92 results on '"Özdemir, Muhsin"'
Search Results
2. The Role of COVID-19 on Sustainability in Tourism Industry Through Green Marketing Perspective and A Conceptual Model Proposal on Virtual Reality Tourism
- Author
-
ÖZDEMİR, Muhsin Tamer and GÖKBULUT ÖZDEMİR, Özge
- Subjects
İşletme ,Green Marketing ,Green Tourism ,Sustainability ,Virtual Reality ,COVID-19 ,Yeşil Pazarlama ,Yeşil Turizm ,Sürdürülebilirlik ,Sanal Gerçeklik ,Management - Abstract
Environmental issues have become one of the most important problems the world has to deal with today. Due to the growing awareness of the threats posed by environmental issues, there has been a shift in consumer focus toward environmental concerns. Virtual reality tourism, which has also been called "eco-tourism," has been showing signs of increased activity, according to recent researches. Although virtual tourism may not provide the same experience as a real visit to a natural site, it is nonetheless gaining popularity, not just because of the prior global COVID-19 based travel restrictions and economic crises, but also because of new, game-changing technological developments and increased awareness of the environmental issues by the travelers. Despite the expectations that this popularity will be short-lived with the end of the pandemic, the continued positive user experience for virtual reality tourism during the pandemic period will be correlated with the level of the desire of ecologically conscious consumers to forego the pleasure of traditional travel and increased user adjustment to digital solutions.In this paper, initially the concept of sustainability and green marketing is discussed on the basis of tourism industry. The study also focuses on the available literature in order to acquire a deeper comprehension of the applications of immersive technologies in the tourism sector within the perspective of sustainability. Besides the ability of virtual experiences to be seen as a substitute for traditional tourism, the impact of crisis situations -such as COVID-19- on that potential is examined. Finally, challenges of virtual tourism as an emerging industry within the framework of sustainability and implications for the sustainable development of both real-world and virtual tourism are discussed., Çevre sorunları, günümüzde dünyanın uğraşmak zorunda olduğu en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Çevresel sorunların oluşturduğu tehditlere ilişkin artan farkındalık nedeniyle, tüketici odağında çevresel kaygılara doğru bir kayma olmuştur. Bununla birlikte, "Eko-turizm" olarak da adlandırılan sanal gerçeklik turizmi, son araştırmalara göre artan bir ilgiyle karşılanmaktadır. Sanal gerçeklik turizmi, doğal bir alana gerçek bir ziyaretle aynı deneyimi sağlamasa da, yalnızca geçtiğimiz dönemde yaşanan küresel COVID-19 tabanlı seyahat kısıtlamaları ve ekonomik krizler nedeniyle değil, aynı zamanda oyunun kurallarını değiştiren yeni teknolojik gelişmeler ve çevresel konularda artan farkındalık nedeniyle de popülerlik kazanmaktadır.Pandeminin sona ermesi ile birlikte, bu popülaritenin kısa ömürlü olacağı yönünde beklentiler olsa da, pandemi döneminde sanal gerçeklik turizmine yönelik oluşan olumlu kullanıcı deneyiminin devamı, ekolojik olarak bilinçli tüketicilerin geleneksel seyahatin zevkinden vazgeçme isteğinin ve güncel teknolojilere yönelik artan kullanıcı adaptasyonunun seviyesi ile ilişkili olacaktır.Bu bildiride öncelikle sürdürülebilirlik ve yeşil pazarlama kavramları turizm endüstrisi temelinde ele alınmıştır. Çalışma aynı zamanda sanal gerçeklik teknolojilerinin turizm sektöründeki uygulamalarını sürdürülebilirlik perspektifi içinde daha derinden kavramak için mevcut literatüre odaklanmaktadır. Bununla birlikte, sanal deneyimlerin geleneksel turizmin yerini alma potansiyeli ve COVID-19 gibi kriz durumlarının bu potansiyel üzerindeki etkisi incelenmiştir. Son olarak, sürdürülebilirlik çerçevesinde gelişmekte olan bir endüstri olarak sanal gerçeklik turizmin zorlukları, hem gerçek dünya hem de sanal gerçeklik turizminin sürdürülebilir gelişimi için çıkarımlar ile birlikte tartışılmaktadır.
- Published
- 2022
3. THE ROLE OF COVID-19 ON SUSTAINABILITY IN THE TOURISM INDUSTRY THROUGH GREEN MARKETING PERSPECTIVE AND A CONCEPTUAL MODEL PROPOSAL ON VIRTUAL REALITY TOURISM.
- Author
-
ÖZDEMİR, Özge GÖKBULUT and ÖZDEMİR, Muhsin Tamer
- Subjects
COVID-19 pandemic ,CORPORATE sustainability ,TOURISM marketing ,VIRTUAL reality ,GREEN marketing - Abstract
Copyright of Journal of Marketing & Marketing Research / Pazarlama ve Pazarlama Araştırmaları Dergisi is the property of Pazarlama & Pazarlama Arastirmalari Dernegi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Genomic alterations in low-grade, anaplastic astrocytomas and glioblastomas
- Author
-
Arslantas, Ali, Artan, Sevilhan, Öner, Ülkü, Müslümanoglu, M. Hamza, Özdemir, Muhsin, Durmaz, Ramazan, Arslantas, Didem, Vural, Murat, Cosan, Erhan, and Atasoy, Metin Ant
- Published
- 2007
- Full Text
- View/download PDF
5. FISH analysis with locus-specific probes in sperm from two translocation carrier men
- Author
-
Duran, Beyhan, Ozön, Yavuz Hakan, Özdemir, Muhsin, Artan, Sevilhan, Basaran, Nurettin, Basaran, Seher, and Ozkinay, Cihangir
- Published
- 1999
6. ALTI SİGMA PROJELERİNİN BULANIK COPRAS YÖNTEMİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ: BİR ÜRETİM İŞLETMESİ ÖRNEĞİ
- Author
-
ÇAKIR, Engin and ÖZDEMİR, Muhsin
- Subjects
Altı Sigma Projeleri,Proje Değerlendirme,Bulanık COPRAS,Bulanık AHP ,Social ,Sosyal - Abstract
Üretim ve hizmet sektöründe geniş bir kullanım alanı olan altısigma yöntemi, özellikle projeye dayalı süreç iyileştirmelere odaklanmaktadır.İşletmelerde belirlenen problemleri ortadan kaldırmayı amaçlayan altı sigmaprojeleri arasından, öncelikli olarak ele alınacak projenin seçimi çok kriterlibir karar verme problemidir. İşletmelerin karar organı olan üst kademeyöneticileri birçok kriteri dikkate alarak projeleri değerlendirmekte ve budeğerlendirmelere bağlı kalarak altı sigma projelerini seçmektedirler. Buçalışmanın amacı, karar vericilerin seçim yapmakta zorlandıkları altı sigmaprojelerinin bulanıklaştırılmış çok kriterli karar verme tekniklerinden bulanıkCOPRAS (COmplex PRoportional ASsesment – Karmaşık Nisbi Değerlendirme)yöntemiyle değerlendirilmesi ve en iyi projenin seçilmesidir.Yöntem Aydın ASTİM Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyetgösteren bir üretim işletmesinde uygulanmıştır. İşletmedeki üst düzeyyöneticilerin önerileri ile hataları minimize ederek işletmeye katkısağlayabilecek 11 altı sigma projesinin değerlendirmeye alınması uygunbulunmuştur. Bu projelerin değerlendirilmesi için 15 kriter belirlenmiş,belirlenen bu kriterler bulanık AHP (Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi)yöntemi ile ağırlıklandırılmış ve her bir altı sigma projesi bulanık COPRASyöntemiyle değerlendirilerek, en uygun altı sigma projesi seçilmiştir.
- Published
- 2017
7. KONTEYNER TERMİNALİNDE RIHTIM VİNÇ OPERASYONLARININ VERİMLİLİĞİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ
- Author
-
SARIOĞLU, D. Özgün and ÖZDEMİR, Muhsin
- Subjects
Social ,Konteyner Terminalleri,Simülasyon ,Container Terminals,Simulation,Performance Evaluation ,Sosyal - Abstract
Thedevelopment of international trade has increased the amount of freight handledin ports every passing day. For this reason, port operators are also improvingtheir operations in order to meet customer demands and increase theirproductivity. In particular, the container loads at the ports which are countableand the internationally standardised allow researchers to measure and improveperformance in port operations. In this study, the efficiency of containeroperations of a port was measured by simulation. Two simulation models werecreated in this study. The first simulation model reflects and model thecurrent system. In this model, handling performed on the quay includes loadingfrom quay crane to truck or unloading from truck to the quay. In the secondsimulation model, the quay crane loads and unloads containers independentlyfrom the truck. Thus, it is aimed to observe the waiting times of the quaycrane. When the simulation models are compared, it can be seen that the truckwaitings that are in the current system can be removed. As a result, it was revealedthat ship's waiting time on quay was halved., Uluslararasıticaretin gelişmesi limanlarda elleçlenen yük miktarını her geçen günarttırmaktadır. Bu nedenle liman işletmeleri de müşteri taleplerinikarşılayabilmek ve verimliliklerini arttırmak adına operasyonlarınıgeliştirmektedir. Özellikle, limanlardaki konteyner yüklerin sayılabilir vebüyüklüklerin uluslararası standarta sahip olması, liman operasyonlarındaperformansı ölçmeye ve iyileştirmeye olanak tanımaktadır. Bu çalışmada birliman işletmesinin konteyner operasyonlarının verimliliği simülasyon yöntemiyleölçülmüştür. Bunun için iki simülasyon modeli oluşturulmuştur. Birinci simülasyonmodeli mevcut sistemi yansıtmaktadır. Rıhtımda gerçekleştirilen elleçlemeişlemi, rıhtım vincinin taşıyıcı araca yükleme ya da taşıyıcı araçtan boşaltmayapmasını kapsamaktadır. İkinci simülasyon modelinde ise rıhtım vinci taşıyıcıaraçtan bağımsız olarak konteyner yüklemekte ve boşaltmaktadır. Böyleliklerıhtım vinçlerinin taşıyıcı aracı bekleme sürelerini gözlemek hedeflenmiştir.Simülasyon modelleri karşılaştırıldığında, mevcut sistemde var olan taşıyıcıaraçların limanın rıhtım operasyonları için yeterli olduğu, gemi beklemelerininsistem hatalarının ve eksikliklerinin giderilmesi ile ortadan kaldırılabileceğigörülmüştür. Sonuç olarak öngörülen iyileştirmeler ile performans arttırılırsageminin rıhtımda kaldığı sürenin yarı yarıya düşeceği ortaya konulmuştur.
- Published
- 2017
8. GENETİK ALGORİTMA İLE DOĞRUSAL REGRESYONDA TAHMİN AMAÇLI MODEL SEÇİMİ
- Author
-
ÖZDEMİR, Muhsin
- Subjects
İşletme ,Değişken seçimi,Genetik algoritma,Model seçimi,Regresyon modeli seçimi,Özellik seçimi ,Management - Abstract
Farklı sayıda değişken içeren regresyon modellerinden seçim yapmak için Genetik Algoritmalar (GA) olarak adlandırılan sezgisel yaklaşıma dayanan bir prosedür önerilmektedir. GA’nın kromozomları ikili sayısı dizi yerine, uzunluğu (p) kullanıcı tarafından belirlenen ve değişken setlerini temsil eden tamsayı dizisi olarak kodlanmıştır. GA, kromozomları sıralamak için kromozomundaki değişkenlerle elde edilen regresyon modellerinin 20 tane Bootstrap örneklemindeki RMSE (tahmin hatalarının karelerinin ortalaması) değerlerinin ortalamasından oluşan bir değerlendirme fonksiyonu kullanmaktadır. GA, farklı değişken sayılarıyla değerlendirme fonksiyonunu en aza indirgemek için çalıştırılır. GA tarafından seçilen setler nihai olarak en iyi değişken alt setini belirlemek için tek gözlemli çapraz geçerlilik yöntemi ile değerlendirilmektedir. Önerilen GA, UCI veri deposundan alınan Topluluklar ve Suç veri setine uygulanmıştır. GA, farklı sayılarda (p) değişken seçmek için kullanılmış ve 30 değişken (p = 30) içeren alt set, tek gözlemli çapraz geçerlilik kriterine göre en iyi alt set olarak bulunmuştur. Önerilen prosedür mevcut değişken seçim yöntemleri ile karşılaştırılmış ve daha iyi performans göstermiştir.
