The Hilâl-i Ahmer (currently known as the Turkish Red Crescent Society), one of the institutions that the Republic of Turkey took over from the Ottoman Empire, has played a prominent role in the founding of the new state. The 19th century was a century of downturn period for the Ottoman Empire. Because of the wars on many fronts, most of the lands were lost. During all these losses and destructions, the Hilâl-i Ahmer healed the wounds of the army behind the front. Taking on its first important mission in the Tripoli War, the Society gradually increased its influence and looked after the soldiers injured in the war and struggled with epidemics. In addition to this, it also met the expectations and basic needs of the immigrants. Moreover, the resources of the Society naturally decreased during the Tripoli, the Balkan, the First World Wars and the National Struggle. Due to the wars that took place one after another in a very short time, the Society often sought help from the public. While fulfilling its duties, the Society was able to continue its activities through domestic and foreign aids. Likewise, the Society has undertaken a lofty aim that requires bearing a hand to people regardless of religion, language, race and sect. In this context, the prominent names, poets and writers of the period both attempted to provide financial support to the Society and to make it gain necessary reputation.In this study, which focused on the Hilâl-i Ahmer, the poems of Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret, Nigâr Hanım, İhsan Raif, Mehmet Emin, Yusuf Ziya, Hüseyin Daniş, İbrahim Alaettin, Celâl Sahir, Faik Âli have been analyzed. In the aforementioned difficult days, the support given by these artists in order for the Society to maintain its activities has been set forth., Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti’nden devraldığı kurumlardan birisi olan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti -bugünkü adıyla Türkiye Kızılay Derneği- yeni devletin kuruluşunda önemli rol oynamıştır. 19. yüzyıl Osmanlı Devleti için âdeta parçalanma yüzyılı olmuştur. Birçok cephede verilen savaşların sonunda toprakların büyük kısmı kaybedilmiştir. İşte bu kayıplar ve yıkımlar sırasında, cephenin gerisinde ordunun yaralarını Hilâl-i Ahmer Cemiyeti sarmıştır. İlk önemli görevi Trablusgarp Savaşı’nda üstlenen Cemiyet, bu tarihten itibaren gittikçe güçlenmiş ve savaşta yaralanan askerlerle ilgilenmiş, salgın hastalıklarla da mücadele etmiştir. Bununla birlikte Cemiyet, kaybedilen topraklardan göç eden halkın beklentilerini, temel ihtiyaçlarını da karşılamıştır. Dahası, Trablusgarp, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele sırasında Cemiyetin kaynakları doğal olarak azalmıştır. Çok kısa sürede art arda yaşanan bu savaşlar sebebiyle Cemiyet sıklıkla halktan yardım istemiştir. Cemiyet, görevlerini ifa ederken yurt içinden ve yurt dışından gelen yardımlarla faaliyetlerine devam edebilmiştir. Zira Cemiyet, din, dil, ırk ve mezhep ayırt etmeksizin insanlara yardım eli uzatmayı gerektiren ulvi bir görevi üstlenmiştir. Bu bağlamda da özellikle Cemiyete maddi destek ve gereken önemin verilmesini sağlamak üzere dönemin önde gelen isimleri, şairleri, yazarları birtakım girişimlerde bulunmuşlardır. Hilâl-i Ahmer Cemiyetine odaklanan bu çalışmada Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret, Nigâr Hanım, İhsan Raif, Mehmet Emin, Yusuf Ziya, Hüseyin Dâniş, İbrahim Alâettin, Celâl Sahir, Faik Âli gibi isimlerin şiirleri analiz edilmiştir. Bahsi geçen zorlu günlerde Cemiyetin faaliyetlerini sürdürebilmesi için bu sanatçıların verdiği destek ortaya konmuştur.