23 results on '"Öztürk, Birol"'
Search Results
2. The Role of Adenovirus in Hepatitis of Unknown Etiology Among Children in Turkey, July 2022 to January 2023
- Author
-
Demirbuğa, Asuman, Hançerli Törün, Selda, Metin-Akcan, Özge, Yücel, Aylin, Yahşi, Aysun, Bayhan, Gülsüm İclal, Emre, Irmak, Öztürk, Birol, Kaba, Özge, Kutluk, Günsel, Tural-Kara, Tuğçe, Erbaş, İrem Ceren, Özdem-Alataş, Şilem, Akça, Mehtap, Özgökçe- Özmen, Berfin, Aslan, Sevgi, Çakici, Özlem, Çay, Ümmühan, İşlek, Ali, Ceylan, Özgür, Çakmak Taşkin, Esra, Çelebi Çongur, Emel, Taşar, Selin, Doğan, Güzide, Mete Atasever, Neslihan, Önal, Zerrin, Karadağ Öncel, Eda, Türel, Özden, Caymaz, Canan, Yeşil, Edanur, Dalgiç, Nazan, Öncel, Selim, Parlakay, Aslinur Özkaya, Karbuz, Adem, Kepenekli, Eda, Yilmaz, Dilek, Somer, Ayper, Kuyucu, Nejdet, Belet, Nurşen, Kara, Ateş, and Korukluoğlu, Gülay
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. Congenital generalized lipodystrophy: The evaluation of clinical follow-up findings in a series of five patients with type 1 and two patients with type 4
- Author
-
Nilay Güneş, Kutlu, Tufan, Tekant, Gonca Topuzlu, Eroğlu, Ayşe Güler, Üstündağ, Nil Çomunoğlu, Öztürk, Birol, Onay, Hüseyin, and Tüysüz, Beyhan
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
4. CELIAC DISEASE SCREENING IN A LARGE DOWN SYNDROME COHORT: COMPARISON OF DIAGNOSTIC YIELD OF DIFFERENT SEROLOGICAL SCREENING TESTS
- Author
-
Uludağ Alkaya, Dilek, primary, Sözen, Seçil, additional, Öztürk, Birol, additional, Kepil, Nuray, additional, Erkan, Tülay, additional, Kutlu, Hüseyin, additional, and Tüysüz, Beyhan, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. CELIAC DISEASE SCREENING IN A LARGE DOWN SYNDROME COHORT: COMPARISON OF DIAGNOSTIC YIELD OF DIFFERENT SEROLOGICAL SCREENING TESTS.
- Author
-
ALKAYA, Dilek Uludağ, SÖZEN, Seçil, ÖZTÜRK, Birol, KEPİL, Nuray, ERKAN, Tülay, KUTLU, Tufan, and TÜYSÜZ, Beyhan
- Subjects
CELIAC disease ,MEDICAL screening ,DOWN syndrome ,SHORT stature - Abstract
Copyright of Journal of Istanbul Faculty of Medicine / İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi is the property of Istanbul Tip Fakultesi Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Congenital Heart Defects and Outcome in a Large Cohort of Down Syndrome: A Single-Center Experience from Turkey.
- Author
-
Alkaya, Dilek Uludağ, Öztürk, Birol, Ülker, Aylin Yüksel, Bozlak, Serdar, Öztürk, Esra, Dedeoğlu, Reyhan, Eroğlu, Ayşe Güler, Öztunç, Funda, and Tüysüz, Beyhan
- Subjects
- *
PATENT ductus arteriosus , *DOWN syndrome , *TETRALOGY of Fallot , *CONGENITAL heart disease , *MANN Whitney U Test , *DESCRIPTIVE statistics , *CHI-squared test , *KAPLAN-Meier estimator , *PROGRESSION-free survival , *DATA analysis software , *VENTRICULAR septal defects , *DISEASE risk factors - Abstract
Objective: Congenital heart defects occur in approximately 50% of children with Down syndrome and they contribute considerably to morbidity and mortality. The aim of this study is to investigate the prevalence, classification, and survival of congenital heart defects in Down syndrome. Materials and Methods: About 1731 Down syndrome patients who underwent echocardiography between 1986 and 2022 were evaluated. The median follow-up duration was 8.7 years (range 1-35.8 years). Congenital heart defect was grouped as cyanotic and acyanotic. Results: Among the 1731 patients, 52.1% had congenital heart defects. Congenital heart defect was significantly more common in females than males. The most common cardiac defect was ventricular septal defect (35%), followed by atrial septal defect (31.8%), atrioventricular septal defect (23.4%), tetralogy of Fallot (5%), and patent ductus arteriosus (3.6%). In the follow-up, 43.2% of atrial septal defect, 17.8% of ventricular septal defect, and a total of 20% of congenital heart defects were closed spontaneously. About 34.4% of congenital heart defect was corrected by cardiac surgery/intervention. Five-year survival rate was 97.4% in patients without congenital heart defects, whereas it was 95.6% in mild congenital heart defects and 86.1% in moderate to severe congenital heart defects. There was no relationship between consanguinity, parental age, maternal disease, folic acid supplementation before/during pregnancy, gestational age, birth weight, and congenital heart defects. Neuromotor development was similar in patients with and without congenital heart defects. Conclusion: We demonstrated that almost half of the patients had congenital heart defects; ventricular septal defect was the most common congenital heart defect type. This study is valuable in terms of the largest single-center study describing the classification, prognostic factors, and survival of Down syndrome patients with congenital heart defect from Turkey. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. Targeted Gene Panel Sequencing for Early-onset Inflammatory Bowel Disease and Chronic Diarrhea
- Author
-