- Published
- 2017
9. Türk Popülasyonunda PstI Polimorfizminin Prostat Kanseri ile İlişkisinin Araştırılması
- Author
-
Müslümanoğlu, Muhammed Hamza, Basmacı, Tanju, Ulusal, Selma Demir, Aslan, Hüseyin, Tepeli, Emre, Özdemir, Muhsin, and Turgut, Mehmet
- Subjects
ins ,lcsh:R5-920 ,psti ,prostat kanseri ,Hematoloji ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Onkoloji ,Üroloji ve Nefroloji ,prostate cancer ,lcsh:Medicine (General) ,polymorphism ,polimorfizm - Abstract
Giriş: İnsülin ve kolon, akciğer ve endometrium kanserleri gibi bazı kanser türleri arasında pozitif bir korelasyon olduğu bilinmektedir. Prostat kanseri de bunlardan birisidir. Bu çalışmadaki amacımız insülin geni 3" UTR bölgesinde lokalize olan INS+1127 PstI polimosfizminin prostat kanseri etiyolojinde rolünü araştırmaktır. Materyal ve Metot: Çalışmaya 71 prostat kanseri tanısı almış hasta ve 119 normal kontrol bireyi dahil edilmiştir. INS+1127 PstI polimorfizm araştırması için PCR ve RFLP tekniği kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmanın sonucunda INS geni PstI polimorfizmi genotipleri prostat kanserli hastalarda (n:71) %67,6 CC, %28,2 CT, %4,2 TT; kontrol grubunda (n: 119) %78,2 CC, %21 CT, %0,8 TT olarak belirlenmiştir. Sonuç: Hasta ve kontroller arasındaki genotip dağılımında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (P=0,078).
- Published
- 2013
10. KONTEYNER TERMİNALİNDE RIHTIM VİNÇ OPERASYONLARININ VERİMLİLİĞİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ
- Author
-
SARIOĞLU, D. Özgün, primary and ÖZDEMİR, Muhsin, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
11. HASTANE PERFORMANSLARI ÜZERİNE ETKİLİ OLABİLECEK SOSYO-EKONOMİK FAKTÖRLERİN KANONİK KORELASYON ANALİZİ İLE İNCELENMESİ
- Author
-
ÖZDEMİR, Algın Okursoy - Muhsin, OKURSOY, Algın, and ÖZDEMİR, Muhsin
- Subjects
Kanonik Korelasyon,Sosyo-ekonomik değişkenler,Hastane performansları ,Canonic Correlation,Socio-economic variables,Hospital performances - Abstract
Hospitals are organizations that provide complex health services based on their competent human resources, high-tech infrastructure and hardware under their certain capacities. There have been numerous studies in many countries to evaluate hospital performances. In these studies, effects of regional differences on their performances are usually underestimated. If the relationship between regional differences and hospital performances in an analytic way, efficiency and productivity analyses conducted under performance evaluation must be organized according to this approach which takes these differences into consideration. This study tries to exhibit regional difference effects on hospital performances through analytic methods. If the existence of this effect is presented, this would address that performance evaluation analyses must be restructured so that they take regional differences into account, Hastaneler, sahip oldukları yetişmiş insan gücü, ileri teknoloji ve donanımlarıyla kapasitelerine bağlı olarak karmaşık sağlık hizmetleri sunan kurumlardır. Hastane performansının değerlendirilmesi üzerine birçok ülkede çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalarda, hastanelerin hizmet verdikleri bölgesel farklılıkların performans değerlerine etkileri göz ardı edilmektedir. Eğer bölgesel farklılıkların analitik olarak hastane performansları ile arasındaki ilişki ortaya konulabilirse, performans değerlendirme kapsamında yapılan etkinlik ve verimlilik analizlerinin, bu farklılıkları göz önüne alacak şekilde biçimlendirilmesi gerekecektir. Bu çalışmada, analitik yöntemler yardımıyla hastanelerin hizmet verdikleri bölgelerin farklılıklarının performans değerlerine etkisi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu etkinin ortaya konulması, performans değerlendirme analizlerinin bölgesel farklılıkları dikkate alacak şekilde yapılmasını işaret edecektir
- Published
- 2015
12. Fenilketonüri Hastalığında Prenatal-Postnatal Tanıda VNTR Bağlantısı ve Direkt Mutasyon Analizleri Birlikteliğinin Avantajları
- Author
-
MÜSLÜMANOĞLU, M. Hamza, ÇİNE, Naci, ÖZDEMİR, Muhsin, ÇİLİNGİR, Oğuz, BAŞARAN, Nurettin, DURAK, Beyhan, SOLAK, Mustafa, and ARTAN, Sevilhan
- Published
- 2015
13. Türk Hemofili B Hastalarında Faktör IX Geni Mutasyonları
- Author
-
ÇİLİNGİR, Oğuz, MÜSLÜMANOĞLU, M. Hamza, ÖZDEMİR, Muhsin, KAVAKLI, Kaan, SOLAK, Mustafa, and ARTAN, Sevilhan
- Subjects
Hemofili B,otomatik kapiller jel elektroforezi,DNA baz dizilemesi,moleküler tanı,faktör IX - Abstract
Hemofili B hastalığının nedeni, kanın temel fonksiyonları arasında bulunan koagülasyon mekanizmasında etkin olan faktör IX’un konjenital eksikliği veya disfonksiyonel olmasıdır. Faktör IX’u kodlayan gen, X kromozomunun q27.1 bandında lokalize olup, 34 kilobaz (kb) uzunluğunda ve 8 ekzon ile 7 introndan oluşmaktadır. Hem genotipik hem de fenotipik olarak oldukça heterojen bir yapıda olan hemofili B hastalığının şiddeti, gendeki mutasyonun lokalizasyonu ve yapısıyla yakından ilgilidir. Bu çalışmadaki temel amaç, yüksek heterojenite gösteren faktör IX geninde, hızlı, efektif ve kesin sonuç veren otomatik kapiller jel elektroforezi ile DNA baz dizileme yöntemini kullanarak, kesin moleküler tanıya gidilmesi, yöntemin avantajlarının belirlenmesi ve Türk popülasyonundaki mutasyon profilinin ortaya çıkartılmasına yönelik çalışmalara ışık tutmasıdır. Yapılan çalışmada, klinik olarak tanısı konmuş 13 hemofili B hastasında, otomatik kapiller jel elektroforezi yöntemi ile DNA dizi analizi yapılarak mutasyonlar taranmış ve 2’si yeni olmak üzere 11 farklı mutasyon tanımlanmıştır. Tespit edilen mutasyonlar en çok ( %33 ) 8. ekzon bölgesinde gözlenmiştir. Ayrıca, faktör IX geninin CpG’den zengin bölgelerinde mutasyonların daha çok ( %36 ) olduğu görülmüş ve missens mutasyonların faktör IX geninde hastalığa en fazla ( %46 ) neden olan mutasyon tipi olduğu, literatürle de uyum gösteren bir şekilde ortaya konmuştur. Sonuç olarak, kapiller DNA dizi analizi yönteminin, faktör IX geni mutasyonlarının tanımlanmasında hızlı ve etkili bir yaklaşım olduğunu ve bu çalışmanın sonuçlarının, Türk popülasyonunun faktör IX geni mutasyon profilinin belirlenmesi ile ilgili başka çalışmalara da ışık tutacağını düşünmekteyiz
- Published
- 2015
14. Veri Zarflama Analizinde Homojen Olmayan Karar Verme Birimi Problemi İçin Kümeleme Analizi Yaklaşımı
- Author
-
OKURSOY, Algın and ÖZDEMİR, Muhsin
- Subjects
Veri zarflama analizi,k-ortalamalar kümeleme,etkinlik ,Data envelopment analysis,k-means clustering,efficiency - Abstract
Data Envelopment Analysis (DEA) is a non-parametric method which is based on a linear programming. DEA aims at measuring relative efficiency of economic units employing similar inputs and producing the same kinds of outputs. Used Decision Making Unit (DMU) in DEA must use similar inputs/outputs and should operate under the same kind of environmental conditions. Since DEA is based on benchmarking against the best DMU, an existing variability in the external environmental conditions may affect dramatically the relative efficiency of the DMU’s. In this situation, DMU’s operating under the same kind of environmental conditions should be grouped into homogeneous classes according to environmental conditions having high variability. The better approach is to compare DMU’s in homogeneous class with each other.In this paper firstly, used DMU’s operating over large geographical area and in the same service industry, are grouped into homogeneous classes by K-means clustering algorithm. Then, DEA is applied for each separate homogeneous group and these results are compared with the results of DEA including all DMUs, Veri Zarflama Analizi (VZA), doğrusal programlama modeline dayalı, parametrik olmayan bir analiz yöntemidir. VZA, benzer girdiler kullanan ve aynı tür çıktılar üreten ekonomik birimlerin göreli etkinliklerinin ölçülmesini amaçlar. VZA’da, seçilen Karar Verme Birimleri (KVB) girdiler ve çıktılar açısından benzer olmalı ve benzer çevre şartlarında faaliyet göstermelidirler. VZA karşılaştırmaya dayanan bir yöntem olduğundan, dış çevre şartlarında var olan bir değişkenlik, karar birimlerinin göreli etkinlik değerleri üzerinde belirleyici hale gelebilecektir. Bu durumda, etkinlik skorlarını etkileyebilecek olan çevresel faktörler bakımından benzer olan KVB’lerin kendi aralarında karşılaştırılması daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu çalışmada, öncelikle KVB olarak seçilen ve geniş çaplı bir coğrafi bölgede, aynı hizmet alanında faaliyet gösteren devlet hastaneleri için K-ortalamalar kümeleme analizi yardımıyla, KVB’lerin homojen alt gruplara bölünmesi amaçlanmıştır. Daha sonra, her bir küme için VZA uygulanarak, bütün KVB’lerin dâhil edildiği VZA sonuçlarıyla karşılaştırma yapılmıştır
- Published
- 2015
15. Associations between HER2/neu, TOP2A, chromosome 17 copy numbers, and CDH1 and GSTP1 gene promotor hypermethylations of patients with breast cancer
- Author
-
Eroğlu, Onur, Nursal, Ayşe Feyda, Çilingir, Oğuz, Durak Aras, Beyhan, Özdemir, Muhsin, Artan, Sevilhan, and Eroğlu, Onur
- Subjects
skin and connective tissue diseases - Abstract
European Human Genetics Conference 2015'de sunulan bildiri özeti daha sonra Choromosome Research dergisinde yine özet olarak yayınlanmıştır. Breast cancer is an important public health problem worldwide. The HER2 /neu protooncogene is amplified and overexpressed in approximately 25-30% of invasive breast carcinomas. DNA topoisomerase 2-alpha enzyme controls and alters the topologic states of DNA during transcription. TWIST expression in breast tumors correlate with increased disease recurrence and poor disease-free survival. Steroid receptor genes family members such as the RARβ2 and ESR1 genes are methylated and silenced in a fraction of breast cancer. Method: In this study we analysed retrospective HER2/neu, TOP2A gene and Chromosome17 copy number alterations by fluorescence in situ hybridization (FISH) in primary tumor core biopsies from 100 high-risk primary breast cancer patients (tumors ≥2 cm and/or lenfatic metastase and/or distant metastases and/or under 40 years) . The methylation levels of the TWIST, RARβ2 and ESR1 gene promoters were assessed Methylation Sensitive High Resolution Melting Analysis (MS-HRM). Results: In our study, HER2/neu amplifications were identified in 25% and TOP2A amplifications in 24% and deletions in 6% of patients. HER2/neu and TOP2A amplifications are found to be associated with IDC tumor type and high grade also HER2/neu amplifications is associated with PR(-), TOP2A amplifications is associated with ER(+). TOP2A deletions is associated with ER(-) and PR(-). Polysomy17 was present in 23% and monosomy 12% of patients. TWIST, RARβ2 and ESR1 methylation frequencies were 24%, 90% and 69% respectively. Conclusions:. Our study is important as being the first study that analyzes association between HER2/neu, TOP2A gene copy numbers and TWIST, RARβ2 and ESR1 gene promotor methylation status in Turkish population WOS:000411861000184 Q1 Q2
- Published
- 2015
16. Investigation of the Association of Homocysteine and MTHFR Polymorphisms and Treatment Options in Parkinson’s Disease in Central Anatolian Region
- Author
-
Emre, Ramazan, Özkan, Serhat, Cantürk, Kemal Murat, Aslan, Hüseyin, Özdemir, Muhsin, Aldemir, Özgür, Celayir, Mehmet Fatih, and Müslümanoğlu, Muhammed Hamza
- Subjects
Parkinson hastalığı ,Parkinson's disease ,MTHFR ,levodopa ,hyperhomocysteinemia ,hiperhomosisteinemi - Abstract
Aim In this study, we aimed to investigate the effects of MTHFR C677T and A1298C polymorphisms to homocysteine levels in patients with Parkinson's disease who were treated with levodopa and entekapone. Materials and Methods Plasma homocysteine (hcy), folic acid and vitamin B12 levels and MTHFR (C677T, A1298C) polymorphisms and treatment options were compared in 70 Parkinson's Disease (PD) patients who taking levodopa (n=26), dopamine agonist (n=11) and levodopa and entacapone treatment together (n=33) with 100 controls. Results Although no statistically significant difference was detected, hcy level of the patients was found higher compared to control group (patient 18.29 ± 9.22 µmol /l vs control 15.77 ± 7.58 µmol / l) and hcy level was highest in the patients receiving only levodopa (19.56 ± 10.77 µmol / l). The frequency of TT genotype in the patients was higher compared to the control group (11.4%, 6%). Especially, hcy level for levodopa-receiving patients with 677TT genotype became significantly higher level when compared with other genotypes of levodopareceiving patients (respectively 677TT 36.28 ± 16.17, 677CT 13.5 ± 1.71, 677CC 17.2 ± 6.59). No statistically significant difference was detected between patients and controls regarding their folic acid and vitamin B12 levels and A1298C polymorphism. Conclusion Finally, both 677TT genotype and levodopa treatment might be jointly contributed to the increasing of the plasma hcy levels in PD patients and entacapone limitedly decreased hcy levels during levodopa treatment. It can be said that results need to be supported with larger sample sized comprehensive studies. Amaç Çalışmamızda levodopa ve entekapon kullanan Parkinson hastalarında MTHFR genindeki C677T ve A1298C polimorfizmlerinin homosistein düzeyine etkilerini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metot 70 Parkinson (PD) hastasında; plazma homosisteini (hcy), folik asit, B12 vitamini seviyeleri, MTHFR (C677T, A1298C) polimorfizmleri ve tedavi seçenekleri karşılaştırıldı. 100 kişilik bir kontrol grubunun yer aldığı çalışmada, 70 hastanın 26’sı levodopa (n=26), 11’i dopamin agonisti (n=11) kullanırken, 33 hasta da levodopa ve entakapon tedavisini birliktealmaktaydı. Bulgular İstatistiki olarak anlamlı bir fark gözlenmese de, hastalardaki homosistein seviyesinin kontrol grubunda yer alanlara göre daha fazla olduğu tespit edildi (hasta 18.29 ± 9.22 µmol /l vs kontrol 15.77 ± 7.58 µmol/ l). Ayrıca homosistein seviyesinin en yüksek olduğu hasta grubunun sadece levodopa kullanan hastalar olduğu görüldü (19.56 ± 10.77 µmol / l). Hastalardaki TT genotipinin sıklığının da kontrol grubunda yer alanlara göre daha fazla olduğu görüldü (%11.4, %6). Özellikle, levodopa kullanan ve 677TT genotipine sahip olan hastalardaki homosistein seviyesi, levodopa kullanan ve diğer genotiplere sahip olan hastalardaki homosistein seviyesine göre anlamlı bir şekilde yüksek (sırasıyla 677TT 36.28 ± 16.17, 677CT 13.5 ± 1.71, 677CC 17.2 ± 6.59). Hastalar ve kontrol grubu arasında folik asit ve B12 vitamini seviyeleri ile A1298C polimorfizmi açısından anlamlı bir farka rastlanmadı. Sonuç Sonuç olarak; Parkinson hastalarında 677TT genotipinin ve levodopa kullanımının bir arada olmasının plazma homosistein seviyesini artırdığı, ayrıca entakaponun levodopa tedavisi esnasında sınırlı da olsa homosistein seviyesini düşürdüğü gözlemlenmiştir. Ancak sonuçların daha fazla örnek sayısı içeren kapsamlı çalışmalarla desteklenmesinin gerekli olduğu söylenebilir.
