Son yıllarda artan çevresel duyarlılık, gelecek için öngörülen düşük CO2 emisyon hedefleri ve yakıt tasarrufu gibi ekonomik kaygılar otomotiv imalatçılarını daha hafif araçlar üretmeye itmektedir. Bu kapsamda gerek metallere göre daha hafif olmaları gerekse ucuz olmaları sebebi ile otomotiv içerisinde polimer malzemelerin kullanım alanları gün geçtikçe artmaktadır. Polipropilen ve polietilen gibi polyolefinler, güçlü mekanik özellikleri, kolay proses edilebilirlikleri ve düşük yoğunluklu olmaları sebebi ile otomotivde kullanılan polimerler arasında önemli bir paya sahiptir. Polyolefinler genellikle katkısız olarak kullanıldıklarında düşük fiziksel, mekanik ve termal özelliklere sahip olurlar. Bununla birlikte göreceli ucuz da değillerdir. Bu yüzden polyolefinler fiziksel, mekanik ve termal özelliklerin iyileşmesi ve aynı zamanda ucuzlatma sağlamak için hammadde üreticilerince genellikle katkılı olarak üretilirler. Son zamanlarda polyolefin malzeme üreticileri arasında artan trend daha az katkı oranlarında aynı fiziksel, mekanik ve termal özelliklerin sağlanabildiği ve dolayısıyla daha az yoğunluklu malzemelerin üretimidir. Bu malzemelerin laboratuvar ortamından sanayiye taşınması için farklı proses parametrelerinin ya da farklı katkıların son ürüne etkisinin bilinmesi ciddi önem arz etmektedir. Bu sebeple bu çalışmada araç hafifletme ve ucuzlatma hedefi kapsamında tampon, rüzgarlık, bagaj paneli gibi yüksek hacimli araç dış trim parçalarında mevcutta yoğun kullanım alanı bulan yüksek talk katkılı polipropilen bazlı hammaddelerde daha düşük talk oranı ile ya da nonokil katkısı ile aynı özelliklerin elde edilip edilemeyeceği incelenmiştir.Bunun için öncelikle endüstriyel lotlarda üretimi yapılabilen ve uzun yıllardır çoğu otomotiv dış trim parçasında kullanım yeri bulan %30 talk oranına sahip bir polipropilen (PP) bileşikler referans hammadde olarak alınmıştır. Buna alternatif olarak, henüz laboratuvar ortamında geliştirilmesi devam eden yani endüstriyel olarak henüz herhangi bir otomotiv dış parçasında kullanımı olmamış &30 ve %20 talk dolgulu 2 farklı PP kompound seçilmiştir. Bu hammaddelerin granülleri üzerinden inorganic katkı oranlarını belirlemek üzere TGA testi, akışkanlıklarını karakterize etmek için MFI eriyik akış indeksi testi, özkütlelerini belirlemek için yoğunluk testi yapılmıştır. Daha sonra bu PP bileşikler enjeksiyon makinesinde sabit kalıp sıcaklığı ve silindir sıcaklığı ile kalıplanmıştır. Bu şekilde üretilen test çubukları üzerinden çekme, eğme, çentikli izod- charpy darbe testleri yapılarak mekanik dayanımları incelenmiştir. Isı iletim sıcaklıklarının tayini ve yumuşama sıcaklıklarının tayini için de ısıl eğilme sıcaklığı (HDT) ve vicat yumuşama sıcaklığı tayini (VST) testleri yapılmıştır. Bununla birlikte termal geçişler ve kimyasal reaksiyonlarla ilişkili entalpilerini ölçmek ve bu süreçlerin meydana geldiği sıcaklıkları belirlemek için DSC diferansiyel taramalı kalorimetri tekniği kullanılmıştır ve erime sıcaklığı (Tm), kristalizasyon sıcaklığı (Tc), erime entalpisi (ΔHm), kristalizasyon entalpisi (ΔHc) ve kristalizasyon (% Xm, % Xc) değerleri bulunmuşturMalzeme karakterizasyonları ile malzemelerin fiziksel, mekanik ve termal özellikleri belirlenerek karşılaştırıldıktan sonra farklı proses parametrelerinin yine malzemelerin fiziksel, kimyasal ve termal özelliklerine etkisinin incelenmesi için plastik enjeksiyon yöntemi ile farklı kalıp sıcaklıkları ve farklı enjeksiyon sıcaklıklarında numuneler üretilmiştir. Bu şekilde üretilen test çubukları üzerinden çekme, eğme, çentikli izod- charpy darbe testleri yapılarak mekanik dayanımları incelenmiştir. Isı iletim sıcaklıklarının tayini ve yumuşama sıcaklıklarının tayini için de ısıl eğilme sıcaklığı (HDT) ve vicat yumuşama sıcaklığı tayini (VST) testleri yapılmıştır. Bununla birlikte termal geçişler ve kimyasal reaksiyonlarla ilişkili entalpilerini ölçmek ve bu süreçlerin meydana geldiği sıcaklıkları belirlemek için DSC diferansiyel taramalı kalorimetri tekniği kullanılmıştır ve erime sıcaklığı (Tm), kristalizasyon sıcaklığı (Tc), erime entalpisi (ΔHm), kristalizasyon entalpisi (ΔHc) ve kristalizasyon (% Xm, % Xc) değerleri bulunmuşturSon olarak %20 talk katkılı malzemeye %1, %3 ve %5 oranlarında ve aynı formulasyonda nanokil katkılanarak farklı katkı oranlarının proses koşullarına ve son ürünün mekanik özelliklerine etkisinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu PP bileşiklerin granülleri üzerinden akışkanlıklarını karakterize etmek için MFI eriyik akış indeksi testi, özkütlelerini belirlemek için yoğunluk testi yapılmıştır. Daha sonra bu PP bileşikler enjeksiyon makinesinde sabit kalıp sıcaklığı ve silindir sıcaklığı ile kalıplanmıştır. Bu şekilde üretilen test çubukları üzerinden çekme, eğme, çentikli izod- charpy darbe testleri yapılarak mekanik dayanımları incelenmiştir. Isı iletim sıcaklıklarının tayini ve yumuşama sıcaklıklarının tayini için de ısıl eğilme sıcaklığı (HDT) ve vicat yumuşama sıcaklığı tayini (VST) testleri yapılmıştır. Bununla birlikte termal geçişler ve kimyasal reaksiyonlarla ilişkili entalpilerini ölçmek ve bu süreçlerin meydana geldiği