma dürüstlüğü anlamlı olarak yordadığı; bağlanma yapma, bağlanma özdeşleşme ve derinlemesine araştırma ise yordamamıştır.
- Published
- 2020
18. GEOPOLİMER HARÇLARDA ZEOLİT KATKISININ ETKİSİ
- Author
-
ACAR, Mehmet Cemal, primary, ŞENER, Ahmet, additional, ÖZBAYRAK, Ahmet, additional, and ÇELİK, Ali İ̇hsan, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
19. ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KENDİNİ AÇMA DAVRANIŞLARININ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE KİMLİK SÜREÇLERİNE GÖRE İNCELENMESİ
- Author
-
BEDİR, Yunus, primary, ATA, Denis, additional, SÜDEMEN, Merve, additional, ŞENER, Ahmet Taner, additional, and MORSÜNBÜL, Ümit, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
20. Sıvı aluminyuma dayanıklı malzeme ve/veya yüzey işlemlerinin araştırılması
- Author
-
Şener, Ahmet, Önay, Ali Bülent, and Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Metalurji Mühendisliği ,Metallurgical Engineering - Abstract
Otomotiv endüstrisi başta olmak üzere farklı endüstriler için üretilen parçaların hafifliği ve korozyon dayanımı gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Aluminyum parçaların hafif, korozyon dayanımı yüksek ve farklı imalat yöntemleri ile üretilebilirliği nedeniyle üretimi gün geçtikçe artmaktadır. Bununla beraber sıvı aluminyumun korozif yapısı nedeniyle imalat sürecinde sıvı aluminyuma maruz kalan ekipmanların dayanımını azalmaktadır. Bu çalışmada sıvı ENAC-47000 serisi alaşım kullanılan sıvı aluminyum banyosunda, yüzey işlemi yapılmamış ve farklı seviyelerde borlama yapılmış 11SMnPb30+C alaşımlı çeliğin korozyon davranışları incelenmiştir. Gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde ağırlık değişimi belirlenerek malzemedeki korozyon davranışı gözlemlenmiş, optik mikroskop, sertlik analizi, SEM ve EDS analizi ile elde edilen sonuçlar literatür bilgileri ışığında değerlendirilmiştir. The lightness and corrosion resistance of the parts produced for different industries, especially the automotive industry is becoming more and more significant day by day. The production of aluminum parts is increasing due to their lightness, high corrosion resistance and availability in different production methods. Besides, due to the corrosive nature of the liquid aluminum, it reduces the resistance of the equipment exposed to liquid aluminum during the manufacturing process. In this study, corrosion behavior of 11SMnPb30 + C alloy steel which is not surface treated and boronized at different levels was investigated in liquid aluminum, using liquid ENAC-47000 series alloy. As a result of the studies carried out, weight change was determined and the corrosion behavior of the material was observed. The results obtained by optical microscope, hardness analysis, SEM and EDS analysis were evaluated by considering the literature. 54
- Published
- 2019
21. Konyada Türk halılarının yeniden kullanım konusunda bir araştırma
- Author
-
Şener, Ahmet Batuhan, Karpuz, Haşim, and Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Subjects
Interior Design and Decoration ,Architecture ,İç Mimari ve Dekorasyon ,Mimarlık ,Crafts ,El Sanatları - Abstract
Dünya tekstil tarihine, dokumacılığın uzun yolculuğuna bakıldığında türlere göre sistemde değişiklikler olsa bile 3500 yıldır var olan ve günümüze kadar önemini koruyabilmiş tek üretim türünün, el dokumacılığı olduğu görülür.Halıcılığın Türklerin yurt kabul ettiği bölgelerde başlaması ve bununla birlikte yayılması oldukça önemlidir. Dokumacılık ve halı Türklerin ilk ve eski vatanları olan Orta Asya'da en önemli sanatları olmuştu. Selçuklular tarafından Anadolu'ya getirilmiş, Osmanlıda geliştirilmiş ve günümüzdeki şeklini almıştır. Bu noktada son zamanlarda iç ve dış piyasada hareketlilik getiren revizyonda geçirilmiş eski halılar Konya ili kapsamında ele alınacaktır.Bu çalışmada Konya İli kapsamında satışa sunulan revizyondan geçirilmiş eski el halılarının vintage, Patchwork, oymalı gibi metotlarla yeniden dönüşüm aşamaları ve örnekleri incelenecektir. Büyük titizlik, sabır ve beceri gerektiren bir kumaş değerlendirme sanatı olan patchwork, birleştirilen kumaşların desenleri ve renkleri uygun şekillerde birleştirilerek çok güzel motifler elde edilmektedir. Birbirine uygun kumaşları kullanmak, renkleri uydurmak ve düzgün şekilde birleştirebilmek için de yüksek bir zevk sahibi olmak gereklidir. Patchwork, Vintage ve Oyma modellerde kullanılan halılar eskimiş, yıpranmış, yırtılmış ve modası geçmiş şuan depolara kaldırdığımız eski el dokuma Türk halılarından yapılmakta olup yıprandığı ve kullanılmadığı için atıl vaziyette depolanacağına ya da atılacağına bu revizyonla ekonomiye cidde bir geri dönüşüm sağladığını inceleyeceğiz. When we look at the history of world textile, the long journey of weaving, even if there are changes in the system according to species, it has existed for 3500 years and has remained important until today it is seen that the single type of production is hand weaving. It is very important to start and spread the carpets in the regions where Turks are accepted as dormitories. The weaving and carpeting were the most important arts of the Turks in Central Asia, the first and ancient homeland. Brought to Anatolia by the Seljuks, It was developed in the Ottoman Empire and took its present form. At this point, the recent revival in domestic and foreign markets past old carpets will be covered within the scope of Konya province. In this study, the revision of old hand made carpets offered in the scope of Konya Province with vintage, patchwork, carved methods samples will be examined. Patchwork, a fabric evaluation art that requires great care, patience and skill, combines the patterns and colors of the combined fabrics in appropriate ways to create beautiful motifs. It is necessary to use fabrics that are appropriate to each other, to make up the colors and to have a high pleasure to combine them properly. The carpets used in Patchwork, Vintage and Carved models are made of old hand-woven Turkish carpets, which are worn, worn, torn and outdated.we will look at the fact that the economy provides a serious recycling. 81