- Published
- 2015
17. Is there a genetic predisposition for Turkish patients with sarcoidosis in the 329-bp region containing the BTNL2 rs2076530 polymorphism?
- Author
-
ÖZDEMİR, Muhsin, SAYDAM, Faruk, KURT, Emel, and DEĞİRMENCİ, İrfan
- Subjects
Key words: BTNL2 gene,genetic predisposition,single nucleotide polymorphism,sarcoidosis - Abstract
Sarcoidosis is a complex, multifactorial immune disorder with unknown etiology. A single nucleotide polymorphism ( G->A, rs2076530) in the butyrophilin-like 2 (BTNL2) gene results in a truncating protein formation. It has been previously reported that this variation may be a risk factor for sarcoidosis in certain ethnic groups. This study was conducted to determine whether there is any genetic predisposition for the BTNL2 rs2076530 polymorphism in the 329-bp region in Turkish patients with sarcoidosis. Materials and methods: DNA samples were obtained from volunteers including 53 Turkish patients with sarcoidosis and 52 healthy controls. Analysis of the 329-bp region was carried out by polymerase chain reaction and sequencing of genomic DNA. Results: We did not find any genetic variation except the rs2076530 polymorphism in the 329-bp region. The AA genotype was associated with an increased risk of sarcoidosis in a recessive model [P = 0.027, OR 2.56 (95% CI 1.02-6.49)], but it did not include a risk for sarcoidosis in a dominant model (P = 0.885). Conclusion: Our results emphasize the recessive characteristic of the rs2076530 polymorphism in Turkish patients with sarcoidosis. The lack of any genetic variation except rs2076530 in the 329-bp region is another significant finding for Turkish patients.
- Published
- 2014
18. Predictive Model Selection in Linear Regression By Genetic Algorithms
- Author
-
ÖZDEMİR, Muhsin, primary
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
19. RARβ gene methylation is a candidate for primary glioblastoma treatment planning
- Author
-
Atli, Emine İkbal, primary, Kalkan, Rasime, additional, Özdemir, Muhsin, additional, Aydın, Hasan Emre, additional, Arslantaş, Ali, additional, and Artan, Sevilhan, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
20. Application of Fuzzy Multi-Criteria Decision Making Methods on Six Sigma Projects Selection
- Author
-
Çakır, Engin, primary and Özdemir, Muhsin, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
21. Mandibula angulus kırıklarının fiksasyonunda uygulanan modifiye mini plak sistemlerin stabilitesinin biyomekanik olarak incelenmesi / Muhsin Özdemir ; danışman İsmail Şener
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Şener, İsmail, and OMÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı
- Subjects
Biyomekanik ,Mandibula angulus kırığı ,İnternal fiksasyon ,TEZ DOK Ö99m 2014 - Abstract
Tez (doktora) -- Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2014 Libra Kayıt No: 106861 …
- Published
- 2014
22. Investigation of the Promoter Hypermethylation in ILC and IDC of the Breast
- Author
-
Eroglu, Onur, Baysak, Mine Erci, Aras, Beyhan Durak, Sevilhan Artan, Özdemir, Muhsin, and Oğuz Çilingir
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
23. Mandibula angulus kırıklarının fiksasyonunda uygulanan modifiye mini plak sistemlerin stabilitesinin biyomekanik olarak incelenmesi
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Şener, İsmail, and Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Diş Hekimliği ,Bone and bones ,Dentistry ,Biomechanics ,Fracture healing ,Mandible ,Mandibular fractures ,Fixation - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, mandibula angulus kırıklarında kullanılabilecek modifiye mini plak sistemlerin fiksasyon stabilitesini üç boyutlu test modeliyle test ederek bu bölgede kulanılabilecek en güvenilir ve kullanışlı mini plak sistemini bulmaktır.Materyal ve Metot: 42 adet poliüretan mandibula modeli rastgele altı gruba ayrıldı ve mandibula angulus bölgesinde kırık hattı oluşturuldu. Kırık fiksasyonunu sağlamak için tüm modellerde özel üretim 316-L paslanmaz çelik mini plaklar kullanıldı. Birinci gruba dört delikli düz mini plak, ikinci gruba iki adet dört delikli düz mini plak, üçüncü gruba dört delikli Z şeklinde mini plak, dördüncü gruba dört delikli X şeklinde mini plak, beşinci gruba sekiz delikli mini plak, altıncı gruba sekiz delikli üç boyutlu (3D) mini plak uygulandı. Tüm modellerde 2.0 mm çapında 8 mm uzunluğunda titanyum mini vidalar ile fiksasyon sağlandı. Mandibula modellerine çeneyi kapatan kasların kuvvet yönü vektörlerinin bileşkesi doğrultusunda 4 mm deplasman oluncaya kadar çekme kuvveti uygulandı. Uygulanan kuvvet değerleri 2 mm ve 4 mm deplasman oluştuğunda özel bir yazılımla dijital olarak kaydedildi. Sonuçların değerlendirilmesinde tek yönlü varyans analizi kullanıldı. Bulgular: Verilerin analizi sonucunda 2 mm deplasmanda Grup 6'da oluşan kuvvet değerleri Grup 1 ve Grup 4'den anlamlı derecede yüksek bulundu (p0,05).Sonuç: Bu in vitro çalışmada mandibula angulus kırıklarının fiksasyonunda kullanılabilecek en güvenilir ve kullanışlı mini plağın Z şeklindeki mini plak olduğu görüldü.Anahtar kelimeler: Biyomekanik; internal fiksasyon; mandibula angulus kırığı; mini plak Aim: The aim of this study is to find the most reliable and convenient mini plate system that can be used in mandibular angle fractures by testing the fixation stability of modified mini plate systems that can be used in these fractures with three-dimensional test model. Material and Method: 42 polyurethane mandible models were randomly divided into six groups and fracture line was performed in the mandibular angle region. Private designed miniplates made from 316-L stainless steel were used to ensure the fixation of fractures in all models. In the first group, a single straight four-hole miniplate, in the second group two straight four-hole miniplate, in the third group four-hole Z style miniplate, in the fourth group four-hole X style miniplate, in the fifth group eight-hole miniplate, in the sixth group eight-hole three dimensional miniplate were used. All models were fixed with 2.0 in diameter and 8 mm in length titanium screws. Force values occuring at 2 and 4mm displacement were recorded digitally by special software. One-way ANOVA was used for evaluation of results.Results: As a result of data analysis, at 2 mm displacement force value in Group 6 was significantly higher than Group 1 and 4 (p0.05). Conclusions: In this in vitro study, Z style miniplate was found the most reliable and convenient mini plate system that can be used in mandibular angle fractures.Keywords: Biomechanics; internal fixation; mandibular angle fracture; miniplate 85
- Published
- 2014
24. Impact of genetic abnormalities on outcome of fertilization after ICSI in azoospermia and severe oligozoospermia patients
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Aslan, Hüseyin, Çilingir, Oğuz, Artan, Sevilhan, Emre, Ramazan, Cantürk, Murat, Müslümanoğlu, Muhammed Hamza, Can, Cavit, Bal, Cengiz, Aldemir, Özgür, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Genel ve Dahili Tıp - Abstract
Bu çalı manın amacı; azoospermili ve oligozoospermili erkek hastalarda hem kromozom anomalilerinin hem de Y mikrodelesyonlarının sıklı ını ve tiplerini belirlemek; saptanan genetik anomaliler ile infertil erkeklerdeki klinik veriler arasındaki ili kiyi incelenmi tir. Genetik anomali saptanan azoospermik ve oligozoospermik erkeklerde, genetik anomali varlı ının intrasitoplazmik sperm injeksiyonu (ICSI) sonrası fertilizasyon ba arısı oranları üzerine etkisini ara tırmaktır. Bu çalı mada 97 infertil ve 10 fertil erkek incelenmi tir. Bu çalı mada 97 infertil erkek hasta arasında azoospermik olan 73 hastanın 2'sinde Y kromozom delesyonu saptanmı tır. Azoospermik 73 hastanın 13'ünde ve oligozoospermili 24 hastanın ise 3'ünde toplam 16 infertil hastada kromozom anomalisi saptanmı tır. Genetik anomalili hastaların ICSI sonrası gebelik sonuçları ile non-genetik hastaların ICSI sonrası gebelik sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır, We determined the incidence and types of microdeletion and chromosomal abnormalities in azoospermia and oligozoospermia male patients; correlation between clinical data of infertile patients and genetic abnormalities. We investigated the impact of genetic abnormalities which present in azoospermia and oligozoospermia male patients' fertilisation success rate after intracytoplasmic sperm injection (ICSI). We performed 97 infertile and 10 fertile males in this study. Among the studied of 97 infertile male patients, 73 were azoospermic and 24 were oligozoospermic. total of 16 patients detected with Yazışma Adresi: chromosome microdeletions; 13 out of 73 azoospermic patients and out of 24 oligozoospermic patients detected With chromosomal abnormalities. We invastigated the incidence of chromosome microdeletions and chromosomal abnormalities and total genetic abnormalities in those patients. Among patients who had pregnancy after ICSI, there was not any statistical correlation between patients those has genetic abnormalities and pregnancy. We detected neither chromosome deletions nor chromosomal abnormalities in the fertile control group of 10 people.