sıcaklıkları belirlemek için DSC diferansiyel taramalı kalorimetri tekniği kullanılmıştır ve erime sıcaklığı (Tm), kristalizasyon sıcaklığı (Tc), erime entalpisi (ΔHm), kristalizasyon entalpisi (ΔHc) ve kristalizasyon (% Xm, % Xc) değerleri bulunmuştur. In recent years, increasing environmental sensitivity, low CO2 emission targets and economic concerns such as fuel economy have pushed automotive manufacturers to produce lighter vehicles. In this context, being lighter and cheaper than metal have increased the usage areas of polymer materials in automotive industry day by day. Polyolefins such as polypropylene and polyethylene have a significant share among automotive polymers due to their strong mechanical properties, easy processability and low density. Polyolefins generally have low physical, mechanical and thermal properties when used without additives. Moreover, they are relatively not inexpensive. Due to this reason, by raw material producers, polyolefins are mostly produced with cheaper additives which also improve their physical, mechanical and thermal properties. The recent increasing trend amongst polyolefin material manufacturers is the production of less dense materials with the same physical, mechanical and thermal properties at lower add-on rates. It has crutial importance to know the effect of different process parameters or different additives on the final product in order to transfer these materials from the laboratory environment to the industrial applications.For this reason, in this study it has been investigated whether the same characteristics can be achieved with low talc content or with nanoclay additive instead of high-talc-doped polypropylene-based raw materials that are used now in serial productions of some big-size exterior trim parts such as bumpers, spoilers and trunk pannels.For this purpose, a kind of polypropylene (PP) copolymer with 30% talc content which is commercially available and being used for the productions of exterior automotive parts for years was taken as a first and reference material. Then, two different PP copolymer respectively with %30 and %20 talc content were taken as alternatives. These two alternative material are still under development and never used for the production of any exterior trim part in automotive industry. So, their process behaviours are unknown.Granules of these three different PP compounds were characterized by several techniques in order to determine their mechanical and thermal properties. For this purpose, thermogravometric analysis (TGA) was used to determine their inorganic additive ratios, melt flow index (MFI) test was performed to characterize their fluidity, density test was run to determine their density. Then the granules of these three PP compunds were molded by an injection machine with fixed mold and barrel temperatures. Then, tensile and bending tests were performed on their specimens in order to determine their strength and modulus values. Impact resistance of the specimens were tested by Izod and Charpy methods to see their energy absorbtion capacities. In order to determine their softening points and heat deflection temperatures heat deflection temperature (HDT) and vicat softening point (VST) tests were made. Differential scanning calorimeter (DSC) was used to measure the enthalpies of specimens related to thermal transitions and chemical reactions and also to determine the temperatures at which these processes occur. With this technique, melting temperature (Tm), crystallization temperature (Tc), melting enthalpy (ΔHm), crystallization enthalpy (ΔHc) and crystalinity (% Xm, % Xc) values were found.On the second step of the study new samples were molded at different mold temperatures and different barrel temperatures by an injection machine to investigate the effects of process parameters on the mechanical and thermal properties. Tensile test, bending test, izod – charpy impact tests, HDT and VST tests were carried out on these samples to see how controlling the process parameters could affect the mechanical propertries. Additionally, melting temperature (Tm), crystallization temperature (Tc), melting enthalpy (ΔHm), crystallization enthalpy (ΔHc) and crystalinity (% Xm, % Xc) values were also found from the DSC spectra to see how controlling the process parameters could affect the thermal properties.Finally, it was aimed to investigate the effect of different additive ratios on mechanical and thermal properties with addition of 1wt.%, 3wt.% and 5wt.% nanoclay in 20wt.% talc filled polypropylene. The XRD analyses were performed to see the dispersion of nanoclay in PP matrix. MFI test, tensile test, bending test, izod – charpy impact tests, HDT and VST tests were carried out on these samples to see how controlling the process parameters could affect the mechanical propertries. Additionally, melting temperature (Tm), crystallization temperature (Tc), melting enthalpy (ΔHm), crystallization enthalpy (ΔHc) and crystalinity (% Xm, % Xc) values were also found from the DSC spectra to see how controlling the process parameters could affect the thermal properties. 93