- Published
- 2019
22. Osmanzâde Ahmed Tâib'in Telhîsü'n-Nesâyih'i ve değerler eğitimi üzerine önerileri
- Author
-
Şener, Ahmet, Öztürk, Rıdvan, Danışman: 0000-0003-4085-0010, and NEÜ, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Osmanzade Ahmed Tāib ,18. asır ,18th century ,values ,nasihatname ,değerler ,telhis ,Osmanzâde Ahmed Tâib - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu çalışma, şiirlerinin yanı sıra telif veya telhis şeklinde yazdığı nesir türünde birçok yapıtla 18. asırda iz bırakan Osmanzâde Ahmed Tâib'in Telhîsü'n-Nesâyih adlı eserinden hareketle Osmanlı aydınının dönemin siyasi ve sosyal manzarasını nasıl algıladıklarını, neleri tespit ettiklerini ve bunlara hangi çözüm önerileri sunduklarını belirlemek amacındadır. Bu bağlamda Osmanlı toplumunun değerler manzumesinin hangi kavramlar etrafında şekillendiği, bir ahlak kitabının devrin yöneticilerine ve yönetilenlere ne vazettiği, müelliflerin bunu ikame etmek için hangi ilkeleri tercih ettiği ve öğretici metnin dil ve anlatımın nasıl teşekkül ettiği üzerinde durulmaktadır. Çalışmamız beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde eserin yazıldığı 18. asrın siyasi panoraması üzerinde durulmuş, ikinci bölümde Osmanzâde Ahmed Tâib'in hayatı, sanatı ve eserleri; üçüncü bölümde Osmanlı aydının tarihî süreç içerisinde şekillenen ahlak algısı ve Telhîsü'n-Nesâyih'teki ahlak öğretisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Dördüncü bölümde eserin dil ve anlatım özellikleri incelenerek bir değerlendirme yapılmıştır. Son bölümde ise eserin çeviri yazılı metnine yer verilmiştir., This study aims at specifying that how the Ottoman intellectuals perceived the political and social scene of the era, what they ascertained and which solution suggestions they offered to these, in terms of the work called "Telhîsü'n-Nesâyih" of Osmanzâde Ahmed Tâib which left a mark in the 18th century with a lot of opus that he had written as compilation and summary in the prose genre as well as his poems. In this regard, it has been studied that which concepts the Ottoman society's system of values had been shaped around, what a morals book had provided for the administrators and administrated of the era, which principles the authors had preferred to set these up and how the language and expression of the didactic text had been formed. Our study consists of five sections. In the first section, it has been mentioned that the political panorama of the 18th century when the work had been written, in the second section Osmanzâde Ahmed Tâib's life, his art and his works, in the third section morals perception of the Ottoman intellectuals shaped in the historical process and morals discipline in Telhisü'n-Nesāyih have been studied over. In the fourth section an assessment has been made by studying the language and expression of the work. In the last section, a translation writing text of the work takes place.
- Published
- 2019
23. Evaluations of Construction Sites by University Students Interning In Construction Sector In Terms Of Occupational Safety
- Author
-
ŞENER, Ahmet and KAYABAŞI, Ramazan
- Published
- 2018
24. İNŞAAT SEKTÖRÜNDE STAJ YAPAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN İŞ GÜVENLİĞİ AÇISINDANŞANTİYELERİ DEĞERLENDİRMESİ
- Author
-
KAYABAŞI, Ramazan and ŞENER, Ahmet
- Published
- 2018
25. Yuvacık baraj havzası (Kocaeli) karst akiferinin beslenim-boşalım mekanizması ve yer altı suyu akım dinamikleri
- Author
-
Şener, Ahmet, Yolcubal, İrfan, and Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Jeoloji Mühendisliği ,Geological Engineering - Abstract
Yuvacık Baraj Havzası, sahip olduğu yüzey suyu ve yeraltısuyu potansiyeli ile Kocaeli iline içme suyu sağlayan en önemli su havzasıdır. İçerisinde ortalama debileri 873 L/sn'lere varan önemli karst kaynakları yer almaktadır.Karst akiferleri kendilerine özgü hidrodinamik özellikleri sebebiyle hızlı bir şekilde kirlenmeye maruz kalabilmektedir. Bu tür akiferlerin beslenim-boşalım mekanizmasının ortaya konulması ve koruma alanlarının belirlenmesi, sahip oldukları su potansiyelinin korunması ve sürüdürülebilir yönetimi açısından önemlidir. Bu amaçla, bu çalışma kapsamında; klasik hidrolojik ve hidrojeolojik yöntemler karst akiferlerine özgü metotlarla bir arada kullanılarak karst akiferinin yapısı, yeraltısuyu akım dinamikleri ve beslenim-boşalım mekanizması detaylı olarak ortaya konulmuştur.Akarsu hidrograflarından elde edilen ana baz akım eğrilerinin analizi, havza genelinde yeraltısuyu dolaşım süreleri 8 ila 104 gün arasında değişen çok parçalı, birbiriyle bağlantılı rezervuarların varlığını ortaya koymuştur. Rezervuar yapılarına ilişkin alçalım katsayıları 0,01 ila 0,124 gün-1 olup, kaynak hidrograflarından elde edilen 0,011 ila 0,027 gün-1'lik boşalım katsayıları ile uyumluluk göstermektedir.Beslenme alanları ile kaynaklar arasında yürütülen boya izleme deneyleri sonucunda 483 ila 1328 m/gün arasında değişen görünür yeraltısuyu hızları saptanmış, bazı kaynak sularında, şiddetli ve ani yağışların ardından 10-12 saatlik tepki sürelerine sahip bulanıklık piklerinin oluştuğu görülmüştür.Su bütçesi analizi neticesinde, karstik alanlar için yıllık yeraltısuyu beslenim miktarı 458 mm olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan beslenim miktarı akiferden boşalan yıllık toplam yeraltısuyu miktarı ve havzaya düşen yıllık toplam yağış miktarı ile karşılaştırıldığında, karst akiferine havza dışında kalan beslenme alanlarından da önemli bir beslenim katkısı olduğu görülmüştür.