Search

Background and Objectives: Lymphedema is a progressive, chronic condition. Traumatic damage to the lymphatics, removal of lymph nodes, and/or radiation are the major causes of fibrosis and a subsequent pathological cascade. Macrophages play a crucial role in wound healing, with M1 macrophages known for their pro-inflammatory effects and M2 macrophages recognized for their anti-inflammatory effects, including improved angiogenesis, lymph angiogenesis, and tissue healing. This study aims to assess the use of calcitriol to alter the M2/M1 macrophage balance, reduce tissue fibrosis in a lymphedema model, promote new micro-lymphatic vessel formation, and evaluate the benefits of active vitamin D. Material and Methods: Forty-five rats were randomly divided into three groups: control surgery (group A), surgery with preoperative–postoperative calcitriol (group B), and postoperative calcitriol (group C). One week after the surgical ablation a total dose of 20 Gy radiation therapy was administered to the operated groin region. Micro-computed tomography was used for limb volume calculation, fluorescence lymphatic imaging was used to assess the presence of lymphedema, and histopathological analyses were conducted to evaluate the M1/M2 macrophage ratio, fibrosis accumulation, and lymph angiogenesis. Results: The micro-computed tomography evaluation revealed that 75% of the rats of group A exhibited long-lasting lymphedema. In group B, the initial lymphedema ratio was the lowest, affecting only 25% of the rats. After ligating the main vessels, a linear lymphatic microvascular structure was observed in groups B and C. Group B had a significant increase in M2 macrophages and newly formed lymphatic vessels (p < 0.05). However, group A showed a significant elevation of M1 macrophages and collagen accumulation (p < 0.05) in the surgically treated hind limb. Conclusions: Both histological analyses and clinical results reported a relevant influence of calcitriol administration. Among all groups, the most favorable outcomes were seen in group B (prophylaxis group). Hence, calcitriol administration could play a crucial role in enhancing the migration of M2 macrophages to the damaged tissue. Such migration may contribute to lymphedema resolution either by enhancing the organization of superficial lymphatic vessels or resolving fibrosis, or with a combination of both these mechanisms.

Arap dilinin ve kültürünün hâkim olduğu bir coğrafyada yaşayan Hz. Muhammed (s.a.s.); söz ve davranışlarını belirlerken yerel kültürden faydalanmıştır. Etkili konuşmak adına duyguların, heyecan ve coşkunun özlü bir seslenişle anlatıldığı nida cümlelerinden ve muhataplara samimi mesajlar veren özlü terkiplerden istifade etmiştir. Öyle ki kritik zamanlarda mühim vazifeler üstlenen ashâba terkipli söz söylemek nebevî üsluplardan olmuş, savaş sırasında sıkıntısını gideren iki sahâbîye “Babam, anam sana feda olsun!” diye seslenmiştir. İnsanı onurlandıran bu tavır ashâbın hoşuna gittiğinden onlar da aynı terkibi kendisine ve birbirlerine karşı kullanmışlardır. Muhatabın takdirini ve ikramını kazanmak için anne babanın feda edilmesi güçlü, etkileyici bir samimiyet örneğidir. Ancak “Anam, babam sana feda olsun!” şeklinde Türkçeye çevrilen bu sözün, İslâm kültürüne has bir terkip olup olmadığının sorgulanması gerekir. Son zamanlarda sıklıkla duyulan “Yâ Resûlallah, canım/anam-babam sana feda olsun!” sözleri de aynı etkinin bir devamı olarak düşünülebilir mi? Bu makalede temel kaynaklardaki verilerden hareketle, tarihî bir yaklaşımla, sözün geçmişten günümüze kullanım şekilleri belirlenerek, günümüzde kullanmanın mahzuru olup olmayacağı üzerinde durulacaktır

Kur’ân’ın tümünün veya bazı sure ve ayetlerinin faziletlerini konu edinen Fezâilü’l-Kur’ân ilmi, hakkında pek çok çalışmanın yapıldığı bir alan olmuştur. Bu konuyla alakalı hadislerin bir araya getirilmesi ile başlayan bu literatür, tefsir ve hadis kitaplarının bir parçası olarak veya müstakil olarak çalışmalara konu olmuştur. Çokça zayıf ve uydurma rivayetin dâhil olduğu Fezâilü’l-Kur’ân hadislerinden doğru bir şekilde istifade etmek için, yapılan çalışmaları tanıtmak, bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. AnahtarKelimelerAnahtarKelimelerAnahtarKelimeler

Son yüzyılın tanınmış oryantalistlerinden biri olan Juynboll’ün hadis tarihi ve rivayetlerin tarihlendirilmesi hakkındaki bazı iddiaları, Müslüman âlimlerce tenkit edildiği gibi bizzat batılı araştırmacılar tarafından da eleştiri konusu olmuştur. Onun, İbn Ömer’in azatlısı Nâfi’nin kişiliği ve hadis rivayetindeki yeri hakkında yazdığı makalesi Harald Motzki tarafından analiz edilerek eleştirilmiştir. Bu yazıda Juynboll’ün ilgili makalesindeki iddiaları ve Motzki’nin ona yönelttiği tenkitler değerlendirilmekte, Nâfi’nin gerçek kişiliği bu iki bilginin analiz ettiği fitre hadisi özelinde ortaya konulmakta ve bazı mülahazalar arz edilmektedir. Fitre hadisinin Juynboll tarafından şema haline getirilmiş isnad tablosunun bazı eksiklikleri Motzki tarafından tamamlanmıştır. Ancak yine de bazı tarikler unutulmuştur. Bu sebeple yazının sonunda ilgili hadisin isnad tabloları ilave edilmiştir. Son yüzyılın tanınmış oryantalistlerinden biri olan Juynboll’ün hadis tarihi ve rivayetlerin tarihlendirilmesi hakkındaki bazı iddiaları, Müslüman âlimlerce tenkit edildiği gibi bizzat batılı araştırmacılar tarafından da eleştiri konusu olmuştur. Onun, İbn Ömer’in azatlısı Nâfi’nin kişiliği ve hadis rivayetindeki yeri hakkında yazdığı makalesi Harald Motzki tarafından analiz edilerek eleştirilmiştir. Bu yazıda Juynboll’ün ilgili makalesindeki iddiaları ve Motzki’nin ona yönelttiği tenkitler değerlendirilmekte, Nâfi’nin gerçek kişiliği bu iki bilginin analiz ettiği fitre hadisi özelinde ortaya konulmakta ve bazı mülahazalar arz edilmektedir. Fitre hadisinin Juynboll tarafından şema haline getirilmiş isnad tablosunun bazı eksiklikleri Motzki tarafından tamamlanmıştır. Ancak yine de bazı tarikler unutulmuştur. Bu sebeple yazının sonunda ilgili hadisin isnad tabloları ilave edilmiştir.

Kur’ân’ın tümünün veya bazı sure ve ayetlerinin faziletlerini konu edinen Fezâilü’l-Kur’ân ilmi, hakkında pek çok çalışmanın yapıldığı bir alan olmuştur. Hicrî üçüncü asrın muhaddislerinden İbnu’d-Durays da bu konuda eser telif edenlerden biridir. Hayatı hakkında fazla malumat bulunmayan İbnu’d-Durays’ın, Kur’ân’ın nüzulü, okuma adabı, şefaati, Kur’ân eğitiminin önem ve fazileti ile bazı sure ve ayetlerin faziletine dair ulaşabildiği rivayetleri topladığı bu eser, genel hatlarıyla, bu makalede tanıtılacaktır.