Petersen, Britt-Sabina, August, Dietrich, Abt, Renate, Alddafari, Moudjahed, Atarod, Lida, Baris, Safa, Bhavsar, Hemant, Brinkert, Florian, Buchta, Mary, Bulashevska, Alla, Chee, Ronnie, Cordeiro, Ana I., Dara, Naghi, Dückers, Gregor, Elmarsafy, Aisha, Frede, Natalie, Galal, Nermeen, Gerner, Patrick, Glocker, Erik-Oliver, Goldacker, Sigune, Hammermann, Jutta, Hasselblatt, Peter, Havlicekova, Zuzana, Hübscher, Katrin, Jesenak, Milos, Karaca, Neslihan E., Karakoc-Aydiner, Elif, Kharaghani, Mahboubeh M., Kilic, Sara S., Kiykim, Ayca, Klein, Christoph, Klemann, Christian, Kobbe, Robin, Kotlarz, Daniel, Laass, Martin W., Leahy, T. Ronan, Mesdaghi, Mehrnaz, Mitton, Sally, Neves, João F., Öztürk, Birol, Pereira, Luis F., Rohr, Jan, Restrepo, Jessica L. R., Ruzaike, Gunda, Saleh, Nadia, Seneviratne, Suranjith, Senol, Ebru, Speckmann, Carsten, Tegtmeyer, Daniel, Thankam, Paul, van der Werff ten Bosch, Jutte, von Bernuth, Horst, Zeissig, Sebastian, Zeissig, Yvonne, Franke, Andre, and Grimbacher, Bodo
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
8. 246 Allergy or Anaphylaxis?
- Author
-
Levent, Ayşenur, primary, Altuntaş, Cansu, additional, Türkmenoğlu, Yelda, additional, Öztürk, Birol, additional, and Karbuz, Adem, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Growth Charts of Turkish Children With Down Syndrome
- Author
-
Tüysüz, Beyhan, Göknar, Nilüfer Topal, and Öztürk, Birol
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
10. Konaklama İşletmelerinin Seyahat Acentalarını Tercihlerinde Etkili Olan Faktörlerin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma
- Author
-
Öztürk, Birol, primary and Ergün, Emre, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
11. Konaklama işletmelerinin seyahat acentalarını tercihlerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesine yönelik bir araştırma
- Author
-
Öztürk, Birol, Kutukız, Doğan, and Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı
- Subjects
Turizm ,Travel agencies ,Occommodation enterprises ,Hotels ,Tourism ,Tourism marketing - Abstract
Başta turizm işletmeleri olmak üzere, günümüz işletmelerin birbirleriyle rekabet edebilmeleri, pazarlardaki yerlerini koruyabilmeleri ve belirledikleri hedeflere ulaşabilmeleri için paydaşlarla ilişki, etkileşim ve bağlılıklarının güçlü olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmada konaklama işletmelerinin, turizm sektöründe önemli bir paydaşı olan seyahat acentalarını tercihlerinde etkili olan faktörler araştırılmıştır. Araştırma evrenini, Fethiye ve Marmaris'te faaliyette bulunan konaklama işletmesinde istihdam edilen üst ve orta düzey yöneticiler oluşturmaktadır. Çalışmanın amaçlarını gerçekleştirebilmek için veri toplama yöntemi olarak anket tekniği seçilmiş ve hazırlanan anketle 400 konaklama işletmesi yöneticisinden amaçlı örnekleme yoluyla veri toplanmıştır. Tam ve eksiksiz cevaplanan 354 anket, SPSS 22.00 paket programı kullanılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Elde edilen bu verilere sırasıyla; frekans ve yüzde, açıklayıcı faktör analizi, t-testi, ANOVA ve regresyon analizleri uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda konaklama işletmelerinin seyahat acentalarını tercihlerinde etkili olan faktörler beş boyut olarak tespit edilmiştir. Bunlar; `Satış Artırma`, `Tanıtım ve Fiyat`, `İletişim ve Memnuniyet`, `Pazar Farklılığı` ve `Pazar Talebi` şeklinde isimlendirilmiştir. Bu faktörlerin konaklama işletmesi özelliklerine ve yöneticilerinin demografik durumlarına göre farklılık gösterip göstermediği de test edilmiştir. Buna göre; yöneticilerin çalıştıkları konaklama işletmesinin belge durumu, faaliyet süresi ve çalışılan seyahat acentası sayısına göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği; cinsiyet, yaş, eğitim durumu ve işletmedeki pozisyonlarına göre ise her hangi bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda bu çalışmamızda belirlenen beş faktör ile konaklama işletmelerinin seyahat acentalarıyla çalışmaktan duydukları memnuniyet düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.Anahtar Kelimeler: Konaklama İşletmeleri, Seyahat Acentaları, Turizm Pazarlaması A strong relation, interaction, loyalty between tourism businesses and their stakeholders is required for businesses in order to compete each other, to protect their situation in market and to reach their aims. The factors effective on accommodation businesses' travel agency choice were investigated. The research area was consisted of the middle and upper managers of accommodation businesses in Fethiye and Marmaris.A questionnaire was prepared in order to collect data and was applied to 400 accommodation business managers. 354 of them turned back and analyzed using SPSS 22 statistical package program. Frequency, factor analysis, t- Test, ANOVA and regression analysis were used in order to analyze the questionnaires.According to analysis; factors effective on accommodation businesses' travel agency choice were determined as 5 dimensions. These are named as `Increasing the sales`, `Promotion and Price`, `Communication and Satisfaction`, `Market Differentiation` and `Market Demand`. It was analyzed whether there was a difference between factors effective on accommodation businesses' travel agency choice and features of accommodation business and demographic characteristics of managers. According to results; a significant difference on hotel license, activity period and the number of travel agency which the hotel has been working with, was determined. On the other hand, there was no difference on gender, age, education level and position of managers. Also in this study, it was determined that there was a significant relationship between five dimensions and satisfaction level of accommodation managers to work with travel agencies. Keywords: Accommodation Businesses, Travel Agencies, Tourism Marketing 144