Çalışmada elde edilen sonuçlar havza genelinde oldukça hızlı bir beslenim-boşalım mekanizmasının hüküm sürdüğünü göstermekte, beslenme alanlarının, karstik yapıların ve kaynakların kirliliğe karşı hassasiyetini ortaya koymaktadır. Ayrıca karst akiferinin, havza dışında kalan beslenme alanlarından da önemli ölçüde beslendiğini işaret etmektedir. Elde edilen bulguların, ileride karst akiferinin korunmasına yönelik olarak yapılacak hidrojeolojik çalışmalara fayda sağlaması hedeflenmiştir. Watershed of Yuvacık Dam is the most important water resource for Kocaeli city with its surface water and groundwater potential. There are significant karst springs in the watershed having average discharge rates reaching 873 L/s.Karst aquifers can be vulnerable to rapid contamination due to their own hydrodynamic characteristics. That's why it is critical to reveal the recharge-discharge mechanism and determine the protection zones of these aquifers in order to protect and maintain sustainable management of water potential of the aquifer. For this reason, in this study; classical hydrological and hydrogeological methods were used together with the methods unique to karst aquifers to reveal the structure, groundwater flow dynamics and recharge-discharge mechanism of the karst aquifer.Analysis of baseflow recession curves obtained from stream hydrographs indicated the existence of interconnected multipartite storages with groundwater residence times ranging between 8 and 104 days. Recession coefficients related to different reservoirs range from 0.01 to 0.124 day-1 and show consistency with the discharge coefficients of 0.011 to 0.027 day-1 obtained from spring hydrographs.Apparent groundwater velocities of 483 to 1328 m/day were obtained from dye tracing tests conducted between recharge areas and karst springs, and turbidity peaks with response times of 10 to 12 hours were determined in some springs following sudden and intense rainfall events.Annual groundwater recharge for karst areas was calculated to be 458 mm via water budget analysis. Comparing this amount with annual groundwater discharge from karst aquifer and annual precipitation falling on the watershed indicated that recharge areas out of the watershed make considerable contibution to the total recharge of the karst aquifer.All results suggest that the karst aquifer, in general, exhibits a rapid recharge-discharge characteristics and recharge areas, karst features and springs are highly vulnerable to rapid contamination. Also, the results from water budget analysis suggest that recharge areas out of the watershed considerably contribute to total recharge of the karst aquifer. These results are aimed to avail future hydrogeological studies about protection of the karst aquifer. 131
- Published
- 2018
26. Menekşe karst platosu yer altı suyu beslenim karakteristiğinin doğru akım özdirenç yöntemleriyle araştırılması
- Author
-
Şener, Ahmet, Pekşen, Ertan, and Jeofizik Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Geophysics Engineering ,Jeofizik Mühendisliği - Abstract
Karst akiferleri ile beslenme alanları arasındaki ilişkinin karakterizsyonuna yönelik hidrojeolojik çalışmalar, klasik hidrojeolojik yöntemler ile karst hidrojeolojisine özgü metotların bir arada kullanılmasını gerektirmektedir. Mağara sistemlerinin araştırılması, kaynak hidrograf analizleri ve boya izleme deneyleri gibi çeşitli metotların uygulandığı bu tür çalışmalarda, hidrojeolojik metotların yetersiz kaldığı koşullarda, jeofizik yöntemler aracılığıyla gömülü karstik yapılar, kırık-çatlak sistemleri ve uzanımları belirlenerek, beslenme alanları ile akifer arasındaki ilişki daha iyi karakterize edilebilir.Bu kapsamda, hidrodinamik özellikleri detaylı olarak ortaya konulmuş olan Yuvacık Baraj Havzası Karst Akiferi'nin iki temel beslenme bölgesinden biri olan Menekşe Karst Platosu'nda, kare dizilim ve çoklu elektrot rezistivite yöntemleri uygulanmıştır. Kare dizilim yöntemi ile plato içerisindeki baskın süreksizlik zonları, çoklu elektrot rezistivite uygulamaları ile ise, karstik boşluklar, farklı hidrodinamik karaktersitiklere sahip karstik zonlar ve toprak örtüsünün kalınlığı ile dağılımı belirlenmeye çalışılmıştır.Kare dizilim uygulamaları, plato içerisinde kuzeydoğu-güneybatı ve güneydoğu-kuzeybatı yönelimli baskın süreksizlik zonlarının olduğunu göstermiştir. Çoklu elektrot rezistivite uygulamaları ise gerek iyi karstlaşmış, kanal akımlarının hüküm sürdüğü; gerekse karstlaşmanın iyi gelişmediği, difüzif karakterli yeraltısuyu dolaşımının baskın olduğu zonları ortaya koymuştur. Ayrıca, toprak örtü kalınlığının plato içerisinde büyük değişkenlik göstermekle birlikte, kimi yerlerde (noktasal beslenimin gözlendiği subatanların yakınında) beklenenin aksine 10-15 metre kalınlığa kadar ulaştığı saptanmıştır.Menekşe karst platosunda yürütülen bu çalışma, kare dizilim ve çoklu elektrot rezistivite uygulamalarının bir arada kullanımının, karst akiferlerinde yürütülen hidrojeolojik çalışmalarda, beslenme alanları ile akifer arasındaki ilişkinin karakterizasyonu hususunda destekleyici bir metot teşkil edebileceğini göstermiştir. Groundwater studies conducted in karst areas to characterize the relation between recharge areas and karst aquifers require application of classical hydrogeological methods like analysis of spring hydrographs together with the methods unique to karst hydrogeology such as exploration of cave systems and application of dye tracing tests. When it comes to inadequacy of hydrogeological methods in some situations, relation between recharge areas and karst aquifer can better be characterized with geophysical methods determining embedded karst features, fracture systems and their orientation.In this context, square array and multi-electrode resistivity methods were applied in Menekşe Karst Plateau, an important recharge area of the karst aquifer in the Watershed of Yuvacık Dam. Square array measurements were taken to find out if any dominant orientation of fissure or fracture zone existed in plateau and multi electrode resistivity measurements were taken to reveal caves, karst zones with different hydrodynamic characteristics and distribution of the soil zone thickness.Square array data indicated the existence of discontinuities oriented through northeast-southwest and northwest-southeast direction. Multi electrode resistivity methods revealed well karstified zones dominated by conduit flow as well as poorly karstified zones dominated by groundwater flow with diffusive characteristics. Also, considerably varying soil zone thickness, contrary to expectations, was determined to reach 10 to 15 m depth in some places (near swallow holes with point infiltration).This case study conducted in Menekşe karst plateau showed that combined application of square array and multi-electrode resistivity methods could constitute a supportive method for characterization of relation between recharge areas and karst aquifer in hydrogeological studies conducted in karst areas. 69