- Published
- 2013
25. ÜRÜN TASARIM SÜRECİNDE BULANIK KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİ VE BULANIK HATA TÜRÜ VE ETKİLERİ ANALİZİNİN KULLANIMI
- Author
-
AYTAÇ, Esra, ÖZDEMİR, Muhsin, and BEKÇİOĞLU, Selim
- Subjects
KFG,HTEA,Bulanık Kümeler,Bulanık KFG,Bulanık HTEA ,QFD,FMEA,Fuzzy Sets,Fuzzy QFD,Fuzzy FMEA - Abstract
The survival of the companies by differentiating themselves in a competitive market is only possible by tending the issues such as creation, protection, development and improvement of the quality. That requires the quality to be measured and analyzed. With this aim many quality improvement methods have been developed. Quality Function Deployment (QFD) and Failure Mode and Effects Analysis (FMEA) come at the beginning of these methods. Quality Function Deployment (QFD) is a customer-driven quality management and product development system for achieving higher customer satisfaction. The basic concept of QFD is to translate the customer requirements into product design or engineering characteristics and subsequently into parts characteristics, process plans and production requirements. Each translation uses a matrix, called the house of quality (HOQ) which provides a conceptual map for the design process, as a construct for understanding customer requirements and establishing priorities of engineering characteristics to satisfy them. Decision making process of QFD is based on subjective judgments and evaluations and linguistic terms such as ‘low importance’, ‘high importance’, ‘strong relationship’ and ‘weak relationship’ are usually used by decision makers. Most of these linguistic input variables are assumed to be precise and treated as numerical data. And also the data available for product design is often limited and may be inaccurate because of the uncertainties in the design process especially when a new product is developed, a certain degree of vagueness is often inevitable. Failure Mode and Effects Analysis (FMEA) is a powerful method for system safety and the reliability analysis of products and processes in a wide range of industries. FMEA is a method that determines current or possible failure modes in the product, the process or the system as well as the causes, the effects and the occurrence frequency of these failure modes. FMEA also ranks the failure modes according to their risks as a result of these determinations. So the main objective of FMEA is to determine and prioritize the potential failure modes that could have a detrimental effect on the system and its performance. FMEA uses the risk priority number (RPN) while ranking the failure modes. The RPN is obtained by multiplying of three factors, which are the probability of failure, the severity of the failure and the probability of not detecting the failure. Some drawbacks have emerged as a result of increasing industrial applications of FMEA. The main drawback of RPN is various sets of probability of failure, the severity of the failure and the probability of not detecting the failure may produce same value of RPN, however, the risk implication may be totally different and may result in high-risk events going unnoticed. The other important drawback of the RPN ranking method is that it neglects the relative importance among probability of failure, the severity of the failure and the probability of not detecting the failure. The three factors are assumed to have the same importance but this situation is not suitable real life practical applications. And also FMEA has inability of modeling the qualitative data applied during evaluation period as well as the ambiguity of expert judgements used in the case of inadequate historical data regarding the product and process under examination. In order to eliminate these drawbacks of QFD and FMEA, in the literature these methods have been combined with fuzzy logic and fuzzy set theory and organized as fuzzy QFD and fuzzy FMEA. Fuzzy sets and fuzzy logic are powerful mathematical tools for modeling uncertain systems in many areas while making decisions in the absence of complete and precise information. A fuzzy set is an extension of a crisp set and it is characterized by a membership function which assigns to each object a grade of membership ranging between zero and one. In this study efforts have been made in order to indicate the feasibility of fuzzy FMEA and fuzzy QFD in the cable production sector. These methods have been applied to a real industrial case, which refers to one of the biggest cable company operated in Denizli, Turkey. A product for a cable company has been developed using fuzzy QFD. In this study the four-phase decision process has been considered. First of all the house of quality has begun with the customer attributes about the cable and then engineering characteristics have been defined by the company. The body and the roof of the house have been filled and the most important engineering characteristic has been found. In the next phase of this method, part matrix has been organized with the result of the first phase and the most important part characteristic of the cable has been found. In the third phase process matrix has been organized and the most important process during producing the cable has been found. And finally the production matrix has been organized and the most important production requirement or control action which is needed during the design and production processes for the cable has been found. After defining the most important engineering characteristic, part, process and control action of the cable, potential failure modes which might occur in the engineering and part characteristic, production process and the control action have been determined and evaluated in terms of occurrence of failure, the internal severity of the failure, the external severity of the failure and not detecting the failure by the decision makers. The decision makers in the cable company have used linguistic variables during evaluation process. Finally the determined failure modes have been ordered using fuzzy FMEA according to their riskiness. So the difficulties like the lack of enough information during the product development process or problems regarding the non-assignment of precise values for the risk factors concerning failure modes have been eliminated via fuzzy logic approach. From now on, the company will get a new ranking for every new product by adding new failure modes and be careful against the unexpected situation during the new product development. It’s thought that these methods will serve as early warning system for the company., İşletmelerin kendilerini farklılaştırarak rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri; kalitenin yaratılması, korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi gibi konulara eğilmeleri ile mümkün olmaktadır. Bu amaçla birçok kalite iyileştirme yöntemi geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin başında Kalite Fonksiyon Göçerimi (KFG) ve Hata Türü ve Etkileri Analizi (HTEA) gelmektedir. Yöntemlerin bazı eksiklikleri bulunmaktadır. Literatürde bu eksiklikleri gidermek için KFG ve HTEA, bulanık mantık ve bulanık küme teorisi ile birleştirilerek bulanık HTEA ve bulanık KFG olarak düzenlenmiştir. Bu çalışmada da bulanık KFG ve HTEA’nın kablo sektöründe uygulanabilirliği gösterilmeye çalışılmış, bulanık KFG ile bir kablo işletmesi için ürün geliştirilmiş ve bu ürünün gerçekleşmesi esnasında çıkabilecek hata türleri, bulanık HTEA ile belirlenmiş ve risklerine göre sıralanmıştır. Tüm değerlendirme süreçlerinde karar vericiler, doğal dile dayanan sözel terimleri kullanmıştır.
- Published
- 2012
26. The effects of a heterochromatin polymorphism in chromosome 6 on premature ovarian failure
- Author
-
Küçük, Halime, primary, Aydin, Yunus, additional, Erzurumluoglu, Ebru, additional, Özdemir, Muhsin, additional, Hassa, Hikmet, additional, and Artan, Sevilhan, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
27. BÜTÜNLEŞİK ÜRETİM PLANLAMASINDA ETKİLEŞİMLİ OLABİLİRLİKÇİ DOĞRUSAL PROGRAMLAMA MODELİ VE BİR UYGULAMA
- Author
-
IŞIK, Ayşegül TUŞ and ÖZDEMİR, Muhsin
- Subjects
Endüstri Mühendisliği ,İşletme ,Aggregate Production Planning (APP),Fuzzy Logic,Fuzzy APP,Interactive Possibilistic Linear Programming (i-PLP) ,Bütünleşik Üretim Planlaması (BÜP),Bulanık Mantık,Bulanık BÜP,Etkileşimli Olabilirlikçi Doğrusal Programlama (EODP) - Abstract
Bütünleşik Üretim Planlaması (BÜP), orta dönemli planlama kararlarının alınmasında işgücü ve stok düzeylerinin, normal ve fazla mesai üretim miktarlarının, ertelenen sipariş miktarlarının ve taşeron gereksiniminin bir bütün olarak değerlendirilmesini ve dengelenmesini amaçlamaktadır. Ancak değişen çevre koşulları altında piyasa talepleri, mevcut kaynaklar, kapasiteler ve ilgili üretim maliyetleri çoğunlukla belirsizdir. Dolayısıyla bu çalışmada, gerçek hayatta karşılaşılan durumları yansıtabilen, belirsizlikleri göz ardı etmeyen, karar verici ile çözüm süreci boyunca etkileşerek onun da karar sürecine katılımını sağlayan çok amaçlı, çok ürünlü ve çok dönemli bulanık bir BÜP problemi dikkate alınmıştır. Problemin çözümü için bir Etkileşimli Olabilirlikçi Doğrusal Programlama (EODP) modeli önerilmiştir. Son olarak önerilen modelin gerçek hayatta uygulanabilirliği gösterilmiştir, Aggregate Production Planning (APP) aims at evaluating and balancing the work force and inventory levels, regular and overtime production quantities, backordering levels and subcontract requirement as a whole in the process of taking midterm planning decisions. However market demands, available resources, capacities and related production costs are often uncertain under the changing environmental conditions. Therefore, in this study multi-objective, multi-product and multi-period fuzzy APP problem that is able to reflect real-world features and which does not ignore its uncertainties and ensures decision makers’ participation in decision making process by interacting with them during the solution process, has been considered. Interactive Possibilistic Linear Programming (i-PLP) model has been proposed for solving the problem. Finally the feasibility of applying the proposed model in real world has been demonstrated
- Published
- 2010
28. KOBİ’LERDE TEDARİK ZİNCİRİNİN ROLÜ VE PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ: AYDIN İLİ UYGULAMASI
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Okursoy, Algın, and Devli, Alper Turan
- Subjects
Tedarik Zinciri Yönetimi,KOBİ,Aydın ,Supply Chain Management,SMES,Turkey - Abstract
Supply chain process is a process consisting of interrelated sub processes and flowing through from acquisition of raw materials converted into final products to delivery to customer. Effective management of supply chain as a whole affects optimistically firm’s performance. Small and Medium seized enterprises (SMEs) have an important role due to their flexibility and creative capabilities. Today, Supply Chain (SC) and Supply Chain Management (SCM) as strategic tools are able to give opportunities to the SMEs to compete globally. There is no consensus on the effects of SCM on SMEs. In general, studies on SCM have been conducted to consider large enterprises. In this study, effects of SMC on SMEs have been tried to measure by a survey administered on SMEs located at Aydın providence in Turkey. The empirical results have indicated that there is no significant relation between supplier performance and Supply Chain Practices. On the other hand, Supplier Performance has a significant impact on firm’s product quality and operationel performance, Tedarik zinciri süreci, birbiri ile ilişkili birden çok alt süreçten oluşan ve akış yönü hammaddelerin elde edilip nihai ürüne çevrilmesinden, müşteriye teslimine doğru olan bir süreçtir. Tedarik zincirinin bir bütün olarak yönetilmesi işletme performansını olumlu etkileyecektir. KOBİ’ler esneklikleri ve yaratıcılık yetenekleri sayesinde, günümüz ekonumisinde önemli bir yere sahiptirler. Günümüzde önemli bir stratejik araç haline gelmiş olan tedarik zinciri ve tedarik zinciri yönetimi KOBİ’lere küresel ekonomilerde rekabet etmek için fırsatlar yaratabilmektedir. Tedarik Zinciri Yönetimi’nin KOBİ’ler üzerinde etkileri hakkında henüz görüş birliği oluşmamıştır. Genel olarak tedarik zinciri yönetimi araştırmaları büyük ölçekli işletmelerin bakış açısına göre düzenlenmiştir. Bu çalışma tedarik zinciri yönetiminin KOBİ’ler üzerindeki etkileri Aydın ili merkezinde faaliyet gösteren KOBİ’lere uygulanan anket aracılığı ile ölçülmeye çalışılmıştır. Tedarik zinciri uygulamalarının tedarikçilerin performansı üzerine bir etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak, tedarikçilerin performansının işletmelerin ürün kalitesi ve operasyonel faaliyetlerini olumlu yönde etkilediği sonucuna varılmıştır.