- Published
- 2018
12. Sağlıkta ve Hastalıkta Çocuk Beslenmesi
- Author
-
GÖKCE, İSMAİL KÜRŞAD, DURUK, GÜLSÜM, AKŞİT, SADIK, ÖZTÜRK, BİROL, ÖZGENÇ, FUNDA, ERTEM ŞAHİNOĞLU, DENİZ, DEMİR, HÜLYA, ÇOKUĞRAŞ, ALİYE FÜGEN, YAĞCI, RAŞİT VURAL, ARSLAN, NUR, DOĞAN, DERYA, SELİMOĞLU, MUKADDER AYŞE, ÖZDEMİR, RAMAZAN, YALAZ, MEHMET, and KÖKSAL, GÜLDEN
- Published
- 2018
13. SERMAYE YAPISI İLE FİRMA PİYASA DEĞERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BİST’DE KAYITLI TURİZM SEKTÖRÜNDE TESPİTİNE YÖNELİK BİR UYGULAMA
- Author
-
Kutukız, Doğan, Ergün, Emre, Öztürk, Birol, and Özdek, Emine
- Subjects
Research Subject Categories::SOCIAL SCIENCES::Business and economics - Abstract
Bilindiği gibi halka açik firmalarda, diğer işletmelerinin karlilik, süreklilik, pazar payini arttirma amaçlari yaninda firmanin piyasa değerini arttirmak önemli bir amaçtir. Firmalarin piyasa değerlerinin yükselmesinde firmanin içinde bulunduğu ekonomik genel durum, sektör durumu ve işletme yönetiminin verdiği kararlar, kurumsallaşma önemli olmaktadir. Bunlarla birlikte firmanin sahip olduğu varlik ve sermaye yapisi firmanin büyüklüğü, risk durumu, karlilik oranlari da firma değeri üzerinde önemli ölçüde etkiye sahiptirler. Bir başka ifadeyle, firmanin nasil bir performans gösterdiği firmanin piyasa değerini belirlemektedir. Sermaye pıyasalarinda firmalarin piyasa değerlerinin yükseltilmesi amaciyla firma kaynaklarinin nereden, hangi koşullarda ve hangi oranlarda sağlanacaği literatürde geniş bir şekilde araştirilmaktadir.Bu çalişmada, 2010-2015 dönemine ait bist-100 endeksine dahil olan turizm firmalarin sermaye yapilarina ait veriler kullanilarak, firmalarin değerleri ile sermaye yapilari arasinda bir ilişki olup olmadiği araştirilmiştir. Araştirmada kullanilan bağimli değişken piyasa değeri, bağimsiz değişkenler ise kisa vadeli borçlar/pasif toplami uzun vadeli borçlar/pasif toplami ve öz kaynaklar/pasif toplami ve diğer birçok oran alinmiştir. Araştirma yöntemi olarak korelasyon analizi ve panel veri analizi kullanilmiştir. Korelasyon analizi sonuçlarina göre firmalarin sermaye yapilarindaki değişimin firmalarin piyasa değerleri ile arasinda anlamli korelasyonlar olup olmadiği gözlemlenmiştir.Korelasyon analizi yapilmasinin amaci isletmenin sermaye yapisini belirleyen oranlarin piyasa değeri ile ilişkisini bağimsiz olarak incelemek olup iki değişken arasindaki ilişki, ikili ya da basit korelasyon ismi verilen basit korelasyon teknikleri kullanilmiştir. Panel veri analizi yöntemiyle, sermaye yapisini ve karliliğini gösteren oranlardan hangilerinin firma piyasa değeri üzerinde etkileri tespit edilmiştir., As we know, public companies and other enterprises, profitability, sustainability, increase its market share objectives alongside the firm's market value of the increase is an important goal. General rise in the market value of firms in the economic situation of the company, the industry situation and the decisions of business management, institutionalization is important. In addition to these company-owned assets and the size of the firm's capital structure, risk status, and rates of return on the value of the firm have a significant impact. In other words, the company was the performance in which the company's market value determined. Firms to raise resources from the capital markets, the market value of firms, and in what proportions the circumstances under which the investigation will be provided in the literature In this study, the BIST-100 index for the period 2010-2015, the tourism capital structure of firms using the data of the companies investigated whether there is a relationship between values and capital structure. Market value of the dependent variable used in this study, the independent variables in the short-term debt / total liabilities Long-term debt / total liabilities and shareholders' equity / total liabilities ratio, and many other were. Correlation analysis and Panel data analysis methods was used as a research tool. According to the results of the correlation analysis, the change in capital structure of companies with market values of companies and whether or not significant correlations were observed. The aim of the correlation analysis determines the capital structure of the business relationship with the market value of the ratios is to examine the relationship between two variables independently, in pairs or simple correlation-called simple correlation techniques. Panel data analysis methods, capital structure and profitability ratios showing the effects on the market value of the company which have been identified.