- Published
- 2018
27. Neutrophil-Lymphocyte Ratio and the Platelet Parameters as Biomarkers of Atopic Dermatitis Severity in Children
- Author
-
Bostan Gayret, Ozlem, primary, Nacaroğlu, Hikmet Tekin, additional, Erol, Meltem, additional, and Şener, Ahmet, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
28. Eğitim ve öğretim hayatında öğrencilere, iş sağlığı ve güvenliği dersinin zorunlu ders olarak uygulanmasının gerekliliği ve eğitimin hangi seviyede verilmesinin verimli olacağının incelenmesi
- Author
-
Şener, Ahmet Salih, Avcıata, Ulvi, and İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eğitim ve Öğretim ,Education and Training - Abstract
Dünyadaki gelişmiş ülkelerde, 19. yüzyıl sonlarında uygulamaya konulan ve 20. yüzyıl ortalarında kanunlaşarak kamu düzeninin bir parçası haline gelmiş olan `İş Sağlığı ve Güvenliği` konusu, ülkemizde 2012 yılında çıkarılan bir kanunla bütün alanlarda uygulanmaya başlanmış ve zorunlu hale getirilmiştir. Konunun esas öneminin kavranması ve kültürel bir bilinç oluşturulması; ancak iyi bir eğitim ile sağlanabilir. Ülkemizde birçok insan iş hayatına başlayana kadar, çoğunlukla üniversite eğitimi de dahil olmak üzere; hiç bir eğitim seviyesinde `İş Sağlığı ve Güvenliği` kavramını duymuyor. Eğitim ve öğretim hayatını tamamlayıp; İş hayatına başladığında, İSG eğitimi almaya başlıyor. Böyle hayati bir konuda, bu kadar geç başlayan eğitim sürecinin verimsizliği ise; ülkemizde meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının fazla olmasından anlaşılmaktadır.Bu çalışmanın maksadı; Eğitim ve Öğretim hayatı boyunca öğrencilere `İş Sağlığı ve Güvenliği` dersinin zorunlu ders olarak verilmesinin gerekli olup olmadığının ve eğer gerekli ise; Hangi seviyede bu eğitimin verilmesinin uygun olacağının araştırılmasıdır. Bu çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, İSG Eğitiminin zorunlu ders olmasının gerekliliği incelenmektedir. Bu inceleme üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, mevcut İSG Eğitimin nasıl uygulandığı açıklanmaktadır. İkinci bölümde, öğrencilere verilecek zorunlu derslerin ve bu derslerin nasıl belirlendiği araştırılmaktadır. Üçüncü bölümde ise; İSG Dersinin zorunlu olup olmaması gerektiği incelenerek, zorunlu olmasının gerekçeleri açıklanmaktadır.İkinci ana bölüm ise, bu eğitimin hangi seviyede verilmesinin daha verimli olacağının incelenmesidir. Üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda eğitimin hangi seviyede verilmesinin verimli olacağı araştırılmaktadır. İkinci kısımda konu ile ilgili bir anket çalışması mevcuttur. Üçüncü kısımda ise, verilecek eğitimin süre ve kapsamı araştırılmaktadır. Sonuç olarak, İSG Eğitimi çok önemli bir eğitimdir, mutlaka her bireyin bu eğitimi zamanında alması gerekmektedir. Ancak bu şekilde toplumsal bir bilinç ve güvenlik kültürü oluşturulabilir. Böylece birçok insanın hayatını kaybetmesine veya yaralanmasına, bununla birlikte birçok maddi ve manevi kayıplara neden olan; iş kazaları ve meslek hastalıklarını daha az seviyelere indirmiş oluruz.Anahtar Kelimeler: Zorunlu İSG Eğitimi, İSG Dersi, İş Güvenliği Kültürü The term `Occupational Health and Safety` which was introduced in developed countries of the world in the late 1900`s and became part of the public order by law in the mid 20th Century. This has been started to be applied in all areas with a law enacted in 2013 in our country and was made compulsory. The comprehension of the main theme and the formation of a cultural consciousness; only can be achieved through good training. Many people in our country do not hear the concept of `Occupational Health and Safety` at all levels of education, including university education, until they start working. In such a vital issue, the inefficiency of the education process that started so late; It is understood that the occupational accidents and occupational diseases that are happening in our country are excessive.The purpose of this study is to investigate whether it is necessary for the students to give `Occupational Health and Safety` as a compulsory course and if so, to which level this education should be given. This study consists of two main parts. In the first part, the necessity of OHS training as a compulsory course is examined. This review consists of three parts. In the first part, it is explained how the current OHS training is applied. In the second part, the compulsory courses to be given to the students and how these courses are determined are being investigated. In the third chapter; By examining whether or not the OHS lesson should be mandatory, the necessity of being obligatory is explained.The second main section is to examine what level of education will be more productive. It consists of three parts. In the first part, it is investigated which level of education will be effective. In the second part, there is a questionnaire about the subject. In the third part, the duration and scope of the education to be given are investigated. As a result, OHS Training is a very important training, and every individual must take this training on time. However, a social consciousness and a culture of security can be created in this way. Thus, we reduce the number of work accidents and occupational diseases that affect many people's lives and causes many material and spiritual losses.Key Words: Occupational Health and Safety Consciousness, OHS Education, Compulsory OHS Lesson at school. 71