- Published
- 2008
29. Factor IX gene mutations in turkish haemophiliacs
- Author
-
Çilingir, Oğuz, Müslümanoğlu, M. Hamza, Özdemir, Muhsin, Kavaklı, Kaan, Solak, Mustafa, Artan, Sevilhan, and Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı
- Subjects
Faktör IX ,Hemofili B ,Otomatik Kapiller Jel Elektroforezi ,DNA Baz Dizilemesi ,Moleküler Tanı - Abstract
Hemofili B hastalığının nedeni, kanın temel fonksiyonları arasında bulunan koagülasyon mekanizmasında etkin olan faktör IX’un konjenital eksikliği veya disfonksiyonel olmasıdır. Faktör IX’u kodlayan gen, X kromozomunun q27.1 bandında lokalize olup, 34 kilobaz (kb) uzunluğunda ve 8 ekzon ile 7 introndan oluşmaktadır. Hem genotipik hem de fenotipik olarak oldukça heterojen bir yapıda olan hemofili B hastalığının şiddeti, gendeki mutasyonun lokalizasyonu ve yapısıyla yakından ilgilidir. Bu çalışmadaki temel amaç, yüksek heterojenite gösteren faktör IX geninde, hızlı, efektif ve kesin sonuç veren otomatik kapiller jel elektroforezi ile DNA baz dizileme yöntemini kullanarak, kesin moleküler tanıya gidilmesi, yöntemin avantajlarının belirlenmesi ve Türk popülasyonundaki mutasyon profilinin ortaya çıkartılmasına yönelik çalışmalara ışık tutmasıdır. Yapılan çalışmada, klinik olarak tanısı konmuş 13 hemofili B hastasında, otomatik kapiller jel elektroforezi yöntemi ile DNA dizi analizi yapılarak mutasyonlar taranmış ve 2’si yeni olmak üzere 11 farklı mutasyon tanımlanmıştır. Tespit edilen mutasyonlar en çok ( %33 ) 8. ekzon bölgesinde gözlenmiştir. Ayrıca, faktör IX geninin CpG’den zengin bölgelerinde mutasyonların daha çok ( %36 ) oldu- ğu görülmüş ve missens mutasyonların faktör IX geninde hastalığa en fazla ( %46 ) neden olan mutasyon tipi oldu- ğu, literatürle de uyum gösteren bir şekilde ortaya konmuştur. Sonuç olarak, kapiller DNA dizi analizi yönteminin, faktör IX geni mutasyonlarının tanımlanmasında hızlı ve etkili bir yaklaşım olduğunu ve bu çalışmanın sonuçlarının, Türk popülasyonunun faktör IX geni mutasyon profilinin belirlenmesi ile ilgili başka çalışmalara da ışık tutacağını düşünmekteyiz. Hemophilia B is an X linked coagulopathy due to deficiency of clotting factor IX. The gene for factor IX is situated on the long arm of the X chromosome at band Xq27.1, and spans 34kb. It consists of eight exons and seven introns. The clinical and molecular basis of hemophilia B is heterogeneous and the clinical severity is related to the location and type of genetic mutation. The main purpose of this study was to perform molecular diagnosis of hemophilia B disease by DNA sequence analyses of the promoter, poly A and coding regions of the factor IX gene. To evaluate the efficiency of this technique in the diagnosis of factor IX gene mutations and light up further studies that aim to obtain mutation profile of the factor IX gene spesific to Turkish population. By this aim, blood samples from thirteen clinically diagnosed hemophilia B patients were analysed by the automatic capiller gel electrophoresis technique. At least one mutation was identified in the patients, except one case with mild hemophilia B. Of 11 identified molecular abnormalities, two were new mutations according to “Hemophilia B mutation bank” data of the recognised mutations. The most frequently seen mutations (33%) were localised at the exon 8 of the factor IX gene. The frequency of mutations was higher in the CpG rich regions of the gene and missense mutations was regarded as the most common type of mutations causing severe hemophilia B and this conclusion was in accordance with the literature. In conclusion, we suggested that capiller DNA sequencing is a fast and efficient approach to identify mutations in the factor IX gene and the results of this study will light up further studies in obtaining the factor IX gene mutation profile of the Turkish population.
- Published
- 2005
30. IDH1 mutations is prognostic marker for primary glioblastoma multiforme but MGMT hypermethylation is not prognostic for primary glioblastoma multiforme
- Author
-
Kalkan, Rasime, primary, Atli, Emine İkbal, additional, Özdemir, Muhsin, additional, Çiftçi, Evrim, additional, Aydin, Hasan Emre, additional, Artan, Sevilhan, additional, and Arslantaş, Ali, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
31. The Effect of Hemostatic Agents and Tissue Adhesive on Injured Peripheral Nerve Healing in Rats – Part I. Electrophysiological Study
- Author
-
Sener, Ismail, primary, Bereket, Cihan, additional, Arslan, Gökhan, additional, Özdemir, Muhsin, additional, Mercan, Uğur, additional, Ayyildiz, Mustafa, additional, and Agar, Erdal, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
32. M. Reşid Rıza'nın dînî düşüncesinde ulûhiyyet-nübüvvet ve ahiret inancının temellendirilmesi
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Yavuz, Şevki, and Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Religion ,Din - Abstract
GENEL BİLGİLER İsim ve Soyadı : Muhsin ÖZDEMİR Anabilim Dalı : İlahiyat Programı : Kelam Tez Danışmanı : Prof. Dr. Yusuf Şevki YAVUZ Tez Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans- Ekim 2004 Anahtar Kelimeler : Reşid Rıza, Dînî anlayış, Temellendirme. ÖZET M. REŞİD RIZA'NIN DÎNÎ DÜŞÜNCESİNDE ULÛHİYYET- NÜBÜVVET ve ÂHİRET İNANCININ TEMELLENDİRİLMESİ Reşid Rıza, (1865- 1935) tarihleri arasında yaşamış, dini düşüncenin yenilenmesi fikrinin öncülerinden biridir. Müfessir, muhad- dis, tarihçi, edebiyatçı ve siyaset adamı olan Reşid Rıza'nın ülkemizde görüşleri ve düşünceleri pek bilinmemektedir. Biz bu tezimizde, şahsın fikir ve düşüncelerinin tanınmasına katkıda bulunabilmek amacıyla ulu- hiyyet- nübüvvet ve ahiret ile ilgili görüşlerini ve temellendirmelerini ortaya çıkarmaya çalıştık. Kaynakların arapça olması sebebiyle metinleri anlamada ve ifade etmede birtakım zorluklar yaşadık. Düşünmediği bir fikri Reşid Rıza'ya atfetmemek için olabildiğince hassas olmaya çalıştık. Yazarımızın üstadı Muhammed Abduh'tan etkilenmesi sebebiyle zaman zaman onun görüşlerine de yer verdik. Reşid Rıza'nın selefi anlayışa sahip birisi olarak Allah'ın varlığı, sı fatları, görülmesi ve bunlarla ilgili temellendirmeleri, nübüvvet ile ilgili görüşleri ve temellendirmeleri, son olarak da ahiret problemi ve konu ile ilgili görüş ve temellendirmelerine değindik. Kelam ilminin uluhiyyet- nübüvvet ve ahiret gibi ana meseleler inde bir bütün olarak klasik anlayış ve görüşlerden ayrılmadığı, ancak bazı konuları vurgulama, altını çizme ve delilleri kullanma konusunda metod farklılığına gittiğini tespit ettiğimiz Reşid Rıza'nın iddia edildiği üzere, dinde bir reform ve değişiklik yaptığı söylenemez. III GENERAL KNOWLEDGE Name and Surname : Muhsin ÖZDEMIR Field : Divinity Progamme : Kalam Supervior : Professor Yusuf Şevki Yavuz Degree Awarded and Date : Master- October 2004 Keywords : Reşit Rıza, religious understanding, argumenta tion. ABSTRACT LAYING A FOUNDATION OF THEOLOGY-PROPHETNESS AND OTHER WORLD BELIEF IN THE THOUGHTS OF M. RESIT RIZA. Reşit Rıza, lived between 1865 and 1935, is a pioneer in rethink ing of the religious belief. The opinions and thoughts of the Reşit Rıza, who is an interpreter of Qo'ran, specialist of hadith, historian, man of letters and politician, are not known clearly in Turkey. In this dissjerta- tion, we try to reveal ideas of him about theology- prophetness and other world. We had some problems to understand and express the studies of him because all of his works are available in Arabic language. Also, we try to be as sensitive as possible in order not to refer to him which does not belong to Reşit Rıza. Since our writer is influenced by Mu- hammed Abduh, we sometimes referred to the ideas of Abduh. Reşit Rıza belongs to selefi understanding and we touched upon his ideas about the existance of God, his attributes, and his argumen tation in these issues, his ideas about the problem of prophetness and his argumentation in this issue, and lastly his ideas about the problem of other world and argumentation. Reşit Rıza accepts the classical understanding and beliefs in is sues like Godness, prophetness and other world issues of Kalam, but have some methodological differences in some issues like using the evidences and stressing some issues. In conclusion, Reşit Rıza did not make any reform and change in religion as argued. IV 85
- Published
- 2004
33. Dvantages of the combination of VNTR linkage and direct mutation analysis in prenatal and postnatal diagnosis of phenylketonuria
- Author
-
Müslümanoğlu, M. Hamza, Çine, Naci, Özdemir, Muhsin, Çilingir, Oğuz, Başaran, Nurettin, Durak, Beyhan, Solak, Mustafa, Artan, Sevilhan, and Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji ve Tıbbi Genetik Anabilim Dalı
- Subjects
Fenilketonüri ,PCR ,VNTR ,PAH Geni ,DdeI Enzimi - Abstract
Bu çalışmada, Fenilketonüri tanısı konulmuş hasta bir çocuğa sahip 20 ailede, hasta çocuğun kardeşlerinin taşıyıcı olup olmadıklarım saptamak için PAH geni dışındaki VNTR polimorfizimlerinden faydalanarak alel segregasyonu yapılmıştır. Hastalarda IVS10nt546 mutasyonun varlığını araştırmak için Ddel restriksiyon enzimi direkt mutasyon analizi yöntemi uygulanmıştır. DNA venöz kandan ekstrakte edilmiştir. Ekstragenik VNTR dizileri PCR kullanılarak amplifiye edilmiş ve alel segregasyonu yapmak için de PCR ürünü jelde yürütülmüştür. İnformatif ailelerde hasta çocuğun kardeşlerinin taşıyıcılığı tesbit edilmiştir. Yirmi aileden 18 tanesi informatif, 9 çocuk taşıyıcı ve 6 çocuk sağlam bulunmuştur. İnformatif ailelere prenatal tanı yapılabileceği bildirilmiştir. Aynı hasta çocuklarda IVS10nt546 mutasyonuna yönelik olarak amplifiye edilen PAH geni PCR ürünü DdeI restrik- siyon enzimi ile direkt mutasyon analizine tabi tutulmuştur. Toplam 40 alelden 12 sinde (%30) IVS10nt546 mutasyonu bulunmuştur. PAH-VNTR polimorfizimleri ile alel segregasyonu yapılamayan bir ailede hasta çocuğun IVS10nt546 mutasyonunu homozigot olarak taşıması, kardeşinin PKU taşıyıcısı olduğunu ortaya koymamızı sağlamıştır. Yalnız başına PAH-VNTR polimorfizimleri ile taşıyıcı tespiti başarısı %90 iken, DdeI restriksiyon enzimi direkt mutasyon analizi yöntemiyle birlikte kullanıldığında başarı oranı %95 e çıkmıştır. In this dissertation, allele segregation was performed utilizing VNTR polymorphisms outside the PAH gene in order to determine whether the siblings of a child who has been diagnosed with PKU are carriers. Blood samples from 20 children who had PKU and their parents as well as their siblings were studied. Ddel restriction enzyme direct mutation analysis technique was applied to determine whether the IVS10nt546 mutation existed in patients. DNA was extracted from the venus blood sample. The extragenic VNTR sequences were amplified using PCR, and the PCR product was run on the gel for ellele segragation. With this process, it was determined whether a sibling of a sick child is a carrier in “informative” families. With this method, 18 families out of 20 were found to be “informative”; 9 children, carriers; 6 children, normal. It was concluded that the prenatal diagnosis was applicable to those informative families. In the samples from the PKU patients, the PAH gene which was amplified by PCR regionally including the IVS10nt546 mutation. IVS10nt546 mutation was found in 12 alleles out of 40 (30%) by digesting the PCR products with DdeI restriction enzyme. In a noninformative family, where the allele segregation with PAH-VNTR polymorphism failed, a sick child was found to carry IVS10nt546 mutation homozgote. This led to the conclusion that the sibling of the child was a PKU carrier. While the success rate in carrier determination was 90% with PAH-VNTR polymorphism alone, the rate increased to 95% when DdeI restriction enzyme direct mutation analysis was used additionally.
