Search

Hexa [4-(4-hydroxy-phenyliminomethyl) phenoxy] cyclotriphosphazene (A1) and Hexa [4-(2- hydroxyphenyliminomethyl) phenoxy] cyclotriphosphazene (A2) were derived from the reactions of hexa(4- formyl-phenoxy)cyclotriphosphazene and hexa(2-formyl-phenoxy)cyclotriphosphazene with 4- aminophenol and 2-aminophenol. Adsorption process in an aqueous solution of Cu, Fe, Mn and Zn ions of the organophosphazenes bearing imine groups were performed depending on the initial concentration of metal ions and time. All of the compounds adsorbed the selected metal ions in the first 10 minutes. When the initial concentration of metal ions increases, the amount of metal ions adsorbed of organophosphazene with imine groups increased. Although the chemical structures of the compounds are different, the amount of adsorbed metal was about the same. Hekza[4-{(4-hidroksi-fenilimino)metil}fenoksi]siklotrifosfazenin(A1) ve hekza[4-{(2-hidroksifenilimino)metil}fenoksi]siklotrifosfazenin(A2), 4-aminofenol ve 2-aminofenol ile heksa (4-formilfenoksi) siklotriposfazen ve heksa (2-formil-fenoksi) siklotriposfazen reaksiyonlarından türetildi. İmin gruplarını taşıyan organofosfazelerin sulu Cu, Fe, Mn ve Zn iyonları çözeltisinde adsorpsiyon işlemi, metal iyonlarının başlangıç konsantrasyonuna ve süresine bağlı olarak gerçekleştirildi. Bileşiklerin tümü seçilen metal iyonlarını ilk 10 dakika içerisinde adsorbe etti. Metal iyonlarının başlangıç konsantrasyonu arttığında, imin gruplarıyla organofosfazene adsorbe edilen metal iyonlarının miktarı arttı. Bileşiklerin kimyasal yapıları farklı olmasına rağmen, adsorbe edilen metal miktarı yaklaşık olarak aynıydı.

Yenilen ve içilen gıdalar; insanın beden ve ruh sağlığını, sosyal hayatını, dini yaşamını ve ibadetini etkileyebilmektedir. Ancak, yalnızca sağlıklı beslenmenin temini için resmi gıda mevzuatları ve standartlar geliştirilirken, gıdaların helal ve tayyip olma özelliğine bu mevzuatlarda yer verilmemiştir. Genel anlamda maddeler fiziksel ve kimyasal değişimler yapabilmektedirler. Fiziksel değişime uğrayan maddenin kimyasal yapısı aynı kalmaktadır. Fakat kimyasal değişime uğrayan maddelerin kimyasal yapısı da değişmektedir. Kimyasal yapısı değişime uğrayan maddenin özellikleri de değişebilmektedir. Kimyasal değişim sonucu oluşan yeni madde, değişim öncesinde maddenin sahip olduğu özelliğin tam zıddı bir özellik de kazanabilir. İslam dinine göre, gıdaların kalitesi, üretim süreci ve üretimden sonraki maruz kaldığı süreçte dini hükümlere riayet çok büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan helal hassasiyeti olan bireylerin taleplerinin karşılanması bakımından Helal Belgelendirme faaliyeti önem arz etmektedir. Bu çalışmada, helal hassasiyeti olan bireylerin kullanacakları tüketim maddelerinde arayacakları özellikler ile dikkat edilmesi gereken bazı hususlar ele alınmıştır. Foods that are eaten and drunk can affect people's physical and mental health, social life, religious life, and their worship. Official food regulations and standards have been developed to ensure health status of the food and nutritions, but they do not mention about their halal and tayyeb status. Substances can make physical and chemical changes. The chemical structure of the substance undergoing physical changes, its chemistry remains the same. However, the chemical structure of substances that undergo chemical changes may change its chemistry. Depending on the chemical change, the properties of the substance can also change. A substance formed because of a chemical change may also acquire a new property that is very different from the property of a substance before the chemical change. According to the religion of Islam, in addition to the quality of food, it is very important to comply with religious rules in the production process and the process after production. In this respect, Halal certification activity gains importance in meeting the demands of the individuals with Halal sensitivity. In this study, the properties of some consumer goods that will be purchased by Halal sensitive individuals were discussed and some related issues questioned.