- Published
- 2016
14. İmportance of Rural Tourism in Rural Poverty Relief and an Application
- Author
-
Kutukız, Doğan, Uslu, Abdullah, Öztürk, Birol, Özdek, Emine, and Derinkök, Ahmet Emre
- Subjects
Research Subject Categories::SOCIAL SCIENCES - Abstract
Bu çalışmada Türkiye için önemli bir potansiyel arz eden kırsal turizmden ve kırsal yoksulluğun giderilmesinde kırsal turizmin ne derece önem arz edildiğinden bahsedilmiştir. Makalede öncelikle kırsal yoksulluk, kırsal turizm ve kırsal yoksulluğun ölçülme koşulları açıklanmıştır. SWOT Analiziyle kırsal turizmin kırsal alana etkileri belirtilmiştir. Dünya Turizm Örgütünün bu konuda ki çalışmaları değerlendirilmiştir. İnceleme konusu olarak ise Kütahya’nın Gediz ilçesi temel alınmıştır. Kırsal turizm faaliyetlerinin yerel işletme sahipleri üzerindeki etkileri ölçülmüştür. Sonuçları değerlendirildiğinde kırsal turizm faaliyetlerinin büyük ölçüde kırsal yoksulluğa etki ettiği saptanmıştır., Rural tourism provides local people cultural interaction and economic benefits alongside the development. At the same time, rural tourism is the income of people outside the agricultural income and the total increase in rural incomes and is consequently a rise in living standards in question. This study was mentioned that rural tourism supply How important is the elimination of a significant potential offered by rural tourism and rural poverty for Turkey. The article primarily rural poverty, rural tourism and measurement conditions are explained in rural poverty. Effects on rural areas of rural tourism with SWOT Analysis indicated. The World Tourism Organization's work in this matter was evaluated. The research was carried out on the enterprises in Gediz district of Kütahya. The effects of rural tourism activities on local business owners have been measured.. The results of the evaluation of rural tourism activities were found to be influenced largely rural poverty.
- Published
- 2016
15. Mardin Piyasasında Tüketime Sunulan Bulgurların Bazı Fiziksel Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının İstatistikî Kontrolü
- Author
-
ASLAN, Şerzan, ÇİMEN, Murat, CAN, Zuhal, and ÖZTÜRK, Birol
- Subjects
Bulgur,Türk Standardı,Mardin - Abstract
Bu çalışmada geleneksel gıda ürünlerimizden biri olan bulgurun kalitesi ile ilgili olan Türk Standartları Enstitüsü TS 2284 Bulgur Standardına ait referans değerler ile Mardin ilinde satışa sunulan bazı bulgurlardan elde edilen elek altına geçen kısımlara ait ortalama değerlerin istatistikî olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Söz konusu referans değerler ile araştırmada bulunan ortalama değerlerin karşılaştırılmasında Tek örnek T testinden yararlanılmıştır. Son yıllarda söz konusu istatistikî yöntem kullanılarak yapılan referans değerlere uygunlukları gösteren test sonuçlarını içeren araştırmalarda artış görülmektedir. Mevcut çalışmada Mardin piyasasından temin edilen bazı bulgur örneklerinin elek altına geçen kısmı ile beyazlı ve kızıl tane oranları ile ilgili analiz sonuçlarının yönetmelik hükümlerine uygunluğu araştırılmış ve yapılan istatistikî kontroller sonucunda Mardin ilinden elde edilen bulgur örneklerinin yönetmelik hükümlerine uygun olduğu belirlenmiştir. Pilavlık bulgurlarda elek altına geçen kısım Türk Standartlarında minimum %80 iken araştırmada % 95,5±0,4 olarak daha yüksek değerde (p< 0.01) bulunmuştur. Köftelik bulgurlarda elek altına geçen kısım Türk Standartlarında minimum % 90 iken araştırmada % 95,1±0,5 şeklinde istatistikî olarak daha yüksek ortalama değerde bulunmuştur (p< 0.01). Ayrıca beyazlı ve kızıl tane oranları her iki bulgur tipinde % (m/m) olarak en çok 1 olması gerekirken, beyazlı tane oranları pilavlık ve köftelik bulgurlarda sırasıyla 0,72+0,23 ve 0.76+0,01 olarak standartlara uygun bulunmuştur. Kızıl tane oranları ise yine pilavlık ve köftelik bulgurlarda sırasıyla 0,67+0,26 ve 0.65+0,11şeklinde standartlara uygun olarak belirlenmiştir.