- Published
- 2017
29. Does vitamin D deficiency increase severity of atopic dermatitis?
- Author
-
Şener, Ahmet, primary, Bostan Gayret, Özlem, additional, Nacaroğlu, Hikmet Tekin, additional, Erol, Meltem, additional, Hamilçıkan, Şahin, additional, and Yiğit, Özgül, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
30. Incidence of endemic diseases in dairy herdes in Burdur, Konya, and Kırklareli provinces in Turkey
- Author
-
Yalçın, Cengiz, Sarıözkan, Savaş, Yıldız, Şener Ahmet, Günlü, Aytekin, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Veterinary ,animal diseases ,Veteriner Hekimlik ,Süt sığırı,endemik,sürü sağlığı,insidens,Türkiye ,Ziraat Mühendisliği ,Dairy,endemic,herd-health,incidence,Turkey - Abstract
A prospective longitudinal observation study was carried out with 150 randomly selected dairy herds from among 1684 Turkish Dairy Breeding Association (TDBA) herds in Burdur, Konya, and Kırklareli provinces. The herds were stratified as small scale (less than 11 milking cows) and medium-large scale (more than 10 milking cows). The survey was conducted between October 2003 and September 2004, and each herd was visited at least once per month. As the weighted average of 3 provinces, the most frequent events were fertility disorders (30.2%) and udder diseases (28.3%), followed by puerperal disorders (18.3%) and locomotor system disorders (10.0%). There was, however, wide variation in the incidence rates of several diseases between the provinces, and the differences in the incidence rates of most of the disease categories between the provinces were statistically significant at P 0.05. Incidence rates for diseases in all disease categories were higher in small-scale herds than in medium-large scale herds; however, the differences in the incidence rates of metabolic and locomotor system disorders between herd sizes were not statistically significant at P 0.05., Burdur, Konya ve Kırklareli illerinde, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği’ne bağlı 1684 işletmeden tesadüfi olarak seçilen 150 süt sığırcılığı işletmesi üzerinde ileriye yönelik uzak erimli gözlemsel bir araştırma yürütülmüştür. İşletmeler küçük ölçekli (< 11 sağmal) ve orta-büyük ölçekli (> 10 sağmal) olarak 2 gruba ayrılmıştır. Araştırma Ekim 2003-Eylül 2004 tarihleri arasında (12 ay) yürütülmüş ve her işletme ayda en az bir defa ziyaret edilmiştir. İncelenen 3 ilin ağırlıklı ortalamasına göre en sık görülen hastalıklar fertilite bozuklukları (% 30,2), meme hastalıkları (% 28,3), doğuma ilişkin sorunlar (% 18,3) ve lokomotor sistem hastalıkları (% 10,0) şeklinde sıralanmıştır. Hastalık insidensleri bakımından iller arasında istatistiksel açıdan önemli farklılıklar bulunmuştur (P < 0,05). Küçük ölçekli işletmelerdeki hastalık insidensleri, orta ve büyük ölçekli işletmelerinkinden daha yüksek bulunmuştur. Ancak lokomotor ve metabolik hastalıklar arasındaki bu farklılık istatistiksel açıdan P < 0,05 düzeyinde önemli bulunmamıştır.
- Published
- 2014
31. One Step Synthesis of Some 2,5,6-Trisubstituted-1,3-Dioxin-4-ones
- Author
-
ŞENER, Ahmet, BİLDİRİCİ, İshak, and GENÇ, Hasan
- Subjects
Engineering ,Mühendislik ,Cyclic oxalyl compounds,a -oxoketene,1,3-dioxin-4-one - Abstract
A number of novel 2,5,6-trisubstituted-1,3-dioxin-4-one derivatives were synthesized via one step reactions between dibenzoylmethane or benzoylacetone and oxalyl chloride in refluxing solvents containing various aldehydes.
- Published
- 2014
32. An Entry into Obtaining Pyrazole-, Chromone-, or Oxadiazole-Substituted 1H-Pyrazoles via 2,3-Furandiones
- Author
-
Bildirici, İshak, ŞENER, Ahmet, Tan, Meltem, Mengeş, Nurettin, and CAM, Serkan
- Abstract
Some new pyrazole-, chromone-, or oxadiazole-substituted 1H-pyrazoles were obtained via 2,3-furandiones. Also, we have presented their plausible mechanisms based on rearrangement; one of these rearrangements is BakerVenkataraman.