- Published
- 2004
34. Propolis Accelerates the Consolidation Phase in Distraction Osteogenesis
- Author
-
Bereket, Cihan, primary, Özan, Fatih, additional, Şener, İsmail, additional, Tek, Mustafa, additional, Altunkaynak, Berrin Zuhal, additional, Semirgin, Sibel Uçak, additional, Şenel, Erman, additional, and Özdemir, Muhsin, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
35. An Appraisal of discrepancies between estimated and final cost in Turkish public work projects: A case study
- Author
-
Özdemir, Muhsin Tamer, Özkan, Soofıa Tahıra Elıas, and Diğer
- Subjects
Cash flow ,Cost ,Architecture ,Public bidding ,Mimarlık ,Progress payments - Abstract
öz DEVLET İHALELERİNDE TAHMİN EDİLEN VE GERÇEKLEŞEN MALİYETLER ARASINDAKİ TUTARSIZLIKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZDEMİR, Muhsin Tamer Yüksek Lisans, Mimarlık Bölümü Tez Yöneticisi: Yrd. Doç. Dr. Soofia Tahira Elias ÖZKAN Eylül 2001, 121 sayfa Türkiye'deki inşaat sektörünün önemli bir bölümünü oluşturmasına rağmen, devlet ihalelerinin sadece sınırlı sayıdaki bir bölümü planlanan zamanında tamamlanabilmekte ve daha da az sayıda bölümü de planlanan maliyetler içerisinde gerçekleştirilebilmektedir. Bununla birlikte, projelerin inşaa aşamasında sürekli revizyonlar gerekli olmaktadır. Bu durum, hem devlet, hem tasarımcı, hem de müteahhit açısından bir çok probleme yol açmaktadır. inşaat sektöründe, ileriye dönük tahminler olmalarından dolayı, keşifler ile gerçekleşen maliyetler arasında sapmalar olması kaçınılmazdır. Önemli olan, sözkonusu sapmaların en az seviyede tutulmasını sağlayacak planlama çalışmalarının yapılmasıdır. Bu çalışma, devlet ihalelerinde, keşifler doğrultusunda tahmin edilen nakit akış planları ile gerçekleşen nakit akışı arasındaki tutarsızlıkların değerlendirilmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Sözkonusu tutarsızlık ve farklılıkların sebepleri, yakın zamandatamamlanmış bir devlet yatırımı üzerinde çalışılarak araştırılmış, ve bu farklılıkların oluşmasında rolü olan tarafların etkileri incelenmiştir. Proje aşamasında yapılan keşiflerdeki değişikliklerin kaçınılmaz olacağının ortaya konulmasını müteakip, Microsoft Excel yazılımı kullanılarak bir Lineer Regresyon analizi yapılmış ve keşifler ile gerçek maliyetler arasındaki ilişki incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Keşif, Nakit Akışı, Hakediş Ödemeleri, Artışı, ilave iş. VI ABSTRACT AN APPRAISAL OF DISCREPANCIES BETWEEN ESTIMATED AND FINAL COSTS IN TURKISH PUBLIC WORKS PROJECTS: A CASE STUDY ÖZDEMİR, Muhsin Tamer M.Sc. in Building Science, Department of Architecture Supervisor: Soofia Tahira Elias Özkan, Ph.D., Assist. Prof. In the Department of Architecture September 2001, 121 pages Although public construction projects hold a significant position in the construction sector in Turkey, only a small number of them are completed before their deadlines, and an even smaller number are completed within their estimated budgets. Constant revisions are consequently required throughout their execution. This situation creates many problems for both the government and the contractors. The estimates in the construction sector are inevitably subject to error since they are mere predictions. Hence, it is important to make accurate planning studies in order to minimize these changes. The focus of this study was on the appraisal of the discrepancies between the estimated and the actual cash flows of public works in the Turkish construction industry. The probable sources of these discrepancies were investigated by analyzing data gathered from a recent public works investment as a case iiistudy. The roles and the effects of the several parties concerned were also explored. Having determined the fact that changes in estimations inevitably occur, a linear regression analysis was made by using the computer application Microsoft Excel to establish the relationship between estimated and final costs. Keywords: Cost Estimates, Cash Flow, Progress Payments, Bill of Quantities, Additional Works IV 121
- Published
- 2001
36. Detection of kinase amplifications in gastric adenocarcinomas
- Author
-
ÖZDEMİR, Muhsin, primary, ÖZNUR, Murat, additional, ÇİFTÇİ, Evrim, additional, DURAK ARAS, Beyhan, additional, ASLAN, Hüseyin, additional, SAYGILI, Hande, additional, ÖNER, Kevser Setenay, additional, ERKASAP, Serdar Mustafa, additional, ÖZAKYOL, Ayşegül, additional, PAŞAOĞLU, Özgül, additional, ÇİLİNGİR, Oğuz, additional, and ARTAN, Sevilhan, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
37. Genetik algoritma kullanılarak portföy seçimi
- Author
-
ÖZDEMİR, Muhsin, primary
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
38. Is Recurrent Abortion an Indication for Subtelomeric Region Analysis?
- Author
-
DURAK, Beyhan, primary, YEŞİL, Mesut, additional, ÖZDEMİR, Muhsin, additional, ÇİLİNGİR, Oğuz, additional, ŞENER, Turgay, additional, BADEMCİ, Güney, additional, MÜSLÜMANOĞLU, M. Hamza, additional, and ARTAN, Sevilhan, additional
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
39. Tip I ve tip II diabetes mellitus'lu olgularda dermatoglifik ve genetik analizler
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Başaran, Nurettin, and Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Subjects
Diyabet - Abstract
Tez (doktora) - Anadolu Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Tıpta Uzmanlık, Kayıt no: 99757, Bu araştırmada, Temmuz 1990-Aralık 1991 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma ve Uygulama Merkezi (DETAM) Diabet kliniğine başvuran, klinik ve laboratuvar testleri sonucunda aşikar diabet tanısıyla takip edilen 250 Tip I (115 erkek ve 135 kadın), 250 Tip II (110 erkek ve 140 kadın) olmak üzere toplam 500 olgu ile kontrol grubunu oluşturan 300 (160 erkek ve 140 kadın) kişinin dermal örnekleri incelendi. Dermal örneklerin alımında röntgen filmi ve kağıt-stampa mürekkebi yöntemleri, olguların toplam 10485 kişiden oluşan akrabalarındaki diabetin araştırılmasında ise pedigri yömtemi uygulandı. Çalışmamızda, toplam 800 kişinin II. parmak uçlarındaki ve el ayalarındaki sweat por sayıları ile el parmak ucu örnek tipleri, total çizgi sayıları (TRC), tüm çizgi sayıları (ARC), interdigital bölgeler ile hipotenar bölgedeki elin palmar örnek tipleri, elin palmar yüze- yindeki temel çizgi sonlanmaları, a-b, b-c, c-d, d-A çizgi sayıları, atd açıları, el ayası bükülüm çizgileri değerlendirildi. Bu çalışma sonunda, Tip I diabetli kadınlarda UL ve A, Tip II diabetli kadınlarda A ve W tipi örneklerde, atd açılarında Tip I ve Tip II erkeklerle Tip II kadınlarda, iki diabetli grubun hem erkek hem kadınlarda palmar örneklerden Ir, IIIT ilmekleri ile e, f, t , t triradiuslarında, simian çizgisinde kontrollere oranla anlamlı artış saptandı (p[0.001). Yine hem erkek hem kadın Tip I ve Tip II diabetli- lerde TRC, a-b, b-c, c-d, d-A çizgi sayılarında, parmak ucu ve el aya- sındaki sweat por sayılarında kontrollere göre azalma saptandı (p[0.001). A-temel çizgisi Tip I ve Tip II diabetli erkeklerde daha çok 5 pozisyonunda yer alırken, erkek kontrellerde 3 pozisyonda yer aldığı gözlendi. B-temel çizgisi sonlanım yeri Tip II diabetik erkeklerin sol elinde daha çok 7, kontrol erkeklerin sol ellerinde ise 5 pozisyonunda gözlendi. C-temel çizgisi erkek Tip I ve Tip II dia- betiklerin sol ellerinde daha çok 9, kontrol grubu erkeklerin sol ellerinde 7 pozisyonunda sonlandığı görüldü. D-temel çizgisi kontrol erkek ve kadınlarda sol elde en çok 9, Tip I kadınlar ile Tip II erkek ve kadınların sol ellerinde en çok 11 pozisyonunda olduğu saptandı.
- Published
- 1992
40. FISH analysis with locus‐specific probes in sperm from two translocation carrier men
- Author
-
Durak, Beyhan, primary, Hakan Özön, Yavuz, additional, Özdemir, Muhsin, additional, Artan, Sevilhan, additional, Basaran, Nurettin, additional, Basaran, Seher, additional, and Özkinay, Cihangir, additional
- Published
- 1999
- Full Text
- View/download PDF
41. Fragile Site Analysis in Bipolar Affective Disorder
- Author
-
DURAK, Taner, primary, KAPTANOĞLU, Cem, additional, ÇİLİNGİR, Aysun, additional, ÖZDEMİR, Muhsin, additional, and BAŞARAN, Nurettin, additional
- Published
- 1997
- Full Text
- View/download PDF
42. Chromosome Analysis in Pleural Effusions
- Author
-
Metintaş, Muzaffer, primary, Özdemir, Necla, additional, Solak, Mustafa, additional, Artan, Sevilhan, additional, Özdemir, Muhsin, additional, Başaran, Nurettin, additional, Ekici, Mehmet, additional, and Erginel, Sinan, additional
- Published
- 1994
- Full Text
- View/download PDF
43. Conventional and Molecular Cytogenetic Analyses in Turkish Patients with Multiple Myeloma.
- Author
-
Araş, Beyhan Durak, Akay, Olga Meltem, Sungar, Gülçin, Bademci, Güney, Aslan, Vahap, Caferler, Jülide, Özdemir, Muhsin, Çilingir, Oğuz, Artan, Sevilhan, and Gülbaş, Zafer
- Subjects
BONE marrow transplantation ,CANCER chemotherapy ,CHROMOSOME abnormalities ,STATISTICAL correlation ,CYTOGENETICS ,MULTIPLE myeloma ,FLUORESCENCE in situ hybridization ,DATA analysis software ,DESCRIPTIVE statistics ,KAPLAN-Meier estimator - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Hematology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
44. İşitme engelli çocuklarda dermatoglifik analizler
- Author
-
Özdemir, Muhsin, Başaran, Nurettin, and Diğer
- Subjects
"null" ,Fingerprint ,Hearing impaired ,Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Kulak Burun ve Boğaz - Abstract
ÖZET Bu çalışmada, Haziran 1985- Aralık 1985 ayları arasın da Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü İşitme Engelli Çocuklar Eğitim Merkezi 'nd e (İÇEM) eğitim ve öğretim gören işitme en - gelli 25 erkek ve 25 kız olmak üzere toplam 50 öğrencinin dermatoglifik analizi yapılarak, bu olguların parmak ucu ör nek tipleri, çizgi sayıları ve el ay alarmdaki fleksiyon çizgileri araştırılmıştır. Ayrıca 25 erkek ve 25 kadın olmak üzere toplam 50 sağlıklı kişi kontrol grubu olarak alınmış tır. Araştırma ve kontrol grubunda dermatoglifik analiz için kâğıt ve ıstampa mürekkebi yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemle elde edilen dermatoglifik örnekler değerlendirilmiş ve görü lebilen düzensizlikler saptanmaya çalışılmıştır. Ayrıca, aras_ tırma grubu ile kontrol grubu parmak ucu örnek tipleri, çiz gi sayıları ve el ayasmdaki fleksiyon çizgileri yönünden karşılaştırılmış t ir. - »- 56 - Bu çalışmaların sonucunda, işitme engellilerle kontrol grubu arasında parmak ucu örneği tip frekansları yönünden anlamlı bir fark saptanamamış, ulnar ilmek tipi parmak ucu örneği çizgi sayılarının işitme engellilerde azaldığı gö rülmüş, araştırma ye kontrol grubunda total çizgi sayısı (TRC) ve tüm çizgi sayısı (ARC), erkeklerde kadınlardan yük sek olarak bulunmuştur. Araştırma grubunda 6 olguda simian çizgisi, 1 olguda sydney çizgisi, 2 olguda el ayasında normal fleksiyon çizgi lerinin dışında ayrı ayrı yönlerden gelip birbirleriyle ke sişen karışık çizgiler saptanmıştır. İşitme engelli olgularda, klinik tanıya yardımcı olması açısından dermatoglifik analizlerin yapılmasının yararlı o- lacağı sonucuna varılmıştır. SUMMARY THE DERMATOGIıYPIC ANALYSIS IN THf DEAMESS CHILDREN In this study, the dermatoglypic analysis has been done in the 25 girls and 25 boys who are studying at the Deafness Children Centry at the Anadolu university. Having made this analysis, these cases 's finger tip patterns, ridge-counts and the flexion lines in the palmer have been investigated. In addition `to this, 50 healty people who were 25 women and 25 men have been used as a control group. It has been used paper and stamp ink technique for analy sis of the dermatoglypic samples in both the control group and the cases. Dermatoglypic samples have been appraised which have been obtained in this technique and the dermatoglypic a- nomalies have been tried to obtain. Also both the control group and the cases have been compared with respect to the finger tip patterns, ridge-counts and the flexion lines.- 58 - At the result of these investigations, the meaningful differences have not been observed with respect to the fin ger tip pattern frequencies between the control group and the cases. It has been observed that, in the deafness, the ridge-counts at the finger tips with ulnar loop hav© been decreased, at the control group and the cases, total ridge counts (TRC) and all the ridge-counts (ARC) of men have been found higher than women. In our cases, simian line at six cases, Sydney line at one case, have been found. Also in two cases's palmars, ex cept for the normal flexion lines, complex lines which are coming in different directions and intersect with each other have been obtained. It has been concluded that, the dermatoglypic analysis are useful for helping the clinical diagnosis. 70
- Published
- 1985
45. Determining the factors that effect adoption of enterprise application integration in higher education institutions
- Author
-
Kutlu Karabiyik, Büşra, ÖZDEMİR, Muhsin, AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI, Özdemir, Muhsin, and İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
İşletme ,Kurumsal Uygulamaların Entegrasyonu, Kurumsal Entegrasyon, Teknoloji Kabulü, Yönetim Bilişim Sistemleri, İkili Lojistik Regresyon, Sıralı Lojistik Regresyon ,Business Administration - Abstract