- Published
- 2015
16. Effects of Environmental Chemicals and Drugs on Reproductive Endocrine System
- Author
-
Öztürk, Birol and Büyükgebiz, Atilla
- Subjects
Endokrin Bozucular ,Cinsel Gelişim ,Çocuklar - Abstract
Commonly found in ecosystems, endocrine disruptors are a large group of natural or synthetic compounds and xenobiotics that are toxic to the endocrine system of a living organism. The pesticides, herbicides, and hormonally active substances that are widely used in agriculture and industrial compounds are among the endocrine disruptors. Endocrine disrupters interfere with the immune system, thyroid functions, reproductive systems, and intrauterine life of a living organism. Endocrine disruptors show their oestrogenic, anti-oestrogenic, antiandrogenic, and androgenic effects by activating hormone biosynthesis, secretion, transport, degradation, receptors, or postreceptors. Effects of endocrine disruptors on male genital tract can be observed in estrogenic effects that cause delayed puberty, and, more importantly, reduction in androgen production of Leydig cells. Promycine, linuron, vinclozin, p,p’DDT, dioxin, phthalates, genistein, resveratrol, and bisphenol A are among the natural or synthetic chemicals that alter Leydig cell function. On the other hand, endocrine disruptors such as diethylstilbesterol, dichlorodiphenyltrichloroethane/dichlorodiphenyl-dichloro ethylene , methoxychlor, bisphenol A, polychlorinated biphenyls A, polychlorinatedbiphenyl, dioxins, and phthalates cause premature thelarche and precocious puberty with their estrogenic effects in girls. Atrazine, trenbolan acetate, lead, and vinclozis are among the other endocrine disruptors that may cause late puberty in girls. This article is a review of the recent publications that study the influences of endocrine disruptors on endocrine systems during puberty and adolescence, the growth and development periods of children, Commonly found in ecosystems, endocrine disruptors are a large group of natural or synthetic compounds and xenobiotics that are toxic to the endocrine system of a living organism. The pesticides, herbicides, and hormonally active substances that are widely used in agriculture and industrial compounds are among the endocrine disruptors. Endocrine disrupters interfere with the immune system, thyroid functions, reproductive systems, and intrauterine life of a living organism. Endocrine disruptors show their oestrogenic, anti-oestrogenic, antiandrogenic, and androgenic effects by activating hormone biosynthesis, secretion, transport, degradation, receptors, or postreceptors. Effects of endocrine disruptors on male genital tract can be observed in estrogenic effects that cause delayed puberty, and, more importantly, reduction in androgen production of Leydig cells. Promycine, linuron, vinclozin, p,p’DDT, dioxin, phthalates, genistein, resveratrol, and bisphenol A are among the natural or synthetic chemicals that alter Leydig cell function. On the other hand, endocrine disruptors such as diethylstilbesterol, dichlorodiphenyltrichloroethane/dichlorodiphenyl-dichloro ethylene , methoxychlor, bisphenol A, polychlorinated biphenyls A, polychlorinatedbiphenyl, dioxins, and phthalates cause premature thelarche and precocious puberty with their estrogenic effects in girls. Atrazine, trenbolan acetate, lead, and vinclozis are among the other endocrine disruptors that may cause late puberty in girls. This article is a review of the recent publications that study the influences of endocrine disruptors on endocrine systems during puberty and adolescence, the growth and development periods of children.Key Words: Endocrine Disruptors; Reproductive System; Children. Cinsel Gelişimi Etkileyen Çevresel Faktörler ve İlaçlar ÖzetEkosistem üzerinde çok yaygın olarak bulunan ve sayıları giderek artan doğal veya sentetik, hormonal olarak aktif, endokrin sisteme toksik olan maddelere ve ksenohormonlara endokrin bozucular denmektedir. Çevrede bulunan veya tarımda kullanılan haşere ilaçları, bitki koruyucular, bitkilerin hızlı büyümesini artıran hormonal ilaçlar ve endüstriyel maddeler endokrin bozucuların listesini oluşturmaktadır. Endokrin bozucular intrauterine döneme etki ederek konjenital malformasyonlara yolaçabildiği gibi; postnatal dönemde üreme, immun sistem ve tiroid fonksiyonlar üzerine de olumsuz etki gösterirler. Endokrin bozucular hormonların biyosentezini, salınımını, transportunu veya yıkımını reseptör veya postreseptör aktivasyon yoluyla etkileyerek; östrojenik, antiöstrojenik, antiandrojenik veya androjenik etkiler ile gösterirler. Endokrin bozucuların erkek genital sistem üzerine etkileri, östrojenik etkilerinden dolayı daha çok gecikmiş puberte olarak gözükmektedir ve en önemli etkisini Leydig hücrelerinin androjen üretimini azaltarak göstermektedir. Özellikle promycine, linuron, vinclozin, p,p’DDT, dioxin, fitalatlar, genistein, resveratrol ve bisphenol A Leydig hücre fonksiyonunu etkileyen doğal veya sentetik kimyasallar arasında yer almaktadır. Kızlarda ise diethylstilbesterol, dichlorodiphenyltrichloroethane /dichlorodiphenyl-dichloro ethiylene, methoxyklor, bisphenol A, polychlorinatedbiphenyl, dioxinler ve fitalatlar gibi endokrin bozucular, östrojenik etkileri ile erken telarş ve puberte prekoksa neden olmaktadır. Kızlarda geç puberteye neden olan endokrin bozucular ise atrazin, trenbolan asetat, kurşun ve vinclozindir. Bu yazı endokrin bozucuların, hızlı büyüme dönemindeki çocukluk çağı ve adölesanların sürekli gelişim ve değişim halinde olan endokrin sistemleri üzerine etkilerini son yayınlar ışığında gözden geçirmektedir.Anahtar Kelimeler: Endokrin Bozucular; Cinsel Gelişim; Çocuklar.