- Published
- 2013
33. Low-sulfidation epithermal Au-Ag mineralization in the Sındırgı District, Balıkesir Province, Turkey
- Author
-
YILMAZ, Hüseyin, SÖNMEZ, Fatma Nuran, AKAY, Erhan, ŞENER, Ahmet Kerim, and TUFAN, Seda TEZEL
- Subjects
Engineering ,hydrothermal alteration,geochronology,fluid inclusions,Sındırgı,Gold ,Mühendislik ,General Earth and Planetary Sciences ,Key words: Gold,hydrothermal alteration,geochronology,fluid inclusions,Sındırgı - Abstract
The Sindirgi District (Balikesir, western Turkey) lies within the Western Anatolian volcanic and extensional province, adjacent to the WNW-trending Simav graben, approximately 130 km NE of Izmir. The Sindirgi mining district is underlain mainly by Miocene volcanic rocks and hosts several low-sulfidation epithermal Au-Ag deposits and prospects located near the towns of Sindirgi and Bigadic. The Kiziltepe low-sulfidation epithermal gold-silver deposit is located southeast of Yusufcam village (Sindirgi, Balikesir), and other prospects, including the Kepez, Kavakliduz, and Karaduz prospects, are located northeast of Kiziltepe. Potentially economic grades occur at Kiziltepe, which contains a measured and indicated resource of 1.754.790 Mt @3.0 g/t Au, 44 g/t Ag, hosted by quartz veins showing colloform/crustiform banding, quartz pseudomorphs after bladed calcite, and multiphase brecciations, all typical textures noted in low-sulfidation epithermal deposits. Alteration minerals include mixed-layer illite/smectite, high-crystallinity illite, and kandite group minerals (dickite and nacrite). Precious metal minerals include traces of electrum, acanthite, Au-rich acanthite, and Ag-Hg-Au-Tl-Pb series, occurring mainly within quartz. Pyrite is the most common opaque mineral at Kiziltepe. Ar-40/Ar-39 dating of adularia from the quartz veins indicates an age of mineralization of 18.3 +/- 0.2 Ma. The ore mineralization is divided into three main phases. These comprise the deposition of: coarse-grained quartz, illite, pyrite, and minor precious metals (Phase I); major gold-silver-bearing medium-grained quartz, which commonly exhibits crustiform banding, carbonate replacement, and hydrothermal breccia textures (Phase II); and fine-grained chalcedonic quartz with colloform/crustiform banding (Phase III). Phase II is economically the most important in terms of precious metal content. Phase II quartz contains fluid inclusions, which range from predominantly vapor-rich to predominantly liquid-rich with homogenization temperatures (Th) varying from 157 to 330 degrees C, showing a cluster between 190 and 300 degrees C, and ice-melting temperatures (Tm) ranging from -0.2 to -2.9 degrees C (salinity from 0.5-4.8 wt.% NaCl equiv.). Moderate to strong positive correlations occur between Au-Ag (R = 0.8) and Au-Cu (R = 0.5), whereas there is no correlation between As and Au or Ag.
- Published
- 2013
34. D vitamini eksikliği, atopik dermatitte hastalığın şiddetini arttırır mı?
- Author
-
ŞENER, Ahmet, BOSTAN GAYRET, Özlem, NACAROĞLU, Hikmet Tekin, EROL, Meltem, HAMİLÇIKAN, Şahin, and YİĞİT, Özgül
- Abstract
Objective: Atopic dermatitis is the most common chronic inflammatory, pruritic skin disease of childhood. Role of vitamin D due to its immunomodulatory effects on the pathogenesis of the disease is being discussed recently. In our study, we planned to investigate the correlation between vitamin D deficiency and presence and severity of atopic dermatitis. Methods: Sixty-two patients under the age of five, admitted to Bagcilar Training and Research Hospital Pediatrics Allergy outpatient clinic with the diagnosis of atopic dermatitis were included in the study. Control group consisted of thirty healthy children admitted to our outpatient clinic of children's health. Eosinophil counts, total IgE and specific IgE levels of the patients with atopic dermatitis were recorded from their patient files. Disease severity was evaluated using SCORAD index. Patients with SCORAD index scores of <25, 25-50, and >50 points were classified in mild, moderate and severe disease groups. Vitamin 25(OH)D levels of ≥30, 21-29, and ≤20 ng/ml were accepted as sufficient, inadequate and deficient vitamin levels. P<0.05 was considered as statistically significant. Results: There were no significant differences in age and sex between cases with atopic dermatitis, and the control group. In %22.6 (n=14) of the atopic dermatitis patients and %3 (n=10) of the control group vitamin D deficiency was detected. Mean 25(OH) D vitamin levels of the patients with low and moderate SCORAD index scores were 39.47±18.49 and 25.07±13.74 points, respectively, without any statistically significant difference between both groups (p=0.059). Conclusion: In our study, we found no correlations between vitamin D levels and development of atopic dermatitis or disease severity. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
35. THE CYCLIC AND POST CYCLIC MONOTONIC STRENGTH OF CLAYS IN EARTHQUAKE REGION
- Author
-
Özay, Recep, Torabi, Mojtaba, Erken, Ayfer, and Şener, Ahmet
- Published
- 2011
36. Spirosiklik İndol Sentezinde Yeni Bir Yöntem; Spirosiklik indol ve Spiroheterosiklik İndol Bileşiklerinin Sentezi
- Author
-
Mengeş, Nurettin, Tan, Meltem, and Şener, Ahmet
- Published
- 2010
37. Su sıcaklığı, tuzluluk ve Van Gölü suyunun sualtına konulmuş pürüzsüz yüzeylere (cam) bırakılmış latent parmakizlerinin kalıcılık sürelerine etkileri üzerine bir araştırma
- Author
-