Food and cleaning products are the most basic living materials. Soap is a cleaning agent. The first known record of the production of soap, belong the Sumerians in BC 2500 years. Soap making has been developed and has survived to the present day. The products of olive and laurel plants are used in the construction of natural laurel soap. Olive and daphne are typical plants of the Mediterranean climate. Olive is among the first plants to be tamed. The laurel plant grows naturally in the Mediterranean climate. The laurel plant is not cultured. The construction of the natural laurel soap used today is transferred to the literature and presented to interest of the researchers and developers

SbSeI bileşiğinin 0-200 kBar'lık hidrostatik basınç altında yapısal parametreleri, elektronik yapısı ve yük yoğunluğu dağılımı ilk kez araştırıldı. Tüm hesaplamalar için Quantum Espresso yazılımı (QE) kullanıldı. Elektronik bant hesaplamaları, SbSeI bileşiğinin 0-40 kBar basınç aralığında dolaylı ve 80-200 kBar basınç aralığında direkt yasak enerji bant aralığına sahip olduğunu göstermektedir. SbSeI bileşiğinin 40-80 kBar aralığındaki bir basınçta yapısal faz geçişine maruz kaldığı düşünülmektedir., The structural parameters, electronic structure, and charge density distribution of SbSeI compound under hydrostatic pressure of 0-200 kBar were investigated for the first time. Quantum Espresso software (QE) was used for all calculations. The electronic band structure calculations show that the forbidden band gap of the SbSeI compound has an indirect band in the 0-40 kBar pressure range and a direct band in the 80-200 kBar pressure range. The SbSeI compound is thought to undergo a possible structural phase transition at a pressure in the range of 40-80 kBar.

Akdeniz ikliminin tipik bir bitkisi olan defne, kışaylarında yapraklarını dökmez. Doğal olarak yetişmekle birlikte, park vebahçelerde dekoratif bitki olarak da kullanılabilmektedir. Türkiye Dünyanın enbüyük defne yaprağı üreticisidir. Defne bitkisinin ürünleri gıda, ilaç, kimyave kozmetik sanayinde kullanılmaktadır.

Inorder to determine the outdoor gamma dose rates, the study area was separatedto 35 sampling stations with approximately 3 km distance. Measurings were donein 3 different locations for each sampling station. The average of these 3measurements was taken and was specified as outdoor gamma dose rate forsampling stations. The outdoor gamma dose rates were measured by Eberline smartportable device (ESP-2) connected with an SPA-6 model plastic scintillationdetector. Measurements were taken in air for two minutes at 1 m above theground and the gamma dose rates were recorded nGy/h. The average outdoor gammadose values measured at 35 locations measured per hour in the air at analtitude of 1 m was 59.4 nGy/h. The average annual outdoor gamma dose isdetermined to 72,8 ?Sv for Nurdağı province.

Araştırmanın amacı, sağlık çalışanlarının mesleki tükenmişlik düzeylerini rol çatışması, rol belirsizliği ile ilgili değişkenlere göre incelemek ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı sağlık tesislerinde görev yapan sağlık personelinin yaşadığı tükenmişlik düzeylerini saptamak, bu noktadan hareketle tükenme sorununun kaynağını belirleyerek soruna çözüm önerileri getirmektir. Çalışmanın örneklemi İstanbul İli İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstinye Devlet Hastanesinde görev yapan 273 sağlık personelinden oluşmaktadır. Araştırmada Maslach Tükenmişlik Envanteri ile Rol Çatışması ve Rol Belirsizliği Envanterleri kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre sağlık çalışanlarının yaşadığı yüksek tükenmişliği önleyebilmek amacıyla, kişisel gelişime imkan tanımak, aralıklı olarak kurumsal etkinlikler düzenlemek ve bunlara personelin katılımını sağlamak, çalışma koşullarını iyileştirmek faydalı olacaktır. Araştırmadan elde edilen veriler ışığında sağlık personelinin tükenmesini önleyici tedbirleri önermek suretiyle sağlık tesislerinde sunulan hizmetin kalitesine katkıda bulunulacağı düşünülmektedir. The purpose of this study role conflict and role ambiguity related to their level of occupational burnout of health care workers according to the variables to examine. The sample of the study consisted of 273 health personnel working in Okmeydanı Training and Research Hospital and Istinye State Hospital affiliated to Istanbul Provincial Health Directorate. In the study, Maslach Burnout Inventory, Role Conflict and Role Uncertainty Inventories were used. As a result of this research, it was aimed to determine the burnout levels experienced by the health personnel working in the health facilities of Istanbul Provincial Health Directorate, to determine the relationship between some variables and burnout levels and to find solutions to the problem by determining the source of exhaustion problem from this point. According to research findings, it is beneficial to provide personal development, to organize institutional events on an intermittent basis, to provide staff participation and to improve working conditions in order to prevent the high exhaustion experienced by health workers. In the light of the data obtained from the research of health personnel in health facilities by offering measures to prevent the depletion it is believed that will contribute to the quality of services. 116