- Published
- 2015
17. Mardin İlinde Üretilen Pilavlık ve Köftelik Bulgurların Kimyasal Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi
- Author
-
CAN, Zuhal, ÇİMEN, Murat, ASLAN, Şerzan, and ÖZTÜRK, Birol
- Subjects
Buğday,bulgur,standart - Abstract
Bu araştırma Mardin ilinde üretilen pilavlık ve köftelik bulgurların kimyasal özelliklerinin Türk standartlarına uygunluğunu araştırmak amacıyla yapılmıştır. Veriler 2014 yılının Temmuz ayında Mardin ili Çağdaş Bulgur fabrikasından elde edilmiştir. Verilerin analiz sonuçları SSPS paket programı kullanılarak istatistikî kontrole tabi tutulmuştur. Buğday örnekleri için Türk Standartları referans değer olarak alınmış ve standart değerlerle karşılaştırmada Tek örnek t testi analizi uygulanmıştır. Yaptığımız araştırmada Mardin piyasasında temin edilen pilavlık ve köftelik bulgurların kimyasal özelliklerinin Türk Standartlarına uygun oldukları belirlenmiştir. Pilavlık bulgurda bulunan rutubetin Türk standartları değeri en çok %13 iken araştırmada %12,05 olarak bulunmuştur (p< 001). Külün Türk standartları değeri en çok %2,0 iken araştırmada %1,33 bulunmuştur (p< 001). Protein değerinin Türk standartları değeri en az %11 iken, araştırmada %12, 32 olarak bulunmuştur (p< 001). Köftelik bulgurda rutubetin Türk standartları değeri en çok %13 iken, araştırmada %11,74 olarak bulunmuştur (p< 001). Külün Türk standartları değeri en çok %2,0 iken araştırmada %1,27 bulunmuştur (p< 001). Protein değerinin Türk standartları değeri en az %11 iken araştırmada %11,28 olarak bulunmuştur (p< 001). Araştırmada Temmuz ayına ait pilavlık ve köftelik bulgurların rutubet, protein, kül değerlerinin Türk Standartlarına uygun oldukları belirlenmiştir.
- Published
- 2014
18. A STUDY ON CRITERIA CONSIDERED BY ACCOMODATION BUSINESSES ON TRAVEL AGENCY CHOICE
- Author
-
ÖZTÜRK, BİROL, primary
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
19. Adolesan bir genç kızda AIDS: Hekimler için bir uyarı
- Author
-
Camcıoğlu, Yıldız, Akçakaya, Necla, Çokuğraş, Haluk, Diren, Şükufe, Öztürk, Birol, and Erturan, Zayre
- Abstract
Cryptococcal meningitis CM is the most common invasive and potentially life threating opportunistic deep fungal infection in patient with acquired immune deficiency syndrome AIDS The first AIDS associated CM seen in our Department of Pediatrics in the last two decades is described here A sexually active adolescent girl 16 years of age was admitted with fever diplopia headache and malaise Signs of meningeal inflammation were positive Oral candidiasis was also observed She had anemia severe lymphopenia lt;50 mm 3 and hypergammaglobulinemia Cryptococcus Neoformans was demonstrated in CSF and blood by Indian ink staining and culture ELISA and western blot for HIV was found to be positive The thoracic radiography was normal The Magnetic Resonans Imaging of brain showed some alteration in gray and white matter diffusely Monotherapy with Flucanazole 400 mg day was started immediately But at the second day of therapy she deteriorated had somnolence and seizures Intracranial hypertension occured She died after had been transported to a special clinic for AIDS patients This was her first nospitalization due to cryptococcal infection Mass education campaigns for adolesences about HIV should promptly carry on in developing countries where HIV is endemic Key words: AIDS adolescent cryptococcal meningitis, Kriptokok menenjiti AİDS hastalarında hayatı tehdit eden ve en sık görülen fırsatçı infeksiyonların başında gelmektedir Bu yazıda; kliniğimizde son 20 yıldır ilk kez gördüğümüz kriptokok menenjiti tanısından yola çıkarak AİDS tanısı konulan adölesan kız hasta sunulmuştur Ateş halsizlik kusma baş ağrısı ve çift görme şikayetleri olan 16 yaşındaki seksüel aktif kız hastanın yapılan tetkiklerinde; anemi ciddi lenfopeni lt;50 mm3 ve hipergammaglobulinemisi vardı Hastanın kan ve BOS örneklerinin çini mürekkebi ile incelenmesinde ve kültürlerinde Cryptococcus Neoformans tespit edildi ELISA ve Western blot testleri HIV pozitif olarak bulundu Akciğer grafisi normal olan hastanın kranial magnetik resonans incelemesinde beyaz ve gri cevheri tutan yaygın hipointense lezyonlar mevcuttu Hasta Rukonazole 400 mg gün monoterapisi ve trimethoprim sulfametaksazole profilaksisine alındı Ancak tedavinin ikinci gününde kliniği kötüleşen generalize tonik klonik konvulsiyonları olan hastanın intrakranial hipertansiyonu olduğu saptandı Kriptokok enfeksiyonuna bağlı olarak ilk kez hastaneye yatırılmış olan hasta Sağlık Bakanlığı na bağlı bir hastaneye Glaskow Koma Skoru 6 olarak sevk edildikten birgün sonra exitus olduğu öğrenildi Bu vaka ülkemizdeki HIV enfeksiyonu epidemiyolojisine dikkat çekmek üzere sunulmuştur Gelişmekte olan ülkelerde adolesanları HIV infeksiyonlarından korumak için eğitim kampanyaları başlatılmalıdır Anahtar kelimeler: AIDS adolesan kriptokok menenjiti