YÜKSEKÖĞRETİMDE KURUMSAL UYGULAMALARIN ENTEGRASYONUNUN KABUL DÜZEYİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Büşra KUTLU KARABIYIK Doktora Tezi, İşletme Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Muhsin ÖZDEMİR 2019, XXVI + 211 sayfa Çağdaş işletmeler kendi iş alanlarına yüksek düzeyde uyum sağlayabilen kurumsal uygulamalardan yararlanmaktadırlar. Kurum içinde ve kurumlar arasında kullanılan uygulamalara kurumsal uygulamalar denilmektedir. Ancak aynı işletme içinde farklı amaçlarla kullanılan kurumsal uygulamalar kendi aralarında kolaylıkla iletişim kuramadıkları gözlemlenmektedir. Uygulamalar arasında oluşan iletişim sorununun çözülebilmesi için kurumsal uygulamaların entegrasyonu çözümleri ileri sürülmüştür. Kurumsal uygulamaların entegrasyonu, farklı amaçlı kurumsal uygulamalar arasında veri ve süreçlerin sınırsız olarak paylaşılmasıdır şeklinde ifade edilebilmektedir. Kurumsal entegrasyon işletme fonksiyonlarının desteklenmesini sağlamaktadır. Yükseköğretim kurumları, yeni teknolojilere geçiş konusundaki küresel eğilimlerden güçlü bir şekilde etkilenmişlerdir. Hükümetler tarafından çoğunlukla üniversitelere, performanslarını ve verimliliklerini arttırma çağrıları yapılmaktadır. Benzer şekilde üniversite üst yönetimi, idari ve akademik çalışanlar, öğrenciler, farklı kamu kurumları ve özel işletmeler gibi çeşitli paydaşların üniversitelere dair kalite ve performans taleplerinin artması yükseköğretim kurumlarını bu talepleri karşılamaya yönelik yeni stratejiler geliştirmeye zorlamaktadır. Kurumsal uygulamaların entegrasyonu çalışmaları da bu stratejilerin önemli bir bileşeni niteliğindedir. Bu araştırmanın üç adet ana amacı bulunmaktadır. Bu amaçlar; üniversitelerdeki akademik ve idari personelin kurumsal uygulamaların entegrasyonu hakkında bir algı/farkındalık ölçeği geliştirmek, üniversitelerdeki akademik ve idari personelin kurumsal uygulamaların entegrasyonu hakkındaki algılarının, kurumsal entegrasyonu kabul isteklerine etkisini ve kurumdaki entegrasyon düzeyine etkisini incelemektir. viii Bu çalışma yükseköğretimde kurumsal uygulamaların entegrasyonu literatüründe yer alan ve nicel araştırma yaklaşımını kullanan literatürdeki ilk çalışma niteliğindedir. Bu çalışma aynı zamanda Türkiye’de yükseköğretim kurumlarında kurumsal uygulamaların entegrasyonunu değerlendiren ilk çalışmadır. Bu araştırmada öncelikle “Üniversite Personelinin Kurumsal Entegrasyon Algısı/Farkındalığı (ÜPKEA) Ölçeği” geliştirilmiştir. ÜPKEA Ölçeği, katılımcıların entegre bilişim sistemlerine ve kurumsal entegrasyona dair algı düzeyini ifade etmektedir. Bu ölçek uyum, engel, maliyet, destek, karmaşıklık, baskı, hazır oluş, alt yapı, tatmin, risk ve fayda faktörlerini içermektedir. Bu çalışmada geliştirilen ölçek faktörleri ve maddeleri 249 kişilik bir örneklem üzerinde geliştirilmiş ve 576 kişilik farklı bir örneklemde doğrulanmıştır. ÜPKEA ölçeği yükseköğretim kurumlarındaki idari ve akademik personelin kurumsal uygulamaların entegrasyonuna dair farkındalıklarının, kurumsal entegrasyona geçme isteklerine bir diğer ifadeyle kurumsal entegrasyonu kabul etme isteklerine etkisini incelemek için kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre yükseköğretim kurumlarında akademik ve idari personelin kurumsal uygulamalara dair farkındalıkları arttığında kurumsal entegrasyonuna geçme isteklerinin de arttığı görülmüştür. Üniversite Personelinin Kurumsal Entegrasyon Algısı/Farkındalığı ölçeği aynı zamanda idari ve akademik personelin kurumsal uygulamaların entegrasyonuna dair farkındalıklarının, kurumdaki entegrasyon düzeyine etkilerini incelemek için kullanılmıştır. Kurumdaki entegrasyon düzeyi puanı, üniversitelerin kurumsal entegrasyonda ne kadar iyi olduklarına işaret etmektedir. Yükseköğretim kurumlarında akademik ve idari çalışanların kurumsal uygulamaların entegrasyonu hakkındaki farkındalıkları arttığında, kurumdaki entegrasyon düzeyinin de arttığı görülmüştür. Bu çalışmada sistem kullanıcıların kullanıcıların tutumları ve davranışları çok daha iyi anlaşılmaktadır. Çalışanların teknolojiye geçiş sürecindeki rolü teknolojiye geçişi kolaylaştırmaktadır. Elde edilen bulgular ışığında görülmektedir ki, örgütler doğru adımlar atarak son kullanıcıların kurumsal entegrasyona geçme isteklerini ve kurumdaki entegrasyon seviyesini artırabilmektedirler. İÇİNDEKİLER KABUL VE ONAY SAYFASI..............................................................................................iii BİLİMSEL ETİK BİLDİRİM SAYFASI................................................................................ v ÖZET.....................................................................................................................................vii ABSTRACT ...........................................................................................................................ix ÖNSÖZ...................................................................................................................................xi ŞEKİLLER DİZİNİ.............................................................................................................xvii TABLOLAR DİZİNİ............................................................................................................xix EKLER DİZİNİ..................................................................................................................xxiii KISALTMALAR DİZİNİ ................................................................................................... xxv GİRİŞ....................................................................................................................................... 1 1. BÖLÜM.............................................................................................................................. 7 1. YÜKSEKÖĞRETİMDE KURUMSAL ENTEGRASYON VE TEKNOLOJİ KABUL MODELLERİ................................................................................................................. 7 1.1. Yükseköğretimde Kurumsal Entegrasyon ................................................................... 7 1.1.1. Yükseköğretimde Entegrasyon Kavramı........................................................... 7 1.1.2. Yükseköğretimde Bilişim Sistemleri................................................................. 9 1.1.3. Yükseköğretimde Entegrasyon İhtiyacının Doğması ...................................... 15 1.1.4. Yükseköğretim Kurumlarındaki Entegrasyona dair Küresel Örnekler............ 19 1.1.5. Yükseköğretim Kurumlarındaki Entegrasyona dair Türkiye’den Örnekler .... 25 1.1.5.1. YÖKSİS bilgi sistemi.......................................................................... 26 1.1.5.2. Öğrenci işleri bilgi sistemi .................................................................. 29 1.1.5.3. Öğrenci bilgi sistemi ........................................................................... 30 1.1.5.4. Elektronik belge yönetim sistemi........................................................ 31 1.1.5.5. Personel işleri bilgi sistemi ................................................................. 32 1.1.5.6. Öğretim üyesi bilgi sistemi ................................................................. 33 1.1.5.7. Bologna bilgi sistemi........................................................................... 34 xiv 1.1.5.8. EduRoam sistemi ................................................................................ 34 1.1.5.9. Kredi ve Yurt Bilgi Sistemi entegrasyonu .......................................... 34 1.1.5.10. Kart entegrasyonu ............................................................................. 35 1.1.5.11. Mezun bilgi sistemi........................................................................... 35 1.1.6. Yükseköğretimde Entegrasyonun Faydaları ................................................... 35 1.2. Teknolojik Yeniliklerin Kabul Edilmesine Yönelik Bireysel ve Örgütsel Teoriler.. 39 1.2.1. Teknolojik Yeniliklerin Kabul Edilmesine Yönelik Bireysel Teoriler ........... 39 1.2.1.1. Gerekçeli eylem teorisi ....................................................................... 40 1.2.1.2. Teknoloji kabul modeli....................................................................... 41 1.2.1.3. Planlı Davranış Teorisi ....................................................................... 42 1.2.1.4. Yeniliklerin Yayılması Teorisi ........................................................... 44 1.2.1.5. Birleştirilmiş teknoloji kabullenme ve kullanım teorisi...................... 46 1.2.2. Teknolojik Yeniliklerin Kabul Edilmesine Yönelik Örgütsel Teoriler........... 48 1.2.2.1. Kurumsal teori .................................................................................... 48 1.2.2.2. Teknoloji-Örgüt-Çevre ....................................................................... 49 1.2.2.3. İnsan-Örgüt-Teknoloji Modeli............................................................ 50 1.2.2.4. İnsan-Teknoloji-Örgüt-Çevre Modeli................................................. 51 2. BÖLÜM............................................................................................................................ 53 2. ENTEGRASYON FARKINDALIK ÖLÇEĞİ BİLEŞENLERİ VE BAĞIMLI DEĞİŞKENLER.......................................................................................................... 53 2.1. Entegrasyon Düzeyi................................................................................................... 53 2.2. Entegrasyon Kabulü/Entegrasyona Geçme İsteği ..................................................... 62 2.3. Maliyet....................................................................................................................... 66 2.4. Risk............................................................................................................................ 72 2.5. Karmaşıklık ............................................................................................................... 78 2.6. Uyumluluk................................................................................................................. 84 2.7. Teknolojik Hazır Oluş............................................................................................... 91 2.8. Algılanan Fayda......................................................................................................... 98 xv 2.9. Bilişim Teknolojileri Alt Yapısı .............................................................................. 103 2.10. Paydaşların Tatmini ............................................................................................... 108 2.11. Engel ...................................................................................................................... 111 2.12. Baskı ...................................................................................................................... 116 2.13. Destek .................................................................................................................... 124 3. BÖLÜM.......................................................................................................................... 133 3. YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÜZERİNE UYGULAMA ................................... 133 3.1. Araştırma Soruları.................................................................................................... 133 3.2. Araştırmanın Çalışma Grubu ................................................................................... 133 3.3. Araştırmanın Orjinalliği........................................................................................... 133 3.4. Araştırmanın Sınırlılıkları........................................................................................ 134 3.5. Veri Toplama Aracı ................................................................................................. 134 3.6. Araştırmanın Aşamaları........................................................................................... 135 3.7. Ölçek Geliştirme Süreci........................................................................................... 136 3.7.1. Madde Havuzunun Oluşturulması ................................................................. 137 3.7.1.1. Literatür taraması .............................................................................. 137 3.7.1.2. Odak grup çalışması.......................................................................... 137 3.7.1.3. Uzmanlar ile mülakat ........................................................................ 137 3.7.2. Madde Havuzunun Uzmanlar Tarafından Değerlendirilmesi........................ 138 3.7.3. Ön Deneme Aşaması ..................................................................................... 141 3.7.4. Ölçeğin Demografik Özellikleri .................................................................... 142 3.7.5. Ölçek Geçerlilikleri için Madde Analizleri ................................................... 143 3.7.5.1. Korelasyona dayalı madde analizi..................................................... 144 3.7.5.2. Alt ve üst grup ortalamaları arasındaki farka dayalı madde analizi.. 145 3.7.6. Açıklayıcı Faktör Analizi için Ön Analizler.................................................. 148 3.7.7. Açıklayıcı Faktör Analizi .............................................................................. 154 3.8. Doğrulayıcı Faktör Analizi ...................................................................................... 159 xvi 3.8.1. Demografik Özellikler................................................................................... 160 3.8.2. Model Uyum İyiliği Değerlerinin İncelenmesi ............................................. 160 3.8.3. Maddelerin Regresyon Ağırlıkları................................................................. 163 3.9. İkili Lojistik Regresyon Analizi .............................................................................. 166 3.10. Sıralı Lojistik Regresyon Analizi .......................................................................... 170 4. TARTIŞMA VE SONUÇ.............................................................................................. 174 5. KAYNAKLAR............................................................................................................... 180 6. EKLER........................................................................................................................... 204 ÖZGEÇMİŞ....................................................................................................................... 211