SnO2 has various specific and unique properties, which make this material very useful for manyapplications. The elastic constants of materials are very important because they are closely associatedwith the mechanical, physical and chemical properties. The structural and elastic constants of SnO2 wereinvestigated using density functional theory (DFT) as implemented in VASP software. The latticeparameters, atomic positions and elastic constants were studied up to pressure of 18 GPa. The calculatedelastic constants indicate that SnO2 is mechanically stable. Some fundamental physical quantities such asbulk modulus, Debye temperature, Poisson’s ratio, Young's modulus, shear modulus, and crystalanisotropy were derived calculated data. The phase transition from CaCl2 – type to α-PbO2 structure isobtained at 12.13 GPa. The Debye temperature of SnO2 was computed from the elastic moduli and soundvelocities. The computed average linear compressibility of α-PbO2 structure is 1.90 TPa-1 in the x, y and zdirection at ambient pressure. Also, the pressure-induced lattice (elastic) constants were fitted to theregression equation in order to make direct comparison to results obtained by other calculations. Theresults were compared with available theoretical and experimental data., SnO2 birçokuygulamalar için çok yararlı malzeme yapan çeşitli özel ve özgün özellikleri vardır.Malzemenin elastik sabitleri mekanik, fiziksel ve kimyasal özellikleri ileilişki kurduğu için çok önemlidir. SnO2’nın yapısal ve elastiksabitleri VASP yazılımı kullanılarak Yoğunluk Fonksiyonel Teorisi (DFT) ile araştırılmıştır.Örgü parametreleri, atomik konumlar ve elastik sabitler 18 GPa’ya kadar değişikbasınçlarda çalışıldı. Hesaplanan elastik sabitler göstermektedir ki SnO2mekanik olarak kararlıdır. Bulk modül,Debye sıcaklığı, Poisson oranı, Youngmodülü, shear modülü, kristal anizotropisi gibi bazı fiziksel niceliklerhesaplanan verilerden türetilmiştir. CaCl2 tipinden α-PbO2 yapısınafaz geçişi 12,13 GPa elde edildi. SnO2’nin Debye sıcaklığı elastikmodüller ve ses hızlarından hesaplandı. Ortam basıncında x, y ve z yönlerinde α-PbO2’ninortalama sıkıştırıla bilirliği 1,90 TPa-1 dır.Ayrıca, basınç kaynaklı örgü(elastik) sabitleri diğer hesaplamalar ile elde edilen sonuçlarla doğrudankarşılaştırma yapmak amacıyla regresyon denklemine uyduruldu. Sonuçlar mevcutteorik ve deneysel verilerle kıyaslanmıştır.

The acceleration of technology and industrialization in every area of life has led to major advances. Today continuous growth of the world population, has led to rapidly increasing energy deficit. In last forty yearss, nature suffered a serious damage because of energy production activities in several types. Climate change, especially in recent years, environmental issues and rising energy demand has been a major problem. In this study, the development of nuclear energy in the world and in Turkey, the existing nuclear power plants features, advantages, and disadvantages were given information about.

SbSI kristalinin optik özellikleri yoğunluk fonksiyoneli teorisi altında SIESTA yazılımı ile araştırıldı.Genelleştirilmiş gradiyent yaklaşıklığı(GGA)’nda psödo‐potansiyel yöntem kullanıldı. Her iki fazda bazıoptik katsayılar hesaplandı. Dielektrik fonksiyonun reel ve sanal kısımlarından; kırılma indisi, yansıma vesoğurma katsayıları gibi optik katsayılar hesaplanabilir. Hesaplanan değerler ulaşılabilen literatürdeğerleri ile kıyaslandı.