- Published
- 2014
20. High risk behaviors among high school students in Istanbul
- Author
-
ERCAN, Oya, ALİKAŞ, Müjgan, ERGİNÖZ, Ethem, ALBAYRAK, Deniz Kaymak, BİROL, Halil İbrahim, ZEYBEK, Çiğdem Aktuğlu, ÖZTÜRK, Birol, UYSAL, Ömer, and İLTER, Özdemir
- Subjects
education - Abstract
A study was conducted to determine the health status and health behaviour among İstanbul high school students and to compare the prevalence and patterns of these behaviours by gender and grades This cross sectional study involved the completion of a modified version of Health Behaviour in School Age Children HBSC 1997 1988 questionnaire by 4153 grade 9 11 students from randomly selected 26 general or vocational high schools in Istanbul Forty seven percent n=1955 of the sample were female and 53 n=2198 of the sample were male Approximately equal numbers of subjects were recruited from grades 9 n=1324 32 10 n=1511 36 and 11 n=1318 32 The mean age of the sample was 16 4±1 10 years Forty four percent n=1811 of the students had tried cigarette smoking and 14 of the students reported that they smoked cigarette daily Sixty one percent n=2476 of the students had tried alcoholic drinks and 11 n=435 of the students reported that they have been taking alcohol once a month or more recently Seven percent n=283 of the students had tried illicit drug or and inhalant or and non prescribed antidepressant and sedative or and anabolic steroid Twenty eight percent n=1757 of the students reported that they did not exercise even once every week 56 n=2326 of the students reported that they exercised one hour a week Twenty six percent n=1090 of the students reported that they watched TV at least 4 hours a day and 21 n=885 of the students reported that they played computer games 4 6 hours or more a week The percentage of the respondents drinking soft drink was 64 n=2662 eating cakes pastries was 34 n=1430 eating fried potatoes chips was 34 n=1430 eating candy chocolate was 60 n=2505 and drinking tea coffee was 75 n=3137 ; each being experimented at least once a day Seventeen percent n=709 of the students reported that they did not brush their teeth less than once a day Eight percent n=332 of the students reported that they were on a diet Fifty six percent n=2332 of the students reported that they did not wear a seat belt regularly; 96 n=1396 1459 reported that they drove without a driving licence Thirty percent n=1255 of the students reported that they were bullied at school 7 n=309 of the students reported that they were bullied with a weapon 18 n=768 of the students reported that they bullied with others 8 n=345 of the students reported that they carried a weapon 41 n=1720 of the students reported that they were in a physical fight at least once during the past 12 months and 7 n=274 of the students reported that they were at least once during the past 12 months in a physical fight in which they were injured Eighteen percent n=731 of the students were sexually active female: n=37; 19 male: n=694; 33 : sixty six percent n=456 of these students had an unprotected sexual intercourse at least once during their lifetime nbsp; The results of this study shows that health risk behaviours are commonly seen in Istanbul high school students Thus prevention and intervention programs addressing the need of our youth should be developed both in the educational and in the health care setting Priority should be given to smoking drinking eating habits motor vehicle accidents and violence Key words: Adolescence risk behaviors health, İstanbul lise gençlerinin sağlık durumları ve sağlıkla ilgili riskli davranışları hakkında bilgi sahibi olabilmek ve bu davranışların sınıflara ve cinsiyetlere göre dağılımını belirleyebilmek amacı ile öğrencilerin kendilerinin okuyup cevaplandırdıkları soruların değerlendirilmesine dayanan kesitsel tanımlayıcı bir araştırma planlandı Araştırmada kullanılan veri toplama aracı Dünya Sağlık Örgütü nün 1998 yılında yaptığı Okul çağındaki çocukların sağlıkla ilgili davranışları adlı araştırmanın soru formu idi Araştırmaya İstanbul ilinde 26 lise ve lise dengi meslek okulunda okuyan 4153 öğrenci dahil edildi Öğrencilerini 955 i 47 kız 2198 i 53 erkek; 1324 ü lise 1 sınıf 32 1511 i 36 lise 2 sınıf 1318 i 32 lise 3 sınıf öğrencisiydi Öğrencilerin yaş ortalaması 16 4 ± 1 10 yaş idi Araştırmamızın sonuçlarına göre öğrencilerin 44 ü n=1811 sigara içmeyi denemişti ve 1 4 ü n=597 her gün sigara içiyordu Yaşamı boyunca en az bir kez alkollü içki içmiş olan öğrenci oranı 61 n=2476 ayda en az bir kez alkollü içki içtiğini ifade eden öğrenci oranı ise 25 n=435 idi Öğrencilerin 7 si n=283 yaşamı boyunca en az bir kez madde kullanımı bildirdi Bin yüz elli yedi öğrenci 28 haftada bir defadan az egzersiz yaptığını 2326 sı 