Search

Septorinoplasti (SRP) günümüzde en sık uygulanan fasiyal plastik girişimlerden birisidir. Septorinoplastide sadece burnun eksternal görüntüsü değil, fonksiyonel özellikler de gözetilmelidir. Burun tıkanıklığı olan bir SRP adayı, cerrahi sonrasında da burun tıkanıklığının devam etmesi ve buna bağlı olabilecek koku alma bozukluğu gibi problemler yaşayabilmektedir.Bu çalışmada, septorinoplasti uygulanan hastaların preoperatif ve postoperatif burun tıkanıklığı ve koku almada zorluk şikayetleri; fizik muayene, nazal endoskopik muayene ve Sniffin Sticks Genişletilmiş Olfaktör Test ve Olfaktör Farkındalık Anketi yardımıyla, subjektif ve objektif olarak değerlendirilip, SRP'de internal nazal valvi genişletmek amacıyla septal kartilajdan alınan spreader greft kullanılan ve upper lateral kartilaj transpozisyonu(otospreader greft) kullanılan hasta gruplarının subjektif ve objektif verileri karşılaştırılıp nazal olfaktör fonksiyon üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.İncelenen parametreler olan olfaktör eşik, ayırt etme ve saptama ele alındığında; spreader greft kullanılan Grup 1 hastalarda postoperatif eşik, ayırt etme ve saptama değerlerinde artış görülmüş ancak istatistiksel olarak anlamlı (p>0.05) bulunmamıştır. Grup 1 hastalarda yapılan olfaktör farkındalık anketi (OFA) sonuçları incelendiğinde postoperatif dönemde, preoperatif döneme göre anlamlı (p0.05) değişiklik izlenmemiştir. Preoperatif ve postoperatif OFA sonuçları incelendiğinde; postoperatif dönemde anket skorunda anlamlı (p0.05) farklılık izlenmemiştir. Çalışmamız nazal sirkülasyon artışının olfaktör fonksiyondaki iyileşme üzerine etkisini göstermekle birlikte; bu etki koku alma eşiği ve yüksek bir olfaktör fonksiyon olan saptama değerinde gösterilebilmiştir. Bu durum literatürde yapılan diğer çalışmalarda belirtilen, fiziksel etkenlerin yüksek olfaktör fonksiyonlara etkisinin daha az olduğu sonucunu vermektedir. Ayrıca bu sonuçlar, nazal orta çatı rekonstrüksiyonunda greft kullanılmasının olfaktör fonksiyonu iyileştirdiği yönünde sonuçlanan diğer çalışmaları desteklemekle birlikte; greft tipleri arasında olfaktör fonksiyon ve koku alma hissi farklılığı açısından anlamlı fark istatistiksel olarak kanıtlanamamıştır. Septorhinoplasty (SRP) is one of the most commonly used facial plastic procedures. In the septorhinoplasty operation, not only the external image of the nose but also the functional properties of the nose should be observed. A candidate for a septorhinoplasty operation with nasal obstruction may experience problems such as continuing nasal obstruction and malodor impairment after surgery.In this study, preoperative and postoperative nasal obstruction and difficulty in smelling of patients who underwent septorhinoplasty; evaluated subjectively and objectively with physical examination, nasal endoscopic examination and Sniffin Sticks Extended Olfactory Test and Olfactory Awareness Scala. We compared preoperatively and postoperatively, subjective and objective data of 2 patient groups using spreader grafts from septal cartilage (Group 1) and upper lateral cartilage transposition (autospreader graft)(Group 2) to expand the internal nasal valve and evaluate the effect of the surgery on nasal olfactory function.Considering the examined parameters of Sniffing Sticks Extended Olfactory Test: Olfactor threshold, discrimination and identification; Postoperative threshold, discrimination and identification values were increased in Group 1 patients using spreader grafts but not statistically significant (p> 0.05). When the results of Olfactory awareness Scala were examined in Group 1 patients, postoperative improvement was significant (p 0.05) was observed. When the results of preoperative and postoperative Olfactory Awareness Scala were examined; a significant (p 0.05) in preoperative and postoperative Sniffin Sticks Extended Olfactory Test and Olfactory Awareness Questionnaire results between groups.Our study showed that the increase of nasal circulation had an effect on the improvement of the olfactory function; this effect can be shown at the olfactory threshold and at the threshold of identification which is a high olfactor function. These results support the conclusion that, in other studies in the literature, the effect of physical factors about nasal cavity on high olfactory functions is less. In addition, these results support other studies that conclude that graft use in nasal medial roof reconstruction improves olfactory function, but there is no statistically significant difference in graft type between olfactory function and olfactory sense difference. 105