TEZ10791 Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016. Kaynakça (s. 127-136) var. xii, 148 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm. Bu çalışmada, ortoromb k SbX(= S, Se, Te)I b leş kler n n yapısal, elektron k, elast k, Born etk n yükler , d elektr k, termod nam k, t treş m özell kler LDA ve GGA yaklaşımı kullanılarak ab n t o yöntem ne dayalı yoğunluk fonks yonel teor s le hesaplandı. Enerj bant yapısı, SbXI b leş kler n dolaylı b r bant aralığına sah p olduğunu göstermekted r. SbXI b leş kler n n elektron k yük dağılımı Sb-X ve Sb-I bağlarının kovalent- yon k türü olduğunu göstermekted r. Born etk n yükler , d elektr k geç rgenl k tensörü ve elast k özell kler yoğunluk fonks yonel pertürbasyon teor s çerçeves nde hesaplandı. Hesaplanan bağımsız elast k sab tler SbXI b leş ğ n n mekan k olarak kararlı olduğunu göstermekted r. Bu b leş kler n bulk modülü, kayma modülü, Young modülü, ses hızı, Po sson oranı, kr stal an zotrop ve Debye sıcaklıkları g b bazı temel f z ksel büyüklükler hesaplanan ver lerden elde ed lm şt r. SbXI’nın fonon durum yoğunluğu ve fonon d spers yon eğr ler hesaplanan Hellmann-Feynman güçler ne dayalı d rekt yöntem kullanılarak elde ed ld . ? noktasında kızılötes ve Raman’da akt f fonon k p frekansları bulundu. Ayrıca, SbXI kr staller n Helmholtz serbest enerj s , ç enerj , ısı kapas tes ve entrop g b termod nam k özell kler harmon k yaklaşımı kullanılarak ncelenm şt r. Elde ed len bulgular mevcut deneysel ve teor k değerlerle karşılaştırıldı. In this work, the structural, electronic, elastic, Born effective charges, dielectrics, thermodynamic, vibrational properties of orthorhombic SbX(= S, Se, Te)I compounds were calculated using the LDA and GGA approximation with density functional theory based on ab initio method. Energy band structures show that SbXI compounds have an indirect band gap. Electronic charge distributions of SbXI compounds suggest that the Sb–X and Sb–I bonds are covalent–ionic type. Born effective charges, dielectric permittivity tensors and elastic properties have been calculated within the framework of density functional perturbation theory. The calculated independent elastic constants indicate that SbXI compounds are mechanically stable. Some fundamental physical quantities such as bulk modulus, shear modulus, sound velocity, Young's modulus, Poisson's ratio, crystal anisotropy and Debye temperatures of these compounds were derived from computed data. The density of phonon states and phonon dispersion curves of SbXI were obtained using the direct method based on computed Hellmann–Feynman forces. The infrared and Raman active phonon mode frequencies at the ? point are found. The thermodynamic properties of SbXI crystals such as the Helmholtz free energy, internal energy, heat capacity and entropy are also investigated using the harmonic approximation. The obtained results were compared with the existing experimental and other theoretical data. Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: .

Tek boyutlu dilim geometride, tek hızlı ve lineer anizotropik saçılmalı durumda nötron transport denklemi değişkenlere ayırma yöntemi kullanılarak çözülmüştür. Konuma bağlı kısım eksponansiyel bir fonksiyon, açıya bağlı kısım ise Legendre veya Chebyshev Polinomları olarak seçilmiştir. Chebyshev Polinomlarının II. tipi kullanıldığından UN yaklaşımı olarak adlandırıldı. Bu diferansiyel eşitliklerin çözümü için hem PN hem de UN yönteminde eksponansiyel bir fonksiyon önerilmiştir. Önerilen fonksiyon diferansiyel eşitliklerde kullanılarak öz değerlerinin hesaplanabileceği birbirine bağlı analitik denklemler elde edilmiştir. Bu analitik denklemler çözülmüş c0 ve c1’in (çarpışma başına ortaya çıkan nötron sayıları) farklı değerler için (0 ≤ c1 < 2: c0=0, c0=0.25, c0 =0.50, c0 =0.75, c0 =0.99) ν öz değerleri hesaplanmış ve karşılaştırma yapmak için tablolar sunulmuştur, In one-dimensional slab geometry, the neutron transport equation was solved in one-speed and linearly anisotropic scattering by implementing the method of separation of variables. The part which depended on the position selected as an exponential function on the other hand the part that was relied upon the angle was chosen as Legendre polynomials or Chebyshev polynomials. The approximation we used is called as UN method because in the method second type Chebyshev polynomials were used. To solve these differential equations, an exponential function was suggested in both PN and UN method. By using the suggested function in differential equations, analytical equations in which ν eigenvalues can be calculated were obtained. These analytical equations were solved and ν eigenvalues calculated for different values (0≤c