- Published
- 2019
46. IDH2 Mutations in Primary Glioblastoma.
- Author
-
ATLI, Emine İkbal, KALKAN, Rasime, ÇİFTÇİ, Evrim, ÖZKARA, Emre, ÇİLİNGİR, Oğuz, ÖZDEMİR, Muhsin, ÖZBEK, Zühtü, ARTAN, Sevilhan, and ARSLANTAŞ, Ali
- Subjects
- *
GLIOMAS , *GENETIC mutation , *CLINICAL trials , *ASTROCYTOMAS , *MEDICAL statistics , *PATIENTS - Abstract
Purpose: To establish the frequency of IDH2 mutations in primary glioblastoma at a population level. Experimental Design: We screened primary glioblastoma in a population-based study for IDH2 mutations and correlated them with clinical data. Results: No IDH2 gene mutation was detected in tumor samples. Since the analyzed tumor samples were the primary GBMs, the data of undetected IDH2 gene mutation was in agreement with the literature. Conclusion: In summary, our study is the first study to investigate the IDH2 status in primary GBMs in Turkish patients. Anaplastic astrocytoma or glioblastoma patients with IDH1/IDH2 mutations have been reported to be younger than those carrying the wild-type allele. Accordingly IDH1/IDH2 mutations were observed more frequently in patients at an early age. In our study, mutations were not detected in our study group, thus a statistical ratio cannot be derived. The average age for our patient sample was 54.5 ± 2. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
47. Problems and proposed solutions in the return of value added tax in transactions on discount rates
- Author
-
Yıldırım, Ozan, Özdemir, Muhsin, and Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
KDV ,Charges on VAT ,KDV İadesi ,VAT ,İndirimli Oran ,Yüklenilen KDV ,Discount Rates ,VAT Returns - Abstract
Katma Değer Vergisi (KDV), muamele vergileri içinde en gelişmiş ve modern olanıdır. KDV, yayılı ancak kümülâtif olmayan bir muamele vergisidir. Bu özelliği sayesinde, verginin piramitleşmesi denilen hadiseye de yol açmamaktadır. KDV‟yi benzeri muamele vergilerinden ayıran en gelişmiş özelliği ise vergi indirimi mekanizmasıdır. Bu indirim mekanizması, satışlar üzerinden hesaplanan KDV‟den bu satışlar için yapılan alışların KDV‟sinin indirilmesi şekinde işlemektedir. Bu mekanizmanın işleyişinde karşılaşılan sorunlar içinde en önemlisi bazı mal teslimleri ve hizmet ifalarında KDV oranının indirilmesidir. KDV oranı indirildiğinde, mükelleflerin KDV tahsilatı azalmaktadır. Ticari faaliyetlerini devam ettirebilmek için tahsil ettiklerinden daha fazla KDV yüklenmek zorunda kalan mükellefler giderek büyüyen bir devreden KDV sorunu ile karşı karşıya kalmakta ve yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri KDV‟lerinin iadesini alma ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu‟nun 29/2‟nci maddesinde, KDV oranı indirilmiş olan teslim ve hizmetleri bulunan mükelleflere, indirimli oran nedeniyle eksik hesapladıkları KDV‟yi telafi etmeleri amacıyla iade alma hakkı tanınmıştır. Bu çalışmada, KDV ile ilgili geniş bir bilgilendirmeden sonra KDV iade yöntemleri ve işlem türlerine göre KDV iadeleri anlatılmış, indirim oranlı işlemlerde KDV iadesi, konunun daha somut hale getirilebilmesi için örnek uygulama ile birlikte açıklanmış, indirim oranlı KDV iadesi ve muhasebesinde karşılaşılan sorunlara değinilmiş ve bu sorunlar için çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Value of Added Tax Rate is the most developed and modern in turn over tax. Value of Added Tax Rate is a non-cumulative turn over tax. Because of this quality the tax leads to a pyramid-shaped incident. The quality that makes VAT different from similar turn over taxes is it‟s mechanism for tax discounts. This discount mechanism is implemented by calculating VAT on sales to calculating VAT on purchases. The main problem encountered within the application of this mechanism is the reduction of the rate of VAT on the delivery of goods and discharge of services. When the rate of VAT is reduced taxpayer‟s VAT collection is decreased. Taxpayers who have to pay more VAT than they collect to continue their business activities face a growing circulation of VAT problem and charge and VATs that can‟t be compensated through discounts need to be returned. In this regard, in article 29/2 of the Value of Added Tax Law No.3065, the taxpayers with reduced VAT rate on goods and services have the right to receive refunds in order to compensate for the miscalculated VAT rate due to discounts. In this work, after a wide briefing on VAT, tax returns methods and tax returns explained according to transaction types, discount rates on VAT returns, we have prepared a sample to make the subject more perceptible, the discount rate on VAT returns and problems encountered in accounting and solutions on solving these problems.
- Published
- 2017
48. A simulation approach to improve quay crane operations in container terminals
- Author
-
Özgün Sarıoğlu, Durcan, Özdemir, Muhsin, and Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
Container Terminals ,Konteyner Terminalleri ,Simulation ,Simülasyon - Abstract
Uluslararası ticaretin gelişmesi limanlarda elleçlenen yük miktarını her geçen gün arttırmaktadır. Bu nedenle liman işletmeleri de müşteri taleplerini karşılayabilmek ve verimliliklerini arttırmak adına operasyonlarını geliştirmektedir. Özellikle, limanlardaki konteyner yüklerin sayılabilir ve büyüklüklerin uluslararası standarta sahip olması, liman operasyonlarında performansı ölçmeye ve iyileştirmeye olanak tanımaktadır. Bu çalışmada da bir liman işletmesinin konteyner operasyonlarının verimliliği simülasyon yöntemiyle ölçülmüştür. Bunun için iki simülasyon modeli oluşturulmuştur. Ġlk simülasyon modeli mevcut sistemi yansıtmaktadır. Rıhtımda gerçekleştirilen elleçleme işlemi, rıhtım vincinin taşıyıcı araca yükleme ya da taşıyıcı araçtan boşaltma yapmasını kapsamaktadır. Ġkinci simülasyon modelinde ise rıhtım vinci taşıyıcı araçtan bağımsız olarak konteyner yüklemekte ve boşaltmaktadır. Böylelikle rıhtım vinçlerinin taşıyıcı aracı bekleme sürelerini gözlemek hedeflenmiştir. Simülasyon modelleri karşılaştırıldığında, mevcut sistemde var olan taşıyıcı araç beklemelerinin ortadan kaldırılabileceği görülmüştür. Sonucunda geminin rıhtımda kaldığı sürenin yarı yarıya düşeceği ortaya konulmuştur. The development of international trade increases the amount of freight handled in ports every passing day. For this reason, port operators are also improving their operations in order to meet customer demands and increase their productivity. In particular, the container loads at the ports are countable and the international standards of their size allow to measure and improve performance in port operations. In this study, the efficiency of container operations of a port operation was measured by simulation method. Two simulation models were created for this. The first simulation model reflects the current system. In this model, handling performed on the quay includes loading from quay crane to truck or unloading from truck to the quay. In the second simulation model, the quay crane loads and unloads containers independently from the truck. Thus, it is aimed to observe the waiting times of the quay crane. When the simulation models are compared, it can be seen that the truck waitings that are in the current system can be removed. As a result, it was revealed that ship's waiting time on quay was halved.
- Published
- 2017
49. Konteyner terminallerinde rıhtım vinç operasyonlarının simülasyon yaklaşımı ile iyileştirilmesi
- Author
-
Sarioğlu, Özgün, Özdemir, Muhsin, and İşletme Ana Bilim Dalı
- Subjects
Management simulation ,Ports ,Crane ,İşletme ,Endüstri ve Endüstri Mühendisliği ,Simulation system ,Quay ,Industrial and Industrial Engineering ,Simulation ,Container terminal ,Container ,Business Administration ,System simulation - Abstract
Uluslararası ticaretin gelişmesi limanlarda elleçlenen yük miktarını her geçen gün arttırmaktadır. Bu nedenle liman işletmeleri de müşteri taleplerini karşılayabilmek ve verimliliklerini arttırmak adına operasyonlarını geliştirmektedir. Özellikle, limanlardaki konteyner yüklerin sayılabilir ve büyüklüklerin uluslararası standarta sahip olması, liman operasyonlarında performansı ölçmeye ve iyileştirmeye olanak tanımaktadır. Bu çalışmada da bir liman işletmesinin konteyner operasyonlarının verimliliği simülasyon yöntemiyle ölçülmüştür. Bunun için iki simülasyon modeli oluşturulmuştur. İlk simülasyon modeli mevcut sistemi yansıtmaktadır. Rıhtımda gerçekleştirilen elleçleme işlemi, rıhtım vincinin taşıyıcı araca yükleme ya da taşıyıcı araçtan boşaltma yapmasını kapsamaktadır. İkinci simülasyon modelinde ise rıhtım vinci taşıyıcı araçtan bağımsız olarak konteyner yüklemekte ve boşaltmaktadır. Böylelikle rıhtım vinçlerinin taşıyıcı aracı bekleme sürelerini gözlemek hedeflenmiştir. Simülasyon modelleri karşılaştırıldığında, mevcut sistemde var olan taşıyıcı araç beklemelerinin ortadan kaldırılabileceği görülmüştür. Sonucunda geminin rıhtımda kaldığı sürenin yarı yarıya düşeceği ortaya konulmuştur.ANAHTAR SÖZCÜKLER: Konteyner Terminalleri, Simülasyon The development of international trade increases the amount of freight handled in ports every passing day. For this reason, port operators are also improving their operations in order to meet customer demands and increase their productivity. In particular, the container loads at the ports are countable and the international standards of their size allow to measure and improve performance in port operations. In this study, the efficiency of container operations of a port operation was measured by simulation method. Two simulation models were created for this. The first simulation model reflects the current system. In this model, handling performed on the quay includes loading from quay crane to truck or unloading from truck to the quay. In the second simulation model, the quay crane loads and unloads containers independently from the truck. Thus, it is aimed to observe the waiting times of the quay crane. When the simulation models are compared, it can be seen that the truck waitings that are in the current system can be removed. As a result, it was revealed that ship's waiting time on quay was halved.KEYWORDS: Container Terminals, Simulation 161
- Published
- 2017
50. İndirim oranlı işlemlerde KDV iadesi ve muhasebesinde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri
- Author
-
Yildirim, Ozan, Özdemir, Muhsin, and İşletme Ana Bilim Dalı
- Subjects
Accounting piocess ,İşletme ,Value added ,Accounting ,Discount ,Taxes ,Tax rebate ,Tax relief ,Business Administration ,Value added tax - Abstract
Katma Değer Vergisi (KDV), muamele vergileri içinde en gelişmiş ve modern olanıdır. KDV, yayılı ancak kümülâtif olmayan bir muamele vergisidir. Bu özelliği sayesinde, verginin piramitleşmesi denilen hadiseye de yol açmamaktadır. KDV'yi benzeri muamele vergilerinden ayıran en gelişmiş özelliği ise vergi indirimi mekanizmasıdır. Bu indirim mekanizması, satışlar üzerinden hesaplanan KDV'den bu satışlar için yapılan alışların KDV'sinin indirilmesi şekinde işlemektedir.Bu mekanizmanın işleyişinde karşılaşılan sorunlar içinde en önemlisi bazı mal teslimleri ve hizmet ifalarında KDV oranının indirilmesidir. KDV oranı indirildiğinde, mükelleflerin KDV tahsilatı azalmaktadır. Ticari faaliyetlerini devam ettirebilmek için tahsil ettiklerinden daha fazla KDV yüklenmek zorunda kalan mükellefler giderek büyüyen bir devreden KDV sorunu ile karşı karşıya kalmakta ve yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri KDV'lerinin iadesini alma ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır.Bu bağlamda, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29/2'nci maddesinde, KDV oranı indirilmiş olan teslim ve hizmetleri bulunan mükelleflere, indirimli oran nedeniyle eksik hesapladıkları KDV'yi telafi etmeleri amacıyla iade alma hakkı tanınmıştır.Bu çalışmada, KDV ile ilgili geniş bir bilgilendirmeden sonra KDV iade yöntemleri ve işlem türlerine göre KDV iadeleri anlatılmış, indirim oranlı işlemlerde KDV iadesi, konunun daha somut hale getirilebilmesi için örnek uygulama ile birlikte açıklanmış, indirim oranlı KDV iadesi ve muhasebesinde karşılaşılan sorunlara değinilmiş ve bu sorunlar için çözüm önerilerinde bulunulmuştur.ANAHTAR SÖZCÜKLER: KDV, KDV İadesi, Yüklenilen KDV, İndirimli Oran. Value of Added Tax Rate is the most developed and modern in turn over tax. Value of Added Tax Rate is a non-cumulative turn over tax. Because of this quality the tax leads to a pyramid-shaped incident. The quality that makes VAT different from similar turn over taxes is it's mechanism for tax discounts. This discount mechanism is implemented by calculating VAT on sales to calculating VAT on purchases. The main problem encountered within the application of this mechanism is the reduction of the rate of VAT on the delivery of goods and discharge of services. When the rate of VAT is reduced taxpayer's VAT collection is decreased. Taxpayers who have to pay more VAT than they collect to continue their business activities face a growing circulation of VAT problem and charge and VATs that can't be compensated through discounts need to be returned. In this regard, in article 29/2 of the Value of Added Tax Law No.3065, the taxpayers with reduced VAT rate on goods and services have the right to receive refunds in order to compensate for the miscalculated VAT rate due to discounts. In this work, after a wide briefing on VAT, tax returns methods and tax returns explained according to transaction types, discount rates on VAT returns, we have prepared a sample to make the subject more perceptible, the discount rate on VAT returns and problems encountered in accounting and solutions on solving these problems. KEYWORDS: VAT, VAT returns, charges on VAT, discount rates 197
- Published
- 2017
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.