Şener, Ahmet Bülent, Şen, Fazıl, and Su Ürünleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Salinity ,Adli Tıp ,Temperature ,Forensic Medicine - Abstract
Bu çalışma, sualtına konulmuş olan pürüzsüz yüzeylere bırakılmış latent (gizli, görünmeyen) parmakizlerinin kalıcılık sürelerine su sıcaklığı, tuzluluk ve Van Gölü suyunun etkilerinin belirlenmesi amacıyla Eylül 2007 ile Mart 2008 tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği ve Van İl Emniyet Müdürlüğü Laboratuarlarında gerçekleştirilmiştir.Denemelerde 60x40x30 cm ebatlarında akvaryumlar kullanılmış, günlük olarak sıcaklık, tuzluluk, kondüktivite, pH ve çözünmüş oksijen miktarı kontrol edilmiştir. Denemeler iki paralelli olarak yürütülmüştür. Denemelerde tatlı su, ?10, ?20 ve ?38 tuzlusu ve Van Gölü suyu kullanılmıştır. Ayrıca su sıcaklığının etkilerini belirleyebilmek amacıyla tatlısu ve Van gölü suyunda 10, 20 ve 30 °C su sıcaklıklarının etkileri de belirlenmeye çalışılmıştır. Denemelerde 3 farklı kişinin parmakizleri mikroskop lamlarının üzerine yan yana bırakılmış ve farklı özellikteki suların içerisine bırakılarak, belirli periyotlarla sudan çıkarılmış, parmakizi uzmanı tarafından daha önceden lamlar üzerine bırakılmış olan parmakizlerinin tasnifinin yapılıp yapımayacağına karar verilmiştir.Ön denemeden parmakizi geliştirme yöneminin super glue tekniği olmasına ve materyallerin sudan en az iki gün aralıklarla çıkarılması gerektiği belirlenmiştir. Denemeler sonucunda parmakizlerinin, su özelliklerine göre farklı sürelerde ve oranlarda geliştirebileceği belirlenmiştir. Parmakizinin geliştirilebileceği en uzun sürenin 20 °C su sıcaklığında Van Gölü suyunda 90 günden fazla olduğu, en kısa sürenin ise 30 °C su sıcaklığında tatlısuda 7 gün olduğu belirlenmiştir. Bütün deneme gruplarında parmakizi geliştirilebilme süresini su sıcaklığının yükselmesinin oldukça kısalttığı sonucuna varılmıştır.Anahtar Kelimeler: Tuzluluk, Sıcaklık, Van Gölü suyu, Parmakizi geliştirme This study was carried out between September 2007 and March 2008 in the laboratory of Yuzuncu Yıl University Fisheries Engineering Department and Van City Police Department fingerprint laboratory. In this study, retention periods of latent fingerprints in submersed smooth surfaces was determined.In the experiments, 60x40x30 cm sized aquariums was used and water temperature, salinity, conductivity, pH and dissolved oxygen was measured daily. Each group was with two parallel. In the experiments, freshwater, 10?, 20? and 38? saltwaters and Lake Van Water were used. Moreover, in freshwater and Lake Van Water, the effects of water temperature in 10, 20 and 30 °C on latent fingerprints retention period were defined. Three different person was dab on same microscope slide, and the microscope slides was put in the waters that they have different characteristics and they was removed from the waters periodically.In the preliminary experiment, it was determined that the super glue method will be use in fingerprint identify method and the microscope siledes will out of the water to with two day perods.At the end of the experiments, it was determined that the latent fingerprints was identified in different periods and different proportion according to water quality criteria. In Van Lake Water, fingerprint identify period continued over 90 days in 20 °C water temperature and it was the longest period of the experiments. The shortest periods was seen in the 30 °C freshwater and it was seven days.As a result of that investigation, it was seen in all experiments group that when the water temperature was increased, the fingerprint identify periods was shortened.Key Words: Salinity, Water temperaue, Lake Van water, Fingerprints 54
- Published
- 2010
38. Çöp Suyu İle Kirlenmiş Örselenmemiş Düşük Plastisiteli Killerin Dinamik Davranışı
- Author
-
Şener, Ahmet, Yaşargün, Aytaç, and Erken , Ayfer
- Abstract
Asfgghggf
- Published
- 2009
39. The Cyclic Behavior of the Undisturbed Low Plasticity Clays by Polluted Leachate in Sanitary Landfill Sites
- Author
-
Demir, Gürsel, Şener, Ahmet, Yaşargün, Aytaç, and Erken, Ayfer
- Published
- 2009
40. Bazı Furandionların Siklopentadienle Reaksiyonları
- Author
-
Şener, Ahmet, Mengeş, Nurettin, and Tan, Meltem
- Published
- 2009
41. Strength Of Soils After Earthquake Shock
- Author
-
Şener, Ahmet, Erken, Ayfer, Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği, and Geotechnics
- Subjects
Geotechnical Earthquake Engineering ,Örselenmemiş zemin ,Taşıma gücü kaybı ,Geoteknik Deprem Mühendisliği ,Undisturbed Specimen ,Bearing capacity loss - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009, Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2009, Bu çalışma çerçevesinde Adapazarı zeminlerinin deprem yükleri altındaki davranışı incelenmiştir. Dinamik ve Dinamik sonrası statik deneylerle taşıma gücü kaybı belirlenmeye çalışılmıştır. Araziden sondajlarla elde edilen örselenmemiş numuneler üzerinde deneyler yapılmıştır. Deprem durumunu laboratuarda modellemek amacıyla deneyler dinamik üç eksenli deney sistemleri ile yapılmıştır. Numunelerin mukavemet azalımları ve hakkında bilgi elde edilmiştir., In this study, the behaviour of the soil of Adapazari observed under earthquake loads. The bearing capacity loss determined through dynamic loading tests and static loading test after dynamic loading tests. Tests conducted on undisturbed specimens which obtained by boring. To obtain earthquake conditions in laboratory, triaxial dynamic compression apparatus used for experiments. Information obtained about decrement of strength of specimens., Yüksek Lisans, M.Sc.