Bu çalışmada Türkiye’de 1980’den günümüze döviz kurunun gelişimi incelenmiş değişen piyasa şartları altında, değişen döviz kuru rejimlerinin ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini gözler önüne serilmiştir. Küreselleşme olgusu içinde Türkiye’de de çeşitli para ve maliye politikaları uygulanmıştır. Dolayısıyla, bir çapa olarak da olsa döviz kuru politikaları da dönem dönem değişiklik göstermiştir. Türkiye’de 1980 öncesi sabit kur sistemi uygulanmıştır. 1980 ve 1989 yılları arasında ise sık sık devalüasyonların yaşandığı sabit kur sistemi gözlemlenmektedir. Bu yıldan sonra 10 yıllık bir zaman zarfı boyunca kontrollü serbest kur rejimi uygulanırken daha sonra krizin de etkisiyle 2000 yılından sonra günlük artışların belirlendiği sabit kur rejimi hüküm sürmüştür. 2001 yılının ikinci yarısından itibaren de TCMB müdahalelerinin sınırlandırıldığı esnek kur sistemi uygulanmaktadır. Döviz kurunun bu denli hareketli olduğu ülkemizde sermaye hareketleri de buna bağlı olarak dönemlerce değişiklik göstermiştir. Yıllara göre dağılımı sayısal ifadelerle çalışmamız içerisinde belirtilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada; 1980’den günümüze, Türkiye’de uygulanan döviz kuru politikaları ve bunların etkileri incelenmiştir., In this study, the development of exchange rates in Turkey from 1980 to present was determined. Under changing market conditions, the effects of changing exchange rate regimes on the country's economy was unrolled. Also in Turkey, in the concept of globalization, various monetary and fiscal policies were implemented. Thus, even if an anchor, the exchange rate policies have changed from time to time. Before 1980s, a fixed exchange rate system was applied in Turkey. Between 1980 and 1989, fixed exchange rate system was often observed that was experienced by devaluations. After this year, when in 10 year time controlled floating exchange rate regime was appling, then with the effect of crisis after 2000 the fixed exchange rate regime, which was determined by daily increases, prevailed. Till the second half of 2001, the free exchange rate system that was restricted by Central Bank interventions has been implemented. Capital movements have changed from time to time according to exchange rate that was changing rapidly in our country. The annual distribution, in numerical terms, can be seen in this study. In short, in this study, the exchange rate policies which were applied in Turkey and their effects from 1980 to present, was examined.

Bu çalışmada dört ve sekiz değişkenli Lineer Regresyon metodu kullanılarak, bazı demir esaslı alaşımların kompozisyon yüzdelerine ilişkin datalar yardımıyla, martensite, austenite başlama sıcaklıkları ve sıcaklık hysteresislerinin kompozisyonel bağımlılıkları için yeni ampirik bağıntılar teklif edilmiştir. Demir ve demir esaslı bazı şekil hatırlamalı alaşımlar için elde edilen değerler deneysel sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Martensite Dönüşüm Sıcaklıkları, Şekil Hatırlamalı Alaşımlar, Termal Hysteresis. In order to discussion the effect of alloy compositions on the martensite start temperatures and thermal hysteresis new empirical formula is proposed to predict the martensite start temperatures by using the eight-dimensional linear regression method based on existing data for Fe-based alloy. The values obtained for martensite transformation temperatures of the Fe and Fe-base shape memory alloy mentioned above are compared with experimental results. Key Words: Martensite Transformation Temperatures, Thermal Hysteresis, Shape Memory Alloys. 42