56 haftada bir saatten az süreyle egzersiz yaptığını belirtti Günde en az 4 saat televizyon izleme n=1090 26 ve haftada en az 4 6 saat bilgisayar oyunu oynama n=885 21 davranışları oldukça yaygın olarak saptandı Günde en az bir kez olmak üzere öğrencilerin 2662 si 64 meşrubat içtiğini 1163 ü 28 kek pasta yediğini 1430 u 34 patates kızartması cips yediğini 2505 i 60 şeker çikolata yediğini 1487 si 36 hamburger sosis salam yediğini 3137 si 75 ise çay kahve içtiğini belirtti Öğrencilerin 709 u 17 dişlerini günde 1 kere dahi fırçalamıyordu Perhiz yapmakta olduğunu belirten öğrenci sayısı 332 8 idi İki bin üç yüz otuz iki öğrenci 56 arabada emniyet kemerini her zaman takmadığını araba kullandığını belirten öğrencilerin 1395 1459 u 96 ehliyeti olmadığı halde araba kullandığını belirtti Öğrencilerin 30 u n=1255} okulda zorbalığa uğradığını 7 si n=309 silahla zorbalığa uğradığını 18 i n=768 diğer Öğrencilere zorbalık yaptığını 8 i n=345 silah taşıdığını 41 i n=1720 son 12 ay içinde en az bir kez kavga ettiğini 7’si n=274 en az bir kez yaralanmasına neden olacak şekilde kavga ettiğini belirtti Otuz yedisi kız öğrenciler olmak üzere toplam 731 18} öğrenci cinsel olarak aktif olduğunu cinsel olarak aktif olan erkek öğrencilerin 66 sı n=456 en az bir kez prezervatif kullanmadan cinsel ilişkiye girdiğini belirtti Araştırmamızın sonuçlan ilimiz lise gençlerinde sağlığı riske sokan veya sağlığı direkt olarak etkileyebilen davranış biçimlerinin yaygın olduğunu bu nedenle okullarda ve sağlık sistemi içinde ergenlere yönelik olarak hazırlanmış koruyucu ve müdahale edici programların geliştirilmesi gerektiğini düşündürmektedir Yine araştırmamızın sonuçları bu programların öncelikli olarak sigara ve alkol kullanımının sağlıksız beslenmenin trafik kazalarının ve şiddetin engellenmesine yönelik olması gerektiğini göstermektedir Anahtar kelimeler: Adolesan riskli davranışlar sağlık
- Published
- 2014
21. Down sendromu'nda konjenital kalp hastalığı: 566 hastada prevalansı ve prognozu etkileyen faktörlerin incelenmesi
- Author
-
Öztürk, Birol, Tüysüz, Beyhan, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Child Health and Diseases - Abstract
ÖZET Down Sendromu (DS) en sık görülen kromozomal hastalık olup en belirgin özelliği büyüme ve mental geriliktir. Konjenital kalp hastalığı (KKH), DS'lu hastaların %40-45'inde gözlenmektedir. Konjenital kalp hastalığının varlığı DS'lu hastaların prognozlarına etki eden en önemli faktördür. Bu çalışmanın amacı, DS'lu çocuklardaki KKH prevalansının ve tiplerinin belirlenmesi ve KKH olan hastaların prognozunu etkileyenKonjenital kalp hastalığı olan 188 DS'lu hasta içinde 56 olguyla AVSD (%29.8) en sık görülen KKH tipi idi. Bunu 49 olguyla VSD (%26), 46 olguyla ASD sekundum (%24.5), 13 olguyla PDA (%16.9) ve 9 olguyla TOF (%4.8) takip ediyordu. Konjenital kalp hastalığı olan 17 olgunun ilk başvurularındaki muayenelerinde üfürüm ve/veya KKH'nı düşündürecek diğer muayene bulgularına rastlanılmadı. Asemptomatik olan, ancak ekokardiyografilerinde KKH tespit edilen bu grupta en sık 9 olguyla ASD sekundum yer alıyordu. Konjenital kalp hastalığı olan 188 DS'lu olgunun 62'sinin anne yaşı 35 ve üzerindeydi. Ancak anne yaşı yüksekliği ile KKH olan DS'lu olgu sayısı arasında istatistiksel bir ilişki bulunmadı (p=0.386). Ayrıca, KKH olan DS'lu olguların kromozom analizi tipleri arasında da anlamlı bir ilişki saptanmadı. Down Sendrom'lu hastalarımızda KKH'dan sonra en sık rastlanan konjenital malformasyon, 9 olguyla gastrointestinal anomaliler idi. Down Sendrom'lu olgularımızdan ölen 14 hastanın 13'ünün sebebi KKH idi ve 7 olgu ile AVSD en sık ölüme sebep olan KKH olarak göze çarptı. Çalışmanın sonucunda, yakın takibe alınan ve tüm olgulara ekokardiyografi önerilen DS'lu hastalardaki KKH prevalansı, yakın takibe alınamamış olgulara göre daha yüksek bulunmuştur. Konjenital kalp hastalığı, DS'lu olguların prognozunu doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle kardiyolojik muayenesinde özelliği olsun veya olmasın her DS'lu olgunun ekokardiyografik incelemeye alınması gerekmektedir. 60 71
- Published
- 2001
22. KIRSAL YOKSULLUĞUN GİDERİLMESİNDE KIRSAL TURİZMİN YERİ VE BİR UYGULAMA.
- Author
-
KUTUKIZ, Doğan, USLU, Abdullah, ÖZTÜRK, Birol, ÖZDEK, Emine, and DERİNKÖK, A. Emre
- Abstract
Copyright of Journal of International Social Research is the property of Journal of International Social Research and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
23. Clinical immunology Retinol-binding protein 4 levels are related to maternal triglyceride levels
- Author
-
Güdücü, Nilgün, primary, İşçi, Herman, additional, Görmüş, Uzay, additional, Gönenç, Gökçenur, additional, Yiğiter, Alin Başgül, additional, Öztürk, Birol, additional, and Dünder, İlkkan, additional
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.