- Published
- 2009
42. Örselenmemiş zemnlern deprem sonrası mukavemetleri
- Author
-
Şener, Ahmet, Erken, Ayfer, and İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Soil mechanics ,Soil ,Soil elasticity modulus ,Soil deformation ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Ülkemizin büyük bir bölümünün deprem kuşağı içinde olması ve 1999 yılında yaşanan depremler,zemin dinamiği ve geoteknik deprem mühendisliğini önem kazanan bilim dalları haline getirmiştir.Sanayi bölgelerinde yer alan endüstri yapılarına gelecek deprem yüklerinin hesaplanması ve buyapıların temel sistemlerinin zeminle olan etkileşimi, zeminlerin dinamik etkiler altındaki davranışlarınınbelirlenmesini gerekli kılarZemin mekaniği ve geoteknik deprem mühendisliğinin temel amacı, zeminlerin tekrarlı yükler altındauğrayacakları deformasyonları belirlemek ve yapılacak farklı mühendislik yapıları için zemindenkaynaklanan dinamik etkinin derecesini saptamaktır.Kocaeli- Sakarya bölgesi 17 Ağustos 1999'da büyüklüğü Mw=7.4 olan bir depremle ağır yapısalhasara ve büyük can kaybına uğramıştır. Adapazarı, Gölcük kıyıları ve Sapanca'da meydana gelensıvılaşma ve taşıma gücü kayıpları sonucu binalarda dönme, ötelenme, oturma, taşıyıcı sistemde kalıcıhasarlar oluşmuştur. Bu depremler sırasında düşük plastisiteli siltler ile kumlu zeminler yaygın olarak sıvılaşmışve killer ise taşıma gücü kaybına uğramıştır.Bu çalışma çerçevesinde Adapazarı zeminlerinin deprem yükleri altında nasıl bir davranış sergilediği incelenmiştir.Dinamik ve Dinamik sonrası statik deneylerle taşıma gücü kaybı belirlenmeye çalışılmıştır.Deneyler dinamik üç eksenli deney sistemleri ile yapılmıştır. Buradan çıkan sonuçlarlamukavemet kayıpları hakkında bilgi elde edilmiştir. Being Turkey located along earthquake zone and earthquakes which was experiencedin 1999 give rise to soil dynamics and geotechnical earthquake engineering asimportant sciences. Calculation of the earhquake loads to industrial buildings locatedin industrial areas and relationship between bearing systems of buildings and soilsrequires behaviours of soils under dynamic effects to be determined.Main purpose of soil dynamics and geotechnical earthquake engineering is todetermine deformations of soils which occur under dynamic cyclic loads and thedegree of dynamic affects caused by soil for other engineering building types.Kocaeli-Sakarya region confronted with heavy structural damage and severalcasualties by an earthquake whose magnitude is Mw=7.4 on 17th of August in 1999.Liquefaction and loss of bearing capacity drove , permanent damage on structuralsystem of buildings in Adapazary, Sapanca and in shores of Gölcük. During thoseearthquakes low plasticity silts and sandy soils liquefied and clays and plastic siltslost their bearing capacity.The behaviour of undisturbed Adapazary soils have been investigated underearthquake loads. The Bearing Capacity loss is investigated through dynamic andstatic tests.Experiments conducted with Dynamic Triaxial Compression apparatus. 132
- Published
- 2009
43. Örselenmemiş Killerin Statik DavranışıÜzerinde Çöp Suyunun Etkisi
- Author
-
Erken, Ayfer, Yaşargün, Aytaç, Şener, Ahmet, and Demir, Gürsel
- Published
- 2008
44. Post Cyclic Shear Strength of Fine Grained Soils in Adapazari-Turkey During 1999 Kocaeli Earthquake
- Author
-
KAYA, Zülküf, ŞENER, Ahmet, and ERKEN, A
- Published
- 2008
45. POST CYCLIC SHEAR STRENGTH OF FINE GRAINED SOILS IN ADAPAZARI – TURKEY DURING 1999 KOCAELI EARTHQUAKE
- Author
-
Şener, Ahmet, Kaya, Zülküf, and Erken, Ayfer
- Published
- 2008
46. 4-Etoksikarbonil-5-fenil-2,3-furandion’un Bazı Hidrazinlerle Farklı Çözücü Ortamında Reaksiyonlarının Araştırılması
- Author
-
Bildirici, İshak, Genç, Hasan, ŞENER, AHMET, Mengeş, Nurettin, and Tozlu, İsrafil
- Published
- 2008
47. 3-Asetil-5-benzoil-2-fenil-6-metil-4(1H)-piron’un Mono Alkil Aminlerle Ekimolar Reaksiyonlarının İncelenmesi
- Author
-
ŞENER, AHMET, Genç, Hasan, Tozlu, İsrafil, Mengeş, Nurettin, Bildirici, İshak, and Tan, Meltem
- Published
- 2008
48. The behavior of soils in dynamic triaxial and torsional shear test systems
- Author
-
Şener, Ahmet, Özmen, Murat, Erken, Ayfer, and Kaya, Zülküf
- Published
- 2007
49. Zeminlerin Dinamik Üç Eksenli ve Burulmalı Deney sistemlerindeki Davranışı
- Author
-
ERKEN, A, KAYA, Zülküf, ŞENER, Ahmet, and Özmen, Murat
- Published
- 2007
50. Kirlenmiş İnce Daneli Zeminlerin Dinamik Davranışı
- Author
-
Kaya, Zülküf, Şener, Ahmet, Öz Eldem, Nursen, Er, Neşe, Sarı, Hasan, Yıldız, Şenol, Alp, Kadir, and Erken, Ayfer
- Abstract
Bu araştırmada Kemerköy katı atık depo tesis alanında çöp dolgusunda kullanılan ince danelizeminlerin dinamik davranışları ve elastisite modülleri üzerinde çöp sızıntı suyu miktarı ilesızıntı suyu ile etkilenme süresinin etkisi incelenmiştir. Arazi ile uygunluk sağlanmasıamacıyla Standart Proktor deneyi ile hazırlanmış temiz zemin numuneleri ile %5, 20, 50 ve 100sızıntı çöp suyu karıştırılarak hazırlanmış zemin numuneleri bekletilmeden ve 7, 30 ve 90 günbekletildikten sonra dinamik dinamik üç eksenli basınç deney sisteminde deneyler yapılmıştır.İlk aşamada maksimum elastisite modülü ölçülmüş ve arkasından kademeli yüklemeli dinamikdeneyler yapılarak elastisite modülü ile deformasyon arasındaki ilişki elde edilmiştir. Sızıntıçöp suyu oranı ve kür süresine bağlı olarak elastisite modülünün azaldığı belirlenmiştir.Anahtar Kelimeler: Sızıntı çöp suyu, elastisite modülü, kür süresi, kür oran
- Published
- 2007
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.