Amaç: Bu çalışmanın amacı toplumda sık görülen otoimmün Çölyak hastalarında vestibüler uyarılmış miyojenik potansiyeller(vemp),video head impuls test (vhit) ve odyometrik incelemeler ile odyovestibulopati değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 2013-2015 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Gastroenteroloji bölümünde takipli 18-65 yaş arası 31 Çölyak hastası ile 30 gönüllü sağlıklı birey alındı. Her iki gruba odyometri timpanometri ve akustik refleks ile odyolojik, VEMP ve VHİT ile vestibüler değerlendirme yapıldı. Tüm katılımcıların Anti doku transglutaminaz Ig A değerleri ve hasta bireylerin hastalık süreleri dokumente edildi.Bulgular:Çalışmaya yaş ortalamaları 35,9±12,8 yıl olan 11 erkek 20 kadın toplam 31 hasta ve yaş ortalamaları 37,6±11,6 yıl olan 14 erkek 16 kadın toplam 30 sağlıklı kontrol grubu dahil edildi. Saf ses eşiklerihasta ve sağlıklı grup arasında karşılaştırıldığında istatistiksel anlamlı fark bulunmadı. Ancak antikor seviyesi yüksek grupta yüksek frekanslarda işitme eşikleri istatistiksel anlamlı bulundu. VEMP testinde gruplar arası anlamlı fark bulunmadı. vHIT testinde 6 semisirküler kanalın VOR (vestibülooküler refleks) kazançları karşılaştırıldığında hasta grubunda sağ anterior kanalda istatistiksel anlamlı düşüş izlendi.Sonuç: Bu çalışmada elde ettiğimiz nicel veriler ışığında antikor seviyesi ve hastalık süresinin artışı saf ses eşiklerini etkileyeceği yönündedir Objective: The purpose of this study is to evaluateaudiovestibular system of Celiac Disease patients with performing vHIT, VEMP and audiological tests.Materials and Methods: In our study, 31 Celiac patients and 30 healthy people who applied to Cerrahpasa Medical School Department of Gastroenterology were accepted as volunteers between 2013-2015. Audiological evaluation is made with audiometry,tympanometry and acustic reflex tests; vestibuler evalution is made with VEMP and VHIT. Anti tissue tranglutaminse Ig A levels of all volunteer's and the duration of the disease have been documented.Results: A total of 31 patients (11 male and 20 female) with a mean age of 35,9±12,8 years and 30 healthy controls (14 male and 16 female) with a mean age of 37,6±11,6 years were included into this study. Comparison of pure tone averages of patient and control groups is not reveal a statistically significant difference. However, hearing threshold averages of the high antibody group at high frequencies were significantly different. No significant difference was observed in the VEMP test. In the vHIT test, when 6 semicircular canals were compared for VOR (vestibuloocular reflex) gains, a significant decrease was observed at the right anterior canal in the patient group.Conclusion: Quantitavie outcomes that we obtained in this study represented that increasing level of antibody and the duration of disease have an effect upon püre tone thresholds. 109

Bu araştırma İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fak. Kulak Burun Boğaz A.B.D de Koklear İmplantasyon yapılan çocuklarda işitme yetisini kazanan hastalarda davranış değişikliklerinin incelenmesi amacı ile planlanmıştır. Araştırma grubunu, oluşturan Mart 2012 ? Aralık 2012 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı?nda Koklear İmplant yapılan 4-18 yaş arası 30 hasta basit rastgele örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Vakaların seçiminde cinsiyet ve sosyal seviye farkı gözetilmemiştir. Hasta seçiminde; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Odyoloji Merkezinde en az 3 ay ve üzeri takip edilmeleri kriterleri göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmaya katılacak hastalar ve yakınları yapılacak araştırma hakkında bilgilendirilmiştir. Ebeveynler operasyon öncesi ve sonrası verdiğimiz CBCL formlarını elden doldurmuşlardır. Koklear İmplantasyon yapılmış çocuklardaki davranış değişikliklerini belirlemek amacı ile 4-18 Yaş Çocuk ve Gençler İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Check List for Ages 4-18-CBCL) kullanılmıştır. Araştırmada deneysel işlemden elde edilen verilerin analizinde t testi ve Pearson Korelasyon analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, 4-18 Yaş Çocuk ve Gençler İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Check List for Ages 4-18-CBCL) Formu?ndan elde etikleri öntest ve sontest puanları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı (p